— Gezgin yazıları — mi tanırsınız! eskiden bir giliz kumpanyalarının isim- ardına — gelirdi. Miuğumda bir ünvan sanırdım di kendime: Yahu! Bu şirketin ne çok şu- ar. derdi, di artık bizim taraflarda da ler bu ismi (oaldılar... Onun (Limited) ser- arasında hış bir çeşit İngiliz şirket siz- cın değiliz i, sayılı ad dar z İrade sermaye farzı İngil. bütün bir poe sistemi aret sah: j cephedeki görünüşüdi İerede her büyük için ird getirirler... Esrine bir : litehassıs, bilgiç veririler, He- âlimdir, ne mütehassıs. Sade- iliz ananesini ir pi? gilmesini temin ettiğini Bu eskinin korunabil - iyi müdir, fena mıdır? Orası- tiremem., Ben sadece gördü- yazıyorum. sayılı e! ile idare sistemi İtal- yürümesini isteyenler, ayni ü — ayni programın senelerce İmesini başka nasıl gemin ni irler? İngilterede bu yirmi e o- lik bir iş diye değ ri gelen bir tür» e kumpanyalara kc de bazı kulüpler, müessese ile | adamla- | tulübe girerek onu yıkmaması böyle sayılı > kimselerden mü- | p idareler tesis ettiler ve ku- | daresinde en çok ei o rı şüpheli bir takım la bu e işlem oldu: Sa; » elinde candan bağlı adamların & “İş tutması ve yabancı ği İncila te ( kurum)a za- timalinin kaldırılma. arette bu Limited şirketi bizde tefek kumpanyalara tatbik e- r, burada en kocaman teşeb- . Elime lerin elindedir. İrafımızda önyillke ve bazan nca, ender olarak ispanyolca uluyor. Biz ise biribirimizle e kortüşuyoruz... Herkes dik. ge belli etmeden bizi din- *ktedirler, Biz de kusursuz gö- hekte ve ekseri etrafımızdaki- n bahsetmekteyiz. Bir dilin rde anlaşılması belki bir ko- r, lâkin anlaşılmaması da rahatlık oluyor. Maamafih ızcayı da burada ayni rahat- görüşebilirsiniz. gün Noel idi... Bu yazımı yaz- “dan evvel, otobüse binerek şöy- dakika bir yere gittim... Ara- bizim sefaret erkânındân bi- tatil günü açık olan postahaneye mek- fvermeya gidiyordu... Oradan rastladım... Böyle . Bir (Çay evijne girdik... başla oradan çıktığımız zaman 1ş ve gece - bütün ka- yle çökmüştü. (Trafalgar) danı, (Nelson)un heykeli dire- irünmeyecek ka- » Hava çiseliyor ve n üzerinde gö: arda bir ihtilâl gününün iye garpıyordu. Noel gü inenulu (fakat » Akşam saat, ez. Sinemalar, | tiyatrolar yerleri ve bütün eğlence va- Yalnız bir kaç çları kapalıdır. adis sineması açık... mumi taşıma vasıtaları dur - u için hemen hai Gece on ikiden $0i ler olarak açık © varmış... Pek armagan nimiyeti az bir eğlencedir. Bana kafalı, eski kafalı di; Ben balo'ardaki danslarda yeni yabancı düşünce ve yaban- olmamak psikolocisinin baş en ölü dörtten son- ob ve yeraltı şimendiferleri . 'e ka- pek kalmış öl lo- ta ve kahveler kapanır... Diyor. ki bu akşam bizim (berhane)de ilirsi- faka samimiyetsiz diyemezsi- ŞEHİR MAARİFTE YALI Bakalorya İmtihanları —e-— işi Bakaloryadan eski usul imtihana girilebilecek Kültür Bakanlığı mekteplerin yoklama talimatnamesini bitirmiş» tir. Geçen yıllarda dışarıdan baka- loryaya kabul edilmiş olnlar, ister- lerse eski usülle imtihana devam €- debileceklerdir. Sınıf geçme yoklamalarında ma- haret istemiyen dersler iki yazı, bir sözlü denemeye tâbi tutulmuş, her dersten alınacak mımaraların sekiz olması