GE 'M. Venizelos'a Suikast! (Başı 1 inci sahifede) Mamafi M. Venizelosa birşey olma- mış, sadece kırılan o camlardan yi zünde sıyrıklar hasıl olmuştur. Bu- na mukabil Madam Venizelosa dört kurşun isabet etmiştir. Sahrk başvekilin şoförü, ağır yaralı olmasma rağmen, arabayı son sür'atle sürmeğe devam etmiş ve nihayet Atina ya vararak, Evangelismos hastanesine teveccüh etmiştir. Burada M. ve Mm Venizelosln şoförüne derhal bizm ge- kn müdavat yapılmıştır. Doktorlar M. we Mn Venizelos'un yaralarında vehamet olmadığını söyle- mişlerdir. Mamafi kendilerine büyük bir istirahat tavsiye edilmiştir. Hasta larla görüşmek menedilmiştir. Büyük devlet adamma karşı suikast yapıklığı haberi Atinada o bomba gibi patlamıştır. Vaktin geç olmasına rağ- men binlerce halk hastanenin önüne toplanıp haber beklemişlerdir. Hadiseye karşı gösterilen nefret ve asabiyet umumidir. Herkes bunu alçaklık telâkki etmek te ve M. Venizelos'un mucize kabilin- kurtulmuş olmasma memnuniyet etmektedirler. Bir gazetenin bir kaç gün evvel M. Venizelos'un öldürülmesi Yâzım geldiği yolundaki neşriyatı hatırlarda olduğu için asabiyet fazlalaşmıştır. Hükümet zuhuru mubteme) vahim hâ in önüne geçmek üzre fevkalâde tedbirler almıştır. Dört kurşun değil, altı kurşun. yanı memruniyet değildir. Maalesef Mim Venizelos bir karnın- dan, diğerler üzre 6 kurşun Dr. Alexandre Paj yapmış ve hastan, s derhal ameliyat hali vahim olduğu n an etmiştir. Kurşunların dum dır kurşunları olduğu anlaşılmıştır. M. Venizelos'un muhafızı da yaralı ATINA, 7.— M. Venizelos'un şahsi muhafızı M, Markakis, taarruza uğra- yan otomobilde bulunuyordu. O da a- ğir suretic yaralanmıştır. Hayatı tehli kededir. Ağır yaralı olduğu halde eski başve kilin otomobilini başdöndürüncü sür'at Ik sevk ve idare eden şoför hastanede ölmüştür. isya köyü neresidir? ATİNA, 7.— Yaz günleri için Ati- anım sayfiyesi olan Kifisya siyasi ri calin ve zenginlerin istirahat mahalli- dir. Çam ağaçları arasında geniş ve muntazam bahçeler içindeki beyaz köşk lerile meşhur oğan bu yer, Atinaya as- İalt bir şose ve ayrıca Omonya meyda nından hareket eden bir şimendiferle bağlı bulunmaktadır. M. Venizelos, son günlerde Selânik- cak meclisi meb'usan intihaba elediye intihabatr işle: şezguldur. Dün Mösyö Venizelos dost- larile müzakeratta - bulunmak üzere Kifisyada oturan eski dostu ve sabık belediye reisi Atinanın meşhur zengin İerinden M., Benakisin evine gitmiş ak şam yemeğini orada yemiş ve gece Y doğru Atinaya gelmek üzere re- ikasile beraber Kifisyadan hareket ct- miştir, M. Çaldaris ne diyor? ATİNA, Başvekil Çaldaris siri kastr alçakça bir cinayet olarak tavsif etmiştir. Hükümet failleri yakalamak için ne mümkünse yapacaktır. 3 İktisat nazırı M. Pasmazoğlu başve- kil amma M. Venizelosu ziyaret ve hükümet namma beyanı tecssür etmiş tir, M Venizeloe teşekkür © etmiştir. Muhalefet fırkası reisleri M. Kafanda- Tis, Papanastasyu, Sofyanapulan da ML. Venizelos'u riyaret etmişlerdir. Suikasttan dolayi Çaldaris hüküme- tini mes'ul tutacaklardır. Zin sileaet mükemmelen tasavvur ve tertip edi miştir, M. Venizelos anlatıyor ATİNA, 7. A. A. — M, Venizelos, bu taarruzu hususi o muhabirlerinden birine şu suretle anlatmıştır « Kolfisya'dan dönüyordu! varındaki mahallelerden birinden ge- gerken yaylım ateşi halinde Tövelver atıldığını eşittik. Kurşunlar binmiş ol duğumuz otomobilin ve onun ârkasın- dan gelen mukafızların bulundukları otomobilin Jâstiklerini patlattı. Bunun üzerine otomobilimiz, - hareketsiz bir halde kaldı. Hemen arabanın: içine u- #anıp yattık. Şoför ağır surette yaza Janmış olmakla beraber otomobili, şeh- re yakın bir yer& kadar son süretle gö tördü. Burada mütaaprızlar o tekipten vazgeçtiler.” Bütün fırkalara mensup gazeteler,bu Milliyetin aram: 24 ERKEK KISMI Yazan: o Anitaloos — Kadın o kadar şişman ki yere düştüğü zaman acaba tiyatro binası çöker mi diye bina temelinin sağlam- lığı hakkında şimdiden tetkikat yap- malı... Yoksa hayatımızı tehlikede görüyorum ?. Karışmam... Diyordu. Dorothy'nin fikrinc: li nun temeli kokusu kı Kiki'nin zemine çarpması muhakkak bir facisya meydan verecekti. Bunun üzerine Mister Spafford bile bayağı meyus oldu. 20/MAYIS Bugün Mister Spafford'la müzele- ri gezeceğiz. Munchen'in müzeleri gö- rülmeğe lâyik bir çok sanat eserlerile do- iş. Dorothy: İ ören münasip şekil olabilir. | hale ifrağı lehinde serdedilen de- Sofyadan Geçerken. (Başr 1 inci sahifede) Hazretlerinin Hariciye Vekilimiz- le seyahatleri 40 kilometre müştür. Tatarpazarcığı garında Kral Hazretleri ayrılırken, Tevfik Rüş- tü Bey istasyona inerek Kral Haz- retlerini teşyi etmiş ve aralarında şu sözlerin teati edildiği işidil- miştir : Tevfik Rüştü Bey diyordu ki: — Kral Hazretlerinin bu lütufkâr lıklarından mütehassis ve minnet- tarım. Büyük şefim Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine, Mustafa Ke- | mal Türkiyesine ve onun hariciye Vekiline karşı Bulgarlar (O Kralı Hazretlerinin ibraz buyurdukları çok samimi büyük dostluk tezâhür lerinin Türkiye Reisicümhuru Haz retleri ve Türkiye Cümhuriyet bü- kümeti nezdinde ve dost Türkiye- de ve bütün Türk milletinde en sa- mimi makes bulacağında (şüphe yoktur. Tren hareket ederken Kral Haz- retleri yüksek sesle, Gazi Mustafa Kema! Hazretlerine selâm ve dost- Jahlarının, İsmet Paşa Hazretleri. ne de muhabbetlerinin arz ve ib- lâğuri çok memnun ve çok o müte- bessim bir eda ile beyan buyur- muşlardır. sür- Mühimmat Fabrikaları (Başı 1 inci sahifede) — Silâh fabrikalarının beynel- milel şekle ifrağı en müessir kont- rol vasıtasıdır. Diğer meselelerde olduğu gibi bunda da Türkiye devletler arasmda tam müsavat ta raftarıdır. Yalnız hususi fabrika. ların ilgası fabrikası olmıyan dev let aleyhine bir vaziyet ihdas e- decektir. o Bundan dolayı hususi fabrikaların ilgasıyle devlet fab- rikalarınm beynelmilel şekle ifra- Sivil tayyareciliğin beynelmilel liller fabrika meselesinde daha kuvvetle caridir. Yalnız hususi fabrikalar hakkmda kontrol va- zedilerek devlet imalâtının serbest bırakılmasına Türkiye şiddetle muarızdır. İttihaz edilecek tedbir- ler gerek hususi, gerekse resmi fabrikalar hakkında ve bütün dev | letlerin müsavi hukuku dahilinde | ittihaz edilmelidir. Müzakerata yarın da devam e- dilecektir, —————— taarruzdan dolayı infial ve öfke izhar etmektedir. İ M. Çaldaris, rahatsız bulunmakla be- raber dün geceyi mutaarrızların tutu- Jap yakalanması için talimat vermekle geçirmiştir. M. Venizelos'a haber verilmiş ATİNA, 7— M. Venizelosm. yakı- mında bulunanlar, kendisine aleyhinde bir aöikast hazırlandığı haberi verildiği fakat M. Venizelosun buna inanmadığı nı söyliyorlar, Mücrimlerin derhal tevkif edilmeleri emri verilmiştir. Bu hükümet için bir haysiyet meselesidir. M. Çaldaris mesul nazırların, müddel umuminin polis müdürünün vazifeleri- ni yaparak mesulleri bulmadıkları ve bu iğrenç suikastın sebepleri anlaşıl- madığı takdirde yerlerini muhafaza €- demiyeceklerini ilâve etmiştir. İsmet Pş.nın telgrafları ANKARA, 7 (A.A.) — Atinada M. Venizelosa yapılan süikast dolayı sile Başvekil İsmet Paşa Hazretleri M. Venizelosa ve Yunan Başvekili M. Çaldarise samimi telgraflar gönder. mişti Hariciye Vekâleti Vekili Şükrü Ka ya Bey tarafından da M. Venizelo ile Yunan Hariciye nazırı M. Maksi. mosa telgraflar gönderilmiştir. Tercüme: Kamran Şerif kadar günahım varsa hepsi affolün- muştur. Artık bırak ta biraz dünya” dan hevesimi alayım... Dedi. Alman dostu bugün kendisini dün- ü birahanesi olan Holf ötürecekmiş. git, doya doya sanat eseri mi ben de kana kana bira içeyim, Benim anladığım Dorothy hayatta törbiyesizlikten başka hiç bir şeye ka- namıyacak! 21/MAYIS Mister Spafford; ben, Dorothy yi- ne trene bindik. Hep beraber Viyana- ya gidiyoruz. Mister Spafford'la bü- tün bir gün Munchen'de müze müze çi (Başı 1 inci sahifede) düşünenlerin memleket irfanının istik bali noktasmdan pek samimi kanaatle hareket ettiklerine geni mikyasta inanmak isterim.Fakat bu inanış beni, asıl yanlış © düşünenlerin ve yanlış hareket edenlerin kendileri olduğunu ispata girişmekten alıkoyamaz. Bu bahiste yazı yazan veya kanaat lerini yazı yazanlara mahremane ib- lâğ eden zevat şüphesiz çok iyi bilir- ler ki Tıp fakültesinin İstanbula nak- li meselesinin münakaşası Tıp fakül. tesinin Haydarpaşaya nakli o günün- den başlar, Bir tarih Her şeyden evvel şunu eyice tespit etmeli ki bugünkü tıp fakültesinin mektebi tıp. askeriye, olarak Haydarpaşada kurulması bu maksa- da en uygun yerin Haydarpasa olma- sından değil, hurriyet fikirlerinin ilk kaynağı olan askeri tıpbiye mektebi- nin mektebi tıbbiyei (o askeriyei şaha- ne'nin İstanbuldan deniz aşırı bir ye ve sürülmesi ve hurriyet mefküresi- nn o zamanki zihniyete göre selimi- ye kışlasınn süngü ve dipç sokulması maksadından doğmuştur. Tarih meraklıları o sırelarda bü- yük hafiyelerden biri tarafmdan hur- riyetçi talebenin Haydarpaşa İngiliz mezarlığı topraklarına icabında ilti. ca edebilmeleri o mahzuru ileri sürü- müş olduğunu, fakat tecrit , kastının bu mahzura faik tutulmuş bulunduğu nu da bilirler. Yoksa, Haydarpaşa tepesinin bir tıp fakültesi için en el. verişsiz yer olduğunu o zaman tıpbi- yenin tesisini yapan profesör Rieder değil, up mesleki hakkında hiç bir malğmatı olmıyanlar bile (takdirde güçlük çekmezler. Bir fikir adamı i- çin tarih çok kere faydalı bir muha- keme ve kiyas unsurudur. Bunu teyit edecek delillerden bi gerek 1925 de basılmış tıp fakültesi adlı eserinde ve gerek bu defa mil. liyetin 4 Haziran 1933 tarihli ni hasında Doktor Galip Ata Beyf: nin de söylemiş olduğu üzre Prof. Rieder'in hekimlik | tat en mühim merhale olan seririyat ted risatmın Haydarpaşada | yapılması mümkün olamıyacağını daha o za- mandan görmüş ve seririyat kisımla- rını kendisine Haydarpaşada yaplırı lan azametli binaya rağmen eski bir rüştiye mektebi binası olan Gülhane hastanesinde tesin ettirmiş olmasıdır. ti müteakip mektebi tıpbi- yel askeriyenin tensik ve ilah için hekim olmadığı muhakkak erkânı har biye mirlivalarından bir zatın riya- seti altında teşekkül eden komisyon ayni zamanda mülkiye | talebesinin askeri tıpbiyesiyle £ birleştirilmesini müzakere etmiş ve o yolda kara ver. mişti, Tevhide taraftar olmakla bera ber yeni fakültenin o beheşhebal İs- tanbul tarafında tesisi hüzüümeu ile ri süren munallimler o zaman da çıktı. Fakat o mütalealarma “kulak #silma- dı. İkinci Abdülhamidin tp mesleği- nin zararma olan uzaklaştırma hük mü bu suretle büsbütün başka tesir- ler altında devam etmiş oldu. Küçük hülâsa aşikâr olarak göste rir ki tıp fakültesinin Haydarpaşada kuruluşu bp meslek ve ihtisasının ha yati icaplarından çok uzak amiller neticesidir. Kendim de içinden yetiş- miş olduğum ve meslektaşlarımca bi- lindiği üzre en genç hekimliğimde! yani 15 yıldan beri tıp fakültesinin islâhı meseleleriyle çok yakından uğ” yaştığım için selâhiyetle söylerim ki Haydarpaşada bir tp fakültesi yüz on semere veren bir - Hasta avcılığı 5 Faküİtedeki asistanlık hayatım öte den beri de hasta avcılığı ile geçti Fakülteye talebenin istifade edeceği ve bizim tahsil hayatımızda mahrum dığımız hastalık çeşitlerini getire- bilmek o güç idi ki biz genç muavinler hasta tedarikinden ibaret bu çetin ameliyeye aramızda hasta adını vermiştik, Tam 25 yıl sürmüş bir hatadan şimdi kati ve mut lak bir kanaat, kati ve muhakkak bir kararla geri dönüyoruz. Ve bir taş binanın heybetli cazibesi (o üzerinde durmaksızın yıldan yıla ileri gidecek iken ya olduğu yerde sayan, ya daha geri giden Türk hekimliğini kurta mak, büyük bir istikbale doğru Yürü: yüş imkânma kavuşturmak teşebbü- süne girdiğimize fikren ve vicdanen tam surette emin bulunuyoruz. İleri lenler İleri sürülen büyük o küçük bütün miyeceğim bile... Çünkü benim bir â. detim vardır: Başıma bir felâket gel- di mi, artık onu bir daha düşür Başıma öyle bir şey geldiğini bile in- kâr: ederim; hattâ şu anda olduğu Alman arkadaşı onu gelip sabah sa- at onda otelden almış, kahvaltıya da- vet etmiş. Doroti kahvaltı ettim amm kahvaltı zamanı geldi. Bunun üzerine Holt Braus Haus gitmişler. Sabah saat on birde herkes harıl harıl bira içip, beyaz sucukla rmuş. Beyaz sucuk yeyip t bir kaç yüz adım yürüdük- ten sonra bakmışlar ki öğle yemeği vakti gelmiş. Tıka ten sonra Alman içi likö: man bir çakulata almış, sonra matine ye gitmişler. Birinci len sonra Rudolf'un karnı acıkmış, teneffüs sa- lonuna çıkıp barda sandeviçle bira iç- pr ş mişler, Dorothy oyunu pek beyenmemiş. endişeleri birer birer gözden geçire- Deniyor ki Fakülteye hasta gelme- mesi müderrislerin alâkasızlığından, dovamsızlığından ve fakültede hasta bakımının fenalığındandır. Memleke- timizin bugüne kadar yetiştirebildiği ilim adamları zümresi içinde muhte- mevkileri olan fakülte müderris- Yersiz, haksız ve insafsız bir teşmil © ile vazifelerine alâkasızlık larını, devamsızlıklarını, hastalara ihtimamsızlıklarnı idin etmek doğru . Bunu reddederim. Hasta bakı- sı hiç doğru re kı deği mının fena olduğ uda değildir. Deniyor ki, Fakülte hastanelerinin 600 yatağa çıkarılması, Zeynep Kâ- mil ve Haydarpaşa emrazı intaniye hastanelerinin ve askeri hastanedeki 500 yatağın — alınması suretleriyle 1000 yataktan fazla hasta yedi temin edilmiş olur ve İstanbula geçmeğe lü- zum kalmaz. Halbuki fakülte hasta- nelerinin 600 yatağa çıkarılmasına imkân yoktur. Bu imkân bulunsa bile daima yarı mahdut çeşitli ve aylarca in hastalıkların işgal et- bu yataklardan talebenin tam is- tifadesini temin - şimdiye kadar olma- dığı gibi bundan sonr da mümkün olamaz. Bir hekimin meslek hayatın da en çok karşılaşacağı meselâ kızıl, kızamık, kuşpalazı gibi hastalıklar- dan, bazan hayatta yıllarca bu ya; taklarda bir tek hasta görülmediği muhakkaktır. 25 yıldır yetişen hekim ler bunun acısmı hayata atıldığımız zaman çok ağır sıkıntılarin çektik. Fakat bundun sonra yetişecek Türk hekimlerine bunu £ çektirmiyeceğiz. Bu hal ortada iken Tıp fakültesi has tanelerinin yatağını 600 e değil beş bine çıkarsak faydasızdır. Hastahaneler Haydarpaşa askeri hastanesinin 500 yatağından istifade tavsiyesi i- | mi ve ameli değildir. Üzerinde duru- ler değil herkes bilir ki bir askeri has tanede rütbe sahipleri istisna olunun- ca ancak yirmiden yirmi üç yaşa ka- dar hastalar yani asik İer bulunur. Bundan hekim yetiştir. mek için edilecek istifade son derece de mahduttur hekimlik namzedi her hastalığı her yaştaki hastalarda ve bir çok kereler görmelidir. e Başka türlü hekim olunmaz. İntani hastalıklar hastanesi de her hekim bilir ve adı da gösterir ki an- cak mahdut ve musyyon hastalıkla. rı kabul eder. Bu yıl açılacak Zey- nep Kümil hastanesinin elli yatağı i- se maksadı — karşılıyacak nisbetten gok uzaktadır. Deniyor ki, nakil ve islaha verile- cek para ile Haydarpaşada bir kaç hastana pavyonu yaptırmak ve böy- Tece bir hastaneler mahallesi kurmak mümkün olur. Bir kaç pavyon değil, 40 pavyon yapılsa, bin değil on bin yatak kurulsa alınacak neticenin de- İişmiyeceğini yukarıda söyledim. Kaldı ki nakil ve ıslaha sarfedilecek para ile bir kaç hastane pavyonu yaptır- mak mümkün olacağını ileri sürmek na- kil ve ıslah için sarfedilecek paranın mik tarını bilmemekten oduğu kadar tam te- sisatlı hastane pavyonlarının kaca yapı” abileceğini de tahmin edememekten ile- ri gelebilir. Bundan baska Darülfünun wlah işini Tıp fakültesinin ( Istanbula naldinden ibaret sanmak ve bunu diğer mlah meselelerinden ayrı mütalen edile- bileceğini düşünmek de yanlıştır. Masraf mı? Deniyor ki, fakültenin nakli bir mas- raf işidir. Pek güzel, Eğer esas doğru ise ve masrafı karşılıyacak para da bu- hınmuşsa ne buj ? Halbuki ba- il bir masraf değil bir ta sarruf işidir. Nakilden sonra fakülte büt çesinde 100 bin liradan fazla bir tasar- Taf olacak ve ba para Tıp fakültesinin Tiboratuvarlar, ilmi tetkik ve taharriler mesaisinin ve vasıtalarının takviyesine sarfolunacaktır. Acele edilmesin mi? Deniyor ki, nakil faydalıdır amma, 63- kım acele edilmesin, bu iş beş yılda, altı yılda yapılsm. Böyle mütalealar medre- selerin ilgası, şeriye mahkemelerinin il- gatı, fesin kaldırılması, medeni kanuni iyileştirilmesi, yeni Türk harflerinin Ia- bulü vesair gibi milli büyük kat Mustafa Kemal inkılâp sistemi mil- Wi hayat için faydalı ve makul olduğuna kanaat getirilen işlerin derhal ve hamle- İerle yapılmasını öğretir. Biz de onun mektebindeyiz. Fakültenin nal bun dan evvel yapılan tecrübeler gibi bunda — Çıkalım, demiş. Zaten nasil ol- sa çay zamanı geldi... demiş. Çayda adamakıllı yeyip içtikten sonra Ru: €: ira içmişler, pretzel yemiş- ler. Fakat Dorothy artık fenalaşmağa başlamış. — Aman beni otele götür... Demiş. Rudolf ta: — Hay hay... Demiş, Yalnız ister- sen otele gitmeden evvel gidip bir az bir şey yiyelim... Onun için bugün Dorothy de be- nim kadar mustarip. Yalnız benim gi bi o ıstırabı unutamıyor ve çekiyor! Fakat her şeye rağmen Viyana be- ni fena halde meyus ediyor. Nasıl et- mesin ki Mister Eisman Viyanada... Viyanada olduğu için m hemen bütün gün onun yanımda bulunmak mecburiyetindeyim. o Ayni zamanda büt gün Mister Spafford'la beraber balunmak mecburiyetindeyim. Halbu- ki onları da bir İerile temas ettirme mek mecburiyetindeyim de... Bu işi nasıl kıvıracağım?.... Çünkü, olur “Tıp fakültesi: Maarif vekili itirazlara cevap veriyor dn araya manizlar girerek | teşebbüsün eri kalabileceğini umanlar yanıldıkları- nı göreceklerdir. Askeri talebe Deniyor ki, askeri talebe ne olacak? Onlar her gün Haydarpaşadan Istanbul yakasma nasıl gidip gelecekler? Ben as keri tıbbiyeden yetişmiş olmakla müfte- birim, Orada iyiye ve doğruya daima iş tiyakla atılan öyle bir ruh vardır ki mü- teredditlerin müşkülât diye gördükleri ve gösterdikleri şeylere an. ile bakar. Şimdi fazla olarak temin ede- yim Ici böyle bir müşl Cut olmiyacaktır. Çünkü askeri tıbbiye- sinin kimya, fizik ve tibbi ilimler sınıf- ları zaten yıllardan beri İstanbul tarafın da kurulan yatıda kalmakta ve dersle- rini Fen fakültesinde almaktadırlar. Di- ğer sınıflar ve hepisi için yatı yeri ol- mak ve çalışma salonlarını da ihtiva ct- mek üzere Zeynep Hanım binasını ver- mekteyiz. Burada veya diğer bir yerde yerleşeceklerdir. Bundan başka bugün mevcudu 400 e varan Tıp talebe yurdu gençleri ve yüzlerce dişçi mektebi tale- besi her gün Haydarpaşaya gidip gelmi- yorlar mı? nakil işi talebe gidiş gelişini arttırmaya değil ortadan kaldırmıya ya: rayacaktır. Zaten bu kadar basit bir işi büyük hir maksada mâni #örmek bugün kü nesil adamlarına yakışmasa gereletir. Denilenlerden biri de şu: Evvelce Us- küdar - Haydarpaşa tramvayr yoktu. Belki ordan dolayı hastalar gelmiyordu. Halbuki şimdi tramvay yapıldı. Nakil i- çin sebep kalmadı. Evet Efendim, tramvay yapıldı ve gö- rüldü ki kâfi ve lüzumlu nisbette hasta | yine gelmiyor. Böyle bir sebep * hangi İ mantıkla nakil aleyhinde kullanilabi Deniyor ki, Tıp fakültesi Kadıköy ve Üsküdar semtleri hastane- siz kalacak. İşte bütün menfi mütalea- lar içinde bir tek doğru end. Fakat bu da varit değild yıl Üsküdar için Zeynep Kâmil hastane si açılmakta olduğu gibi Tıp fakültesi- nin hastane pavyonları da kâmilen si hat Vekiletinin ve İstanbul Belediyesi- nin emirlerine bırakılacaktır. Esasen na- kil prensipinde Sıhhat Vekâletiyle tema men mutabık ve müttefikiz. Bina ve alacak? Deniyor ki, bu koskoca Tıp fakültesi İ binasma yazık değil mi? Bu ne olacak? Bu husı iüfrit endise gösterenlere temin edelim ki bina dinamitle berhava | edilmiyecek, Cümhuriyetin diğer . | fan müessesesini en faydalı sekilde ku- caklıyacık, bağrına alacaktı Deniyor ki, talebenin ömrü hastane- İ den hastaneye dolaşmakla geçecek. Şüp- hesiz bir Tıp fakültesi klinik sınıfları ta- Tebesinin ömrü hattâ mekteplen çıkıp meslek adamı olduktan sonra da hasta- dan hastaya ve hastaneden hastancy: dolaşmakla geçecek ve kemale erecektir. Bununla beraber bu belki bilmemezlik- İ ten dolayı daimi, fakat her halde yersiz endişeyi izale için söylemeli ki bir tale- be her gün bastameler esami İistesini e- İline alarak hepisini birer birer dolaşa- İ enk değildir. Akliye ve-asabiye gibi bir | ili şube ha stance i gruplara ayrı- müderrislerinin muayyen ser- vislerinde çalışacaklardır. Her hangi te reddüt izini silmeğe yaraması icin şunu da ilive edeyim ki, Tıp fakültesi hastane | lerinde bugün mevcut farzedilen 450 ya- tak hakikatte bunun üçte birinden az diğer günlerin de boş kalır. Halbuki İs- tanbul hastaneleri yılın en az 317 günün de her çeşitten had ve müzmin hastalık Hsrla dolan binden fazla yatağı ihtiva e- der, Bu gayet sade iki rakam Tıp & satınm İstanbulda kazanacağı geniş in kişaf sahasınm ehemmivetini kolayca gösterebilmeğe kâfidir. Şimdiye kadar ileri sürülmüş belli başlı itirazlara ce- vap verdim. Mütalealarım ne kadar şid- detli veya aykırı olursa olsunlar ortaya samimiyetle atıldı şüphe etme- mek lütfunu esirgememelerini ve bilhas- sa fikirlerinin münakaşa meydanma ge- trmek için baka imzalar aramak külfe- tine düşmemelerini rica ederim. Profesör Malş Deniyor ki, profesör Malehe hekim değildir. Tıp fakültesine ait işlerde ne suretle salâhiyetli mütalen verebilir. Pe- kâlâ Avrupanın birinci smıf kültür adam larından biri olmasına rağmen kabul 6- delim ki profesör Malehe bütün dünya ilmi için müşterek o esaslarda mütalen beyanından menedilmiş olsun. O halde bu davayı bu memlekette yetişmiş bir doktor olarak ben üstüme alıyorum. Ve bütün Tıp fakültesinde veya haricindeki üstatlarla birlikte müdafan mevkiine ge- çiyorum. Mili yükseliş imiz için mücadele safımıza çağırılmış ve gelmiş | man'ın benim tahsilim için bu kadar para sarfetmesine bir mana veremez. Bir taraftan da Dorothy Miss Chap- man'dan bahsederek beni çileden çı. karıyor. Diyor kiz — Miss Chapman seni Misi ford'la bir arada görürse ilk York'a telgraf çekip ailenin emekdar akıl doktorunu Viyanaya çağırtmak olacaktır! Fakat, Dorothy ne derse desin, ben itikadımı bozmıyacağım ve daima nig bin olmağa çalışacağım... 25/MAYIS Nitekim her şey yoluna girdi. Mis- ter Eisman bütün gün düyme iş meşgul. — Siz Dorothy ile akşama kadar eziniz... Diyor. Biz de Mister Spafford'la akşama kadar geziyoruz. Sonra akşam olun- cat Spaf Ben gece sokağa çıkmıyayım. Gidip vaktile yatayım da, yarın geze- riz, diyorum. Sonra (o Dorothy ile O Mister E- ismana gidiyoruz. Yemekten sonra ti- yatro. Sonra Kırmızı Şapka denilen ü geç vakte kadar kalıyoruz. Afyon inhis (Başı 1 inci sahifede) için yeni vazifesine başlamamış Afyon mahsülü yetişmiş olduğun” bayant için hazırlık yapı Summer teşekkül edinciye kadar Kredi B daki vazifesin de idare edecektir. Afyon İnhisar: teşkilitma hı lanmamıştır. İnhisarın beş kişide rekkep bir idare meclisi bulur Nizamettin Âli Bey Afyon Birliği Umumi Kâtibi tin Ali B. in de Avrupada memle zi alâkadar eden ticari hareketler! dan takip edebilecek şekilde ihds lecek bir ticaret mümezsilliğine 18 dilmesi beklenmektedir. İstanbul 3 ünl icrasından: Paraya çevrilmesi mukarrer & sı 178933 tarihinde saat 9 dan kadar Üsküdarda Şeh cami sokak marsir hanede birinci açık artti satılacaktır Taliplerin de bulunacak memuruna mürâf rı ilân olu: (4278) İstenin da Mühcuz ve paraya çevrilmesi # < üçüncü icra memi rer bulunan esyayi beytiye balı Haziran 933 tarihine mü günü saat 12 den 13 kşööl bekte yeni maballede 6 numaral! re 12 darte de açık arttama suretiyle satı nlarım mahallinde 9 a1 rı ilân olunur. (8 dan salip e na müracaari İstanbul i den : Türkiye İş Bankasınm Ahmeti Rifat A ve Abdullah Eeyler zimmetinde bir kıt'a sc9f bu bulunan 450 Tı pre testo tarihinden itibaref ve yüzde 6 komisyon (VE testo masrafı ve takdif cek ücreti vekület ve icrada ini tarmina kanımiye ile talebile ikame eylediği © 15-6-033 tarihi tahkikat göğü rak tavin edilmiştir. 156-933 tarihine müsadif pf günü ,30 de mahkmede hunmaları Tüsumu tebliğ makat! olmak üzere ilân olunur. (4272) i ticaret mahke” lah Devredilecek ihtira Nişa Tı: tuzu isöhsaiine gil a için İsribsal e ve | ki ihti lan 9 Haziran 1928 tarih maralı ihtira beratı Üz bu kere başkasma de rileceğinden bu bapta 4ez' mi dinmek isteyen zevatın / İste Bahçekapua'la "aş Mlannda maralarda kâin vekili H. W. fendiye müracaat etswleri ilân 3376 / bir yabancıyı söylenmiş veya ne varsa muhatap benim. j Fakat benim bu zevattan asiİe sum ba kadar büyük ve tarihe recedo düşünmeden, kâfi d zarlık çalışması yapmadan yürümekte olduğumuz zihabıniil“ mamalarıdır. Bilhassa bazı müderrislerin miz kanaatlarımız üzerinde te ları, yapmakta oldukları veya rı zannında bulunmamalarıdır. veni mini hiç bir profesörümüz olmadığ! “te; de tesir ve nüfuz altında kı ikc 'dınm bulunmadığımız ilk vesof (15 lemiş olmalıyım. Kaldı ki bu ve nüfuz mevzuu da yoktur. de bütün Tıp fakültesi müd lisi müttefiktir. Hastaneler vo mütohassısları samimiyetle ve mutabıktır, Bu mutabakat yalnız söz bi. gil imzalı yazı halinde"de mejiöli Bugün için ve istikbal için bu Ka yırlı bir işte icra hizmeti ve YÖğLe mak mevkiinde bulunmamı İ | mesut mazhariyetlerinden 1 nl — VW. Ben de şampanya kuvvetile K( gunluğa dayanıyorum. kalıyor: Mister Spafford'a olup geceleri biz An memiz caiz olmıyan şeyleri tiği arada onu görmemezliği İÇİ her şey tıkırmda gidecek. in Fakat Mister Eisman'la iy fena vakit geçiriyoruz. > ter Eisman'ın bütün cinleri WE“ kıyor. Düğme fabrikası bir "iha mi imza edecek? Viyanalı ir manımız , Yahut ta tam o sırada bif e tsi yapacakları tutuyor. Kğ. giyip şapka! tüy takıyorlar. Haydi Tyroiitu na! “ Bu hal Mister Eisman” meyus ediyor. Fakat asıl *” sı İâzmgelen biri varsa © “gz Düşünün bir kere: Insan bif/ ku uyumazsa meyus olm i Tur? Pp Nihayet kafayı yere ter Spoffard diyor kiz