Hükümet; sanayi programın- da elektriğe de ehemmiyet vermektedir. Memleketteki şellâlelerde istifade edilecek FİYATI 5 KURUŞTUR 8 inci sene No. 2835 CUMARTESİ 30 KÂNUNUEVVEL 1993 Sahip ve Başmuharriri: Siirt Meb'usu MAHMUT Almanya fazla münevver is- temeyor. Yüksek tahsili tah- dit etti. Daha ziyade zana- atkâr yetiştirmek isteyor Te: ( Müdür; 24318, Yazı İşleri müdürü 34318. İdare ve Matban: 28816..->«0 Romen Başvekili M. Duca bir talebe tarafından öldürüldü Vicdani bir vazife Kadro ve inkılâptaki esaslar, Komünist esaslardan alınmıştır. Yalnız vicdani değil, milli bir vazife ile de karşılaşmış bulunuyo- rum. Hayatta öyle anlar var ki, bi- Tinen bazı hakikatlerin aydınlatıl- maması, efkârrumumiyenin önüne serilmemesi sadece (bir küsur de- ğil, adeta milli bir günah olur: Geçen ay, muhterem başvekili- mizin: “Fırkamızın (devletçilik vasfı,, başlığı altında özlü, değerli bir yazısını hepimiz seve seve oku- muştuk. Bu yazıda kanaatlerime bilgilerime aykırı telâkki ettiğim bususi bir noktainazar yoktu. Esa- sen muhterem İsmet Paşa da, bu mekalesile ortaya yeni bir tez koy- mak iddiasında bulunmamıştı. Bu yazıda, kurulduğu günden beri ge- rek neşriyat sahasında, gerek ba- na gösterilmiş olan başka çalışma yollarında — prensiplerine candan inanan sadık bir amele gi mü- dafaa ettiğim fırkamın “devletçi- lik vasfı,, izah buyurulmuştu. Bu yazıyı teşrih eden bir mekalemde, başvekilimizin bu izahı, memleke- timizde muayyen bir sistem dahi- linde yapılan ve her tarafta fena te- sirler uyandıran menfi bazı neşriyatı önliyecek kadar kuvvetli, vâzıh ol- duğunu anlatmıştım. Bundan baş- nal ve Türk milletine hâs) diye ürü bazı tezlerin; kommünizm ve bolşevizm neşriya- tından ve prensiplerinden yalnız mülhem olduğunu değil, intihal su- retile aynen alındığını da bu münase betle ilâve etmiştim.Bu ifadem umu mi idi. Doğrudan doğruya Kadroyu ve Kadro'cul. htaf etmiş de- ğildim. Halbuki, Cümhuriyet Halk Fırkası o meb'uslarmdan-Yakup: Kadri Beyin sahibi | bulunduğu Kadro mecmuası bu sözlerimden alınmış, anlattığım o hususiyetleri kendisine matuf telâkki o ederek şahsıma hitaken açık bir mektüp neşretmiştir. bu açık mektupla- delerile — “Bir iemleştirilmiş, tebellür etmiş bir şuurun ifadesi bulunan bu cehitlerini,, meselâ İnkılâp ve Kadronun, “Milli kurtuluş hareket- lerimizin bize ve başkalarına göre telâkki tarzı,, bahsinde maddeler ve formüller haline koyduklarını söylüyorlar, beni de bu madde ve formüllerin kommünist neşriyat ve prensiplerinden alındığını ispa- ta davet ediyorlar. Bu acil ve vic- dani vazifemi geciktirmememi de ayrıca hatırlatıyorlar.. . Hakları vardır: Halk Fırkasının devletçilik vasfını Başvekil Paşa- nım anlayış ve anlatış tarzile, Kad- rocuların anlatmak ve yaymak is- tedikleri devletçilik sisteminin bi- ribirine taban tabana zıt olduğunu göstermek; benim gibi eski bir fır- ka azası için en tabii bir vazife ol- maz mi Halik fırkasının devletçiliği; fır- ka programımızın ruhunda, esasın- da mevcuttur. Halk O Fırkasının devletçiliği; kommünist bir rejimin ideolojisini omüdafaa edenlerin elinde, memleketin içtimai nizamı aleyhinde kullanılacak bir vasıta, bir silâh olamaz. Buna meydan veremeyiz. oDevletçiliğimiz; ko- münist bir cemiyete (tekaddüm eden “intikal devresine,, hâs bir devletçilik, bir devlet sermayedar- lığı de: Bütün kararlarımız, hareketlerimiz, © teşebbüslerimiz yalnız ve yalnız fırka programının prensiplerine istinat edebilir.. , Kadro" ların müdafa ettikleri devletçiliğin mahiyetini, gene ken- di yazılarile ve temayüllerinin, ülkülerinin membalarından alaca- ğım vesikalarla göstereceğim. O vakit bu yazılarımı okuyan bütün vatandaşlar; Başvekil Paşanm — Halk Fırkasının program ve umde- lerine tamamen uygun olan — di- rektifini büsbütün aykırı mahiyet- te alan ve adeta öteden beri kendi tezleri imiş gibi göstermeğe yelte- nen hürmetsizlerin kimlerden iba- — olduğunu görüp anlıyacaklar. ir. Neşriyat hayatında (o tevazudan ayrıldığımı hiç hatırlamam. İspat edemiyeceğim bir davayı o ortaya atmak âdetim değildir. Kadro'cu- ların müdafaa ettiği o belli başlı esaslarda bize aykırı olan bir reji- min prensiplerinden çıkarılan kop- ya fikirleri, intihalleri de — asılla- rile beraber — bu sütunlarda gös- tererek iddiamı tevsik edeceğim. Bu suretle, yalnız yabancı vesika- intihallerle milli tezler a çalışanlar değil “mil- Hi tez şeklinde süslenmiş yabancı tezlerle, gene yabancı tezler mü: dafasına yeltenenler,, de meydana çıkacaktır. ... Kadro'cular açık mektuplarında bana; fırkama, fırkanın şefle: ne ve prensiplerine hürmet tavsiye ediyor ve disiplin dersi veriyorlar: Ben, Başvekil Paşanın mekalesi- ni tefsir ve tenkit etmişim; halbu- ki direktifler yalnız alınır, müna- kaşa ve tefsir edilmez! Ben, tenkit ve tefsirlerimi, yevmi bir gazetede, “Milliyet, te yapmışım; halbuki, bunları ancak Hakimiyeti Milliye". de yazabilirmişim! Ben, İsmet Pa- şanın mekalesini bile bile aynen Milliyet'e almamışım; çünkü kana- atlerime uymaz! Mekalenin çıktı. ğı mecmuanın ismini söylememi. şim; çünkü korkuyorum, işime gel- mez!.. Buna benzer hükümlere ce- vap bile vermeyi lüzumsuz saya- ram. Bence hürmetsizliğin en bü. ; İsmet Paşanın — tıpkı eski sadrazamlar gibi — böyle sözler- den ve muacmelelerden hoşlana- cağını sanmaktır. Anlaşılıyor ki, Kadro'cular; muhterem başvekilin. Hakimiyeti Milliye gazetesi durur- ken, “Devletçilik,, mekalesini niçin Kadro'ya verdiklerini anlamamış- lar. Eğer fırkamızın reisi; fırkasına yeni bir direktif vermek fikrinde bulunsaydı, böyle direktif - meka- lenin intişar yeri ancak Hakimiye- ti Milliye olurdu. Devletçilik me- kalesinin Kadro'da intişarını iste- si; bu mecmuanın sütunlarında öteden beri fırkamızın devletçilik vasfının pek aykırı, fırkamızım esas programında mevcut olmıyan hü- kümlere istinaden © anlatıldığını görmüş olmasındandır. İsmet Pa- şanım hareketi “doğrudur; fakat bundaki espriyi de anlamak ister! | Muhterem başvekilin mekalesinde- ki esas noktalarla, Kadro mecmu- asında öteden beri izah ve müda- faa edilen esaslar arasındaki tezat ve aykırılıkları da — icap ederse — ayrıca tebarüz ettireceğim. Daha bir kaç ay evveline gelin- | ceye kadar, içinde çalışanlarının belli başlıları fırkamızm kadrosu haricinde bulunan Kadro mecmua- sı; fırkaya ve şeflere o karşı bana saygı ve disiplin dersi veriyor. Bir nevi megalomaniye tutulmuşların buna benzer hareketlerine yalnız gülünmez, acınır. Fırkaya, şefleri- ne ve onun müesseselerine, mua- rızlarımın ne kadar saygı besledik. lerini göstermek icap edince, onu yalnız sözle değil, kendi hareket ve yazılarile tevsik etmek ve hatır- latmak her vakit elimdedir, Bu im- kândan — lüzum görürsem — isti- fade edeceğim tabiidir. Fırkama, şeflerine ve onun © prensiplerine olan bağlılığımı anlatmak yolunda bir müdafaayı ise; sadece lüzum- suz görmüş olmakla kalmam; onu, kendi nefsime karşı pek ağır bir hareket telâkki ederim. Fırkacılık ve fırka prensiplerine saygı bakı- mından, herkes, hakkımda vere. ceği hükümde serbesttir. Ben, ge- lecek yazılarımda, Kadro'cularm benden istediği ve dileklerinin çok yerinde olduğunu burada ii mecbur olduğum “vicdani vazife nin, yani Kadrove İnkilâptaki esasların kommünizm esaslardan nasıl kopya edildiğini göstermekle iktifa edeceğim. Sürt Meb'usu MAHMUT | M. Venizelos'a yeni bir suikast mı hâzırlandı? | Eski suikast mürettiplerinin bir gazetesi “Venizelos'u öldürmeli” diye Bağıra ATİNA, 29 (Milliyet) — Za» bıta kumandanı ta» rafından verilen e zelosun evini mu- hafaza etmek üze“ re fevkalâde ted birler alınmıştır. E- vi yüz kadar za“ bit ve nefer kuşat- mış o bulunuyordu. Bu tedbir e bittabi efkârı umumiyede endişeyi mucip olmuştur. Zabıta, Mösyö Venizelosun ne gece bir taarruz vuku bulacağını haber aldığı cihetle böyle bir tedbi- evi- Tophanede geçen o göce | ha- va gazından vuku bulduğunu dünkü nüshamızda yazdığımız — tesemmüm hâdisesi etrafın. daki tahkikata dün ; EI | de devam edilmiş- tir. Tahkikata va- ui ziyet o eden müd. deiamumi munvin- lerinden Feridun B. dün de Tophaneye giderek o mahallen tetkikatta © bulun. muştur. Dünkü nüs- hamızda © neşretti- #imiz — zabıta ra porundan da anl sılacağı üzere, semmüm hâdisesinin , bakkal Ke gork Efendinin dükkünr önünde, tram- vay caddesinde yer altından geçen hava Kegork &#. Dün Fenerbahçeyle karşılaşan İstanbulspor takımı İki senenin Türkiye birin- cileri karşıkarşıya ! Fenerbahçe yorgun bir oyun oynadı ve Dün yapılan futbol lik maçları i- çinde en mi İstanbulsporu 1-0 güçlükle yendi. addedilebilecek ola- Bı, hiç şüphesiz, Taksim stadında bu senenin Türkiye birincisi Fenerbah- şe ile geçen senenin Türkiye birin- cisi İstanbulpsor arasmda yapılan maç tu. Bu maç, sağ tribüne Fenerbahçe yi tutan Fen. saray ve Beşiktaşlıları toplamıştı. a da en mühim ve kretik zamanlarda tuttukları klüpler hesa- bıma hassasiyetlerini izhar eden muh- telif klüplerin idpre heyeti mensup- ları göze çarpıyordu. Fenerbahçe B — İstanbulspor B Taksim stadında ilk maç, öğleden erbahçe ve İstanbulspor B sında oynandı . Çok hâ- kim ve güzel bir oyun neticesinde F: nerbahçeliler maçı 8 — O kazandı- lar. İkinci küme Öğleden sonra, ikinci kümede sim- (Devamı $ inci sahifede) | M. ve Mm. Venizelos re lüzum görüldüğünü , Mösyö Veni- zelosa karşı en ufak teferrüatma ka- dar tesbit edilmiş yeni bir suikast ter- (Devamı -$ irici sahifede) Patlayan çürük havagazı borusu kapatıldı Kordon kaldırıldı.Boğulmak tehlikesin- den kurtulanlar şirketi dava ediyorlar | gazı ana borularından birinin patlaması neticesinde vukua geldiği zi ye mişir. Bu arizâ, evvelki gece boru tılarak muvakkat surette izale ina ve dün çalışırılan amele tarafından esas Jı tamirat yapılmıştır. Bunun üzerine ge Ee, Necati Bey in Bogazkesen yeninden KAŞE vekağma sokağına kadar o- lan adanm“iki tarafı tahliye ettirlerek bu kısım zabitaca kordon altına alırmış ise de, yapılan tamirat neticesinde bu kordon kaldırılmışır. Hâdisede, Havagazı şirketinin ihma- li ve tekâsülü olup olmadığı tetkik edil- mektedir. Boğulmak tehlikesinden kur- tulanlardan fotoğrafçı Mustafa Efendi ve bazı arkadaşları, şirketin aleyhine Ayam 'davası açmağa karar vermişler ir. Boğulmak tehlikesi geçirip hastahane ye kaldırılanlardan meyhaneci Hilmi E- (Devamı $ inci sahifede) Maçtan bir enstantane Etıbba odası kongresine dün iştirak eden dohtortar Doktorlar dün toplandılar Bütçe, mesleki haysiyete uymayan lev “ halar ve kazanç vergisi görüşüldü Etıbba Odası heyeti umumiyesi, dün aş odanın 1931 senesi bütçesi görüşülmüştür. Büt- geye nazaran, Etibba odasının senelik varidatı 43 bin 68, sarfiyatı ise 31 bin 5ZI lira idi. Tevfik Salim Paşa, Fahrettin Kerim, Nabi, Neşet Osman, Süreyya Hidayet, Ömer Lütfi, Murat İbraim, Talât, Ih- san Beyler bütçe münasebetile söz söyle mişlerdir. Neticede bütçe kabul edilmiş- ” Müteakiben Tevfik Salim Paşa, E- tıbba odası azasından bazılarının mesle- ki baysiyete uygun olmıyacak şekilde levha astıklarını mevzuu bahsetmiştir. Esasen, kanuna nazaran doktor tabelâ- ları, caddeye amut vaziyette olmıyacak, üzerinde sadece doktorun ismi, ihtisası ye muayene #natleri yapılacaktır. Oda idare heyetinin, gazetelere verilen bazı uyğunsuz reklâmlarla ciddi surette alâ- kadar olması kararlaştırıldıktan sonra, müzakere olunacağı gazetelerde ya- zlmaştı. İdare heyeti, Jâyihada doktorları Etıbba Muhadenet cemiyeti heyeti Etbba Muhadenet Cemiyeti, he- yeti umumiyesi, dün Etibba odası sa- (Devamı 7 inci sahifede) M.Molotoff dostluğumuzu bir kere daha teyit etti Sovyet- Türk dostluğunun her inkişaf hamlesi sulha doğru bir adımdır MOSKOVA, 29, A. A, — Sovyet Rus- ya merkezi icra komitesinin adi içtima devresinin küşmdından sonra M. Mole- toff milli ikısadiyatın plânını çizen bir nutuk söylemiştir. Bu fırsattan bilistifa- de mümaileyh beynelmilel vaziyetten bahsetmiş ve Sovyet Rusya İle birleşik Amerika arasında diploması münasebet- lerinin teessüs etmesinin Sovyet diplo- masisi için büyük bir muvaffakiyet teş» kil etmekte. olduğunu beyan etmiştir. Mümaileyh sözüne devamla demiştir Biz dalma umumi sulhun tarsini dava &: için mücadele ettik. Silahları bırakma konferansında bütün memleketlere tecaviz memlekete karşı bir misak al teklifinde bulunduk. Malumuunz oldu- ğu veçhile konferans, bu meselenin halli- Bi tehir etti. Fakat bu tehir keyfiyeti bi- zim mütecavizin tarifine dair olan bir mukavelenameyi Lehistan, Fenlandiya, Es tonya, Lituvanya, Letonya, Romanya, Çe koslovokya, Türkiye, İran, Afganistan ile imzalamamıza mani olamadı. Sovyet Rusya bütün o memleketlerle muslihane teşriki mesai siyaseti takip et- mektedir. Bu siyasetin en parlak misali Türkye ile olan münatebetlerimizde gö- rülen inkişaftır. Türkiye Cümbhuriyetinin onuncu (yıl dönümü münasebetile ce- meral Voroşilofun © riyasetindeki Sov- yet heyetinin Türkiyeyi ziyareti ve dost i M. Melotofi memlekette heyete karşı gösterilen fev- kalâde güzel kabul Türk-Rus münase- batının salabetini ve siyasi mana ve & hemmiyetini gösterir. Dün gece geç vakit aldığımız ha- bere nazaran Prag'dan Bükreşe gelmekte olan Romen Başvekili M. Duca tren Sinaya istasyonunda iken bir Üniversite talebesi tarafın dan öldürülmüştür. Talebe M: Du- ca'ya dört kurşun atmış ve kurşun- lar Başvekilin derhal ölümünü in- taç etmiştir. Katilin üzerine atıl mak isteyen M. Duca'nın yanında bulunan Romen meb'uslarndan M. Constantinesco da bir kurşun iyerek yere düşmüştür. Zabıta der hal katil Üniversite talebesini ya- kalamıştır. Katil cinayetin | siyasi Son dakika BEZELERİ Romanya Başvekili M. Duca öldürüldü Katil bir Üniversite talebesidir. Bir meb'us ağır yaralı itiraf et sebepler istinat ettiği miştir, M. Constantinesco'nun vaziye- ti ümitsizdir. Romanyada milli köylü fırkası- na istinat eden Vaida hükümeti meclisin ekseriyetini haiz olduğu halde geçen ay ansızın istifa etme- si üzerine M. Ducanın liberal hü- kümeti mevkii iktidara gelmişti. Liberal fırkası geçen hafta yapı lan intihapda kabir bir ekseriyet kazanmıştı. Bu şekilde Duca kabi- nesinin uzun ömürlü olabileceği tahmin ediliyordu.