Her akşamki melodram! — Haftanın yazın — Yeşilay Cemiyetine ithaf İnsan oğlu her zorlu; mül etmeyi öğrenmeli, söz söylemeğe gelmez. Lâkin be- mül edemem. Zorla “değil ya!.. Niçin tahammül edemem? Orası- nı bilmiyorum. Fakat imkânı yok. Sarhoş cilvelerine dayanamam.. Bilmem , hiç sarhoş, amma bil diğimiz alaturka klâsik sarhoş meclisinde bulundunuz mu? Alla- hım biribirlerine ne soğukluklar yaparlar.. Rakının ilk kadehler- de verdiği nezaket, incelik ve mü- rayilikten mürekkep bir cilâ var- dır. Hele o devrede ayık bir a- dam bunları seyrederken deli o- olur alimallah. . Farzedelim ki: A, B, C Beyler akşamları bir kaç kadeh parlatmağa gidiyor- lar.. Daha meyhaneye gitmeden evvel sululuğu başlar. A — Ee söyle bakalım C Bey! Bu akşam Ata beydeyiz ha!.. (A- ta, atmak mastarından bir soğuk Tâfıtır.) C — Eyvallah şahım! Koca şükür! (Bu sözlerin de manası yoktur. Heyeti umumiyesi güya bayat felsefesinden bir parça ifa- de eder) B yor! A — Hayır! Ben Balıkpaza- rmda bir ufak meyhane keşfet tim. Duble rakı 1Z kuruşa. Meze istediğin kadar. Kılıç balığma ka- dar veriyon herif! Bu akşam sizi oraya götüreyim... C — Tapon bir şey olmasın?.. Ben kötü rakı içmem. Midemi bozar (sanki iyisi bozmazmış gi- bi!) Üç kafadar, Balıkpazarmın, balıkhane taraflarında kılıf gibi dar ve uzun bir meyhaneye gider- ler.. Daha saat altıda içerisi do- ludur. Ağır bir anason, sarım- sak, ispirto ve tütün kokusundan yayılan sinekler kendilerini rast gele her meze tabağına atmakta. dırlar. İçerisi siste Halicin man- zarasını veriyor. Düdük çalma- dan girenin müsademe tehlikesi var. Bizim üç arkadaş Hiristonun meyhanesine girerler. pasam.. (Bu söz Gene Yankoya mı gidi- A — Hiriste oğlum! Bize şöy- le bir köşe Hiriste — Amesos beyim! Çinin Dimitri! ki taksa töv- az yerleşirler... Beş dakikalık bir Bilecik, Büyükada, Dimitrakopulo hangisi dahi şada kâh birinin, keyfi daha parlak dağa, van mideye dokunmadığı söylenmek- tedir... Kadehler gelir.. A — Şerefeli. B — Afiyet şeker olsun... C— Nurol! Bu sözler her klâsik rakı masa- sının muayyen klişeleridir.. A — (Mezeden bir lokma al dıktan sonra) Hiristo! Sen bizi unuttun! Şöyle biraz meze getir bakalım. Kooperatif, dir?. Bu papi Hiristo — Simdi pasam, sim- di! Kılıç getireceğim... , İkinci ve üçüncü kadehlere ka- dar görüşülen sözler, meyhanenin ucuzluğu, rakmın iyiliği ve niha- yet tabii hayatın meyhane köşesi- ne aksetmiş talisiz bazı sahneleri- dir.. Üçüncüden sonra: — (Paketi B ye uzatarak ve dilini üst dudağile dişleri arasma ) namusum bakkiçin se- verim.. Canımı feda ederim. İkini- ze B — Var ol! Kalp kalbe kar- şıdır.. Dünyada insan arkadaş sa- hibi olmalı... C — Birer tane daha! Arka- daşlık şerefine... Çekerli A — Hiristo, pedimu!. Me. kapses!. Hani bizim mezeler?.. B — Dünyada ne vardır?. C — Kerem et!. Dünya ve ma- fiha!. A — O başka!. O başka! Ma- fiha başka. Lâkin bu dünyanın üstü varsa altı da vardır.. B — Altı kere altı kemeraltı... C — (Kahkaha ile güler) kah! kah! kah. A — Yooo! Rica ederim. Muhabbet malüm ya!.. Alay da o- lur,. Lâkin.. Ç — Alay da olur kalay da... -B — Rica ederim... MİLLİYET CUMARTESİ 30 KANUNUFVVEL 1933 ŞEHİR HABERLERİ Ekomera!l Yeni ölçülerin Tatbikatı Pazartesinden itibaren tatbikata başlanıyor Yeni ayar ve ölçüler kanununun tat- bikatma Pazartesi gününden itibaren başlanacaktır. Evvelki gün yapılan içti- mada kabul edilen ölçüler fiaticri Bele- diyece alâkadarana resmen tebliğ edil miştir. Dürkü nüahamızda yazılı olan bu fiatlerden fazla istiyen ölçü âmilleri haklarında kanuni takibat yapılacaktır. Belediye, bu fiztleri azami had oalrek kabul ettiğinden âmillerin işlerine ge- lenlerin daha ucuz satış yapmamalarma mahal yoktur. Yeni ölçü fiatlerinin tesbiti için ev- velki gün yapılan içtimaa iştirak eden Iktısat Vekâleti müstöşarı Hüsnü Be- yin bugün Ankaraya avdeti muhtemel. Fabrikalarda tetkikat Iktısat “Vekâleti ticaret müsteşarı Hüsnü Bey iki gündenberi şehrimizde bulunmaktadır. Hüsnü Bey, sanayi pro- gram: hakkında burada fabrikalar ve a- Mikadar yerlerle temas ederek bazı yeni malümat almaktadır. Hüsnü Bey Cumar tesi günü Ankaraya gidecektir. Mısırda konserva sanayii Mısırda sebze ve balık konservesi sa mayi başlamıştır. İskenderiyede büyük bir fabrika kurulmuştur. Şimdilik yalnız domates konservesi yapacak, bu fabrika ileride sardalya balığı konserveleri dahi yapacaktır. Misir sebzeli raca hazırlanıyor. Beyaz kömür İktısat vekâleti yeni teşkilatında konserve halinde ih Hükümet yeni sanayi programın- da elektrik işine de büyük bir ehem- miyet verecektir. Bu münasebetle A- nadolunun muhtlif yerlerindeki akar sulardan, şellâlelerin umumi vaziyeti ve bunlardan ne dereceye kadar isti- fade edileceği tetkik edileektir. Yeni fabr'kaların bu gibi su kuv- vetleri yanmda kurulacağı söylenmek: tedir. Ankarada sanayi müdüriyetin- de elektrik mühendislerinden mürek- kep bir grup, sanayi programının elek trikleşme kısmını tetkik etmektedir. ler. —— — ——— buyurun.. Arzedeyim.. A— Kerem et!, Ben terbiyesizliğe Bunun burası... C — Bilâder! Sen rakıyı ağzı- na içmiyorsun |, A — Yumruğunu masaya vu- rarak) bunun burası, azizim, edep sofrasıdır. Ben adamım geçmişi- Bi... C — Ulan Bomonti kabadayı- 11... Ne çabuk matiz oldun.. B — Durun yahu! A — Yooo! Rica ederim. Her- kesin namusu var. Azizim. İnsa- nın, rica ederim, kulağından çıka- nı ağzı işitmeli.. o Anlaşıldı mı?. Ben anlamıyana anlatırım... . C — Atma! Çamlar beylik.. A — Ayağa kalkar, C de kalkar. B ikisinin arasında kavgaya mani olmak ister.. Meyhaneci ve çıra- ğı üç müşteriyi teskine uğraşırlar... Saat sekize gelmiştir. Biribirine kaleme gelmez bir hayli söz söy- lerler., Paraları verirler. Her biri bir liradan fazla verir.. A nın cebinde seksen beş,B ninkinde otuz ve C nin kese- sinde altmış yı kuruş kalmış tır... : Balıkpazarınm Oo arkasından Kantarcılara oradan da Beyazıt tarikile evlerine giderler. Bütün bu yollardan, çamur, küfür ve gö- renlerin alaylarma bulaşmış ola- rak geçerler. Evde her birinde birer, ikişer gocuk gözleri korku ile rica ara; sında bu sarhoş babayı beklerler. e ana mütevekkil ve müşteki: ir... Sofraya gelen kâh patates, kâh kuru fasulye ve bazan da in pekmezi . Balıkpazarında karnı- nı doyuran sarhoş yemez, beğen- mez, küfür eder ve zıbarır. Ertesi günü, bu meyhane ya- rani biribirlerini selâmlarlar ve: — Dün akşam biraz keyif ol duk amma, iyi eğlendi O gün bunlardan kii icra ihbarnamesi, kimisine bir el bise taksiti makbuzu, kimisine ço- cuğunun mektep kitapalrının fa- turası gelir.. Amma.. Ceplerinde- ki paraların miktarını size söyle- dim... Veremezler.. Onlar dün ak- şam keyiftiler, malüm Ya!... İşte bizde ekseri eğlencelerin klâsik tipi budur. sa eN Kardeşim! dayanamam.. diye Terkos için Yeni borular Sekiz vapur | boru geldi daha da gelecek Belediyenin, Terkos su miktarını ço Zaltmak için Avrupaya sipariş ettiği bo rulardan sekiz vapur dolusu ir, Daha üç vapar boru gelecektir. Gelen borular 10 santimetreden 90 sanlimetre kutruna kadardır. Bunarla 70 kilometre lik bir sahada tesisat değiştirilecektir. Borulardan bir kısmı ana tesisat için dir. Borular Karaağaç mezbahasının ar kasındaki bir arsaya depo edilmiştir. Ha valar iyileşince işe başlanacaktır. Kapanma saatinden sonra Birahane ve meyhanelerin geceleri kapanma saatleri zabıtaca tesbit edilip kendilerine bildirildiği halde ötede beri de bazı meyhanelerin bu saatler haricin de içki sattıkları anlaşılmıştır. Bu gibi meyhaneler kapanma saati gelince dükkânın kepenklerini kapaya- rak gizlice içeriye müşter'leri alıp geç vakitlere kadar içki içirmektedirler. Zabıta bunun önüne geçmek üzere yeniden arkı tertibat almıştır. Maha'le işleri Mahalle muhtarları yarın akşamdan itibaren tarihe karışacaktır. Pazartesi gününden itibaren bu busutaki kanun meriyete girecektir. Kaymakamlar ba gün de Belediye reisi muavini Nuri Be yin nezdinde toplanarak kanunun tatbi- katına ait izahamenin tesbitini ikmal e- deceklerdir. Mahrukat fiatları Belediye mahrukat miktarını ve fin lerini yeniden tetk k ettirmiştir. On beş, yirmi gündenberi meşe ve gürgen odun larının Giatleri arasında bir fark kalma- muştur. Odunun çekisi iskelede 360, mahalle aralrında 380 - 400 kuruş ara sındadır. Bundan başka bir aydanberi hiç gelmediği içi sada birinci nevi kuru odun bulmak pek güçtür. Önümüzde kışın bitmesine epeyi 2a- man olduğu halde fatlerin bu kadar yük selmesi, kış sonuna doğru fiailerin daha ziyade artacağını gösteriyor. Fakir halktan çoğu, ısmmek İçin an- cak gündelik odununu tedarik edecek vaziyettedir. Belediyenin kışın ekmek kadar mühim olan odun, kömür ilerile daha yakında alâkadar olmasını temen- ni ederiz. —— — Oyun kâğıtları Hilâliahmer, oyun kâğıtları fiatlerin- den bir miktar tenzilât yapmışır. Yugoslav tayyarecileri müsabakadan vazgeçtiler Mısırda yapılacak beynelmilel tay- yare mi iştirak etmek ü- zere Kahireye gitmiş olan Yugosl tayyarecileri, müsabakaya iştirak mekten vazgeçerek dün akşam Ha- lep tarikile Yeşilköye gelmişlerdir. Yugoslavya tayyare heyeti ha şubesi müdürü umumisi ve Yugoslav- ya Aero klübü ilkimci reisi Mösyö Tadia Sondermeyer başmühendiz Pra ikal, şef plot, Viâdimir Siri- Aero klüp umumi kâtibi Du- şen Markoviç, Yugoslavya hava Şi keti müdürü Mösyö Radişa Nişaviç, ten ibarettir. Heyet üç motörlü bir lan Belgrada gideceklerdir. Batan vapurlar Viyanada bulunan Hans Mayer- hofer isminde bir müessese İktisat vekâletine müracaat ederek, seneler. denberi kaza, fırtma ve sair sebepler- le sahillerimizde batan: gemilerin bir listesini istemiştir. | BORSA l (iş Bankasından alınan cetvelidir) 28 Kânunuevvel 1933 Akşam Fiatları İstikrarı dahili | 95 1933 İstikrarı 9750 $ Elektrik erk 2. yolları RAS Trammey 2695 $ Tümel 577 19775 347415 42083 3578 7859 1004 Berlin Belgrad Zoti Peyta Bükreş Moskova (Satış) Amsterdam Sofya 11760 Ss425 NUKUT Kuruş 167 601.50 14 219 Tın 24 818 5 Kuruş 2 Şile Av, naz Türkistandan Ankaraya Üç genç, 86 günde, tahsil için geldiler Şarki Türkistandan kalkarak Hindis tan dağlarını. aşıp 86 günde Ankaraya gelen üç kardeş Türk yavrusu on gün- denberi Ankarada bulunmaktadırlar. Bunlardan en büyüğü 18 yaşlarında Rifat, ortancası 14 yaşında Cevdet ve küçüğü de 10 yaşımda Ferdustur. “Rifat, çok düzğün bir Türkçe ile, bü tün Türkirtanın meftun olduğu Gesi Mustafa Kemal Hazretlerinin ve İsmet Paşanın bulundukları merkezden feyiz almak ve bu ilhainla yetişmek ve kandi- sile kardeşi Cevdetin askeri mektebe girmek istedilderini ve kız kardeşleri Ferdusun doktor olmak emeline bulun duğunu, babalarının ve annelerinin Tür kistanda Fkmektep bocalığı yaptığını söplüyerek demiştir kiz « — Babamız Ahmet Ferit Efendi bi zi Ankaraya kadar gönderebilecek ser- veti yoktur. Biz, Türkistandan üç atla yola çıktık. Babam, fazla ev eşyasını sa tp, pahada ağırca şeylerini rehine ko yap bize bu üç atı tedarik etmişti. Hare ket etiğimiz gün yalnız üç günlük ekme imiz vardı. Yola çıkarken arkamızdan lah sizleri okumuş, memlekete dönmüş görürüz» diye bağır. yorlardı. Yolda ilk tevakkuf ettğimiz yer, Keşmir oldu ve oradan hayvanla 45 kün de Fişaver'e geldik, Atlarmızı 150 rub leye, Türkiye parasile 75 - 100 liraya satbik, Fişaver'den dört günde trenle Karaşiye, oradan da beş günde vapurla Basraya geldik. Tren, bizi m üç günde Bağdada, otomobile de üç günde Bağdatan Musula getirdi. Musulda pa- ramız bitti, yüksek makamlardan e dam istedi. Bizi Zalıoya gönderdiler. © radan Türkiye hududuna geçtik. Hudut karakou bizi misafir elti. Yemek verdi. Bir gayretle Çizlayı tuttuk ve oradan da hayvanla Mardine, sonra Adanaya, oradan Kayseriye geçtik ve Kayseriden Aniaraya geldik. Ankarada indiğimiz otelde bizi zabı taya çağırdılar. Yanımızda Gazi Hazret lerile İsmet Paşaya ve Maarif Vekili Hikmet Bcye yazılmış mektuplar vardı. Söyledik, bizi otele inde ettiler. Ertesi günü Maarif Vekili Bey tarafından ka- bul ve Gazi Enstitüsüne misafir edil » Rifat Efendi: «Yolda karşılarına bir haydut çıka ne yapacaktınız?» sünline hayret ederek şöyle mukabele etmiştir: korkunç ve ısstz yerleri ak- Ismıza böyle bir ihtimal gelmeden geç- tik. Hem bizim taraflarda böyle hursız- hik, şakavet olmaz, kimsenin parasma kimse dokunamaz. Para e alınır». Galatasaray bankacılık mezunları kongresi Galatasaray Ticaret ve Bankacılık Na besi mezunları cemiyeti kongresi dün cemiyetin Beyoğlundaki merkezinde top lanmıştır. İstanbulda bulunan azan mühim bir kosmı içimada hazır bulu muşlardır. İdare heyeti namına umumi kâtip Faruk Bey Birlik faaliyeti halkın da izahat vermiş ve verilen izahat kâfi görülerek idare heyetini kıymetli icr atından dolayı tebrik edilmişir. Bundan sonr; idare heyeti inti- hap edilmiştir. Narin zade Fa- tin, ikinci reisliğe Arif, umumi kâtipliğe de Mecdi Beyler. intihap edilmişlerdir. . Niğdeli talebe birlik yapıyor Üniversite ve yüksek mekteplerde o- kuyan Niğdeli gençler, dün Halkevinde bir toplantı yapmılar ve bir birlik tesisi- ni görüşmüşlerdir. Birlik, Niğdeli genç lerin tanışmalarına, aralarında tesanüt teminine ve Niğde milli havalarını top- lamağa çalışacaktır. Erzurum lisesi mezunları Erzurum İisesi mezunları, dün gece Halkevinde senelik kongrelerini aktet- Tıp talebe cemiyeti kongresi Tıp Talebe Cemiyeti senelik kongre si, dün Halkevi salonunda cemiyet reisi Feruzan Bey tarafından açılmıştır. Feruzan Bey, bu sene Tıbbiyye gire rek tap ailesine dahil olan ilk sınıftaki ar kadaşlarını tebrik ederek kendilerine mu Bundan sonra mürakabe heyeti rapo ru okunarak tasvip edilmiş ve müteaki 'ben önümüzdeki sene faaliyeti mevzuu- bahis yemem 2 Azadan bazıları bu hususta söz söyle mişlerdir. Neticede, bu faaliyetin esas edilmiş ve yeni idare heyei nü, Ali Riza, Yusuf, Mustafa Beyler in tihap edilmiştir. Tah, Flkmet çe Mustafa Beyler inti hap olunmuştur. Yet Percy Lorraine'in kânunusaninin 15 veya 16 sında şehrimize gelmesi bok- İngiliz sefi Denizde Bir ceset bulundu On beş gün evvel boğulan Agop olduğu anlaşıldı Dün sabah Samatyada Kazlı Çeş- mede deniz kenarda bir ceset bu- lunmuştur. Sırtında ceket, pantalon, ve ayağında yün beyaz çorap bulu. nan bu cesedin 15 gün evvel Samat- yada denizde boğulan balıkçı Ago- bun cesedi olduğu anlaşılmıştır. Kulübede esrarkeşler Davutpaşa civarmda İbrahim is- minde bir adamın boş arsalardan bi- rine küçük bir kulübe yaparak bura» da esrarkeşleri topladığı haber alın- muş, polis memurları evvelki gece kulübeyi gözetlemişlerdir. Gece yarısından sonra bir kaç ki- şi kulübeye girmişler, biraz sonra da polisler gitmişlerdir. Memurlar içeriye girince İbrahim ile diğer üç kişinin kulübede kabak- In esrar içmekte olduklarını görmüş lerdir. Esrarkeşler kaçmak istemiş lerse de hepsi de yakatanmışlardır. Kabak ve kulübede bulunan bir kaç paket esrar müsadere edilmiş, esrarkeşler adliyeye verilmişlerdir. Han odasında kumarbazlar Süleyman isminde birinin bir han- da bir oda kiralayarak burada kumar oynatmakta olduğu haber alınmış, za- bıta burasını tarassut altıma almıştır. Evvelki gece geç vakit şüpheli bazı kimseler bu odaya toplanmışlar. dır. Bir müddet sonra polisler de ©- daya girmislerdir. Odada Süleyman, Ali, Seyit, Ts- mail, Satılmış ve Yusuf isimlerinde altı kişi kırmar oynarlarken ocürmü meshut halinde yakalanmışlardır. Masanm üzerinde kumar paraları da bulunmustur. Odada yapıl a rastırmada bir dolabm icinde kâğıt, rulet, zar ve saire gbi bir cok ku- mar aletleri brtunmuştur. Bunlar mü- sadere edilmiştir. Çarpan otomobil Fenerde oturan Koço, Pangaltı. dan geçerken Limonciyan efendinin idaresindeki 451 numaralı hususi 6- tomobilin sadamesine uğramış ve sol ayağımdan yaralanmıştır. Tramvaydan düşan kaçakçı Fatihte Şekerci harmda oturan Salâhattin oğlu Hüsnü, Fatihte tram- yaydan düşmüş, ve üzeri aranınca 20 paket köylü sigarası bulunmuş tar, Gökten düşen sıva parçası Edirnekapıda sür haricine çıkıla- cak kapımın yanında tramvay bekli- mall oradaki efendinin bakkal! dükkânının. üstündeki kârgir binadan büyük bir sıva parçası düşmüştür. Ağır surette yaralanan muallim, hastaneye kaldı- rılmıştır. Hamile kadın dövülür mü? Beyoğlunda Mektep sokağında ©- turan Dikran efendi, hamile olan ki- racısı Madam Rozayi dövmüş ve der- dest edilmiştir. Gümrüklerde Yolcu eşyası Türk limanlarından gelerek Karaköy ve Sirkeci rıhtımlarına yanaşan vapur» lardan, yolcu eşyaları şimdiye kadar bir inlizam dahilinde olmaksızm, bir çok ha mallar tarafından çıkarılıyordu. Bu ha- mallar büviyetleri malüm olındığı İ- çin, bir çok eşyalar kayboluyor ve sık sık şikâyetlere yol açıyordu. Bu vaziyeti göz önünde tutan yolcu salonu müdürlüğü, bu vapurlardan ba- gaj çıkaracak hamalları tesbit etmiş ve dan gelen yolcu vapurlarından, eşya çı karamıyacaklardır. Aç kalan koyunlar Sırbistandan 1950 damızlık koyunla İngiliz bandıralı Niaka ismindeki vapur la geçen Pazartesi günü İstanbula ge- len 20 muhacir ailesinin vapurun rıht. mA yanaşamaması ve koyunlardan güm rük resmi alınıp almamıyacağı vir caya kadar dört kere karaya çıkardıkları, yagi yüz den hayvanlardan bazılarının açlıktan telef oldukları haber verilmektedi, Diğer koyunlar, gümrük resmi mese lesi anlaşılıncaya kadar muhafaza altın da Okmeydanına gönderilmiştir. Mahi Müddeiumumi Kenan Bey Ankaradan avdet eden İstanbul mü. dei umumisi Kenan Bey, bugün müdde iumumilik makamına giderek vazifesine devam edecktir. Neşriyat davaları Bugün Üçüncüceza mahkemesinde (Cereyan) gazetesi aleyhindeki müsteh cen karikatür davası rüyet edecekir. m e a — Zekât ve Fitrenizi | Tayyare Cemiyetine © Veriniz rd pi Din ve milliyet Bir kariimiz geçen gün (Noel) hakkında kaydettiğim fikirleri tak» dir ettikten sonra merakla soruyor? | — “Merak ettim. Makalenizde niçin hıristiyanlardan bahsederken mukabilinde Türkler kelimesi kul. lanıyor, niçin müslümanlar demi- yorsunuz?,, Bu kari seli doğradan doğrayai bana değil de (zülfüyar) davasını | halleden arkadaşım ve adaşım (Fe- (/ lek) e soruyor. Hani resmi daire- lerde bir (aidiyeti cihetile kaleme, “ muhasebeye) diye bazı havaleler yaparlar. Felek te aidiyeti cihetile mektubu bana verdi. Görüşelim, Bu nazik meseleyi kendime gö- | re münakaşa ederken peşin olarak hemen kaydedeyim ki fikirlerim sırf kendime aittir. Ne teşkilâtresa- siye kanunu, ne de onun hududuna giren fer' halindeki kanunlarla ve hattâ örf ve âdetle münasebeti yok: tur. f Ben siyasi teşekkülleri (o yalnız milli manada kabul ederim ve fer- de kıymet izafe etmem. İdare kitap larının devlet alet midir, gayet mi- dir? diye gevelediği felsefe ile ve- yahut bir zamanlar hakimane bir düstur gibi tekrar edilen (hüküme & meşruai meşruta) gibi hezeyan- larla ülfetim yoktur.. Bir bünyesini teşkil eden bir tek unsu- run malıdır. Vatandaş kelimesini bile yalnız devlete admı veren un- devlet | sura hasretmeyi doğru bulurum.Va. | tandaşın müradifini ırki evsafını muhafaza eden unsurdan başkasile ifade edemem. Arz üzerinde bir Fransa Devleti vardır. Bu bir uzviyettir ki Fran- sız kanı ile yaşar. Paristeki Notre dame de Paris ile alâkası yoktur. Londranın meşhur (Katedral) “ inde her pazar sabahı orglar pro- testan dininin musikisini (o söyler. Ayni saatlerde Berlin kiliseleri ay- ni havayı terennüm eder. (Fakat Kral Corç Hazretleri Hitler Cenap: * larının tebaası değildir. Mançsterde kâfi miktarda Erme © ni ırkı mevcuttur. Pariste, Marsil | yada bütün şehir varoşları bu un- surun ekseriyeti ile doludur. Fakat “ lâyik Fransa Cümhuriyetinin onla- ra verdiği sıfat protögö'dir. Türkiyede deryada katre misali * bazı Türkten gayri unsurlar vardır. | Türkiye Cümhuriyeti onları kendi — $! tebaası tanımıştır. Fakat onların Türk evsafını haiz olmadıklarını söylemeğe kimse lüzum görmez. Denize niçin sulusun? demek ki- min aklına gelir! Müslüman kelimesini niçin kul. lanmadığıma gelince... Ben milli da, valardan bahsederken dini abii ri lüzumsuz telâkki ederim, Lâyik, Türkiyenin bu yoldaki mütaleası da kanunlarla ifade edilmiştir. Fakat“ $ ben ona temas etmiyerek fikrimi i-“ zah edeyim. Değil cemiyetlerin vie dani telâkkileri, hattâ fertlerin a- kide ve kanaatleri hakkında mün kaşa etmeyi doğru bulmam. Yal nız bazı merasime, zevahire ai ni telâkkiler zamanla örf ve âdet | şeklini almış, manasını bile değiş- tirmiştir. Dini , tarihi günler halk kitlesinin ruhuna adeta yemek, iç- mek gibi zaruretler halinde işle- miştir. Ben Türk cemiyetini huris- tiyanlık âleminin bu şekildeki te: lerinden uzak görmek isterim. (No- el) in bazı öz Türk © yuvalarınd Avrupai bir âdet halinde telâkki edilişini manasız ve çirkin buldu- um için bahsi açtım. Açtım ve bugün de din ve milli. yet farkları hakkındaki şahsi kana atlerimi izah ederek kapıyorum. Burhan CAHİT Vilâyette Suçlu memurlar Tereddüt edilen noktalar hakkında bir tamim AF kanununun suçlu memurlara tat. bikinde bazı noktalarda tereddüt edildi. ği nazarı dikkate almarak Dahiliye Ve kâletince bir tamim hazırlanmış ve bu. tamim. vilâyetlere tebliğ edilmişir, İdare heyetince birinci derecede hu kuku âmme davasının ortadan kalktığı. na dair ittihaz olunan meni muhakeme mahiyetindeki kararların ikinci derece de tatbike tabi tutulup | tutulmıyacağı noktasında tereddüt edilmeden karar ve» rilecek ve suçluya usulen tebliğat yapıl. dıktan sonra idare heyetinin verdiği ka ven aki derecede tetkike arzolunacak Beyannameler Şehrimiz maliye şubelerinde, ha- kikata uyup uymadıkları henüz tet- kik edilmiyen beyannamelerin adedi on bini geçmektedir. Müruru zamana uğrayarak hazi- pm ar m ira memesi içi vatle ni i bürüm !