gz iktisadi bahisler İ (Propaganda!) Siyasette propaganda, ticarette Temin; yanı ıcıkun hassası! As- ruützua bu kuvvetin şumulü o ka- Gar gen.şıyor, beşer üzerinde te- $iri o kauar arlıyor ki, artık tan mâx - tânıtmax, inanmak - inan- dirmak mecburiyelleri adeta yaşa» ma ve yaaşlma ıhtıyaç.arının başlı- caları arasina karışmıştır. Bilhas- sa müteraxki memleketlerde ruhi nuiuzlara gün geçtikçe ehemmiyet verilmektevir. tennin, ilmin her sahasınua akla gelmiyen istiane- İerie telkin imkânları düşünülüyor. ve tatbık ediliyor. İyi reklâm teş- kat dayanmıyan bir o tucaret müessesesinin sermayesizlikten daha elim bir eksikliği ola! uha kaktır. Bır malın nefaseti tanımak ve tanıtımakla belli olur, Her han- gi sanat şubesinin Oo mamulâtı ne kadar sağıam olursa olsun — prezante edilmedikçe — deposun- da zamanla ihtiyarlamağa (veya daha fenası çürümeğe mahküm- dur. Hatıâ en çok sevilen, en faz- la popüler sinema yıldızları en bol reklam masrafile süslü olanlarıdır. Reklâmcılık uğurunda garp ve yı ni dünyada nazarıdikkati celp iç ahlâk kaidslerinden bile uzakla- şumakta, binbir hile ve hud'aya başvurulmaktadır. Bunlar da za- manımızda meşru bir tebessümle karşılanıyor. Hükümet ile millet arasında en sıkı bagıantıyı doğuran ve besle- yen, bazı ruevzii aykırılıkları or- tadan kaldıran en büyük kuvvet anatma teskılâtıır. Bu teşkilâtın çalışma tarzı programlı ve müte- mavi ise rabıta da devamlı ve sağ- lamdır. Beynelmilel münasebetlerde, pro | pagandanm taalıyet (sahası art- | maktadır. Cenev'ın muhteşem de- korlu diplomatik salonlarınm öl gülmüş, biçilmiş nutuklarını, yığın yığın adetli raporları küçücük €- İektrik şerareleri arkasına saklan- mış radyodaki mantık'ı bir haykı- rış parça, parça ediyor. O yılların emeğini taşıyan nutuklar, rapor- lar bir kırpıntı kümesi kadar can- siz ve manasız kalıyor. Yeşil örtü- lü masalarda fikirler çarpışmak- tan ziyade gecenin sakin karanlı- ğına savrulan elektrikli sözler d ha özlü neticeler verdi; kaktır. Son zamanlarda iki ayrı ırka mensup devlet adamlarının bu elektrik kürsüsünden inilletlerine hıtapıarı ayni zamanda biribirleri- ni tatmin veya tehdit eden muha- vere zeminini teşkil etti ruz. Aksayışarkta. demiryollarının maliyet fiatini, fabrika adedini, ik- tısadi hususiyetierini radyo mer- kezleri size hazırlanmış br etüt ha- bnde önünüze döker. Arzu edilen her şeyi zorla fakat yadırgatma- dan öğretmek için telsiz stüdyoları lisan koleksiyonu bolluğu ile konu- şuyorlar. Tabı makinelerinin de bu cep- hede oynadığı rol küçük değild Yüz binlerce kilometrelik zi sahibi, milyonlarca tebaalı bir dev- let günün birinde yabancı diyarda- ki gazetenin muayyen kari kitlesi ne hitap edebilmek, kendi ülkesi ni tanılmak ve milletini sev mek için bazan bütün sayıfalarını kabarık yekünler mukabili U satın aldığına şahit oluyoruz. Şu kısa bakışla anlaşılıyor ki, insanların hissiyatını tahrik veya tenmiye etmek (zamanımızın en mühim ihtısas şubesi ve © ihtiyacı olmuştur. Bu ihtiyaç modern dev- let teşkilâtında geniş kadro, : en kuvvetli elemanlarla mevki almak- tadır, Artık bir milletin vücut sıh- hatini tanzim etmek, korumak hü- kümetin ne kadar esaslı vazife! rinden ise, milletine, nefsine madı yaratmak, binbir türlü zaman tesirlerine karşı asâbı takviye et- mek, düzeltmek o kadar mecbu- ridir. Çünkü mikroskopların da seçemediği hisleri aşılayan bazı zehirli fikir en bain sari bir hasta- lığın o tanınmış Oo mikrobundan daha az muharip değildir. Böyle ruhi malüller en mariz çelim- siz vücutlar kadar yardıma ve te- daviye muhtaçtır. Harici siyasette bir milletin ga- ye edindiği emellere dünyayı inan- dırmak, onları yaymak milyonlarla beslenen bir istihbarat şebekesinin topladığı gizli malümattan daha ehemmyetsiz olmadığı tebeyyün etmiş pisikolojik bir hadisedir. Ha- rici ticaretlerde ise hükümetlerin mürakıp battâ nâzım olduğu ve gün geçtikçe bu vazifenin şumul- lendiği göz önünde tutulursa asrımız| buhranın, © alış - veriş | hayatın | da doğurduğu çekingenli izale için reklâm ve propagandadan te- vakki edilemez. Itiraf etmeliyiz ki, şimdiye ka- dar Usmanlı saltanının oğuşuk ih- mali bu cephede pek barizdir. Tür- kü ve Türkiyeyi tanıtmak, sevdir- mek için yapılmıs maddi ve mane- vi tesirler yoktur. Her şeyde oldu- ğu gıbı mustağnı ve mütevekkil bir ega ve kaygusuzluk ile hakkımız- da yayılan eracite seyirci kaimı- şız. Bız garbın dimağında şairleri- nin ya hurafelerle süslü eserterile yahut sürüm ve merak temini için tütün paketlerinin üstünde çizik miş acip kıyatetli resimlerle te- cessüm etmişiz. Şark esrar diyarı kaldıkça bu dumanlı havadan isti fade ederek aleyhımizae yavcıer savuran kurtlarla ken'ilerine en emin muhit buldular. İşte bu yüz- den kendimizi olduğumuz kadar da tanıtamadık, Halbuki diğer mil- letter bu husustaki “ mübalâğı mubah görürler. Bu ( teseyyübün seyyiatını çok eskimeyen mazimiz- de de tattık. Tesadülün sevkile ülkemize gelmiyenlerden dost bu- lamadık” Masum dileklerimizi ye- rine getirebilmek, en tabii hakla- rımızı alabilmek için ılların müş- külâtı omuzlarımıza yüklendi. Tarih yapraklarındaki yanlış- Ikları tashihte hiç bir vakit ge meyen Türkiye (o Cümhuriyetinin böyle bir teşkilâta girişmesi takdi- rin fevkinde bir keyfıyettir. Zira ruh ile maddenin mezci hayatın esasıdır. Sadreddin ENVER Teşekkür Sevgili refikam ve annemizin ebedi gaybubeti münasebetile gerek ve gerek telgraf ve mektup vasıtasile büyük matemimize iştirak etmek lü funda bulunan dostlarımıza ayrı ayrı teşekkür etmeye teessürümüz mani ol- duğundan muhterem gazetenizin cüm- lesine minnet ve şükranlarımızı arzına tavassut etmesini rica ederiz efendim. Ağa Oğlu Ahmet ve iyet'in edebi romanı: 52 (ink — Kimler bırakmaz efendim. — Kadımlar!. Cazbant ikinci defa başlayınca ya kadar Şefik Bey görünmedi. Herkes dansa kalktığı zaman o- nu da sarışın, güzel (o bir hanımla dansederken gördük. Reşit Bey: — Yakalandı, dedi. Dalga dalga saçlı, uzunca boylu, çok boyalı bir kadındı. - Başını ar- kaya doğru çekip bir ü dı ki ona yakışıyordu . Ben sormadığım halde Reşit Bey izahat verdi: — Bir tüccarm karısıdır. Fakat Şefik Beye pek kündür. Biraz | yüz bulsa hemen ayrılacak! , Biraz sonra Reşit Bey gene on- | dan bahsetti: l — Bir iki sene evvel İstanbulun | en güzel kadı idi. İ KAR A KIR ÇİÇEĞİ BURHAN CAHİT: p Romanı) Şefik Bey masaya yalnız geldi. Reşit Beye: — Artık geç olmadı mı Beyefen- di, dedim. Şefik Bey beyaz yeleğinin cebin- | den çıkardığı adeta mukavva gibi ince bir altın saate baktı : — İki.. Daha erken değil mi? Reşit Bey güldü: — Küçük uykusuz kaldı. Rahat- sız olmasın, — Adam sende yarın izin verir- sin. Akşama kadar uyur. Ben müdahale ettim: — Sizi eğlencenizden | alıköy- mak haddim değil efendim.. Ben | bir taksiye atlar giderim. Reşit Bey masa üzerindeki siga- ra kutusunu, ağızlığını aldı: — Yook.. Seni apartımana aldr- #ım gibi bırakmak lâzım. Zaten bundan sonrası tatsız olur. Rafi Rev da rası elele. LLİYET PAZAR 726 HİKAYE Tasdik muamelesi — Fransızcadan — Arkadaşlardan, biri adını değiştir. mişti. Bir mesele için karakoldan yeni adresinin tasdik ettirilmesi icap etmiş- ti. Ve arkadaşım Durand karakola git- “, Durund (tapkası eidne içeri rek) — lim, bir ricamız var, ek — Nedir, me ve oasıl. ri ca? Durand (bir kâğıt uzatarak) Maballeye yeni taşındık. Şu evrakta yo ni adresimizin tasdikini rica edecek- tim. gire- Mukayyit — Şimdi yorsun? Durand — Belleville sokağında. Mukayyit — Evvelce nerede oturu- yordun? Durand — Thiers sokağında. Mukayyit — Neden bu mahalleye taşındınız? Durand — Eh, taşındık. Taşınmak ta bir cürüm mü Mukayyit — Bana bak. Polise kar- 41 biraz terbiyeli olmak lâzem olduğunu galiba bilmiyorsunuz. Ben sana soru. yorum: Neden bu mahalleye taşndı- nız? Cevap ver, bir şey ; Durand — Bu mahalleye Çünkü öteki evden çıktık. Mukayyit — Ben de bunu soruyo- rum işte. Şimdi nerede oturuyorsunuz? Durand — Belleville sokağında. Mukayyit — Demek ki, Thiers &0- kağında artık oturmuyorsunuz. Durand — Hayır efendim. Mukayyit — Şimdi bu mahallede 0- turduğunuzu mu tasdik edeceği: Durand — Osu ion edecektim, e- fendim. Mukayyit — Adınız? Durand — Jagues Durand Marin. Mukayyeti — Mesleğiniz? Durand i in Mukayyit — Ne işçisi? Tasrih & | in? Durand — İşçi değil, dişçi efendim. Yani diş hekimi Mukayyit — Ha, öyle söyleyin..Dip- | lomanız var mı? Durand — Elbette. Mukayyit — Okumak, yazmak bi- Durand — Evet, öğrendik efendim. Mukayyit — İkametgâh? Durand — Bellevil uzun müddet- mi ikamet edersiniz? Durand — İki gün evvel efendim. Mukayyit — Eskiden nerede taşındık otu ği iştike yı t rana masaya vu- rarak) — Öyle terslenmm. zabıtaya hakaret mi ediyorsun? Şimdi zabıt tutar, seni mahkemeye veririm. İfayi vazife halinde bir memura hakaretin ne demek olduğunu o zaman anlar. “m. Durand — Estağfirullah efendim, öyle bir şey aklımdan bile geçmez. Mukayyit — Öyleyse be diye ters- leniyorsun? Durand — Terslendiğiniz yok endim, Mukayyit — Ben sana sokağmda evvel nerede zu soruyorum. Durand var İa oturuyorum. Şimdi Belleville sokağmda 18 numa: andım, ora- da oturuyorum ve yeni ikametgâhi- mın tastik edilmesi Mukayyit — O kadar âcele konuş- ma... Tastik etmek için hizim her şeyi bilmemiz lâzımdır. İhiers sokağınd oturduğunuz, oradan buraya geldiği- niz ne malüm! Biz işin içyüzünü an- ndan tastik yapamayız. Bize kikati, sadece hakikati, yalnız kati söylemeniz lâzımdır. Cevap v Belleville oturduğunu Durand (taşkın) — Neye vereyim efendim? Mukayyit — Thiors sokağında otu- imdi Belleville sokağına taşındız. Öyle değil mi? İyi anlaşıldı değil mi? Ve cevap li artık terket- İşte şöyle, hüsnüniyetle ler şeyi söyle- e ki, mua eleniz yapılı m. Ufacık ir me: masını Otomobile girdi ta dizlerim kesiliyordu. Dans, kusuzluk, biraz da içki beni etmişti. Böyle hayata alışık olmr- yan vücudum âdeta günlerce yol yürümüş gibi ağrıyordu. Şefik Beyin güzel otomobili boş sokaklarda döne dolaşa | taksime çıkt, Şefik Bey: — Seni apartımana . bırakalım Reşit Bey, dedi. Ben küçük hanımı Beyoğluna kadar götüreyim. Reşit Beyin kaldığını istemiyor- dum. O da müşkül mevkide kalmış- tı. Fakat bu teklifi reddetse Şefik Beye karşı nezaketsizlik, emniyet- sizlik olacaktı. Cevap vermekte te- reddüt ediyordu. Birdenbire: — Reşit Beyefendi, dün yazıhaneye iki taahhütlü mektup gelmişti. Size vermek için eve ge- iğim halde balo telâşile unut- tum. Eğer almak isterseniz... Yarın da cuma... Sizi göremem. Reşit Bey geniş bir nefes alır gi- bi içini çekerek atıld —Tabit tabii, Viyanadan bir ce-| vap bekliyordum. O olacak. Gelip | alayım. Ve ilâve etti: Mev ane hav höyla say kşam nerede oturu- | tiniz. Bir daha oraya dönriyicceksiniz. | 98 INISANI 1953 Köy çocuğunun ilk okuma kitabı! Bugünkü Program ISTANBUL 18 Gramofon. 18,30 Alatiarkn lâik. 19 Orkestra 20 Taaburi Refik Bey ve arkadaşlari, 310 22 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, Saat ayarı, ANKARA 12.30 - 13,80: irat Besthov Gramafan, 18 - 1845: Orkes Ourertere Fi Leopold Fantsisin Russiches Echo, Albeniz . Ca diz Pollimick . . , Lonci Fut, 1845 - 20: Ala turka sax. 20: Ajans haberleri, VARŞOVA itim konfe- | ranır, 15,30: Erkek ve çocuk koleraları kon» ö: Müsahabe, 16,20: Plâk ile ealon mu- 1708: Çocuk programı. 1745: Plik. 18,08: Kadın santi. 1820: Popüler bir temsil. | 10,405: Müsakabe, 19,45: Sopran muyanniye | Minme. İr. Downar tarafından tnganni. 20,05: Müsahabeler. 2051 Lembı riyat, 2145: Haberler, 2150: li musikili temsi BUDAPEŞTE 550. Askeri konser. 17, 8 Gutenberg Aşk eri” isime VİYANA 18: Senfonik radyo orkestrası. 19,10: Af. rikabayatına “dair neşri 1940: Josetine Widmar'ın eserlerinden. 2005: Hafif munü te 105: haberleri, Radyo senfonik heyeti tarafından ak- şam konseri. BÜKREŞ 394m. 10: Bükreş Patrikliğindem' nakil, 11,30: Ruhi neşriyat. 1145: Plâk, (Ruhi plâklar), 12. Senfonik konser. (Plâk). 13: Pâlk konse- ri. 145 Haberler, Plâk. (Hafif musiki.) 18 m, Pazartesi, 27-1 1-933 ISTANBUL « 18 Gramofon, 22 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, Saat ayarı. Salı, 28-1 1-933 ISTANBUL « 15 Gramofon, 18,30 Dekter Ali Şükrü taralından (Çocuk ları soğuktan koruma) hakkında konferans, 19 Orkestra. Madam tarafından ta- sa 20 Eftalya Sadi H, ve Kömüni Sadi Bey ve arkadaşları. 21,30 Gramofon, 22 Anadolu Ajansı, Boren habe Çarşamba, 29-11-933 ISTANBUL : 18 Gramefen. (ilerlemiş olanlara). dı sat ayarı Perşembe, 30-1 1-933 ISTANBUL , 1050 Türker plak Harik Hayat Sigortalarınızı Galatada Kaza Ibrahim Hilmi Bey tarafından kale- me alınmış olan (Köy çocuğunun ilk 0- | kuma kitabı) namı altında bir mektep kitabı intişar etmiştir. Bu kitap, gayet nefis renkli bir ka- | pak içinde fevkalâde güzel resim ve | mündericat ile cümhuriyetin onuncu yıl- dönümü Köy mektepleri müfredat programı. | na göre hazırlanmıştır. İ inci, 2 inci, | güncü sınıflar için gayet seliş açık türk- çe olarak yazılmıştır. Çocuklarını okutmak istiyen baba lara ve munlllimlere tavsiye ederiz. Hilmi kütüphanesi tarafından mejre- dilmiştir. armağanıdır. Teşekkür Düçar olduğu hastalıktan dolayı bü- yük kızıma kemali mehâret ve hazakatle yat yaparak kısa bir zamanda ken- disini elim iztiraptan kurtaran Haseki | Nisa hastahanesi Baş Operatörü Doktör Ahmet Kemal Beyfendiye namıma ve ai- lemiz namma samimi minnettarlığımızı aszeder ve refakatlerindeki heyeti fenni- ye ve muavinenin ihtimamlarına karşıda teşekkürler eylerim. Hikmet Silahor Dr. IHSAN SAMİ Gonokok Aşısı Belsoğukluğu ve ihtilâtlarma karşı pek tesirli ve taze aşıdır. Divanyolu Sultan Mahmut türbesi No. 188, (9332) — 8291 Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü Birinci sınıf mütehassıs (Bâbıali) Ankara caddesi No. 60 8063 Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cuma pazardan başka günlerde sa - bahleyin (9 - 11) Beycğlu « Taksim - Altın bakkal No, 2 Telefon 42519. Öğle- den sonra (230 - 6) İstanbul Divanyo- hu No, 118 Telefon 22398 Perşembe gün'eri sabstileyin Beyoğ- Tundaki kışlık ikametgibta fukara mec- canen. 8530 19 Ölkenten ve Türkçe tangolar 20“Kamal Niyazi Bey ve arkadaşları, 2130 Grameri: 22 Aadal Anti, Bota haberi, Saat ayarı, Cuma, 1-12-933 ISTANBUL ; 1230 Türkçe plâk neşriyatı 18 Gramofon. 1830 Türkçe plâk. 20 Hanımlar Hey'eti 2149 Gramofon. 22 Anadolu Ağjamas, Borsa haberi, Saat ayarı Cumartesi, 2-12-933 ISTANBUL : 18 Gramofon. 1830 Frsasmen ders (Müptadilere mahsus)! ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı t muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta a 65 Telefon tulur mu? Cevap vermedim. Apartımara geldiğimiz zaman Şefik Beyi, başımla selâmlıyarak veda ettim, Reşit Bey beni daireye kadar çıkardı. Madamdan anahta- rı almıştım. Reşit Bey mektup me- selesini herhalde merak etmişti. Kapının önüne geldiğimiz zaman boynumu büktüm: — Affmızı dilerim Reşit Bey de- dim. Mektubun aslı yok. — Buraya kadar yalnız gelmemek için söyle- dim. Güldü, Başmı salladı: — Tahmin ettim. . Zaten benim de Viyanadan mektup beklediğim yoktu. Çok tedbirli kızsm. Aferin. Haydi Allah rahatlık versin. , ve merdivenleri atlaya li, Şefik Bey mektupları sordu mü bilmem, atlaya »» Balo hoşuma gitmedi, bana öyle geldi ki balo, âdeta biribirini özle- yip te buluşmak ve baş başa konuş- mak, endişesizce anlaşmak istiyen erkek ve kadınlar için tertip edil. miş bir âdet. Beyoğlu 4.4888 hoşuna gider. Çünkü tanıştıkla- rı her kadımla hattâ kocasınm, ba- basının, anasının gözü önünde diz- dize gelmek fırsatını © hazırlıyor. Fakat, ben evli bir kadın olsam ko- camın kendimden başkalarile dans setmesine razı olmam. «Reşit Bey tam iş o adamı. İki üç geçtiği halde balodan bahset- medi bile. Bugün Reşit Beye gelen postayı masasına yerleştirirken ad- reslerden biri gözüme çarptı. Mek- tup bana geliyordu. Garip Şey. Korka korka zarfı muayene et- Acaba bana bu mektubu kim nderiyordu. Ömrümde ilk defa i bir zarf üzerinde görüyor. lum. Adeta bir kabahat işlemişim gibi onu kimseye göstermekten korka rak odama geçtim. Kâtip Ali Efen- dinin meşgul olduğuna kanaat ge tirdikten sonra * yavaşça zarfı aç- tım. Açtım vehayret içinde kaldım. Şefik Beyin imzasını taşıyan bu mektup şöyle başlıyordu. Ki ree Çiçek Memi İaitanın eu büyük muvatiakiyeu İPEK SİNEMASINDA GAİP RUHLAR ADASI Bugün ve bu gece bütün seanslarda yalnız Fransızca Kopyası gösterilecektir. Yerin bütün seanslarda Tekrar Türkçe Sözlü 10295) öü baftânın en güzs. rilmi ARTİSTİK sinemasının gösterdiği Fran- sızca sözlü ve şarkılı SAADET YUVASI filmidir” Zengin sahneler - mükemmel ha- rici mavzaralar, iyi musiki Başlıca mümessilleri; JACOUE CATELAİN, LUCİEN BARO- UX, EDİ:H MERA, DAMİEL- LE DARİZUX 1110297) İSTANBUL BELEDİYESİ ehir Ti Bu akşam Saat 21 de VOL PON N 1 Yazan Fonson Türkçeye çeviren Bedrettin B, 5 Perde Komedi Halk gecem. 8721 ZECCHİ ve BRUNELLİ KONSERLERİ Meşhur vaz artisti Mösyö Zecehi ve Mösyö Brunelli yarın şehrimize mu- vasalât ederek 29 Toşrinisani “çarşamba günü saat 18 de matine olarak ilk kon- serlerini Fransız Tiyatrosunda verecek lerdir. Mufassal programı tiyatro gişesine tas ik sutmiştir. Gişeler her gün bilet satış! na devam etmektedir. Elif Naci On yılda RESİM Genç ressamlarımızdari Elif Na- ci Beyin Türkiyede on Cümhu- riyet senesi zarfındaki re: reketlerini hülâsa eden bir kita- bıdır. Fiyatı 20 kuruştur. Her kitapçıda bulunur, 8356 Zührevi ve cilt hastalıkları mütehassıs Dr. HAYRİ ÖMER Öğleden sonra Beyoğlu Ağacamil karşısında 138 No: gayay (10271) <2 2 Mllyet Asrın umdesi “ MİLLİYET ” tir. ABONE Me : ka çare yok. Balo gecesi man ettim. Ve anladım ki bana em | niyet edip davet edeceğim bir yere gelmiyeceksiniz tereddüdünüzde belki de haklısınız. Ahlâkımı, mak* sadını bilmediğiniz e herhangi bir adamın davetini kabul © etmemek hakkımızdır. Bu nezaketsizliğinizi değil, zekânızı ispat eder. Ben de bunu kaydederek sizinle ancak mektupla görüşmeğe karaf verdim. Şimdi konuşalım. Kim olduğumu tamamile bilme" seniz bile Reşit Beye verdiğim ve" kâletnameden nasıl ve ne vaziyette bir insan olduğumu anlamışsınız" dır. “Onlara ilâve olarak © şunlar kaydedeyim. Bekârım ve | hemen hemen kimsem yoktur. Belki de bif kaç maceram olmuştur. Fakat bu gün kalbim tamamile boştur. Ya” kında Avrupaya büyük bir seyaha" te çıkacağım. Belki Amerikaya kar dar gideceğim. Herhalde yıldan ev vel İstanbula avdet edecek değilink bu hafta içinde hareketim tekarruf ettiği halde.. Size tesadüf eder et mez bu seyahati tehir etim. Şimdi size bir teklifim var.