| cilve ediyor. İ yor ki; sormayın... İ Bu madamın ismi Madam Montabout'dur. Ve iki gün i- çinde ahbap olduk.. — Bakmız nasıl!... Madam Montabout yemek. lerde meselâ havanm sıcakl;- ğımdan şikâyet ederken, yahut, yemeklerin biraz (o gecikmesini mz, bana kaş göz yapı- Dün akşam yemek vakti bahçeye indiğim zaman. bir de baktım ki; benim (ma- samda ve karşımda o Madam Montabout oturmuyor (o mu?. yam allah! Şimdi ne yapma- ıl... Garson tereddüt görünce hemen geldi. | lemi çekti ve bana: | — Buyurun (o Mösyö! Sizi yalnız kalmamak için Madam- la beraber koyduk!.. dedi.. Fe- na içerledim amma. © çaresiz kaldım. “Hayır istemem., di- İ yemezdim ki; Madamı selim- ladıktan sonra oturdum ve ye- mek yemeğe başladım.. Lâkin anladım ki; bu iş Madamın hü neridir. Mutlaka garsona bir kaç kuruş vermiştir ve yerini | değiş Ço: arın ümdesi «MİLLİYET» tir 7 EYLÜL 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Gi! Yazı işleri Müdürlüğü 24319 Idare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK 3 aylığı 4— 6 7s0 2 4— ettiğimi İskem- Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete va matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- #'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri O rasat merke zinden verilen malümata göre bu gün hava açık olacak rüzgâr poy- razdan hafif olarak esecektir. 69-32 tarihinde hava tazyiki 762 milimetre en fazla sıcaklık 28 “İen nz 14 santigrat kaydedilmiş tir, na şeyler geliyordu. Balıkta kılçığı ağzından &- ırken küçük parmağının man- İ zarası Orhan Seyfiye bile şiir söyletecek kadar bedit bir şey- FELEKTEN Seyahat mektupları. — Mösyö! Tedavi için mi 2.. diye sorunca ça- imizi o anlattık... Türk olduğumu ( öğrendiği za man yarı hayret yarı memnu- niyet hislerile gözleri parladı- ğını gördüm. Ve bende sor- dum: — Ya siz Madamt.. — Oo! Ben biraz değişik lik olsun di eldi: Gündüz on ikide akşam ye- dide sofraya oturuyoruz... Ben ve benim gibi beş on kişi ilti- | maslılar, bahçede yiyoruz. Üst © israfı basıkça tavanlı yemek | > salonlarında... Bahçede bir kaç Fransız ai- | Adamlar.. Mer şey. — Madam Parisli midir?, — (Ağzını büzerek istihfaf ifade ettikten sonra) hayır! (Amyen) liyim!.. —.. De vam etti.. — (Amyen) de iki kasap dükkânm var... Bir apartıma- Dım ve bir kehvem var... — Çok iyit.. Masalardan birinde karı koca var.. Mı- osırlı müslüman mı o bilmem... © Fakat karısını mes'ut © etmek | - hususunda eşin dostun muave- netine mazhar olduğu pek ba- riz surette anlaşılan o erkekte | 9 karıma karşı tam bir itaat | Kadın yaşlıca ve hoppa! |. — Çünkü; (Amyen) in en öpeği var. Bütün | meşhur kasabı olan babam beni eee bu köpek alet olu | kimseye vermeye kıyamaz- İdi. Nihayet bir çok bekledik. ten sonra bize hayvan satan bir celebin oğluna | verdi. Bir müddet beraber yaşadık.. Ta- | hammül ettim.. Her şeye göz Erkek yemek sofrasına” otu-| yumdum. Bana ihanet etti, al- Tur oturmaz bir saatçi itinasile dırmadım.. Eve geç geldi. Ba- - İzan hiç gelmedi. Ses çıkarma. - | dım.. Lâkin nihayet paramı ye meğe başladı. Kumara düştü. . | Muttasıl benden para alıyordu. - | Günün birinde öğrendim ki; Benden aldığı paraları mahal- lemizdeki aktarma kızile yiyor- muş.. Artık herkese gülü ol maya tahammül (Pol) w koğdum. (Kocamın is mi Poldur) . Altı ay var ki ay rı yaşıyorum.. Lâkin bir kadın ne kadar olsa kadımdır.. Narin- Her işe gelemez.. Vakıa e İ üetoldı Birine karşı izharı © hissiyat etmek isterse ona 'ba- kıp kl öpüyor... konuşuyorlar. Masalârdan türünde 'der"be: İn ürer “oturan işik ve b yık bir kadan var.. evvülie de | yazmıştım zannederim... O da man giriş bp fi palıklar etmek istiyor. Hiz- met eden yakışıklıca garsona İ işaretler yapıyon naz ediyor | di — Milliyet Edebi Romanı :85 , Ölüler yaşıyorlar mı? (Felsefi fantastişue roman) Yazan: HÜSEYİN RAHMİ © — Oğlum. dedi kapımızın | zanamadın? önünde silâh patladığı Ogece| | — Niçin ? © sokağa çıkıp ta mütearrızın hak Çünkü mesele bütün ve kından gelerek salimen eve | hametini el'an muhafaza /oet- > dönebilirsen kızımı sana vere- | mektedir. © © ceğimi vadetmiştim.. m © — Efendim galiba heyecanı | o — Sakip birkaç gün sonra © nız mantığınıza galip geliyor... | hapisten çıkacak, yine ayni te- — Ne demek istiyorsun? — | cavüzlere başlayacak. Yine e- — Dönemeyeidim.. o Tabii | vimizin önünde silâhlar patla cesedim sokakta kalacak kızını ' yacak., “zi alamıyacaktım.. — Tabii., Mütecavizin cür'e Abdüllâtir Efendi içinden: / tini kesecek kat'i bir tedbir a- © Ah ne alâ olurdu ne alâ... lınmazsa elbette © böyle ola- © Temennisinde bulunduktan | cak... O sonra: — Onun cüretini kesecek — Benim şartımda rakibiniz | kat'i tedbir nasil alınır ? le davanızı fasletmiş bulunma | — Kızmızıbana © vermek mız İüzumu vardı. İle... - — Rakibim tehdidinde mu- O zaman meseleyi da- yaffak olamadı .. Tıkıldı., Bina | ha vahimleştirmiş olmaz © mu yh bendeniz hak kazan. enüz tamamile hak ka m e MT, EA Öyle de yakışı- Evet! Lâkin mes'ut de- | im | — Vah vah neden Madam! “MİLLİYE Türkün Büyük Zaferi 7 Eylül Ordularımız. bugün dünkü cephe emrine göre, şöyle hare- ket etmişlerdi: Bursa cephesinde ( bugün. düşmanın tutunduğu (Kazancı hazırlık yapıldı... Kocaeli gurupunun (İznik) gölü şarkındaki © kuvvetleri. 4 eylülden beri düşmanı taki- be başlamışlardı... Bügün bu kuvvetler (İne- göl) ve şimaline gelmişler ve İl, üncü Kolordunun emrine girmişler. Hİ. üncü © Kolordumuzun, karşısındaki uncu düşman fırkaları idi ve (Keşişdağı) ile (İznik) arasında id Ti inci düşman fırkası da, Kocaeli gurupumuzun karşısın da (Gemlik) — (İznik) gölü arasında idi.. İ zim üçüncü Kolordumuzla Ko- caeli gurupuna; üstün idi... İzmir istikametinde: V. inci Süvari o Kolordusu, dün aldığı cephe emrine göre Manisa istikametine (© yürüdü, akşam karanlığı bastığı sn da (Manisa) şimali şarki (Saruhanlı) civarma vardı 2, imci ordu; — (Adala) ve garbına geldi. 1 inci ordu 1, İL. inci Kol- orduların ileri (o kıt'aları ile (Turgutlu) ya vardı. ve işgal etti. ... Gazi Başkumandan, Büyük Erkânı Harbiye Reisi ve Garp Cephesi kumandanı — Paşalar maiyetlerile saat 9 da (Alaşe. hir) den hareketle saat 11 de (Salihli) ye vardıla; gayet sadık bir kalfam © va Amma candan bir adam is Ülçini çekerek) şimdi — evlen meden beraber yaşayan birçok istemem. Ben bütün servetimi eline alacak, beni bir küçük kız <ağız gibi hoş tutacak bir ko- tum.. Vaziyette w- fak bir garabet görüyordum am ma belki aldanırım diyordum.. Süküt çok sürmedi... — Mösyö'bekâr' mısınız?.. — Evet! demek hamakatin de bulundum: o Gülümsiyerek ve elindeki yemek tusunu sinir! ürli çekiştirerek: — (Amyen) e gelsenize! li. z Sözün arkasından ne gele- ceğini anladım., Ve hizla erik kompostosunun çekirde: tır çatır ağzımda kırdım. — Vaktim olursa.. diyerek gülümsedim.. Yemekten kalk. tık,. Bugün Madam Montabout nun tekrar taarruza geçeceği - | zannındayım.. Ona göre terti- bat alacağım. Zannederim yemekte dişim ağrıyacak! Ve ondan sonra da yerimi değiştir teceğim.. mez.. Fakat evlendikten sonra talepte ısrarın ne manası ka- har... — Kızımla sizi rahat bırak mamak için elinden gelen hain likleri © yapmaktan geri dur- — Yapacaklarının hiç bir tesiri olmaz... — Kendinizi ve ailemizi onun şerrinden yikayeye muk- tedir misiniz? — Bundan şüphe mi ediyor sunuz? — Bundan şüpheye yerden göğe kadar hakkım © var. Bu iktidarınız hakkında bana vere bileceğiniz teminat nedir? — Tecavüz gecesi silâh pat larken — bilâperva ; hasmımın müvacehesine atılı me inandırmak | kâfi bir hareket — Evet fakat Sakibi zeri ler alıp götürmemiş olaydılar onu ebediyyen bu tecavüzle- rinden menedecek bir piğmanl h i 5 vaffa uyelimden TAR bayırı) na taarruz için keşif ve | düşman. 3 ve 10| Burada, düşman adetçe, bi- | kanı kocalar var. Ben öylesini | * na malikiyetten ümidini kes- | tef: Ş EYL Bir gün Coupob kahvesin- İde oturuyordum. . Dalgındım düşünceliydim. Bir aralık ar kamdan gürültülü bir ses: — Efendim ben Amerikada İ her hafta fil avına çıkardım. Hafifçe başımı çevirip. her hafta Amerikada fil avma çı- kan adamı görmek istedim. Za yıf, sarı, kısa boylu çipil surat İı bir herif, Yanında da iki kız en güzel kızları hep böyle -çi- pil heriflerle mi Hem de çipil herifi nasıl hay- ran hayran dinliyorlardı yarab- il Adamcağız anlatıyordu: — Bilir misiniz? Amerikan filleri öyle bildiğiniz Giller gibi | değ » Aman ne o vahşi.ne yırtıcı mahlâklardır onlar.. Herifin bu kadar ulu (orta savuşturuşuna doğrusu kız- dım. Kendimi için hemen yerimden fırladım ve çipil suratlı adamın yanma giderek, nezaketle dedim ki: — Beyefendi, bir yalan söy le amma. bu kadar kuyruklu | olmasın.. Yüzüme bile tersledi — Sizin üzerinize ne vazi- fe? dedi. Hakikaten benim üzerime bakmadı ve Tabit cevap verdim: Benim üzerime vazifedir. dedim, sen bir defa Amerika'ya gittin mi, ondan haber ver. Deyince (o kadınlardan biri gülümsemeğe başladı, oKadı- nın bu gülümsemesi be, le- hime idi. onun için çipil adamı | kızdır dam kızınca da ayağa Kalktı, Şöyle bir va- xiyet alarak: - Efendi..dedi. hakaret ediyorsunuz. Ben sizinle hesap laşacağım.. Ne demek istedi- ğimi anladıniz tâbii.. — Anladım. dedim, düello değil mi? Öyleyse bana kartı- nizı veriniz... Yine kahramanca bir tavırla zit çıkardı ve bana uzattı. Selâmlaştık. gidip — yerime oturdum. O kadar korkak bir (O adam değilim ve hattâ icap © ederse en büyük tehlike bana vizge. li bekler, bekler, bekler.ve en sonunda atılırım.. İşe bakın ki, hayatımda da ilk defa düello. ya davet ediliyorum. Şahitleri mi tedarik ettim. Ne olur, ne ölmüz diye anama, © “babama mektup yazdım.. Ertesi sabah erkenden kararlaştığımız yer- de bulunuyordum. Ben. şahit- ler ve doktor... Aradan az bir zaman geçti, hasmımın arabası gözüktü, Şa. hitler biribirlerile görüştüler... Aradaki mesafe - ölçüldü. Fa- ie durduk. orar adım yürü: dük. Döner dönmez £ tabancayı — Deliye meram anlatacak tn öyle mi? Bütün dünya mü: enninlerinin . âciz kaldıkları bu şeye sen nasıl muvaffak ola- caktın? — Hâdise bu cesaretimi si- ze isbat edebileceğim bir şe- pie cereyan edeydi görürdü- Sini Nadir talebindeki 1s” Yarını arttırmakta devam edi- yor. Abdüllâtif Efendi ipe un serecek bahaneler (o icadile işi savsaklıyordu. Bir müddet te böyle geçti.. Lâkin Şehamet, a asma babasına pek te açıktan açığa itiraf edemediği üzün. tülör içinde soluyor» eriyor söy leyemediklerini bali hisanile on lara anlatıyordu. Bir gece yaı rin uykuda iken dasımda acı sığlı Herkes oraya üşüş! — Ne var? Ne oldu? Suallerile biribirinin yüzü- De bakışırlarken ayni bağrış malar »lt kattan duyuldu... Taşlıkta gürültüler oluyordu. | Evdekilerden bir ksmı Şeha- | metin yanında kaldı., Diğer kıs mı a koştu. ağ ii in ıklara inanilmaya- var ki, aman allah.. Dünyanın | görüşürler? | tutamadığım | vazife değildi amma, sinir bu! | yeleğinin cebinden bir kart vi- | Seyyar Belâ — Fransızcadan — kaldırıp hemen nişan alarak, ateş etmek lâzımdı.. Birden şaşırdım. Allah, al- İ lah. karşımdaki adam o akşam ki adam değil. O sarışındı, bu ip O matruştu, bu bıyık- .. Derhal kolumu kaldırarak: | — Durun be yahu! diye ba- gırdım. Sonra şahitlere döndüm: — Bu adam kim? o akşamki adam değil, Şahitlerimin il den: — O akşam mı, bu akşam mı bilmeyiz. Fakat kartın sa- hibi odur, dediler... O zaman karşımdaki adam ida geldi: — Yahu, ben de kına dayak Bilâkis hoşuma giden bir hali- niz var. Ve geldi, elimi sıktı, Fakat cebimden de sarışın delikanlının verdiği kartı ken- disine gösterdim: - Peki, bu kart kimin? Baktı: — Benim kartım, menhus herifin suratına i de bir- dedi. o attı. —— Herif müthiş tıraşçınm Kahvede “Ben Rus Kra- içesinin âşıkı idim, diye hem İ de öyle yüksek sesle anlatıyor- duki... — Aman, şimdi vaziyeti anlıyor gibiyim.. o Benimle de Amerika'da fil meselesinden hı rıltı çıkarmıştı... — Amerika'da fil ne mek? de. kurnaz herifin biri... Bizi biri- birimize vurduruyordu... ».. Hülâsa biz iki düşman o an- da ahbap oluverdik.. Hattâ ak- şam yemeğini de