#8 bulmadı mı? Acaba ipin ucu Ah- İttihat ve MILLIYET PERŞEMBE 23 AGUSTOS 1934 Terakki! (BAHAEDDIN ŞAKIR BEYIN BIRAKTIĞI VESIKALARA GÖRE) Her hakkı mahfuzdur, Yazan: A. C. » Diran Kelekyan Efendi ile Doktor Bahaettin Şakir Bey ara- sında daha neler mektuplaşılmıştı? Diran Kelekyan efendile doktor Bahattin Şakir bey arasında devam eden bu muhaberede Asaf bey de- nilen zat gittikçe daha ziyade mev- zuu bahsediliyordu. Asaf bey hak- kında Diran Kelekyan efendi di yordu ki : “Asaftan ve diğer o makule malh- lükattân ne kadar çekinilse seza- dır. Size bahsettiğim şüpheler git- tikçe kuvvet kesbediyor. man Istanbulda güya yakalandığı doğ- ru mu? Kendisi işae etti ama be- nim bundan şü var. Zaten tevkif edilse de kendi namusper- verliğine delil teşkil etmez. Çünkü bence casusların da böyle hallere g riftar oldukları görülmüştür. Asafın Berline gönderildiği, Abdülhamide onun vasıtasile bir paşanın talimatile böyle şeyler yap- tıktan sonra şimdi saray hesabına casusluk etmekte olduğu benim nazarımda hemen tamamile tahak- kuk etm'etir. Dikkat buyurunuz ki böyle bir ahlâki meçhül, | hiç prensipi olmadığı irtikâp ettiği dal- kavukluklarla o müsbet bir çocuk, Ahmet Celâlettin paşanın kâ- #ipliğini yapmak sayesinde Yu- suf İzzettin efendile olan irtibatı biliyordu. Biz İstanbuldaki kadını © itham ediyoruz. Ithama da hakkı- mız var, çünkü mesleği neler yap- tığını meydana (o çıkarıyor. Fakat acaba bu taraftan o da ihbar vuku met Şevket paşa ile Asaf tarafın. dan gösterilmedi mi? Geçen yaz mevsiminde bütün işler bunları gözleri önünde cereyan etmekte i- di. Ben artık Ahmet Celâlettin pa- şanın her yaptığından ümidi kesti. ğim için bir şey demiyorum. Çün- kü ona doğru yolu göstermek ken- di felâketimi hazırlamak, beyhude imtizacsızlıklara sebep olmak de- mek olacağına (kanaat getirdini. Eğer şimdi çekt'ğimiz halin mane- vi müsebbipleri aranılırsa, tahak- kuk edecek pek büyük mes'uliyet- ler mevcut olduğuna emin olabilir. siniz. Benim elimde yapılan ted- birsizliklerin maddi delilleri var- mizi bilmeliyiz. Yoksa Yusuf"tööttin efendi biçaresi her gün Yönü'töhlikelere maruz kalır. Ahmet Celâlettin £ paşanın kendi Kaprislerine neler feda etmeğe ir olduğunu belki siz tama- mile“bilmezsiniz Ben maateessüf pekâlâ bilirim. Yusuf İzzettin efen- diye hizmet etmek bu zat için bir bahanedir. Maksat kendi kaprisle- rini ileri O götürmektir. Ne çare ki asıl işin sahibi bugün bu büyük ha- yare haber alabilecek bir hal lunmuyor. Bana kalırsa, biz herhalde Yusuf | İzzettin efendile münasebetlerimizi ibka etmeliyiz. Hem artık onunla muhaberemiz Ahmet Celâlettin paşaya karşı giz- Ti tutulmalıdır. Eğer iş görmek isti. yorsak böyle yapmamız lâzımdır. Yoksa hergün başka bir felâketle karsılaşabiliriz. Malümunuz olduğu veçhile Si- mapyan casus şimdi Pariste bulun. maktadır; Ahmet Şevket paşa ile iyi imiş. Bana İstanbul. dan bir Türk membaından bildiril. iğine gö de saraya jçurnal ttiği, daha doğru- su gönderildiği yazılıyor. Bü âdamlar bir takım işler çevi- riyorlar, maksatları anlayamıyo- vE n Parise giden yüzbaşı T... beyi elbette gördünüz. Bil Fransız o gönülü girmek istiyordu. Anma muvaffak olup ola mıyacağını henüz haber alamadım. Herhalde şimdilik Parirtedir ve i- şittiklerini Ahmet Celâlettin paşa- ya bildirmekle meşguldür. Bunu şi- 76 gayet mahremane yazıyorum. Kendi mahrem işlerinizi ona göre idare edersiniz.,, Yazdığımız veçhile “Şürayi Um- met,, Pariste çıkıyordu. Fakat bu mesele daimi bir tehlikeye maruz- du, Fransız hükümetinin, Paris se- firi Mün'r Paşa tarafından yapıla- cak bir teşebbüs üzeri: azeteyi kapatması herân mümkündü. Diran Kelekyan efendi bir mektubunda bu gazete meselesi hakkında şun- ları yazıyordu; “Şimdi Mösyö Clemenceau Da- hiliye Nazırı olduğundan Pariste çı kan gazete tehlikeye maruz değil- dir. Fakat bu hal her zaman devam etmez. Yarın bir tebeddülü vükelâ olur, yeni Dahiliye Nazırı Paris se- faretine bir müsaadekirlık yapar. Gazeteyi Avrupada çıkardıkça da- ima mürettip meselesinden de ga- ile çekeceksiniz. Bu mürettip mese- lesinin gaileleri göze aldırıldıktan sonra matbaanın hiç olmazsa İs- viçrede tesisi (o daha münasiptir. Çünkü Abdülhamit hükümeti iste- se bile, ne matbaayı, ne de gazete- yi kapatamaz. Matbaanın Fransa da bulunmasını hiç caiz görmem. İngiltere de tesisi de pek muvafık- tır. İngilterede hükümet istese bile matbayı ve gazeteyi kapatamaz. Fakat Fransada (o Dahiliye nazırı bir hükmü karaküşi ile gazeteyi derhal menetmeğe (o muktedirdir. Bu bapta elyevm mevcut olan ki nun değiştirilmedikçe (Fransada matbaa tesis etmemeliydi., Bu aralık İstanbuldan alınan ha- berlerde Türklerin ve ermenilerin nezaret altında bulundurulmaları- na dair olan talimatın yeniden te- yit edilmiş olduğu bilidirlmekte idi. Abdülhamit Londraya ve Parise pek ziyade ehemmiyet veriyordu. Yeni yeni casuslar satın alıyordu. Onun için Terakki ve İttihat cemi yeti muhaberatın muhafazası de fevkalâde dikkatli ve ihtiyat. lı hareket ediyordu. Meselâ evrak adi dolaplara konulmuyordu.Casus ların eline geçmiyecek bir suretle saklanıyordu. Bundan başka postaya verilen mektuplar da doğrudan o doğruya Bahattin Şakir bey veyahut yakın arkadaşlarından birisi tarafından postahaneye gönderiliyordu. Çün - kü Abdülhamidin casusları onları takip ediyorlar, Ve ( kendileri de postaya mektup veriyormuş gibi yaparak gönderilöân mektupların adreslerini okumağa çalışıyorlardı. Bu gizli adresleri o behemehal ca- suslara göstermemek âzımgeli yordu. Çünkü o adresler öğrenile- cek olursa kendilerine mektup gön derile nzevatın hali yamandı. Velhasıl Yıldızın Avrupada te- sis ettiği casusluk pek ziyade geniş- O casusların her küstah- şacakları anlaşılıyordu. Casuslar arasında bulunan Sinap- yan gayet mahirane hareket ediyor- du. Meselâ ortaya bir rivayet çı- karılmıştı. Güya Sinapyan İstanbu- la geri çağrılmıştı. Halbuki o Sad- razamın bu emrine itaat şöyle dur- sun, bilâkis sadarete çektiği bir tel- grafnamede sadrazamı açıktan açı” ğa tahkir etmişti, Bunun üzerine Sinapyan'ın azil ve rütbesinin re- felidldiği Istanbuldan Paris sefa- retine bildirilmişti. Hattâ o zaman gazetelere de aksetmişti. — Bitmedi — ( ECNEBi MATBUATINDA OKUDUKLARIMIZ ) ——— a m Şe İN Ma ven SO Yunan vapurlarında çalışan ecnebiler hak- kında verilen bir karar Dün Bahriye nazırile Liman reisi, gemiciliğe ait birçok meseleler az” sında Yunan vaparlarında çalışan ec. nebi tebaası telsiz telgrafçıların en az bir müddet zarfında işelrinden çıka rılarak yerlere Yunanlıların tayin « dilmelerinin vapur haptanlarına em » redilmesi için bütün liman reislerine ve Yunan konsoloshanelerine tebliğat yapılmasına karar vermişlerdir. Bu tebliğ, telsiz sınıfından işsiz kalanal- ra yer bul maksadile yapılmış tur. Bu tebliğ, Yunan capurlarında tay folk yapmak üzere dışarı memlekei- ler limanlarına gidecek olan işsiz de- niz amelesinin himayesi hakkında Bah riye nazırı tarafından imza edilen tas limatnamenin mütemmimidir. Bu tali- matname, gönderilecek işçinin evsaf va sureti himayesine ait olmak üzere sekiz maddeden ibarettir. Bu suretle açılacak yerler doldurulmak üzere ih tiyat olarak İngiltereye zabit gönde- m teşebbüs edilmiş ve şimdi - HARİCİ HABERLER Mösyö Göring diyor ki: “Hayır diyen yüzde on bizi endişeye düşürmez Bittabi hayır diyenlerin bu hattı hare ketlerinin sebeplerini de arayacağız BERLİN, 22.A.A. — Alman istihbarat Serbest bırakılanlar | N bürosu bildiriyor : 9 iri BERLIN, 22.A.A, -—— Alman istihba. Afyon- Antalya hattının vaz'ı esası ANTALYA, 22.A.A. — 28 A gustosta yapılacak Afyon - Antalya hattının vazı esas merasimine iştir âk edecek heyetin teşkili için bu- gün Antalya Belediyesinde Antalya meb'usu Rasih Beyin reisliğinde hükümet erkânı, teşekküller, müesseseler mümessilleri ile memleket ileri gelenleri ve tüccarlarının yaptıkları içtimada bu merasime elli kişilik bir heyetle iştirâk edilmesine karar verilmiştir. Lehistanda tuğyandan ölenler VARŞOVA, 22.A.A. — Son tuğyanlardan en ziyade müteesir olan Krakovi (Cracovie) vilâyeti dahilindeki hasara ait istatistik neş- redilmiştir. 55 kişi ölmüş, 130 bin hektar crazi su altında kalmıştır. mamiyle geçirmiş olan Prusya Başvekili ve Alman Ohavanazın M. “Deutsche Allgemeine Zeitung” geze tesi muhabirine reyiâm hakkında şu be- yanatta bulunmuştur: “ Reyiâmm neticeleri bizi aslâ hayre- te düşürmemiştir. Eğer dünya munsif olmak istiyorsa, Hitlerin ların kalbine ne kadar yerleşmiş olduğunu i- tiraf etmelidir. Müntehiplerin “hayır” diyen yüzde onu bizi endişeye düşüre- ittabi bu hattı hareketlerinin 6- beplerini araştıracağız. Fakat kanaatımız şudur ki, bunların bir kısını bizi ren tedbirlerimize göre muhakeme lerdir ki, yakında hatalarını anlıyacak- lardır. ka emeller besliyenlerdir. Bunlar da ha- talarını anlıyacaşlardır. e Üçüncü kısım ise katiyen anlamak istemiyenlerdir ki, bunlar. bükümet aleyhinde tram a yapmaktan menetmesini bileceğiz. çık ve samimi tenkit istiyoruz. Fakat ten kitler, daha eyisini yı muktedir olduklarını irpat edenler tarafından ya. pılmalıdır. Mamafih milletin büyük ha. yati meseleleri karşısında her türlü ten. kit durmalıdır. Bu meseleleri ancak Hit. ler halleder. Führer bizi çağırdığı va- kıt bilâkaydüşart herkes arkasından git- melidir, Hitler herkese — barışmak için uzatmıştır. Eminim ki bir kaç se. inde bütün millet tek bir adam gibi fin arkasından gidecektir. BERCHTESGADEN, 22. A.A. — M. Hitler yanında M. Obersalzberg olduğu balde dün akşam buraya gelmiştir. Buzlar arasında Beş sene mahpus kalan bir heyet kurtarıldı LONDRA, 22 (A.A.) — Gazete - İerin haber verdiklerine göre, Sovyet bandıralı buz kırıcı Krasin gemisi, beş senedenberi Vrangel adasında hali te cerrütte hulunan Sovyet ilim ve istik- saf heyetini nihayet kurtarmağa mu- vaffak olmuştur. Bu heyet, iki sene kalmak üzere gitmişken, yardım ge « milerinin buzlar arasından yol bulup geçememeleri yüzünden adada kalına ğa mecbur olmuştur. Bu kadar uzun zaman kalmak i> çin hazırlanmamış ve telsiz cihazları bataryalarının tükenmesile âlemle ir - tibatı kesilmiş olan heyet azası, tari - fi kabil olmıyacak ıztraplar çekmiş- lerdir, İssız sahilde Yere inmeğe mecbur kalan bir tayyareci REYKJAVİK, - Izlanda - 22 (A A.) — İngiliz tayyareci Grisrson, dün Kanadaya hareekt etmiştir. Hull limanına mensup Derviş isimli gemi Grierson'dan imdat telsizi aldığını bil dirmiştir. Bu telsizde şunlar söylen - mektedir: “— Groenland'ın wsstz bir sahiline inmek mecburiyetinde kaldım. Deniz de buzlar yoktur. 10 günlük yiyece - ğim var. Lütfen beni gelip bulunuz.,, Japonyada fuhuş meselesi Japonyada resmi kayda tâbi fah » şun ilgası yolunda gösterilen hareket, günden güne kuveetlenmektedir. Mat buatın bu husustaki neşriyatı ve Tok- yoda bu mevzu üzerinde umumi bir münakaşa tertibi hakkında verilen ka rar, bu mülâhazayı teyit etmektedir. Fuhşan her tarafa yayılması, hiç şüp hesiz şayanı arzu değildir. Buna rağ - men her tarafa yayılmış olduğu da bir hakikattir. Resmi kayda tâbi bulunmadığı ve yahut ilga edildiği yerlerde gizli fuhşun mikdarı korkunç derecede yüksektir. Bu husus hakkın- da mukayeseli istatistikler yapmak imkam yoktur; çünkü fuhşan ilga e- dildiği yerlerde bu memlek erbabı sa- natlarını açıkça bildirmezler, Fakat adetleri pek yüksek mihdara baliğ 0- lan gizli fahişeler arasında öyleleri vardır ki, banları tefrik etmek het - hes için kabildir. Bazı yerlerde fuh- şu lâğvetmenin yaptığı tesirlerden bi- ri de, bu kanunu tatbik ile mükellef memurları suistimale sevketmiş olma sıdır. Ahlâki ve kanımi sansör vazi - /esini gören bu memerlar, kazançla. ri yüksek bir dereceyi bulmıyan giz. li fahişeler sınıfına karşı tehdit ve şan taj hareketlerinde bulunabilirler, J ponyadaki fuhuş meselesi tetkik rat bürosu, Breslau kamplarında bulu- nan 25 siyasi mahpusun serbest bırakıl. dığını bildirmektedir. KARLSRUHE, 22.A.A. — Yirmibeş siyasi mevkuf dün akşam serbest bıra- Almanyanın iktisadi vaziyeti PRAG, 22.A.A. — Alman bankası müdürü M. Sehacht, Çek matbuat mü- messillerine beyanatında demiştid ki : “Almanyanın maksadı tediyat husu- sunda kati bir itimat vermektir. Alman- ya ile iş yapanlar eşyalarının bedelleri- ni alacaklarını bilmelidirler, Mukave- dıt ve paramızı tiyen tevessül etmiyeceğiz. Von Papen'in mezuniyeti SAARBRUCKEN, 22.A.A. — Eski Alman Başvekil muavini M. Von Pa- | pen, onbeş günlük mezuniyetin geçir. | mek üzere Vallerfamgen ikânesine gelmiştir. Sarre'lilar Almandır BERLİN, 22. A.A. — Havas ajansı mubabirinden : Sarre'da Alman murah- kası olan M. Von Papen'in yerine geçen M. Joseph Buerekel, Sarre'lılar için Al. | man olduklarını bildirdikten son ra hariçten kendilerine yardı teklif edildiğini görmenin kendileri tahkir edici mahiyette olduğunu söyle- miştir. M. Joseph Buerckel, kimsenin bitaraf olarak doğmadığını, binsenaleyh, polis olmak için Sarre'lılardan “bitaraf” olmak şartının istenemiyeceğini ilâve et- miz, 1935 te yapılaca! i Sarre'liların hakiki . Avusturyada İdare örfiye kalktı, eski bir nazır tevkif edildi VİYANA, 22 (A.A.) — Dollfuss kabinesinde ilk değişiklik yapılma - dan evvel, nazır bulunan M. Buchin - ger, 25 temmuz hâdiseleri neticesi ö- larak tevkif edilmiştir. M. Büchinger, köylü federasyonu reialerinden bir ve kabineden 1933 de çıkarılmıştır. Yari reşmi “Correspondance . Politigue,, © göre hükümet, son isyan mesullerine karşı şiddetle harekete karar vermiş- tir, VİYANA, 22 (A.A.) — 25 tem» muzda Viyanada ilân oluman örfi ida re dün gece yarısından itibaren kal » drrılmaştır. Mistres Mollison Paris - Londra tayyarele- rinde pilotluk edecek LONDRA, 22 (A.A.) — Meşhur kadın tayyareci Amy Mellison, Lon - dra ile Paris arasında işliyen tayyare seferlerinde çalışmak üzere pilotluk vazifesini kabul etmiştir. Bu, şirket tarafından işe alınan ilk kadın tay - yarecidir. Amy Mollison, Londra ile Meli lerden maada geyşalar, dansözler, ve kahvelerde servis yapan kadınlar arasında ri âki kazançları, ile yaşayan bir çokları vardır. Bu gibi hadınların büt geleri ve yaşayış farzları tetkik edilir se, gizli fuhşun zararları kolayca gö- rülebilir. Resmi kayde tâbi fuhşa mü- saade edildiği andan itibaren patron- ları ve ebeveynleri tarafından fena halde istismar edilmekte olan bu gi - bi kadınlar, kanunun tatbikatı dola- yısile hiç olmazsa istismar vaziyetin- den kütrtulmuş olurlar. “Beşerin tabi- Şan feryadına benziyen mütaleala - rın, fuhuş meselesinde olduğu kadar herhangi beşeri faaliyete tatbik edil- diği zaman, yanlış, hattâ saçma ol - | dukları görülür. Fuhuş, birçok içtimai vasttalarla tahdit edilebilir. Bunlar - dan bir kaçını şurada zikredelim: İzdivaç sinninin daha küçük yaşlara indirilmesi, kadınların umumi il di veziyetlerinin ıslahı ve ken. ine içtimdi ahlâk terbiyesinin verilme - » (Yapan Advertisen) Avusturyanın yeni ha- riciye nazırı M. Berger'in beyanatı (İL Popolo #talia) dani Avustaryanın yeni Hariciye nazırı lirken bu mesel. âz - yiti vermek mechiriyeimlyiz. Mü leketimizde resmi kayda tâbi fahişe- ismini m ime M. Berger Von Valdeneg;, Popola d' talia gazetesinin muhabirine aşağıda- ki beyanatta tar? Bunun 95 bini ekilmiş bulanuyord n. 3 bin den fazla hayvan telef ol- boğulmuştur muştur. On kişi Yüksek Hcaret mektebi ANKARA, 22 (Telefonla) — Istanbul Yüksek Ticaret mektebi mü dürü Nihat Bey burada Iktısat Vekâletile temastadır. Mektep prog - ram ve teşkilâtında ıslahat ve tadilât yapılması mukarrerdir. Bu me - yanda mektebin lise kısmına bir sınıf daha ilâvesi muhtemeldir. İzmir panayırı ANKARA, 22 (Telefonla) — İzmir panayiri küşat na iştirak için resminde ha « zır bulunacak Türk ofisi heyeti bugün İzmire hareket etmiştir. Üsküdar - Kadıköy tramvay hattı ANKARA, 22 (Telefonla) — Üsküdar - Kadıköy şirketi yeni hat lar için getirteceği 20 arabasının memlekte sokulması için Iktısat vekâl etinden müsade istemiştir. Miralay Kemal B. ANKARA, 22 (Telefonla) — Mil. Wi Müdafaa Vekâleti tekaüt şubesi mü 'dürü Miralay Kemal Bey kendi arzu- sile tekaüde sevkedilmiştir. Elâziz treninin hatırası ELAZIZ, 22.A.A. — Demiryolunun Elâzize varışının hatırası olmak üzere vilâyetçe istasyondan şehre yaptırılmak ta olan bir kilometrelik bulvarın istas- yon tarafındaki başma bir meydan ve or- tasına Gazi büstünü havi bir âbide yas pılmasına başlanmıştır. Milli kalkınma Amerikanın takip Ettiği siyaset Mili kalkınma prensiplerini dünyaya teşmil mi? VASHINGTON, 22.A.A. — Rewter ajansı muhabirinden * Amerikanın, bey- nelmilel mesai bürosuna iltihak dave- #ni kabul etmekten maksadı, milli kal. kınma idaresi prensiplerinin bütün dün- yaya teşmili olduğu zannedilmektedir. Cenevreye gidecek olan Amerikan he- yeti murahhasasınn başlıca vazifesi, bu gaye üzerine çalışmak olacaletır. Di tiği gibi mesai taatlerini tenkise taraf- tar olacakları ümit edilmektedir. VASHINGTON, 22.A.A. — M. Rooe- elt, kabine azasiyle muhtelif milli kal kısıma teşekküller âzasından müreldkey timaa davet eyle- kil etmektedir. Anlaşıldığına göre, mil- Ji kalkınma idaresi reisi M, Johason ile mesai nazırı Miss Perkins ve mezkür İ- dore müşaviri M. Gichberg arasında ol- dukça ciddi ihtilâf | vardır, Bittabi M, Yeti umumiyesi itibariyle bazı roluşlara muhtaç olduğu mütalâasındadır. ları ise milli kalkınma idaresinin esaslı nı ve fiyatlar tesbitinden vazgeçilmesini talep etmektedirler. M. Johnson bu son iki mesele hakın- da kati bir vaziyet almaktan çekinmek» tedir. Almanya hükümetinin Avuslurya- ya karşı takip ettiği siyaset, bizim mü teyakkızane bir harekette bulunma - mızı icap etlirmektedir. Siyasetimiz, aktif bir siyasettir. Prensiplerimi - zin esas temellerini Monsignor Seipel kurmuş ve M. Dollluss bu esasları lam Avusturyada va - kuc gelen iğtişaşlar, ecnebi bir fırka- dan doğmuştur. Avusturyanın devlet adamları, memleketin istiklâlini mu - hafaza ve müdafaa için bu iğtişaşla. rı söndürenler, dahili asayişi temin ettiler ve bu suretle Avrupanın sulhü ne büyük bir hizmette bulundular. Nasyonal sosyalist fırkasına karşı ha- rekette bulunmak, bizim için bir em- niyet meselesi oldu. Yeni kanunu esa- simiz, bütün fırkaları kaldırdı. Bu su retle Nasyonal sosyalist fırkasının da ortada kalması mümkün değildir. Bu İtrkanın reisi bir ecnebi devletin rei- sidir. Biz, Avusturyada bu fırkanın faaliyette bulunmasına müsaade eder sek, komünist ve Faşist fırkalarına kar şı da ayni müsaadelerde bulunmak mecburiyetindeyiz. Hitler fırkasının Avusturyada mevcudiyeti, Avusturya istikleli için büyük bir tehlike teşkil eder. Komşu devletlerden gördüğü - müz yardımları anutmıyacağız. İtal - ya ile aramızda teessüs eden müncse bat unsurları çoktur. Faşist rejimi » nin esasları biz de tatbik ede ceğiz. Avusturya milleti otoriter bir devlet istiyor. Ru esas prensip ilk ev- Haydutlar Gümüş taşıyan Kamyonu soydular Haydutlar mitiralyözle kam yonun önünü ketm'şlerdir BROOKLYN - NEVYORK, 22 (A. A) 7 Bir dondurma fabrikasinin tamabilinin arkasına saklanmış olan iğ“ çi kiyaletinde iki kişi, fabrikanın Ö nünde mubafızların nezareti | altında gümüş nakleden bir kamyonu mitral - yöz ile tehdit ederek & durdurmuşlar vez “— Bir tek kelime söylerseniz, mit- valyöz üzerinize ateş açacaktır.,, Diye bağırmışlardır. Bu esnada fab- rikanın otomobiline saklanmış olan 12 kişi, başka mitralyözlerle | fırlamışlar, zarhlı kamyonun içindeki gümüşü he - men kendi otomobillerine naklederek büyük bir süratle uzaklaşmışlardır. kudan donmuş bir halde seyirci ka - Jan memurlarının gözleri önünde ce « reyan etmiştir. Derhal harekete geçen ve telsiz a- Jetleri ile mücehhez polis otomobille ri Memel'de Suikast teşkilâtı daha tertip halinde iken meydana çıkarıldı KAUNASHE, 22 (AA) — Paris resmi "Lictuvos Aidas,, gazetesi Me mel topraklarında bazı fesatçı fırkalar va karşı girişilen adli takibat halkın da adliye mazrının beyanatımı mevzuu kabeden kl “Viyana suikast teşkilâtların unun hilâifma olarak Memelde sui kast toşkilâu daha tertip halinde iken meydana çıkarılmıştır. o Suikastçıların peisleri tevkif edilmiştir. Alman matbuatı Memel toprakla » iş io projelerinin 2 İL İspanyada bir isyan teşeb- büsü meydana çıkarıldı KARTAJEN, 22 (A.A.) — Bahri” | ye erkânından bazılarının teşvikile mül rit bir isyan hareketi tertibatı meyd .a ve 28 kişi tevkif olunmuştu” Bir kızıl bayrak ve bir çok mü * him vesikalar ele geçmiştir. Dizanteri salgını NORTHAMPTON - MASSACHUSİ SETTS, Amerika, 22 (A.A.) — Has“ tanede bulunan yedi hasta dizanteri © » 15 gündenberi bu mun © takada, hastalık salgm halindedir. Cenubi Amerikada harp ASSOMPSIYON, 22.A.A, — Dezareti şu tebliği neşretmiştir; Ord”” muz hiç mukavemet gö, izin Beli” ya mıntakasında birkaç kilometre il” İemiş ve bir çok esir alınmıştır. hükümeti de bizim noktai nazar” iştirak etmektedir. Fransa ile İtaly” birleşmiştir. vel Heimvehrenlerden doğmuş ve son ra bütün millete , Fransa