FELEK >a Dilimin nini Her şeyi bilen adamlar vardır. Hiç rastgelmediniz mi?. Politika” bahsedersiniz, o sizden daha Oşna çıkar... Amma İtalya Basve- i Hitler, Almanya Kralı Hinden diye görüşür. Alış verişten bahsedersiniz, bü- tün piyasanın en kulağı delik ada- Ne Spordan görüşürsünüz, Milli ta- kımı bir teşkil eder ki şazarsınız. Musiki en büyük aşkıdır. Hüzzam #arkıları rast diye geçer. Hem fal- geçer, Avcıdır. Evindeki sarı kedi olma- ta burnunu sıçanlar yiyecektir. Lâ kin Safra köyünde vurduğu yaban domuzu hikâyesi söylene dinlene © kadar eskimiştir ki; o bile ağzı- Na alamamak Batan Kaplan vaparumun Mitibi imiş... Bu ona kâfidir. Yel. kenle Ciddeye gideceğini iddia e- der amma lodos havada Kadıkö - geçemez. İşte böylelerinden birini tanı - Tim. Bu tanıdığımın başka bir hu- ti daha vardır. Sizin söyle- Mek isteyip hatırlayamadığınız ve demek isteyip te bulamadı- İL bütün kelimeler dilinin ucunda- — Canım ne idi adı, şu Firuza- İada apartıman yaptırdı. Bir odun tücacrı vardı... Söyle... Dediniz mi, Pen cevap verir? — Bildim bildim. Dilimin ucun- da Neidi o. Yahut: ilâç ald adı? Şu romatizma — Anladım, anladım... m Tufan diyeceğim ge- —Tr > z ilim “ken Benim de dilimin Veyahut: >— Hüseyin Beyin oturduğu a - anın adı ne idi?, >— Dur söyliyeyim... Hay Allah “ezasını versin, dilimin ucunda... Başka bir defa: — Keke nasıl denir fransızca?. g7 Şey... Nasıldı?, Dilimin ucun dada söyliyemiyonam. Günün birinde gene Böyle görü- Niürken, dilinin ucu diksiyoner şan bu mübarek adam kazara s0 Tarak oldur... >> Yahu, ne idi adı... Hani şu Is al sokaklarını delik deşik et- li... Her gün kullandığımız ke "e... Çatlayacağım söyle yahu!, — Ne — Yahu gibi delik deşik... yeni mecraların adı... >> Hal... Kanalizasyon... mia, Alak Cezasını versin... Dili- Ane alt tarafını getirmedi... ım ki; bu kelime dilinin u » da tutunamadı... e... Yüsra Bir kaynakçı yaralandı e ee yen NE lü Yöne Yarah bulunan adam FELEK de camiinde üstübaşı kan için- Seeile yatan bir şahıs görülmüz, mu ile ar, üzere hastahaneye kal Hafif Bankasından alinan cetveldir) a 2 Ağustos 934 ŞAM FİYATLARI İni TİKRAZI AN TAHVILAT i Rahitım 1778 Mümessil © 4830 .n 47,30 MI 400 bay E SHAM Numan 025 4 Reji kuponsuz. 210 Telefon 10,50 Terkon 18,50 i 1210 Httiket dey. | 1380 . 1— $$ ç R., 1525 Ş ağek mean 329 ba, EK FİYATLARI Xi 05250 4 Paz 191457 e ea. “an z 2125 V e aim Ün 8 Budapatya — 3E825 Seiye DEİK £ vom yer “77 İ Viyana 420,50 NUKUT (Satış) tp Karuş Kuruş ip ehad 2) Dalar ved İİ ae erime aa it Kur. MAZİ 3 Pareşa ini ün çek 106 İbik * Av. ii 2 ürer MAŞ 20 Ler 3 Di 24 2 20 Dinar 5 av. Mİ v2 Çekilen “s Aim .— 2 ? Mecidiye 3512 “. Timakinot 4 EKONOMİ Yunanistanla Ticaretimiz Türk - Yunan ofisi bu- gün de toplanıyor Yeni faaliyete geçen Türk - Yunan ofisi bugün ikinci içtimam: yapacak tr. Bu toplantıya, ofizin reisi Nemli zade Mitat Boy riyaset edecektir. Türk - Yunan ofisinin bugünkü içti- | 14 Ofis, bilhasen ihracat karşılaştıkları müşkülüt meselesile ya kından alâkadar olacaktır. Karpuz ve kavun için ucuz tarifg şimdiye kadar on tonluk bir vagon 58 liraya makledilirken yeni tarife ile bu miktar 43,5 liraya önmiştir. Uzunköprüden yeni mahsulün sev. kiyatma bugünlerde başlanılacaktır. Adana pamuğu Adana yeni sene pamuk o mahsulü- nün piyasaya çıkarılması gün geçtik çe biraz daha artmakta ve satışları de- vam etmektedir. Pamukların açılma mevsiminde ha- vaların çok sıcak © gitmesi ve Soyham #mıntakasındaki kurt tahribatı tahmin bürosunun neşrettiği 153,000 balyalık tahminin tahaklulunu zayıflatımştır. Bu sene pamuk toplama işinde çift- çi bir amele kıtlığı karşısında kalmış» tur. Pamuklar ovanın her tarafında a- çıkdığı halde bazı yerlerde amelesizlik yüzünden toplanmıya ( başlanmamıştır. Bu kıtlığa sebep (olarak yeni yapıl- makta olan tren hatları gösteriliyor. Piyasadaki yeni sene Mısır parmık- larının kilosu 34 « 3ö kuruş arasındadır. Hububat arasında arpa ve yulaf hara- retli satış görmektedir. Aspanın kilosu bugün 2,77 kuryşa yükselmiştir. Yulatm kilosu da 2,60 kuruştur. Buğdayın banka fiatı sabit- tir. Iktısat vekâleti teftiş heyeti reisliği Iktisat vekâleti heyeti reis — teftiş reis Bankası idare meclisi azasından Hayrettin Bey tayin edilmiş- tir, Belgratta arıcılık sergisi Belgratta, o bu ayın 26 sından 30 zuma kadar devam etmek üzere bir a- rrcılık sergisi açılacağı haber verilmek- tedir. yaya yüzde 40 tenzilit yapılacaktır. Kadıköy tramvayı Hattın bir kısmı ay s0- nunda işlemeye açılacak Kadıköy tramvay hatlarının inşaa- günden güne ilerlemektedir. Hattım Haydarpaşada emrazı entaniye basta- Besi önünden başlıyarak © İbrahimağa Çayır, Misırlı oğlu, Söğütlü Altıyol ağzmdan Kadıköy O iskelesine giden kısmının ray döşenmesi bitmiş- tir. Çilt olan bu hatim uzunluğu 2825 metredir. Ve 1 eylülde işlemeğe açık l i | rültüye ve gürültü edenlere karşı ması mukarrerdir. Şirketin sipariş ettiği tramvay a- m bu eym somuna doğru gel mesi beklenmektedir. Bu arabalar onu birinci, onu da ikinci mevki olmak üze irmi tanedir, her biri ellişer kişi liktir, Bu hatta yolculardan almacak üc rete dair bir tarife yapılmış ve tasdik e dilmek üzrre Nafia vekâletine gö i miştir. Bu tarifede askerlere ve yaş farkı gözetilmeksizin mekteplilere ten- zilât yapılmıştır. Altryol ağzı - Feneryolu © hattının Ihlamura kadar olan kısmının ray dö- şenmesi de bitirilmiştir. Bu kısmın da VİLAYETTE İstihlâk vergisi hak- kındaki itirazlar Bazı maddelerden istihlâk vergisi alınması hakkındaki kanunun muvak- kat maddesi dolayısile toptancı kıs - mına tâbi tutulan tüccardan ekserisi buna itiraz etmiştir. İtirazlar “tetkik olunmaktadır. Kati kanaate göre pe- rakendeci Nihai müamele ve satış ya panlardır. Bu hususta eskiden beledi yece verilmiş bir karara da bakılmak tadır. İtirazlar hakkında buzünlerde karar verilecektir. Takdir edilen valiler Balıkesir valisi Salim Bey Ziraat vekâletince, Sinoj ü Abdülhalik Bey Sıhhiye veki ince, İzmir valisi Kâzım Paşa Dahiliye vekâletince, An talya valisi Nazif Bey Dahiliye vekâ- letince takdirname ile taltif edilmiş « Darphanede teşekkül eden jüri heyeti yeni gümüş paraların eserleri tetkike başladı (1) resmimiz onu gösteriyor. (2) barındaki pamuk inin tutuştuğunu ve söndürüldü; ami miştik, bu resimde de ambar MILLIYET ÇARŞAMBA 72 AGUSTOS 1934 ve pamuk denkleri gi haber ver « üküyor. (3) — Dün İtal- yan, İngiliz, Alman ve Fransız seyyahalrından 580 kişi geldi. Resmimiz bun- lardan bir kafileyi gösteriyor... Rıhtım şirketi ile Müzakere Şirket müdürü İzmire gitti Rıhtım şirketinin hükümetçe satm alınması Obakkında hükümet namına Adliye vekili Saraçoğlu Şükrü Beyle, Şirket müdürü M. Canonge arasmda cereyan eden müzakerat heticesinde bazı esaslar tesbit edilmişti. Bu esas lar şirketle hükümet arasında yapı » . lan itilâfın esaslı noktalarını etmektedir. Bu esaslar bir iki güne kadar İzmirde Saraçoğlu Şükrü Bey. le M. Candnge arasmda imza edile - cektir, M. Canonge, dün İzmirde bu. lunan Saraçoğlu Şükrü Beyle görüş - ü elce takarrür oimiş o- bâmil olduğu hal Galatasaray İzcileri geliyor: Fransada uzun bir seyahat yapan Galataasray izcileri yarın sabah saat 6 da Providans vapurile şehrimize dö- neceklerdir. İzcilerle birlikte birçok muallim ve doktorlar da seyahate çık mışlardı. Onlar da gelmektedir. Yarın sabah Galata rıhtımında özcileri ve diğer zevatı karşılamak üzere birçok #muallimler bulunacaktır. Pariste izcilerimizin misafir kaldık İlan pi Gürültü yas. k Bizim gibi fikir yorgunlarını çok sevindiren bir kararla şehirde gü- hayırlı bir mücadele başladı. Beyoğlunda oturduğum zaman- lar güneşle beraber İstanbulun dört bucağından bu semte hücum eden satıcıların feryadına tahammül e- demez olmuştum. Ve nihayet bu â- fet beni Boğaziçine kadar kaçırdı. Şimdi şehirde bilmiyorum, veri- len karar müsbet bir şekilde tatbik edilebiliyor mu? Yıllarca o feryat ve figan ile malını satmağa alış- mış esnafı bu huyundan vazgeçir- menin pek kolay olmadığını zan- nederim. Onlar mallarına türli fatlar ilâve ederek | tam halk dili istiare ve teşbihlerle süslüyerek sokak sokak gezip avaz avaz ba- ğırmağı âdeta mesleki bir vazife sa yarlar, Esnaf edebiyatındaki, kaldırım taşı gibi domatez, karakoyunun be- yaz sütile yoğurt gibi teşbihlerin türlü makamlarla ilân edilmesi hep bu mesleki aşkın neticesidir. Bana kalırsa gürültü etmek, yol yürümek, umumi yerlere girip çık- mak, bilet almak gibi sokak terbi- inin çerçivesine giren ferdi ve cem'i itiyatlardandır. Sokağa tü- kürmenin yasak oluşundan fazla ayıp ve çirkin oluduğunu bilmiyen- lerdir ki yere | tükürürler. Bunan gibi İtü etmenin bir terbiye: sizlik, saygısızlık olduğunu bimi- yenlerdir ki gürültü (ederler. Bu- GÜMRÜKLERDE Kaçak Motör işletenler Gümrük idaresi kanuni şekillerile meşgul oluyor Türk sularında gerlerdemberi kar çak suretile seyrüsefer edi adar şilep ve motörün sahipleri hakkında ta- kibat yapıldığı yazılmıştı. Aldığımız malümata göre bu hâdi- senin mahiyeti ve esası şudur: Kabo- taj kanumu tatbik edildiği zaman Türk sularında çalışan ecnebi gemilerinden çoğu sahiplerini değiştirmişler ve ça- lişmak müzandesini almışlardır. Bu sırada, alınması iktiza eden ver. gi ödenmemiştir. Aradan bir müddet geçtikten sonra iş mürur zamana uğ - ramış, falıat gümrük idaresi bu resmin tahsili için bazı teşebbüslerde buhm- muştur, Bu hususta da alâkadarlarca tahki- kata devam edilmektedir. Dün ük başmüdürü Seyfi Bey kendisini gören bir muharririmize de» miştir kir “— Ortada izam edildiği kadar mü- him bir hâdise yoktur. Bu iş öteden beri malümdor. Ve kamıni şekillerile meşgul olmaktayız.,, Kavaladan gelen yunan seyyahları Kavaladan 150 kadar Yunan sey- yahı şehrimize gelmiştir. Bu kafileye Kavala eşrafından M. Harilaos Ghiko riyaset etmektedir. Yunanlı dostları. mız bundan evvel mübadele suretile Türkiyeden Yunanistana gitmişlerdi. Bu sebeple tekrar Türkiyeyi ziyaret çok memnundur « Yunanlılar 11 Eylüle kadar İs- kalacaklardır. edebildiklerinden lar, mı, ayıp mı? nun yasak olması onları ancak a- yasıra ikaz eder.Her saygısızın ba- şına bir memur dikmek icap etse belediye ve zabua kadrosunu he- men hemen İstanbulun yarı nüfu- suna yükseltmek lâzımgelir. Maksat falan ve filân satıcıların bağırması meselesi değildir. Şeh- rin havasındaki gürültüyü | sustur- maktır, Fakat bunu yainız belediye değil, her müessese, her aile, her şehirli kendine bi rvazife bilmeli- dir. Şimdi o Boğaziçindeyim ya. her sabah işitiyorum. Karşı kıyılar" da Paşabahçesinde İnhisar idaresi. nin bir fabrikası var. Sanki binler. ce amelesini saatlerce uzak mesal e- den iş başına çağırıyormuş gibi müthiş canavar düdüğünü kısa fa- sılalar uzun uzun — çalıyor. Nelü- zum var. Paşabahçesi gibi bir yer- de öksürsek Beykozdan işitilir, son ra şirketin gene karşı kıyıya, Kanlı caya gelen bir vapuru (o burundan girince acı acı düdük çalıyor. Ne lüzum var. Burnu biraz açıktan a- İır, önünü görebilir. | Daha sonra Limanda birçok takalar,romörkör- ler gürültü çıkaran motörlerle işli- yor: Bunlara otomobillerde oldu- ğu gibi susturucu © eksos boruları taktırmak pek kolaydır. Velhasıl bu iş yalnız belediye işi değil, şe- hir halkının terbiyesi ve seviyesi işidir. Ona göre de herkes vazife- sini bilmeli ve yapmalıdır. Burhan CAHİT BELEDİYEDE Bir teneke terkos Suyu on paraya İİ Belediye fakir mahalle- lere çeşmeler yaptırıyor Terkos şirketi İstanbulun su ihti - yacını temin için yeni tesisat yapmağa, başlamıştı. Tesisatın mühim bir k: mı bitmiş, bilhassa Kâğrthane, Kara. Edirnekapı sifonları ikmal edil. miştir, Yeni tesisatla kuvvetli su çekil mekte ve tazyik ile apartmanların üst katlarına kadar su çıkarılmakta dır. Terkos şirketi; İstanbulun sa ih tiyacını kâmilen temin için yeni tesi- göre Hf taraflarında Terkos suyu olmayan yerelre tesisat yapılacak ve fakir ma hallelerde de büyük çeşmeler yapıla- caktır. Bu çeşmelerde Terkos suyu tenekesi 10 paraya erme eyi ik kemik İk çen me kapıda yapılacak, bundan sonra Sa - matya ile Mevlanakapı ve Şehremini semtlerinde çeşmeler açılacaktır. 220 bin lira fazla telefon parası bankada Telefon şirketinin Istanbul bal- kından almış olduğu fazla paraların Istanbul belediyesine verilmesi karar laşmış ve keyfiyet Telefon şirketine de bildirilmişti. Telefon şirketi şimdi ye kadar aldığı fazla paralardan ilk hesapla meydana çıkan 220 bin Hira- yı dün belediye namma Merkez Ban- kasına yatırmıştır. Vekâletten emir gelince belediye bu parayı derhal Merkez Bankasından alacaktır. Bu pa ranın ne suretle kullanılacağı hakkın da verilmiş kat'i bir karar yoktur. Hafta tatili kanununa mu- halefet edenler Birçok esnaf cuma günü hafta ta « tili kanununa muhalif olarak dükkân ların açmakta ve alışveriş yapmakta» dırlar. İstanbul belediyesi; İstanbulun muhtelif taraflarındaki bu kabil osna fin Tistesi hazırlamış ve hepsini bir « don sulh mahkemesine vermiştir. Temizlik işlerinde bir suiistimal iddiası Temizlik iskelelerinde bir suiisti. mal olmuş ve dün İstanbul belediye- si tarafından temizlik işleri memurla» rmdan dört kişiye işten el çektirilmiş. tir. İddin edilen sülistümal şöyle ol - muştur: Evlerden alman çöpler çöp arabalarile temizlik © iskelelerine götü- rülmekte ve orada çöp müteahhitleri tarafından mavnalara (o yöldenerek a- çık denizlere dökülmektedir. Mütcah- bitler bu yaptıkları iş için birer tez - kere almakta ve bunu belediyeye gös tererek paralarmı almaktadırlar, İş- ten el çektirilen müteah- hitlere iş yapmadan tezkere verdik « leri iddia edilmiş ve ilk araman memurlara ii «| çektirilmiştir. Tah agi meka et Vaktinde vazifeys gelmeyenler Istanbul belediyesinin muhtelif daire- lerindeki bazı memurların çalışma sa atlerinde vazifeleri başlarında bulun- madıkları anlaşılmaktadır. İstanbul belediyesinin muhtelif da- irelerindeki bazı memurlarm çalışma saatlerinde vazifeleri başlarında bu - Tunmadıkları anlaşılmaktadır. Teftiş €snasında vazifeler ibaşında bulunma yanlardan birinci defa olarak 2 yev- miyeleri kesilecektir. İkinci defasın « da vazifelerinden çıkarılacaklardır. Netekim Tevfik ve Galip Beyler is minde iki memura işten el çektirilmiş tir. | Küçük haberler İnhisarlar Vekilinin tetkikleri Gümrükler ve İnhisarlar vekili Ali Ra- ma Bey dün inhisarlar umum müdür- ra randımanın ne olacağını ve varida- tın ne kadar artacağını tetkik etmekte- dir. Rana Bey bir iki güne kadar An- karaya gidecektir. * Müfit Necdet Bey — Deniz tice- ret müdürü Müfit Necdet Bey, Hetisat vekâletinin daveti üzerine Ankaraya git“ miştir. * Ibrahim Tali Bey — Trakya wmu- mi müfettişi İbrahim Tali Bey, dün ak- şamki trenle Edirneye gitmiştir. * Ali Galip Bey geldi — Nüfus w- mum müdürü Ali Galip Bey şehrimize gelmiştir. Gizli müfus işlerile ol maktadır. Buradan şark vilâyetlerine gidecektir. * Ankara Malâl gaziler cemiyeti İs- tanbul şubesinin senelik derneği 31-834 cuma günü saat 14 te ünüversite konfe- rans salonunda toplanacaktır. pe mem Karadenizde bir motör daha battı Karadenizde fırtına devam etmek tedir. Alaplıda Alacaburun civarında orta büyüklükte ve Yavuz isminde bir motör parçalanmıştır. Mürettebatın - dan haber yoktur. G Stratoster! Bu kelime, üç dört senedir sık sık duyuluyor. Herkes bundan bah sediyor. Stratosfer ismini duyma. yan yok! Fakat mahiyetini bilen çok az! Niçin birçok âlimler balonlarla bu kadar yükseklere uçuyorlar, ve tetkikat yapıyorlar? Maksat bir yükseklik rekoru mu kırmak? Fakat öyle olsa tayyareciler, ba loncular yükselirdi. Âlimler buna yalnız uzaktan seyirci kalırlardı. Halbuki Stratosfer'e çıkanların he men hepsi ne tayyareci, ne balon- cudur. Birer profesör birer âlim- dir. Bu yazımızda size uzun uzadı ye fenni bir “Etude” arzedecek değiliz. Çünkü bu salâhiyetimizin haricindedir. Maksadımız yalmz ufak bir tahlil yapmaktır. Stratofser'e evvelâ 1930 sene - sinde Brüksel Üniversitesi profe- sörlerinden Piccard çıktı. Ve 16 kilometre kadar irtifadaki vaziye- ti tetkik etti. Ikinci defa tekrar 1932 de Zürihten kalktı. Ve bu se- yahati de muvaffakıyetle netice- lendi. Artık Stratosfer'in yolu bu- lanmuştu.Bu yolu Rusyada, Ame- rikada, Almanyada takip edenler oldu. Şimdi gere Belçikalı genç bir âlim, M. Max Cosyns 16 kilomet- re kadar irtifaa yükseldi. Ve tet- kikatını büyük bir muvatfakıyetle bitirerek tekrar havaya ve sonra toprğa kavuştu. Bu âlimler Stratosfer'de ne arı- yorlardı? İşte burası mühimdir: Malümdur ki beşer şimdiye kadar birçok müthiş kuvvetleri, zekâsı, ilmi ve medeniyeti sayesinde ehli- leştirmiştir. Bu, bir cambazın on tane, yüz tane arslanı ve kaplanı itaate almasından daha müşkül ve daha tehlikelidir. Binlerce voltluk elektrik kuvvetlerini bir incecik telle zincir bent elmesi beşerin bu vadideki kuvvetini isbata kâfidir. Bunun gibi daha birçok kuvvet. deri, meselâ radyo dalgalarını, Ulira - Violet, X, gamma şual zabıt altına aldı. Fakat geri, san zekâsının ve elinin yetişemedi. ği diğer bazı kuvvetler vardı. Bu kuvvetler bilhassa hava tabakası- nın bittiği veyahut kesafetini kıs- men kaybettiği mıntakalarda bu» lunayordu. Ve bunların içinde (Cosmigue) şuaat denilen bir şua vardı ki kuvvet itibarile dehşeti. Beş altı metre kalınlığındaki bir karşun safihayı delip geçebilecek bir nüfuz kuvvetine malikti. İşte şimdi Strarosfer seyyahlart bunu ehlileştirmeğe, burnu zabtı rabıt altına almağa çalışıyorlar... Diğer taraftan Stvatosfer'deki vaziyetin bilinmesi, tayyarecilik âleminde mühim inkılâplar tevlit edebilecektir. Çünkü burada hava nın kesafeti, ve binaenaleyh mü - kavemeti çok az olduğundan tay- yareler daha müthiş bir süratle u- gabileceklerdir. Profesör Piccard'ın birinci seya- hatten sonra verdiği bir konferans ta bu imkânlardan bahsederken ay nen demişti ki: — Eğer Siratosfer'de tayyare ile seyahat imkân dahiline girerse Av rupadan Amerikaya ilk hamlede iki saatte gitmek kabildir. Hiç şüp hesiz fennin daha ilerlemesile bu müddet gitgide tenakus edecektir. Yalnız evvelemirde Stratosferdeki şeraite intibak edecek tayyare ve vin vücude getirilmesi lâzım- er. ... Ne oluyoruz? Nereye gidiyo « ruz? İlim terakki ediyor. Fakat biz dünyamızdan oluyoruz. Eskiden kağnı, araba devrinde dünya akla havsalaya sığmayacak derecede büyüktü. Sonra şimendifer bü mu- azazm dünyayı biraz küçülttü. Tay yare bu küçültme ameliyesine bir nisbeti hendesi dahilinde yardım etti. Şimdi ise Stratosfer'de seya- hat, dünyayı âdeta bir fındık ka- ına çevirecek... Fakat gene teşekkür edelim; çünkü dünyanın küçülmesile tabii ömrümüz artıyor, Eskiden mesafe- ye harcadığımız uzun seneleri bu gün artık hayat noktai nazarından tasarruf ediyoruz. Bundan dolayı ne kadar sevinsek yeridir. Fakat maalesef insanı bu sevince sevke- den her yeni büyük keşfin arka. sında müthiş facialar saklıdır. Bu sefer de vaziyet öyle oldu. Ve in- sanlar evvelemirde Stratosferde harp ve bombardıman tayyareleri- nin seyrüsefer imkânlarını arama- ğa başladılar. Bunun ismi de medeniyettir. Mümtaz F,