Musa kavmine! Almanyada yahudilere karşı tatbik başlanan tazyik şiddetleniyor. Musa evlâtları müşkül vaziyet- tedirler. Dünyan her köşesinde kendi- lerine bir vatan, bir âlem, bir hava kazanmağa muvaffak olan bü ka- vim bu gün çok kuvvetli şekil alan milliyet cereyanları arasında sıkı- şıyor, daralıyor ve bunalıyor. Yİ ceğiike, Pulikyinle Rolianya da ve hattâ İngilterede musevilere karşı zaman zaman milli galeyan- lar görülüyordu. Hattâ Rusyada ve Polonyada darülfünun talebelerinin arasıra yahudi mağazalarmı yağma ettik- leri ve bu arada kanlar döküldüğü de vakidi. Fakat tarihteki o büyük hicretten sonra Musa kavmi Hit- ler kadar hiçbir otoritenin kurba- nı olmadılar. Faşist İtalya bile şimal münta- kasındaki ticaret merkezlerinde kuvvetli bir kesafet gösteren yar hudliere karşı daha temkinli bir siyaset kullanıyor. Alman ırkını tasfiye etmek ve- silesile musevilere karşı tatbik e ka âleminin milli bir iktisat çer- çevesine girdiği bu devirde hudut- ları ve tabiiyetleri yalnız ticaret noktasından benimseyen musevi- lerin kuvvetli bir himaye görecek- leri şüphelidir. En nihayet kendilerine göste- rilen Arzı Kenan lara son bir vatan olabilir. Fakat akidesi tica- retle yuğurulan ve ne istiklâl, ne de zafer zevki tatmak istiyen Mu- sa kavminin bu ikramdan istifade halde vaziyet pek endişeli göl or. Türkiye kendilerine pek dos- tane vatandaş ünvanı verdiği mu- seviler için en rahat ve ferah bir topraktır. Burası kendileri için mevcut top rak olmasa bile emin toprak ola- Ciğerlerini bu toprağın havasile sisirenlerin dillerini de bu memle- lafa dili ile çevirmeleri lâzım lr. Geçen gün (Tire)de türkçe ko- nuşmayan e sarf türkçe umumi bahçeye bile ki Mi bir gazetede okuduğum zaman bütün bu hâdi- seler birer birer hatırımdan geldi geçti. Başka memleketlerin musevi- lerden istediklerini istemiyoruz ve başkalarının onlara reva gördük. lerini yapmak niyetinde değiliz. vi ge ni m eee isim. rini gördü; ürk toprağın- da emin, müreffeh bir hayat geçir. diklerine sahit olduğumuz bu va- tandaşlardan bizim gibi konuşma- larımı isteyebiliriz. Ve bu arzu on- ların sermayesine, kazancına tir- pan atacak bir teklif leğildir zan- ederiz. Bürhan CAHİT (İş Bankasından alman cetveldir) 17 AĞUSTOS 1933 Akşam Fiatları İstikrazlar Tahvilât dahili es0 $ Elekrik 1939 Tatikrazı Zerk D. yolları 2 $ Tü m Rbatim Sel meli * EE pa T, makeriye © 10'0 Mümenei ESHAM h İı Bankası Ne Telefon Terk İ sestid pe, m. enn ÇEK FİATLARI $ 1208 i Pruğ 70050 | Viyana 420 nek 82,15 $ Madrit 565,75 sd, 343825 İ Berlin 1,9787$ Milena, 89738 İ Zer 4218 Avnü 85005 $ Peşte Eni Şazre Gİ alemi — zar Bükreş 345975 Amsterdam - 146050 2 Moskosa © 1OSAZS NUKUT (Satış) Kuruş La ver İ vim Av 18— 704 $ 1 Poze 18 2s. 1 Mirk 50— MOLA Zel 2— 116 $ zo ley o. 25) Diner — 818 $ 1 Çermeveg —— 028 | 3 Alm 027 116 © ieeldiye Ma ke “3 Ekonomi İktısadi kalkınma Ankarada yeni kanun projeleri hazırlandı Bundan dört ay evvel Harici tica- ret mümessilleri ve Ticaret müdürleri Ankarada uzun müddet toplanmalar | İ yaparak iktısadi yükselişimizin bun- dan sonrası için alınması lâzm olan tedbirleri tetkik etmişlerdi. Bu tetki- kat neticesinde müteaddit kanun pro- jeleri de yapılmıştı. İktısat ve Ziraat vekâletlerinin müdiriyeti umumiyele ri bu proje ve kararlar üzerinde aylar dan beri yapmakta oldukları tel tı bitirmişlerdir. Tetkikatı bizzat al umum müdürler yapmışlardır. İktisat vekili Celâl Beyin Ankaraya varışında bu projeler tetkikat rapor. larile beraber Vekil Beye verilecek- tir. Görülecek lüzuma ve tetkik meti- cesine göre bunlardan icap edenler. Heyeti vekileye ve kanumiyet kesbet- mesi için Meclise verilecektir. Samsun yumurta kongresi Samsun yumurta tacirlrinin yu- murta kongresi burada büyük bir alâ- ka uyandırmıştır. Yumurta tacirleri bu kongrenin Samsundan ziyade, yu- murta ihracat merkezi olan İstanbul- da toplanmasında daha çok fayda gör müşlerdi. Maamafih bu teşebbüs Sam- şonda, başladığı için, buradaki tacir. ler, zaruri olarak Samsun kongresine iştirak etmişlerdir. İhracat ofisi, kon- gre münasebetile, yumurta tacirlerine müracaat ederek, kongreye raporlar 1 — Yumurtanın otanderdize edil- mesi, 2 — Damga meselesi. 3 — Şirketler teşkili. 4 — Yumurta mahreçleri temini. Fransaya yaş üzüm ithalâlı Paris licaret mümessilliğimizden ti caret odalarına gelen bi göre re Fransaya taze üzüm if sa ziraat nezaretinden susa almak ve bu müsaadeyi almak i- çin de Fransa tabiiyetinde bulunmak lâzımdır. Penny; yaş üzüm ithali kontenjana tâbidir, ve bu kentenjan- dan istifade etmek için son seneler zarfmda Fransaya taze üzüm ithal edilmiş olmak şarttır. Veresiye mal satanlar Mevduatı koruma kanunu mucibin- ce şehrimizdeki bankalar ve kredi mü €steseleri ticaret müdiriyetine beyan- name vermektedirler. Bu arada vere- siye eşya satan mağazalarm yeni ka- nunun şartlarına tâbi olup olmadıkla rı tereddüdü mucip olmuştu. Ticaret müdiriyeti bu tarz mücsse- seler hakkında tetkikat yapmıştır. Ne- tcede veresiye üzerine iş yapan ma- üazalarım, Enizle mal sattıkları fat. ve diğer vesaikten am are Bunun üzerine veresiye mua mele yapan müesseselerin de ticaret müdiriyetinden ruhsat almaları karar laştırılmıştır. Mücsseselerden başka, ödünç para vermeği meslek ittihaz eden kimseler de ticaret müdiriyetine müracaat et- mektedirler. Arpa ihracatı arttı Son günlerde arpa ihracatı artmak- tadır. En ziyade sevkiyat İtal Belçikaya yapılmaktadır. Belçi irahik arpa gönderilmektedir. yöre, bu seneki arpa Çi şir, ha fazla olacaktır. Nevyork borsasında NEVYORK, 18 (A.A.) — Zahire larmın dünkü muamel tabii vaziyete doğru avdet temayülle- ri görülmüştür. Buğday fiyatı beş sent kadar düştükten sonra sekiz sente ka dar yükselmiş, nihayet dünkü kapanış fiyatından iki veya üç sent yüksek 0- larak kalmıştır. Diğer zahire piyasa- larında da tereffü görülmüştür. Pa- mak Fiyatı 70 puan kadar yükselmiş- şe N buğday ithalini tahdit ediyor YAMA 18 (A.A.) — Avusturya ümeti Macaristan İ e buğday ithalâtını tahdit ede- Şarktaki aygır depoları tetkik ediliyor Bereli YE a ta bulunan Zootekni mütehassıs pro- fesör Velman ve yanında Ziraat ve- kâleti baytar umum müdürlüğü z00- mütehassnsı #ısı Salâhattin beylerle; birlikte dün şehrimizden Trabzona hareket etmiş- lerdir. Trabzondan sonra Kars ve ci- pılmıştır. Mimar Kemalettin Beyin re fakatinde olarak Süleymaniye, Sehza- Mİ Rİ dll Maarifte Muallim mektepleri Bu Sene hangi sınıflara talebe alınacak? Maarif vekâletince bu sene kız ve mekteplerinin münha- beşinci ve eltnci se nıflarına talebe almması kararlaştırıl mıştır. Mekteplere alacak talebele- rin seçme imtihanları eylülün doku- zunda m mektebi olan yerlerde manllim ve muallim mektebi olim yerlerde de Maarif müdürlüklerinde yapılacaktır. Anka- ra vilâyetinden muallim mekteplerine girmek istiyen ve imtihana girip mu- vaffak olan kız talebeler Konyadaki kız muallim mektebine ve erkek tale | beler de Sivastaki erkek muallim mektebine gönderileceklerdir. Tıp Talebe birliğinin bir isteği Tıp Talebe Cemiyeti Sıhhat Vekâle- li nezdinde bir tesebbüste bulunmuştur. Cemiyet, Tıp Fakültesi son sımf talebe lerinin talebe yurdunda değil, hastaha- nelerde yatmasının emredilmesini iste- mektedirler. Bu suretle talebelerin daha esaslı şekilde staj görecekleri ileri sürül mektedir. Bu. talebenin kabul edileceği . İzmirda zirai tetkikler İzmirde Buronva Ziraat mektebinde- ki kursların faaiyet sahası genişletile- cektir. Kursa devam eden muallim ve Çemberlitaş civarında bir kahvede kumar oynatmakta olduğu haber a- lmnmış ve Alemdar polis merkezi ta- İSTANBULDA GEZİNTİLER © “Abıhayat,, suyunda.. Hasır ve desti bol olsa, Abıhayat suyunun pahası yok!. Taze kekik kokuları arasında, bö- ğürtlen, katırtırnağı, ssırgan otlarını giğniyerek, daracık patikadan ağır a- ğır “Abıhayat” ın yoluna dökülmüşüz. Kafilenin bir ucu, Sütlüce iskelesin- we bir ucu, yokuşun tâ başında! hayatı içmekle sahi- deih ebedi ömrün-surrına eri zibi herkeste, oraya bir an evvel ye- tişmek gayreti var. Aşağıdan yaşlılarm sesleri geliyor; — Huwuu. . Çocuklar neredesiniz? Yukarıdaki gençler cevap veriyor: — Buradayız! Kekik topluyoruz! Kekikten ver şeyler de topladık- ları muhakkak. Çünkü arada bir sesleri işitilmez, kendileri görünmez oluyar. ümüzde renk renk mantolu ha- namların çeşit çesit kıyafetli erkekle- in, kucağında vızıldıyan çocukları, koda nis pini Mamaları; sırtlarında valiz ve sepetleri ile, düşe kalka, inliye sıkıla, Abıhayata Çıkış - doğrusu. . ai dkişeii Ucak üne, Fölğir bu tabakalarda bize sıcağın şiddetini duyurmuyor. Artık yokuş bitti. Düzlükte yürüye- ruz. Şöyle beş dakikalık yolumuz var, öyle... Gide gide, akıbet “Abıhayat,, a vardık. Yalnız, suyun başına yak- laşmak pek kolay olmadı. Hemen her kafadan bir ses çıkıyor: — Hasır VE ği hasır. — Aman, oği yila iki iskem- le... SK aa alk iğ ” Allahaşkıma — Gülsem suyu yetiştir, lokmalar boğazımdan a- a ge e mize belki yüz dar kumar parası da bulunarak mü- sadere edilmiştir. Esrar esinde geceleri esrar içildiği haber alınmış ve polis merkezi evvel ki gece bu kahvede araştırma yapmış- tur. Bu araştırma esnasında kahvede e ket ve Etem isimlerinde iki kiş çerlerken cürmü meşhut halimle ya yala muşlardır. Gerek kahvede ve gerekse Çe ve Etemin üzerlerinde paket- lerle esrarlar bulunmuştur. Esrarkeş- ler ve kahve sahibi yakalanarak ad- liyeye teslim edilmişlerdir. Sandalda kaçak sigaralar Sandalcı Kâzım isminde velki gün sandalla ü keciye gelmiş ve rıhtımın tenha bir ye rine sandalını yanaştırmıştır. Kâzım bu hareketlerini tarassut eden memur lar derhal yanaşıp Küzmi yap kalamışlar ve sandalda 76 paket ka- şak Bulgar ve köylü sigaraları, 14 tane çakmak ve bir çok çakmak taş- lardır. — n çakçı Kâzım evrakile birlikte sekizin ci ihtisas mahkemesine verilmiştir. Şüpheli kamyon Geçenlerde Sirkecide zabıta memur de ifadesine müracaat edilmiştir. Kilim silkerken Feriköyünde Baruthane caddesinde 145 numaralı evde oturan Roza polise müracaat ederek hizmetçisi Emine ile kilim sikerken Eminenin sopa ile gö- zünü yaraladığını söylemiştir. Tahki- ŞE sy Celâl Efendinin idaresindeki numaralı otomobil Tarabyada Tokaliyan otelinde Yorgi isminde bi- risine çarpmış ve yaralan masma sebebiyet vermiştir. Şoför Ce Iâl yakalanmıştır. Arasıra da arabalar. Hasköyde kalaycı bahçede oturan 50 yaşlarında Aliye Hanım, m e .- kağından paşada olu- ran arabacı NE yük arabası çarp mış, başından ve kolundan yaralanmış Balat hastahanesine kaldı Paris sefirimiz geliyor MARSİLYA, 17 — Türkiyenin Pa- kür bar manda e e a Delme sefirimiz Ankaraya gitmiş olan Belgrat sefi- #imiz Haydar Bey dün şehrimize gel. miştir. Haydar Bey on gün kadar İs- er api e sonra en gi nm zoruna bak! Ne yaaa öyle. . ,, Sen para verdinse, ben de verdim a- yol!. ... , gürültüleri arasında, kimse- nin istediği kadar su alamadığını gö- rünce ei bir düşünce aldı: Galiba, burası Abıhayat değil! Sakın yanlışlıkla Kerbelâ çölüne düç- müş eli Ayı göstersinler diye bir imilddet bekledik. Aldıran olmadı: Pe şinden epeyce koşluktan sonra gazi- no sahibini yakaladım; tanıştık ta... Fakat adamcağız o kadar meşgul ki beni dinliyecek bir saniye vakti yok: Kalkacaksınız efendim. . olmaz- sa hasırın parasını vereceksiniz! — Ne kalkarım, ne de parasını ve- ririm. Acelen ne? o Kaçakçı mıyız, ee — Adet böyle, para peşin. . “Kalkarsın, kalkmam...,, derken gazino sahibi hasırın bir ucuna yapış- tı. Müşteri çeker, gazino sahibi çe- de lde) gene mütşeride kaldı. Kalabalık o kadar fazla ki bir çok kimseler, topraklar üstüne gazete s€- rerek oturmaktan başka çare bulama- dılar. Hasır kavgası henüz — bitmemişti, testi kavgası başladı. — Bir testiden, yedi sekiz aile su içiyor. Derken, biri- nin testisini çalmışlar. Erkek kadın, çoluk çocuk, yirmi kadar can, testinin | zim rem yek güntüler, aramadık yer bırakıl İbtiyatlı hareketi ökmen Lap eng tirmişler. Birinden testi istiyecek olduk: — Aman, oğlum, dedi, nasıl veririz testiyi. «- Dokur körün bir değneği 4 All “Abıhayat,, suyunun ba- şına gelip teati satsın... Ağzı kırık bücür bir testi ahali müşterisinin m çe” kip aldı. Bize ikram etti, bir de testi bulup getirdi. Fakat testiyi uzatırken: — Aman... kimseye ( gösterme- yin! ihtarımı da ilâve etmeyi unutma- dı. Toprak testiyi hemen bağrımıza bas tık. Elden bir giderse tam & manasile yandığımız gündür!. . ilmi altımıza serip, testiyi yanı- başımıza yerleştirdikten sonra, keyfi- miz yerine geldi. ırtık şiş kebabı pişirenleri, gramo- fon çalanları, dansedenleri bir suya, ee rastladım. değil, sanki meyi haline gelmiş bl içiyorumaz. Hizan içikçe sİçanği geliyor. İçtiği zaman da hiç şişkinlik vermiyor. Suyun membamda bir taş vas. Es- ki Küfi yazı ile üzerine bir kıt'a yazıl yaş. Son iki mısramı güçlükle okuya- “Söyledim tarihini, seyret çıkıp çcar SLM “İç ba ziba çeşmeden “Abıhayat, « bal şifa, 1291 Yeşil başörtülü bir hanım elinde tes pih durup durup. — Ab, kuru kafa... Nasıl olduda umaktami. Diye söyleniyor. Ve dudakları ara- sında bir şeyler okuyup üfliyerek s0- ruyor: . — Bugün, “Ziyaret,, te kalabalık- mış ha... Çok yazık oldu.. Sen Yuşa” Hazretlerine çıkmak için gel de böyle — Horoz Nasal çe kayım. İki gözüm, borozsuz çıkılır mealli Yuşa” ziyareti horozsuz yapılamazmış. Ziyaret yapılsa da ka- bul olunmazmış. Kadımcağız, horoz... diyor da bir daha demiyor. Öyleme geliyor ki: —Ây Fakat kadın, belli ki horoz derken insanın erkeğini değil, tavuğun erke- kastediyordu. a M. SALÂHADDİN Belediyede | Kadıköye tramvay Silymnk Üsküdardan Yeldeğirmeni yolu ile inecek Usküdar tramvaylarının Haydarpa- şa, Yeldeğirmeni tarikile Kuşdiline kadar uzatılması için tetkikat yapıl- maktadır. Hat İbrahimağa çayırm- dan Haydarpaşaya geçecektir. Hay- darpaşa geçit yerinde köprü yapılma" Havalar ısınınca. Bu sene sıcaklar geç başladığı için yakın zamana kadar şehrimizde mevsim. Geceleri hava s ittiğinden Bi“ E a e gittiği üşüt Dükkânda kokan etler . Eminönü Zabıtai Belediye memurla- rı Balıkpazarında fırın dahilindeki ka- sap dükkânm sıhhi ve fenni şeraiti haiz olmadığını ileri sürerek kapatılmasına karar vermişler ve bu kararı da kendile- rine tebliğ etmişlerdi. Dükkün sahibi bu. - kararı alır almaz içinde etler bulunduğu halde dükkünm kapatmış ve gitmiştir. Dört gündenberi dükkânın icinde et. ler kokmuş olduğu için komşuların şi- kyeti üzerine Belediye dükkânı açtır: rak eti ha etm İzmire telefon Yeni usul bir dava temyizi Haftanın yazısı Bu ve avukatların aleyhine yazacağım. Hepsinin değil bir sr. nıf avukatın. ki adliye makinesi. nin pasıdır. Bilmem sizin hiç avu- kat tuttuğunuz var mı?.. Ben tut- madım ama, tutuldum. Yani vak- tile avukatlık ettim ve başkaları. Ben pi bu en mühim şeyi bilme. diğim için avukatlıkta senelerce beyhude parçalandım, çene çak dım, kapı çaldım ve nihayet vaz- geçtim. Avukatlığa kabiliyetim ol- madığını geç anladım, güç anladım ama temiz anladım.. Avükatın edasi da olur mu imiş? Demeyin... Olür, bem avukatın bü- tün sermayesi bu edadır... Meselâ size bir müşteri gelir.. Gayet basit bir iş. Elinde senedi var. Noter s€- nedi. Temiz bir alacak davası, Bir buçuk iki ayda tamam.. Evvelâ hiçbir şey söylemeden müşterinin elinden senedi alacaksınız.. Ve: — Müsaade edin de bir tetkik edeyim. . Yarın tekrar teşrif edi- niz. . diyeceksiniz.. Tabii tetkik edecek bir şey yok. Maksat o her şeyden evvel senedi elde etmekte. Ondan sonrası kolay. Ertesi günü bu kolay dava hakkında şöyle söy- liyeceksiniz. — Tetkik ettim. . Ciddi çalışır. sak kazanırız.. Yalnız bana mü- racaat ettiğinizi kimseye açmayın! Çünkü. Falan filân. . Eğer işi kolay gösterirseniz son- ra vazgeçer... Kendisi dava açar.. Avukatın büneri, işi müşkül göste- rip ancak kendisinin bunu başara- bileceğine müşteriyi ikna etmek- tedir. Ücreti de pek (birden bire söylememeli. . — Efendim! Para kolay!.. Piya sa malüm! Hele davayı açalım da. Zatıâliniz falan notere gidiniz. Bir vekâletname çıkarınız. . Evvelâ senedi, sonra vekâleti aldınız mı, ondan sonra korkma- yın.. Ne zaman müşteriniz sizi zi- yarete gelse bir vesile bulup biraz para çekersiniz. . Bana temin et- iler. ki bir kaç sene evvel bir avu- kat (1200) liralık bir iş lira ücret almış.. Böylesi ednder- dir. Bunu her babayiğit yapamaz. Sonra arada bir ümidi kesilmiş görülmeli, bir kaç gün sonra tekrar ümit vermeli ve işte o zaman para istemeli. . Para kazanmak istiyen genç &- vukatlara bu ufak nasihati unutma malarını tavsiye ederim.. Yalnız dikkat edilecek şey müşteriyi büs- bütün nevmit etmemektir. Çünkü. Dinleyin: Bir kaç gün evvel Boğazdan i- nen bir vapurdaydım. ma, digeri karşıma iki kişi geldi. . Lâkırdılarından anladım ki; daha evvelden bir bahsi münakaşa e mekte imisler. Bunlardan biri Eyi digeri Arnavut veya Ma- mirte cebinden bir kâğıt çı- kardı. Ermeniye verdi.. Ermeni kâğıdı okurken başını sallıyor ve müstehzi müstehzi gülümsüyordu., Nihayet dedi ki: — İş bu değildir yavrum... — Neden bre kuzum? — Sen ağnamazsın. Sensin avu- kat yoksa benim?. Böylem olacak olduktan soram, ben neyçün oku. , dar uğraştım? Biz bir kğ verdik başka egri ye işini! Kuzum #en ne in bu işlere!... Senin kanona aklin erer?. yır!.. Öyleysem ne berbat e- derli EE valör) — Canım! Ne yaptık bre Vartan Efendi!.. Biz de istedik bir'ayak evvel... — Evet bir ayak evvel işi bozmı- — Niçin bozulsum?. » — Sen adamr deli edersin be! Bilirsin 28 eylülde dava ne de kl rüşmek için 15 kuruş, 100 kilometre i- çin 40 kuruş, 500 kilemetre için 75 ku- va ye 508 kilmmetreden fazla sesle i- arife Free avakâk'p anlat! — Ne oldu? Ne olacak elinin kö rü oldü.. Ne istinaf o ederim, ne temyiz ederim.. Ne halin varsa gör. Ben senin gibi sersem adamın 2 işine Var ise bir sakatlık Kızma be Vartan ; Efendi! pekkan mi düzeltelim!