beraber yedik. Tam ikinci kabı yiyorduk, Ar- kamızdan gürültülü bir ses: — Üç gündür dört “ kişiyi düelloya çağırdım. . Hiç biri cesaret edip (o gelemedi.. Eğer gelselerdi, vallahi dördünü de yere serecektim.. Vaktile ben Hindistanda meşhur Niyagara (2) şelâlesini geçerken.. İkimiz birden başımızı çe virdik. yine o herif . değil mi? Yemeği sn bitirerek . lo- ÇANAKKALE Şehitlerini ziyaret 15 EYLÜL GÜLCEMAL vapurile Dr. Hakkı Şinasi | cak bir hâdise sebep oluyordu. O da şu idi: pençerelidir. Ve bu © pencere. İer bir-teraçı üzerine * “üçilir.. Genç kız burada düyssile bera. ber yatar.. Şimdi onu dinleyelim: mez çığlıklarını kesi ihtilâçlar içinde kucağına atı- larak: — Anneciğim... 1 ğim.. — Ne oldun yavrucuğum? miyeceğim. larını ovarlar.. Eterler koklatır u — Söyle yavrum söyler. — Korkuyorum... — Kimden korkuyorsun? — Ondan, — O kim? — Sakip... — Gece yarısı Sakip bura- da ne arar?.. “düm. sam öyle“ gördüm. dedim, | — Ne bileyim? Her halde | | mofon, 19,5 birinci kısın o alaturka Şehametin yatak odası iki | delip te buraya nasıl Şehamet anasını görür gör- | lattı; meyerek | Anneci: | yüreğim daral — Ah katılıyorum.. Söyliye | bayı yaktım.. Uyuyan e Kolonyalarla kızın damar. | cık bir kitap aradım.. MELEK Sineması Yeni mevsime başlıyor. İlk filmi: İKİ YÜZ (La Couturiere Mümessilleri: LÜ AŞK de Luneville) Madeleine Renaud - Pierre Blanchard Ilâveten; Dünya güzellik kraliçesinin İstanbula avdeti, 30 ağustos Zafer bayramı bütün teferruatile türkçe sözlü olarak gösterilecektir. Bu mevsim fiatlarda tenzilât vardır. Paramount filmidir. amma! | ZAYI — Galata Gümrüğüne mer istiyenler bir mektup la İş büromuza müracaat et- melidirler. arayanlar 506 — Almanyada yüksek tahsil görmüş ve Bolonya konservatuva- rından mezun almanca, aileye mensup bir hanım kiz no dersi vermek ve kız mekteplerinde musiki mu: ği yapmak arzusundadır. Milliyet inatbaasına mürnenat, | RapYO | Bugünkü program İSTANBUL (1200 m.)— 18 gra- konser, 20,5 gramofon, 21 Münir| Nurettin Bey ile arkadaşları, 22 or. kestra, BELGRAT (429 m) — 2030 konferans, 21,05 konser, 2210 ko- medi, 22,40 gramofon, 22,50 piyano konseri, ROMA (441 m.) — 21,15 dok torun tavsiyeleri, 2148 (Maskani) ilyano operası, 23,15 Kavalye. madan bazı parçalar. PRAĞ (488 m.) o — 20 sarkıda meye, 20,20 flüt konseri, 2045 halk şarkıları, VİYANA (517 m.) — 20,45 kon ser, 22,15 org. PEŞTE (550 m.) — 21 harici si- yaset konferansr, 21,15 operanın or- kestrası, VARŞOVA (1411 m) — hafif musiki, 23 dans havaları, BERLİN (1635 m.) — 20 İngi- lizçe ders, 21 Laypçik'dan © naklen şen havalar, 21,15 | Vebaya karşı lskenderye'de veba vak'aları çoğaldığından mezkür Liman mu- varedatma Muayenci Tıbbiye ve itlâfıfar tetbirleri konulmuştur. Harik Hayat Sirgortalarınızı Kaza Galatada Ünyon hanında kâin but Kuru Çeşme antreposundan a- ınmış olan 1-62 numaralı ve 178. ; | 992 tarihli irsaliye kazaen zayi ol- du, Hükmü yoktur. İlân ederim. Lâkandelâ ZAYI — 2704 sicil numerolu araba © ehliyetnamemi zayi ettim, Yenisi ni alacağımdan hükmü yaktur. Mordehay oğlu Nisim “ İZAYİ — Mühürümü zayi ettim.Bu mühürle hiç bir taahhüt ve borcum yoktur. Kadıköy: Rıhtım © caddesi Ne 158. Nazmiye ZAYİ — Tatbik mühürümü kaybet tim. Yenisini yaptırdığımdan eski- hülemü olmadığını ve bununla lenmiş senedin, bulunmadığı" nı ilân eylerim, Zekiye Yahya. ZAYI — İrandan almış olduğum pa saportumu cumartesi günü Beyazıt- tan köprüye gelen tramvayda kay bettim, Bulan zatm o Asma Altında 18 numerolu Çuvalcı dükkânmda Yakup Efendi adresine getirdiğinde memnun edilecektir. İstanbul ikinci icra memurluğun- dan: Bir borcun ödenmesi için mah cuz ve paraya çevrilmesi mukarrer €v eşyası Kasımpaşa Hacı Hüsrev mahallesinde Araplar sokağında 114 Nolu hanenin önünde birinci açık arttırma suretile 119-932 tarihine müsadif pazar günü sant 9 dam iti- İ baren bilmüzayide satılucağından ta | tiplerin ayni mahalde memuruna mü vacaatları ilân olunur. Selçuk Kız San'at Mektebi müdür- lüğünden: Kayıt ve kabul muamelesi başlamıştır. 15Eylâle kadar de vam ir. Hergün saat 10 dan 16 ya kadar müracaat kabul edilir. (4622) ve Otomobil ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğ mayınız. Telefon; — Kızım kendine gel... Sa- kip hapisanenin taş duvarlarını gelebi- lir? — Inan anne, Geldi inan... Gösterilen — ihtimamlarla Şehamet biraz kendini topla- dıktan sonra rüyetini şöyle an -— Bazı geceler öyle oluyor. Yüreğime bir sıkımtı basıyor uyuyamıyorum.. Bu gece yine gk eniyi me çökmüş gibi bir yük altında kıvranıyordum.. Kalktım lâm- rahatsız etmemek için Elime ilk geçenin sahifelerini açtım. Satırların üzerinde — gözlerimi gezdiriyor, fakat okuduklarımı anlayamıyordum. Beynim. taş kesilmiş « “gibiyeke Uydyama: İ mak... Bir şeyle meşgul olama | İ mak.. Hayatım böyle ramı ederse ben buna nasıl dayana- cağım?... Zihnime hücum eden korkunç fikirlerin © ıztırapları içinde kıvranırken... Bir tıkırtı | oldu... Bağ pencereden kal- , Taraçada — kimi gör- düğümü tahmin © edersiniz? Sele linde yapeleşe Alek, » | yanlar ilk önce ramadan sigorta yaptır. Beyoğlu 4836. dır dönen gözlerile (bana bak mıyor mu? Nefesim tıkandı. Bağırmak istiyordum. Tıpkı rüyalardaki kâbus gibi sesim çıkmıyordu.. Müthiş bir jest- le silâhını bana sallayınca kor- kudan sarsıldım.. Boğazım yır- tılır gibi oldu.. Çığlığı (o bas- tım... Bilmiyorum defolup git- ti mi? Halâ taraçada duruyor kostümü vardı... O ka- ü bir ürküntüye tutul dum k imdi nereye baksam gibiyim. Bu ifade karşısında şaşala- in rü- yayı hakikatle karıştıracak de- recede şiddetli bir kâbusa tu- tulmuş olduğu zehabma düş- tüler.. Lâkin, aşağıki bağrışma ların tahkikine koşanlar da şu mütevahbiş sözlerle karşılaş, lar, İki hizmetçi kadın biribirine meydan vermeksizin tıkana, kekeleye şöyle anlatıyorlardı: Ayşe — Taşlıkta pat pat ayak seslerine benzer bir gezin ye duydum.. Uşak selâmlık o- dasında yatıyor. İçeri girip ge yinmez.. Herkes uykuda bü va kit taşlıkta kim © dalaşıyor?.