2 TARİHİ TEFRİKA:26 İttihat ve (BAHAEDDIN ŞAKIR BEYİN BIRAKTIĞI VESİKALARA GÖRE) Hikmet Süreyya B. tevkif ediliyor ““Fedakârı vatan ,, imzasile gönderilen bir mektup - Ahmet Riza Beye hücumlar - Şahıs mı, vatan mı? Yalnız bir cemiyet, bir gazete ve | muntazam şubeler teşkil ve tesis edilmesi lâzımdır. Böyle mütefer- rik bir surette uğraşmak ve daha ortada hiç bir şey yok iken müna- kaşalara kapılmak istibdat merke- “zini ve doğrudan doğruya Abdül- “hamidi memnun etmekten başka bir şeye yarayamaz. Müteaddit ga- zeteler n, ayrı ayrı c€- . miyetler teşkilinden bir fayda ha- “sıl olması mümkün değildir. “Şâ- rayı Ümmet,, ile “Terakki,, gazete- leri arasında cereyan eden müna- kâşalar doğrusu hepimizi mütees- sir ediyor.,, Bir tras İttihat ve Terakki cemiyetinin merkezi bu surettle i- kaz edilirken diğer taraftan tefri- kaya sebep oldukları zannedilen Ali Haydar Mithat Bey gibi zevata da doğrudan doğruya mektuplar ya zılarak herkes birleşmeğe ve elbir- liği ile çalışmağa davet ediliyordu. Bu gibi teşebbüslerden oldukça iyi neticeler hasıl oluyordu. Hiç ol- mazsa epeyce bir zaman için genç Türkler arasında bir tesanüt husu- Fi temin edilmiş oluyordu. Birleş- tiği ve aradaki zıddiyetlerin kalk- tığı hakkında Paristen Türkiyeye gönderilen haberler tabii büyük bir memnuniyetle karşılanıyordu. Me- selâ bir iki gündenberi kendi den bahsettiğimiz doktor Hikmet Süreyya Bey Bağdatta tevkif edile rek İskenderona gönderilmişti. O. radan muhakeme edilmek üzere İş. tanbula nakledilecekti. Tevkifin- den evvel genç Türklerin birleştik. lerini ve fakat Ali Haydar Bey si- bi ezvatın buna dahil olmadıkları- nı haber almıştı. Tarassut altında olduğu ve İstanbuldaki muhakeme | nin hakkında © vereceği tehlikeli kararı herşeyden ziyade düşünme- si lâzımgeldiği halde bir fırsat bu- larak İskenderondan Ali Haydar Mithat Beye bir mektup yazmıştı. “Fedakâri vatan doktor Hikmet Süreyya,, imzasile gönderdiği bu mektubunda diyordu ki: “Miri muhteremim efendim, Bağdatta (o bundan üç ay evvel ordu tarafından vukubulan ihanet üzerine tevkif edildim. Evimde ya- pılan araştırmalar gir se t Beye yazmış olduğunuz bir b, meme “Tevkâfimden bir hafta evvel al- diğim ittihad umumi hakkındaki beşaret âver haber beni ne derece sevindirdi ise, zatı asilânelerinin büna karşı göstermiş olduğu istin- kâf ta o kadar hüzün ve esefi badi oldu. Nefsani ihtirasları ber- taraf ederek müttehiden çalışılacak bir zaman içinde yaşadığımızı na- sıl unutuyorsunuz? İngiliz politi- tikasının o halihazırdaki şekil ve makiyeti tevekküllerimizi ürper- iecek raddededir. Şehidiâzam pe- deri vâlâşanmızın ruhu pür fütuhu narı kudsisine ittihada dahil olma nızı evtanperverlik ve hamiyet his- leriie ryaklarmıza kapanarak is- &rham eylerim. Zira bu elzemdir ve olmalıdır. Bu suretite hakkı ne- cibanelerinde hasıl © olan umumi igbirar da ateşlere münkalip ola- caktır.,, Demek ki İttihat ve Terakkiye uisnsup olen Türkler içinde, cemi- yeti her an veher © vaziyette asıl işin başımda bulunanlardan fazla düşünen fedakârlar vardı. Pa ve Cenevrede genç o Türkler biri- birlerile cenkleşirlerken, yakayı e- leveren ve meçhül bir âkibete doğ- vu giden bir doktor Hikmet Sürey- ya, Yıldızda tırnaklarının sökül- mesi ve daha bin türlü işkenceler yapılması suretile cemiyetin esra- rı ifşaya kendisinin mecbur edil- mek isteneceğini ve ondan sonra ya bir torbaya konularak Marma- rada denize atılacağını ve yahut kimbilir hangi menfa köşeleri çürüyeceğini düşünmiyor da, Türkler arasında umumi bir ittihat hasıl olduğunu haber aldığına çok seviniyor ve bundan istinkâf eden Al Haydar Mithat Beyin deoit- *ihada girmesini “ayaklarına kapa narak istirham, eyliyordu. Ahmet Riza B. aleyhine hicum! Paris ile Cenevre arasında hasıl olan zıddiyetler en ziyade Ahmet Riza Beyin şahsı etrafında döner- di. Bir gün Cenevre heyeti Riza B. Nan aleyhine bir mazbata tanzim eder ve bundan “Meşveret” gazetesin- Terakki! de çıkan bir iki fıkranın hissiyatı Osmaniyeyi rencide ettiği iddia olu nurdu. Ertesi günü Ahmet Riza be- yin bir vazife ile herhangi bir işe gitmesi mevzuubahis olsa, onun genç Türkleri temsil edemiyeceği ileri sürülürdü. Öyle zamanlar gelirdi ki bir ce- miyet için en ziyade korkulan şey, cemiyet işlerine şahsiyet ve şahsi arzuların ve fikrlerin karışması, başlamış gibi görünüyordu. Bu hal- lerin, ne kadar muzır ve fena ol- duğu ve umumi menafi üzerine tesis olunan her nevi içtimaların temelini yiyip (yıkılmasına sebep olan bir kuvvet teşkil ettiği görü- lemiyordu. Umumun menafiine tcalluk eden meselelerde şahsi ci- hetlerin meydana çıkarılması, te- rakkinin alenen aleyhinde bulun- mak demekti. O zamanlarda Londrada bulu- nan Türk gençlerinden bir zat Pa- riste Doktor Nazım Beye yazdığı bir mektubunda diyordu ki: “ Şahsi cihötleri meydana çıkar maktan umumi bir fayda İl o- lamaz. Bu, ahlâkı ifsat eden bir ta- biattir. Zaman ile insan öyle mu- zık bir daire içinde dolaşmağa başlarken ancak civarındakilerin kaşını, gözünü, başı giydiğini, etva rındaki tenevvüü tenkit edebilecek kadar durbinlik gösterir. Bizde â- kilâne bir temkin ile “nene lâzım işine bak,, derler. Beyle bir tabir işsiz gevezeler hakkında mu- sip iken ekseriyetle, yanlış olarak, vazifesini yapan adam hakkında kullanılır, Ahmet Ri Beyi hiç sevmi- venlerden bi de Rahmi Beydi. İahmi Bey'tabsil için Kvrüpaya kaçmıştı. Bir müddet Pariste kal- mış, ondan sonra Cenevreye git- mişti, Oradan sık sık doktor Nazım Beyle mektuplaşıyordu. Ahmet Ri- za Beyin cemiyete reis olması ve cemiyeti (La Haye)de temsil et- mesi hakkında Mrurdaki İttihat ve Terakki ( şubesinden gelen bir tekliften bahseden doktor Nazım Rahmi Bey tarafından verilen ce- vapta deniliyordu ki: “Mektubunda bir (o cümle beui kızdırdı. Birader, sana yüz kere, bin kere tekrar ettim ki Riza reis olacak adam değil! Mevcutların hepsinden iyidir, kimse onunla re- kabet edemez. Bunları tasdik ede- rim, fakat Riza da bu cemiyete ri yaset edemez. Binaenaleyh (cemi yet umuru Rizanın uhdesine bıra- kılmalıdır) sözü fazla, daha-doğ- rusu hakikate pek uzak bir sözdür. Mektubunu biraz tenkit etmek is- tiyorum. Evvelâ şunu (söyliyeyim ki bir insan iyi bellediği bir adama haki- kt inden ziyade bir kıy. met verir ve onun lehine ne söyle. nirse memnuniyetle dinler ve senin gibi onun şöhretine de hizmet eder, Fakat senin derecene varmış ne de mek olduğunu anlayamadım. Mek. tubunun üçüncü sayfasını birisi okusada bunları Nazım yazmış de- se, kabil değil beni inandıramazdı. — Bitmedi — ( ECNEBi MATBUATINDA OKUDUKLARIMIZ | “ Nevyork Herald ” dan: Nevyork Herald gâzetesi başma - kalesini Filipin adaları istiklâlinin bir cephesine tahsis etmiştir. Bu gazete diyor ki Adanın siyasi rüosam deruhte et - meleri lâzım