ktisat Vekilimizin tetkik seyahati: 3 şbtkmü Valeiliğnizin etkile saya Kömür havzamız için Pr. M.Granigg ne diyor? “Havzada büyük bir terakki vardır. Müstakbel inkişafta bir prensipte şudur: Yanabilecek herşey yakılmalı! Kilimlide hali inşada bir İzvvar İktisat o vekilimizin son tetkik se, yahatlerinde kendilerme refakat eden İK profesör Granigg, evvelce de yazdığı. mız veçhile kömür bavzamızın yaban. cısı değildir. Evvelce 1918 denberi bir kaç defa kömür havzasına gelmiştir. Kendisi ayni zamanda, Metisat vekâ- leti hesabına, önümüzdeki ilkbaharda havzanın inkişafına mütenllik tedbirle- rin neler olduğunu mahallinde tetkik e. decektir. Son seyahat © esnasında ise, fazla vekit bulamamış olmakla beraber, bir iki madeni ziyaret etmek Çırsatını kaçırmamıştır . Bu itibarla havzanm bugünkü vazi- yetini nasıl gördüğünü ve müstakbel im- kişaf istikameti balekındaki fikirlerinin Deden ibaret olduğunu öğrenmek iste. dik, Profesör bize, aşağıdaki kıymetli izahatı vermek lütfunda bulundu. Bu izahatı aynen yazıyoruz! — Şimdi kömür havzasında mühim bir terakki görülüyor. Bu terakki her şeyden evvel kömürün piyasaya arzın. da piyasa taleplerine intibak hususun - | da görülmektedir. Evvelce havzada herkes dil bi hareket edi tihsal edilen kömürün kalitesi üzerin de müessir oluyordu. O zamanlar itibarile Havzada büyük bir anarşi hi üm sürüyordu. Bir meden müşterisine iyi kömür veriyor, diğeri Tuvnan #ati- yordu. Kömürde istandart henüz tesis edilememişti. Fena kömürler iyi kömür lerin şöhretini bozuyor, dolayısile bun. dan bütün Havzanın şöhreti müteessir oluyordu. Mütarekeyi müteakip Akdenizde »0- yahat ediyordum. — Bindiğim vapurun kaptanile konuştuğım sırada Zongul - dak kömürü alıp olmadıklarını sordum. Kaptanın bana verdiği cevap şa olmuş” — Zonguldaktan kömür aldığı za - mâl insan ns aldığını bilmiyor. Taki. siz varsa iyi kömür alabilirsiniz. Yoksa alacağınız kömür berbattır. l Zonguldak kömürlerinin eski devre ait bu suişöhreti, hiç şüphesiz işletme ve satış tarzlarının fenalığından ve ge- riliğinden ileri gelmekte idi. Kömür ga- leriden maden dışındaki sathı maile, o. radan başka bir yere o maklediliyor ve her defasında büyük parçalar toz hali- ne geliyordu , Şimdi kömürün öcari kalitesi itiba. cile Havzada umumi bir terakki vardır. Kömürler yıkanmaktadır. İstandart tip- ler vardır. Müşteri bu tiplerden birini satın aldığı zaman ne aldığını artık bil. mektedir. Bu, çok malikin bir iakişaf ve tereke ki hatvesidir. Bu terakkinin kendili İ islahat yapınağa mecbur eden sebepler olmuştur. Bu sebepler kolaylıkla tah - min edileceği veçhile piyasa şeraitidir. Dahili piyasa istihsal miktarına nisbetle kömüre fazla — miktarda talip olduğu müddetçe kömürün kalitesine dikkat e- dilmiyoçdu. Bittabi piyasa bali işbaa gelince kalite ve fiat hususunda müş » külgyesentlik gösteriyordu. e Zonguldak ömürlerinin dahili piyasada tutunabil- meleri ve nihayet daha sonrası hariçte revaç bulabilmeleri için kömürün ticari kalitesi iübarile bahsettiğim teknik te - rakkileri tahakkuk