Haftanın yazısı Ne yapardını?!. Ne yapardınız? Kendi kendime düşünüyordum. eni » kalabalıkta düşüne : Eyreti şey kullanmaktan tik- ve bile bardağını, ça- kaşığını, yemek havlusunu ve el yıkadığı sabununu ayır - w. Bu bir nevi deliliktir. Ben de leyim... Bazıları da aldırmaz, Me olsa, kimin olsa yadırgamaz. Arkadaşlarım vardır: Yanlıştık. e giydiği başkasının görmeden giyer ve gezer. bunların içinde bu yanlış - Zevk alanlar. , vardır. Ha- z ii ir z fikrini kallan- Mallar hözedenler de vardır. Kim ie araştırmaya hacet yok... Bun- pek azlık değildirler. Hattâ iç- le hazır cevap (olanlarıda Geçenlerde, senti Benli Tütüğüm böyle birine sordum: — Yahu! Şu söylediğin söz felan zatın malıdır. Ne diye bu- dayi diye kendine mal et- ii gö- — Ne zararı var?... — Zararı şu ki bu fikir senin lir. Hayatta her şey izalidir. Serin malın dediğin şeyler evöel- | “senin mi idi?.. — Değildi amma ben parasını verip aldım... air Hah! Başkasından aldın de- — bee? — Ben de bu Fikri başkasındı İm Aretarilaki fark; San pa Pa veriyor alıyorsun, ben bedava Yorum. Hattâ bazan bu yüzden Bara erer bile oluyor... içim muhakeme edilirse had ie hem haklı hem akille- Galiba yazımın tekerlemesini item... Di şu idi: Ken- di kendime lum. Bir tün evvel il Mahmutla bir arasında cereyan etmiş biz aşi sltan Mahmut - sanırım - Ka- eniz leniz taraflarında tebdil gezer- yolu bir otlağa (düşmüş. Wundaki bir kaç hişile geçiyor- Miş... Bir çoban da kaval çalar. Z (yahut çalmazmış. Masal an- ken de bütün çobanlara ka - i aldır. Herifin belki canı yi çalmak istemez!) Sultan yak- İ $ selâm vermiş ve sormuş: İ e ne böyle yanık yanık çalıyorsun?.. en ne cevap (verdiğini hatırlamıyorum. o Dinlerken ii yerinde değildi. Yalnız iyi Sorum ki; görüşmede lâf dön- dolaşmış şu bahse gelmiş: Çoban demiş ki: ağn ah! Şa keçe | külâhunı atıp tutuncaya kadar pa ak olsam! (Anlaşılan vaktile kadar herkesin arzusu mizi ) Bu söz Sultan Mahmudun ho- & gitmiş ve kendini tanıtmış; yy sobanın korkudan ödü kop - 3x Fakat Sultan Mahmut ısrar Ji > Bre çoban at külâheni ha - te, Her ne ki dilersen sana ve- ya Soba külâhinı çıkarmış hava- dalmış... Ve külâh daha eline İmeden evvel ne istemiş bilir ğini. Kendinizi zorlamayın! xe” hikâyeyi bilmiyorsanız çoba- Makayeiği şeyi kabil değil bula - İ), Yendim, çoğ külâhını hava- | alm ve külâh şöyle üç dört aça, Aavaya çıkıp düşmeden ça- w Fındıklık vakıf olsun!... de- ra civarda bir fındıklık Çoban fındık yemiye gittiği hayr senlar herifi kovalar - NUR de pataklarlarmış. Canı » serbest fındık yemek için en 'obanın b: İN zerine Sallar Mah e Ne vakıf etmiş.... Derler ki | leniz havalisinde | böyle bir iğ, İRİ endıklık varmış ve onun vak- eği. b size anlattığım vak'a muş imiş... Saki düşünüyorum... o Acaba havaya atıp (o tutuncaya ÖKONOMİ Bu sene tütün Satışında canlılık Akhisarda bir gecede bir milyon kilo satıldı Bu sene tütün mabeulünün satışla rında şayanı dikkat bir canlılık vardır. Evsaf itibarile çok iyi yetişen ve mik- darca normal bir rekor tanılan yerli tü- tün mahsulümüz bu sene ekicinin yü- zünü güldüren müsait ve iyi ifatlarla satılmaktadır. Ilk alarak piyasası açı lan ve istihsalâtı 12 milyon kiloyu geç- meyen Ege muntakasında bir ay içinde dokuz milyon kiloya yakın tütün satıl. nişter, Akhisarda bir milyon kilo tütünün i alımmış olması o muameledeki hararet haldında bir fikir verebilir, Mahsulün iyiliği ve rekoltenin ku- raklık yüzünden bir az moksan olması inhisar idaresinin tam zamanında ve uy- gun fiatla piyasaya girmesi alıcıları der» hal faaliyete sevketmekte başlı başma âmil olmuştur. Yunanislana Torik ihracatı Istanbulda bu sene çoktanberi görül. memiş bir balık bolluğu var. Bilhassa bir aydanberi limanımıza gelen Yunan balıkçı gemileri mütemadiyen balık alı- yorlar. Yunanistana en ziyade salılan b hık toriktir. Yunanlılar günde on beş bin ile otuz bin çift arasında balık satın a- yorar. Toriğin çifti aşağı yukarı yedi buçuk kilo geldiği halde bir çift torik toptan yirmi beş kuruşa satılmaktadır. Yunanlı balıkçılar bir aydanberi şehri- mizden balık alarak (o Yunanistana gö- türdüklerinden İstanbul © balıkçılarının yüzü gülmüştür. | BORSA | (İş Bankasından alman cetveldir) 15 T. Sani 934 AKŞAM FİYATLARI ISTIKRAZLAR TAHVILAT Rahitam 1760 97 $ An. Mümessil 4945 2m. Tahvili 1, MA 45135 mi armağan Har 1880 e) ESHAM Reji kuponsuz 225 Telefon 10 Terkos 1930 Çimente 13,45 İtikat dey, 13 Şark dey. oss Anal Hisse 2720 £ Balya 155 Şir. Hayriye — 1550 $ Şerkmecza 475 ÇEK FİYATLARI eya 190164 Moskova o 108925 Berfin 197,66 Vamova © 42042 Budapeşte 496 Madrit 58194 Bükreş 791280 Viyana 42450 (Satış) Kuruş .15 18 “ İ Zleti 2 20 Ley 18 20 Dimer s4 1 Çermeviç | — Alm 523 Mecidiye © 3659 Bankmot (237 MILLI TAHVİLLER Borsada kote edilmiş milli tahvil. | lerin günün fiatlarıa göre temin eylediklerini gösterir cetvel TAHVİLİN SENELİK 1S-11-834 Bufiyata CİNSİ e ve müzayedeler- de başabaş ka- bul olumanlar & 1334 © 5 Dabili İstikrmsı $- G5 1fa 1953 5 kremi yeli Ergani İ- tiksazı g5 14 ikramiye. den manda) 2— Sermaye ve Geli. iri eenebi parasile ödenenler 1055 e 7 1/2 Türk Borcu 1 (Trang). 210 o 2920 €LN 1/8 ği li 10 2780 GN 3/8 820 <çn 1/2 4536 10 1/4 70 çal 1/4) kadar bana böyle bir kudret ver- seler ne isterim?... Ve bu kudreti size verseler, siz ne istersiniz?.. Haydi düşünün de istedi; i Cümhuriyet Halk Fırkası ocak kon- grelerine devam edilmektedir. Cümhu- riyet halk fırkası Alemdar nahiyesine bağlı Binbirdirek semt ocağınm yeli Keli e ki kia ocaklar merkezinde ya pılmıştır. Kongreye gelenler arasmda Cümhuriyet halk fırkası Eminönü kaza reisi ve belediye heyeti teftişiye reisi Tevfik Bey ve kaza heyeti idaresinden bazıları kaza kaymakamı Raif Bey, fır- ku Alemdar nahiye reisi doktor Ali Rıza Bey ve heyeti idaresi, Hilâliahmer reisi Sabit Bey, tayyar ecemiyeti reisi Divan dan mürakip Rayit Beyle sesk reisi Ra git Bey ve heyeti idaresi bulunmuşlar» dir. Kongreyi ocak reisi Raşit Bey aç- meştr. Kongre birinci eeisliğine Esat Hâmi Bey, ikinci reisliğine doktor Ihsan Sa- mi, kâtipliklere Yusuf Ziya Beyler ve Sabahat Hanım seçilmiştir. Ocak reisi Raşit Bey ocağın bir yıllık çalışma ra- porunu okumuş ve rapor alkışlarla ka- bal edilerek, heyeti idarenin çalışması ve bütçe encümenlerinin raporları ©- kummnuş ve kabul edilmiştir. Ayrıca di- ekleri tetkik encümeni de seçilmiş ve bu encümen bir çok dilekleri tesbit et- miştir. Bundan sonra iki idare heyeti seçilmiş neticede Raşit, Hafız İbrahim, Cemal, Halit, Zühtü Beyler asli aza ©- larak seçilmişlerdir. Nahiyeye mümes- sil elarek ta Mahfuze Hanım ve Cemal Bey intihap olunmuşlardır. Ayasofya ocağı Alemdar nahiyesinin küçük Ayaro!- ya semt ocağıtan yıllık kongresi Di- vanyolunda ocak merkezinde yapı iİTayyare madalyası alacak Ermeni vatandaşlar Şehrimiz tayyare cemiyetine bir defada 50 liradan 500 liraya 2m dar para teberrü eden ermi tandaşlarımıza altın ve gümüş madalyalar dağıtılmasına karar ve- rildiğini yazmıştık. Altın madalya alacaklar şunlar- dır : Simon Kayserliyan, Mihran Kezeryan, Serkes Kınacıyan, Aram Kınacıyan, Karabet Topalyan, İs- tipan Berberyan, Vahan dikiciyan Narlıyan Lutfüyan, Bedros Hora sanciyan, Serkis Havakimyan. Gümüş alacaklar: Aris İnciyan, Sisak Ağartmaçyan, Mamigan A- | revyan, Gevork Acemyan, Mardik Şekerciyan, Horasanciyan Ef. bi- raderler, Arşak Çuhaciyan, Sepon Civan, Karabet Arzuyan, İHava- kimyan, Demirciyan ve Kavafyan şeyleri bana yazınız!. Ben de is - tediğim şeyi o zamana kadar bula- bilirsem size yazarım. Şimdilik Allaha ısmarladık... FELEK biraderler, Gevork Malhasyan, Ge. vork Dindersyan, Altı Parmak- yan biraderler. Bunlardan başka 41 kişiye bronz madalyalar verilecektir. 66 ermeni vatandaşa ait madalya be- MİLLİYET CUMARTESİ 17 'TEŞRİNİSANI takdir edilmiştir. Bundan sonra hesap | 1934 Geçenlerde bir kaç gün devam eden yağmur herkesi korkutmuş- tu. Fakat dün hava, yaz günlerini hatırlatacak kadar güzeldi. Dün, kışın basamağında bulunan İstanbullular, bu güzel güneş ten istifade ettiler. Herkes sokaklara dökülmüştü. Parklara, kırlara gidenler görülüyordu. Birçok kimseler sinemalara gitmek için ilânla- rı tetkik ediyorlar, dadılar arabalarile çocuklarını gezdiriyorlardı. Fırka ocak kongreleri Binbirdirek, Ayasofya, Alemdar semt ocaklarında yeni idare heyetleri seçildi surştir, Komgreye Şehir meclisi azasın- dan mürakip Raşit Beyle Refik Ahmet Bey, Şevki Pasa, nahiye müdürü Fah- ri, doktor Ali Rıza Beyle diğer bazı 26- vâllar bulunmuşlardır. Köngreyi ocak reisi Fahrettin B. âç- muş, kongreye Tahsin Hamdi Bey riya- set etmiştir. Geçen yıllardaki çalışma raporu okunmuş ve kabul edilmiştir. Köngreye bir çok dilekler yapılmıştır. Tahliye edilmiş olan Ayasofya medre- sesinin yıkılması ve buraya çocuk bah- gesi yapılması, asarı atikadan olan bu ver, Mustafa Nuri, Bedi Beyler seçil. mişlerdir . Alemdâr semt ocağı Alemdar Nahiyesinin Alemdar semt ocağının kongresi de dün öğleden son- ra yapılmıştır. Kongreye gelenler ara sında fırka Eminönü kaza reisi Tevfik Bey nahiye müdürü Fabri (o Bey, fırka nahiye veisi deltor Ali Rıza Bey, Besim Omer Paşa, san'at mektebi müdürü Yu- suf Ziya Beyler ve daha bir çok zevat vardı. Kongreyi ocak reisi | Halis Bey açtı. Kongre riyasetine doktor Besim Omer Paşa kâtipliklere Mümtaz ve Sa- ip Beyler veçildiler. Ocak reisi Halis Bey yıllık çalışma raporunu okudu ve kabul edildi. Yapılan dilekler arasmda doktor Ali Rıza Beyin frka arkadaşları arasında vefat edenleria silelerine yar- dan için bir yardım sandığı yapılması teklifi vardı, Bu dileğin kazaya bildiril. mesine karar verildi. Yapılan ini neticesinde idare heyetine Mahmut, Celâl, Hakkı, Hüse- yin Beyler seçilmişlerdir. Mümessil 0- larik ta Halis ve Yusuf Ziya Beyler se | gildi. Celâl ve Hamdullâh Suphi Beyler Iktisat Vekili Celâl Bey bu akşamki trenle Ankaraya gidecektir. Bükreş se- firimiz Hamdullah Bey de bu akşamki ekspresle vazifeni başına hareket ede- Yugoslavya kralı için Fenerde ayin Yarın Fener patrikhanesinde Marsil- yada feci surette öldürülmüş olan Yu- goslavya kralı Alexandre hazretlerinin istirahati ruhu için bir âyin yapılacak tir. Gemilerde kontrol İstanbul deniz ticareti müdürlüğü, kazaların önüne geçmek üzere bazı ted- birler almaktadır. İki gemi tahlisiye vasıtalarının noksanlığından dolayı s€- terden menedilmiştir. Teltizi olmıyan bir vapur sahibine de boğazlardan dışarıya çıkamıyacağı tebliğ edilmiştir. ———— ratlarının gönderilmesi şel tayyare cemiyetinden umumi mer- keze yazılmıştır. Yunanlılarla Davalarımız Muhtelit mahkemenin elin- de 110 kadar dava kaldı BELEDİYEDE Hamal derdi Haydarpaşa ve karaköy bölükleri birleştirildi Hamal tarifelerinin bugünkü ihtya- ca uygun olarak yapılması, hamalların halktan fazla para istemelerinin önü ne geçilmesi için belediye Haydarpaşa şimendiföri ile Karaköy köprüleri ka mağ bölüklerini birleştirmiş ve bunları yani bir tarifye bağlamıştır. Bu suretle Köprü ile Haydarpaşa arasında yolcu- kak edecek bir kimse eşya ve yükünü bir elden taşrtabileceği gibi eskisi kadar yüksek para da vermiyecektir. zeltirken köprü üstünde yığılan yolcu eşyasının yolu kapadığı düşünmüş, tün yükler buraya getirilecek ve halka kolayca Haydarpaşa ve Kadıköy va- tir, Bir ayda yirmi yedi tramvay kazası Şirketler nafia başmülettişi Ibrahim ve belediye komiseri İsmail Hakkı Bey- belediye, gerek tramvay şirketi fon be yetleri tramvay basamakları halkında tetkikata başlamışlardır. Ibrahim ve İs- mail Halkı Beyler orta bir hesapla bir ay içinde yirmi yedi kişinin tramvay zan önünü almak içim mutlaka bir ted- bir alınmasında ısrar etmişlerdir. İlki fen beyetinin bulacağı yemi bir şekil he- men tramvay arabalarında tatbik edile- cektir . Yeni 'bim için müsabaka müddeti uzatıldı Şehzadebaşında yapılacak kon- servatuar binası için açılan müsa- bakaya giren mimarlrın miktri fazla olmadığından müsabaka müddetinin uzatılması düşünü!ü- yor. Birçok mimarl İ müracaat ederek verilen müddetin uzatılmasını istemişlerdir. İnşaatın iki senede bitireleceği ümit ediliyor. Şehzadebaşı muhi- ti, ötedenberi İstanbulun temaşa ve eğlence yeri olduğundan yeni konservafuar binası burada yeni bir hayat uyandıracaktır. Beledi- ye, konservatuar binası bittikten sonra burada balk için sık sık kon- serler verdirecektir. Bu konserler- den on beş, yirmi kuruş gibi pek az para alı Yeni bina yapılıncıya kadar kon servatuardan ilk mezunlar diplo- ma alacaklardır. Bu sene konser- vatuara girenler, geçen seneden çoktur. Geçen sene müessesenin ta lebe miktarı 170 iken bu sene kay- dedilenler 220 kişiyi bulmuştur. Marmara faciası kurbanla- rinin ailelerine yardım Marmarada boğulan otuz dört kişinin ailelerine verilmek üzere o Cumhuriyet Merkez Bankası memurları tarafından Hilâliahmer umumi merkezi veznesine tevdi edilen yetmiş lira elli beş kuruş gönderilmiştir. meolosu M. Bulhnbler şehrimize & * Aydın demiryolları müdürü M. Mezade şehrimize gelmiştir. İ perendeler atiyordu. İ o meşhur bacakları, toy bir genç Standardize güzellik Bilmem siz de güzelliğin yavaş yavaş iflâs etmekte olduğunu fark ettiniz mi? Sokrat'ın hayal etti ği “Hüsnü matlak,, bile artık eri- şilmesi ihtimal dahilinde olmıyan bir gaye olmaktan çıktı. Kimse Yunanı kadimdeki Venüs'ün vü- cüdünde mânâsını ve ifadesini bu- lan mütenasip güzelliği aramıyor, Ve böyle güzeller sırf bediiyat tari- hine geçecek birer O nümune “Echantillon,, olarak kalıyor. Bel- ki hakiki güzellerin azalması böy- le bir telâkkiye yol açtı, bi, bir çok âlet ve li M krem ve eki işliyen makine ve e leri fabrikalarını bulda... - Güzel kadın doğmuyor, mal ediliyor. Ve zamanın ne garip, bir telâkkisidir ki istisnai bir şe- kilde güzel doğan o kadınlar da, güzel doğmıyan kadınlar gibi, ye bu kimyevi, sun'i vasıla- , larda butuyorlar... ! Mütenasip kadın, çirkin ekse « | riyetin moda diye ortaya | attığı zayıflık modasına koşuyor. Rejim , yapıyor, midesini küçültüyor. Ve belini kalçalarını daraltmağa ça - lışıyor.... i Eşkiden esmer, sarışın, beyaz, | şişman, toplu, balık (etinde diye bir çok sınıf güzeller vardı. Hal - buki bugün artık bir tek güzel var- dır; ve o güzel o zamanın modası ne ise ona tâbidir. Ya esmerdir; ya sarışındır. Ya zayıf veya topludur. Fabrikalar, nasıl bugün her sı- nıf halkın ihtiyacını temin edecek bir tek çeşit mal çıkarıyorlarsa, güzellik telâkkisi de artık bir çe - şit güzel yaratıyor. Ve güzelliği | de Standardize ediyor. i Bir gün kalabalık bir caddede dolaşın, göreceğiniz kadınlar için- | en göze çarpanları, yani en gü- , hep aynidir. Ayni çe- e Bunlardan kümisi siyah saç» ! tipi almağa çalışmışlardır. Hepsi- nin kirpikleri uzun, hepsinin ren- gi bir, hepsinin vücudü ince, hep- sinin dudakları ayni renktedir. A- ralarındaki fark yalnız boyların - dadır. Ve ne yazık ki ihtiyarları gençleştiren, sarkık etleri geren, yüze, göze hep ayni mânâyi ver - meğe uğraşan güzellik müessese » leri buna bir çare bulamamışlar 5 dır. Bir gün bir revüde Mistenget'i görmüştüm. Alimış yaşını çoktan geçmiş olan bu genç hanım nine, yirmi, yirmi beş yaşlarındaki de- likanlıların kolları arasında envat Bacakları, kızın bacaklarından daha sert, da- hamevzun duruyordu. Yanında bir çok genç dansözler de vardı. Bunlarla Mistenget © arasındaki fark, birisinin tabii ömür itibarile ecele daha ziyade yak'.şmış ol - masından, ötekilerin ecelden daha uzak mesafede bulunmalarından ileri geliyordu. Mis'in yaşını bil « diğim için ancak fikren vedi- mağen onun ihtiyarlığını fark ede- biliyordum. Halbuki güzellik bir fikir ve di- mağ meselesi olmakları daha ziya- de bir göz meselesidir. Ve güzel kadının vereceği heyecanı ilk alan vasıta gözdür. Göz alışdıktan son- radır ki başka hislerimiz, ve di- mağımız işin içine karışır, Ve o - nun için 65 yaşındaki Standardize güzele fazla tahammül Oedeme- yiz. Fakat her şeye rağmen görülü- yor ki güzellik iflâs ediyor. 60 lık hanım ninelerimiz, yirmi yaş - larındaki kızlara, yirmi yaşındaki esmerler, kırklık sarışınlara ben - zemekten zevk alıyorlar... Ortada, erkeklerin aradığı de- ğil, kadınların yarattığı bir tek güzel kalıyor... Ve bu gürültüde ne oluyorsa ge- ne erkeklere oluyor. Mümlaz FAIK Mide, Barsak ve Karaciğer rahatsızlıklarına AFYONKARAKİSAN MADENSUYU