28 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

28 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a vİ Sikılmadıktan sonral.. Haftanın yazısı Bu yazımın ismine haftanın ya- zısı yerine zamanın” yazısı desem daha manalı olurdu. Efendim! Zaman acaip! G. mek güçleşti. Ekmek arslanın ağ- zında. Hayat şöyle müşkül, böyle müşkül! Diye bir sürü lâf söyleni- yor, sakız çiğneniyor ama doğru- sunu söyliyeyim mi? bütün bunlar, sizin, benim gibi — beceriksizlerin beynamaz özrü kabilinden kendile rine ve beceriksizliklerine bulduk- ları mazeretlerden ibaret. Başka bir kıymetli yok! Eğer dendiği gi- bi ekmek arslanın ağzında olsa ke- dinin ağzından bile ekmek almaya- cesaret edemiyecek nice ennilerin ktan karagöz göstermeliğine İlini İâzimgelirdi.. Halbuki böylelerinden bir çoğunu ferih fa- hur yaşar ve önüne < geleni avurt savart eder görüyorum. Eh! Bunların da bir yaşama sır- ları vardır değil mi? İşte ben bu: nu merak ettim ve bir ufak tetkik , Tetkik seyahati değil. Çür- hü (tetkik seyahati) denilen şey, meselâ kadın budu gibi sözile ma: | , Bir Kaç senedir A nası arasında hiç münasebet olmı- yan bir ifadedir. Nasıl kadın budu denince hanımın budunu anlama- | yıp mahut köfteyi anlıyorsak (tet- kik seyahati) denince de köfte ne- vinden bir nimet anlamamız lâzım- dır. İpin ucunu kaçırmıyalım: Evet! Bir takım ne idüği belirsiz, ipsiz sapsız adamların sizden, en iyi geçindiklerini merak edin bun- ların hayat menbaları hakkında bir ufak tetkik yaptım. Ve şu neti- <eye vardım; İnsan sıkılmadıktar sonra, gül Bibi geçinir.,, (Buradaki (sıkılmak), utanmak | manasınadır. Sıkı üşmek ma- m değil ıkıntıya düşme etâ yeni keşfettim bu eski hakikoti ifade etmek üzere bir ik- i Vecize olarak; J arı yazdınp öteye beri- ye 2 faydalı olur Meemtinie s 5 #asen bu derin ve iktisadi ese ii eskiler bizden çok daha dilime Meri için taaa avam “Sıkılma pazara, mideyi Bozar.,, Sözünü — salmışlar. Ama bizim safderun babalarımız bunu bize da- Ypa utanmanın lüzumu sırasında dike; ama vasıtası olarak söyle- nl in bu sözün asıl manası van “insan sıkılırsa iş midesine te- A. mr yani maişeti bozular., fefhumunu tamamen ihmal et! EE Halbuki işte yukarıda bahset- ei açık gözler bunu asıl mana- Yen lamışlar ve tatbik ediyorlar. ani ulanmayı ortadan kaldırınca Hayatlarını bal gibi kazanıyorlar. Li bugün bunlardan birinin tat- Tri ettiği çok kıyak bir usulü hü- sa olarak anlatacağım: Meteliktiz bir adam.. Haftada Deya on beş günde bir çıkmak üz- re gayri siyasi bir gazete imtiyazı alıyor. Bunun masrafı falan yoktur. * Meselâ (haftalık alış veriş gazete- si.) Bir de yazıhane tutuyor. Tak- sitle veya kira ile bir yazıhane ta- kımı da tedarik ediyor; gazetelere de bir ilân veriyor: “Ayda 40 - 100 lira maaşla me- murlar aranmaktadır. Posta kutu- su xxx adresine müracaat - fotoğ- raf gönderilmesi müreccaktır.,, Bu sırada böyle ilânları görüp te aldırmayan olur mu?.. Yüzlerce mektup geliyor. Bu mektuplar açi lıyor. R. esimlere — bakılıyor. Şekli ve şemali itibarile safderun ve pı- sırık olanlardan evvelâ iki üç tane, si, adreslerine mektup yazılarak şağrılıyor.. Bu adamlarla şöyle bir muhavere geçiyor: — Sızı idarehanemize memur olarak alacağız. Şimdilik aylığınız 40 lira olacak, Lâkin siz bize 500 liralık bir teminat göstermelisiniz. — Efendim! Kayınvaldemin evi var, Onu teminat olarak gösteririm. Emlâk habul etmek nizamna- memize mugayirdir. Nakit isteriz. Vallah nakit param yok efen Ne ismet değilm Bu adam ya çekilip gidiyor. Ya- hut kayınvaldesinin evini rehin e- diyor, elinde avucunda ne var ne yok topluyor, 500 lira yapıyor ve götürüp (haftalık alış veriş güzete- #i) kasasına yatırıyor. Eline bu parayı aldıklarına dair bir de mak- s2 veriyorlar. İşede | başlıyor. Böyle teminatlı işe başlıyan üç kişi | sermaye bulun- | olunca gazeteye m iin? e : ve oluyor, Birinci ve ik'nci nüz- arı çıkıyor. Yeni memurlar, a- | ei li e yerler ve ikinci üzeri daha alınıyor sığ Z cikti İ edemiyecektir. Bu sebepten kalite- İş bankası Galata şubesi pazartesi günü açılacak İş Bankasınm Galata şubesi pa- zartesi günü açılacaktır. Açılma merasiminin saat dört buçukta ola- hakkında kadın ve erkek beş yüzü mülecaviz zevata davetname- İer gönderilmiştir. İstanbulda bu- | lunan İktisat Vekili Mahmut Celâl Bey de şubenin açılma merasimin- de bulunaacktır. Almanyaya halı ihracatımız Almanyaya hali ihracatımız a- | zalmaktadır. 928 de 2 milyon 864 bin marklık hali göndermiştik.Bu mikdar 929 da 5 küsur milyona | çıkmıştır. Ondan sonra düşmeğe başlamıştır. 933 te gönderdiği- miz halılar ancak 257 bin markı bulmuştur. Ceviz kütüğü yerine meşe Bir kaç senedir Almanyaya mü- kütüğü gön- deriyorduk. Almanlar ceviz kütü- ğü yerine şimdi meşe kullanmağa başlamışlardır. Fakat Almanyada- ki meşe mikdarı ihtiyaca kifayet si iyi ecnebi vardır. Almanyaya amyant ihracatı Son zamanlarda memleketi « mizden Almanyaya amyant ihra- &ı için bazı teşebbüsler vazolmuş- tur. Almanya her sene © oldukça mühim nisbetlerde ham amyant ithal etmek mecburiyetindedir. An cak kalitesi en iyi mallardan mü- hayaat yapılmaktadır. Almanyadaki Türk ticaret © - dasının yaptığı temaslarda iyi ka- liteden amyant satacak Türk ta - bir zemin hazır- meşelerine ihtiyacı cirlerine müsait lanmıştır. | | sine rağmen halen mevcut olan ve Zeytinyağ rekoltesi az Mevcut tahminlere göre bu se- neki cihan zeytin yağı rekoltesi takriben son on sene içindeki re- koltelerin en azı sayılmaktadır. Bundan dolayı İhracatın eskisi- se nisbetle bir derece gerileme - miktarları az zannedilen istok - larm kolayca, iyi fiatlarla ve er - kenc e elden (o çıkarılabilecekleri ümit olumuyor. Piyasanm son aylardaki hare - ketleri ve müşahedeler bu kanaa - ti kuvvetlendirmektedir. o Halen beynelmilel piyasada ihracatçıla - rin elinde az miktarda mal var - dır. RR ları, 300 ile 500 lira arasında deği şen teminat akçeleri dercip edili- yor. Fakat memurlara da haftalık - ları gayet muntazam veriliyor, Hat tâ bu ped. ekseri ai memar | sıralarda ya; ” teki feminmi öhçeleri yektni$ 5 bin lirayı buluyor. “O hafta çıkan gazetede hükümetin Nazarı dikkati mi çelbedecek tarzda siyasi bir ai edi zil) yazi ma iyor. Gazetenin imti- lan imtiyaz hududunu tecevi. ! den (Haftalık alış veriş gazetesi) | hükümet tarafaından kapatılıyor. Zaten gazete sahibinin de istediği bu. Vilâyetten kapanma emri ge- lir gelmez, memurları çağırıyor, kendilerine birer haftalık veriyor ve: — Gazetemiz hükümet tarafın- dan kapandı. artık maatteessül vücutlarınıza ihtiyaç kalmadı. Ne yapalım kısmet bu kadarmış, diyor. | Adamlar: Teminat Diye soruyorlar. — Paralarınız kaybolmaz. Mües | sesemizin borcudur. Lâkin bunları | size derhal tediye edemiyeceğiz. | Zira gazetemizin işlerine sarfet- | 5 Hükümet kapatmasaydı, | tabii böyle olmazdı. | Bu adamın alacak, haciz edecek | nesi var?.. Yazıhanedeki eşya kira | ile alınmış. Evindeki eşya karısının | üzerinde, ceza mahkemesine müra caat edemizsiniz. Senetle para al- mış, hukuk mahkemesine müraca- ate hacet yok çünkü borcunu inkâr akçelerimiz? | etmiyor. Âma verecek kudreti yok! Buna karşı akar sular durur fakat bir miktar gözyaşı akar. Şimdi burada bir Bu adamın vicdanı maz mı?, Hah! İşte mesele bü, Vicdanın sordurabilen herkes bu şekilde bir geçim yolu bulabilecek demektir, Lâkin gelgelelim, bu iş ker babayi; | Hitin kârı değildir. Ve bereket ver- sin ki böyledir. “ELEK İR HABERLERİ | Mahkemeler bir araya toplanıyor Şimdiye kadar muhtelit hakem mahkemesinde çalışmakta olan asliye birinci ve altıncı hukuk mahkemeleri dün yeni postahane bina - sında müddeiumumiliğin işgal etti ği kata taşınmıştır. Bu mahkeme - ler bugünden itibaren postahane b inasmda icrayi kazaya başlıyacak - tar, Ceza mahkemeleri de yakında , şimdi bulundukları , Sultanah - metteki Taş mektepten postahane binasma nakledilecektir. Dün Rober Kollej merede talebeler Sırat Köprüsü piyesini temsil etmişlerdir. talebesi bir müsamere vermişür. Bu müsa - Yukarı - daki resimde bu müsamerede Yol alan kız ve erkek talebeler görülmek- tedir, Gençler piy sin temsilinde cidden muvaffak olmuşlardır. Milyoner bir kadın Altı kadın arkadaşı ile beraber tayyareyle geldi Bir yolcu tayyaresi ile tenezzüh için seyahat eden Amerikalı Mis Moro ve altı kadın arkadaşı dün sabah Ankaradan Yeşilköye gel mişler ve Perapalas oteline inmiş- lerdir. Seyyahlar (o şehrimizde iki gün kalarak şehrin şayanı temaşa yerlerini ve o müzeleri gezecekler pazar sabahı gene tayyare ile Ati- naya hareket edeceklerdir. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Istanbul şehrinin plânı mese- lesi etrafında herkes bir müteles yürütüyor, Bunların başında, bil - hassa ecnebi mimarlar ve ecnebi mütehassıslar vardır. Geçenlerde bu mesele etrafında mütehassıs bir Franstzın, böyle 4a- löhiyetleri meşkük kimselerle mü- sabakaya girmeği kendisi için sül telâkki ettiğini yazmıştık. Şimdi de Ankara plânını yapan mimar Yânsen; “İstanbul galiba Ankaraya nazaran daha küçük bir şehir oli bul Belediyesi, İstanbulı tırmak için hükümet merkezinin plân- larını yapanlara müracaata lüzum gör. memiş ve daha küçük mimarlara mü- racaati tercih etmiş, diyor. Bu zevatın böyle apaçık mes - lektaşları hakkında beyanatta bu- lanmaları için her halde ciddi bir sebep olması lâzımdır. Bu sebebi, her halde alâkadar © makamatın derin tetkikatı, bize gösterecek » tir, ki İstan- plânını yap Bizim bu satırları yazmaktan maksadımız, M. Yansen'in bax: dü- şüncelerini tetkik etmektir. Mimar Yansen soruyor: — Şehri ne ile imar edecek - siniz, para olmayınca plân yop - tırmak neye yarar? şehrine süt babalığı yapan meşhur mimarın bu söz « lerinde belki bir şemmei | hakikat mevcuttur. Çünkü şehir yaptırmak evvelemirde paraya mütevakkıf - tir. Fakat acaba İstanbul beledi - yesi, “daha küçük mimarlara mü- racaat etmeyip, kendisini arasay- dı, mimar Yansen, paranız yok. Bu işi yapamazsınız ben de plânla uğ: raşamam me derdi. Ankara Sonra malümdur ki bir şehre derhal milyonlar dökülmez. Bir şe- hir plânının tatbiki de iktisadi bir plânla olur, Hiç bir zaman İstan - bul gibi bir şehir yıkılıp yeniden yapılmaz. Mevcut bir plân tatbik edilerek inşaat ona göre bir ni - zam ve intizam tahtına alınır. Me- selâ, eğer İstanbul şehrinin imarı için elimizde bir plân olsaydı bu- talimhanesinde yük- selen o koca koca apartımanlar o sakil manzarayi örzetmez ve ve- revine münasebetsiz yollar açıl - mazdı. Mimarın söylediği gibi Beyoğ - lunu imar etmek için o Beyoğlunu kökünden silmeğe de hacet yoktur. Avrupanın her şehirinde eski ve yeni mahalleler vardır. Gene Al» manyda ve meselâ Kolonya şeh - rinde İstanbal sokaklarını ve evle- rini aratan mahalleler mevcuttur. Fakat bu eski mahallelerin yanın- da şehir tevessü ederken, bir plân dahilinde genişlemiş ve onlar ol » duğu gibi haldığı halde şehrin ha- yat merkezi bir başka tarafa doğ” ra kaymıştır. Paristeki Saint - Michel sehak- larının Mermarire | çıkmazlarının yanında, bir yıldız halinde Parisin on höşesine doğru geniş bülvarlar saçan bir Etoile de vardır. Bruxel- les'in kenarlarındeki daracık s0 - haklarına mukabil geniş sekakları avenue'leri ve daima bir intizam tahtında yapılmış ahenktar bina ları mevcuttur. Sonra bir şehir, bir o günün işi değil, senelerin işidir, Mimar Yam senin bütün bunları düşünmediğini zannetmeyiz. — Fakat her nedense belki böyle beyanatta | bulunmak daha ziyade işine gelmiştir. gün Taksim Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz: ? Kayseri fabrikası Sovyet mühendislerinin | bugün gelmesi bekleniyor Kayseride yapılacak olan büyük mensucat fabrikasınm temelatma merasimi Z mayısta büyük mera- | simle yapılacaktır, Kayseride şim- diden faaliyet başlamıştır. Kayseri fabrikasında çalışmak üzere Sov- yet Rusyaya staj için gönderilmiş olan talebemiz bir aya kadar mem- leketimize gelmiş olacaklar ve fab- rika yapılıncaya kadar diğer mü- essesatta çalışacaklardır. Kayseri büyük mensucat fabri- kasının makinelerinin Rusyada i- mal edildiği malümdur. Makinele- rin imaline nezaret eden M. Yule- Acı şeyler Geçen gün Çocuk Bayramı mü- nasebetile Himayei Etfal teşkilâ rozet dağıttı. Ve halk bu şefkat o- cağına yardım etmek için uzatılan kutulara para attı. Gazetelerin zabıta sütunlarında okuduk ki bu rozetleri dağıtıp pa- ra toplıyan çocuklardan üçü hatu. lardan para çalarken tutulmuşlar. Bir çocuk ta bayram günü sokak - larda nâra atıp gezerken yakalar- mış ve üzerinde boyu kadar bir bı- çak bulunmuş. Ayni gün dostlarımdan biri şu vakayı anlattı: — Babığli yokurşunu çıkıyordum Göğsünde rozet sepeti ile bir çocuk yanıma geldi. Rozet verdi, On hu- ruş çıkardım. O sırada parayı top- lıyan çocuk biraz ilerledi. Rozeti veren: — Zahmet etmeyin, dedi. Ben kutuya atayım. tarof ile bir kaç Sovyet makine mü- hendisinin bugün şehrimize gelme- leri muhtemeldir. Rusyadaki Türk mühendislerinin bazılarının da bu heyete refakat ettiği zannedilmek- tedir. Heyet pazartesiye kadar şehri. mizde kalacak, sonra Ankaraya gi- decaktir. Ankarada İktısat Veküle- tile temas edecek heyet bir müddet sonra Ka iye gidecek ve fabrikanm dahili tesisatın ya- | İ pılışına nezaret edecek ve Rusya: | İ dan gelecek makineleri yerli yeri- ne koyacaklardır. Kayseri mensu- cat fabrikasının kış başında faali- yele geçmesi çok muhtemeldir. Yeni bonolar Bu dâfa kıymetlerinin düşü rülmemesine çalışılacak Gayrımübadillere istihkakları- nın yüzde yirmi beşi nispetinde tev | Metilermi ziata bu hafta içinde * başlanacak- tır. Yeni gayrimübadil bonoları €s- kisinden farklı dı . Benelar eskiden olduğu gibi Ziraat bam kası marifetile sattırılan Yunanlı emlâkinin satın alınmasında nakit makamına kaim olaacktır. Bonola- rın kıymetinin düşmesine mani ol- mak için elde (mevcut Yucunlı emlâkinin kıymeti kadar bono ih- raç olunmaktadır. Müessif bir irtihal Akşam refikimizin yazı işleri müdürü Enis Tahsin Beyin baba- sı Hasan Tahsin Bey, kısa bir has- talıktan sonra dün sabah vefat et- miştir. Merhum uzun müddet ti- caret i ve resmi daireler müteahbitliklerinde bulunmuş çok faziletli, çok dürüst bir zattı. Cenazesi bugün saat on bir bu- çukta Şişlide Halâskâr Gazi cadde- smde Etfal hastanesi tramvay du- rak yerindeki Miku apartmanın. dan kaldırılarak Feriköy kabrista- nıma defnedilecektir. Bu elim ziya- dan dolayı arkadaşımıza ve şark şi- mendiferleri baş mühendis muavi- ni Muzaffer ve damadı gazetemi- zin muharrirlerinden Ramiz Bey- ere ve diğer ailesi erkânma en ha- rarekli taziyetlerimizi beyan ede- riz. (ş Bankasından alınan cetveldir) 26 Nisan 934 AKŞAM FİYATLARI ISTIKRAZLAR MVİLAT ii 9 e 1833 b “ . CM 3015 Şark DYolları 260 Gümrükler # | Tramvay | 20 Liret Bağdat *8 ESHAM Nama BAĞ Sir. Hayriye Reji BABİ Teleten Terkon Mİ Çimente İrtihat dey. viyte Bankası #250 $ Şerk der 4250 İ Balya Anadolu Hisse 27.70 4 Şark m. eze ÇEK FİYATLARI Parin 1206 4 Prj M3 NUKUT (Satış) Kurur' 20 F, Franum yer 1 Dalar 1 İaterlin n7 a 24 "5 2 2 > 20 F, Belçika 20 Drahmi 1 Şile Av. 20 Lava 71 Kur, Çek, Ve elimden aldığı on kuruşla ar- kadaşına doğru yürüdü. Arhasın- dan baktım. Y. elini ce « bine soktu. Çıkardı ve kutuya bir para attı. Şüphelendim. Arkalarından git- tim. Kutuyu taşıyan çocuğa sor - dum: Oğlam, arkadaşın kaç para attı: Çocuk saf ve tabü: Kırk para attı efendim! de- di. On kuruş verdiğim çocuğa dön- düm: — Evlâdım, ben sana on kuruş vermedim mi? Kızardı, sıkıldı. Ceplerini arar gibi yaptı. Sonra (o avucundaki on ku'aşu gösterip kutuya attı: — Yanlışlık oldu efendim. Ce- bimde karışmış! Kabahat işlerken yalan söyleme ğe henüz alışmamış bu tecrübesiz günahkârın mahçrbiyeti beni mü- teessir etti, Fakat yarın için hazır- ladığımız bu yavrunun hareketin- deki elim akıbeti düşününce tees- Sürüm hiddet şeklini aldı. Hüvi - Yetini tahkik ettim. Mektebe git. miyormuş ve Himayei Etfal teşki- İâtena mensup birinin akrabasın - danmış. , Bu hadiseler bana dört yüz bin lirayı mahveden — Esnaf Bankası kahramanlarının hareketinden da- ha çok ıstunap verdi. Çünkü onlar mülteaffin ve çürük bir cemiyetin ahlâki tortusu mahiyetindedirler. Rejim onları tasfiye edecektir. Fa. kat yarın için hazırladığımız ço - cukların bu yaştaki O günahlarını bir fazilet ve feragat aşkı sermek; dünden bugüne geçen ve hâlâ bir kurt gibi içtimai ve idari bönyemi- zi kemiren ahlâk düşkünlerine kar $ı amansız, merhametsiz bir müca- dele aşmak lâzımdır. i Kim iddia edebilir ki Himayei Etfal kutularından para çalan bu ,. masum yavrular Esnaf Bankasını soyup sovana çeviren Kodamanlar- dan örnek almış olmasınlar! Burhan CAHİT © Peşte seyahati Kafile ay sonunda hareket ediyor Bir mayısta açılacak olan Peste panayırını görmek üzere Türk me- bus ve seyyahlardan mürekkep ka- file 30 nisanda şehrimizden bare- ket edecektir. Mebus — kafilesine Büyük Millet Meclisi Reis vekille- rinden Trabzon Mebusu Hasan B., seyyah kafilesine de Şükrü Ali B. riyaset > edeceklerdir. Mebusl mız bu suretle cümburiyet bayra- mında Ankaraya gelmiş olan Ma- car mebuslarının ziyaretlerini iade etmiş olacaklardır. Cuma sabahı Türkiye Turlng ve Otomobil i ile Milliyet tarafından tertip edilen Otomobil, Moto- siklet, Bisiklet yarışlarının ya- pılacağı gündür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: