. Mİ ve birh lari ” kalh | rında Amerikan Kırklarelinde elektrik Şehirde umumi vaziyet - İkinci müfettiş liğin ihdası - Kırklarelinde sevinç KIRKLARELİ, (Milliyet) Üç gündenberi Kırklarelideyim. Muhtelif fasılalarla zaman zaman uğradığım bu kasabayı her zaman ki ziyaretimden biraz daha yeni- leşmiş ve güzelleşmiş buluyorum. Cemiyet hayatı, Edirnedeki kadar cazip ve kuvvetli olmamakla be- raber, batı sınırının şerefli bayrak larından birini teşkil eden bu dal. galı şehrin hars ve irfan ve iktisat hayatında hiç te istisgar edilmiye. cek kadar güzel ve bariz bir sa- tılışı var.. Edirnenin 53 kilometre şarkm- da İstiranca, sıra dağlarma bağlı bir takım tepelerin garp eteklerin de birleşen bu şehir büyük bir vi- lâyet olamamışsa da, bir kaza ha- line girmeğe de lâyik ve müstehak kya umumi müfettiş- tibarla, yalnız şehir halkını ğil, ayni zamanda şehrin 15000 nüfusu barındıran manevi şahsiye tini de hakkiyle sevindirmiştir. Sırbi: tan, Bulgaristan ve Make donyadan gelen muhacirler kısa bir zamanda kalkınmışlar ve mem leketin iktisadi hayatında müessir vazifeler almışlardır. Bu itibarla ki zamanlarda şarap ve konyak tiyle ve üzümlerile öğü- nen ve Fransaya kadar şarap ren- gini gönderen bu dilber şehir, Bal abinin bütün tahribatına rağ men mükemmel ve asri bağl dutluklar ve bademlikler yeti meğe başlamıştır. Münbit ve mah suldar olan bu topraklarda her ne r hububat ve meyve yetişmekle e bilhassa üzüm, kaysi, zer- ali, badem ve tütün yetişmekte Mel miktarda pancar ekil- Fransızlar, Bordoya Okadar Kırklareli şarabını reji götür pe ve İstanbula Fransız şara- ! getirerek kendi“ şaraplarımızı asırlarca bize satmışlardır. Bu şöh şe vaktiyle ariz olan filoksera â- | İetinden kurtarıp yeniden ihya et mek maksadiyle 90 dönüm ikta. asma fidanlığı np getirilmiş ve ziraat mü- Yan hiğü tarafından son aylarda 4250) şe: bin çubuk meccanen da b Muhtelif yerlerde ve ihassa İynele İkizçe nahiyesinde #enevi 100 - 150 kutu ipek böceği açılmakta ve kozacılığa ehemmi- gi Yet verilmektedir. rakyanın en nefis tütünleri Kırklarelide yetişir denilse mühba- ğa edilmiş olmaz. 926, 927, ve senelerinde birer milyon kü- Sur kilogramlık tütün istihsali vu- kubulduğu halde fiat düşkünlüğü yüzünden bu yılın verimi maale- sef 4 - 500 bin kiloyu geçememiş” tir. Halkın fint düşkünlüğü yüzün- len müşteki bulundukları gördüm. İpek mübayaatında yüksek nevi- er on beş kuruşa almırken son za larda bu fiatin dörtte birini ulamadıklarını görmüşlerdir. , b Gi asının intizamlı e'eri halkı daha ziyade pan- Ezine hevesine Sn sne » Filhakika Kırklareli halkı bu anın F.li mükâfatını l bu yıl zarfında, tah- çrinden ziyade görmüşlerdir. *rklareli ormanlarında keres- büyük ağaçlar yoksa müsaittir, eli köylüleri Bunun için Kırk- oduncululeia Pilhassa hassa kömürlük fade ederler, ye oyunculuktan İF yerlerinde ye muhte- ır, kurşun, demir ye “e memiş enleri mevcut ol. era wi İlu şeker Fabrikasının iletiş A/PU- ğ yaçlarını payan ve muni iyi pan kireç ocaklarile alçı &ci çamuru ocakları vardır. , Kasabada Koca Hızır, Ah; itat, Tevfik Fikret, Ziya Kök İp ve Cümhuriyet ilkmektepleri bir muhtelit orta mektep var. r. veli. Halkevi tarafmdan inşa ve ida ilen yeni bir sinema binası Belediyenin hususi muhasebe ie birleşerek 31000 liraya mey- pa getirdiği güzel bir elektrik kilâtının ihdas edilmiş olma | Bir saatte 34 kilo mangal kö. | mürü yakan ve 85 beygir kuvvet de olan bu fabrika motörü hem ta sarruflu bir ciha zolması itibariy- İe, hem de kömürün kilosunu elli paraya satan vilâyet köylülerine yardımı itibariyle hayırlı bir mü- €ssese halinde kurulmuştur. Moto- run yağ sarfiyatı da günde bir li- rayı tecavüz etmiyecektir, Kırklara eriştiğim günün ferda sı Kurban Bayrammın arifesine rastlıyordu. Tayyare cemiyeti mü- fettişi Emin Ali Bey Silimsirden başlıyarak sırasiyle Çorlü, Uzun- köprü, Tekirdağı, Malkara, Ke şan, İpsıla ve Edirne havalisini do laşarak buraya gelmiş bulunuyor- | du. Isparta, Bordur, Niğde ve Kon ya halkının geçen Kurban bayra- | mında kurbanlarının derilerini de gil, bütünlerini teberrü ettiklerini bildiriyordu. Kırklareli Tayyare cemiyeti İ- | dare heyeti odasında konuşulan | sözlerden bir gün sonra Tayyare | cemiyeti binasının önü beş yüzü mütecaviz iri boylu kınalı kurban lık konuylarla dolmuş bulunuyor- du, Yün dalgası halinde sokakları dolduran bu manzararyı gözyaş- Türklerinin yüksek duyğuları ö- nünde derin savörlarla iğildim, * Borasit ihvacatı BANDIRMA, (iMlliyet) — Ö- merköy nahiyesine bağlı Demirka- pı köyü civarındaki Borasit şirke- ti son senelerde ihraç miktarını tahdit etmiştir. 1932 senesinde ih raç ve sevkettiği miktar altı bin küsur ton, 1933 teki ihracatı altı bin üç yüz tondur. Fakat meselâ 928 senesinde ay- lık ihraç miktarı bin beş yüz ile iki bin ton arasında idi. İşlerin daralmasından en ziya- de müteessir olan işçi ve demiryo- Tudur. On beş tonluk bir vagon bora- sit hamulesi Ömerköyden Bandır- maya kırksekiz liraya naklolunur. Şu halde senevi demiryolunun bo- rasitten kazancı vasati olarak on dokuz bin lira kadardır. iki misline yakın bir mikta rı buluyor. Bu hal ihraç miktarı nım azalmasında tesir yapmakta dır. Bandırmada bu gibi mevaddin tahmili mavnalarla ve amele kuv- ere yapılmakta olduğunu söyle mek vasıtanın i ii olduğunu ke eyi eri a ketinin Madenden Yonuna kadar ol, bavai hattı bü kısımda iakiiyak; mira e hale getirmekte bileli in müşkülleri istikbalde başl iskelesi | olması muhalıkai 7S Bandırmada asri tahmil ve tahlişe tesisatı ve mahfuz liman vücude getirmek zaruri olacaktır. Tokat mekteplerinde mlisamara TOKAT, (Milliyet) — Tokdı. mızın kız ve erkek orta; side de her Pürüelii e talebeler kendi aralarında müsa- mere ve her Cuma konferanslar vermektedirler. Bu suretle arkadaşlık muhab- betlerini daha esaslı bir