illiyet Asrın umdesi “MİLLİYE T”'tir. — ——— — ———— 5 MART 1933 Idarahana » Ankara enddesi, 100 No. Telgraf adrasi : İst. Milliyet Telefon Nomaraları: Başmuharrir ve Müdür : O 24318 Yazn işleri blüdürlüğü : o 24319 İdar: 24310 ABONE ÜCRETLERİ : Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti göçen nüshalar 10 kuruştur. — Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete mü- racaat edilir. Gazetemiz ilünlarm mes'u- İlyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy Askeri Rasat merkezinden ve- rilen malümata göre, bugün hava aşik ve Dört unsur bir arada idi... 1 — Bir yoğurtçudik bir yo- zuştan iniyor, 2 — Yokuşun tam karşısmda bir evde genç ve güzel bir kız pen cerede, 3 — Yoğurtçunun ayağı kaydr.. 4 — Ve kiçüstü oturdu. Eve ba- 3en mi anlıyamıyorum? Belki de ben anlamıyorum. Ba zıları varmış. Meselâ tatlıyı hisset mezlermiş. şeker yerler, tadımı an lamazlarmış. Bu gibilerin 6 hisle- ri uyuşmuş oluyormuş. Ben de böyle miyim? Mantık tadını anlıyamaz mı oldum, aca- ba?, Öyle ise tehlikeli şey. Geçende okudum. Şehir mecl azasmdan bir zat kendisile görü- sen bir gazeteciye şöyle söylemi — Şehrin Taksime doğru gi- dip talimane meydanına sıkışması çok müteessiriz. Bunun önüne geçmek ve inşaatı daha sıhhi ve makül şekle sokmak için ebniye kanununu bekliyoruz. O zaman bu inşaat duracaktır.” Muhterem şehirlinin söylediği kelimeler belki bunlar değil am- lerinin aklımda kalan mâna efendim! Taksimde apar tıman yapılıyor diye müteessir mi oluyoruz. Ne hikmet!, Ya şehrin diğer taraflarında taş taş üstü ne konmuyor. Boğazm bütün kâşa neleri yıkıldı. Oturacak ev kalma- dı. Hep enkazcılara satılıyor. Bun lar da elbette teessürü (mucip ol. muştur. Ben şehrin Taksime sıkışmasını ebniye kanununun noksanma de- gil, şehrin hayat icabatma, vasıtai merke desi iş ve eğlence merkezi in veçarşının ii tine atfediyorum. Eşi plânına neden bir ufacık meydi veya bahçe yeri ilâve edilmediği ne müteessir oluyorum. Maliye, Belediye, Evkaf!.. Herhangi bir mübrim ihtiyaç ü. zerine hükümet bir vergiye zam yapmak zaruretinde kaldı, iki mü essese var ki; bir evde ikiz çocuk- lar gibi arkadan yetişiyorlar: Be- lediye ve Evkaf... Geçen sene bina vergilerine buh ligi wuş Manastırı mahallesinin, ka- ranlık sokağındaki iki katlı evin ka- pısından onar dakikalık fasılalarla çı kan gölgeler, birer birer U civar ma- hallelere dağılırlarken saat kimbilir kaça gelmişti. Yüzbaşı Mustafa Kemal ile arka- 'daşı Bursalı Tahir Bey evden en son ra çıkmışlardı. Köşeyi dönerken Ta- bir Bey; — Tohumu attm, . — diyo mırıl- dandı — Bakalım ağacı ne zaman bü yüyecek, ne zaman yeşerecek. . Abdülhamidi deviren ihtilâl cemi | Selânik şubesi, 1322 senesi le, Çavuş Manastırr mahal- basık tavanlı bir odasında er- Kemal | | tonya'da halkın ordu vatan müdafa İ yettir. Bu heyetlerin azaları arasın- KEP Lehistanda “Halkın ordu dışında askerliğe hazırlanması,, Evvelki yazılardan birisinde, Le- asna nasi hazırlandığından bahsey- lemiştim. Bugün de, bu işin, pek çe- tin bir millet olan Lehlilerimmem- ve nasıl yapıldığını araştıraca Daha büyük cihan kavgasmdan evvel, Lehistanda Sokol adlı bir teş kilât vardı. Meşhur Pilsudeski leji- yonlarıbilâhare bunlar üzerine kurul muştu. Kavgadan sonra bu teşkilât çabuk üreyip türemiştir. Mareşal Pil. sudeski teşkilâtı o Sosyal Demokrat partisini destekliyordu. Nasyonal De mokrat partisini destekliyen teşkilât ise HALLER kıtaları, İHTİYAT ZA- BİTLERİ BİRLİĞİ, KÜÇÜK ZABİT- LER BİRLİĞİ ve saire gibile- 0 zamanlar” si partilere desteklik yumuşunu yapan bu birlikler en de- ğimli yumuşlarından uzaktaydıla ten Pilsudeski hükümet darbesi bü- yük mikyasta bu teşkilâtlara dayan- mıştır. Pilsudeski hükümet başına geçin ce yurt müdafaasma ve gençliğin as- kerliğe hazırlanma işine yüksek bir değim vermek lüzumunu O kavradı, Ordusu için en çok masrafı o yapan Leh gençliğinin askerliğe ve yurt mü- dafasna hazırlanması (o işinin ordu çerçevesi içinde başarılması orada dahi mümlkünsüzdür. Çare olarak i- ki yıllık askerlik hizmet bir buçuk yı la indirildi ise de daha ziyade indiri- lemedi. Çünkü askerlik omüddetini en az dereceye indirebilen milletler, ancak gençliği daha orduya girmez- den evvel yetişebilecek kadar hazır- lıyabilenlerdir. Bedeni ve fikri ola- rak bu hazırlığı yapamıyanlar için mecburi hizmet müddetini azaltma- ğa imkân yoktur. Günümüzde, Lehistanda, ordu dı sındaki bedeni ve askerliğe hazırlık şöylece yapılmaktadır; ilât, — Teşkilât hükümetçe yapılmıştır. Bu teşkilât, beden ter- biye: askerliğe hazırlık kısımları- Bı içine alır. Askerliğe hazırlık, her hangi bir sebepten ötürü orduda ns- kerlik terbiyesi veri askerlik güç ve bilgilerini derinleştir. mek ve lüzumu halinde sivil bir se nır koruma hizmeti kurmak, akın ve oyalama çeteleri yaratmak i kovalar, Letonyada Dahiliye © Vekilliğine bağlı olan bu teşkilât, Lehistanda | Milli Müdafaaya bağlıdır. İşin başı, Mili Müdafaa Vekilliğindeki hos da Dahiliye Vekilliğine, Maarif Ve- killiğine mensup zatlar vardır. Varşo va civarında Biyelâni kasabasında a- çılmış olan (Yüksek bedeni talim ve terbiye mektebi), bedeni propaganda ye tedrisatın toplaı bir organdır. İşbu mektebin, heyetin buyruğu al- tmda olup askerlik temelleri üzerine spor muallimleri yetiştirmek ve be- ran vergisi ilâve edilince arkadan Evkaf ile Belediye de: — Biz de isteriz. diye zam yap mışlar.. Paraları verdikçe farkına varıyoruz. Halbuki hükümeti bi- na vergilerine zam yapmaya icbar eden sebepler ne Belediyede, ne de Evkafta vardır. Evkaf, ne oldu ğunu içinde bulunduğum halde an layamadığım ve hâlâ da anlaya- madığım bir muammadır diyelim. Ya Belediyenin zamlarını Şehir meclisi görmüyor mu? diye aklı- ma d Biliyorum ki; bu satırlarım ne Mm aş olsun adı arttır. zihniyetile lebalep dolu olan belediye mahafilini kızdıracaktır. Lâkin ne çare ki; bu hiddet ne ba na, ne de belediyenin vergisinden, hizmetinden, ve masraf bütçesi Bin tevziatından şikâyet edenlere n ne bir cevap ne bir teselli FELEK ONYA Kin, Polllika ve Kan. saanameearmensne Bey tarafından işte böyle kurulmuş- tu. Selânik horul horul uyuyor, Os mani: saltanatmı bekliyen polisler