gelen ağır mesuliyetler dolayısile ve son zamanlarda Japon - yanın şarka nizamın muhafazasına Git olup halkı endişeye düşürmüş olan beyanatı sebebile telâş içindedirler. Bu gazete Filipindeki vaziyetten mü- tevellit mesuliyeti kongreye atfede » rek diyor hi: Filipin adaları halkının felâketleri şundan ileri geli; Siyasi rüesa, iyet ve istiklölin iltizam eylemediği mesuliyetleri tas - rih etmeksizin halkı istiklâl fikrine doğru sevketmişlerdir. “ Journal ” dan : Journal gazetesi bir makalesinde Almanyanın harp bütçesini mevzuu bahsederek diyor ki: Yalnız Reischswehr'in bütçesi 4 milyar İrangı geçmektedir İşte Al - manyanın muahedelerin tesbit ettiği 100.000 askerden çok fazlasını besle diğini bu isbat eder, Belki bu para - MILLIYEY PAZAR 29 NISAN 1934 M. Muşanofun seyahati Bulgaristanın misaka girmemesi için elinden geleni sarfettiği görülüyor Temps gazetesinin Roma muhabiri M. Muşano- fun seyahatlerinin manasını izah ediyor PEŞTE, 28. A.A. — Bulgar Başve- kili M. Muşanof dün gece operanın ga- la müsameresinde hazır bulunduktan sonra başvekil M. Gömböş ile yemek yemiş ve gece yarısı Sofyaya hareket et- li tasyonda başvekâlet müsteşarı ile hariciye nazırı M. Kanya, ticaret na- zırı M. Fabinyi ve diğer bir çok zevat tarafından ştur. BELGRAT, 28. A.A. — Havas A- jansı muhabirinden : Selâhiyettar bir membadan bildirildiğine göre, Yugoslav ya hariciye nazırı M. Yevtiç Sofyada M, MuşanofPu ziyaret edip Bükreş 'te küçük itilâf konferansına iştirâk ettk- ten sonra, haziran bidayetinde Paris'e gidecektir. PARIS, 28 .A.A. — Tan gazet sinin Roma muhabiri diyor ki : Muşanofla M. Mussolini arasındaki çok samimi mülâkatta muhtelif mesele ler arasında Balkan misakından müte- vellit vaziyetin dikkatli bir tetkika mev- zu teşkil ettiği kuvvetle o muhtemeldir. Malümdur ki Bulgaristanın mi. işti. büyük mem bu Italyan te- le tenkitlerile misaktan hosnutsuzluğu- nu tebarüz ettirmekte (tereddüt etme- miştir. Bulgaristanı misaka men için İtalyan diplomasi yi yaptığı görülüyor, Bu şerait altında İtalya-Bulgar münasebatının takviye 6- dildiği melhuzdur. Mamafih bu vakıa Balkanlarda vaziye- ti hiç bir suretle zehi iştir. Bir taraftan Fransanm Italya ve küçük iti- Tafla aftan İtalyanın o Fransa ve küçük itilâfla iyi münasebatı diğer raftan Bulgaristanın bütün komşularile bir sulh ve dostluk siyaseti takibindeki bilâkis bütün yarım adada bir huzura ve zihinleri teskkine yardım et mişlerdir. M. Muşanof bu hususta be yanatında halen Balkan milletleri ara- sında tezahür eden umumi hüsnüniyete işaret ederek Bulgaristanm komşularıla münasebatından bahsetmiş burada uzun bir itimatsızlık devresinden sonra Yu- ğoslavya ile Bulgaristanın derin bir mu- karenet ve itilâf arzusu ile müteharrik olduklarını, Romanya ve Yunanistanla deva meden mali müzskerelerin yakım da iyi neticeye varacakları ümidinde bu- lunduğunu söylemiştir. Bulgar nazırı ni- hayet Balkan misakmın Bulgaristan ta- rafından imza edilebilecek yeni ve wiu)- sabah bir şeklinde haberdar olmadığını ilâve etmiştir. Avrupa sulhu Rusya ile Almanya arasında bir proto- kolun imzası yüzünden çıkan hadise MOSKOVA, 28. A.A. — Tas Ajan. 41, Sovyet Rusyanın yeni bir sulh te- şebbüsü hakkında, o Almanyanm Mos- kova sefiri M. Nadolni ile hariciye ko- miseri M. Litvinof'un o beyanatını nsş- retmektedir. Tas Ajanır bu tebliğinde diyor ki ; * *28 Martta M. Litvinof, Sovyet hü- kümeti namına Alman bükümetine bir protokol imzasını teklif etmiştir, Bun- dan maksat cihan sulhunu ve hassatan şar Avrupa sulhunu tarsin etmek ve | ayni zamanda Almanya ile Sovyet Rus- ya arasındaki mümasebatı eyileştirmek- tir. Bu protokolda Sovyet Rusya ve Al manya harici şiyasetlerinde letlerini â i lili gerek doğrudan doğruy; layısiyle izrar edebilecek her tüğl reketten içtinap eylemeyi teahhüt ede- geklerdir. Mezkür protokol bu müsele i- le slâkadar olan diğer devletlere de &- çık bulundurulacaktır. Halbuki Almanyanın Moskova sefiri M. Nadolni 14 nisanda O M. Litvinof'a verdiği cevapta Alman hükümetinin bu teklifi reddettiğini bildirmiştir. M. Litvinof, Sovyet hükümeti namı- na 21 nisanda M. Nadolni'ye bir tebli- gatta bulunarak: Haydutlar “ Baltik protokolu hakkındaki tekli. fin Alman hükümeti tarafından retedi diğine dair vaki olan tebligatın: deri: bir teessür w; » ve şunları ilâ ”* Şar Mrupada pulun iii yeni bir i Avrupada sulhun ye, si barbinin başlangıcı olabilir ve ber halde olacaktır da. Sulhun idamesi endişesiyle hareket eden Sovyet Rusya sulh eserine Avrupanın bu kısmında bü. yük bir ehemmiyet atfetmek mecburiye- tindedir. M. Litvinof bundan sonra şunları ilâ- ve etmektedir 3 Sovyet - Almanya gerginliğinin sebepleri kâfi derecede Al- man hükümetinin malümudur. Ben mez- kör teklifi işbu gerginliğin izalesine bir çare olmak üzre yaptım. Bu teklif yalnız Sovyet Rusya için değil bütün dünya i- çin her hangi bir nutuk veya beyanat- tan fazla kanaat verici mahiyettedir. Maatteessüf bu teklif Alman hükümeti tarafından redolunmuştur, hem de ka- naat verici bir sebep ileri sürülmeksizin.” Sovyet hükümeti iki memleket | ara- sındaki münasebetin iyileşmesi ve mü. tekabil itimadın tarsini neticelerini ve- rebilecek mahiyette Alman hükümetinin yapacağı her türlü müsbet (teklifi ha. yırhahlıkla tetkike daima amadedir. de- mektedir. Dramad usak Amerikada hapisaneden Kadın ve erkek ameleler nasıl kaçıyorlar? CHESTER, 28.A.A. — Klincis — A- werikanın daima serazatlığa susamış 0- lan haydutları, pek o kadar herkesin ya- pamıyacağı muhtelif çarelerle başvura- Tak kaçmak yolunu buluyorlar. Meselâ, sane elbisesi olduğu halde nehrin öbir ya kasında görüsmüştür. Bu iki adam, ne- birde bir sandal bulmuşlar ve gaybubet- leri hapi: anlaşılmadan evvel öbir sahile geçmeye muvaffak olmuşlardır. nin mühüm bir kısmının , esmer ordu ya (yani Naziste teşkilâta) sarfedil - diğini iddia edenler olabilir, Fakat al danmayınız, bunların kendilerine mah sus bütçeleri vardır. Ve bir buçuk mil yara baliğ olan bu bütçe gayet müte - vasi bir şekilde “yardım” namile tev- sim edilmiştir. Demek kara ordusu bu sene 6 milyar frangını bel'edecektir. Bahri kuvvetlerin masraflarına ge lince, burada mevcut gemiler için 120 milyon ve yeni gemiler inşası için 600 milyon konulmuştur. Bundan başka Bir mühimmat faslı daha vardır. Bu - rada torpil imalâtı içi, zedilmişti, dost İngilizleri alâkadar edecel lerdir? — ve Fakat bütün rekorlar hava bütçe- sile kırılmıştır. Bu bütçe dün hiç bir şeydi. Bugün 1,220 milyondur. Hitler Almanyasını idare edenleroin, Alman ya ticari zaruretler ve spor dolayısi « le tayyareciliği takviye ediyor ve yer İerine rağmen bu vaziyetin yakında Paris için olduğu hadar Londra ve Ro ma için de doğrudan dogrdya bir teh lihe teşkil ettiğiine başka bir delil a - ranır mu? Fransa, imdat işaretini verirken bir bir hadise çıkardılar ATİNA, 28 (Milliyet) — Dra- madan verilen telgraf haberlerine göre Mihalidisin tütün ambarla- rında çalışmakta olan erkek ve kadınlar ücretlerin tezyidini iste - mişler ve fabrikalardan dışarı çık- mamışlardır. Jandarma neferleri kendilerini çıkmağa davet etmişler fakat bil. âhara kapıları kırmağa mecbur ol- muşlardır. Bu karışıklık esnasında 12 er- kek ve kadın işçi yaralanmıştır. Elebaşıları tevkif edilmiştir. defa daha sulh davasına büyük bir hizmet ifa etmiştir. “ Evening Standard” dan : Evening Standard gazetesi Gönöral Fuller'in imzası altında bir makale neşretmiştir. Bu makalenin başlıca parçalarını aşağı dercediyoruz: Benim gördüğüme nazaran tehlike Rhin'in şarkında değil, belki garbın: dadır. Fransa kuvvetli bir surette si - lâhlanmıştır. Fakat eğer ben bir Fran sız olsam Fransız ordusunun bir tek silâhının imhasına karşı şiddetle mu- halefet ederim. Bugünkü Fransız mü essesat siyasiyesinin sun'i vaziyeti ma lâm olduğundan Almanya Fransaya harşı bir faikiyet sebebini haizdir. Bu sebep en sağlam istihkakların ve en kuvvetli orduların temin ettiği fa- idelerden daha çok mühimdir. Alman yanın faikiyetini bugünkü hükümet şekline medyundur. Almanya gibi, efhârı umumiyenin tamamen hükümet kontrolu altında bu lunan bir memlekette sivil ahaliye ya pılacak bir taarruz, Fransa gibi sulh zamanında olduğu gibi, harp zama - nd ada hükümeti devirebilecek bir efkârı umumiyeye malik olan demok ratik memlekette yapılacak taarruz- “dan daha az ehemmiyeti haiz olabi « 'HARİCİ HABERLERİ münasebatındaki | | | LE) i Bütçe encümeni elektirik istihlâ iliğine v vergisi lâyihasını kabul etti İ ANKARA, 28 (Telefonla) — Bütçe encümeni varidat kanu | bütçeler üzerinde tetkikatını ikmaletmek üzere yarından “tibaren den evvelleri de toplanmağa karar vermiştir. Encümen bu akşas vakte kadar çalışmış ve elektrikten alınacak istihlâk vergisi lâ nı müzakere ve kabul etmiştir. Sanayide kullanılan kuvve! muha den kilo başına alınacak bir kuruşun tramvaylara da teşmil olu, hükümetin encümence verdiği izahattan anlaşılmış ve lâyihada bu ta tasrih edilmistir. Memleketimizde tramvay 1933 de on bir kilovat elektrik ( sarfetmişlerdir. Şehir meclisinin içtimaı için ANKARA, 28 (Telefonla) — İstanbul belediye meclisinin f. lâde içtimaa daveti hakkında Dahiliye vekâleti bu hafta içinde İsl bula teblizat yapacaktır. Yunan mebusları trenlerimizd: meccanen seyahat edecekler ANKARA, 28 (Telefonla) — Burdur mebusu Mustafa Şerefi parta mebusu MükerremBeyler Yunan mebuslarının Devlet demi: larında meccanen seyahat edebilmeleri hakkında Meclise bir Hifündü: bauisesştsir. Gayri mübadillere I mayısta 9 m . : a yon liralık bono tevzi edilebeki ANKARA, 28 (Telefonla) — Maliye vekâleti 1 Mayıstan itil Gayrimübadillere yüzde yirmli beş nisbetinde bono tevziatına başlı sı için İstanbul valiliğine emir vernliştir. Tevzi edilecek bonolar yon liradır. Nakdi tevziata gelince; Vekâlet henüz bir karar beraber Mayıs ortalarında yüzde yarım veya bir nisbetinde yapılabileceği tahmi nolunmaktadır. Almanlarla ticoret itilâfı bir - ... mayısta meriyete giriyor ANKARA, 28 (Telefonla) — Almanlarla yapılan yeni &icarı lâf 1 Mayısta altı ay için mevki meriyete girecektir. Bu itilâf ce mevcut serbest tthal listelerine zamimeten bir kısım eşya daha best olarak ithaline müsaade edilebilecek bir kısım malların tahdi len kontenjanlar dahilinde ithali için bir cetvel kabul edilecek Mayıs 1930 tarihli Ticaret muahed esine bağlı B listesi yeni bir list tebdil edilecek ve Fransızlara verilmiş olan tenzilâtlı tarife sist ay için Almanlara karşı da konsol'ite edilecektir. Macaristanla yeni itilâfname ANKARA; 28 (Telefonla) — Macaristanla 30 Nisanda müt bitecek ticaret itilâfnamesinin yerine kaim olmak üzere yeni bir â name imzalanmıştır. İtilâfname 6 ay için muteber olacaktır. İtilâf ye göre bazı Macar eşyası memleketimize serbest girecek ve bir İ eşya Gi tahsis edilmiş olan kontenjan hükümleri dahilinde ithal | nacaktır. , İngiliz kupasını kim kazandı LONDRA, 28 (Hususi) —- Ven Bley stadında kralın ve 123 bin| şilik bir seyirci kütlesinin huzurunda Mançester Siti ile ile Port Ei arasında İngiliz kupası maçı yapıldı. Mançester Siti bire karşı il maçı kazandı ve İngiltere kupasını aldı, M. Kondilis “Ankarada dört Gün kalacak ATİNA, 28 (Milliyet) — Ha- ber aldığıma göre per: gü; nü Ankaraya müteveccihen bu - radan hareket edecek olan Har - biye nazırı Mösyö Kondilise u - mum erkânı harbiye reisinden maa da erkânı harbiyenin ikinci ve ü- çüncü kalemlerinden yüksek za - bitler ve hariciye nezareti siyasi kalem müdürü Mösyö Rostisi re- a Hükümetle liderler ai sındaki müzakerele ATİNA, 28 (Milliyet) — kümet rücsası ile muhalefet derleri arasındaki müzakerati hiç bir tebeddül kaydolunmal tr, Hariciye nazırı Mönyö r| simos bâşvekil Mösyö konuştuktan sonra, ali yö Papanastasyuya, o hüküm anlaşmak için zabitann terfi selesini, şart koştuğunu fakat edecektir. miştir. i Mösyö Kondilis Ankarada dört Mutavassıt rolünü ifa edö gün kalacaktır. Papanastasyu, muhalefetin * hiç bir ricatte bulunamı ve ihdas olunacak vaziyetten yı hiç bir mesuliyet kabul diğini beyan etmiştir. Mösyö Venizelos gi muhalefetle hükümet cereyan etmekte olan müzak lerin hitam bulmuş olduğun"! lemiştir. xd Harbiye nazırı Mösyö Jis te zabitanın tefiini arzU zabitlere hoş görünmek i den bu meselenin diğer m dan ayrılmasına imkân ğını beyan etmiştir. Hükümet muhalefette" şuh eden haberlere na3i zümre arasında bir itilâf muştur. Fakat hükümet, fetin daha fazla fedakâr ması'için ufak tefek bazi “© lât göstermektedir. Tayyareci kadın HALEP , 28 (A-A.) — Tay - yareci kadın Mary Hilie dün bu- raya gelmiş ve bir saat kaldıktan sonra Atinaya uçmuştur. a lir. Fransanın bugünkü müşküldtı ta- mamile ortadan kaldırması lâzımdır. Çünkü zayıf bir hükümet, sulh, i €n tesirli havai tehditlerden daha yük bir tehlikedir. Niyus Kronikl'den Uzak şark vaziyetini mütalea eden “Niyas Kronik?” gazetesi, Japonya- nın vaziyeti en eyi şekilde tefsir edil- se, bile kabul edildiği takdirde bunun tam bir keşmekeş teşkil edeceğini yazmakta ve şunları ilâve etmektedir. .— Japonyanen itirazları sadece Çin- deki silak satışına inhisar ederse, bu | itirazlar haksız olur. Silah ticareti fe | na birşey olsa bile zaif bir memleketi kendini müdafaaya i olacak bir ir, Fakat Japon- yanın itirazları ile örtülmek istenen hakikat bundan daha ağırdır. ini faza etmektedir. İnsani hisler berta- raf, eyi bir müşterimiz olması için Çi- in salk sökün ve refah icinde olma- büyük bir kısmında metan sına ihtiyacımız vardır. Halbuki bu | refah: biz nekadar istiyorsak, Japon- | ya okadar bundan yon.