Wi Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F, Bir fabrikayı berhava etmek için bu küçük kalem kâfi idi Hülâsa fmarthe Richard Fransa casusluk teşkilât tarafmdan İspanyaya gönde- rilmiştir. Vazifesi orada Alman © casus teşkilâtma girmek ve iki cihetli casus- luk yapmaktır. Marthe bir sürü mace- ralardan sonra Alman casus teşkilât reisi Baron Fon Krohn ile tanışmıştır. Bundan bir çok malimat almış Fransa- ya gitmiş tekrar İspanyaya dönmüş tür. Marthe Richard Pirene yolunu keş” İetmek istiyor ve Baronun bu tarikle kendisini Fransaya © göndermesi için gebe olduğunu söylüyor. Artık Baron- la araları açılmıştır.) — M.Zozonun sizin için her feda kârlığı göze alacağını bana söyle- miştiniz, hani şu Rus dostunuz... Beraberimde şunları getirdim. Ve bunları söylerken cebinden i- mürekkepli kalem çıkardı. Karan- İıkta, hafif bir tebessümün yüzünü aydınlatlığını görüyorum. — Bu iki küçük şey görünüşte hiç bir şüpheyi celbetmez. Taşır. ken tehlikesi de yoktur. Almanya- da hepimiz bunlardan taşırız. Bü- yük ve taşıması güç bir şey de de- ğildir. Kullanmasına o gelince bu da gayet basittir. Şuradaki küçük yaya basmalı o derhal ateş alır ve içindeki pamuk ipliğini ateşler on- dan sonra iş kolay. Hangi fabrika- yı berhava etmek istenirse istensin bu küçük kalemi atmak kâfidir. Bu tafsilâtı bana verirken ifti. hardan göğsü kabarıyordu. İlikle- rine kadar o Almandı. Eğer onun bir parça yüzüne gülmek istesem ça sözü söylemem kâfidi: — Alman ırkı zekidir vestelâm. Ayaklarımızm altındaki toprak dondan takır takırdı. Yol çıplak- & Ka başlamıştı. Bir parça yürü- comiguc teki kaçakçı rolüne çıkan artist İer bundan ziyade muvaffak olu- yorlardı. Katırlara bavulları yerleştirdi bağladı. Bu iş bitikten sonra katı- uma bindim. Bu 1ssız yollarda kuş uçmuyor- du. Simsiyah dağlar üs- tümüze yıkılacak gibi eğiliyordu. Kürkler içinde sım sıkı kapalı ol- duğum halde titriyordum. Her balde bu havanm soğukluğundan ziyade korkudan ve heyecandan ileri geliyordu. Biliyordum ki, bu gibi, ıssız yoldan saatlerce gi- decek — gidecektik. Uyumamak içm sebri nefs ediyordum, Bu bütün olmaz, günün birinde şıp diye bu yol işimize yarayabilirdi. Elimde- ki çantayı ve içinde taşıdığım ro- velveri sıkı sıkı elimde tutyordum. Keçi yolunun dörde ayrıldığı bir noktaya gelmiştik. Bu dört yol ağzını iyice hafızama nakşettim. Bu sırada kılavuzum katırından indi ve yüzükoyun, kulağını top- rağa verdi. Ve dinledi. Ondan sonra büyük bir emmiyetle katırm üstünde duran bir battaniyeyi al- dı bıçağını çıkardı. Ne haltede- cek diye gözümü kırpmadan bakı- yordum. Battaniyeyi sekiz parça- ya kesti. Ve ondan sonra iki ka- tırm ayaklarını bu parçalarla sar- dı bağladı. Her balde ilerideki nöbetçilerden katırlarn ayak se- sini gizlemek istiyordu. Bundan sonraki yolumuz son derece korkunç ve tehlikelerle do- lu idi. Bir tarafımızda sarp dağ- lar öbür tarafımızda derin uçu- Tunar vardı. Yol o kadar dar ve o kadar baş döndürücü idi ki, kor- kudan — istemediğim halde — gözlerimi yumüuyordum. Hayatım- da bu kadar ürktüğümü bilmiyo- rum. Ufacık bir müvazenesizlikle uçurumların içine düşmemiz işten bile değildi. Uzun dakikalar bu ölüm yollarını geçtik. Nihayet dur- duk. Dağların içinde bir sürü oyuk. lar görünüyordu. Ve biz bunlar. dan birinin önünde idik. Burada değil geceleyin gündüzün bile far- kedilmiyecek bir kulübe vardı. İçeri girdik. Orta yaşlı bir kadın gördük. Bu sessiz fakat sert ba- kışlı, ufacık gözlü bir köylü ka- dındı. Kulübenin bir köşesinde bir erkek daha farkettim. Kılavu- zuma benziyordu.Fakat daha ufak te fekti, Habire bir tüfek temizliyor. du. Bizim geleceğimizi biliyorlar- mıydı? Hiç şüphesiz. Çünkü çay hazırdı. soğuktan korkudan ve he- yecandan tiril &ril -titriyordum. Ocakta kütükler tütüyordu. kulü- gösterdi oturdum. Köpeğim dizle- rimin üstüne çıkmıştı. Bekliyor- duk. Ev sahipleri katalanca bir şeyler murıldandılar. Bu sıcak o- dada iliklerim ısındı. Bir gevşek- lik geldi üstüme, Oturduğum yer- de uyukluyordum. Kapının sesi ile uyandım. Kılavuzum içeri gir- işti. Ev sahibi kadına bir kaç kelime söyledi. Bunun üzerine, ka- “dın beni elimden tuttu. Ve bitişik bir odaya götürdü. Ve birtek gitti. Beni koydukları odayı muaye- Yavaş yavaş dağların zirveleri aydınlandı artık gün ağarmıştı. Yüksek dağlar açık mavi delip yükseliyordu.. Vâdiye indi- ğimiz zaman güneş İl. (Bitmedi) YET CUMARTESİ 8 KANUNEVVEL MİLLİ tün kadın'ar sevinç içinde me - Tramvay şirketinin Devlet|Bir milyonluk güm şurasındaki davası dağıtıldı Nafıa Vekâleti ile Tramvay Şirketi 2- | © Darphane tarafından bası rasında" Devlet Şürasmda açılan dava ü- | müş paralardan şimdiye gerine şirketin verdiği Biyihaya Nafın Ve: | yon temlik dağ tie Bus kâleti cevap vermişti. Şirmdi de şirketin | 70” e yeniden cevap vermesi lizmmdır. Şirket | İDİ İstanbula, mütubakisi di bu cevabını benüz gö iştir. Bu | sre Verilmiştir. hafta içinde cevabını gönderdikten sonra | © Daha üç milyon liralık nesi Şürasmda iki tarafın vekilleri kar. | slryor. Bunların dağıtılmasını sılaşacaklardır. ü pe Dava sonuna varmadan Nafa Ves - | #öründenilibaron başlan letile şirket arasmda yeni anlaşma ko - Şimdiye kadar gümüş mühim bir Kısmı bunlari dan piyasada görülmüyor. nuşmaları başlamıyacaktır. Davanın ö- nümüzdeki ay işimde sonuna irişeceği umuluyor. Sıvasla büyük bir atelyesi kuruluj Japon elçisi döndü Memmen Parise gitmiş olan Japon Sefiri dün Istanbula dönmüştür. Kadınlar Taksim abidesinde Cumhuriyet marşı okuyorlar (Başı 1inci sahifede) söylediler. Bu sahne çok heyecanlı oldu. marşından sonra, İstanbul Kadınlar Bir. Yahaieilüki yeşil liği âzasmdan Bayan Saadet Refet kür. maağ'diinn dale müren Kik < ii om $u mutiku okudu: mişii. Bayanlar otamebiilere | binerek ayan Saadet Refetin nutku alay halinde Taksime gittiler. Taksim ö- «Ey tarihin en mutlu Türk kadını; | bidesi etrafı dolmuştu. Buraya da bir bi. m Söğük geren | tabet kürsüsü İsonmuştu. Birlik âzasm- — mgr <7 maa yanar iç | çen Bayan fet Halim, kürsüye gelerek bağrımda kanayan yaraların için © kara | ili ile, i| açacaktır. Bir heyet, fabriks (Gencler mahfalinin müsameresi! b pe İyem dar Türk Gençler Mahfili tarafından dün | © Fabrika üç milyon lira akşam C. H. P. Fatih nahiye ocağında | caletr. Burası Eskişehirdeki € bir müsamere verilmiştir. Müsamerede yesi kadar büyük olacakti Yabancı ve İnsan sarrafı piyeeleri temsil | inşaata başlanacaktır. Yeni edilmiştir. Gençler her iki piyeste de bü- | yas iktmadiyatı üzerinde Bü) yök muvaffakıyetler göstermişlerdir. yaptin beyecanlı bir hitabe okudu. Bayan Iffet Srvaş Valisi Süleyman Halimin nutku şadur: günlerde bile ağlamadın. Gözlerini 141, aşığı, dudaklarının büklümü yalnız erde. mine yakışan ünlü, utku düşündüğünü anlatıyordu. Bugün artık içinden geldiği gibi karegünlerinin karşılığı olan bu gö- nenç içinde öğüt duyarak göğsünü kabar «Türk kadin; bulunuyorsun. Senin erdemin © hik terinin «Bugün yüce bir ülkü duha kazanmış bin yık. sartukuş aa Ecnebi muhabirlerin vesikaları Matisumt Umum Müdürlüğünden teb- liğ edilmiştir: Yabancı gazele muhabirlerine verilmiş gelmiştir. Fabrika işi ve 8 hakkında alakadar Adanada sağlık İ tırken seni bugüne ileten güneş başlı, tan sari 0 yüzlü öz evlidına duygularını göller. |, tarih öncesine karışan varlığın, gün gihi mek için sevinç yaşları döküyorsun. imei göstererek işte tâ bugüne eriş - Onun göz kamaştıran ışıklı gözlerine | miştir. ; me gi Türk kadın çe. | © Arkadaşlar; sevinç günümüzdür, bay- e malar ey be | vam gürümüzdür begün. Biz bugünlere neler İsarşılığı ulaştık arkadaşlar? İr- paratorluğun, bize yabancı düşünceler. den yorulmuş kafası ilc, kafesier altında mu ağlamadılk? Çarşaflar içinde mi inle- medik? Ve en sonra yurdun üstünde bay- kuşlar gibi ötenlerin son alçaklıklarile el lere açılan bu topraklarda Türk kadını yad kaçınışların altında da kalmıştır. ADANA, 7. A.A, — İ belediyesi son günlerde malara başlamıştır. Dün encümeni toplanarak sağlığını bozacak duru! ğu söylenen fabrikalar üz belediye başhekimliğinin nu gözden geçirerek bun le fabrikalarda en az döl yolu ve içlerinde Akar durulmasına, Çiçme i zeltilmesine, fabrikalara olan vesikalar 1935 yılının ilk* gününe kadar yenilerile değiştirilecektir. Elimde vesikası olan yabancı muhabirlerin yeni- den vesika alabilmeleri için temsil ettik. leri gazetelerin, en geç bir ay eski tarihli salâhiyot mektubuna Matbuat Umum Müdürlüğüne gönderilmek üzere, Istan- bul'da Viliyet Matbuat Bürosuna teslim etmeleri ve ellerindeki vesika suretlerini 16 kuruşluk pul ve üç fotoğraflarile bir- likte bu mektuplara iliştirmeleri gerek- meletedir. Salâhiyet mektupları iş bitince geri verilecektir. Arkndaşlar; «stanbul kadınlığı bu acı. e dayuyoruz. Türk kadını nankör değildir, | ları çok yalımdan çelsen ve ona İcarşı ge- Erzurum Ha'lkevinde çıkan hayvanların yemle! Türk kadını duymaz, görmez de değil. | len ulus kadınlığı içinde köylü anaları. ERURUM, 7(A A) —E sulanması için betonda Halkevi değerli bir teşebbüste bulunmuş | Ja Yaplırılmasma ve bül tur, Bina dahilinde bir memleket kitap. | Tm en son bir ay içinde odası hazırlanmağa başlanmıştır. masma söz kedi. /Soyadlarını tetkik için , okomisyonyapılıyor İSoyadlarının biri birine benzemeri ii ne ve yanlışlık olmamasına Ççalışıl F.. artesi günkü toplanma için N. Tevfik davetiye dağıtıyor dir. Senelerdenberi bağrından kopan 209-| muzdan sana büyük bir parça ve büyük gö ulusal bir topluluk olan varlıktır. Din kanlı tokatları idi. — Ba elleri kıran Türk oğlu, anasına lâyık yeri acun me- salmaya miştir. Kanunun tat. Bay Hamit Uskay bikatını kolaylaştıracak olan ninzmname geldikten sonra kayıt ve tesçil işi kolay bir şekilde ve masrafarz. mun bir madesinc göre, kanun ve mizam- namenin tatbikatını kontrol edecek ve 60- adımda bir (başka benlik göstererek Türk kadını sonsuzluğa çık- imal isteyen o büyük düşüncenin en istek li bir koruyucusu olmuştur. Arkadaşlar: bugün attığımız adını he- anın birçok topla ve gelecekte seke seve vereceğine yüre- inden kopan en sonsuz, en temiz duygu" Jaril andeder. Biz Türk kadınların verilen bu ulasal ve siyasal bakın pek büyük değeri ver dar. Bunu almak değil, kullanabilmek dü- yasını kazanmak asıl işimizdir. Dünya ginun pek azma verilen bu işin ba- olacalatır, Türk kadmı yüce ulus kurultayında da bu. | benlik içinde toplayan ve bu gücü acu- > born alıyordu. Bayan Nakiye yn e le yaplan 5 Burada yalnız Kadınlar Birliği â- görecektir. saları değil, bütün Türk kadınları topla. | (Türk kadını sevin, Türk kadını çalış. kası müdürü Zeki (Ulay); Ba myor. Kadınlar Birliği, Erkekler Birliği | | Begün : Osman Selimi Ast Sadık Ab olamaz. Türk kadını, Türk erkeği de var Fahir Şekip Nesip Cavit Ossi (Akduman); Beyoğlu Halkevi | dan Vitali Soryano (Goral); 7 tesinde Bay Avni Ali (Y. ni soyadı olarak almışlardır. Bayan Nakiye gu sözleri söyledi: k günü görüdüümden dolay Abideye çelenk : l bala se Ee am b defa | Bayan İlet Halimin makamdan eo yl am yaz aha ökrar olmek için baya geldin. | Ta, Cumhuriyet abidesine merasimle çe- eğ mağ en Ben, bu meydanı çk kar pir | Şehir il ii öy düm. Düşman tayyarelerinin lekeeti- Şebir Meclisi Mi öyesimdiri b alayla omddesinde 18) mumarada HE laç ekle izlerinin Şevki (Yonca); Usküdar polis as ii memuru Bay Eşref (Onder)i £ taa Nuri OYurt); #inei m Tahir (Akman) soyadlarını * Haydarpaşa nümune mi râtör muavini Dr. Bay Faruki, Bay Turgut, Ulu ve Oğuz ölü lnmdikları (ilhan) soyadını diyorlar. Ne yapsak azdır. Türk evlâdına bir vatan bırakacağız. Bunu bize veren ulu Atatür- ke, Büyük Kurultaya minnet ve şükran- larımız: bildirmek içim, telyazıları çek- memize müsaade etmenizi rica ediyorurr. Bayan Nakiye'nin bu sözleri ağeışlari onaylandı. Bundan sonra, bando onun cu yil marştmı çaldı. Meydanda tople- nan bütün kadınlar hep birden (mars