ma halle kahvelerinin kapalı i önünde nargile içiyorlar ve — yahut kapıları yart açık hamamların göbek (aslarına uzanmışlar, dalga geçiyor a pöbet kulübelerinde tahtaku. ruları kervan halinde d , va dık bendeler külaklarını ale de rinin duvarlara dayamışlar, yaza. cakları yeni jarnallara mevzu arıyor. lardı, deni talim ve terbiyeyi yeknasak kıl- mak başlıca işidir. o Mektep şunlara ayrıleır (1) Zabitler grubu: (a) Olimpiyat hazırlıkları grubu. (b) Spor muallimleri yetiştirme grubu. Zabitler grubunun tedris müddeti bir yıldır. Her yıl 50 kadar talebe ye tiştiriyor. (2) Küçük zabit grubu: Tedris müdeti iki yıldır. Her gar- | nizondan bir küçük zabit gönderilir, her yıl 120 kadar talebe çıkarır. (3) Sivil muallimler grubu: (Erkek ve kadın). Müdeti iki yıl. Her yıl 50 talebe, Lehistandı vazi olarak are teşkilâtına mü- kolordu, fırka, ve a- lay mıntakalarma uygun bir surette bedeni talim rbiye ve askerliğe hazırlık teşkilâtı memleket içine ser | pilmiştir Kolordu mıntakalrnda Atların reisi kolordu kuman- ve fırka alay mımtakalarmda dahi işbu askeri birliklerin okuman. | danlarıdır. Fakat teşkilâtın asıl yu. | vası piyade ve topçu alayları ve olup ber alayda bir zabit ile birkaç küçük | zabit bu iş için ayrılmıştır. Askerli ğe dokunmıyan şeylerde O Voyvoda- lar, belediye reisleri ve saire Yardım lerler. Bütün kü orta ve yüksek mek. teplerin teşkilâta bağlıdır. Bu mek. teplerin spor muallimleri, yeknesak. lığı temin için (Biyelâni) deki mek- tepte veya kolordu karargâhlarında açılan (10 adet) mektepte bir şi görmeğe mecburdurlar. o Demel şehirli gençlerin hemen hepsi Yekne. sak beden terbiyesi görürler. Memle. ket nüfusunun temelini o kuran köy & ise propaganda ile işbu #por. teşkilâtlarına sokulmaktadır. Her yil bunların miktarı artmakta o olup son yılda 130.000 e varmıştır. Askerliğe hazırlık talimleri gören gençlerin silâhlarını hükümet verir. Son zamanda Varşovadaki silâh fab. rikasında bunlar için yeni tip bir si- Iâh yapılmış olup 130 zaloti gibi ucuz bir paraya maledilmektedir. İşbu bedeni talim ve terbiye asker. liğe hazırlık teşkilâtını canlandıran ve propaganda eden ( kuruluşları başlıcaları şunlardır: Teşkilâtın evi Asalarının adedi Koruma teşkilâtı 300.000 Yurt müdafancıları ittihadı 400.000 İhtiyat Zabitleri Birliği 160.090, İhtiyat Kç. zabitleri Birliği. 25.000 Birinci ve İkinci Lejiyon Livaları 42.000 Şilezya ayaklanıcıları Birli 2.000 Sekizinci Kolordu ayakla: nıcıları birliği 45.000 Eski Lehistan askerlik i 46.000 120.000 1.180.000 Diğer Haller Birliği, istihkâmerlar Birliği, Demiryolları Bir- liği v. a. gibi teşkilâtlarla bunların miktarı bir buçuk milyon insana ka- dar yükselir. Talim ve terbiye umumiyetle piya deciliktir; Spor, atış, silâh kullanma lar, e tepleri olup 14 yaşından 16 yaşına kadar gençlere öğretir. - Teşkilât, alaydan daha küçük ta- burlara, bölüklere ve takımlara dahi ayrılır. Talim ve terbiye esnasında azalar ordunun üniformasından kü- çük farkları olan bir tali lar. Her gün öğleden sonra talimler- le uğraşılır, her ay bir kere de tat- bikatlara çıkıler. İşte Rusya ve Almanya arasmda kalmış, iki büyük milletin nefret ve intikamına uğramış olan yeni İstiklâl kazanmış Leh milleti, bu kazancını b > ti. Ne binbaşı Hakkı Beyin, ne Kola- ğaer Cemal Beyin, ne de yaver Kâ- zım Naminin bu geliş gidişten haberi olmuştu. “ Rilo manastırı,, — Nasıl? — Biraz dalar gibi oldu. — Harareti indi mi? — Otuz dokuz bir çeyrek. . — Os.. fenm.. Beyaz badanalı küçük bir odada uzun siyah cüppeli iki keşiş ayakta konuşuyorlardı. Köşede beyaz boya- lı dar bir karyolada sargılar arasın- dan yalnız burnu gözüken bir adam sırtüstü uzanmış yatıyordu. Perdesiz, demir çubuklu bir reden güneş lu. a 7 Keşişler bir dakika kadar konuş- madan karyolaya baktılar. - Sonra, kunduralarının ucuna basa basa oda- grketelar. Duvarları kara taşlarla © örülmüş İ lerin dert görmesin. Allah gönlüne gö sonra ihtilâlci yüzba- | bir dehlizden geçerlerken, (gözleri | ilâ Dopnitza PAZAR 5 MART 1933 Hikâye Bu adam kim? Kafası dar, koyu kumral sakalı, buyığı sık ve gürdür. Yakalık tak- maz, Açık renkli mintanı ter temizdir. Pek itimalı giyinmez, fakat pis, çul değildir. Her gün ayni gazinoya gelir ve boş bulursa ayni masaya otu- Boynunu hafifçe yana çarpıtarak öyle çelebice oturur ki, mezaketine, zarafetine hayran ve meftun olma- mak elden gelmez. Mahvviyeti, tevazuu etrafında hür- met uyandırır. Bu mahviyet ve teva- zua bir de hudutsuz, payansız bir ne- zaket ilâve ederseniz, onunla gıyaben teşerrüf etmiş olursunuz. Garsonu elinin, yumşak bir hare- ketile çağırır. Evet, onun her hareke- ti yumuşaktır. Bir tavrında, bir sözünde sertlik, serkeşlik yoktur. Garsona da tatlı ve yalvaran bir sesle emreder: yım. Gücenme... p İnayet buyur, kızacak bir şey yol Garson alışık olduğu için üstüne varmaz: N — Emret patam. Şimdi rakı getire- zeyim. O dervişane boyun büker: —Eyvallah, Eyvaliai Veren ek re versin. Rakı geldikten sonra, tazelenmesini rica eder: — Evlâdum. Bir parça da tomates... 107... zahmet olmazsa... Sanki ek- mezelerin mek te kalmamış. İnayet et artık... Getirttiği rakıya su koyar ve ağır ağır, yudum yudum, sindire sindire i- rakabaya dalmış gibi dü dudaklarının kımıldanışından, kendi kendine konuştuğu zannolunur. | Hazır sigarasını kehrüba ağızlığı. | na geçirir, gözlerini sözerek uzun ne- feslerle çeker. Sizarn içişinde bile ay- rı bir hususiyet, bir çelebilik vardır, İkinci, üçüncü kadehten sonra, cüzda- nımı çıkarır, içindeki tek liraları sayar. Sonra istif ederek cüzdanı itina il: cebine koyar, Bu tek liraların ad. İ bazı geceler üç, bazı geceler dört, hattâ beştir, İ Bu ameliyat bittikten sonra çeke- tinin, yeleğinin, pantalonunun ceple- rinden bozuk ar çıkarır, birer birer büyük bir dikkat ve ehemmiyet. | le sayar, sayar, sayıp ta avuç dolusu olunca, ceketinin iç cebine atar ve bu sayış ve istif bir müddet devam eder. Fakat paraları sayarken rakısını ve sigarasını unutmaz, Zaman zaman du rur, kadehi dudaklarına götürür, ma- sanın kenarına cigarasını ie . Bu adam kimdi? ilirdi? Belki de hali vakti z ydi. Her gece dört beş kâğıt lira ve iki üç liralık ta bozuk sayan bu adamın kazancına pek fena dene. Ayda vasati alarak eline yüz elli, iki yüz lira geçiyordu. Acaba sa- natı neydi? Mütenddit dükkânları, hanları apartmanları vardı da günde lik sarfı için mahsuben altı yı ira mı alıyordu? Kılığı, kıyafeti göster meyordu. Fakat bunun mahviyet ve tevazuundan ileri get t. Gazinonun sahibine, garsonlara sordum. Onlar da bilmeyordu. Müşte- rilerden de tanıyan çıkmadı. Rakıyı içiyor, körkütük sarhoş olmayordu. Münebbihli saat gibi, her akşam vak- tinde kalkıyor, hesabını görüp gidi- yordu. Ailesini düşünüyordum. Her gece evine vaktinde ve cebinde para ile dö nen bir adam, bu zamanda güç bulu- lu. Bu adamın kim olduğunu öğren mesem, gözüm açık gidecektim. tesi gece takip etmek kararıyla iske- leye yürüdüm. Yanımda bir #ölge pey da oldu. Bu gölge elini uzattı: — İnayet edin efendim. Lütfen mer Döndüm. Başı dikişli şapkalı, ko- yu kumral sakallı, sıkı, gür buyıklı yakalıkaız, açık renk mintanlı biri da ruyordu? — Hakipayınız ola; öfenili İnayet buyurun, gücenmeyin.. Eyval donlu bir altm salij Yaslarman yakl Pam) sallanıyordu. e iü dedi — Don- çe Kaptanın vaziyeti iyileşti mi? mam e gen omuzlu ve — Hayır Metropolit Efendi.. — di ye mendille 2 emi edi; Deme! Gümüş kordonlu papas, gerisin geriye döndü, kara boyalı bir kapı, dan içeriye daldı. Burada üstündeki çapraz fişenklikleri o ve belindeki bomba ve tabancaları ile seyyar bir çilâh doporanu andıran iki adam o- turuyordu. Hürmetkâr tavırlar takı- narak ayağa kalktılar. Papas bir lâhza onlara | dikkatli dikkatli baktı; sonra boynundaki sa- libin gümüş kordonuyla oyniyarak; — Evlâtlarım. . — dedi — Kaptan kendini bilmez bir halde yatıyor. Be- ni dinlerseniz, bırakınız bir. hafta kadar kalım, Yok eğer hastanesine götürece- NORMA SHEARER v- CLARK GARLE HEHE Glorya sinemasında şöle mea ole göster lmekte olan Serbest Ruhlar Kadın istiklâlinden bahseden müessir ve hissi Fransız- ca sözlü Metro-Goldvin Mayer filminde muzafferiyet alkışları topleamaktadırlar. FOX JURNAL'de Fapa'nın beyannamesi ve Sarre'daki gazometre felâketi Halkımızın sevgilileri: HAZIM - HALİDE NAŞİT Türkçe sözlü - Şarkılı - Taklitli büyük halk komedisi DÜGÜN GECESİ filminde sizi kahkahalarla güldürecek ve eğlendirecektir. İstanbul'da İPEKFİLM yosunda vop'lmıslır, Sinemasında 8 Mart Çarşamba akşamı Şimdiye kadar tarihin kaydetmediği muazzaw ve EMSALSİZ tannenberg HARBİ filmini gösmek “için hazırlanınız, stüd- OPER A' da mi Büyük macera ve ipnotizm fimi olan ŞANDU kemali muvaffakiyetle devam Bu günkü program 18 - 18,45: Nihal Hanım, 18,45 - 20: Orkestra | 20 - 21,30: Bedayii musikiye heyeti, N elisi 21,30 - 2230: o Gramolon, Ajans ve B: iy Borsa haberi, saat ayarı aş rollerde: ANLARI ğin EDMOND LOWE, İRENE WA AA anelen Örkestresi 18 |J RE, BELA LUGOSİ ve ek sevimli JUME WLASEK 12,30: Ai saz. 18,40: Gramofon. 19,10: | İlâveten: FOx JURNAL Alaturka Saz, 19,40: Gramofon. 20,10: Ajans haberleri ve Hava raporlar. | BUDAPEŞTE 550 m. YAS: Askeri konser ( operet popuri- A eri). 18,25: Müsahabe (Közlerden na- | nneler Mektepli Hanım ve Beyler ARTİSTİK Sineması göstermekte olduğu emsalsiz GENÇ KIZLAR KLÜBÜ filmini görmek fırsatını kaçırmayınız. Bu müstesna filmde ne boya ne sürme görmezsiniz. Gözle- riniz tabiatm saf güzelliklerile gari Sigan takımı, Müteakiben Sizan musikisi, PRAG 487 m. | 1710: Ortrava'dan: Orkestra, 18,48: | Plâk. 19,05: Almanca neşriyat. 20,20: Ostrava'dan: Askeri musiki. — 21,0: Valı, operet, tangolar: 22,06: Halk kon- | seri, 23,25: Caz Kompozisyonları. lü programı, 18: Marco takımı (hafif ve Romen musikisi. 19,25: Mareo-Or- kestrası, 20: Ders, 20.40: Plik. 21,055 Leo Blum'un © eserlerinden 3 perdelik kamaşacaktır. “Köl ol Edem e İlâveten: Son FOX dünya | havadisleri I neşriyat Havacılık ve Spor HA ü, bugünkü her e kle za ve ede kadar m bulundukları yaşamak şartlarını B ber sayısmda bize hiç ulmadan, gön AYAN leri yormadan tattıran bu güzel ve saat 21,30 Ankaramızın en eski o mecmuasnın HİLE ve SEVGİ doksan” İoksan'ıncı sayısı çıktı. Y ya ş : Tercüme eden: lah... Veren ellerimiz dert görmesi, : Allah gönlümüze versin... bayi ini Sabri Bey yurun.... Haile 5 perde Sesini ve kendisini tanımıştım: Bu kinik “gez bizim meyhaneye gelen irat aahibil a iL. l Harik Hayat Kaza ve Otomobil Sigortalarınızı Galstada Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede : bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan se bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. arm ” Telefon: Beyoğlu 4886. 479 Şiz, derseniz, alır, götürürsünüz, Fa- kat eker yolculuğa tahammül © ede- mez de daha fazla ağırlaşırsa, şim- diden söyliyeyim ki mes'uliyet kabul saldırrverdi. Biz ne olduğunu anlıya- mamıştık. Ben bir de bu Hiristo, bir Dönçe kaptan yanımızda yok. , Br© kaptan nereye gittin demeğe kalma” dan silâh seslerini duyduk.. Koştuk ama herifi koydunsa bul, hani diye” ceğim, kabahat kaptandadır. başka” sında değil, Kolcaları Kaçakçılar 11 kişiydi. Dokuzunu Y9” raladık biri öldü. Kala kala bir kiti kalmıştı. O da kaçıyordu işte. - tütünleri tut köyün & yolunu... Yok" illâ onu da yakalamak istedi. İstedi ama yakalıyamazsın işte. . Bazı olu” ki elin oğlu yaman çıkar. Komitecinin sesine teessür ve hid” det garip bir ahenk vermişti. her cümlenin sonunda dizlerini yu” rakluyor, ağzını burnunu oynatarak suratını tubaf bir şekle Papas onu teskin etmek istedi? (Devamı var) 'Komiteciler fazla düşünceli duru- yorlardı. Büyük bir teessür, içinde olduklarını anlamak için hiç te yük sek zekâya ihtiyaç yoktu. Papna, üzerine tahta bir haç iti. “© Garpıştığı rakibin pek acar bir silik anlaşılıyor. . — diye ho murdandı — Zavallı kaptan, diriden ziyade ölüyü andırıyor. Hayret edir yorum, buraya kadar nasıl da gele- bildi? Komitecilerden birinin nihayet çe- nesi açıldı. Derin derin içini çekerek; — Metropolit Efendi, Metropolit Efendi. . — dedi zi.. Bir-iş oldu işte, Biz karşıdakinin bu kadar ele avuca sığmaz bir adam olabileceğini tahmin o edememiştik.. Ama kabahat kimde? Bizde mi? Ha- yır.. Kaplanın kendisinde. Herif ka- Sıyordu. Bırak kaçsm ne olacak., Ha- Yır hemen yalnız başına arkasından