8 Aralık 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t haftaki ilmler VERDE Fedora ler sineması bu hafta Fedora is - zlııı reisi Yariçkin'in oğlu Vlad- | ilân edecekler. bir gece Fedora'ya, tiyatrada üzere söz verir. Fakat tam e- Çıkacağı sırada bi rkadın bir mek- Eetirir. Mektubu okuduktan sonra tiyatroya gitmekten — vaz, >çer tupta bildirilen yere gider, Orada a İntikamını almağa ahteder. Ken- katile ulaştıracak olan ipucu meç- adının Vladmir'e getirdiği mektup- Ülak Viadmir'in o mektubu yazıla- © BB Dağles kaiçen İpemsf'a izkip & kıııdııın takdim ettirmeğe ve Hü MİLLİYET CUMARTESİ 8 KANUNEVVEL 1934 M $ K—'—ı_— imli Fransız ar- j Mari Bel'in güzel ikipozu — (3 B Sinema yıldızlarının elbiseleri sin kurduğu tuzaktan kurtarır. -Fakat Ruı_yıddıi oğlunun intikamını almağa yemin eden Yariçkin'in Ipanof'un kar- deşi ile annesini öldürmesine mâni ola- maz. .. için Yariçkin azledilir. Ipanof affedilir. mağa yemn etmiştir. Onları Yariçkin'e öğrenir. Bu mektubu elde etmek üzere iken Fedora itiraf eder. Ipanof'la Fedora'nın arasında açılan büyük eserlerinden bin'dir. Filme gelince, Nanayı sevimli Slav yıldızı Anna Sten pek canlı bir surette yaşatmıştır. Film bu itibarla baştan başa heyecanla doludur. Ve Anna Sten Emil Zolo'nun realist gö: TARİHİ TEFRİKA: 25 İttihad ve Terakki! (BAHAEDDIN ŞAKIR BEYIN BIRAKTIĞI VESIKALARA GORE) Her hakkıt mahfuzdur. Yazan : A. C. Cemiyetin gösterdiği tereddüt ve mülâyemet 31 Mart hâdisesini yadigar bıraktı verildiğini işittim. — İhtimal ki bu doğru değildir, öyle olmasını te- menni ederim. Fakat her halde o- nun meşbu bulmasının halk üzere âenı bir tesir hasıl edeceği şüphesiz ir. Bir şey daha nazarı dikkati cel- bediyor. Cemiyetin — kanunlarını kat'i biliyoruz. Bu kanunların ce- miyet efradı tarafından düşünül- meden — çekinmesi ve buna karşı cemiyetin süküt ile mukabele eyle- mesi gariptir, sanırım. Şimdiye ka- dar bizi mahveden, kanunlarımızın fenalığı değil, muamelâtrmızda o l ları çiğ izdir. Mevcudi yetimizi temin için cemiyet zabıta- sına daha ziyade ehemmiyet verme liyiz. Vakit geçirmeden bir telif ko- misyonu teşkil edilerek ihvan ara- sında mevcut olan suitefehhümleri, muvakkat bir zaman için olsun, or- tadan kaldırmağa çalışmalıyız. Ha- taların nereden çıktığını araştırma- hyız. Cemiyetin buradaki en mühim hatası bu gibi inkılâblardan bekle- nilen mantiki neticeyi hasıl ede- cek olan kat'i tedbirler alınmasına Isa lüzum gör idir. Mem- leketimizde şiddetli ve şüphesiz gayri kanuni bir tathir ve tasfiyeye lüzum görüldüğü bir sırada cemiye- tin tereddüt ve mülayimeti 31 mart hâdisesini yadigâr bıraktı. Umumi muamelâtta gösterilen mülâyemet insaniyete muvafık olsa da içtimai hikmete menafi idi. Eğer cemiyet ilk muvaffakıyet anlarında hükü- metin idaresini tamamen eline al- mış olsaydı, şüphesiz ki bugün bu yolda karşılaştığı müşkülâtı atlat- mak için uğraşmağa mecbur olma- yacak, milletin mukadderatı elinde ) bulunacaktı. O zaman kuvvetin ken disine bir hak olarak bahşettiği bu muvaffakıyeti bugün tedbirlerle, pek müşkülâtla elde etmeğe çalış- mayacaktı. Şimdiki halde kuvvetli bulunma- ğa muhtacız. Bunu da şüphesiz me- ve icraatını kolaylaştırmış oldu. Bu programsız kuvvetin ufak bir ihti- yatsızlığı ihtimal ki memleketimiz- de ikinci, İran vekayii ihdas edebi- Hirdi. Bu hatalarımn tekerrür etmemesi İçinuîptidı her ihtimale karşı efra- dımiza bir hattı hareket tayin et- meliyiz. Her zaman için üçüncü