28 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ Ayın tarihi ,, Matbuat umum müdürlüğü ta- rafından çıkarılan Aym tarihi'ni görünce bir sevinç ve hayranlık hissi duymamak kabil değil: 450 dolgun sayıfa, iyi bir kâğıt; hem bütün bunlar yalnız 50 kuruşa. İn- sanın bu güzel kitabı o okşıyacağı geliyor... Maddi şeklinin güzelliklerin - den bahsetmekle başlayışrm içini beğenmediğimi söylemek için de - ğildir. Vakıa mündericat hakkında bazı “röserve,, ler yapacağım; fa- kat itirazlarım muhteviyatma de - gil, kendine çizdiği hudutlara dair olacak. Eski Ayın tarihi, bir dereceye kadar Amerikalıların Current his- tory” sini andırırdı dece ka toplamakla iktifa etmez, gü - nün meselelerine dair — bittabi hiç bir hususi dava gözetmeden — sintetik makaleler de neşrederdi. Yeni şekilde bu ün terke- dilmiş, kariin gö vesika. lar ve “akisler,, ismi altında yerli ve ecnebi muhtelif gazetelerden a- lınmış makaleler, ham madde gibi yığılıvermiş. Bunun içindir ki A- yın tarihi, bir ay içinde geçen va- kalara toplu bir bakıştan ziyade bir dosye hissini veriyor. Bu elbette ki çok faydalı ve hat- tâ lüzumlu bir şeydir. Her memle- ketin, hattâ kendi memleketimizin zündelik gazetelerinin hepsini göz den geçirmeğe imkân yoktur, son- ra gündelik gazetelerin koleksiyon- larını karıştırmak çok zahmetli iştir; bunların gerek makaleleri- nin, gerek havadislerinin birer fih- ristini çıkarmak da imkâçız bir çey olacak ki şimdiye kadar hiç bir yazete buna ir. (Yapıl- muşsa bile ben bilmiyorum). Ayın tarihi gibi neşriyatm bir kere bu- n faydalı olduğu muhak. kaktır. Tarihçiye, bilhassa yarınm tarihçisine çok büyük iyilik etmiş olurlar, Ayın tarihi'nde muhtelif memleketlere ait havadisler biri- birinden vuzuhla ayrılmış, hepsi i- yi takip olunabiliyor. Siyasi ve iç- timai vakayi labyrinthe'inde kıy- metli bir fil d'Ariane. Sentetik makalelerden kaçış bel- ki tam bir bitaraflık göstermek ar- zusu iledir. Fakat bitaraflık daima fikrin, ayırcı, tasnif edici fikrin, toptan gören aklin bir gayretidir. b4 bitaraflığı nazaridir; Bir meseleye dair bütün vesikala- rı bir araya toplamak kabil olursa belki buna vasıl olunur. Ama ka- bil mi ? Nihayet hemen hemen her mesele biribirine bağlı değil mi- dir? Bir mecmuanın kendi muhar- rirlerine hiç bir fikir ila den a her yamak tümesi kabil da fransızca sevimli Lr aacmuası her hafta ispat ediyor. İstatistiklerin belagati gibi ilm ların bitaraflığı da bir vehimden başka bir şey değildir. Bunun için- dir ki Ayın tarihi'nde sentetik ma- kaleler usulüne avdet bence hayır- k olacaktır. Ayın tarihi, tekrar ediyorum, bu hâli ile de çok muvaffakiyetli bir eserdir. Si vakayiin bir dosye- si olmak itibarile im ku» sursuz ve meşelâ fransızca Le mois'dan çok daha tamam, Ayıri tarihi'nin yalnız siyasi ha- diselerle iktifa etmesi de bence doğru değil. Vakıa “ ayın kültür li bir kısmı da var; fakat bu kısım küllün içinde Milliyet'in edebi tefrikası: 61 KANLISIR — Mesele çıkarmıya değmez... Şimdilik şampanya, diyelim. İleri- de başka şeye de tahvil edebiliriz. Ve zarları atacaktı; Sırrı Nev - res, nezaketle elini uzattı: — Müsaade eder misiniz? Şerif Baki, tekrar kulaklarıma kadar kızarmıştı: — Affedersiniz, unuttum. Zavallı avukat, mağlübiyeti unutmuştu. Ve gene mağlüp ola - caktır. Artık bu heyecanlı maç, gözle - rimde bütün kıymet ve ehemmiye- tini kaybetmişti. Avukat Şerif Ba- ki, gene mağlüp olacaktı; Sırrı Nev res'e mağlüp olmıya mahkümdu! Sırrı Nevres, etrafında uyandır- dığı sempatinin gururile göğsünü gererek oyuna başlamıştı. Şerif Baki, mezbuhane bir dik- kat ve ateşle oynuyordu. Halim Siret: — Bu, zar oyunudur, zor oyunu” değil... Demişti. Hayır, buna inanmiyo- Hamur işi.. Geçen gün gazetelerin birinde şu başlık altında bir haber gözüme ilişti: “Buğday ve un sarfiyatımızı arttırmalıyız!,, Buğday ve un sarfiyatı nasıl ar- tar? Tabü bol bol hamur işi ye - mekle... Artık gelsin baklava, gel sin börek.. Gelsin makarna. Derken tabii, hepimiz şiştikçe şişiyoruz. Yüz kiloluklar, git gide öyle çoğalıyor ki, bir adama şiş - man demek için en aşağı yüz elli kiloluk olmasını bekliyoruz. Tramvay sahanlıkları içine üç yolcu girince kondüktör bağırıyor: — Çek vatman... araba dolda!, Vapurlarda, hamale ağırlığın - dan sık sık kazalar baş gösteriyor- sada hiç bir tehlike şişmanlık cere- yanının kuvvetlenmesine mani ol- muyor. » Doktorlar, © geniş mikyasta bir hamur işi propagandasına girişi - yorlar. Mazhar Osman Bey sık sık: — Ey ahali, semiriniz! nasihati ile başlıyan konferanslar veriyor. Fahrettin Kerim Bey, insanı şiş - manlattığı için, bazı içkilerin, az miktarda alınmasına müsaade edi- yor. Sokaklarda “Bir dirhem et, bin ayıp örter!,, kabilinden o afişlere raslıyoruz. Azâde Selim Sırrı Hanımefendi, talebesini o sporla (o zayıflatmak- tan vazgeçiyor. Birçok | yerlerde şişmanlık için kurslar açılıyor. Ekmek sarfiyatı o kadar çoğa- İeyor ki, fırınlar ekmek yetiştire- mez oluyorlar. Pastacı dükkânları önünde, halk içeri girmek için nö- bet bekliyor. Ve daha kim bilir, neler neler 0- luyor. Yalnız merak ettiğim * bir şey var; Acaba hanımlarımız, o za - man da, ellerinin hamurile erkek işine karışmakta bugünkü kadar ileri gidecekler mi? M. SALAHADDİN NİŞAN MERASİMİ Emiroğlu Ziya Beyin kerimesi Nuriye Bimenent Hanım ile Kâzım Kığılcım Paşa oğlu Sefaret kâtip- lerinden Tevfik Kâzım Beyin Ni- şan merasiminin 26 Nisan 934 ta- rihinde icra edildiğini haber aldık. Tarafeyne saadetler temenni ede- riz. —— — bir sığıntı gibi diyor. Mese- lâ 2 inci numarada 448 sayıfanın ancak 32 sayıfası o buna ayrılmış. Hem bu kısım kültüra kelimesi en geniş manasında ku- rulmuş, bunda edebiyat, güzel ta- natlar,ilim ve teknik gibi demokra- tia hakkında münakaşalar da var. Kültüre bu kadar geniş bir mana verilmesine diyeceğim yok; bilâ- kis, çok iyi buluyorum. Fakat böy- le olunca o kısmın da genişlemesi lâzım değil mi? Bunları Ayın tarihi'ni neşretme- nin çek hayırlı bir hareket olduğu- bilkuvve olsun malik bulunduğu- nu sandığım için söylüyorum. Yok- sa bu 32 sayıfalık kültür kısmı da, şimdiye kadar hiç bir mecmuamız- da bulamadığımız