şekilde kavvetlendirmeğe hazırlanıyor lar, Çetin ve amansız bayat mücadelesinde Ma, kası mevcuttur. Şehrin her ta iL. tesisatı teşmil edilen bu fab i anım ışıkları iki gün sonra bü- ir şehri nurlandıracaktır. larile temaşa ederken batı smırı | Methmet BEHÇET | — pe — —— 2. AN İzmitte gürültilemücâdele Mudanya köylüsü okuyor Sobanın başında elinde kitap veya Anadolu şehirlerini de öyle sakin ve asüde zannetmeyiniz İzmit Hükümet daires ve saat kulesi: (Bu bina evvelce Saltan Aziz için yapılmıştır).. IZMİT, (Milliyet) — İstanbula çok kimseler sanıyorlar ki, Anado lu şehirleri gürültüsüz, sakin, asu- de bir yerdir. Kimdemiş efen- dim?. Gürültüyle mücadeleyi yal- nız İstanbula hasretmek bence hiç bir zaman doğru olamaz.. Bunu, en ufak kazalarımıza kadar yay- mak lâzım. Hattâ, bana kalırsa, çeşit çeşit cemiyetler arasında, bir de “Gürültü ile mücadele cemiye- ti” açmalıyız. Umarım ki, başa bütün İzmitliler, bu, cemiye- tin en hararetli ve en köklü azala- rından olacaklardır. Sabahm saat dü, Si arasında k-rozlardan evvel, gezici satıcıla- | ro kalın, akortsuz sesleri duyulu- yeri — Sütçüü — Ispanak, prasa, lâhana.. Hay © maydanoooz.. Derya kuzuları yavrummm.. Torik, torik... Tatlı tatlı uykumdan, gözler Di uğuştura uğuştura, imahimur, rahmur uyanıyorum. Asabi, asabi kızar gibi olurken, âşık Memonun âşık sesi kaba kaba çınlıyor: — Malamadır bu simit... — Okkalıktır, bu simit.. Ve sonra hançeresini yırta, yır- ta boğuk boğuk ilâve ediyor: Eskişehir unundan, Yeni çıktı fırındannnn... Hay çıkmaz olaydı Âşık Efen- di... Sağa sola dönüyorum: — Verdik kırkı, bitti korku, na sıl olsa saat dokuza kadar vakit var, biraz daha uyurum, diyorum. Gözlerimi kapamamla açmam bir oluyor?. İmkânımı var efendim. | Bir de bakıyorum ki, akla, fikre gelmez sesler peydahlanıyor: -—— Haydi halaççççe. Say sayabildiğin kadar... Ya, o gelip geçen trenler, hele onların uzun uzun çınlıyan düdük *| gürıyor diye. leri.. Otomobiller, arabalar, atlar, şekil şekil hayvanlar... İşin çıkar yolu her günkü hayat meşgalesine koşmak,. Kapıdan adımımı atar atmaz ya bir traşçı yakâlıyor, ya- hutta bir dilenci ibi yakama sarılıyor... çe seçe akşamı ederken, kafam şiş ti, yorgun yorgun yemek yemek olmaz. Gazi Mektebi tarafları gü- zelleşti; hava alayım diyorum. Bir de bakıyorum k, İtfaiye bir yıldı. rım gibi geliyor: — Eyvah, gene yangın var diye yüreğim hop hop ediyor ve ağzı- ma da bir hayli toz, toprak dolu- yor, bir de ne göreyim, itfaiye geri dönmüş. Allah razı olsun bir tanı- dık merakımı, hayretimi gideri. yor. Meğerse manevra yapıyorlar- mış... Sira sıra kahveler tıklım tık- lım dolu... Gazetemi rahatça oku- mak için değil, oturmak boş yer yok.. Her kafadan bir ses, bir nağme yükseliyor. Herkes bir o- yun oynuyor. Tavla, altmış altı, domine ve imfefini bilmediğim türlü yunlar, Sinemaya gitrem, film henüz , Memlekette bir oku- ma yeri yok. Peki amma ne yap- eve gidip sırt üslü yatmak... Öyle yapıyorum. Pijama mı giyerken satıcıların sesleri din miş değildir. Şu: ki, günde yirmi otuz yumurta içi- yor. Ya bu davudi sesli Arnavut: — Bozaana, Booobaaa.. Dedik çe merhametten merhamete düşü- yorum... Adamcağız yüz para ka- zanmak için gece yarıları bile ba- tir. Kafamızın selâmeti, sinirlerimi zin saadeti nam ve hesabına bir de cemiyet kurmak, her halde Ameri kankârı bir garabet olmıyacaktır. Cevdet YAKUP Tekirdağınada bir tren hattı uzatılsa.. Tekirdağlılar ikinci umumi müfettişlik teşkilâtından çok şeyler bekleyorlar Tekirdağı TEKİRDAĞI, (Milliyet) — Trak» yada ikinci bir umumi müfettişliği ihdası dolayısiyle bu vatan parçası iktisadi hayat ve faaliyetinin inkişaf edeceğine iman ediyoruz. Cümhuriyetin ilânindanberi ticari işlerde daima bir salâh ve zirai ha- yata bir canlılık müşahede edilen Trakya bu vesile ile yakin bir âtide Avrupa şehirlerinden farksız bir ha- danları bütün Trakya şehirlerine tev gazete okuyan köylü MUDANYA, (Milliyet) — Ev. velki mektuplarımdan birinde Mu danya maarifinin ıslahı etrafında yüksek gayretlerile muvaffakiyet- li neticeler elde ettiğini yazdığım maarif memuru Rıfkı Beyin şimdi de Halkevi reisiliğine seçildiğini öğrendim. Bu vesile ile hem tebrik etmek, hem de Mudanya Halkevi- nin çalışma faali; öğrenmek maksadiyl kendisini makamında ziyaret ettim. Ayni zamanda Halk Fırkası idare heyetinde de vazife almış olan * bu kıymetli maarifçi bana, daha henüz bir kaç ay evvel taazzuv ve teşekkül etmiş olan Mu danya Halkevinin mesaisini ve bu mesaiden az zamanda doğan fay- dalı neticeleri anlatmadan evvel halkın bilhassa köylünün maarife karşı olan yüksek alâkasından ha- raretle bahsetmeğe başladı. Ötedenberi sık sık temas etti- ğim bu kaza halkınm maarife ver diği ehemmiyeti zaten biliyordum. Harp inkılâbına başlandığı kadan itibaren halkın ve köylü- nün okuma ve öğrenme hususun- da — birbirine rekabet edereezi- ne — gösterdiği sonsuz gayretleri ve bunun faydalı neticelerini hak- kıyla öğrenmek istiyenler bugün, benim gibi tarlası başında öküzle- rini dinlendiren bir köylüyü elin- de her hangi bir mecmua veya ga zeteyi okur vaziyette gördükleri zaman tamamiyle iman edecek ve anlıyabilecektir. Sakit hâlifelerle geçmişlerinin cebri ve istibdat çenberlerinin ezici sikleti altında senelerce inletlikleri bu milletin bugünkü Cümhuriyet rejiminin fe- yizli neticelerine kavuşuşlarını, Ga zi inkılâbının nurlandırdığı yollar da tam bir inanış ve sarsılmaz bir ümitle ilerlediklerini her görüştük leri kimselere büyük bir fahir ve gururla anlatan Türk köylüsü bence hakikaten okuyor. Ve oku- duklarından kendileri için faydalı gördüklerini tatbika © çalışıyor. ludanyada görüştüğüm köy. lülerden bir çoğunu bü ai bizzat gördüm. Ve dinledim. Bu- nun için, Mudanya Halkevinin bu çalışkan, meraklı köylüye yapaca- ğı hizmetlerden ümitli neticeler elde edeceğine de kani bulunuyo- Bununla beraber, diğer şehirle g- imizde olduğu gibi Mudanya Hal kevinin de kül acadak ağn vaffakiyetli ve ileri hamleelrinden çok iyi neticelerin elde edileceği- ne emin olunmalıdır. Halkevi rei- si Rıfkı Beyin ifadesinden, şimdi. lik beş şube halinde çalışan Mu- danya Halkevinin en. ziyade köy. cülük şubesine ehemmiyet verdiği İıyor. Çünkü medeni hayatın icapla- rından kendilerine uygun gelenle- Madanya Halkevinin küşat zi ediliyor. Şu halde Trakya zirai bir memleket olmaktan ziyade ayni za- manda bir meyvecilik beldesi olaca» ğı anlaşılıyor. 2 Orman, ziraat, meyvecilik ve istih salâtı hayyaniye gibi mütenevvi ka- zanç köylümüzü sıkın! cak, yete geçmesi Trakyann inkişaf ve tekâmülü- ne saik olacaktır. , Trakya şehirlerinin iktısaden yük selmesi ancak limanrmızın modern bir hale ifrağiyle mümkün olur. Trakya şehirlerine en yakın ve ay ni zamanda en elverişli ithal ve ih- raç iskelesi Tekirdağı demek daha ji E Mudanya Halkevi reisi Rıfkı Bey ri aynen kabul ve tatbik etmek Mudanya köylüsünün en arzu edilen bir şey olduğunu ev- velce yazdığım gibi halk kongvesi münasebetiyle belediyede verilen bir ziyafette geçen e dan de salamiştam. Köylünün bü. tün bu ihtiyaçlarını yakından gö- ren ve anlıyan Mudanya Halkevi- hin ker şeyden evvel köylüyü ten- vir ve irşat hususunda gösteri gayretleri de takdir etmemek müm kün değildir. Mudanyanın bütün köylerini bi rer birer gezen, köylünün dertleri ni dinliyen, her ihtiyaçları temi ne çalışan köycülük şubesi ayni za manda köylünün işinden ve saba- nı başından ayrılmamasını temin edi bir çok çarelere vaş vur- muş, hükümet dairelerinde, mahke melerde köylüye ait işleri takibe Bundan başka köylü, / daki ufak tefek ihtilâflara Jenti ie nihayet vermek azmiyle işe sarı lan bu şube, onları daha sıkı şekil lerde birbirine kayn: vesi leler ihdas etmiş, birlikler vücuda getirmiş, bayramlar tertip etmiş- tir. İçtima ihayatm yaşayış tarzla. rmı köylüye öğretmek, zirai bilği- lerini arttermak, sıhhi vaziyetiesi üzerinde müessir olabilecek ted- birlere baş vurmak bu şubenin en ki Spor, la i ii yat Kizmlarında, da kere LE Ga 4 gayesinden birini teşkil et- faaliyet göze çarpıyor. i DERVİŞ resminden bir intiba... doğrudur. Bir tüccar gerek ithalât işlerinde, gerekse ihracat işlerinde limanımız- dan ehven masrafla her hangi işini görebilir. Bu itibarla da bize “23” ki lometrede bulunan Muratlıdan bir tren hattımın Tekirdağma raptedil- mesi mümkün olduğu takdirde İstan- buldan ziyade bütün Trakya tacirle- ri bu hattı tercih edeceklerinde şüp- he yoktur. Çünkü ithalât emteasında yapıla- cak masraflar İstanbula nisbetle pek dun, belki de İstanbul satışı üzerin- den emtea temini kolaylaşacaktır. Trakyanm iktisadi hayatında bu hattın inşası bir bel kemiği vazifesi- ei göre bütün Trakyalılar bunu sevgili hükümetimizden bekli- yorlar, ilerin adedi çoktur / |