Meliha elinde bir anahtar, pen cereye dayanmış, dalgın dalgın dü şünüyordu. Benim içeriye girdiği- mi farketmedi bile. — Ne var kız, böyle ne düşünü- yorsun? dedim. Serimi duyunca geriye döndü ve bir kahkaha salrverdi. Demin - İçimden: “Kadın siniri,, dedim. Meliha ben sormadan elindeki a - nahtarı göstererek dedi —Sen şu elimdekini görüyor musun? — Gördüm, dedim, anahtar. Ne olmuş sanki? . Meliha birkaç defa anahtarı ha - vaya atıp tuttu: — Ah, sen bu anahtarın hikâ - yesini bilsen.. Anlat ta dinliyelim. imdi bu anahtarla avucumun içinde tutuyo » vura, Merakım artmıştı: — Anlat Allah aşkma, ne oldu? Ke el, ine eni peye oturttu. in re Mehmet Beyle aralarında bir şey geçmiş olmasından korkuyorum. Çünkü Mehmet Bey nişanlanmış ol makla beraber, bekârlık hayatın - dan tamamen elini ayağını kesmiş değildi. Hâlâ Beyoğlunda bir pan- siyonda oturuyordu. Hattâ biliyor- dum ki Mehmet, nasıl nişanlısını ve görmeğe geliyorsa, Meliha arasıra onu pansiyonunda ziya- ret ediyordu. dedi kiz. 4 — Sen Süheylâyı bilirsin. j — Bilirim. Bir yerde daktilo - | luk ediyor amma bize ne? — Orası lâzım değil. Biz nişan- landıktan sonra Me bu kızla tanışmış. Ben de zaten bir gün onu köprüde bu kadınla gördüğüm 2a- man içime bir kurt düştü. Meh - met yeminler etti. Bir arkadaşı - nın nişanlısı imiş te, köprüde te - sadüfen karşılaşmışlar imiş. Se - üyü ol n e binip, Kadıköyünde hala - ına gitmek üzereymiş. we m se ei tesadüf etmişim. Bir yemi! MAĞ Sesimi "çıkarmadım. ma esti, Haydi şunu bir yoklaya - yım, dedim. Doğru Beyoğluma çık- tum, Belki bilirsin. Oturduğu pan - siyonu karı koca ihtiyar bir mös- yö ile bir manda ei; ve Ge BİNER enli lar Kapıyı lm Madam : Bilmiyorum, dedi, ben şimdi çarşıdan geldim. Kocam da biraz evvel dışarıya çıkmış. Buyurun, yukarıya çıkın. Odanın şu elimde tuttuğum a - mahtarı kapınm bir tarafında dai - ma çiyide asılı durur. Yerini bili - rim. Tam merdiven başma gelmiş- tim ki, Mehmedin odasından doğ- ru bazı sesler duydum. Merakla ya açtı. Mehmedi sor vaş yavaş kapıya yaklaştım. İçeri- ye kulak verdim. Mehmedin sesi - ni hemen tanıdım: — Vallahi Süheylâ, sana yanlış anlatsınlar, diyordu. Meliha be - nim nişanlım değil ki.. Ben gönül avutmak için onunla konuşuyo - rum. İstersen, yüzüne bile bak - mam. ia! Sü z — Ya | ! ! dedi, ben iyi yerden “Tarihi roman: 121 Bir tüy hafifliğile elini okşayan bu el, Hitaydan başka birinin eli olamazdı. e e nen kızı artı ; a Onun yanından ayrılıp, i suyun başında kendi dertleri ve © kendi zevklerile ( baş başa kalan İ Bora'nın yanına — hem de sular karardıktan sonra — gelmekte ne vardı? | üneş'in oğlu başmı kaldırmak istemiyordu. p Gözleri yerde. . elini uzattı ve başında e kadın elini çekti. Bu el Hitay'ın sert ellerine benze- Orta parmağında yeşil taşlı bir yüzük vardı. Bora bu yüzüğü görünce tanıdr.. Birden bire çeneleri kilitlenmiş ve başı dönmeğe başlamıştı. Yeşil taş- hı yüzüğü Sertelli'de kendisi yap - > ki büzünlü hali ile bu kahkaha a - |! rasında bir münasebet bulamadım. | * ben iki |; Meliha bir kahkaha daha savur- | Nişanlıyı ziyaret erkekler yok musunuz, hiç te ipi - Bizle kuyuya inilmez. — Namusum üzerine yemin ede- rim ki yalan değil . O kız belki be- nimle nişanlanmak sevdasına düş- tü de, ortalığa böyle bir şayia çı r ei 7 vw ONE iğ i karmış. O nerde, ben nerde? Sen 'bu laflara inanıyorsun. “Aman efendim, öyle dil dök - tü, öyle dil döktü ki, beni kulağı - Fakat arkasını dinle.. Bugün aklı. | işittim ki, o senin nişanlınmış. Siz mın yanında iki paralık etti, Anlı- yordum ki, kız da o yumuşıyordu. Şimdi ne yapayım? Kapıyı açıp i- çeri girerek suratma mı tükü yim, yoksa eve dönüp te bir daha yüzüne mi bakmıyayım? Tam o sı- rada Süheylâ: — Aman, belki biri gelir, kapıyı kilitle, dedi. O ande aklım başıma geldi. Gö- züm anahtar deliğine gitti. Baktım anahtar üstünde duruyor, hemen dışarıdan kilitledim. Anahtarı da elime aldım. Bir kahkaha kopara- rak, pansiyondan çıkıp buraya gel dim. Macera müthişti. Meliha kabil değil, nişanı bozardı. — E, şimdi ne olacak? dedim. — Or bilmem, dedi, ben ar tk bir daha onun yüzüne bakmam. Sayet yarm öbür gün başka bir kızla nişanlanırsa, bu anahtarı iza hatlı olark o kıza göndereceğim. SEM Morgdaki ceset | Bakırköyünde hırsızlıktan tev- kif edilen Ki şün üzerinden bir ay geçtikten sonra dayaktan öldüğü iddia edildiğini ve cesedin mezar- dan çıkarılmasına karar verildiği ni yazmıştık. Ceset mezardan çıkarılmış ve tamamen çürüdüğü, kurtlandığı gö silmüştür. Bu ceset morga nak edilmiş, kurtlanmış olmasına rağ- men otopsi yapılmış, fakat cesedin çürümemiş tarafı olmadığı için bir şey tesbit etmek mümkün olama- smştar, Pis bir iğne ile enjeksiyon ya- pılarak kan zehirlenmesinden ölen Ayşe hanıma yapılan otopsi rapo- ru da henüz müddeiumumiliğe gel- memiştir. Güneşin Oğlu Yazan: İskender FAHREDDİN tırmış ve yola çıkarken: — Bu yüzüğe baktıkça beni a- narsın! Diyerek kendi elile (Mersâ) nm parmağına takmıştı. Bora başını çevirmiye cesaret edemiyordu. Genç kadının tahammülü kalma mıştı.. birden bire neşeli bir hıçkı- rıkla reisin boynuna sarıldı: — Ben geldim, Bora'cığım! Güneş'in oğlu başımı kaldırdı: « — Mersa... Sen misin?! Diye bağırdı. © Bora gözlerine ve kulaklarına inanamıyordu. Mersa, Bora'nın kucağına düş - müştü. p — Ananla beraber geldik... Bi- zi özledin mi, Bora? Biz seni çok özledik. . hasretine dayanamadık. 'İ yeni teşkilât yapılacaktır. 1 10'da Gülhane Kemaleddin Sami | Paşanın cenazesi Program mucibince bu sabah kaldırılıyor Merhum Kemalettin Sami Pa- “anın cenazesi, evvelce de yazdığı- mız. veçhile, bugün resmi mera - simle kaldırılacaktır. Cenaze saat hastahanesinden kaldırılarak Ayasofyaya getirile - | cek, orada namazı kılındıktar son- İ ra vapurla Eyübe nakledilerek 16 mart şehitliğine defnedilecektir. Evvelce neşrettiğimiz program- “| da hiç bir tebeddü! yoktur. Cenazede hükümeti vali muavi- ni Ali Rıza Bey, Hariciye vekâle - tini Sofya sefiri Şevki Bey temsil İ edeceklerdir. Çelenk göndereceklerin dikhat'ne Cenaze alayma çelenk göndere- * ceklerin, çelenkleri taşıyacak olan intihapta kıyafetlerinin merasinile mütenasip bir şekilde ol İ masına itina etmeleri şüphesiz gö- rülmüştür. Maliye tayinleri ANKARA, 24 (Teletonla) — İstanbul mmtakası tahsil müfet - tişliğine Maliye vekâleti evrakı u- mumiye mümeyyizlerinden met, Diyarbekir merkez malmü - dürlüğüne Ankara defterdarlığı mü meyyizlerinden Vasıf Beyler tayin edilmişlerdir. Hintli hükümdar gitti Şehrimizde bulunmakta olan Hindistanın Rampar nuvvabı dün akşam zevcesi ve diğer maiyeti er- kânı ile birlikte Viyanaya gitmiş- tir. Nuvvap nada tedavi edil. mekte olan iki yaşındaki kızmı gö- recektir, Hint hükümdarı dün öğleden sonra Boğaziçinde bir gezinti yap- mıştır. Fundalıkta yângın Kemerburgaz nahiyesinin Pet - nahor köyü civarındaki. fundalık - tan dün öğle üzeri yangın çıkmış- tır. Yangın devam ettiği © cihetle jandarma ve orman muhafaza me- maurları ile köylüler yangını sön « dürmeğe çalışmaktadır. Yangına sebebiyet verenler &- ranmaktadır. Kadastroda yeni teşkilât Kadastro işleri için Haziranda Halen mevcut kadastro postaları 7 ye çı- karılacak ve mevcut iki merkez ko misyonuna bir komisyon ilâve edi lecektir ve bu postaya mikdarı kâfi fen memuru ve kâtipler alı - nacaktır; Halkevinde konferans Dün saat 16 da hâlkevinde pro- fesör M. Hirseh tarafından köy - cülük hal ında bir konferans ve - rilmiştir. Konferanıçı evvelâ şehir haya- tını tasvir etmiş ve iktısadi buh- yan dolayısile şimdi köylere doğru ric'i bir hicret başladığını söyle - miş, ve köyde hayatın nasıl kurul. ması lâzım geldiğini izah etmiş, Türkiyede de istikbalin köyün ve köylünün olduğunu anlatmıştır. Yollara düşlük.. Sertelli'den Ni- pur'a, oradan Akat'ları © geçerek buraya geldik . Bora anasının geldiğini duyunca sevinci bir kat daha artmıştı. — Anam nerde? diye sordu. Mersâ kısaca anlattı — Hamat'tan iki saat geride bir dağın yamacında konakladık. Ben iki atlı ile güneş batmadan yola çıktım... seni görmeğe geldim. — Anamı dağda yalnız mı bı - raktın? — Sertelli'den on bin kişilik bir ordu ile geldik. Ulun Hatun bu or- dunun başma geçti... yola çıktık. Anan, senin birçok memleketleri istilâ ederek Suriye'ye gittiğini, oradan da Anadoluya geçeceğini haber alınca: “Oğluma yardımcı kuvvetler lâzımdır.,, diyerek hazır- landı. Eli silâh tutanlar çarçabuk etrafımızda toplandılar. O Suriye topraklarına ayak basıncıya kadar ea epi kanamadı ve yollarda karşımıza bir yaban keçisi bile çıkmadı. 2 — Beni burada nasıl © buldun, Mersâ? MİLLİYET ÇARSAMBA 25 NİSAN 1934 MÜTEFERRİK HABERLER | alınmıştır. Burada Amerikan gazeti lis bankerin, nihayet vapurda kend cilerine dert yanmağa razı olduğunu gösteriyor. pousre Kanlı kavga Satıcı Reşat, kahveye gelen Hâlim'i vurdu Şehremininde Denizaptal mahal lesinde oturan satıcı Reşat evvel - ki gece saat 22 raddelerinde Ço - ban Alinin kahvesinde oturmakta iken ayni mahallede oturan doku- macı Halim kahveye gelmiş ve a- ralarında kavga çıkmıştır. Netice- de Reşat bıçakla Halimi üç yerin - den yaraladıktan sonra kaçmış ise de dün yakalanmıştır. Yarlı da Gu- reba hastahnesine yatırılmıştır. Hırsız Taksimde Nişan Efendinin benzin deposundan sekiz lira çalarak kaçan s8- bıkalı Rauf yakalanmıştır. lane parasını aşıran çocuklar Leman, Ishak ve Necdet isimli çocuk- lar Himayeietfaldan verilen iane kutu- | larma topladıkları paraları aşırırlarken ürmü meşhut halinde Bisikletler da. Bakırköyde Yenimahallede oturan Nezber hanıma Galip isminde | birinin bisikleti çarparak ağırca — yaralamıştır. Suçlu çocuk yakalanmıştır. Parmağı koptu Haliç vapurları kaptanlarmdan Ni- yazi Efendi Ayvansarayda İsmail Efen- dinin dükkânında bir âletle kereste ke- serken sağ elinin baş parmağımı kaptı- rarak kopartmış berayi tedavi hastaha- neye kaldırılmıştır. INHISARLARDA Kaçak eşya İnhisarlar İstanbul başmüdiri - yeti takip memurları tarafmdan bir haftada şu kaçak eşya yakalan mıştır. 2037 paket köylü, 200 pa - ket halk, 75 paket asker, 2 kasa tezkeresiz rakı satışı, 4 adet çak - mak, 7 adet taş, 450 gram kaçak tütün, 670 gram kaçak konyak, 33 kilo şarap, 900 gram vermut ya kalanmıştır. rayın önüne kadar kimse- ye görünmeden geldim... Kapıda Hitay'a rastladım.. seni sordum.. Beni görünce sevindi. . önüme düş- tü.. buraya getirdi. Bora, Mersâ'nın geçtiği yolları düşündükçe tüyleri ürperiyordu.O tehlikeli yolları geçmemek (için, hangi kadın gönlündeki sevgi bağ- larmı çözüp atmazdı! Güneş'in oğlu, hiç beklemediği bir dakikadi i kavuştuğu içi semlemişti. Mersâ'yı kucakladı. öptü . Bora Mersâ'yı ilk defa olarak kollarının arasma almıştı. — Biz de yarın yola çıkacaktık, 'dedi, şimdiye kadar yolumdan ve sözümden döndüğümü hatırlamı- yorum. Yarın Hamat'tan ayrılır ken yanımızda hiç bir kadın bulun. mıyacaktı. Baykut'u bile Hitay'm hatırı için burada bırakıyordum. — Halbuki şimdi iki kadın bir- den götüreceksin! Karın ve an - n.. ”“Mersâ gülerek ilâve etti: — Biz seni yolundan alıkoymak * yakalanmışlar. | MA e İnsül Amerikaya yaklaştıkça yaklaşıyor Müflis Banker İnsull âheste besi ? Exilona vapurunda her gün biraz daha Amerikaya yaklaşıyor. O yaklaştıkça da Amerikalıların merakı artıyor. Bu maceranın en nihayet nerede karar kılacağı yalnız onlarm değil, memleketimize gelmiş olması itibarile bizim de merakımızı mu - cip oluyor. Yukarıki resim İnsull'ün Exilona vapurunun gövertesinde ecilerine hiç bir şey söylemiyen müf isile beraber giden Amerika gazete- İbrahim Tali Bey Edirnedeki tetkiklerine devam ediyor EDİRNE, 24. A.A. — Trakya u- mum müfettişliği şerefine Halkevinde bir müsamere miştir. Umumi müfettiş Tali Bey beraberinde Edirne ve Kırklareli valileri, müfettişlik erkânı olduğu de Halkevine gelmiş ve salona | Belediye bahçet BE) Taksim ve Bebek bahç€ girince bir alkış tufanile karşılan- mıştır. Müsamere geç vakte kadar devam etti, Tali Bey avdette gene coşkun tezahüratla uğurlandı. Müfettiş Bey öğleden sonra re- fakatlerinde Vali, Belediye reisi ve Müfettişlik erkânı bulunduğu halde harap bulunan Gazi Mihal köprüsünü tetkik etmiş, yeni ya- pılmakta olan asri hapisaneyi gez- miş ve bazı emirler vermiştir. Bu- radan dairelerine dönen Tali Bey, saat beşte Tekirdağ ve saat 6da Keşan heyetlerini kabul etti. Bu adam kim? | Osmaniye telsizi civarında hü - | viyeti meçhul bir adam hasta hal. | de bulunmuştur. Bu adam, evvelâ “vurulmuş bi risi,, diye jandarm. veril- Fakat kendisi alınmak üze- re gidi vakit yaralı olmadığı görülmi Bu adam, ifadesine nazaran aç kalmış ve güya Osmaniye telsizin. den iş istemiş, iş olmadığından ve- rilememiş, açlıktan takatsiz bir ha- le gelerek düşmüş, günlerce kal - miştır. Kendisi hastahaneye kaldırı! - mış ise de halen hüviyetini söyle- memiştir. İhtiyarca olan bu şahıs hakkında tahkikata devam edil - mektedir. Uroloğ - Operatör Dr. Reşit Sami İdrar yolları hastalıkları Mütebassısı Beyoğlu Parmakkapı - İstiklâl caddesi Ne. 6 (15849) 2229 için değil, sana yardım etmek için geldik! Anan ve ben Sertelli'den ayrılırken, büyük mabette ulu tan- rıya yemin ettik.. bundan sonra yollarımız da gönüllerimiz gibi bir- İeşecek. Bu büyük akında kanları- mızı beraber akıtacağız.. Karşımı- xa çıkacak düşmanlarla & beraber dövüşeceğiz ve beraber öleceğiz... Yolda gelirken (bir köylüye seni sorduk: “Adını bilmiyorum ama, dedi, galiba bir millet yaratan a- *dam'ı arıyorsunuz?,, Bu söz rımızı kabartacak kadar bü; manalı: idi. Hamat önüne geldiği- miz zaman kralın tacını yere vur- duğunu öğrendik! o Ulun Hatun: “Oğlum doğuştan taçlıdır. Onun başındaki sırma telli saçları, elmas ve zebercetlerle süslenmiş taçlar- dan çok daha değerlidir!,, diyerek öğündü. Eğer Suriye Kralımn ta- cmı giyseydin, anan Hamat kaj larından geri dönecekti.. ve bir seni ve senin çocuklarını gör- memek için, gözlerini kendi elile oyacaktı! —SON— yarın ihale ediliyor Belediye tarafından Taksi” Bebek bahçelerinin ihalesi pılacaktır. Geçen ihalede talip zubuf diğinden bugüne tehir ed Bu sefer talip zuhur etmesi malleri pek kuvvetlidir. gelecekti * Brezilyanın İstanbul konsolosu M, Torres Bre riciye nezaretinde mühim zifeye tayin edildiğinden den Riyodö Janeyroya giti Brezilyanın İstanbul Visko loluğuna muharrir Mösy5 Gİ tayin edilmişti Türk tebeasından bulund bu vazifeye tayinine hüküm ce muvafakat edilmiştir. * Şehrimizde bulunmi iciye vekâleti o hususi mi Refik Amir Bey © ikşamki trenle Ankaraya gil tir, : * Bir tashih — Evvell nüshamızda Orhangazili Efendinin Bursadaki ortağı met Bey nezdinde gümrük faza teşkilâtı memurları ti 65 kilo esrar bulunduğu iken bir tashih hatası © yazıda gümrük muhafaza #* larından Orhangazili Must& fendiden bahsedilmiştir. T: itizar ederiz. vasrut ediyor. bir mektupla muza müracaat etmelis yenlere ta, an İş arânıyor Fabrikalarda, bankalarda, res” #eselerde kapıcılık veya odacılık rum yedimde bonservisim — vAfı gösterir taşrayada giderim. Adi ray tramvay unda met Ali ef. vasıtasile Cemal, .. Iyi tahsil görmüş kibar tecrit; fransızca, almanca ve pi terbiyesini rel dam kibar bir aile nezdinde icabında taşraya da gidebilir. avie gaz, M. B. 5. rumuzuna DOKTOR, Müdürlüğünde! Mektepte mevcut mel ve Beş beygir ku bir dinamo ile rezistaf ayrıca santirifüj Bir tu” sı pazarlıkla satılıktır. 4 edenlerin 29 Nisan zar günü saat 10 da Dİ. faka'da bulunmaları. Cİ? Aziz okuyucularıma: (Güneş'in oğlu) inti: dığı zaman hangi ni tifade ettiğimi soran bu eserleri romanımın kaydedeceğimi vadeti satırları yazarken a rımın gösterdikleri alâk6?; kür etmeyi de bir vazife © İskender F/ ... BIBLIOGRAPHIE: riyat müderrisi 2) The Ancient History Sga East, (1 3) R. Pumpeliy: Explefi kestan yer 4) Babil, Babiller, Erat ları 5) İzmirli Tamail Hakki asiya kuraklığı raporu. 6) Dr. Reşit Galip Afet H. ef. nin 1 inci gresindeki konferansları. 7) Reşit Galip'in titlere dair bana verdiği 8) Türk Tarihi 9) The Stery of a Fo