derecede güzel ve zengindir. Nurullah ATA Yazan: Malımut YESARİ rum. Zarlar, Sırrı Nevres'in elinde oldukça inanmıyacağım!.. kl Sırrı Nevres, Halim Siret'in ge- dikli misafirlerinden oldu. Bunu, ben hoş görmüyorum... Doktor Nüzhet ( Süleyman da, garip garip düşünüyor... Ben de sormuyorum. Çünkü onun da zih- ninden ayni şeylerin geçtiğini kuv- vetle tahmin ediyorum. Sırrı Nevres'i köyden uzaklaştır. malı. .. Neşide'nin, sıhhati için bu- nu mecburi gi im, Yenilmiye mahküm olan Şerif Baki'nin tavla partileri, bu partile- rin neticesi olan kır | ziyafetleri; tozlu, bozuk yollarda © gezintiler, Neşide'yi yoruyor. Genç kızın ne- $esi yerinde... Fakat yüzü kan - sız. . Doktor da, endişeli endişeli bakıyor... uhabir mektupları Yalı çiftlikte bir mektep Bu şirin köyceğiz havası, suyu, manza- rası itibarile bir sanatoryom gibidir MUDANYA, (Mililyet) — Bu mektubumda her bucağı cennet- ten bir manzara arzeden güzel va- tanm küçük fakat o çok şirin bir parçası olan Yalı çiflikten bahse- deceğim. Keten dere boğazına a- mut geniş bir sırt üzerinde binler» ce dut ve zeytin ağaçlarının yeşil- likleri arasına o kurulmuş olan bu şirin köyceğiz, havası, suyu, şaha- ne manzarası bilhassa Bozburun la Kapıdağı yarım adasına sığınan Marmarayı kucaklamış bir vaziyet- te bulunması itibarile de bir sana- toryomdan farkedilmiyecek güzel- liktedir. Mudanya, Tirilya ve Karaca Bey kazalarının iltisak noktası teş- kil eden. yalı çiftlikte 150 han, bir mektep, bin de cami var; Köy» lü hariçten ge misafirlerini konaklamak için ayrıca bir de köy odası yaptırmış. Buraya ilk ayak bastığım zaman Vali Zeynelabidin kaymakam Salâhattin ve nahiye müdürü Kerim Beylerle karşılaş- tum. Kazayı teftişe çıkan Vali Bey bu mini mini köyceğizde gördüğü intizam ve mü iyetten mem- nuniyetle bahsediyor, Köyün idari teşkilâtı hakkında muhtara izahat veriyor, Köylü dayılarla samimi hasbihallerde bulunuyordu. Vaktile mübadil rumlara âit o- lan bugün şimdi Ustrumca ve harla bahsetmek istediğm kıymet- li şahsiyetlerden birid e köy mu- “alimi Hilmi Beydir. Tahsili emsa- İne nazaran daha yüksek olduğu- na şüphe etmediğim maari! sinin bu genç ve kıymetli zabiti, vaktile İstiklâl ER kahra- manları arasında uhdesine isabet eden sayılacak hizmetler görmüş bir kahramandır. Ben, şimdiki bu genç muallimin vatan müdafaasın- dan gösterdiği cesaret ve kahra- manlığı vaktile merhuh Ferik Der- viş Paşanın ağzından da (bizzat dinlemiş ve işitmiştim. Bunun için kendisile ilk defa bu sakin ve ten- ha muhitte karşılaştığım zaman doğrusu hayret © etmedim değil. Bütün âmirlerinin teveccüh ve mu habbetini kazanan, milli günleri- mizin kutlulandığı sıralanda ate- şin hitabelerile Mudanya afakını çınlatarak bol bol takdirler ve al- kışlar toplayan bu değerli hocanın 150 hanelik bir köyle vazife alma- sma onu bilen ve tanıyanların da benim gibi hayret edeceklerine şüphe edilmemelidir. Ben bunları bildiğim için hakikatin iç yüzünü öğrenmek merakından kurtulama- dım. Ve kendisinden istizahı key- İttihad dar gülerek, şakalaşarak oturup