17 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MILLİYET .CUMARTESİ 17 I'EŞRINISAİ—.I 1934 — Gaby Morlay “ Demirhane müdürü ,, Bu hafta gösterilen filmler filminde Sümer sineması bu hafta Demirhane r'dllru ismindeki fransızca sözlü filmi din tedir. Mevzuu Georges Ohnet Ve YNi isim altında yazılmış meşhur | N almmıştır. Fakat eser aynen W edilememiş ufak bazı değişiklik- Jyuplluı!tn- Bilesj Ura'da bir şato. Bu şato Dö Boliyö Oturmadctadır.. Genç ve güzel ik dö Boliyö kuzeni Dük dö Blinyi Sevişmektedir. Yakında da resmen Wllı.. » Fakat Dük zevka ve İnımara fazla düşkün bir adam- ir gece Pariste yarım milyon :?':ukl)'beder Bu borcu nasıl ödeye- | Bkar, F düşünürken karşısına bir adam Bu adam yüz defa milyoner ©- g'.r Muline'dir. Mösyö Muline'in hadsiz hesapsız parası vardır fa- arkadaşıdır. Küçük yaştan beri Kler'in asil bir aileye mensup olmasını bir tür- lü çekemiyor. Karşısına Klerm mşan— Demirhane müdürü filminde Gaby Morley çok muvaffak olmuştur Melek'te gösterilen Karnaval çocuğu filmini Tanya Fedor bihakkin yaşatmiş ve çok beğenilmiştir muş görünüoyr. Fakat düğün gecesi ar- tık dayanamıyor Filip'e dükü hâlâ bü- tün kuwehle ıevdıgım ıoyluyct Fı.l.q) bu lısı addedilen ve beş Dük çıkımca onunla evlenmeği aklına koyuyor. Bu suretle hem Kler'den in- tikam alacak hem de kendisi bir düşes olacak.. dö Boliyö ailesi bir dava neticesin- de varmı yoğunu kaybediyor. Kler'in bundan haberi yoktur. Fakat Dük bi- liyor. Ve Muline'in milyonlarını Kler'in temiz ve derin aşkına tercih etmekte tereddüt bile etmiyor. Bu haberi Ate- mais'in ağzından duyduğu zaman Kler çok müteessir oluyor uuı-ıbı di fında huydı dedikodulara ıeıoohıyet ve- receğini şu halde beraber fakat ayrı ay- rı yaşıyacaklarını bildiriyor. Dük Atenais ile evlenmiştir., Bu kadar istıraba.. Bu kadar müca- deleye dayanamıyan Kler hastalanıyor. Hastalığı esnasında kocası baş ucundan ayrılmıyor.. Kler iyileşiyor. Kler, dük'e kaı'şı olan bütün hıuıyalmı sanki bu lrkta bırak sev- ı'nege baglaımşur Fıkat düğün gece- H © gece l beri se- den sonra Filip'e bir şey öyl ğe de cesaret edemiyor. ven komşular demirhane müdürü Fi- l.ıp Derbley ıle nişanlmıyvr Kler his- rSH'-'!bırııleye değildir. K- A'——Iı, Kler dö Bdıyvııun ıııd(tqı bü- hiç 4 hnkmehhçdııyunöık’um IH: defa elinden ıevgılısını ııluı A- tenazis busefer de Filip'i almak için e- Hnden geleni yapmaktadır. Kler kıska- nıyor bir davet günü Atenais'i çağıra- filminden bir sahne A S n öt St Sinema Fareleri Bu hafta Saray'da göste- terilen Miki filmi Miki'nin son saatleri büyüklerin de zevkle seyredecekleri eğlenceli bir filmdir Miki ile arkadaşı Mauz'u kim tanı- maz? Bunlar tıpkı Lauvel ile Hardi gibi birbirinden ayrılmıyan iki ahbap çavuş- lnrdır Dınnı heraıı- dyıızı-lır daima Miu ile dostu şıııdıye hdır sine- malarda hakiki gibi insan çalışmaktadır. Vakıa Miki mese- lâ bir Greta Garbo bir Marlene Dietrich gibi yüksek ücret almıyor. Fakat ken- lisini isti KOŞ Üi y B toğraflar, musikişinaslar pahalıya çalı- ıııorlır ve Miki yok pahasına bu suretle Bi yalnız kısa bir komik - filmde görünüyordu. Halbuki sinema fareleri, şimdi işi azıt- mışlar Miki'nin şen saatleri ismindeki filmle Snruy nıımmının bu(un mmn. ini işgale başlamışlardır. Bu film sinema sanayiinin vücude getirdiği muazzam eserlerden — biridir. Ve hiç şüphe yok ki Mikinin şen saat- leri hakiki artistlerin oynadıldarı film- ler kadar pahalıya mal olmuştur. Çün- kü böyle canlı resmleri vücude getirmek için stüdyolarda yüzlerce ve binlerce y adama iş y zuunu burada anlatacak değiliz. Çünkü sinema farelerinin bu filmlerinde mev- zudan ziyade musiki, ve hareket Mimik hâkimdir . Güzel bir musiki dinlemek, hoşça vakit geçirmek için küçükler kadar bü- yükler de bu filmi zevkle seyredebilir- ler. Miki'nin şen saatleri o kadar şendir ki insan orada saatlerin nasıl geçtiğini bile farkedemiyor . ——— n “MICKEY'S - ZÂ // vi a Joseph M.Schenek presents “'WALT DISNEY 'S -. ""'/n-/,. 4 M a | —(* E€OOD DEED' U;T yame g 8 ha DD Ş" ARTISTS PlCTURE rak eğer rezalete meydan vermek iste | — MELEKTE: miyorsa | peşini — bırak söylüyor. Atenais razı olmayınca bütün davetlilerin arasında Dük'ü çağırıyor ve'derhal karısını alarak buradan gitme- sini bağıra bağıra söylüyor. Dük, Filip'e Kler'in hakaretinden dolayı tarziye ver- mesini söylüoyr. Filip tarziye vermiyor. Duello edecekler.. Duello sabahı.. Kler kocasını ne ka- dar çok sevdiğini anlıyor.. Bu duelloya mani olmalı.. Ya Filip ölürse?.. Filip'in od gidiyor zavgeçmesini.. onu çok sevdiğini söy- lüyor. Tarziye vermeğe.. dilemeğe her şeye her şeye razı olduğunu söylü selin Fdıp'tıen bı;k.ı hınıı olsa idi karısı- nın bu Tnımn disini ölüm- Karnaval çocuğu Melelr'te hıu hafta Km'nıval çocuğu i i film gösteril Nis.. Karnaval.. Her yerde şenlık- ler yupdıyor herkes eğleniyor.. Herkes neşe içinde. Bu eğlenenler arasında Henri Strogonoff isminde çok zengin bir adamla metresi Dolli de vardır. Diğer tarafta.. Polis merkezmde genç bir kadın: İröne Verne isticvap ed'ılryor Kocası Robert Vc-no çalıştı- bankadan.para çal Genç kadın onun nereye gittiğini bil- miyor.. Serbest bırakılıyor. Fakat ku- beş parası da yoktur. Kendisi ne ile ya- den Imrtarmılı için değil eski sevgili- sini tehlikekeye atmamak için olduğu- mu zannedebilirdi.. Fakat Filip iyi a- gdamların en iyisidir. Böyle bir şüph eo- nun aklına gel Kapıya vaktin geldiğini haber va-ıyoı-lır Art* iş buraya geldikten sonra nasıl geri dö- ülebilir. Ât di Filip duell gidiyor. ik? Bu çocuğa nasıl bakacak? Intihar!.. Peki amma ya çocuk?, $ bir şey görüyor... Bir çocıl(" Henri bu çocugı bakmağa karar veriyor. Bir süt mine tutmalı sütninesini de çocuk ken- disi intihap etsin.. Tabii çocuk bütün tıhpler arasından kendi anasını İrene'i ıeçıyor.. İrene için artık mes'ut bir ha- Kler de başka bı' otomobile atlayıp son bir teşebbüste bulunmak için orma- na koşuyor, Tam ateş kumandası verildiği zaman Kler yetişiyor kendi vücudünü kocası- na sper ediyor ve yaralanıyor. Kler iyileşecek ve Filip çok sevdiği karısına Kler de sevgili kocasına niha- yet kavuşacaktır. Kler rolünde Gaby Morlay, Filip ro- lünde Henri Rollan çok kudretli bir o- yun göstermişlerdir. Hattâ o kadar ki bu filmin bundan daha iyi bir şekilde oynanmasına ihtimal yoktu, denebilir. Artistlerin iyiliğine mukabil — dekopaj âyi değildir ve romanda bir çok güzel “hnder olmasm rağmen filmde ro- manda b yan bir çok lü “yat b * Bir gün çocuk bir ka- za geçiriyor lrene bıyılıyoı— Yıhuıu M. Musso ini Saray'da seyrettiğimiğ bu filmin mev- Diyor k:: (Başı 1 inci sahifede) demiştim ki: Italya kendisini müte « madiyen askerleşt. nnege, militarist olmaya ve harp için teslih edilmiş b lunmaya mecburdur. Bu içtinabı ka» bil olmıyan mecburiyet ve zaruretim sebeplerini de izah etmiştim. Son kabine toplanışında bir takım tedbirler ittihazına karar verdim 6 Italyan milletinin — karakterine kısa bir zamanda bu tedbir'erin damgast basılacaktır. Bu tedbirlerin başlıca noktaları 8 yaş ile 55 yaş arasındaki sivil ve asker herkesin bir birlik ve cüzütam teşkil edecekleridir. Bu ye- ni ve tarihi bir hâdisedir ki pek ko laylıkla taklit edilemez, zira milyon- larca insanların hayatlarınm 47 se . nesine şamil olan bir teşkilâta bağla- mak gibi Italyada başarılmış devasa bir eser için lâzım olan tarihi, siya- si ve ahlâki ilk şartları nefsinde ce- meden İtalyan milleti gibi ikinci bir millet bulunamaz. Gerek halde, gerekse — istikbalde eserin muvaffakıyetinden zerre kadar şüphem yoktur. Bu iş faşizmin 16 ın- cı ve faşist rejiminin 12 inci sene - sinden sonra başlıyacak yani 29 teş « rinievvelde tamamile meriyete geçeceli tir, Eserin muvaffakıyetinin teminatı, dünyanın en disiplinli milletleri ara- sında sayıldığı, — harp ve inkilâptan sonra cesur, kuvvetli, zinde ve muka- vemetli bir m'ilet olmuş olduğu ha - kikatinde mündemiçtir. İtalyanlar öğ rendiler ki silâhsız bir millet kendi mevcudiyet ve ııhkba.kndun emin o - lamaz. Pasifistler, — hakiki sulhün bu en tehlikeli düşmın.luı militarizmi telkin etmekten geri dumnmuyo:lar, onların şikâyetleri bizi müteessir etmez. Biz bu şikâyetlerin istinat & tiği faraziye- leri kabul etsek bile militarizm aley hindeki her bir tenkidi gülünç ve su- itefehhüme uğratılmış bir tarih telâk« kisi olarak reddederiz, askerileşmek demek, sulhü yıkmak istemek demek değil, onu ziyade takviye etmek is - temek demektir. Italyan milletinin — askerileşmesi, Grand Enciclopedia, Italiana da "*Fa şizm,, başlığı altında yazdığım ma - kalemde izah ettiğim gibi , Faşizmin Postulat faraziyelerine tamamen uy- gundur. Ben bu makalemde halli kar bil olmaksızın her zaman — beşerin tali ve mukadderatı ile bağlı kalacak olan harp hakkındaki fikrimi tama « mile ifade etmiştim. Ve silâh taşı - mak faşizm için büyük bir imlyazı şereflerin en büyüğünü, vazifelerin en güzelini ifade eder. Faşist, hayata bir mücadele diye bakar ve (kolay haya. tı) hakir görür. Faşist tehlikeyi 30 ver ve ölümden korkmaz. Faşist bilir ve inanır ki yalnız gündelik ekmek i- çin yaşryan bir millet, nihayet bu ek- meğini de kaybedecektir. Bizim dahili vaziyetimiz, Libera « lizmin hodbin telâkkilerine — onlarla hiç bir vakıt uzlaşamıyacak bir zıt teşkil eder. Çok fazla medenileşmiş, çok fazla incelmiş ve artık — yalnız hayatın refahına iltifat ile bir millet, nihayet gevşeyecek, dejenere olacak ve kendilerini