bir inkı âp hareketine hazır bulunma- Iryız. Cemiyet efradı aralarında her türlü rabrtadan mahrum birer mü- teferrik unsur gibidir. Cemiyet mün tesipleri biribirlerini tanımalı, ya- hut tehlike zamanlarında yekdiğe- rini tanıyarak — muayyen bir pro- gram dahilinde hareket edebilmek için birleşebilmelidir. ” Bu fikirler 31 mart vakasında ya- pılan fena tecrübelerden dolayı ile- ri sürülüyordu. Çünkü yalnız cemi- yet efradı değil, cemiyet erkânı bi- le hâdise esnasında biribirlerinin « nerede olduklarını ve nereye sak- landıklarını bilmiyorlardı. Bunu bil medikleri gibi hâdisenin mahiye- tinden de haberdar değildiler. Dor tor Bahaddin Şakir beyin o günler- de gizlendiği yerden arkadaşlarına gönderdiği aşağıdaki mektup bunu isbata kâfidir: “Kardeşler, Sizin bulunduğunuz yeri bulmak la meşgulüm. İzinizi haber alarak şu mektubu yazıyorum. Ne yapıla- cağına dair sizden malümat iste- rim. Size mi iltihak edeceğim, yok- sa ne yapacağım, bildiriniz. Mahmut Muhtar paşanın Pireye gittiğini doğru olarak haber aldım. Selâniğe gitmesi için Piredeki bir vasıta ile kendisine şimdi bir mek- tup yazdım. Âsarı Tevfik zırhlısının kuman- danı sarayı bombardıman etmek is- tediğinden dolayı Sultanın pencere si önünde asılmıştır. Hocalara, as kerlere para dağıtıldı. Selânikten ve Y_uıyıdnn protesto telgrafları busan meclisindeki fırkamız temin edecek. Fakat bugün maateessüf görüyoruz ki fırkamız ferden te- fevvük ve ekseriyeti haiz — olduğu halde mecliste muvaffakıyet temin- edecek bir vaziyette bulunamıyor. rüşlerini büyük bir kudretl nla dırmıştır. Nana, mevzu itibarile, kimsesiz kalmış güzel, çok güzel bir genç kı- Cemiy mevkiini temin et- mek kuvvetimizin membaını teşkil eden fırkamızın ittihadile, kuvvet- 3 tü reümleindür. zın hazin ve feci bir Ş Nana bu güzelliği sayesinde bir ti- bu uçurumu artık hiç bir.şey dolduramı- l Bunu ank Fedora kendini Fedora'yı Marie Bell çok kudretli bir oyunla canlandırıyor .Fakat acaba ne- tist bu kadar nefa giyiniyor?.. Heyeti umumiye itibarile bu film mu- vaffak olmuş addile heyecanla seyredile- bilir, MELEKTE Ekmekçi kadın Melek sineması bu hafta (Ekmekçi kadın) ismindeki Xavier de Montepin'- in meşhur romanından alınan filmi gös- termektedir. Ekmekçi kadın rvomanı bü- tün dillere çevı'ihııig,_'bı"ıtün dünya sah- lerinde piyes hali . Biz- de de bir vakıtlar meşhur Manakyan'ın muştu. Jan Fortiye'nin çalıştığı fabrikada bir yangın çıkıyor. Jan muhakeme ediliyor. Ağır hizmetlere mahküm oluyor. diğer tarafta asıl mücrimler Pariste muh- teşem bir hayat sürüyorlar. Jan mahkü- miyet müddetini bitiriyor ve Parise dö- müyor. Çocuklarını buluyor. Fakat ken- dâsi onların kendi çocukları — olduğunu bildiği halde, çocukları annelerini tabii tanımıyorlar. Oğlu büyümüş, güzel bir kızı sevmektedir. Fakat — kız başka bir genci seviyor. Ve kızin sevdiği adamın babası cezasını Jan'ın çektiği suçun asıl failidir. Bu film, mevzuunun güzelliğinden ma- yatro müdürünün nazarı dikkatini lbeder, Yıldızlar m b çıkar. Fakat bu esnada Jorj d& Müfa is- minde b'r zabite âşık olur. Jorj'un bir kardeşi vardır: Andre, © bu münasebattan hiç te memnun değildir. Genç kızı sevmektedir. Bu- nun için Jorj'u Cezaire göndertir ve Nana'yı kendisine metres yapar. Nana Jorj'a fena halde tutul. Diğer taraftan 31 mart irtica va- kasınm zuhuru sırf cemiyetin ku- surundan ileri gelmedi. Bazı vaka- ların tesirile âdeta bir emrivaki kar şısında bulunuyorduk. Cemiyetin buradaki