şartlandırılmış, lisan, sanat derslerinden zayıf olanlara yıl sonu na gene deneme hakkı verilmiştir. Bakalorya vermemiş lise mezun ları devletin öteki memurları gibi devlet işlerinde haklarını alabile. ceklerdir. Pr. Sehvvarz'ın ilk açılış dersi Üniversiteye yeni alman Hukuk Fakültesi medeni hukuk ordinar- yüs profesörü Schwarz, önümüz - deki çarşamba günü saat 17 de, U- niversite konferans salonunda ilk açılış dersini verecektir. Açılış der si serbest olduğundan, herkes ge- lebilecektir. Romanyada bayram talili Feyziati lisesi izcilerinden 35 kişilik bir kafile, bayram tatilini geçirmek üzere Romanyaya gitmiş- lerdir. İzciler Romanyada bir haf- ta kaldıktan sonra şehrimize dö- neceklerdir. Münhal mur'limlikler Anadoluda muhtelif Hise ve or- ta mekteplerde bazı muallimlikler hâlâ münhaldir. Münhal muallim. liklerin ekserisi ecnebi lisan hoca- lıkları teşkil etmektedir. Münhal bulunan 25 kadar lise ve orta mek tep hocalığı için, Maarif bakanlığı vilâyetlere bir tamim göndererek, ise veya 5, 6 senelik muallim mek teplerinden mezun olanlardan eh- Wi lanlar yazılmasını bildir. miştir, “ Sömestr" Ş'ati inde Atina seyahati Tıp ve hukuk fakültelerinde | yüz elli talebe sömestr tatilini ge- İ sirmek üzere Atinaya bir seyahat yapacaklardır. Talebe Atinada on gün kalacak, bu müddet zarfında Atinanın tarihi yerlerini gezecek- tir. Seyahat masrafı olarak adam başma 18 lira isabet etmektedir. Yalnız pasaport ücreti olan on al- tı liranın talebeden alınmaması i- çin lâzım gelen yerlere müracaal e- dilriştir. Bay Necmeddin S d Akşam arkadaşımızın başmu harriri Sıvas mebusu Necmeddin Sadık dün Cerrahpaşa hastahane - sinden çıkmıştır. Tedavisine evin- de devam edecektir. Oruç Bayramınız kut- lu olsun. Bugüne dek fitre ve zekâtınızı ver- memişseniz, daha vakıt geçmemiştir. Bugün d* verebilirsiniz. (iş Bankasından alman cetveldir) 3 İkincikânun 935 AKŞAM FİYATLARI 1STIKRAZLAR TAHVILAT İstikraza dahli 9425 $ Rebim se 1833 Ergeri 97 $ An mümessil 5150 Kuponsuz o 2865 $ Am tahvili 1, 11 4640 2 223 f An M ri ESHAM Iş Bankası Nama 10 $ Reji kuponsuz vi inler ek öle 180 Müeesis 98 $ Terkor” 1840 Türkiye Carahu- * Çe 130 Banka | Ga ğin 1250 Şrümmy * aas0 $ Şardeyr 08780 Anadolu Hisse 2850 $ Balya ... Şir. Hayriye 16 $ Şark m ecza 65 ÇEK FİYATLARI Fı F. 1203 $ Praj 19,00,50. ali eti yeni Milâne 928yı 1002.25 Nüyork 70,85 $ Berlin 10742 re 24475 $ Varşova 420 Atina 8106 az rüksel Madrit 5046 Amatardam — VI743 $ Bükreş TBARAD Viyana 429 Bu düşüncede yalnız olmadığını malarda kokan bir nişasta ap- | sanıyorum... Balonun aleyhinde de- hi sezerim. Üzentili ve biri üzellik. Sa- | gilim... balo zenaatinin aleyhinde. MİLLİYET CUMARTESİ 5 İKİNCİKANUN 1935 YARIN BAYRAM HABERLERİ sz BELEDİYEDE Ancak Şehrimizde Hayırsever cemiyetler | Zaruri ihtiyaçlar. fakir gemileri eşya dağıttılar 4 Si Hilâliahmer çarşıkola fakir * Yarın şeker bayramıdır. Bu - çocuklara ayakkabı dağıtırken feden de istifade etmektedirler. gün arife olduğu için çarşı ve pa- | Buradan da bir muallim kafilesi zarların her o zamankinden fazla kalabalık olacağıma şüphe yoktur. Bayram münasebetile şehrimizde- ki nakil vasıtaları şirketleri üç gün için cuma tarifesini tatbik edecek- lerdir. Bilhassa Ankara trenleri çok kalabalıktır. İstasyon her gün ge- lenler ve karşılayanlarla dolup bo şanmaktadır. Bayramı İstanbulda ii istiyenler tenzilâtlı tari- Ankara trenleri Ankaraya gitmiştir. Kafile Kay - seri, Sıvas yolile Samsuna gidecek tir. Şehrimizde hayır sever cemi - yetler bayram. münasebeti!» fakir çocuklara yardımda bulunmakta - dırlar. Hilâhiahmer © cemiyetinin Çarşıkolu da. -dün 14 mektepten 270 çocuğu ayakkabı ve çorap ver- ! mek suretile sevindirmiştir. Adananın Kalabalık yüzünden dün | Kurtuluş günü teehürle geldiler Dünkü Ankara - İstanbul eks- presi ile posta treni geçikme ile gelmişlerdir. Ekspres 50 dakika ve posta tre- ni bir buçuk saat geç kalmışlar - dır. Bu gecikmeye sebep bayram tenzilâtmdan ötürü trenlerin pek çok kalabalık ( oluşudur. Her iki treni de çift lokomotif çekmekte idi. öçür haberler * Maliye Bakanlığğı nakit işleri mü- dür muavini Bay Rüştü, bayramı geçir- mek için izinli olarak İstanbula gelmiş- tir. Bugün Adanalılar kurtuluş bayramla. rını kutlulayacaklardır. Uzun işgal yık. larında en çok ıstırap çeken yurt köşele- rinden biri de Adanadır. Onun için bu günü hakkı ile kutlulamak maksadile A- danalılar büyük hazırlıklar yapmışlardır. Şehrimizdeki Adanalılar ve Toros Ganç- “ler Birliği bugün saat on dört buçukta bir toplantı yaparak kurlaluş gününün hâtıralarını anacaklardır. Bakırköy | doğumevi pavyonu açıldı Çocuk Esirgeme kurumu Bakırköy ko- İunun Doğumevine ait ikinci bir paviyo- nun dün sabah saat 10 da açılma mera simi yapılmıştır. Bu paviyonun inşa rafı Hazinedar çiftliği sahibi Bay H Hüse- yin tarafından verilmiştir. İl firpanjl Neden Beyoğlu .? İstanbulun kalbur üstü kalan nesi varsa Beyoğluna göşüyor. Biraz tüy- lenen aileler Beyoğlu tarafını göz - liyer. Bir mağaza açacak iş adamı, i- para sahibi gözünü Beyoğ rat alacak ni tarafına dikiyor. Ve belediye, hükümet kuramları da <meklerini oraya döküyer, projele - rini orası için hazırlıyorlar, Konservatuvarın mutlaka Beyoğ - lu tarafında yapılması isteniyor. Şe » hir tiyatrosunun yine Beyoğlunda hu- rulması düşünülüyor. Beyoğlu, Be - yoğlu, hep Beyoğlu. . Şehzadebaşı arık eshi şöhretini kaybetti, Aksaray salaştan ibaret, pa- zarı ile bir köyü hatırlatıyor, Bura - lardan daha gerileri sanki ışıksız, hareketsiz, rabelde. Nur, hayat, hareket, musi- ki, şiir hepsi Beyoğlu için. Ortasından nehirle ayrılan her me- rum. Fakat orada bir (karşı yaka) farhı olmadığını söylüyorlar. Haliç İstanbulu bir balta gibi iki ye ayırmıştır. Beyoğla bir kaç akıt bi- raz ecnebi, Biraz lövanten, biraz gey- ri Türk kaldığı için Istanbulu dün & deta kendine yabancı görmüştür. İs- mas. Bu seneki bütç:de de bir değişiklik yok Şehirmeclisi daimi (Oencümeni vilâyet ve belediye bütçelerini tet- kike başlamıştır. Şimdiye kadar vilâyet bütçesi nin, maarif kısmı müstesna cla - iğer kısımları gözden geçiril- miştir. Maarif kısmı dâ bittikten sonra belediye bütçesinin tetkiki - ne başlanacaktır. Bu seneki bütçede de büyük bir değişiklik yoktur. Varidat geçen yıla göre artmadığı için belediye ve vilâyet ancak zaruri ihtiyaçları nazarı dikkate almağa mecbur ol- muşlardır. Ancak beş senelik yol programının tatbiki devam edile- cektir. Telefon paraların fan ;apılacak. pavyon Telefon şirketinin fazla olarak aldığı telefon ücretleri bir hasta - ne paviyonu yapılmak üzere bele- diyeye teberrü edilmişti. Nafıa ve- kâleti tarafından verilen emir üze- rine belediye bankaya müracaat etmiş ve 194,774 lira 64 kuruştan baret parayı almıştır. Bu para ile Cerahpaşa hastanesinde bir pavi- yon yapılacaktır. Fakat bunun için bütün abonelerin alacakları olan parayı teberrü etme'eri lâzımdır. Halbuki bir kısmı henüz bunu bil- dirmemiştir. Belediyede teşekkül edecek bir beyet bugünlerde abonelere müra- caat ederek teberünameleri alacak- tr. Teberünamelerden sonra bu pa tanın karşılığı bütçeye konacaktır. Bütçe şubatta şehir meclisinde müzakere edileceği için o vakte ka- dar bu muamele de bitirilecektir. Erenköyüne tramvay uzatlacak İçerenköyde oturanlar kendi köy lerine doğru da bir tramvay hattı uzatılması için belediyeye müraca- at etmişlerdi. Bir müddettenberi gerek şirketin, gerek belediyenin müştereken yaptıkları tetkikat bit- miş ve İçerenköyüne de bir tram- vay yolu uzatılması esas itibarile kabul edilmiştir. Ancak bu yeni hat tın ilkbaharda yapılması da muva- k fık görülmüştür. Ehliyelnamesiz berberler Şehir meclisi tarafından kabul edilen harç tarifesine göre dükkân sahibi berberlerden üç, kalfalar - dan da bir lira ehliyetname ve tes- çil harcı alınması lâzımdır. Berberlerin ehliyetname almala- rı için de berber mektebinde imti- ban olmaları icap ediyor. Halbuki berber mekteb! imtihanına girmi- " yen berberlerin mühim miktarda oldukları anlaşılmıştır. Belediye reisliğinden verilen em- re göre belediye zabıta memurları kendi mıntakalarındaki berber dük kânlarını birer birer gezecekler, ehliyetnamesi olmıyan berberleri mektepte imtihan olmağa sevkede ceklerdir. Bu suretle belediye ehli- yetnamelerden alacağı harç geliri- nin korunmasını temin edecektir. 7 Su saatleri Kadiköy suştilesti aboneleri 82- atlerin çabuk duğundan şi - Eee bulunmuşlardır. Su rai lerim bozül Bini lerin dikkatli m ea BE mevsiminde saatlerin daha çobuk bozulacağını, bunun önüne geç - tanbulun Beyoğlu ile kaynaşması pek | mek için de, saatlerin saman veya yen'dir. Yarım asır evvel bugünkü Şiş | ince biz sarılmasını tavsiye İinin tarla ve duvardan ibaret olduğu söylenir. Beyoğlunun havasını ağır- laştıran lövantenliği / silip süpür - mek için harşı yakayı içinden ve yeni- rg ye ie sik lari NE lunu Türk kesafeti ile a ag var “ dır. Yalnız bunu Yer a nesi İstanbalu, fakir lak yüzümü b Ticaret odasına kaydedil- rakmak affedilmez bir hareket olur. Hem Beyoğlunun göbeğine s'nen o | Melerine lüzum görülmeyor lövanten kokusunu yalnız bu tedbirle haldıracağımızı ummam. Bu işe raz da dil ve adet yasalarile de haber vermemiz lâzımdır. Ben cebinde Türk kçeden başka dille konuşmalarını affetmem. Ve kültürünü benliğini sayan hiç bir millet te affetmez. i dil ko- pir ODADA Hususi mektepler İstanbul Ticaret odası husust mektepleri odaya kaydetmek için müşaviri hususi mektepleri tica - rethane telâkki i İltisat vekâleti bu fikri kabul Ye İmei. Ealıkçılık Hiç urtutmam bundan aşağı yukarı üç O senekadar (ev vel o bir gün Brükselde bir — arkadaşla (o beraber pazar yerinde dolaşıyorduk. Birdenbire ben bir balıkçının camekânı önün. de durakladım. İçeride kırmızı kır mızı bir takım balıklar gözüme i- Üişmiştiz — Aman, dedim, bak sakın bar bunya olmasın! Arkadaşım dikkat etti: — Evet,'dedi, çok Benziyor fa- kat ne münasebet? Barbunyanın burada ne işi var? Filhakika Belçika gi memleketi sayılan yerler, bildiğimiz balıkları pek tanımaz . lar. Tanısalar bile onların yediği balıkları biz bilmeyiz. Yiyemeyiz. Meselâ Belçikada bir uskumru sa tılır ki her bir tanesi küçük bir pa lamut gibidir. Fakat ne yazık ki derisi halın, eti siyahça, ve holar su ağırdır. Bizim âlâ uskumrula - rımıza alışan adamların böyle us. ” kumruları her ne şekilde olursa ol. m yeyip yulmasına imkân yok- ar. Sonra burada bizim balıkçıla - rımızın “Drakonya,, dedikleri ze - hirli bir balık vardır. Bu balık in- sanın eline veya bir yerine vurdu mu fena bir zehir bırakır, çarptı- ği yeri şişirir. Ve hattâ bazan han. gren bile yapar. Balıkçılarımız bu “Drakonya,, balığını gördükleri zaman fena halde ürkerler ve eğer balık (o oltalarına vurmuşsa bin ihtiyatla kafasını kesip oltayı kur. tardıktan sonra balığı tekrar de - nize atarlar. İşte bu bizim “Drakonya,, de - diğimiz balığın Fransızcada ismi (Vive)dir. Ve bir çok garp mem- leketlerinde tehalükle aranan bir balıktır. Onun için balıkların en pahalılarından biridir. Ölü iken bile teması tehlikeli olan bu balığı, balıkçılar güzelce temizlerler, sırtındaki dikenleri yıklarlar, kafasını keserler, di ni soyarlar ve size bunu beyaz bir et şeklinde verirler.. » Bu balığı Avrupada, bizde “Drakonya, , olduğunu bilmeden bir çok defalar yemiş ve pek be - genmiştik. Bundan maada bir çok balık : lar vardır ki onları burada tanıma yız. Çünkü bu balıklar şimal deni zi sularına mahsus, kalın derili ve yağlı iri balıklardır. İşte bunun içindir ki bir gün böyle balıkçı dükkânında gördü - ğümüz barbunya gibi kırmızı ba- lıklar hayretimizi mucip olmuştu. Arkadaşımla beraber dükkâna girdik ve sorduk: — Bunlar ne balığı?. Balıkçı cevap verdi: — Akdeniz Barbesi!, Akdeniz Barbesi ne demekti? Şemsettin Saminin lâgatine ba - karsanız kırmızı renkli ve kırmı - zıya çalan balıkların hepsi “Bar -« ismile anılır. Fiyatını sor - duk? Kilosu dört #rank dedi. Brüj) selde kilosu dört franga balık çim mak mesele idi. En köi balığının bile kilosu on #imeli aşağı düşmezdi. Hele barbunyayı dört franga yani. yirmi dört kura. Çünkü ben İstanbuldan çıktığım zaman bu balığın okkası altı lira: ya yani 100 franga satılıyordu. Balıkçıya sordum: f — Peki bu balık nasıl getirili - yor? — Tayyare ile.. — Neden ucuz?, Günkü hale buz balığı taa mıyor. Alıştırıncıya kadar böyle ucuz vermek lâzm.. İ ar ye Li Del ya çıktı. alışmış, balıkçınındediği i çıkmıştı. Dün geler olm ki ö- konomi bakanlığı iş le esaslı surette meşgul peri karar vermiş ve derhal Faaliyete geçmiştir. Yurdumuz gibi üç töra- h e © kuşatılmış, balığı bol, ve bir yerde balıkçılığı koru - e ve yükseltmek memlekete al- tır setirtmekle müsavidir. Onun i- ”' — "ne kadar sevinç duy