bu hayat tarzından u- zak tutmuş olan dıger u'de.ler'e kar- şı artık muh tir. Roma imparatorluğunun — inkiraz sebepleri muhtelifti, fakat bu sebep- ler bir devletin muhiti genişledikçe salâbet ve mukavemetini ©o nisbette zayi ettiği mütaleasile belki telhis o- lunabilir. Roma — imparatorluğunun vüsati, şark ruhunun tesir ve nüfuzu- , nun mütemadiyen artmasını tevlit et- ti: Kolay, lüks bir hayat başladı, ka- zanç hırsı son derece arttı ve niha - yet yeni ve az medeni, fakat daha kuvvetli milletler imparatorluğun za- yıflayan hudutlarına dayandılar ve bunlar cihan tarihinin yeni bir devrıni açtılar. Bugün dahi sulhün tam or - tasında ve hattâ gündelik hayat için- de Militarist bir düşünceyi — beşeri hayatın esas bir âmili yapmak fayda- lıdır. Militarizmin hüküm sürdüğü bir yere hiç bir millet ilk taşı — atamaz. S. Kusya ve Japonyaya bakmamalı ve düşünmeli, her ne hdıı' bu iki mem- leket içtimai ve ikti. da yekdiğerine taban tabana zıt sistem- lere malik iseler de bunların — yine ayni militarist ruhta oldukları görü- lüyor. S. Ruslar harpcüyane bir ıçti- i felsefeye müte ih ıken Japon mai ya bütün kw büyütmeye sarfı gayret etmektedir. Bu ııııpıryıhıt hırelıetın ımılı ve suzdur. Bı milletin buy-ıınnıı için, bu hıırekotm milletin — kitlelerini tek bir kadının bu kadar h mesine âmkân yoktur. Heı-ıı-ı sütninenin asıl anne olduğunu anliryor İrene de bunu ibiraf ediyor.. Çocuğa başka bir sütnüne tutuluyor.. İrene'in saadeti git- tikçe artmaktadır. Henri'yi seviyor Henri de onu seviyor.. Evlenecekler. Düğün günü.. Robert geliyor karısı- na eve gelmesini söylüyor.. Peki amma ya Henri?, Ya lrene'in aşkı? Fakat va- zifenin yanında aşk nedir?. Ve İrene'in vazifesi de kocasının, çocuğunun babasının yanmda bulun- maktır. Robert'i takip ediyor.. Ivan Mojukin de Tanya Fedor da çok, güzel oynuyorlar. Fotoğraflar çok guzeldn' Bılhıuı Karnaval şenlikleri- sahneler mevcuttur. Harici sahneler enfes dahili sahne- ler mükemmeldir.. Mükâleme iyi tanzim edilmiştir. Bu film en ziyade muvaffak olmuş filmler- lar çok iyi Da!'.ılısahnelerdeıyıdı' Bu film her cihetten muvaffak olmuş bir film sayı- labiliri. Tanya Fedor hissi sahneleri kendi- vaffakıyetle canlandırmıştır. aü leecikk P e e bir or gibi — hareket ve tesir ika edecek bir tarzda kavraması kâ- fidir. Harpcü olmryan bir millet mahv ve ifna edilmeğe mahküm1 demek- tir. Zira en nihayet harptir ki dev - letlerin münasebetlerini tayin ve tak- dir eder. Ben harbi (milletlerin en yüksek adalet divanı) olarak — tevsim ettim Hakikatte de böyledir. Zira zafer ve mağlübiyettir ki devletlerin yekdiğeri- ne üstün ve hâkim vaziyetlerini ta- yin eder ve bu hüküm kat'i ve ni « haidir. Bu hükmün yegâne — temyiz makamı, yeni bir harptir. Bir memle- ketin diğer bir memleket — üzerine zaferi, yalnız askeri bir hâdise değil- dir. Bunun tesirleri — hayatın bütün sahalarında hissedilir. Ancak mağlüp edilemez bir vazi- yette olduğu içindir ki Roma Legionari şöyle haykıra bilmiştir: “Civis Romanus sum,, ben Roma- ei denti ai üü eli Si ei EİGEREĞÜ A BRİLLİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: