21 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

21 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk tiyatro ve sineması ve Milli temsil akademisi Yarmki Türk tiyatro ve sinema- sının temel taşını atmak şerefi de Maarif Vekili. mize nasip oldu. Ankarada kurul. makta olan temsil akademisi bü- tün münevverlerin ne zamandan- beri özledikleri, bütün tiyatro se- yeli bu emk in de bir te- © maşa hayatı in , — sabırsızlıkla bekledikleri bir şebbüstü. İşte bu hayâl artık ie N kikat oldu. Temsil akademisinin ime bir gün meselesidir. ; nkılâbın kültürleşmesi, kültü- rün inkılâpçılaşması, bir kelime i- e kültürle inkilâbın kaynaşması yıl larını yaşıyan bizler, yarınki bü- yük Türkiyenin, bugün gözlerimiz önünde atılan temel taşlarını sey- . yederken, bu dev binanm işçiliğile uğraşırken yıktığımız köhne kulü- benin kıymetsizliğini daha iyi an- layoruz. Çünkü, çok iyi biliyoruz ki, yarınki Büyük Türkiyeyi inkr. lâpla kültürün bu all verişi Ni caktır. “zak köylerine kadar bü kültür o- — cağımı sokmaya - çalışan inkılâp Fe © işela z “ye kadar ihmal edilmiş olan esası — ele almak, yani tiyatronun mekte- memlekete temsilin alfabesini öğ- retmek niyetile açılıyor. -; Tiyatro ve sinemayı eğlence yer- “-leri telâkki eden bir nesilden deği- “liz. Biz biliyorüz ve iman ediyoruz “ki kitâp gibi resim gibi, radyo gi- bi tiyatro ve sinema da kültürün ve kültür yaradıcısı sanatin me- | gafonlarıdır. Bu megafonlar, yarın yurdun yüzlerce köşesinden, kül. rün ve sanatin zaferini dünyaya edeceklerdir. Bu megafon- lar, müstebit hükümdarların, keyfi | » idareleri için kasden cahil bırakıl- wış halka dünyayı öğretecek ve yüz. yıllarca kendilerinden insan- lik hakkı esirgenmiş olanlara kö- © lelikten kurtulmuş olduklarmı bil © direceklerdir. Temsil işi, tiyatro ve sinema işi en güç ve en zorlu teknik işidir. © Notasız, pratik keman çalmakla, mektepsiz, tetebbüsüz tiyatro ve sinema yapmak ayni neticeyi ve- rir: Falsosuz iş görü Halkevinin temaşa sahasındaki çalışmasını, ve halkevi sahneleri- ni biz, daha ziyade ortaya atacak- ları istidatlar için alkışladık. O iş- tidatları yarın temsil âkademisinin nurlu çatısı altında toplanmış gö- iğ j j ie receğiz. Onlar orada tiyatronun | ne demek olduğunu öğrendikten © sonra kıymetli yüklerile © — kasabalarına ve *şehirle- rine döndükleri ozaman mem- lekette ciddi bir tiyatro hayatı baş- © olamış olacaktır. Sinemanın ehemmiyeti son za- marlarda bütün hükümetleri bu sanat şubesile yakından alâkadar olmaya sevketti. — Tanılmış bir © Fransız rejisörü, daha ileri gide- vek, bir sinema vekâleti tesisi fik- rini bile ileri sürdü. Ruslar sinema için , bütçelerinden milyonlar a- yırdılar, bugün «hariçten pek az film getirerek yalnız yerli eserler. le koca Rusyayı idare etmeye mu- vaffak oluyorlar. Almanyada da milli sinemacılık, hükümet sine- macılığı (o yeni faa sürat- le r, Giyd ye si- nema Mei art ek Dir bir ser. vet teşkil ediyorlar. Amerikada sinema sanati günün en mühim meselelerindendir. Sinemanın, halkın hayatı, düşü- nuşu,görüşü ve ahlâkı üzerinde,her sanat vasıtasından çok, inkâr edi- lemiyecek kadar aşikâr ve kuvvet- li tesirleri olduğu © muhakkaktır. Kütleye, kafalarda yer etmesi iste- nilen iyi ve doğru fikirleri aşıla- yi inkılâbı dışlardan içlere nü- fuz ettirmek için sinema, önümüz- de emrimize amâde en mühim va- sıtadır. Temsil akademisi bu mühim sa- nat şubesine de bilhassa ehemmi- yet verecektir. Henüz daha emek- leme halinde olan Türk sinemacı- lığına teknik ve bilgi aşılıyarak on- dan bati mahsullerile boy ölçüşe- bilecek bir Milli Türk sinemacılı- ğı yaratacaktır. İnkılâp ve sanat on sene dargın gibi durdular. Şimdi birbirlerine ellerini uzatmış bulunuyorlar. İn- | kılâp, sanatin kuvvetlenmesi ve in- kişafı için bütün gayretile çalışı. yor. Bu yolda son eseri temsil aka- demisidir. Sanat nankör değildi inkılâp için çalışarak borcunu ödi- yecektir. Ve bu çok hayırlı birleş- meden yarının Türkiyesi, en müte- | vazi köşelerine kadar, dolup taşan | tiyatroları, sinemaları, okuma ev- leri ve her yuvaya giren radyolari- le yarının, özlediğimiz ve vücut bulması için hiç bir şeyimizi esir. gemiyeceğimiz Türkiyesi doğacak tır. Yaşar NABİ Dil anketi Liste 94 ANKARA, 20. A. A, — Karşılıkları ara nacak srapça ve farsça kelimelerin 4 numaralı bstesi şudur 5 1— Masebiyle 2— Vesilesiyle — Bülvesile — 3— Münasebetiyle — Bilmünasebe — 4— İtibariyle 5.— Etrafiyle — Biletraf, aleletraf — 6— Nisbe 7. Ekseriyetle EL 8— Umumiyetle mum, wmumen, emumiyet â riyle — 9— Hesesiyle — — alelbusun, basanten, bilahasa, bahusuz, bahsi sisen, ulattahsis, betaksiz. 10.— Hakkiyle — bihakkin — 1 Löyikiyle — Hâyıka veçhile — 12 — Bizayrihalkin 18. Bigayrikastin “ — okusriyet itibariy- — Bilumum, a Çar naçar, - Milliyet'i in edebi romanı: 1l — mn Ne diyordum ben? Nerede kal- dıktı ? Ha! Evet. Yayla kızı iz kırarak gidecekti. Hem, tanyerinin alaca aydınlığı çıkmadan Âsiyozgat yo- İunu tutacaktı. Ondan sonra iz kı- racaktı. Daha sonra da Tanrı bü- © yüktü, Kırk yılda, kırk asırda bir © küçük Yayla kızma bilmem ne ya- pacaktı. Biz oraya gelelim. Biz ona... Yayla kızı iz kırdı. Tanyeri morardı, sular a- © ğardı. Davar uyandı. Cinde. © ruklar pembeye boyandı. Ba- — calar tür, tür tütüyor. Horozlarm boğuk sesleri. Ayaz. İnce derenin © buzları dana tırnaklarının altında gatır çatır. Dallarda buzlar salkım salkım. Issızlık ıssız, ıssız uyanı- yor. Enayilik etme! kafiye düzmi- Sadece Anadolu yaylasının gün mea çiziyorum YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz, — a kızı Petek uyandı. Yattığı tavşan uykusundan uyan Hasta anâsınm kirli anın dan sıyrıldı. ge Ale gözlerini uğuştura uğuştura, sıska kollarımı gere ize dört bir yanma bakındı. Gözlerini ilk ışı- ğın açık morluğuna, sonra sinca- biliğine, daha sonra pembeliğine alıştırdı. Anası inim inim inliyordu. Çoban köpekleri ulum, ulum w- Raftan ucu tek uzunca bir değnek aldı. Bu değnek topal ba- basının sağlığında dayandığı değ- lama sardı, çıkıladı, değneğin u- cundaki çatala taktı. Pencereden verevine giren seher ışığının altında anasının pembele- şen sarı yüzüne baktı, Çukur göz- leri, uzun kirpikleri, çökük yanak- ları, inim inim iniltileri"ile ne ka- dar güzeldi. İşte bu güzel anayı ahır sekisin- | sip Para nerede? esli iki arkadaştılar. > Tabintları kirin çok uygun olduğu için, sami- miyetleri kuvvetli idi. Yalnız bir nokta- da anlaşamıyorlardı. Fornand har vurup harman savuran, yarını hiç hesaba kat. mıyan bir adamdı. Varlık içinde büyü. müştü, Paranın kıymetini ona ihtar ede cek yoksulluklar çekmemişti. Robert ise bir çok acılar içinde parayı kazanmak kadar tutmanın da yolunu öğrenmişti. Biri kadmlarn siyarasını para ile yakar, öteki böyle meclislerden kaçardı. Bir gün seyahate çıkacaklardı. Robert bir şart koydu. Bütün bu gezintide masrafı kendisi idare edecek. Öteki de bu şartı kabal etti ve paralarını a-kadaına Yer- Parise gelmişlerdi. Fernand misli cok görülen tesadüflerden bir tesadüfle bir kadınla tanıştı. İlk ü kadınla yollar. da dolastılar, Zira bir yere mirseler, Fer. nand'ın cebinde değil iki lin. iki kadeh su verecek parâsr yoktu. Kızın ismi Su- zanne idi, o kadar güzel bir şey de de- gildi. Fakat onda çirkinliğini insana u- nutturan cok kuvvetli ve cazip taraflar vardı. Bilhmasa tnt bir. kumrallıktaki saçları, çekme burnu, bilhassa enisalsiz. bir teni vardı. Sonra çok şirin, <ök'şen bir kadındı, Bütün hunlar sıpsevdice ka- rakterde olan Fernand'ı yakıp tutuştar. mağa kâfi idi. O rün Suzanne ile üç gün sonra Amerikan lokantasında buluşmak Amerikan lokantası Parisin en büyüle lokantalarından biri idi. Orada mükellef. ce hir yemek yemek, ufak hir memürün bir aylığını vermek demekti. Fernand o akşam Robert'e dedi di: — Bana beş yüz frank kadar bir para lâzem., — Ne yapacaksın? —un — Kim gene ne kuş beyinlilik 6 deceksin? Havaya para sarfedereksin? — Hayır, Robert. değil, bu sefer cok lâzım. Hem senden ne saklıyacağim? Ben bir kadma tutuldum. Deyebilirim ki, oğer razı olursa belki bekârliğa da veda cı il — Kim bu kadın? — Yolda tanıdım. — Yolda seninle konuşan kadının baş kaları ile de konuşmadığını nerden bili- yorsun? Kim olduğunu bilmeden, anla. madan, caddelerde önüne gelen erkeğe iltifat eden kadmlardan birisi ile evlen. meğe kalkmak bir defa ben, arkadaşlık vazifem itibarile mâni olurum. Fernand cevap verdi. Robert itiraget. ti. Biri müdafaaya uğraştı, öteki inat et- ti, Fakat Robert son bir cümle ile işi ke nca, beriki arkadasmı yole getire. alinin pala va seal Sustu amma, bu süküt bir te arkada- şınm fikirlerini kabul etmis olmasından ileri gelmiyordu. O sevgili Suzanne'dan ve gittikçe yaklaşan Amerikan lokantası randevusundan vazgeçmiş değildi. O ge ce havadan, sudan mörüştükten sonra Robert odasına çekildi. Soyundu ve yat» tı, Fernand ise kendi odasında arkadaşı. nin uyumasını ve mulat vechile horlama- | |) si baleye Dö eke De | lediği oldu. O zaman Fernand kalktı. A İ yaklarının ucuna basa basa arkadasının | Barik Hayat “Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kün ÜNYON SİGORTASINA £ yaptırınız. Türkiyede, bilâfasıla icrayı müamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4.4888 de bırakıp gidiyordu. Anasının bir kolu yorgandan dı- sarıya sarkmıştı. Parmaklarında kına yoktu. Kim bilir ne vakitten beri kma yakmamıştı. Karnında da sıcak aş yoktu. İşte parmaklarında kınası, kar- nında sıcak aşı olmıyan bu fakir anayı bir testi su ve bir tutam katı dürümle hasta döşeğinde bırakıp gidiyordu. Petek'in gözleri dolu dolu oldu. Küçük avuçları buz gibi ter kesil. Nefesi daraldı. Sonra yırtık ye- ni ile gözlerini kuruttu. Ağlıyacak, ağıtlıyacak ne vardı ki. Keyf için kaçmıyordu. Çalışmak için, çalışıp kazanmak için, çalışıp kazandık- tan sonra anasını bakıtmak için şehire gidiyordu.Artık hiç bir efen- N ağa ona pis Mei arsız dilenci ii ça tane kimsesiz Tliyerde ki iye gitmiş- ler, iş butaaşlardı da analarma bacılarına Tanrının ayı yılı, yedi sekiz on kayma gönderiyorlardı. Çoban Osman, hani anasına dürüm gönderen çoban Osman yok mu, işte o yıllığı on iki kaymaya davar güdüyor, onun kadar bü- yük değildi, e çocuk sayılırdı, yılda altı kayma gönderebilse ge- ne bir şeydi. Anası yorganm altında biraz kı- pırdar gibi cüzdanı ve paraları bulamadı. Fernand ertesi gece de paraları ara- dı. Gene bulamadı. Hulüsn Suzanne'n randevusuna da gidemedi. Paristen kalk tılar, başka Avrupa şehirlerinin bir çok- acban göndiler. Nihiyuk çizdikleri seye: ie A proğram bit Kandi şebrlerine dön den çok az ve arkadaşı paranm üstünü kendisine iade etmişti. Fakat bir merakı vardı: onu tatmin etmek istiyordu. Her gece arkadaşının her ra takındığın hallerden kararını anla- mıştım. O gece ve ondan sonraki gece ler cüzdanı senin kat'iyyen aklına rel. miyecek bir yere koymağa karar ver- im. Allahaşkma nereye koydun? — Nereye koyacağım? senin cebi- ne! Geceleri yatmadan evvel senin ce- bine köyuyor, sabahları sen uyanma» dan alıyordum. RADYO Bugünkü proğram İSTANBUL : 18 den 1830 kadar Giramefon » » 1945 Saz (Mahmure hanım) | Hazım Bey tarafından kara; | 2. » itiharen Ajans, Borsa haberleri ve Sant ayar. Aakara, 1538 m. gm Gramafon. Flermanik orkestrai Berllor ouvartura Meyerlner Fantaisie Las Gavat Espagnole Hogven: 1848: Geamefen. 19,20: Dame mmsikdsi. a VAN im. plüik. — Muhtelif, 20,45: İngilizen konferans. 2220: mesikiri, BUDAPEŞTE, 50 m. 1935: Sigan musikisi. 20, 45: Muhtelif şarkı. lari Sakin bir piyame 23,15: habar. ir bar eninde yizeme, ve yiyelensel de ayamlağ Büy Ela Band (Yeni parçalar). VİYANA, 516 m. 2038: (Enki bir Viyanaln bülyaları) isim Ni bir masiki & , haberler. | 2355, Dane mürikii (palaz 4 naklen, MİLANO - TORİNO - FLORANSA ak zeler. — PUR, 2OAS; Haberler Cleme- Haberler — Tabbi müsahabe 38: Temsil, — Karışık kanser. PRAG 488 m. 2018) Kuntor konseri, 2155: Tariki neşriyat 2225, Tiyatro. 23,20, Son haberler. si tan | konseri, 2135: şarkılar, 21,85: BÜKREŞ, 394 m. 13,101 plâk. 14,16: plâk ile hafif parçalar. 18: radyo orkestrası, 20: Ders. 7105: O Piyana konferans. 2205: keman konseri, 22,40: konser nakli, Kaza ve Otomobil 3266 pıya seğirtti. Çıktı. Köpyi aralık bir daha baktı. Anası- Bın yü bir daha gördü. Ve ar- kasını döndü. Köyden koşa koşa çıktı. Son evlerin bir kapısı açıldı. Ve bir ses işitti: -—— Kız Petek! Böyle ircek nere? Yalanını koşarak söyledi: — Emüş hala azık verdi, çoba- na eletiyom. Çay Boğazma girmedi. Çünkü yol orada idi. Gelen geçen görürse işkillenirler de belki köye döndü- rürler. Yamaca tırmandı. Bağların, bıçıların arasından istasyon tarafı- nı tuttu. Gürüzlükten © geçerken şimdiye kadar (hiç düşüneme- diği bir şey kafasına saplan. dı: şehre tek başıma nasıl gidebile- cek. Onca yolda kim bilir... hem yolları da bilmiyordu. Sönmleri git se işine gelmez. — Kız ananı bırakıp nereye gi- diyon? Diye şamarı yapıştırıp köye çe- virecekler. İstasyonun i teneke, toprak tavukluğun arkası- na soluk soluğa saklandı. Belki iki cigara içimi düşündü: şehre nasıl gidecek? şehrin yolu nereden ge- i vardı. Gözle- di. Çingenler bei li yol hazırlığı görüyorlardı. Galiba gi- | Petek hemen ke der yi bir iki tavağu daha ik AŞ Fen ener - Kiriş Atletizm maçı Yepılıyor Bu cuma Fenerbahçe stadında Fenerbahçe ile Kurtuluş kulüpleri arasında bir atletizm maçı yapı lacaktır. Her iki takım da bu büyük mü- sabaka için hummalı bir faaliyet içindedir. Umumi tahmine naza- ran mukavemetlerin kurtuluş at- etleri | tarafından kazanılacağı zanedilmektedir. Diğer müsabaka lara gelince onları Sarrlâcivertli- ler kolaylıkla kazanacaklardır. Bu hususta daha mufassal ma- lümatı spor sahifamızda verece- Müsabakalar : 14 te Resmi geçit. 14.15 te 110 mania ve yüksek atlama. 1430 ,, Yüz metre ve gülle 14.45 ,, 3000 metre ve uzun atlama. 15 » 800 metre ve Cirit atma 15.25 ,, 200 metre ve Disk at- ma 15.45 ,, 1500 metre veüç adım 16 » 400 metre ve sırık 16.25 ,, Balkan bayrak yarışı. Atletizm Komitesi : Sait Salâhaddin Bey, M. Ke- mal Bey, İbrahim Bey, $. Mümtaz Bey, Yasumides efendi. Baş Hâkem : Bürhaneddin Bey (Türkiye At- letizm Federasyonu reisi). Saat tutanlar : Vedat Abut Bey, İlhan Bey, Her Pırak, Mr. Davit. Muvasalât Hakemleri: Ahmet ayi Bey, Hadi Bey, İbrahim Atlama Hâkemleri : Ali Riza Bey, Adil Giray Bey, Mr. Yasu- mides, İ Atma Hâkemleri : İlhami Bey, | Mr. Peridis, Mr. Agopyan. Musabaka Kâtibi: M. Suat Bey. Spiker : alip Bey. İrtibat komseri: M. Kemal B. Hareket Amiri: S. Mümtaz B. Cuma maçları . İstanbul Futbol Heyetinden: 236-933 cuma günü icra edilecek maç maç sart Turgut V.K. Kapı 29 dakikalık Kemal 30 Fenetbahçe - yarım leslan maç 18,30 hakem Halim B. Beşiktaş - İst. Spor B takımı saat 16,15 M. Reşat B. Beşiktaş - İst. Spor 1 nci takımı 17,30 Sait Salahaddin B. Beşiktaş Jimnastik kli bu müsaba- kanın gelecek seneye tebirini teklif et- miş ise de heyetimiz nizamnameye oy. mayan bu teklifi şayanı müzakere bul- mıyarak müsahakanın icrasına karar ver miştir. saat Milliyet bu sütunda iş ve işçi işti- yenlere tavassat ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla İş büro muza müracaat etmelidirler. İş isteyenler | Izmir belediyesi Fen heyetinde beş | sene müddetle kondöktör muavini ve | inşaat nezaretçisi olarak çalıştım. Mü- seahhit yn taşrada dahi çalışmak arçusundayim. Üsküdar Çavuşdere caddesi No. 178. MC... | leyip aşırmıya gelen bir küçük çin- gen çoparı ile karşılaştı. Biribirle- rini tanıyorlardı. Gelen irkildi. Pe- tek anlamamazlıktan gelerek sırıt- u: — Kız nere böyle? — Şehre doğru göç ediyoz. Petek'in gözleri par par yandı. Çingen obası demek şehre doğru göç ediyordu. Aralarına katılmayı kurdu. — Ben de o yana gidiyorum a- ma şehre değil. Yozgatta kalaca- m, : — Yalnız nasıl gidebilin. — Size katılırım. — Yozgatta ne işin var ki? — İşte.. Müdür Efendi bir a- — aramış ta, ona Çalışmıya.. na Petek” ği Oda Petek'ten aldığını sattı. Süpürge saçlı bir kocakarı Petek'e: — er) kimsen var mı?'dedi. diler. Ağa iki gözünü birden yum- du açtı. — Hep bizimle kalmak ister mi- sin kız? Holivut Holivut'un 21 Hazir 33. tarihli | nüshası intişer etmiştir. » Tavsiye ede- tiz. emma mlm İstanbul birinci ticaret mahkemesin m < İstanbulda Liman hanında 15-17 pumeroda mükim Haci zade Mesut mah dumları" Mehmet ve şirekâsının Selâ- nik bankasından istikraz © eyledikleri mebaliğ mukabilinde bankaya rehnet- tikleri 84832 kilo tütünden bakiyye 883 bâlyede 44900 kilo tütünün satılma sına karar Ülâsi talep olunmuş © ve medyunun mahkemenin dairci kazasi dahilinde ikametgâh göstermemiş olmâ sı hasebile ilânen yapılan tebliğata ve müddeti muayyenenin mururüna cağ- men borçlu şirltet İtiraz etmemiş bu- lunduğundan Ticaret kanununun 266 inc maddesi mucibince © emvali mer- hunenin alelusul satılmasına karar ve rilmiş olmakla işbu ifânm seşrinden itibaren üç gün zarfında borçlu şirket alacaklı banleyi buzuru © mahkemeye davet suretile iği kararın kespi .nin 26-6-933 tarihine müsadif pazartesi günü saat 9,30 da Galata Perşembe ps- zar caddesinde 29 numerolu Samsun ram depoda satılacağı ilân olunur. (4718) Beşiktaş 2 inci hukuk mahkemesin- den : Ortaköyde palanga — sokağında atik 13 cedit 23 No. lu bodurum ve ze- min katları dahil olmak üzere beş kat M ve bodurum katında dört oda 5 kö- mür deposu, 1 çamaşırlık , 1 koridor, 1 helâ,"1 sahrınç, zemin katında 1 mat- bah, ve biri kapucuya ait olmak üze- 76 3 oda İ salon, 2 matbah, 2 helâ 1 ko ridor, Birinci katta 2 salon, 6 oda, 1 matbab, 1 helâ, i koridor, 1 kiler. Ikin- ci katta 1 salon 6 oda, 1 matbah, 1 he- 1â, 1 kiler, 1 koridor, hir taraça Üçün cü katta 1 salon, 5 oda, 1 matbah, 1 he- 18, 1 koridor, 1 banyo, 2 taraça ve dö- rununda havuz ve ağaçları © müştemil birinci derecede emniyet sandığına ikin ci derecpde Mustüfa © Beye ipotekli (11000) on bir bin lira kıymeti mu hammineli müteveffa Növber hanıma ait apartman mukaddema açık arttırma ile satılığa çıkarılmış ve talip zuhur et mediğinden onbeş gün zarfında ikinci arttırma ile satılacağından talip olanla sn yevmü müzsyede olan 4 Temrmiz 933 pazartesi günü saat 14 te Beşiktaş salk ikinci | bakük © 5 eli 93242 No lu dosyasına müracaatları i ln olunur. (4753) gtlilliyet Asrın umdeti “MİLLİYET” tir. Tüyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri anat merkesinden ve- çilen malâmala görü bagla hava açık ©. ae ye rözgür kenaptan erecek ir. 20 Haziran 1933 tarihinde hava tanyi- ki 756 milimetre, çen çok Ben ax srcaklık da Zi derece olarak kaydedil- miştir. Köprüyü geçinciye kadar ayıya dayı derlermiş. Petek hemen kar- ılık verdi: — Niçin kalmayım? Bana yiye- cek yatacak verdikten sonra.” — Sana boncuk ta takarım, | ba» şma yemeni de dolarım. hayvanın sırtına, Petek, belinde bir çuval eskisi sa- rılı olan sıska eşeğin sırtına bindi.İ rili ufaklı herkes eline sırtına bir şeyler almış yola düzülmüştü. Ka: rayağız herifle süpürge saçlı karı- b S3 arkada fiskoslaşarak'geliyor- in — Kız Güllü! Ne dersin buna, NE a bre baseiyği — Çok yalabuk kız. — Şehirlerde iş görür. Böylesi günde bir kayma toplar. Çingeneler iyiden iyiye kafala- rına koydular. (o Petek'e özlü bir meslek terbiyesi vereceklerdi. Di- lencilik edemediği yerde çalacak, çalamadığı yerde dilenecek. — Sesini, kıvırını da bir sınıya- ım. — Doruğa çıkınca, Doruğa çıkar çıkmaz, ağa kafi. leyi durdurdu: Z (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: