i Değirmene sul. i Söylesem söz olur, söylemesem ; dert olur, Bizim belediyer:i'n iradı ee Şaşılacak şey değil. Bir şehrin Li- | man işi, ticaret işi, nüfus, emlâk kıymeti ve kiraları azalırken bele- diye iradının artacağını beklemek safdillik olur. Amma bunlar neden eksiliyormuş. Onun başında buh - ran gelir. O da zaten iskele mad - desine döndü. Ne başladığı ne bit- tiği yer malüm. i Ne ise. Şimdi belediyeye yeni varidat lâzım. Bu böyle dura dur- sun. Dahiliye vekâleti belediyele - rin nelerden vergi alabileceğini tes bit eden bir kanun lâyihası yap » mış. Bunu da pek hakir bulurum. Günün birinde bir belediyenin ira- dı azalır ne bileyim: Yumurtadan vergi almaya, altı aylık saç ondü - kar. Onun için nerelerden vergi alı macağını evvelden tesbit etmek ve sonra bunların içinden o şehrin & mumi meclisi tarafından kabul €- dilenlerini şehirde tatbik etmek er doğra yoldur. Şimdi bu kanun bi - zim belediye erkânının da yürek - lerine su serpmektedir. Çünkü İs - tanbul belediyesinin varidatı azal Mişter. Eğer yeni irat bulmazsa masrafını kapatamıyacaktır. , 1 eni vergi ihdas ederken bele - .— erkânının hiç unutmadıkları a ri vardır: ç — Avrupadaki şehirliler İstan > Pallulardan fazla Belediye vergisi vr Bu sözün ne dereceye kadar doğ yu olduğunu tetkik etmedim am - Löhişerle olduğunu farzedelim. in Avrupada hiç İstanbul s0 arına benzer sokak, İstanbul şehrine benzer yer ve İstanbul be- lediyesine benzer belediye var mi- 402. İstanbul belediyesi Avrapa #ehirlerinin vergi kısmını kopya © derken vezaif kısmını hiç hatırine getirmez mi?.. Bi Yaktile Tıfle Hasan Efendi diye *r Srhaf zat varmış. Dermiş ki: ne Ji ahu! Bu rüya denilen şey ra Eİp şeydir. Rüyada elime pa- 4 verirler, oyanırım avucumda bir $ey yok. Lâkin kazara def'ihâcet etsem sabahleyin kendimi kirlen - MİS bulurum.,, ,Biz de böyle olduk. Avrupa şe- irlerinin güzellik, temizlik, ömra- na ait kısımlarını bırakıp yalnız Vergiye git kısımlarını kopye edi - yoruz, Düşünüyorum: Belediyede hak- İı bu kadar memur, bu kadar geniş bir kadro, bu kadar masraf ne ile örtülecek, Fransada yetmiş yaşın « da bir ihtiyar Başvekil oldu. Büt - Şenin berbat halini gördü, hiç te - reddüt etmeden 4 milyar franklık tasarraf yaptı. Bizim belediye de ne olar senede 100 bin liralık bir tasarraf yapsın. Çünkü; İstanbul - dan daha fazla belediye vergisi al maya bilmem imkân var mıdır?. Şimdi bu satırları okuyan beldiye varidat müdürü veya muhasebe mü dürü güler: — Hele kanun çıksın da bak alı- nar mu, alınmaz mı?. der. Ve ver - gi de alınır. Yalnız iki sene sonra bu vergilerin mikdarı kaça iner ona bakmalı. Mükellefin bir vergi- yi verebilmesi kabiliyeti birinci se- nede belli olmaz. Ayni verginin bir kaç senelik tahsilât: bunu derhal gösterir, İstanbulda belediye ira - dı neden düşüyor?.. Onu bir kere tetkik etmeli. İşitiyoruz ki; bele - diye çöp ve fener vergisir! iki mis- line çıkarmak fikrinde imiş. Fena eğil amma acaba İstanbulda süprüntü mü çoğaldı, yoksa bele- diyenin 3iyası mı artiı?. Terkos ser yanun metre mikâbından kırk pa - ra vergi alınması da düşünülüyor - ne Ze amma bizden sarlet- ig yun parasını alsınlar, Se nede 500 metre mikâp taahhüt edip ancak yarısını sarfettiği hal - de mükelleften hem sarfetmediği | suyun parasını, hem de umuma ü- zerinden birer kuruş ta vergi al - mak bilmem reva olur mu?, Dahiliye vekâleti bu belediye ileri hi lâyihasını hazır - larken bir de bu vergileri istemek için belediyelerin imara ait olan itün vazifesini yapmış olmasını e koysa cidden halkın minnet - | farlığını cı ir | Gia FELEK emme keme iie ke üne ne enn em ÜL nan san Çeşmemeydanı gençler musiki, tem - iye şubeleri tarafından 11 in- mektepte bir müsamere veril- Ma, ok beğenilmiştir. bulunmaanzzede fırka erkân da ci Miş lâsyonlarını vergiye bağlamaya kal EKONOMİ I Uzak şarka afyon 400 sandık afyon müba- |” yaa ediliyor Uzak şark © memleketlerinden sipariş edilen 400 sandık afyon için | inhisar idaresi mübayaata başla - | mıştır. ! Bazı sanayide fazla inkişaf Trikotaj, deri, ipek sanayiinde inkişaf fazlalaşmıştır. Nizamettin Nazif Bey Bir gazete davası yüzün- den dün tevkif edildi Hergün gazetesi intişar ettiği E esnada Cümhuriyet gazetesile Son Posta gazetesi a- rasında cereyan | eden bir münaka şaya müdahale e- | derek o neşriyat yapmış, bunun ü- zerine Son Posta sahipleri tarafın- dan Hergün sahi bi Nizamettin Na zif Bey aleyhine bir hakaret dava #1 açılmıştı. Bu dava neticesinde Nizamettin Na - zif Bey sekiz ay hapse mahküm ol. muştur. Bilâhara Son Posta sahip. leri aleyhindeki davadan feragat etmişler ve feragatnamel, Bü amelesini ikmal ettirmek üzere Ni zamettin Nazif Beye vermişler, fa- kat Nizamettin Nazif Bey bu mu - ameleyi tekemmül ettirememiş, bu | müddet zarfında da mahkümiyet İ derecatı adliyeyi geçerek kesbi ka tiyet etmiştir. Feragat muamelesi ancak hükmün kesbi katiyet ettiği tarihten bir gün sonra ikmal edile- bilmiş, bu da tesirsiz kalmıştır. Bu- nun üzerine hakkındaki hüküm in- faz edilmek üzere Nizamettin Na- zif Bey hakkında tevkif müzekke- resi kesilmiş ve muharrir polis ta- rafından mevcuden ilâmat dairesi- ne getirilmiştir. Burada Nizamet - tin Nazif Beye sekiz aylık mahkü- miyeti bulunduğu ve bu hükmün İ infazı için hapishaneye gönderile- ceği tebliğ edilmiş, Nizamettin Na Nizamettin Na- zif Bey ŞEHİR HABERLERİ me Resimler sıra ile: Ankarada bayramın &mümü görünüşü - Helkevinde dünkü konferans - İsmet ve Kâzim Paşalar çocuk bayramında Çocuk haftası devam ediyor Çocuk baftası devam etmektedir. Dün haftanın ikinci günü idi. Doktor Kadri Raşit Paşa Halkevinde çocuk hıfzıssıhhası mevzulu bir konferans ver- miştir. numaral, MAARIFTE Orta tedrisatı teftiş Müfettişler mıntakalarını teftişe çıktılar Şehrimizde bulunan orta ted - risat müfettişleri mmtakalarında teftişleri işin mülhakata çıkmışlar ve İstanbulda yalnız (Bedri Bey kalmıştır, Teftişler bir aydan faz- la sürecektir. zif Bey de hasta olduğunu ileri rerek hükmün infazının tecilini is-! temiştir, Müddeiumumilik hastalı- ğın hükmün infazına mâni teşkil e- decek derecede olup olmadığının tayini için muharriri tabibi adliye göndermiş, tabibi adli de tıbbı ad- İide muayene edilmesine lüzum görmüştür. Bunun için Nizamettin Nazif Bey Tıbbı Adliye sevkedil « miştir, : . Bu adam katil mi? i —— “e Bir çocuk “Ben amcamın oğlunu öldürdüm! ,, diyor ğunu söyliyen eş ni İlm Gi mıştır. Bu adam 16 - 17 yaşların - | da ve Rizeden birkaç gök evrel İstanbula gelmiş olan Hüseyin oğ - lu Mehmettir. Hüseyin oğlu Mehmet Kasımpa şada yatıp kalkmakta olduğu kahvede oturup konuştuğu adam - ra: — Ben memlekette arıcamın oğ- | lunu öldürdüm. İstanbula kaçtım demiştir. Bunun üzerine zabıta kendisini yakalamış, müddeiumu - miliğe vermiş, müddeiumumilik te l Sultanahmet Sulh birinci ceza mah kemesi huzuruna sevketmiştir. Mahkeme Mehmedin bu cürmü işleyip işlemediğinin Rizeden talı- | ikma karar vermekle beraber ba- zı adamların hülyai cinayetlerin faili olduğuna inanmak ve kendi- lerini katil zannetmek gibi bir ne Yi sinir hastalığına müptelâ olduk ları da rr dikkate alınmış ve Tıbbı Adlide muaye e içine de kazar yörilmiştir. ika, amet İstanbulda muayyen bir | kir eğ dahibi olmadığı için tev Leh sefiri geldi Lehistanın Ankara sefiri Kont Pokoki Varşovadan şehrimize gel. miş ve dün akşam Arkaraya git. miştir. Devlet demiryolları müdürü Devlet demiryolları umumi dürü İbrahim Kemal Bey bugün- | lerde şehrimize gelecektir. ken dilmesine Almanyadan motosikletli yan ara - basile devriâlem seyaheti yapmak ü- Zere şehrimize Şchıltheis ve Şehröden isimli iki seyyah gelmiştir. Cumartesi günü şehrimizden Suriye yolile Afri- kaya hareket edeceklerdir. Dünyanın en güzel sayfiye yer- lerinden biri hiç şüphesiz İstanbul- dur. Jatanbulun Bütün güzellikle - rini burada uzun boylu sayacak de giliz, İstanbula gelenle, , İstanbul - da yaşayanlar, veyahut bu yaşayan ları dinleyenler bunu lâzmgeldiği kadar bilirler. Bir Boğaziçini, bir adaları, gözönüne getirmek bu İs- tanbul hakkında bir fikir edinmek için kâfidir. Fakat buna rağmen İstanbul günden güne bu cihetten ehemmi - yetiri kaybetmektedir. Neden?... Çünkü ihmal ediliyor, çünkü ba- kılmıyor... İstanbul halkının yazın biraz ha- va almak endişesile koştuğu Boğaz içi hâlâ bir kömür deposu mansa - rasını muhafaza ediyor, Burada ne- fes aldığınız zaman taze hava ye- rine kömür tozunun genzinize duğunu hissediyorsunuz, gözle, binaz yeşillik, bahar görmek istedi ği vakit bir kara kömür mahzara- sile kararıyer.. Bu depoların buradan kaldırı! - Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Kabiliyyettir husulü matlabın sermayesi Elde istidat olunca kâr kendin gösterir Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Himayeictfal merkezi çocuk haftası münasebetile cuma günü saat 2 den 8 e kadar devam etmek üzere dağcılık ve yürüyücülük klübünde bir müsame- re verecektir. Müsamerede şehir bandosu çalacak, monoloğlar, müsabakalar, sürprizler yapılacaktır. Ayni günde Eminönü kazası ve Alemdar ayeietfal cemiyeti Gülbane parkında büyük bir müsamere vere - cek ve gürbüz çocuk müsabakası yapılacaktır. Halkevi temsil şubesi saat 3 te Alay köşkünde bir temsil verecektir. Tazminat istiyen Amerikalılar Listede pek fahiş talep- ler serdediliyor Harp esnasında memleketimiz- de malları zabıt ve müsadere edi- len Amerika tebeasının zarar ve ziyanlarının tazmini için hükümet namına Sofya sefiri Şevki Beyle Amerika hükümeti namına Mösyö Fred Könelm Nielsen'in riyaseti altında olmak üzere şehrimize gel- miş olân Heyet arasında cereyan et mekte olan müzakerat henüz neti- celenmemiştir. “Amerika heyeti malları zabıt ve müsadere edilen Amerika tebeası - nın isimleri ve talep ettikleri zarar ve ziyan miktarı hakkında bir Jis- te tanzim ederek o hükümetimize vermişlerdir. Fakat bu listede ser. dedilen metalibat pek fahiş görül- düğü gibi, Amerikan tabiyetinde olduğu iddia edilen bazı kimse - lerin de tabiiyetleri şüpheli görül- mektedir . Bununla beraber bu mesele et- rafında Şevki Beyle Mösyö Nielsen arasmda vuku bulan hususi temar- lar, ber iki tarafın menafiimi telif edecek dostane bir sureti hal bulu- nacağı ümidini vermektedir. ması pek or bir şey de; Yal « mz bu himmeti göstermek zer. Diğer taraftan zavallı adalar, koca Marmara denizinin ortasında susuzluktan büneliyor. Kaç zaman dir buralara su isale edilmesi mev. zuu bahsolduğu halde henüz orta- da bir eser göremedik. Susuz yer tabiidir ki daima kıymetsizdir. Bo- ğazın Anadolu cephesini ele ala - um; burada şöyle boğaz kenarında uzayan geniş, rahat, düzgün bir yel yoktur. Halbuki ufacık bir himmetle bun ların hepsini yapmak kabildi. Bu - nun için fazla tetkikata, fazla mas rafa, fazla külfete de ihtiyaç yok- tw. vet, diyeceksiniz bunların hep- si olacak. Bakın İstanbulun plânı hazırlanıyor. Bunun için evvelâ ra- porlar ihzar edildi. Bu raporlar tet hik olunacak ve sonra plân ihale edilecektir. Peki, amma bizim ömrümüz © kadar uzun değil ki.... Bunlar ufa- cık icraattır. Yalnız biraz gayret ister! Malüm ya: MAHKEMELERDE Kadın kıyafetli Üfürükçü erkek Süreyya Hanımın peri- lerini zaptedecekti, kendi zaptoldu! Üsküdar ceza mahkemesinde bir üfürükçünün muhakemesi ya - pılmıştır. Bu üfürükçü İrfan efendi is - minde bir adamdır. Cürmü Sürey- ya: hanım isminde bir kadının pe- rilerini zaptetmeğe kalkışmak, Ha- tice hanım isminde bir kadının da Yaralarını okumaktır. İrfan şayanı dikkat bir adam - dır. Bu üfürükçü kadın kıyafetin- de dolaşarak yankesicilik yapmak- tan ve dolandırıcılıktan muhtelif kereler mahküm olmuştur. Bu mu- hakemesi esnasında da gene Anka- rada bir cürüm işlemiş, hakkını tevkif kararı verilmiş, zabıtaca ya- kalanmış ve dün Ankaraya & Bunun için muhakemesi kıs - men gıyabında cereyan etmiştir. Yapılan mul fan efendinin kadın kıyafetinde dolaştığı, üfürükçülük yaptığı, Sü- reyya hanımın perilerini zaptet - mek maksadile parasını aldığı sa- bit m 1 unun için İrfanın 3 ay hapse konulmasına, 50 lira da "ie para Şezası vermesine karar verilmiş - ir « Sayılmayan sabıkalar Son af kanunu (mucibince 3 seneye kadar olan bütün cezalar af fedilmişti. Ceza kanunu ahkâm: na göre bazı muhakemeler netice sinde verilecek ceza suçlunun sa- 81 olup olmadığına göre azal- tılmakta veya çoğaltılmaktadır. Tekerrüre esas olan sabıkanın çokluğuna veya azlığına göre de ceza altı birden yarıya kadar faz- İalaştırılmaktadır. , Fakat temyiz mahkemesi af kanununun bütün sabıkalar; af - fettiği, binaenaleyh kanunun neş- rinden ve tatbikata mebde olduğu tarihten itibaren infaz edilmi mahkümiyetlerin de affa ni bulunduğu, ve bunların sabıka ad- de dilemiyeceği içtihadında bulun. muştur. Bunun için af kanununun tat- bikine mebde olan 28 temmuz 933 tarihinden evvel vuku bulmuş 3 seneye kadar mahkümiyetler ve sabıkalar muhakemelörde tekerrü- reesas olmamaktadır. Esrar satan bir adam Petrograt ve Şenyuva pasta- hanelerinde esrar satarken yaka - lanan Nuri bir sene hapse ve 200 İira para cezasına mahküm olmuş- tur, Eroinci manav Hayri de bir se- ne hapse ve 200 lira para cezasına mahküm edilmiştir. » n Sıcak, anormal mi? İki gündenberi havalar fazla 1- sınmış, terletici sıcaklar başlamış- tır. Bu mevsimde bu kadar sıcak hissedilmesi anormal O zannedil - miş, fakat iz bu sıcakların tabii olduğunu söylemiştir . Dün sıcaklık Ürt ci 24 Ek dar yüktelmiştir. Havaların fazla sıcak bissedilmesinde iki gün evveline kadar soğukların de- vam “etmiş bulunmasının da te - siri vardır, Dün hicri takvim itibarile Muhar » rem ayının onuna müsadifti. Alinin 0- #ulları Hasen ve Hüseyinin Maaviye- nin oğlu Yezit tarafından şehit edil - meleri dolayısile İraniler bugün ma - tem tutarlar. ve Kerbelâda vuruşmalı âyinler olur, Eskiden şehrimizdeki İra niler de vuruşurlardı. Fakat bu men « edilmiştir, Şimdi yalnız Valde Hanın da mersiye okurlar. Dün de resimde görülen İranlı hoca efendi tarafından mersiye ge rsi Bugün İraniler Üsküdarda Seyidahmet deresine gi - derek aşure pişirecekler ve yiyecek - lerdir. Sİ Halicin kalkınması için Şehrimizin malik olduğu bin bir türlü hasusiyeile:den birisi de o « nun Haliç gibi her kıyı şehirde bu- lunmuyan bir iç limana malik ol - masıdır. Öteden beri bakımsızlık yüzün- || den dolmakta olduğu iddia edilen ve son günlerde Kasımpaşa önün- | de bir de adacığın tekevvün etme- || ğe başladığı görülen bu emsalsiz Haliç, Köğuthane deresi ağzında bulunması itibarile bakılmıya bakıl mıya er geç dolmıya namzettir. j Şehrin üç türlü deniz nakliye va- | sıtaları içinde en küçüğü olan ve | Haliç'in hususiyeline göre yapılan Haliç vapurlarının ziyan etmekte oldukları iddiası, aşağı yukarı meb de tarihi haylı eski olan bir iddia- dır. Bu iddianin şimulü ve mahi- yeti, ancak şirket hesaplarının va- kifane tetkikinden sonra anlaşıla- bilir. Yalnız eşhas sermayesile teşek» kül eden ve senelerden beri faali- yette bulunan otobüslerin sakilde- ki ir rekabetinin, Haliç teessir ettiği su gölürmiyen bir ha. | kü Nitekim otobüs rekabeti, tesirini devletsermayesile müesses | olan Haydarpaşa banliyö hattında da göstermiştir. Kadıköyüne ayak basan bir adamın, hemen bir adım ilerisinde harekete hazır bir otobüs bulması gibi © kolaylığa rağmen Haydarpaşa'ya ayak atan ayni a- damın, bir sürü yol teptikten, gişe- de bilet almak için beklemek mec- buriyetinde bulunduktan sonra bir haylı yol teperek tren basamağına ayak atabilmesi gibi zorluklar, da- ha sonra her iki nakil vasıtaları &- rasındaki aşağı yukarı fiat farkla rı, tabiatile halkı otobüslere s€v- ketmektedir. Ğ i EE lan ve otobüs- ve lerimi ne müsait olan asfalt şosenin inşa- s1, banliyö hattı için ağır bir darbe olmuş ve o havalinin sıklet merke. #ini, dağ etekleri olan içerilere ya- yılmaktan menederek manzara ifi- Barile harikulâde güzel olan sahile çekmiştir. Yarın Eminönü - Eyüp tramvayı inşası, tasavvurdan tahakkuk sahâ- sına çıktığı gün Haliç vapurları nın bugünkünden daha çok elim bir vaziyete, hattâ aciz haline dü- şeceklerinde şüphe yoktur. Bir taraftan Eyübe doğru tram- vay hattı döşenmesi etrafında mü- zakereler yapılırken diğer cihetten Haliç Şirketini şehir namına istim- lâk etmek, görürüşte para ile başa belâ satın almaktan (farksızdır. Lâkin Haliç demek, şüphesiz ki E minönü ile Eyüp arasındaki risah- dut sahil parçası demek değildir. Haliç'i yalnız bu noktadan mütale- a etmek pek sakat ve basit — o'ur.' Ona için biz Haliç'i, ancak kül halinde tetkik etmek ıztırarındâ - yız. O takdirde ise manzara ve işin şekli tamamen değişir. Haliç de- nilen şehrin bu kısmını korumak, onun kalkınmasının temini neye mütevakkıfsa yapmak ve hülâsa o- nun adım adım harabiye gitmesini menetimek elzemdir ve her şeyden evvel şehrin vazifesidir. az vi ne kadar takdire | İâyu te hareketse bilhassa yarın bir iş merkezi olmıya müsait ve bugün « den buna namzet bulunan Haliç' in kalkınmasına çalışmak ta, her halde ondan hiç te daha aşağı kal. mıyan bir lüzum ve zarurettir. Salâhattin ENİS BORSA (iş Bankasmdan alınan cetveldir) 24 Nisan 934 Akşam Fiyatları ESHAM ? ÇEK FİYATLARI Prsğ Viyana Moskova