yegâne hatasr mevkiini küzumundan fazla güvenerek her türlü vakalara karşı hazırlıklı bu- I idi. Biz komite olmak i- tur. Fakat aralarında bir bir muvasa- la vasıatsı yoktur. Çünkü Jorj'dan gc- len bütün mektuplar ifna edilmekte- dir. Aradan zama ngeçmitşir. Ve Rus- ya ile Fransa arasında harp patlamış- tır. Nana bunu bir barda öğreniyor ve ne yapacağını bilmez bir halde e- vine dönüyor. Artık Jorj Cezairden avdet etmiş- tir. Bir gün Nana ile buluşuyorlar. Fa- kat Andre bu münaseabtın artık de- vam etmesine taraftar değ ldir. Çün- | kü o da Nana'yı seviyor.. İki kardeş fena halde atışıyorlar.. Bunu Nana düuyuyor. Ve odasına koşarak taban- casını beynine sıkıyor.... İşte filmin mevzuu bu... Koca bir romanı bir kaç satırda hülâsa etmek çok zordur. Yalnız ana hatlarını burada çizmekle iktifa et- tik. Film her cihetten muvaffak ol- muştur. Dekorlar ve fotoğrafi çok Bgü- zeld'r. Erke artistlerden Pilips Homs ve Lionel Atvil, cidden Anna Sten'e iyi rol arkadaşlığı yapmışlardır. 1PEKTE: Siyah gölgeler lpek sinemasında bu hafta he- lr bir macera filmi gösteril- ada, çok iyi bir şekilde oy ştır. Ger- yeska a Rae tün gi gb zik te çok kuvvetlidir. Parisin muhte - şem hayatını gö zengin salonlar mükemeldir. Bu film bu sene gösterilen filmlerin en güzellçrindıen biridir- SARAYDA Nana! Bu hafta Saray sinemasında Nana filmi gösteriliyor. Emil Zola'nın bu e- serini fazla methetmeğe lüzum yok- tur. Çünkü Nana, bu meşhur Fransız | - mektedir. Bu filmi macera ve po- lis romanı meraklıları heyecanla seyredebilirler... Vak'a Okyanos adalarında geçmektedir. Manza- ralar ve fotoğrafiler güzeldir. Film de heyecanlı sahneler çoktur. El- mas kaçakçıları ile polisler arasm- da geçen maceralar alâkayı uyan- dırmaktadır. Filmin bütün mev- zuu aşağı yukarı zehirli bir hançe- B d e h rin , Ve bu hanç so: nuna kadar filme hâkim olmakta- dır. < tibarile her ihtimale karşı hazır bu lunmalı idik. Muayyen bir program dahilinde hattıhareketimiz muay- yen olmalıydı. Halbuki vaka günü cemiyet efradı yekdiğerinden bi- haber, vasıtasız, faydasız bir kuv- vet halinde müteferirk ve perişan idi. İstanbuldaki cemiyet efradının bazıları tarafından haksız olarak korkaklıkla tef:ir edilılnek iıte:ıflen eZ lttlüri; şüphesi bu 'ane hareket ordusunun muvaffakıyetini Mesele kat'i bir irticadır. Cemi- yeti ilmiye sarayla beraber, sara- yın emrine tâbi olarak hareket edi- yor. Muradın, Cemil Mollanın ve- sairlerin bunda medhalleri muhak- kaktır. Talât ve Nâzım jle vaka günü ak- şamı Şehzadebaşında birleşecektik. Halbuki nereye gittiklerini haber vermeksizin evden çıkıp gitmişler. Rica ederim, beni tecerrüt etmiş bir lnlı:le.-bırıkmxyırak süratle cevap veriniz. Bulgaristan hakkında aldığım ha vadisler fenadır. Baki vatanm se- lâmeti, kardeşler.., Velhasıl İttihat ve Terakki cemi- yetinin, kendisine verilen raporlar- da yazılı olduğu gibi hükümet iş- lerine demir ellerle sarılmayıp uzak tan seyirci kalmakla kanaat etme- sinden dolayı çok yanlış hareket et miş olduğu gün geçtikçe daha ziya- de hissediliyordu. Valilerin bir ço- ğu doğrudan doğruya İttihat ve Te- rakkiye düşmandılar. Meselâ An- karaya tayin edilen — Hazrm bey hakkında gelen bir raporda denili- yordu ki: (Bitmedi) Para saadetin anahtarıdır. Mes'ut olmak için zengin olmak şarttır. Zengin olmak için de bir Piyan- go bileti altmak lâzımdır. Behemehal bir Yılbaşı Piyango bileti alınığ._n Sai iÜdülkedrnielk

Bu sayıdan diğer sayfalar: