© manda mahalli garnizonun, genç Kemaleddin Koca Derviş'i yetirdikten beri çok zaman geçmedi. Onun yaraları henüz yüreğimizden silinmedi. Bu defa da ikinci bir felâketle karşı aştık. Türk ordusu Kemalettin Sa- mi'yi de yetirdi. 324 yılında, Osmanlı İmparator- luğunun genç Türk ihtilâlini kandığı zamanlarda tahsili; ren Kemalettin Sami (Erzincan) daki ilk vazifesine başladığı za- Türklere karşı yaptığı reaksiyon ayaklanması vakasına şahit oluyor. Mektepli zabitlerin ölüm tehdidi ile kışladan kovulup — atıldığı bir karışıklıkta, genç erkânıharp veka- yiin içine atılıyor. Yobaz ruhları yatıştırıyor, başsız kalan ordunun başına geçiyor, gençliğe ve inkılâ- ba karşı hazırlanan bir kıyameti durduruyor, anarşiye hâkim olu- yor. İşte Kemalettin Sami'nin kah. ramanlığının ve kendiliğinden ha- reket etmek vasfının ilk misali bu- dur. Bir müddet sonra Pangaltıdaki Harbiye Mektebinin tabiye mual- limliğini deruhte eden genç erkâ- mıharp zabiti, Balkan kavgası çı- kınca (Yanya)daki müstakil ko- lordunun iyesine tayin edilmiştir. Yanya müdafaasında, her fırsattan istifade ederek ne- ferlerin ve mülâzımlerin kurşunlar ve gülleler altında çarpıştıkları dövüş meydanlarına kendini ka- tan genç erkânıharp burada arka- daşları arasında kahramanlığı ve sönmez ateşi ve heyecanı ile parla dı. Yıllarca tedavisi ile uğraştığı ve kendisine “çolak Kemal,, laka- bını verdiren ağır yarasını burada aldı. Ve kavganm sonunda fevka- Jâdeden binbaşılığa terfi ettiril- mek suretile taltif edildi. Kemalettin Sami, büyük cihan savaşının başında bir müddet ko- lunun şifa bulmayan yarasını o- narmakla uğraştığından savaşın fa- al safhalarma katılamadı. Fakat, küçük bir salâh elde edince (Hi- caz)a gönderildi ve (Maan)da i- kinci kuvvei seferiye erkânıharbi- ye reisliğini deruhte eyledi. Ve he- men, Hicaz asilerine karşı tertip e- dilen bir hareketin emir ve kuman- dasını eline aldı. (Vadi Musa) ha- reketini, Kemalettin Sami'nin, er- kânıharp olmaktan ziyade kuman- 4 'danlık evsafınm bir / nişanesidir. Burada elde ettiği o muvaffakıyet yüzünden, ikinci defa olarak fev- kalâdeden terfi etmiş ve kayma- kam olmuştur. Büyük savaşım mütarekesinde ls e ee ında Kemale. tin Sami, İngiliz işgal ordusunun, ve Türk düşmanı olan bütün un- surlarm karşısında İstanbulda mil- li ruhun ve maneviyatın temel di- reklerinden birisi idi. 16 Mart fa- ciasında, Fatihteki neferlerimizi uyku yatağında basıp eyen katiller, Kemalettin Sami'yi ele ge- giremediklerinden dolayı çok ha- yıflandılar. Bu hâdise esnasında Anadoluya srvışmağa muvaffak o- lan genç kumandan (İkinci İnönü) örüldüğü üzere burada yeni kuru- m birinci fırkaya kumanda et- miştir. Bu fırka, (İnönü) mevziinin en sağ cenahında bulunuyordu. Mu- harebenin ilk günü, | şiddetli bir L Askeri Bahisler | Sami Paşa topçu ateşinden sonra “Yunanlılar mevzie taarruz etmişler ve mevzi- İn en yüksek kısmı ile merkez kıs- mı, demiryoluna kadar düşmanın eline geçmiş ve “buradaki fırkala- rın ihtiyattaki taburlarile ve kanlı zayiat mukabilinde yapılan muka- bil taarruzlarla mevzilerin tekrar elde edilmesi teşebbüsü muvaffak olamamıştı. Fakat en sağ cenahta- Lr — Tina $ ki Kemalettin Sami paşa fırkası mevziinde tutunmağa (o muvaffak olduğu gibi cephesini cenuba kır- mak suretile düşmanın ilerlemesi- ne yan ateşlerle engel olmuştur. Birinci fırka, müteakip o günlerde dahi mükerrer mukabil darbeler ve hücumlarla Yunanlıları yıpratmış ve sağ cenaha hâkim olarak cephe kumandanının bizzat takdir ve te- şekkürlerini kazanmıştır. Neticede, İsmet paşa hazretleri, Kemalettin Sami'yi: “tarihe yeni bir zafer say- fası ilâve ettiniz,, sözlerile takdir eylemiştir. Kütahya, Eskişehir ve Sakarya dövüşlerinde 4 cü grupa kuman- da eden Kemalettin Sami Büyük Afyon taarruzunda beşinci, seki- zinci ve on beşinci fırkalardan mü- rekkep dördüncü kolorduya ku- manda etmiştir. Bu © kolordunun hissesine, Yunan müdafaa cephesi- nin en mühim bir kısmı olan 1370 rakımlı (Erikmen) tepeleri düş- müştü. Bu tepelere, yaptığı inatçı saldırımlarla tepeler bir kaç defa alınmış ve veril nihayet taarruzun ikinci ola- rak hâkim olmuş, düşmanı perişan bir surette ovaya dökmüş ve mevzi- in mühim bir kilit noktasmı yar. mak suretile Afyon kırımının ka- zanılmasında mühim bir âmil ol- muştur. Bir iki gün sonra, Başkuman- danlık karrmında; Gaziden aldığı direktiflerle (Dumlupmar) Yolunu kapayan vö yok etme kırrmını anık layan yıldızlardan birisi de Kema- lettin Sami idi. İşte, genç denebi- lecek bir yaşta (o hayata gözlerini yuman bu kahramanlığın,enerjinin, vatan seviciliğin o timsali olan ku mandanın mesleği böyle çetin va- kalar ve savaşlar içinde vücut bul. muştur. Bir millet için herhangi bir mes- insanlar işti rahi de değildir. Iyi bir mektep, uzun bir çalışma, kâfi derecede bir kabiliyet ile yüksek doktorlar, mühendisler, vesair tek- nik erbabı elde edilebiliyor. Fakat büyük insan kütlelerini savaş mey- danlarında sevk ve idare edecek ve bir milletin ve vatanm bahasına Milliyet'in edebi tefrikası: 58 KANLISIR — Bunlar, tehlikeli hastalık mr? Idukça, . . doktor, alay ettiğimin farkına var- miştı; — Sana, şaka geliyor, azizim. Halbuki ben, bunda hakikaten teh- like görüyorum. Doktor, acaba gücenmiş mi idi? Fakat onun bu endişelerini ci telâkki etmek, bence imki İşin içyüzünü «anlatacak doktorun da ayakları suya erecek... Lâkin anlatmak uzun... Doktor, belki de anlamıyacak, bunu da be- nim, vehim (kurbanı olduğuma hameledecek: — Peki, doktor, ne gibi tehlike? Doktorun sesi dargın değil — Bu gidişle aklını oynatabilir. sin. Gayri ihtiyari güldüm: — Bu asırda delilik, hastalıkla- m ve tehlikelerin en hafifidir, dok torcuğum. Yazan: Mahmut YESARİ 6” ler arasına giriverir - sin. Meçhul korkular, | vehimler, yavaş yavaş muayyen şekillere, ha- yallere bürünmeğe başlarlar, | bu suretle bir veçhe, bir şekil alan kor ku, vehim, bir fikri sabit haline gi- tönnin kep. inbüne,mahiyetine erdiği üikümler değildir. Şururun hududu, tayin edilememiştir. — Bu mukaddimeyi bırak tn be. nim hastalığımı söyle. .. Doktor, gözlerimin İ yor, sesini yavaşlatıyor: Hani Sırrı Nevres, profesyo- nel kumarbazdı? Halim Siret Be, yin musirrane tekliflerine hep özü dilemekle mukabele etti. <<“ Boynumu bükmekten başka çâre — Yanılmışım, doktor. e bakı. kolordunun | ISTANBUL 18,15; Plâk meyriyatı, 18,45; Fçamatzen tarafndan A, MIS m, 10,10; Plâk. 19:50: Muh- musiki konseri, BUDAPEŞTE, 860 m. 18,30: Odeon ve Parlefen — plâkları. 19,18: Ders. 1945: Taganni. o 20,45: Konser, talebesi tarafından konser. e 2245ı Haberler. 23,104 Donapaluta otelinden naklen dans i, 24: İngilizce konferans. 24,15: Sig; BÜKREŞ İM m. 13: Plâk. — Haberler. — Plâk, MİLANO, TORINO, CENOVA, TRIYES. TE FFLORANSA, 18,10: Tagannili Vs, 30,40: Pl OMSö: aHiberler, ler, 21,204 Plâk, 21, 45; Stüdyodan üç perdelik bir temsil, Müte akiben dans musikisi, 24: Son haberler, VİYANA Bor. 1820: Şimdiki Avusturyalı güle inden eserler. — bestekârların habe. 2025: Adolf Pawscher caz takımı, HAMBURG, izm arkaları plâklar. - Zi: İlkbahar ii haber 4: Mor BELGRAT, 437m. 18: Müsahabe, 1930: Dans plâkler. 1925: R dan ipe naklen opera Hemi ROMAŞ NAPOLİ, BARI 1810: Orkestra konseri 1858: e Pİ Arnavutça haberler. Münahabe. 21,20: Plâk, — Plâk. 22: Bir opera veya her- hangi bir temsilin nakli KONISVUSTERHAUSEN, 18,20: Çay musikisi, 14 » “Neşeli öksün, berleri: 24: Faraguvay ve Arjantin balk bava- İRTİHAL Piyade kaymakamlığından müte - kait ve İş Bankasınm kıymetli me - murlarından Maraşlı Beyazıt zade Ab. dülkadir Bey muztarip bulunduğu hastalıktan şifayat olamıyarak dün sa bah saat dokuzda vefat etmiştir. Ce- nazesi Vefadaki hanesinden öğleden sonra kaldırılarak Merközefendide defnedilmiştir. Merhumün vefatı ken- dini tanıyanlar arasında büyük bir te- essür bırakmıştır. Kederdide ailesine beyanı tı t eyleriz. malolacak meydan muharebeleri- ni yüksek kumandanlar yetiştirmek her millet için arzu e- dilen zamanda © mümkün olacak bir şey değildir. Ancak, tarihlerin. de büyük hâdiseler kurmuş ve yük- sek anane ve ruh — sahibi ırkların | ahfadıdır, ki leri sayesinde büyük kuman- danlara sahip £ olabiliyorlar. İşte Kemalettin Sami de yüksek ırkının seciyesi ile ve Balkan harbi, büyük harp ve İstiklâl: harbi gibi üç bü- yük hadisenin bir çok tecrübelerin | içinde yoğurulmuş, kavrulmuş, piş- miş, gin bir asker, yaman bir ku- idi. Gelecek bir harpte, en büyük birliklerin sevk ve idaresini itimat ile onun elleri arasına verebi lirdik. İşte, bu yüzdendir; ki Kema- lettin Sami'nin vefatı, Derviş paşa- nın arkasından bizim yürekleri- mizde ikinci bir derin yara açmış- tar, Hüseyin RAHMİ CİNOĞLU kika sen, insanlara © güç alışırsm. Hattâ çok defalar, dostluktan bile kaçındığının farkındayım. Fakat bu çekingenlik, başkalarının aley- hinde, ve bir iki görüşte, kat'i hük- münü vermeni icap ettirmez. Ya- nılmış olduğunu itiraf ediyorsun... O halde, geri dönsene.., Eski fik. rinden, kararından caysana. .. Ha- yır... Halin, tavrın, sesinin ahen- gi, eski şüphelerinde, eüdişelerin- de ayak dirediği va İş- te, gördüğüm bu... İllet, hastalık burada, . .- Ahmet Bey, © Mehmet Bey, şu veya bu, şahıs, mevzuuba- his değil... Ayağa kalkıyorum; kolundan tutarak doktoru da kaldırıyorum: — Biraz bahçede dolaşalım, dok tor... İncirliğe doğru yürüyelim. Güzel bir mehtap var. Doktor, hiç itiraz etmedi. Çiçek bahçesini geçtik, incirliğe doğru yürüyorduk: l SARAY sineması Yarın akşam saat 18,30 da Konservatuar Konser Heyeti (Yaylı sazlar orkestrası) (İkinci konseri) Şef dorkestr Cemal Reşit Bey Solist: ALİ SEZAİ BEY Şimdiden biletler satılmaktadır. Fiyatlar: 50-100-150 kuruş YENİ NEŞRİYAT Istanbulun camileri Halil Etem Bey “İstanbul ca- mileri,, hakkında fransızca bir ki- tap neşretmiştir. Bir harita ve (3) resmi ihtiva eden bu kitap İstan - bulun büyük küçük, belli ca- mileri hakkında malü'ratı va etmektedir. Yalnız ecnebiler için değil, İ. tanbullular için de böyle bir kit. ba ihtiyaç vardı. 147 sahifeden iba- ret olan eser, ayni zamanda tenüz kâğrda basılmıştır. Minicik lügat Tefeyyüz (kütüphanesi tarafından Fransızcadan Türkçeye yeni bir lügat kitabı neşredilmiştir. “Minicik Tügat” ismini taşıyan bu lügat en çok kullanı- lan Fransızca kelimeleri içinde topla. makta ve hacim itibarile de bir : yelek cebinde taşınacak derece de küçüktür. İnkılâbımız ideoloji ve realite karşısında Üniversite profesörlerinden Dr. Menemenli Etem Bey tarafından inkalâbımızın tarihi tekâmülü ve i- deolojisi ve realitede | tahakkuku imkânları hakkında olan bu eser çıkmıştır. Tavsiye ederiz. Napoleon “Tayfur, piyesi o müellifi Ali Mustafa Beyin (Napoleon) isim- li beş perdelik faciası intişar et « | miştir. Okuyucularımıza tavsiye ! ederiz. i İmroz yolu İİ e PERŞEMBE sürü Ga lata rıbtımndan saat 18de TAY- İİ YAR vapuru kalkar. Gidiş ve İ dönüşte mutat iskelelere uğrar. Asrın umdesi “MİLLİYET” tr. — Arasıra, . Lâfolsun, Bulunduğum meclisi sıkmamak i- diye... çin... Bazan, muhite de uymak lâzım... Sesimdeki, halimdeki samimiyet de vermişti: — Anlıyorum. . . Teşekkürle gülümsedim; — Mersi, doktor. . , — Sonra? — Sırrı Nevres, Halim Siret gi- bi alelâde kumarbaz değil... evve- lâ, bu nokta üzerinde durmalısın... Halim Siret, alelâde, eğer siz, dok- torlar gibi her harekete bir teşhis koymak icap ediyorsa, normal bir kumarbazdır. O, kendini, sadece ve yalnızca kumara vermiştir. He- defi, yalnr zkumardır. Fakat Sırrı Nevres'e gelince. . — Doktor, sana bir itirafta bulü- nacağım. Doktor Nüzhet Süleyman, bir - den dikkatle doğrulmuştu, Ay ışığı vuran yüzünde mütereddit kırışma lar vardı. Fakat gözleri hayretten ziyade sevinçle parlıyordu. — Dektor, ben, Sırrı Nevres'le , başımı sallıyordum: Doktor, merakla sordu: — Sırı Nevres'e gelince? Bir daire çizer gibi kolumu oyna tıyordum: — Onda ne marifet yok ki.. Mü- rai, hilekâr: 5. Sureti rütmeyi gayet ustalıkla beraribi. Yarın akşam: Büyük gala müsamiresile “| TÜRK ve SUMER sinemalarında ANKARA Türkiyenin Kalbidir ! Türk milletinin 10 yıllık fikir, iş ve ideal mücadelesinin yüksek eserlerini gösteren bu büyük filmi, her Türk görmelidir. Yerlerinizi evvelden temin ediniz. Sigortalarınızı Galal ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaplırmaymız. Telefon : Beyoğlu 4.4888 Maliye Vekâletinden: | Vekâlette münhal bulunan 200 lira ücretli mali tetl&” kat bürosu mütercimliğine Fransızca ve İnilizce vakıf ve bilhassa Fransızcadan Türkçeye 1830 0 mürac: lâzımdır. Müsabakaya dahil olabilmek için memurin kan: nun  üncü maddesinde muharrer evsafı haiz olmak ve b ka bir işle meşgul bulunmamak şarttır, # d İstanbul Ticaret Mü 234.934 pazartesi Milk Terzi, Kumaşçı ve Elbiseciler cemiyetinin İdare heyeti intihabı 26-4.934 perşembe gününe tehir edildiği ve 4 © Vakıf hanındaki cemiyet merkezinde | saat 10 dan 15 e kadar rey kabul © (15048) ceği alikadarlara ilân olunur. Istanbul Jandarma Kumandanlığındi! Sarıyer kazası Jandarma bölük dairesinin bedeli en ; Bayram olduğu içim (1910), (882) lira olan tamiratı pazarlıkla yaptırılacaktır. Tali keşifnameyi ve şeraiti görmek üzere her gün İstanbul V yet Jandarma Kumandanlığına ve pazarlığa iştirak ig 10 da muvakkat teminat 28-4-934 cumartesi günü saat Sarıyer Jandarma Dairesindeki o Komisyona mür: lüzumu ilân olunur. (1879) MATBUAT CEMİYETİ MERK İttihaz edilmek üzere: TAKSİM ŞİŞHANE KARAKOİ TÜNEL arasındaki cadde ve sokaklar içlerinde SATILIK BİNA veya ARSASI OLANLAR ile böyle 8. atı deruhte edebilecek MİMAR MÜTEAHHİTLERİN yazı ile 20 Nisana Ankara caddesi Orhan Bey Hanı adresi? Istanbul Matbuat Cemiyetir Müracaatları rica olunmaktadır, iyor... Saffetine, samimiyetin dostluğuna, etrafı inandırabiliyer.. Fişler, oyun kâğıtları, onun elinde, sadece talihin, kaderin, kısmetin, gözü bağlı esirleri değildir... Döktor, bir adım gerilemişti: — Ne diyorsun? Elimle, sakin olmasını işaret et- tim: — Dinle, doktorcuğum.., Din. le... Dostlarının, ahbaplarının iş- lerini gördüğü, işlerine yaradığı anlarda, iyice emin ol ki (o evvelâ kendi çıkarmı temin eder. Bunu öyle meharetle yapar ki şüphe, zan altında kalmak şöyle dursun, minnet bekleyen bir gurur ve ifli- harla göğsünü gerer, alnını açarak başını dik tutar, Doktorun ilk hayreti geçmiş, de- rin derin düşünmeğe başlamıştı: — Sana inanıyorum. .. Ve buna rağmen hayretten kendimi alamr- yorum. . — Sırrı Nevres'in bütün kuvveti Mi.» inanılacak gibi değil. . . Kollarımı açtım, bu tim- le ne anlatmak istiyordum?, Hem fikrimin genişl , hem ona karşı olan muhabbetimi gösteriyordum. O dakikada doktoru kucaklasay * düm, sım sıkı bağrıma bassaydım, habbetimi anlatamazdım. Niçin, niye insanlar tam manasile, istedikleri fade edebilmek kıyordum: — Neden? amm TE 20 a Bu sefer, doktora cik — Gene mi hastayım? 4 — Evet, hastasın ! YA hastalığın tehlikeli rm hesabına çok 2 — Doktor, beni eski la korkütüyorsun? kolayca inandığımız ha çok basittir. ve Türkçed Fransızcaya mükemmelen tercümeye muktedir bir memuf lmacaktır, 28/Nisan/934 Cumartesi günü saat 14 de İsti bulda Vilâyet konağında İstanbul Maliye murakipli karada Vekâlet kalemi mahsus müdürlüğüne çil Yorgun yorgün içimi p — En inanılmı e