eğ lenmek güzel.. Kız gezintileri , gü- zel... Bütün bu güzelliklerin, güzel olmayan bir tarafı var: Sırrı Nev- resim daima aramızda bulunma - si. Onun mevcudiyeti, beni sıki - yor. Neşidenin zevklerine ve asa- bına tahakküm eden nüfuzu, beni korkutuyor. Neşide, Sırrı Nevre- sin meclisinden, sohbetinden, ar - kadaşlığından pek haz ediyor. Bu, hoş görüş, ileride tehlikeli bir şekil az mı? Sırrı Nevresi, köyden, köşk - ten uzaklaştırmalı, Fakat nasıl? Bunu, Sırrı Nev- res te hissetmemeli, Onun, zayıf taraflarmı bulmak lâzrm.. Kumar. la oyalayamam. Onun zevk aldı - ğı kumar şekline, benim sinirle - vetler müsavi olmadan girilen ya- rışlar, gülünçtür. Fakat param var.. Bu ane ka- dar, hayatta, parama, zenginli ğime güvenmek hatırıma, hayali - Neşide, belki hayatmdan mem - nun.. Fakat bu memnuniyet , bi- zi memnun edemiyor. Kotra sa - fası güzel.. Gece gec vakitlere ka- me gelmemişti. Paran, yadaki tanınmış ve bilinmiş bütün kuvvetlerin üs - tünde olduğunu şimdi kabul edi- Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanmda Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel. Beyoğlu : 4857. «gili» 1529 Cm fiyet etmek lüzumunu — hissettim. Hilmi Bey diyor ki: —Ben buraya sırf kendi iste- ğimle geldim. Vatanıma ve aziz millettaşlamıma faydalı hizmetler- de bulunmak benim için bir mefkü re halini almıştır. Gerçi, bu düşün- celerime ait tahakkukunun zama- na bağlı şeyler olduğunu bilmiyor değilim. Maamafih, iradesi sağ- lam, azmi kuvvetli olânlar için ise Bunun için ben de çalışacağım. Muvafafk olacağıma da emin bu- lunuyorum.,, dedi. Bu mütevazi köy o hocasından sonra bir kere de köylüyü dinle- mek benim için artık bir mesele halini almıştı. Köylü de hocalarm- dan çok memnun. Onun meziyet- levini anlata, anlata bitiremiyor- aor.. On sene evvel buraya iskân e- dilen ve ana lisandan ziyade Bul- garca konuşan bu köy halkından bugün yalnız bir kaç ihtiyarın ağ- zından ancak bulgarca kelime işi- tilebilir. Köylüyü temizliğe alış- tıran, onlara yeni harfleri öğret- mek için bütün gayretini sarfede- rek muvaffak olan köy ihtiyar he- yetlerine köy kanununun tatbiki şekillerini öğreten, köylüler arast- na tesanüt ve kardeşlik duyguları- nı aşılayan, İstiklâl harbi hatr- ralarından en | heyecanlı vekayii canlandırarak köylünün milli gu- rur ve heyecanlarını takviyeye ça- İışan bu idealist köy hocasının eriş mek istediği gayeye biran evvel da hil olacağına iman etmemek müm kün olmıyor. Binaenaleyh; mual ZU Bugünkü program ISTANBUL 18,15; Plâk neşriyatı. 18,45: Fransızca ders. 19,15: Anadolu ajansı, muhtelif neşriyat. 19.30 Türk musiki neşriyatı. (Tanbur mençe Fahire H, Ut Servet Bey. Fikret 20,15: Safiye Hanım sax grüpu tamamen rük, 21: Gör dektern Hakkı Hayrı Bey fından konferans. anadolu ajansı, 2130: Necip Yakup Bey örketra, VARŞOVA, 4S m. — Misahabe., 19,10: SEE meyriyat 25: İmgilimce konferan, 24-6; Hafif musikisi ve dana parçaları, BUDAPEŞTE,550m. 18: Müsahabe. 18,30: Polidor ve gramofon plâkları. 