ş in ii ii ; | m rl ; RP siz mi git ç da mı geçiyor, Konya b kadarcık şeyden cesaretim dr mı, diyeceksiniz? asla... (ele LELE MİLLİYET PAZAR İLe EN Şimdiden elinizi kolay resimler yapmağa alışlırınız Çocuk oyunları Hesaplı oyun Oyuncular bir daire halinde san- dalyelere otururlar. Herkes ayak- larmın ucuna birer kutu içine gö- ze görünecek surette muayyen mik- tarda, meselâ beş tane gaj koyar. Bu oyun için obirdelâstiktop lâzımdır. Oyuncunun biri topa di- ğer herhangi bir oyuncuya atarken iki rakam söyler. Diğer oyuncu hem topu ttumağa, bem de o esnada bu iki rakamın hasılı cemini söyleme- ğe mecburdur. Eğer yapamazsa to- Da ae gaj a rat isi bir başkasma atar. Ayn Bi da meselâ üç beş diye bağırır. Öteki hem topu tuta cak ve hem de sekiz (diye cevap verecektir. Hangi oyuncunun gaji biterse, o, oyundan çıkar, Zarları bilmek Bir arkadaşınıza iki zar veriniz ve siz arkanız dönük olduğu hal. de, masanın üzerine atsın. Siz zar- ları görmüyorsunuz. Arkadaşımıza atılan zarı söyleyeceğinizi iddia €- diniz. Kazanırsmız. Kazanmak için orada bulunanlardan / birine bir kâğıt ve bir kalem (veriniz ve şa söyleyeceğiniz hesap ameliyelerini yapsın: — Zarlardan bir tanesi kaçsa onu yazımız. Ayni miktarı ilâve e- iniz. Yeküna daha beş ilâve edi- niz, Cemediniz, Çıkan yekünu 5 ile darbediniz. Nihayet en son yeküne öteki zardaki rakamı ilâve ediniz. Ne yekün çıktı? Farzedelim ki size çıkan yekü- nun 88 olduğunu söylediler. Sizin bütün yapacağınız şey bu yekün- dan 25 tarhetmektir, ki geriye 63 kalır, Demek ki atılan zarın biri6 ki üçtür. 1â değiştirmemiştim: “Son sevda” Bir defa daha deneyelim, dedim. Bir başka gazeteye gittim. Hani İs tanbulda gitmediğim gazete kal - muyacak diye ödüm de kopmuyor değildi. Roman da altmış iki sahi- feye inmişti. Son gittiğim gazete- nin tahrir müdürü bu altmış iki sa hifeyi de uzun bulmaz mı? — Kısaltınız efendim kısaltmız, dedi, roman ne kadar özlü olursa, okuyucuyu da o kadar yormaz. Gene cesaretim kırılmadı. Eve döndüm. Bu sefer de öyle kısaltmı şım ki tam öz bıralımışım. Koca roman iki sahifeye indi. İşte buyu- run! (çantasından iki küçük yap- rak kâğıt çıkarır). Fakat affedersiniz efendim. Fazla geyemelik olip başınızı ağ - rıttım, “Orhon” gazetesinin tahrir müdüründen telefonla randevu al- mıştım. Oraya gideceğim. Eğer bu adam da romanımı kabul etmezse, itiraf sn ki, bu sefer cesaretim kırılacak. Hani “yazmaktan vazge- çecek değilim. Romanın ismini Fe ir Çünkü hemen bü - tün gazetelerin tahrir müdürleri artık bu ismi biliyorlar. Belki de 'bu yüzden beni atlatıyorlar, Roma nıma “İlk Sevda” adını verece - jim, Zaten romanımı öyle kalıba pe ki, hangi ismi bulup ie Ev oyunları Bir küçük tecrübe Bir arkadaşmıza sandalyenin ü- zerine çıkarak aşağıya ear atla, yamayacağını sorunuz. Tabii bu, pek kolay bir şey olduğu in yapa- bileceğini söyleyecektir. Arkadaşmız sandalyenin üzeri- ne çıksın. O zaman eline bir dür. bün veriniz ve ters tarafmdan bak- mak şartile atlamasını söyleyiniz. Göreceksiniz ki o arkadaşmız çok tereddüt edecektir veyahut atlasa bile pek beceriksizce atlayacaktır. Tek gözle Bir i ipin ucuna yüzük bağlayı. nız ve bu ipi yerden 75 santimetre yükseklikte asınız. Ayrıca bir ucu çengelleştirilmiş bir tel alınız Bir gözünü. bağladığımız. arkadaşlar. dan birine bu teli veriniz Yüzüğün deliğinden geçirmesine çalışsın. Gö receksiniz ki hayli zahmetler çeke- Arada bul Evvelâ oyuncular aralarmda sak lanacak bir şey © kararlaştırırlar, Bundan sonra bir oyuncu dışarıya sıkar. Diğerleri kararlaştırılan şe- yi meselâ bir sepete, dolaba, bir köşeye, kanape altına, nereye olur- sa olsun, bir tarafa saklarlar, “Bundan sonra dışarıdaki arayıcı girer. Oyuncular da bir kenara ©- Saral şarkı söylemeğe başlarlar. Arayıcı, saklanan şeye ye yükselir, uzak laştıkça şarkı da yavaşlar. Tü ki bu lununcaya kadar. ... Bundan son- ra bir başka arayıcı dışarıya çıkar. Kalbimiz ne kadar çarplı Şimdiye kadar kalbinizin ne ka- dar çarptığını acaba hiç aklınıza getirdiniz mi? Ben geçen gün bunu hesap et - tim. On bir yaşmda olduğuma gö- re, siz de hesap ederseniz, kalbi- min on bir senede 416275200 defa. Buna senei kebiselere ait 4320 raka mını da ilâve ediniz. Bu da asgari bir hesaptır. Çünkü ben kalbimin darebanmı dakikada 62 üzerinden hesap ettim. Sofrada kaç kişi var Ahçı kadın sordu: * — Sofrada kaç kişi bulunacak? Şu cevabı aldı: — Bir baba var, bir anne var, bir amca var, bir teyze var, bir hemşire var, bir kardeş var, iki ye- gen, iki amcazade var. Bu şartlara uygun olmak üzere sofrada mümkün olduğu kadar as- gari kaç davetli bulunabilir?. Cevap: Dört kişi! Bir kardeş, bir oğlu, bir hemşire, bir kızı, Duvardaki resim Bir adam duvara asılmış bir res- me bökarken şöyle konuşuyordu: “Benim ne kardeşlerim var, ne hem şirelerim ve bu gencin babası be- nim babamın oğludur.,, Acaba duvardaki | min resmi? — Baba, bizim hocalarımıza pa- ra veriyorlar ll — Elbette çocuj — İyi ama, isteriz biz Geler 16 KANUNEVVEL 1934 (Başı linci sahifede) lan işleri sayacak değilim. Ben yalnız sizlere iki devre ulusal ökonemisinde ta- rim bakımından bir iki sağış okuyaca- um. Pa İmparatorluğunda — bugün- kü Türkiye | sınırları içinde — ancak 47.48 milyon dönüm ekilirken şimdi 65-70 milyon dönüm ekilmektedir. 909 yılında 24 milyon dönüme karşı 931 de 38 milyon dönüm buğday ekil. miştir, Bir de Cümheriyetin ük yillariyle 300 yılları ekilişlerini karşılaştıralım. Görü- İür ki; yıldan yıla büyük bir artış, iler- leyiş vardır « 924de S3lde 9240931 Buğday 18.318.838 38.109.305 100 210 Arpa © 11.540.809 15.593.659 100 135 Çavdar o 1.245.142 3.601.519 100 300 Patates, keten pamuk, tütün ekiliş- lerinde büyük bir artış vardır. 909 yılında d. 931 yılındad. Patatese o 148631, GAS Keten, kendir 127,608 » | 302043 |, Pamuk o 1636374 , 2.162.668 Tütün 418,055 , o 659497 Bunlarda da 909 ckilişini yüz sayar- ken 931 ekilişi patateste 300, keten, ken dirde 237, pamukta 152, tütünde 165 e sakımıştır. m ğermarlak şekerini kendi yapmakla iylüsüne de çok verimli, gelirli, Lai bir bitki, şeker pançarını da kazan- dirmış oldu. Osmanlılık devresinde sıfır olan şeker pançarı ekimi 926 da 50.000 dönümden başlamış bugün 250.000 dönüme çılkamış- bir, 909 LU go 931 Bakla (o 366.659 473.328 100 129 Nohut 405.835 575.939 100 142 Fasulye 468.146 614.095 100 137 lerci- mek 202.387 259374 100 128 Hayvanlarda da artış vardır : 933 de 923 koyun sayımma göre 1.700.000 fazlalık görünüyor. 928 de 4,5 milyonu bulmayan | sığır 933 de 5 milyonu geçmiştir. Kg eray memleket ek- meğinin parçasını dışarı dan alıyordu. Memleketin ekmeği enel ai ye işe e ğa ben bir yılda ekin le un inn 5 Ban be ise bunları biz çıkarıyoruz. Yedi ey işimle dışarıyı yaptığımız buğday satışı 115 milyon kiloyu bulmuş- tur. Bu yalnız buğdayda unda değil ö- bür ürünlerde de böyledir. Yediğimiz pi- rincin üçte ikisi dışardan geliyordu. Şim- di dışarıya ilmek yolundayız. Unutmamak gerektir ki karşılaştırma. da örnek olarak aldığımız 909 yılından sotra Türkiye bir çok savaşlar geçir. miş, bir çok Zerin pir basmış, son yıl. larda acunu baştan basa saran, çifciliği elan eke ak tr ymıştır.. Bütün bu zor- Juklar karşısında geri kalmamış hep ile- riye,doğru yürümüştür. T verimini çabucak göstere: mez. Ondan ötürü yukardaki örneklerde ulusal ök: ei Mn berkleşdirecek Dördüncü gün Jüri heyeti bugün vitrin leri tetkik edecek ADE A ABES, 1VBoş, Boz iş, 2. Çürük 3. ABİDE, 1. Bengü 2 Benkütan 3 b 3. KİK tape Yazı bide man.) 4. Sıntaş Ü Bareti temsil BİT, 1.'T. tapıcı, 2. Tapıç, 3. Tapmıcı AĞLUKA grek, Tae; 2 amana" ABONMAN; Bönk. ABU, 1. Yüzü ask, asde yüzlü (KT)? 2. Burtar, sm Gap yürü gatık, çatık yüzlü. KEK Ac burturma) 1. Aru2 kin, 3. Lari Çabukluk, 2. İvedik, 8. İvedi. 4. Yelgin. ACUL, 1. Tez canlı, 2. Ivecen 3. Tİ SiLEN, AGkLeE Çabucak, çabuk çabuk. (K 1.)i Çarçabuk, 2. Tez elden. ACEMİ, 1. Çolpa, 2. Torlak, , ACİBE, 1. Tansak, v AGIZ. (Ara), 1 Bim 2. Emsizlik, 3. Xi yetmeme. 3. Budala, 3. ACİZ, 1. Alık, Ala 4, Beceriksiz, 8. Çol ACUZE, 1. Cadı, 2. Binmek ADALE 1. Balen ADA ADAP ADAVE © GSADEMİ İKTİDAR, Paluçluk. ADEMİ İNZİBAT, Başsızlık. İ ÖADEMİ NEZAFET, 1. Pislik, 2. Kirlilik. İ ADEMİ TENASÜP, Oransızlık. Tutum yedi günü İç gündenberi l ye b yığınları akın akın Mekteplerde yapılan yazı müsaba- kalarınm neticeleri salı günü alınacak» tar. Tutum haftasının son günü olda- ğu için, snlı günü abideye | çelenkler konulacak, bu merasime bankalar, mil- li müesseseler iştirâk edeceklerdir. Zonguldakta ökonemi haftası ZONGULDAK, 15 (A.A.) — Bu yılm yerli mallar ökönemi ve arttır. ma yedigününü görülmemiş bir birlik izinle eçmakaadir Balkevindeki sergi" gesile ulusal arttrma © demektir diyen köşe çok beğenilmiştir. Ve halkı alâka ile kendisine çek- mektedir. Halkevindeki O müsamereler yollardaki dikili levhalar geceleri ay- dınlatan direkler her yer, her hareket, her söz davayı aşılamaktadır. Bütün bu toplantılardan ikinci bir heyecan ve hareket memba olarak ka eeiğen yön kakma sarişin garp. e hakkına olan . alâkası çok derindir. Dün fırkaya yüzlerce kadın kaydolun- mak için geldiler. Bugün (kayıt için müracaat edenlerin sayısı 300 den faz- ladır, Verilen müsamereler halkım ya- rma olan umutların ve davaya olan bağlılığın artırmıştır . luğlada MUGLA, 15 (AA) — Okonomi ve biriktirme gününden ötürü sabahle- yin okul çocukları yönünde, ellerinde die eiğlere olduğ halde ni de- Kültür Bakanlığı (Başı L inci sabifede) reği gibi verimli olması yollarını ara- yacak ve gösterecektir. 2287 numaralı kanunun 12 ve on ü- çüncü maddelerile orta ve ilk tedrisat umum müdürlüğüne verilen işler özel mektepler müdürlüğüne verilecektir. Basım ve yayım müdürlüğü şu işleri görecektir: Maarifin basma, yazı ve vesimlere ait işleri. Telif hakkı işleri. Devlet matbaasmı gözelme ve kuru- mun vekilliğe art işlerinin görülmesi. Devlet kitapları mütodavid sermayesi- PE ÇAcsip), ma 2 Yavlak (Yaman, pek büyük, e. e Geri 7 Dişe AZI e rik, 5 mele, 18 Gevşek, 11, Güntüz. ve cü yetmez. 13. Mıymmir. 14. Pısırık. Depe, 17. Tutkun Çtutuk'luktan), 18. Yılmaş ÇT. D.) ACIZ KALMAK, 1. Apsrmk (Bab), 2. Gevşemek, 3. Şan Şaşırmak, 4. Yalmak ÇT. DI). Ş , Könülik, 2. Doğruluk. Güçüm (Reviş teve man) 2. Yordam .1 O, 2. Yağırk, 3. Yanırmak, ADDETMEK, 1. Sayıamak, 2. Saymak 3. Tutmak, ADEMİ TLOŞNUDİ GÖSTERMEK, ! Künrenmek. AE zLi BEŞ Beş İğ bare ci soğan GİMİ)-. nin işletilmesini gözetmek. Mektep ki- tapları ve mektep kitapları sandığı- mın işleri, özel basma ve resimleri der- lemenin vekâletçe görülecek işleri. Vekilliğin türlü istatistiklere ait yazı işleri, Kımnastik ve spor ve izcilik mü- dürlüğünün göreceği işler şunlardır: Mekteplerde jimnastik, izcilik ve spor işleri düzeltmek ve bir elden görmek. Mektepler dışında Jimnastik ve spor işlerinin vekâlete dayanan işleri. Mek teplerde mskerlik yetiştirme işleri, maa- rifin seferberlik işleri, Bu lâyiha ile sağlık, müzeler, kü - tüphaneler, güzel annatlar işlerile uğ- raşmak üzere ayrılan müfettişler en az beş sene muallimlik yapmış olmak- tan, levazım ve evrak müdürleri en az me ile tesbit olunacaktır. iie ye ni kurulan dairelerin kadroları da bağ danmıştır. Tuna havzasının Asayiş ve inzibatı (Başı inci sabifede) tirmiş olduğunu söylemiştir. Mumaileyh ,Romada imzalanan anlaş manın hiç bir eiemleköti aleyhine müte veccih olmadığımı ve bunu ii inza edenle. re büyük siyasal ve iktisadi menfaatler temin etmekte bulunduğunu söylemiştir. Zaman, bu düşüncenin doğru olduğunu gösterecektir. Binnetice, Macar milleti Avusturya başvekilinin ziyareti müca mele hududunu geçen bir hareket ol” rak telâkki bap vekili M. Şuşnig kendisine karşı yapılmış olan hararetli kabul resminden dolayi teşekkür citikten sonra iki mem leketin zahmetli senelerde yaşanılmış müşterek tali aradaşlığını ile sıkı sıkıya birbirine bağlı olduklarını söylemiştir. Mumaileyh, iki memleketin siyaseten beraber oldukları zamanda kaygularına Tuna havzasında sükün ( ve asayişi te» min olduğunu ve bugün de bu kaygula- mmm devam etmekte bulunduğuna ilâ 8 etmiştir, Avusturya başvekili, şöyle demiştir : Şu halde bir Romanya misalını yala mız bu misakı imza etmiş olan devletle rin menfaatlerine hizmet eden bir vesi- ka değil, belki diğer milletlere açık bir siyasi ve iktisadi istiknmet gösteren ve diğer komşularımızın işlerine yaraya cak olan bir vesika mddederek selâm- İıyoruz, Avusturya ve Macaristan, asa- işi temin edecek bir siyaset takibi ar- zusundadırlar. Ve hiç bir zaman kapalı kapu siyaseti gütmiyeceklerdir. 'Dış işleri bakanı bakanı Peşi linci. sahifedep kendisile bir ilk görüşme yapmıştır. ATINA, 15 — Bay Tevfik Rüştü ga- zetecilerin muhtelif suallerine ceva - ben demiştir ki: '— Size katiyetle söyl'yebilirim ki, ruhani kisve kanunu Türkiye cumht- riyeti lâyikliğinin neticesidir. Hiç bir dine ve mezhep ve bilhassa dost Yu- nanistan ve ortodoks mezhebi aleyhi De müteveccih değildir. Esasen Türk - Yunan dostluğunun kökleri o kadar derin ve siyasi gayeleri o kadar yük- saleüz ki kolaylıkla izale edilebilecek mütecasir olamınz- su tefehhümlerden lar. İşte bu kanaatledir ki Atinaya netice olarak gidiyorum.,, Rüştü Aras, Atinada Yunan dev let adamlarile görüşmelerde bu suitefi ortadan kalkaca- itefehhümlerin ğmdan ümitli olduğunu söylemiş, s0n- ra soyadı almak kanununun Rumlara taallük etemdiğini, Rumlar 'çin bu hu susta bir mecburiyet soyadı bulunmuyanların soyadı alacak larını ilâve eylemiştir. Habeş.Italyan me selesi Cenevrede (Başı linci sahifede) len diplemetik bitlerin tapkaları mal ıktadır. CENEVRE, 15, A.A. — Uluslar der- halıhazırda tadır. CENEVRE, 15. A.A. — Ado ve Os robironun İtalyan tayyareleri tarafından bombardıman mene protesto etmek kurumuna bildirilecektir, Kurum nel kâtibliği mesele ral em ye telgraf çekmiştir. "Habeşistan yeni bir teşebbüste bu ey bulunmıyacak © bilinmemekte ise de ilk notanm tesirlerinin ne olacağını sanılmaktadır. e 2 AHİ 3 oem Sidem 2k ADETA 1 En kana. ADI, 1, Dayağı, 2. Aşağı 3. Değersiz, 4. Deyimaiz. ADIL, 1 Köni. mi MUAMELE ETMEK, Könelmek. AF (afiv) 2. Ötün manasına da geli. ye, Yak Gölyanği Kel manasına da “ Dir Çk; öze Anız MN Ee Boylamak (ad İV, "Osm. Geçmek (birinin suçundan), g ARTEDİLMER. OLUNMAK, 1, Koyuverilmek (Met); Yarluğanmak ( İvecek, 4, İvegen 3. Yer » APERİNDL Siir. Okay! 3. Yaşa AFET, 1. Krgün 2. Utan, 8. Yıkım, AFİF, 1, Arığ, arık (Temiz man) © 4 AFİTAP, 1 Gün, Güneş, AFİYET, 1. Esenlik, 2, Sağlamlık, 3. Sağlık, 4, Onmmk. (tanrı ondürmasın gibi). LL imge! 1. Eyileşmek, 2. Onalmak. (Aklı bağı e man.) 2. Uyandı, Naz (etmek), başlamak SAĞNAM Çergisi), 1. ça 2 Sayım (Resmer. kabal ole (Ahmak, budala man.) 8. 15. Savgalak, 16 Sü- AĞSAN, 1. Budaklar (K. T.);2. Gelki & Dallar, &ğr A £ Biri 2. Döş, Pip 8 Göğün & Koyun, 5. Kucak EL TL 2. Özge, 3 AHALİ ie Kamu, 2. Elkün. AHAR, 1. Ayrı, - zam “ET AHBAP, 1. Bildik, 2. Biliş tanış. 3. Konuşuk, 4. Sevil 8. Sevdik, 6. Tanıdık. AHDAR 1, Yeşil, iZ, 1. Düzensir, 2. Uygunsuz. AHENKSİZLİK, 1. Bize İykunsuzluk. AMESTE, 1. Me 2 Are 5 len iy AHESTE, AHESTE, çiy viei ağır, &. Yavay yavaş. AHLETES OLARAK, 1. Yavaşça, 2. Yavaşçacık, AHFAT, 1. Torunlar. ÂHİR, 1. B