ettirmek lâzim gel miştir. Yanabilen herşey yakılmalıdır. Maaihafih, bununla her şey halledil. miş değildir. Miket kömürler vardır. Bunlar piyasada satılmaz. Çünkü kü - çük kıtada iki taş tabakasının arasında bulunan bu kömürleri kırarak çıkarmak mümkün değildir. Derhal toz haline ge. lir Halledilecek meselelerden birisi bu kömürlere mahalli sarf bulmaktır. Bun- ların harice sevkinde menfaat yoktur. Nakliye masrafını bile korumaz. O hal- Milliyet'in Edebi Romanı: 17 İZMİR ÇOCUĞU Yazan: Nezihe MUHİDDİN Feriha başını ellerinin içine ala-| rak haykırdı: — Hepinizde mi çıl- dırdınız? — Ben Servet Naim beyi istemi- yorsan onun ne kabahati var? Gi- dip ona her şeyi anlatacağım... — Kendine gel Feriha! Yaptı- ğm hareketlere ayıp derler ayıp! Kendini teskin et! Bak sana anlatı- yorum: Servet Bey o kadar müte- essir oldu ki benide orada yalnız bırakarak savuşacak © zannettim. Gene terbiyeli adam! Bana karşı muai sini değiştirmedi. Zorla yüzünü güldürerek oturdu. Gözle- rindeki halden bir mesele çıkacak, hakkında bir iskandal olacak diye korktum... Ne de olsa benim kızım- sın... Ferihan hiddetle kalkık du - ran başı bu son cümle üzerine Yere iğildi. Evet onun kızıydı! 4 — Servet Naim Bey etrafımız *onhalaşınca bana son sözlerini söy- ledi: Bu gece akşam yemeğinden sonra son k arm el iyor. Eğer diyor — ben başımı gideceğim... Eğer müsbet karar ve- | rirsen yapacaklarını da söyledi... Taksimde yeni yaptırmağa başla- dığı apartımanı sana verecek. Bü- yükadada sana bir köşk alacak. Dü ğün tuvaletlerini hazırlamak için , bir Avrupa seyahati yapacaksınız... | Daha neler neler... — Demek Sörvet Bey beni satın | alıyor?. Pazarlık mükemmel... | — Fakat Feriha böyle satılmağa | hangi kız razı olmaz?.. Sen şimdi | sükünet bul akşama kadar bana ka- | rarını söyle... Emin ol o muhteşem servet, o zengin hayat sana bu deli- likleri unutturacaktır. Feriha sen benim kızımsın. Sen saadetle yaşa mağa lâyıksın... Evet onun kızıydı!.. Bu sefih a- nanın saadet zannettiği levs için- de yaşamağa mahkümdu... Nasi - bi, i?“eti süslü, fakat kirli bir kadın olarak yaşamaktı!. erihanın başı büsbütün iğilmiş- i. Bu zaafı kendi lehine tefsir eden Fürala hanım sevinçle onun iyik ini okşadı: ” * 'de bugün büyük ekseriyeti kullanılma - yan bu kömürlerden istifade yolumu a. ramak lâzumdır. Bunlar ancak elektrik enerjisi istihsalinde kullanılabilir. Ve Şiamlar'la birlikte yanabilir. Bu husus ta şimdiden atılmış bir terakki adımı o- larak Kömür İş'in ziyaret ettiğim elek- trik santralmı gösterebilirim. Şiamlar'dan da ayni surette istifade yolu bulunmak lâzımdır. Şimdi Şlamlar maden haricine dökülüyor. Dediğim gibi Havzada iyi ve istan. dart kömür istihsali mühim bir terakki vardır. Bu terakki sağlam © saslara dayanıyor. Fakat bu hareket şu prensip istikametinde ilerlemelidir: ba Bütün yanabilecek mevad, yakılma- Bugün iyi evsafta olan, daha doğru” su ticari evsafta olan kömür satılıyor. Temiz olmuyanlar kalıyor. Bir madeni ©. le alarak bu hususta bir fikir verebili. rim, Bu madenden istihsal edilen kömü- rün yüzde 70 i yanıyor, ( mütebakisi yanmıyordu. Bu nisbet hepsine şamil olmamakla beraber bir fikir verebilir. Büyük bir elektrik santralı yapılmalıdır Bu vaziyet takip edilecek yolu gös terir, O da biraz evvel söylediğim pren. Jisi istihsalinin arttırılması o olacaktır. Fakat bu zaruret to, bize derakap diğer bir inkişafı gösterir. O da, ber madenin pisliğini yiyecek bir santral yapmanm öletisadi imkânsızlığı karşısında büyük bir santral yapmaktır. Şir madenin ayrı ayrı çalışması yolundadır. Fakat Havzada maden işletmesi bu in- kişaf devresini bulduletan sonra, bu nok. tada, yani maden pisliklerinden iktisadi bir fayda istihsali noktasında bir teş » riki mesai devrevi zaruri Halen Havzamızdaki büyük şirket erin istihsal miktarına nazaran senede 100 milyon kilovat saatlik enerji vere cek bir elektrik santralma kifayet ede. cek miktarda mikst ve şlam elde edil - mektedir. Bunun yüzde 30 mun maden- kerin kendi ihtiyaçlarına tekabül edece- ği hesap edilirse mütebakisi başka sa - mayi ve nafia işlerinde pek ucuz olarak kullamlebilir. İşletme tekniğinin ıslahı lâzım İşletme tekniğine | gelince: Halen şimdiye kadar tahakkuk ettirilen tek - tik terekkilere nisbetle şu farkla tema- yüz eden yeni usuller tatbik edilmek isteniliyor: İnsan işçiliğinin randımanı. m xmeleyi yormalsızm arttermağa mü. #ait usuller. Bütün madenleri göreme » dim, İlkbaharda gelip etraflı bir suret- te tetkik edecğim Fakat bildiğime güre madenlerde amele randımanı halen azdır, o Avrupada ekseriyet. | Je günde bir tondan fazladır. Randıma, örn azlığı bir cihetten işletme tarzın - dan ileri geliyor. İşletme mür kısmı asgari haddi ndirriş ola- caktır. 3 — Direk istihlâki azalmış, dolayı. sile: madenlerde maliyet fiatı bu sebep. le de indirilmiş olacaktır. Modern tahmil vesaiti lâzım Havzanın mühim dertlerinden biri de tahmil vasıtalarının umumiyet itiba- rile geriliğidir. Ereyli limanında bu de- fa 18 vapur gördük. Bunlar havanın iyi olmasına rağmen Kozlu ve Zongul daktan kömür alabilmek için Ereylide sıra bekliyorlardı. Bu şerait | tahtında 3000 ton kömür almak isteyen bir ge. minin bazen birkaç hafta beklemesi i- cap ediyor, Havanın müsait olduğu iyi şerait ak tmda Kandillide günde 3000, Kozluda 3500, Zonguldakta 4000 ton “kömür yüklenebiliyor. Bu miktarlar çok azdır. Halbuki bazen hava müsait gitmediğin- den devamlı olarak bu miktarlarda tah. ilât yapmak bile mümkün olmuyor ve yor. Hava vaziyeti itiba Kandillide ancak 120 - 150 gün, Kozluda, 150 - 180 gün, Zonguldakta 280 gün. — Görüyorum ki bana hak ve- büyük saadetinden kendini rum ediyordu. Ve güzel bir hayal ondan sonra sıcak ve temiz bir yu- va kuramıyacağını anlıyordu... Ah bu pe kadar acıydı! Yapacak bir şey yoktu... Yeneri fena vaziyete dü sürmek hepsinden ağır geliyordu © Ba... darına boyun eğmeğe mahküm bir kızdı... İçine acı bir te- vekkü! mişti... Annesine yaşlı gözlerini kaldırarak cevap verdi: — Servet Naim beyle bu akşam ben konuşacağım!.. Füruzaf hanım tereddüt etti: — Belki bir asabiyet yaparsın Feriha!.. Bırak ta senin tarafından ben konuşayım onunla... — Hayır. Gayet e sakin olaca- ğım... Ve onu memnun edeceğim. iruz»n hanım Ferihayı kucak- ladı: Şimdi istirahat et, gönlünü üz- me. Akşama yüzün — güzelleşsi Ben zaten biliyordum da kendi ye- Öz Türkçe ile Bilmece in Bugün bilmecemizin üçüncü günüdür Osmanlıca karşılıkları yazılı olan keli. melerin öz türkçe mukabillerini bularak şeklimizin boş hanelerine © yerleştire- ceksiniz ve keserek gazetemiz (Bilmece memurluğuna) göndereceksiniz. Bilme- cemizi doğru halledenler arasmda kur'a çekiyoruz. Kazananlara hâtıra olarak bi- ver hediye takdim ediyoruz. Bilmeceleri- miz baftada iki defa değişir, Salı ve cu- ünleri kur'a neticesile bilmecemizin n olunur. ilmecemize ait bal » pusulaları nihayet yarın | öğleye za zetemize gönderilmiş olmalıdır. Kur'» ne ticesini yeni bir bilmece ile beraber cuma günkü (© müshamızda bula eaktmez. Yeni bilmecemiz 12345678 91011 1 — Taharri (6), Vaki (3). 2 — Kavi (3), Fecir (3). 3 — Havf (5). 4 — Elde taşınır (5), Hazan (5). 5 — Kınmap (2). 6 — Büyük tencere, hane halkı (5). geniş değil, tenk (3). 7 — Tavuk kovarken söylenir (4). 8 — Lezzet (3). Yemek (2). 9 — Kezâ (3), Dam, şebeke (2). 10 — Balya, hemüyar (4). Bir binek | hayvanı (2). 11 — Esp (2). Fahir (6). Yukardan aşağı 1 — Pek aşikâr (6). cezire (3). 2 — Nota (2). Aht, yemin (3). La hüm (2). 3 — Cari, seyyal (4). 4 — Bakiye (5). 5 — Sultan, hükümdar (4). 6 — Ahzetmek (5). 7 — Bülüça ermiş, kâmil (5). Ta- rihte bir Türk: medeniyeti, Peder (3). 8 — Kesir (3). Tabaka (3). 9 — Bir rakam (4). Hariç şart edatı (2). 10 — Nota (2), Yemek (2). (5), 11 — Vatan (7), Kolay değil, kuv- vet (3). | a senede ancak 18 sefer o yapabildiğini, | bana verilen malümata istinaden, söyle- yebilirim. Liman ve yeni tahmil tesisa- | ta yapılmen sefer adedi hittabi çok ar- tacaktır. Havzada tahmil vasıtalarının kabili. yeti de çok © noksnndır. Kardif'le 20 tonluk bir kömür vagonu beş dakikada vâpura yüklenmektedir. Duisburg'ta 30 tonluk bir vagon 3 dakikada yükleniyor. Halbuki Finvzada kayıkla tahmilât yapılan yerlerde 20 tonluk bir kayık oluklarda beş dakika dolmakta, on beş yirmi dakilada vapura gitmekte ve ni- hayet boşaltılması yarım sante müte- vakkıf bulunmaktadır. Bir kayığın tek- Far oluk altına gelebilmesi bir saat sü. rüyor. Bu noktadan Ereyli limanının bir an evvel inşasmdoli zarureti görmüş olan hükümetin bu tasayvurunu ku file çıkartması Havza için çok büyük | bir ni O zaman modem tahmil vesaiti sayesinde kömür fiatları: Bı madenleri zarara sokmadan indi imkânı elde edilecektir. | Kızım... Benim kızım... Öz ke z1m111.. Dün gece Ferihanın kayıtsızlığı karşısında kıskançlık ve ihtiras da- marlari büsbütün tutuşan Servet Naim bey vücudunu saran bir hüne- ma içinde Ferihayı ( bekliyordu. O kadar dalgındı ki arkasında kum lar çıtırdayınca sıçrayarak yerin- den fırladı. Feriha karşısmda du- ruyordu. Genç kız kızıl kumral larını dümdüz tarayarak bir tarakla arkasına toplamıştı. Yüzünde, göz- lerinde hiç bir makyaj yoktu. Sır- tna dümdüz © sapsade bir elbise giymişti. Bu halile | yaşından çok genç görünüyordu. Yalnız gözlerin. de hayatın acısını tatmış bir yor- gunluk ve olgunluk vardı, Servet Naim bey genç kızı bu sade halile daha güzel buldu. Onu nezaketle koltuğa yerleştirerek heyecandan titreye titreye karşısına oturdu. Fe- riha da karar vermiş insanların ta- büiliği vardı. — Dün akşam canınızı sıktığım için müteessirim — diye söze başla tiştirdiğim kızın, öz kızımın bir bu- dala olmadığına emindim. Füruzan hanım bu sözleri ağır bir küpe gibi zavallı | Ferihanın zonklayan taktıktan er beee Servet Naim kekeledi: — Bilâkis efendim. Ben sizin ca- nınızı sıktığımı zannediyorum. E- ğer öyle olsaydı bizi bırakıp kaç- mazdınız. allel alyrda Cer, “ıntihayı Kitabüssamin,, Geçende elime bir bitik (1) geç- ti, Ahmet Mithat efendinin tanın- mış masallarından — biri imiş. Şu. | rasını burasım karıştırayım derken | gözüme şöyle bir iş İntihayi kitabüssamin. | Ahmet Mithat efendi ki, yaşadı- dü, o bile, “ “yedi,, diyemiyorda o- nun yerine arapça dağarcığından “samin,,i seçiyor. o Son dururken iha,,ya el atıyor. tüy, demek varken, masalının Anlaşılıyor ki osmanlıca yaz mak, eskilerimizi, bulaşık bir dert gibi sarmıştı. Yazmak istemeseler - | de, uzun yılların alışkanlığı kendi - | lerini çekiyordu. | Biz ve bizden sonra gelecekler için böyle bir korku yoktur. Çünkü onadilimize neden dolayı döndüğü- müzü biliyoruz. Ve gene biliyoruz ki, bugün, bir kitabüssamin de biz yazsak, herkese gülünç olacağız. Eskiden anlaşılmamak için yazı | yazılırdı. Ve yazısı en az anlaşılan | yazıcı, en üstün yazıcı idi. Şimdi ise, az sözle çbk söz anlatmak için çırpınıp duruyoruz. dan eğreti aldığımız söz yığınları- nı bir yana Bıraktıktan sonra, ken- Şundan bun- | | di aygut (2)larımıza kaldık. Bun: | lar, şimdilik bize artmasa da yeti- | yor. Az olsun, öz olsun. İşte yeni dil yayımındaki 'amar. (3)ımız!,, Yarının büyük ana dili- ni doğurmak için, bugünden biraz doğum sancısı çeksek tene r* »? De ğil miki, inanımız var. Bu inanla, bütün güçlükleri karşılayacak, bü- İZARTHA EGGERTE BITMEMİŞ SENFONİ Musikili şaheserinde pek mü kemmeldir. Kontes Esterhazi rolönde fevkalâdedir. Rojisörü: WİLLY FORST 31 Teşrinievvel çarşamba akşamı Gala müsameresi olarak SUMER (Eski Artistik) Sinamasında Yerlerin evelden aldırılması mercudur. Yalnız gala müsa merasl için fiyatlar 100, 75, 60 ve 40 kuruş JEAN MURAT SPİNELLY CHAKATUNİ (Pierre -Benoit) nın şaheseri LÜBNAN MELİKESİ filminin 3 büyük anömessilidir Dün akşamdanbı SUMER (Eski Artistik) sinemasında Emsalsiz bir muyalfakiyerle gösteril- mektedir. Türkçe izahatlı FOKS JUR- NAL'de: Feci Marsliya hâdisesi, Yur goslavya Kralı ALEKSANDR İz. nin cenazesi ve Mösyü Poincsre ile Mösyö Bartou'nun tediin merasi itde tenzilâr'ı fivarlarla matine area tün engelleri aşacağız. M. SALAHADDIN (1) Bitik — kitap, (2) Aygrt — mal zeme (3) Amaç — hedef, Halihazırda SÜMER ve SARAY sinemalarında TÜRKÇE İZAHATLI FOKS JURNAL'de: Feci Mai Poincarâ'nin cenaze alayları - Genç kralın Bütün Avrupanın en yüksek şahsiyetle: ak ettiği Pelgratta'yanılan cenaze m hâdisesi « Yugos'avya kralı ALEKSANDR'ıa cenaze mi ile DUBROVNİK Kruvazörüne nakli - Mösyö Barthou ve Belgrat'a müvasalât: . ve yarın milyon halkın siminin bütün teferrnatı. Bugün şehrimizin bütün gençleri ve sporcuları buluşacaklar; çünki: İPEK sinemasında Dünya boks şampiyonu Eski dünya şampiyonu MAKS BİR PRİMO KARNERA Eski dünya şampiyonlarından JAK DEMPSEY'in hakemliği altında çarpışacaklar ve güzeller güzeli MİRNA LOY ii beraber KADINLARIN SEVDİĞİ Fransızca sözlü büyük Metro - Goldwyn - Mayer edeceklerdir. Bu maçı 100.000 kişi filmini temsil eyretmiştir. 2 saat heyecan - müthiş ve muazzam film, Filme ilâveten: Marsilya'da suikasta uğrıyan Yngoslavya kralı ALEKSANDR Hz M. BARTOU'nun vefatı, Marsilva ve Paris'te yapılan bilümam #erasın Bu akşam SARAY sinemasında Komikler kralı GEORGES MİLTON En sön ve en fazla eğlenceli temsili olan ZENCİLER KRALI İnd BUBUL filminde görünecektir. Neşe, kahkaha (ikir, 100 koeik buluşu. İlâveten: FOX JUR NAL mınazın meyanında: Feci Marsilya hâdisesi, Yugoslaya kralı ALEKSANDR İiz. lerinin cemıze meresimi vesaire... kilmeği münasip gördüm. — Belki bahçede çok dolaştığı- nız için üşümüş olacaksınız. — Hayır Servet Bey, Yener be. yin hikâyesi beni müteessir etti. Zavallı gencin acıkli bir var... o Bana onu arkadçşçasma ınlatırken Bohor efendinin söyle- sözleri düşünerek büsbütün ü- züldüm... Servet Naim bey derhal atıldı: — İlâhi Feriha (o hanımefendi... Bana söyleseniz o kâfiydi... Buna mâni olmak her zeman elimdedir. Hattâ kendisini terfi ettirmek bile... Siz yalnız emir buyurunuz... Feriha sevinçle cevap verdi: — Hususile onun çalıştığı mües- seseden atılmasına biraz ben sebep oluyorum zannettim. Servet Naim Bey gene kekeledi: — Ne münasebet efendim? — Belki yanıldım... Feriha yalnız Yenerden bahse- derek Servet Naim beyi gene içten içe küplere bindirdiğini anlıyor. du. Hemen sözü değiştirdi: — Halbuki benim maksadım büsbütün başka idi, Sizinle evlen- dikten sonra böyle memleket genç- lerine yardım etmek fikrindeyim... Servet Naim bey derhal bütüm kinlerini unuttu coşkunlukla hay- ip 5 vesaire... — Ulüvvücenabmıza hayranım & zizem, size vadediyorum bir hafta- ya kadar Yener bey müesessenin en parlak bir memuru olacaktır. ! Feriha gayri ihtiyari elini uzattı. Servet bey kendine uzatılan elin, saikini düşünecek halde değildi. Bu. sonra cebinden iri bir pırlanta yüs zük çıkararak taktı: — Sizin güzel elinize lâyık de Zil ama küçük bir nişan hediyesi olarak kabul ederseniz çok mesut olacağım... Feriha dudalifâğinda tebessüm Fakat Kalbi ağlı gun bir sesle cevap verdi: — Fakat nişarilılik devresi uzun sürmemek şartile! — Benifğaadetten çıldırtacaksi”. niz Ferihacığım... — Evet çabuk evlenmek ve hem uzun bir seyahate çıkmak... istiyo” | iğreti bir” arak dok) J rum. Servet Bey memnuniyetinden kendini kaybetmişti: — Siz nasıl emrederseniz öyle olur. Fakat müsaade ediniz de 3iZ€ | güzelliğiniz, asaletinizle müten# sip bir düğün yapaym?.. Öyle bir düğün ki herkesin gözlerini