18,10; Oo Müsahal 19,0: İmre Maşyari Sizan takımı, 20,35: Harp za öl 20,50: Tiyatro opera orkestrası larafından konser, BÜKRESŞ, EE m. 13: Barsa, — Plâk. — Haberler. — Plâk. 17,15: Müsahabe. 18: Budüla orkestrası, 194 H » Budâla orkesiracının devamı. 20: Üniversite 2020; Plâk. 20,45: Konferans. 2 seri, 2120: Radyo . 2220; Radye orkestrası, 22,45. Prantısca ve almanca haberler. MİLANO, TORİNO, CENOVA, TRİYES- TE, FLORANSA, 18: Kadın santi, 18,10: Dans musiküri, 185: Haberler. 20,40: Plâk. Müsahaha, 2105: Plâk. 31as: Tela Varyete. 23, 34: Som haberler VIYANA, SI m ia 18,30: Hafif muniki. 19,20: Bir aylık dünya haberleri. 1945 Viyana erkek kor: 21081 Avusturya ler. 2020; Çarlı God HA MBURG3Zm, derinden konseri, Zi: İlk. Ren gecesi (dans müsi- rekağ, 23/20: Kolanya- BELGRAT,4m. 18.30: Dans plâkları, 19,55: 4Müsahabe. 20; Keman hı 2045: Rekli 23: Müsahabe, Mütenkibem &i ROMA, NAPOLİ, BARİ, 18,10: Orkestra konseri. — 1835: Haberler muhtelif inenler ex plâk. konseri, 22: Mir o- peret veya tiyatronun nakli, Müteaki- haberler. KONİSVUSTERHAUSEN, 1671 m. Kraşık hali Allah mamusla sin 2146: İtalyan — lim Hilmi Beyin bir vatan borcu ve milli bir aşktan başka bir mâ- nâda ifade edilemiyen bu hareketi minnet ve şükranla karşılanırken ayni kaza nahiyelerinden biri olan (Tirilyalıların da) doktor ve ebe te darikinde (Omüşkülât çekmeleri, memleketteki doktor fazlalığına rağmen İstanbulda ve diğer büyük şehirlerimizde işsizlikten şkâyet &den doktorlarımızdan bazılarının — yapılan teşebbüslere ademi te- nezzülle mukabele etmelerine mü- teessir ve müteessif olmamak kabil değil, Konser C.H. F. Şişli gençler | birliği orkestrası şefi Vahram Mühendis- yan efendi idaresinde dün öğle - den evel saat 11 de Fransız Tiyat- rosunda bir senfonik konser veril- fakiyetki olmuştur. , Milli yorum, Paramla muvaffak olaca - ğım.. : Maze ; Sırrı Nevres, o akşam trenile İstanbula dönecekti. Köşkten çı - karken; — Sırrı Bey, dedim. Ben de İs- tanbula ineceğim. Beraber gide - riz, olmaz mı? Sırrı Nevres, hayretle yüzüme bakıyordu: — Hayırola Beyefendi, böyle geç vakit, İstanbula inmek nere - den akimıza geldi? Manalı manalı güldüm: — Trende anlatırım, — Sırrı Nevres, derhal anla « mıştı, kurnazca göz kırptı: Alman © leri, 24 b e ki MATBUAT CEMİYETİ MERKEİ haber iküni. araları, tana Kelonyadan naklen: D: İttihaz edilmek üzere: TAKSİM ŞİŞHANE KARAKOL TÜNEL arasındaki cadde ve yak sokaklar SATILIK BİNA veya ARSASI OLANLAR ile böyle Acaba, samimiyetten mi şüp - helenmişti? Onun şüphesine al - dırmıyorum. Verdiğim karar kat'i idi, doğruca neticeye yürüyor « dum. — Ben, başkaları gibi m ürai değilimdir, Sırrı Bey! ve açık ko nuşurum. Bazıları paralarını, re « fahlarını inkâr ederler, adeta ağ - larlar. Bir kabahat işliyorlarmış gi bi gezip eğlenmelerini saklarlar, Ben, itiraf etmekten © çekinmem. Param var. Aşağı yukarı zengin sayılırım. Bunu, neye saklamalı? Sonra üstelik bekârım da... Yen- gemden de miras kalacak. Çolu - ğum çocuğum yok. Ben, bu pa - rayi kime bırakacağım? Dünyada Huvardalığınız tuttu gali - — Ihtiyarların huvardalığın - dan ne olacak! Bizimkisi, gün çal mak, azizim! — Kendinize iftira etmeyi - niz! — Trende, karşılıklı oturmuş- tuk, Bir sır ifşa eden bir tavırla ona eğildim; Köy hayatından bıktım mr, ara sıra kaçamaklar yaparım! Sırrı Nevres, benim daha zi yade açilmamı iyormuş cevap vermiyor, sadece başını sal. layordu. > kimsem yok. İsraf derecesinde ye- sem, ömrümün kalan senelerinde gene parasız kalmam. Rica ede - rim, gezmek, eğlenmek hakkım de gil mi? Sırrı Nevres, bütün soğuk kan- kılığına rağmen içini çekti. O da - kikada Sırrı Nevrese acıdım. Para- Yi seven, para yemesini bilen, mara ve sefahata düşkün hari gencin, bu hüsranını pek tabi dum, Eğer hayatta, mutlak ka - nunlar, mutlak hakikatler, mutlak haklar olsaydı, benim sahip oldu- ğum paranın, Sırrı Nevrese intikal etmesi icap ederdi egim edebilecek MİMAR yazı ile 20 Nisana miştir. Konser fevkalâde muvaf- | Ankara caddesi Orhan Bey Hanı adresi! Istanbul Matbuat Cemiyetini Müracaatları rica olunmaktadır. A 7 009 a 20 Şirketi Hayriyeden: | Boğaziçi vapurlarına mahsus İlkbahar tarif z Mayısın birinci Salı günü sabahından itibaren tatbik Tarifeler gişelerde satılmaktadır. (16093) “Milliyet” in fransızca mü olan «İL Turgulei gaz bonpzanlarma gösterdiği suhu La Turguie Türkiye ve , EeP. memleketlerindeki abonelerine? hizmet ve kolaylık olmak ÜS faideli bir teşebbüste buluna! gerek Türkiye ve gerekse “Ec memleketlerdeki tüccar, i yoncu, ithalât ve ihracat tüces'. fabril , san'atkâr ve N yenleri birbirine tanıtmak ve bında abonelerine büyük tic! hanelerin, tanınmış (firm Doktor, Avukat, otel, plâj, umumi bahçe ve sair büyük V€ ruf mahalleri bildirmek üzere, sütün açıyor. Bu sütunda İsti vilâyetler ve ecnebi memlek: ilânları mecei neşredilecektir. Bu adres ilân ie müracaat maksatlarının leceklerdir. Bu maksatla len ilânların dört beş © satırı vüz etmemesi lâzımdır. Her lık abonenin ilânı üç defa lıklık abonenin dokuz defa lık abonenin yirmi defa lanacaktır. Gönderilen — ilâ abone numarasının bildiril” her tekerrür için de (2) ku gönderilmesi lâzımdır. La Turguie abone fiyatlar Türkiye için Ecnebi memlekef! Lira Kr, Müddet Ay — — gl Müddet Ay 3 içlerinde çi 3 ' i 4 sl i 2 ; 5 r Onun asızlığı ki benim zenginliğim mi b “o Zevksiz, yahut zevkleri d sit, durgun hisli bir ihti 1 raya ne ihtiyacı olabilir? 5 Onun para ile elde ““f |, ceği her şey, tabiatin Mar karşı bir kakahat, bir ki n» yıp, hattâ bir cinayet deği dö 4, Bir gencin, açlıktan sü dd bir kadını, bir ihtiyar refi kı vesine eriştirirse gene b bir kabahat, bir cinayet Para kuvveti, demek “#4, kanunlarma hakaret sa Sırrı Nevres, belki bir gifi hi te bulunmuş olmak içim “ÖŞMÜ sö cigara paketini ni çe rem “5 — Bir şey söyles <3 — Sırrı Nevres, başile gifi le ederek kibriti aldı, ci Te tiz pı — Haklısınız, beye tij ka ne diyeyim? ye ha — Beni, tayip ik. nuz ya? Li — Sırrı Nevres, tekere Si şa kanlılığını ele almıştı: . ş Biği da — Niye tayip eleyin iii da tayip edilecek De di ranızı, dilediğiniz gibi Yö niz. Buna kim karışır? © gif demeğe hakkı olabilir?

Bu sayıdan diğer sayfalar: