27 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

27 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gündelik ekmeğimiz filminde göreceğimiz Barabara mmm Sinema Haberleri Genç kız hesabı Norma Sheavr klübü | Amerikadaki 16 ile 24 yaş ara- sında bulunan iki buçuk milyon | genç kızın iki milyonu sinema yap | k için kumpanyalara müracast eder, Holiyvood'da her sene dazt, bin genç, kız gelir fakat tanım Miş ve tecrübe sahibi olan girllerin | mikdarı 500 dür. Her sene kum - | Panyaların yeni angaje ettiği kız - | İ arm mecmuu 100 dür. Şu halde an gaje edilmek ihtimali 20,000 de İ dir. Kırmızı kadın Sylvia Sidney üç hafta kadar Montagnes Rocheusesdeki yerli ırmızıların arasına gitmiş ve on larla yaşamıştır. Yeni çevireceği kırmızı kadın filminde genç bir Yerliyi temsil edeceğinden yerlile- rin âdetlerini yaşayış tarzlarını ya kından görmek istemiştir. Claude Farrere'in “Yeni adam- lar, ismindeki eserini o Marcel THerlrer filme alacaktır kânunu- sanide harici sahneleri almak için Afrikaya gidecektir. Baş artistleri Marie Belle ile Harry Baur'dur. Saray sineması bu hafta Zenciler kralı birinci Bouboul filmini göstermektedir: | Bouboul'un karısı Arlette çok müsrif bir kadındır ve kocasını iflâsa sürükle | dikten sonra ondan Şimdi tekrar Bastin ismi İn evlenmiştir. Fakat rı vardır. Bu eknası çok yükseğe si- Borta etirirler ve Boubowl'e & vererek Afrikaya gönderirler. Yolda Bouboul mu | haydutlara © rastlıyacak, elmas | Salımacak ve onlar da sigortadan parayı alarak bir müddet rahat yaşayacaktır. Fil balkika Bouboul haydutlara rastlar onla- *i atlatır Fakat bu sefer zencilerin eline « Süşer, Zenci kralının kızı Lula Lula o. | Ba kaçırır bunu haber © alan haydutlar köyü ateşe veririler. Lula Lula ile irüçük | kardeşini kaçırırlar köy risinin elmas | Amerikada bir Norma Schea - rer klübü vardır. Son zamanlarda bu klübün Fransada da bir şubesi açılmıtşır. Klüpte müsamereler ve rilmekte, içtimalar yapılmakta ve | bir de gazete neşredilmektedir. Norma Sehearer klübün her azası. | na imzalı bir fotoğrafımı vermek- tedir. Klübün gayesi her halde pro- pagandadır. Nafaka davası Bundan yirmi sene evvel Gevrge Banvroft karısından £ ayrılmıştı. Son zamanlarda karısı nafaka da» vası açmış ve yirmi sene sonra da ol sa ayda 1200 frank bağlattırmıştır. Basükbadelmevt Sessiz sinema zamanında basi badelmevt ismile ve sesl ema zamanında da Volga ismile göste- rilen Tolstoi'un eseri Heliyvvod $ da Ve livre ağain (yaşıyoruz) ismi le tekrar çevrilmeğe başlanmıştır. Filmi Mamoulian idare etmektedir ve artistleri Anna Ster ile Fredric Marsh'tr. larını çalarlar ve Bauboul'u elmas hirsiz diye ele verirler, Bouboul reise elması bulacağını vadeder serbastbırakılır, U- zun takiplerden sonra haydudu yakalar kızı ve elinası alır. Parise döner sigorta | şirketinden mükâfatını eler... Arlette os-| ki kocasının zengin olduğunu görünce 0- nunla evlersmek ister fakat Bouboul onu reddederek tekrar Afrikaya döner. Lu- in Lula ile evlenir, zenciler kralı birinci Bouboul ilân olunur. Bir de güzel şirin bir çocuğu olur... Artık metuttur. Milton her zamanki şen Boubouldur. İlci saat seyircileri kahkahadan kahkaha ya sürüklemektedir. Fakat bu filmde in- ce bir ösprik arumamalıdır. Milton yal mız harekâtı ile bütün seyivsileri durma- dan güldürmeğe kâfidir. Hoş vakit ge girmek istiyenlere bu film tavsiye edile- bilir, ZENCİLER KRALI BUBUL İl | maLiikek Lübnan uelikesi fileninde Joan Murat ve, Söünellş a / MELEKTE İlk bahar resmi geçidi Melekte bu & fta almanca sözlü (ilk. bahar resmi geçidi) gösterilmektedir. Marika güzel ve saf bir Macar köylü. südür. Bir gün çekliği niyette, saadetini | Viyanada bulacağını okuduğundan der hal Viyanaya hareket eder. Şehire gece gelir. O gece kostümlü bir balo verilmek- tedir. Üzerinde köylü elbisesi bulundu. ğundan Viyanadaki teyzesinin sdresini sorduğu halde polis ona balonun verildi- | diği salonun adresini söyler, Marika ba- loya gider. Bir baronun çok hoşuna gi- der. Baron kendisine evine kadar refa. kat eder. Baron Marikayı kontes zannet- mektedir. Marikanın teyzesi Viyanada bir pas- #ahanenin sahibidir ve kralın francolası- mi da o göndermektedir. Marika da dük. künda yalışmağa başlı Bir gün sokaktan askerler geçmekte dir. Mezika sesi duyan Marika dükkü- nm önüne çikar davul çalan genç zabit hoşuna gider, ertesi gün asker çörek al. mak bahanesile dükkâna gelir. Akşama Marikayı bir bahçeye davet eder. İsmi Villy olan zabitin musiki gok hevesi vardır. O gece bahçede mike- vi bir parça besteler ve piyanoda çalma- ğa başlar. Bu sırada âmiri bahçeye ge- lir askerlerin umumü bahçelere gitmeleri yasak olduğundan hapis cezası verir. Di ğer taraftan Baron gece kapısına kadar getirdiği Marikayı sevmiştir. Tesadüfe bakın ki pastahanenin yanındaki bir a. partımanda bir kontes yeğeni oturmak. tadır. Baron kontesin yeğeninin Marika olduğumu zannederek izdivaç teklif eder, Memnuniyetle kabu ledilir ve çirkin kız. la nişanlanmak mecburiyetinde kalır. Ertesi sabah Marika Villynin hapis ce- zasını affettirmek için krala bizzat yal. varmağa gidecektir. Vasıta olması için barona müracaat eder. Baron Marikayı kralın huzuruna çıkartır, Kral Villynin bestelediği parçayı ordu muzıkasıma ka bul oder, hapis cezasını affeder. Marika sevdiğine kavuşur. Baron da diğer kızla evlenir. Film kumpanyaları çok güzel bir film gevirterek bir artiste şöhret yaplıktan sonra artık o şöhreti istismar etmeğe baş iyorlar .Bu filmde bunun bir misalidir. Mevzu itibarile çok karışık olan bu film de Franziska Gaal eğer Marika rolünü her zamanki şirinliği ile başarmasaydı eser hiç te muvaffak olmuş sayılamazdı. Franziska Ganl bir kere daha mevzuu ne olursa olsun, kendisini hangi filmde oynatırlarsa seyircileri teshir etmesini bildiğini göstermiştir. Ve yalnız Fran- ö in (İlkbahar res. mi geçidi) seyredilmeğe değer. Artistle- rinin güzelliğinden başka, bu filmde fo- toğrafiler de çok güzeldir. Bu Haftaki Filmler bestelemeğe | 01 NA Ka IPEKTE Kadınların sevdiği nda bu hafta güzel bir edir. Bu film (kadınla- İpek sinem film gösteri rın sevdiği) meşhur bol harikadır. sm yalnız filmde kadınların sevdi. il, ayni zamamda perde de seyirci» lerin sevdiğidir Okuyucularımız Maks Bir'le, Primo Karnera arasmda yapılan dünya boks şampiyonluk maçın hatırlarlar. Maks bu müthiş rakibini yenmiş ve şampiyon olmuştu. İşte spor meraklıları bu Filmde ur maçın tafsilatını da en ince te ferruatma kadar o takip | edeceklerdir. Çürkü bütün sahneler © maç esnasmda alınmıştır. İnsan boksör ve bahusus dünya şampi- yonu denildiği zaman © ensesi omuzları kadar geniş, bazuları yumurta gibi şiş, burnu yamyassı, çenesi bir virgül gibi bir tarafa kayan bir adam tasavvur eder değil mi? Hayır, Maks kat'iyyen böyle bir adam değildir. Centilmen, kibar, se. yimli'bir delikanlıdır. 80 kiloluk sikleti a. Bun şekli üzerinde hiç bir tesir yapma mışttar. Ve hattâ Karneranm öküzleri dürecek kadar kuvvetli yumruğu Mal in neşesine balel getirmemiştir Bu filmde dünya şampiyonu kadınlar» dan zevk alan, <hlidil bir delikanlıdır, Filmin mevzuunu uzun boylu izah ede cek değiliz. Zaten xnevzu o kadar fevka- lâde değildi il enteresandır. Ve bütün kuvvet, boks ma. şı ile böyle seyirciyi sürükleyen sahne lerin üzerine yüklenmiştir. Maks'la beraber oynayan Mirna Loy ber zamanki gibi enzip sevimli, hareketli bir sanatıdır. Fotoğratiler çok güzel ir, SÜMERDE Lübnan kasrı melikesi Sumer sinemasında bu hafta Spınelli ile İcan Murat'ın çevirdikleri Lübnan kasrı melikesi isimndeki film £ gösteril mektedir. Bu film, çevrileli hayli zaman olduğu ve bir çok Avrupa sine da gösterildiği İs. tanbula gelebilmiştir. Bu techhürün fil. min iyliğinden mi, yoksa İstanbul sine- macılarınm çok müşkülpetent | davran- larından mı ileri geldiğini kestirmek ıçin bir defa Sumer'e gitmek kâfidir. Evet Jean Murat çok sevimli bir ar. tisttir, Şimdiye kadar çevirdiği bir çok filmlerinde hayli o muvaffak olmuş vo şöhret yapmıştır, Fakat eminiz ki Jean Murat eğer bu film ile sinema sahasına atılmış olsaydı çok silik ve sönük kal. mağa mahküm olurdu. Belki bunda, be- raber oynadığı o Spinelli'nin de tesiri çoktur. Çünkü kıymetli bir artist olarak tanıdığımız sanatkâr bu filmde fazla bir (verim) verememiş soğuk ve sun'i kak muştur. mevzu itibarile de alelâdedir. Bir fevkalâdeliği yoktur. Bir casus filmid Yalnız mevzu Arabistanda geçtiği için güzel manzaralar ve fotoğrafiler seyret. mek kâfidir. Mevzuu bülâsa edelim: X Yüzbaşı Domevr ile yüzbaşı Valter isminde iki zabit daima kaynayan bede- vilere karşı şiddetli bir mücadele açmış. lardır. Fakat şurası muhakakk ki bede viler Fransızlara karşı kendiliklerinden hareket etmiyorlar ve belki hir takım ya. bancıların tahriklerine Alet oluyorlar... Bu yabancılar kimdir? Filmin meraklı noktası buradadır. Ve mevzu bu istifamı işareti üzerine bina edilmiştir. Bir gün iki arkadaş bu yabancılar: verdikleri malümat üzerine pusuya © diyor ve nihayet kurtulmağa mmuvatrak yor. Domevr'e ameliyat yapılıyor ve kurtarılıyor. Fakat © yarasından çıkan kurşun bir İngiliz kurşunudur. , Vaziyet artık anlaşılmıştır. Bedevileri tahrik eden adam kendi aralarında ya. şayan Hobson isminde bir İngiliz bin. Halbuki Domevr ile Hobson'nun ara- #1 gayet iyidir. Fakat yüzbaşının. arka, daşını itham etmek içinelindedelâil yok. tur. Her ikisi de biribirine oyun oynamak- ta ve diğerinden Iâkirdı kapmağa çalış- maktadır. Nihayet Domevr'den böyle hiç bir malümat alamıyacağını anlayan Hob- son onun başına o Altestan isminde bir İngiliz casus kadınmı musallat ediyor. Bu kadın Lübnan'da eski bir kasırda ya. şadığı için Lübnan ikasrı melikesi nami- le maruftur. İşte bu suretle Spinelli sahneye çı- kar. Domevr ile aralarında ski bir mü- Basebet tesis edilmiştir. Fransız zabiti kadına âşıktır. Fakat işin kötüsüne ba. kın ki kadın zabite vurulmuştur. Onun için bu zabitten aldığı malümatı kat'iy- yen İngilizlere vermiyecektir. Bunun üzerine kadının Hobson'la ara 8 açılır, İngiliz zabiti o daima kendisini tehdit etmelete, sarayını satacağını, tah- sisatını keseceğini söylemektedir. Domevr tavassut eder. Fakat İngiliz zabiti dalma istediği malimatı almadık” sa hiç bir fedakârlik yapmamak tarafta. Domevr ise aşkı ile valanı arasında wütereddit, hattâ rakibine bazı malü- mat verecek kadar zâfa düşmüştür. Fa- kat arkadaşları bu esnada imdadına yeti. din vaziyetini kurtarırlar... yansa idi, ve mevzu biraz daha cazip ol- . zevkle seyredilebilirdi. şir ve hem Domevr'i hem de memleket

Bu sayıdan diğer sayfalar: