Şark tütünü almak için iki ecnebi heyet geldi. Gavrimübadillere dünden itibaren bono tevziatına baş- landı. FİATİ 5 KURUŞTUR Beynelmilel Münasebetlerde Tezatlar Beynelmilel politika hayatı tezatlarla doludur. Eskiden milletlerin bazı müş- terek evsafı vardı. İnsaniyet vale yet telâkkisinde,sulh ve harp telâkii de, hürriyet ve yi salağa göze çarpan bu iştirâl : z tün ortadan kalktı. Şimdi her millet, bu mefhumlara yalnız kendi zaviyesinden bakıyor. ; z Menfaatler arasında eskiden beri te zatlar vardı Şimdi bu tozatlar son dere- cesini bulmuştur. Bütün dünya; ne va- kit biteceği meşkük olan iktısadi buhra- nın tazyiki altında ezilmekledir. Her memleket, milli kalkınma yolunda yeni yeni tedbirler alıyor. o Alınan bütün bu tedbirlerde; başkalarınm aleyhine tahdi- di, takyidi hükümler vardır. Bir yerde alınan tedbirler, başka memleketlerde onlara zıt mukabil tedbirleri davet edi- yor. Londra iktisat konferansının ak mete uğraması beynelmilel iktısadi mü- masebetlerde hüküm süren tezatları en güzel izah etmiyor mu? Ea Zaman zaman tebellür eden siyasi grupmanlara bakılınca; umumi politika- siyasetine düşülmektedir: Fransız" cephesi, Italyan cephesi, bitara! manzarası altında İngilterenin her i- ten hâkim © ve müvazeneli zenc politikasına en çok taraftar görü- nen ve bu maksatla ctarfma bazı siyasi grupmanlar toplayan büyük devletler- den biri birdenbire fikrini il bütün millet dört büyük etin diktatöriyal idaresi altıma koymak gibi, tatbik kabiliyeti ir formüle madan ölmesi; büyük ve küçük bütün devletlerin siyasi temayüllerindeki tezat- ları ne güzel gösteriyor! “Her millet; siyasi idealini sulh ve em- niyet formülüne bürüyerek müdafaa et- mekedir, Hakikatte sulhün tek, mutlak bir şekli vardır. Halbuki beynelmilel sulh. telâkkilerinde aykırılıklar; O ka- dar derin ki, milletlerin asıl hakiki sulh mefhumu etrafındaki ü anlaşma ümitleri her gün biraz daha gönüllerden silini- Yor. Senelerdenberi dünya efkârı umumiyesi ni işgal ve hattâ iğfal eden silâhsızlanma teşebbüslerinin de mânâ ve mahiyeti şim- di daha ziyade bi bu silâhsız'anma müzakerelerinde feci tezatlar göze çarpıyor: Devletlerden biri €n evvel harp tayyarelerinin kaldırılma- sını veya asgari bir hadde in ni i Başka biri, daha evvel denizaltı inin ilgasını teklif ediyor. Bir baş- kası büyük top ve zehirli gazlar aleyhin- dedir. Hasılı her devlet; kendisini en zi- dit eden, kendisinde bulunma- Yan silâhların kaldırılmasile işe başlan- ması fikrindedir. , silâhlanmağa hakkı olan Piller, silihlanmaktan memnu olen mil- |, nihayet galip ve mağlüp gibi bir tas- gidilemez. Almanyanm davası bü- iddinsma, Fyamsız- ukarı diğer milletler 49- müzakerelerinde imilnşa edilen ve bir çok ihti- Ear düvel eden meselelerden biri de muahedelerin tadiline taraftar olanlarla olmıyanların tezleridir. Bu mevzuda ve- rilen hükümler, adalet hissinden mül- hem değildir. Bugün muabedelerin tadi- Dine taraftar olanlar, yarın herhangi bir politika mülâhazası veya bir anlaşma ve- şilesile aksi tezi tutabiliyorlar. Politika ihtlâfında buna benzer dönekliklere ce- Yaz vardır. İtalyanın orta Avrupa siyasetine, Fran- *a yan gözle baker. Halbuki Avusturya- hin istiklâli meselesindeki Italyan mü- dahalesini haklı görür. Çünkü bu müda- hale; Hitler Almanyasının Ansehluss po- tikasına karşı koyan bir siper oluyor. Akvam Cemiyeti hakkında da tezat- rin dolu telâkkiler var: Fransa, dünya- tikasmın mihveri, Cemiyeti Akvam Olmalıdır, diyor. Akvam Cemiyeti fikrini İk önce 19 bu müeseeseden ayrılmış bulunuyor- Tar. İçinde kalanlar da, sırasr geldikçe #yrılmak tehdidini savurmaktan geri kal- Muyorlar, 1, Pütün dünya nüfusunun yarısına Yar 8 bir kısmını sinelerinde taşıyan Ame- bei Japonya, Çin gibi memleketlerden *biri, başlı başına tezat ve gerabetlerle lu birer âlemdir. m ül Ponya; Çinde tatbik ettiği politika e bütün dünyaya meydan okur, bir va- “yet almıştır. Uzak şarkta bir nevi (Mon ü Ve tatbik etmek 'Amerikası; ken; büyük tecrübenin arasmda tali ip ediyor. Tari yen hiç bir devrinde hiç bir devlet Japon- ha ibi, kuvvetli rakiplerin gözü önünde malar #erbest ve korkusuz at oynat- mı basında bir de işsizlik dere Ceneral Kondilis ve Erkânı harbiyei umumiye reisi Haydarpaşa istasyo nunda karşılanırken : Cümhüriyet âbidesine çelenk konurken, CL. Kondilis Ankâradan geldi Askeri anlaşma lüzum hissedilirse yapılacak Ceneral dün abideye çelenk koydu, patriği ziyaret etti, bugün gidiyor Muhterem misafirimiz Yuna « nistan harbiye nazırı ceneral Con- dylis ve Yunan umum erkânı har- biye reisi ceneral Katenyotis re - fakatlerinde bulunan diğer zevat ile birlikte dün sabah Ankara - dan şehrimize gelmişlerdir. Misafirler Haydarpaşa istasyo- nunda vali muavini Ali Rıza Bey, Kolordu kumandanı Şükrü Naili Paşa, merkez kumandanı Fehmi Paşa ile diğer zevat tarafından kar- şılanmış ve bir müfreze polis res- mi selâmı ifa etmiştir. Haydarpaşa istasyonu Türk ve (Devamı “5 inci sahifede) M. Yevtiç'in Sofya seyahati Yugoslavya nazırı temas- larından çok memnun İki memleket arasında geçen sene Belgratta başlı- yan müzakerelerin yakında iki taraf için memnuni- yetbahş bir şekilde neticeleneceği ümit edilmektedir Mi. Yevtiç SOFYA, 9. A.A. — Bulgar a- bekliyor. Bilhassa Fransada ikir var: Şahsi teşebbüslere ön verilmiyor. Sermayeler, iş we teşebbüs sahasından hergün biraz da: ha kaçıyor, muayyen o merkezlerde toplanıyor. İş ve teşebbüs sahaları da- raldıkça, işsizlerin — sayısı da o kadar artıyor. Buna mani olmanın çar-si, hususi sermayelere, hususi teşebbüs lere daha çok meydan bırakarak iş hacmini arttırmak, bu suretle işsizle- rin sayısını azaltmaktır. Bilhassa son zamanlarda bu cereyana & amanla i oluyor gi- bi görünen Fransa, bu £ vadide yalnız kalıyor. Dünyanın her tarafında iktisadi işler ve teşebbüsler; hükümetin ve büyük müesseselerin himayekâr mürakabesi al- tma girmektedirler. li iyetini almış, coğrafi telâk. kilerde bile milletler arasında tam bir te- zat hüküm sürüyor:“Ras Ukranya - sında (küçük Rusya) ismi memnu- dur. Ukranya ismi de Polonyada ya - saktır. Avusturyanın cenubi Tirol dediği yer- lere İtalyanlar, (Yukarı Adige) ismini veriyorlar, Arnavutların cenubi Arna- vutluk dedikleri yerlere Yunanlılar (E- pire) ismini veriyorlar. Bulgarların Ma- kedonya ismile andıkları yerleri Sırplar Yugoslavya hariciye nazırı M, Yev liç gazetecileri kabul ederek aşa- ğıdaki beyanatta bulunmuştur: “ — Sofyada'bana karşı göste- rilen samimi hüsnü kabul ve ziya» retimin kardeş Bulgaristanda uyan dırdığı alâka milletlerimizin bir- birine yaklaşması fikrinde > hasıl olan büyük terakkiyi göstermekte- ir. Bulgar hükümdarları tarafından kendisine karşı gösterilen alâka- ya karşı minnettarlığını. izhar e- den M. Yevtiç sözüne şu suretle h devam etmiştir : — Sofya mülâkatları beni te- mamiyle tatmin etmiştir. | Ge- gen sene sonunda Belgrad'da mev- zuu bahsolan bütün meseleler is- tikbalde iki memleket için en ha- yırlı hal suretlerini bulacaktır. Şim diden bilhassa şunu söyliyebilirim ki mütekabil ve tam bir itimadın (Devamı 4 üncü sahifı le) cenubi Sırbıya diye tanıyorlar, Demek ki, politikada coğrafi tabirlerin de tehli- ni ve oforozlu olanları var!,, ,. Harpsonu dünyasına yeni bir çok re- jimler doğdu: Bolşevizm, Papi Naz yonalizm, Nasyonal Sosyı ii Her memleket tatbik ettiği i, rihinden, milli temayül ve kabiliyetinden aldığı iddiasındadır, Rejimlerin ayrılığı, biribirine aykırılığı beynelmilel siyasi ve bilhassa iktisadi münasebetlerin düzel- mesine, normal bir hal almasına mani o- ve harici tezatlarla müca- bulamıyan milletler; tatörlüğe, doğru gidiyorlar. Ot jimler; beşeriyetin yüzde seksenini ha- kimiyetleri altına almışlardır. Galiba alı- nan tedbirlerin en doğrusu memleketler- de devlet otoritesini | hâkim kılmaktır. Aksi halde hürriyetin anarşisi içinde mil letlerin ve inkılâp müesseselerinin ayak» ta durmalarına imkân bulunmazdı. Beynelmilel politika hayatının bu ka- rışık, anarşik, tezatlarla dolu şeraiti için- de en sağlam politika, her milletin kendi- hale gelmesi, son da- lerine hâkim olması , se gelsin, siyasi ve ikti ne taraftan gel sadi tanrruzları heran karşılayacak kadar kuvvetli bulunmasıdır. Bu bal Ga. zi Türkiyesinin umumi politikasını teb- cil etmeliyiz. ame | vekâlet Hariciye vekilinin Seyahati Tevfik Rüştü Bey bugün” geliyor, Bükreşe gidecek ANKARA, 9 (Telefonla) — Hariciye Vekili Tevfik Rü-*“i Bey ve refikası Ha - nımefendi bu ak- şamki trenle ha - veket etmişlerdir. Hariciye vekiline umum dürlerinden Ce - vat Beyle hususi kalem müdürü Re fik Amir Bey re- fakat 3 Bey İstanbul - dan Bükreşe gidecek ve M: Titu? leskonun ziyaretini iade edecektir. Hariciye vekili Bükreşten Viyana ya giderek gözlerinden rahatsız bulunan refikası hanimefendinin tedavisi ile meşgug! olacak, ora - dan Cenevreye hareket edecek - | tir. Tevfik Rüşta Bey, istasyonda Başvekil,'vekiller, sefirler”ve ve - kâlet erkânı tarafından teşyi edil. miştir. BÜKREŞ, 9 (A.A.) — Ti ye Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey, M. Titüleskonun, ahiren An- karaya yaptığı ziyareti iade etmek > 11 Mayısta Bükreşe gelecek ir. Sait ve Hasan Fehmi Beyler Hakimler ve Memurlar Meclise yeni bir kanun teklif edildi ANKARA, 9 (Telefonla) — Gümüşhane mebusu Hasan Feh - mi ve Kayseri mebusu Sait Beyler meclis riyasetine bir kanun tekli finde bulunmuşlardır. Teklif sa « hipleri hâkimler ve memurlardan tasfiyeye tâbi tutulanlar arasında (Devamı 4 üncü sahifede) . Insull hapiste Tahliye için 200 bin do- lar kefalet istiyorlar ŞIKAĞO, 9. A.A. — Sarmel İnsül buraya gelmiş ve kapse ko. mulmuştur. Mak. keme, omuvakka- ten serbest kala- bilmesi için 206 | bin dolar para ke- | faleti vermesi icap | eti e karar ver- miştir. ŞİKAGO, 8. A. A, — Banger İn- sül buraya gelmiş ve hapsedilmiştir. Kendisi hastadır. İnisül Mümaileyh, o hü- kümet tarafından istenilen 200 bin dolar kefaleti vermeğe imkân bu- lamadığından hapse razı olduğu- nu göz yaşlariyle oğluna bildir. miştir. nsülün oğlu, hükümetin bu dar mühim bir para isti hiç bir vakit düşünmedi bin dolar vermeğe amade ise de | 200 bin dolar tedarik edemiyece- ğini söylemiştir. 2 inci sahifede Ecnebi matbuatında göre düklerimiz 3 üncü sahifede Esnaf bankası — İskele maddesi Felek 5 inci sahifede İ ! | Fakat nizamname mucibince ekse Gen bitler var. “İbhisuud kuvvstleri ned - aşiretlerinin yardımı ile tak- iye edilmektedir. İmam Yah- yanın ordusunda ecnebi za- Meclis bugün de toplanıyor Muhiddin Beyin izah ve müdafaası meclis haricinde nasıl karşılandı? 760 bin lira meselesi için deniyor ki: “Muhiddin Bey Esnaf bankası işine bir bardak suda fırtına demişti. Buda sabun köpüğünden bir balon!,, Esnaf Bankası meselesini gö - rüşmek üzere şehir meclisinin ev- velki gün yaptığı fevkalâde içti - ma, dün, her tarâfta hararetle gö rüşülen, konuşulan yegâne mevzu idi.Uzak yakm,alâkadâr olan alâ. kadar olmayan herkes gazetelerde meclis müzakerelerini merakla ta skip ediyör, mütalealar yürütülüyor, hükümler veriliyordu. Bugünkü içtimada banka işi- ne dönülecek mi? Herkes Meclisin bugünkü içti - mamı da merakla beklemektedir. Esnaf Bankasi müzâkeratı bitmiş olmakla beraber, bu mevzuun tek rar konuşulmasına imkân veren - ler, haltâ taraftar olanlar pek çok tur. Belediye azaları arasında da, bugünkü içtimada tekrar Esnaf işinin görüşülmesini müm kün görenler vardır. Daimi encü- men azasından Avni Bey dün bir muharririmize demiştir ki: — Yarınki (bugünkü) içtima - da Esnaf Bankası işinin tekrar mevzuu bahsolması çok mümkün - dür. Fakat belki dünkü kadar ha raretli olmaz. Mecliste yapılan taş kınlık yerindedir. Esasen hiç bir mecliste ideal müzakere olamaz. e epeyce ti teşekkülü ve sarfedilen para hek ında > izahatin bulunan Şehir Mec isi azasından ve mezkür müessese mü Avni Bey Hatip heyecanını zaptedemiyebi- lir. Sağa sola sapar. Herkesin duy duğu teessür aynı değildir. Bazı. ları taşkınlığa hayret ediyorlar, (Devamı 4 üncü sahifede) .. .. gürültü oldu ve rapor kabul edildi Şevket Bey isminde bir zatı da po- lisler posta etmeğe mecbur kaldılar Gayrimübadiller cemiyetinin se nelik kongresi dü leden sonra, Halkevi salonunda toplandı. Aza dan Hüsnü Bey, geçen defaki iç- timada ekseriyet olmadığı için kongrenin tehir edildiğini söyle - İdikten sonra: , — Bugün de ekteriyet yoktur. riyet olsun olmasın, toplanaca - ğız. Riyaset makamına Gelibolu mebusu Celâl Nuri Beyi teklif edi yorum, dedi. Gayrimübadillerden Ziya Bey itiraz etti: — Celâl Nuri Bey, bitaraf de- dir. Bugün de kendileri feda - göstersinler de riyaseti ka bul buyurmasınlar... dedi. (gürük tüler) Celâl Nuri Bey, kürsüye çıkarak (Devamı 4 üncü #ahifede) Cema ki