Dünyada Neler Oluyor? Olimpiyatlar Kaça çıktı? Olimpiyatlar bitti, sporcu- memleketlerine döndüler, iki haftalık hümmalı müsabaka ırdan sonra Los Angeles'teki onuncu olimpiyat ta evvelki pa Zar nihayet buldu. Şimdi dört sene daha bekle- Yeceğiz, Olimpiyat oyunlarına ! öylece bir göz atalım. 394 senesinde terkedilen bu Syunlar, bin beş yüz sene sonra Yani 1894 te Baron Pierre Cow- in'in teşebbüsü üzerine Pa te toplanan bir kongre tara- fından ya edildi. Birinci Olim Piyat 1848 da Atinada yapıldı. Hemen her sahada Ameri | lar galip geldiler. İkinci Olim- Piyat 1900 de Pariste yapıldı. ö| Ayni zamanda beynelmilel ser e de isabet ediyordu. 1904 te Saint - Louis te, dördüncüsü 1908 de Lon- drada, beşincisi 1912 de Stok- holmde Altıncısı 1916 de Ber- | linde yapılacaktı, fakat onun Yerine Verdon muharebeleri gi bi daha kanlı bir oyun kaim ol- du, Yedincisi 1920 de Anvers- İe, sekizincisi 1924 te Pariste, dokuzuncusu da 1928 de Ams- terdamda yapılmıştı. On birincisi 1936 da Berlinde lacaktır, Fakat 1916 da ol- yerine başka çeşit bir im olmazsa... İki hafta devam eden bu 0- in ne masraf yapıldığı nı hiç tasavvur ettiniz mi? Otur muş oldukları halde yüz beş bin seyirciyi istiaba kâfi olan stad için 1.760.000 dola: tir. Sporcuların ii Vücude getirilen Olimpiyat kö- Yü 50000 dolara, yüzme hayu- u çıkmıştır. 87 seyirci istiap eden Velod. tom 750,000 güzel san'atlar Müzesi 1,500000 Polo sahasi 5000 dolara mal olmuştur. Hülüsa yuvarlak besap beş Milyon dolar.. » Oyunlar biter bitmez, bü- tün bunlar yıkılacağı ve orta- dan kaldırılacağı için insan dü Şünceye varıyor. Kesilen tablo Gecenlerde zirtapozun biri, ariste Luvr müzesinde, res- sam Mallet'nin meşhur “Ange- ” İsmindeki tablosunu bıçak İamıştı, Kendisi. yakalanıp bu Ni neden yaptığı sorulduğu 2a- Man, şu cevabı vermişti: , — Gazeteler benden bahset- sin diye! Fakat gazeteler kendisinden ide tablodan ve ressamın- dan bahsettiler, Tablo ilk defa | 1867 sergisinde nazarı dikkati Selbetti, “Akşam çanlar” diye kataloğa edilmişti. O zaman Fessamına birinci sınıf madalya VE ertesi günü Lejiyon Donör verdiler. Fakat nişan karın do- Yurmadığı için, Jean Francois Millet pek fakirane yaşıyordu. “Anğelus” u ekmekçi ile kasa bın parasını vermek için birkaç Yüz franga sattığı temin edil Yor, Fakat birkaç sene sonra el 'en ele geçince tablonun kıyme ti yüz bin frangı buldu. Millet bunu görmedi ve işit- i. 20 kânunusani 1875 te fakrü sefalet içinde ölmüştü. Idükten sonra da bütün tablo ları birden bire kıymet peyda #tti. Hayatın insanlara ne ga“ tihzasıdır. Öldüğü sene Millet'nin 95 deseni 431,050 İranga satıldı. Ressamın ölmeden evvel bir lokma ekmeğe verebileceği, fa- «kat ölümünden pek az sonra kiymetlenen belli başlı tablola "i şunlardır: 1878 de “buğday savuran a- dam” 16,000 frank, 1880'de çoban ve sürüsü” 16700 frank 1881 de “çayır otları kurutan kadın, 23700; “Angelus” 160 bin frank; gene 1881 de başka | koleksiyondan “ilkbahar” 48 bin, “değirmenler” 36,000 “ha- ” 36;000; “Grucly kayalıkla 16” 49500 “kuyudan su çeken kadın” 78 bin, “A, layan > adam Zan din ai Balık Havuzları Balık mevsimi o olan yazın İ son aylarında açık i le balıkların cins ve nevine göre mühim tarlalar mevcuttur. Bun ları bulmak, O keşfetmek hem ! tecrübeye, hem de ilme lüzum hasıl etmiştir. Bu tarlalar zamanında ko- ca vapurlarla dolar, Ağlar atı- hır, ateşler yakılır, yahut bu tarlalara yemler serpilir. Ba- lıkların vapurlara, yahut büyük kayıklara alınması pek hoş bir manzara arzeder. | Vapurlar veya (büyük ka- yıklar şu şekilde inşa edilmişler dir. İçlerinde büyük deniz ha- vuzları mevcut olan gemiler, denizden avlanan balıkları öl İ dürmeden bu havuzlara nakle- derler. Balıklar havuzlara o ka dar doldurulur ki, artık kımıl dayamayacak hale gelirler. Sahilde büyük - şirketlerin iştirakile büyük havuzlar vücu- de getirilmiştir. Bu havuzların içi kısım kısım tel © örgülerle | ayrılmıştır. Her balık nevi ve İ cinsine göre bu havuzlarda sak İ lanır. Balığın bol mevsimi ge- İ çince, yani kış gelince, daha oğrusu balık nedret ip fiatı yükselince, iç memleket- lerden bu havuzlara siparişler başlar, Müessese aldığı siparişi yi- ne büyük kutularla deniz suyu içinde balıkları canlı o olarak sevkeder, Bu havuzlardan bir tanesi rsilyadadır. Havuzun derin 50 metredir. Bu (havuza bütün Fransayı bir kış idare e- decek balık ithal (o olunabilir. İlkinci havuz o Hamburgdadır. Bu, Marsilyadakine © nisbetle küçük ise de, onun da derinliği 34 buçuk metredir, İ o Açık denizlerde avlanan ba | lıkları, bu havuzlarda âdeta ta- vukçu dükkânlarındaki kafesler İ de bulunan tavuklar gibi kısım kısım yaşatılır, | Berlinin, Viyanann, yabut | Parisin en lüks lokantalarında | meselâ bir kânunusani gecesi | önünüze mükellef bir Levrek, yahut Barbunya veya Kefal ge İlecek olursa, bu, ne bir konser vedir, ne de bayat, kötübir | balıketır. İİ Imanmmız ve müsterih olunuz ki balık daha o gün sudan çı- karılmış, taptaze ve nefis bir balıktır. Balıkçılık ilerledikçe,hükümet ler o nisbette vergiden istifa- i de etmektedir. Hattâ hükümet | ler balıkçılık birçok İ yerlerde dır. Meselâ İngilterede dir, İspanyada da ayni, Balıkçılığa stakoz, istirid- ya avcılığı da ithal edilmeli- dir. Fransada istiridyaya kar- İşı büyük bir meclâbiyet | var- İ dır. Her hangi dostunuza bir düzina istiridye ikram ederse- İ niz, dostunuz bu mezaketinize daima minnettar kalır İ 3 Elhasıl, her istenildiği za man el altında tâze, canlı ba-| şi böyle- İ gün müşkülütr bertaraf etmiş” tir. Bizde de en güzel yerler yos, Marmarada Gelibolu, Ak- denizde İzmirdir. Fakat havuz larımız nerede? a mm “biçilmiş başakları toplayan ka dınlar” 24100 frank “çamaşır yıkayan kadınlar” 35,100, “kaz sürüsünü bekleyen kız” 24100 “yeni doğmuş kuzuyu götüren köylü” 92500 ve saire. “Çoban kadın” bilâhara bir milyon franga alındı. (Ângelus) da bir Amerikalı tarafından 750000 franga satın alınmıştı. İM. Alfred Guchard isminde zen İ gin bir Fransız bu tabloyu bir milyon franga Amerikalıdan sa İ tn aldı. 5 Haziran 1909 da öl- | | zaman kıymetli tabloları nı hükümete bıraktı. Şaheserli rin kıymeti otuz milyon frank | tahmin ediliyordu. Bu suretle- | lik bulundurmak usulleri, bü- | İ Karadeniz boğazı methali, Kil- | İ dir ki (Angelus) ve diğer tab. lolar Louvre müzesini tezyin et alerdi rihi bir film daha çevirecek Lillan Harvey Paristen geçerken Andre Daven'in elini sikiyor Alman artistlerinden Lilian | uvutacağımı zannediyorum: Bir Harvey'in Fransada Jan Les- | ay Juan Les.Pins'de kalaca- Pins'de güzel bir sayfiyesi var- | ğım, Amerikaya gitmeden ev dır. Yaz tatillerini orada geçi: | vel, Berline döneceğimi, Orada rir. Bittabi bu sene de © oraya | Ufa hesabına Conrad Veidt ile i akat Berlinde “Sarışın | beraber bir film çevireceğiz. ismindeki filmini çevi- | Filmin ismini henüz” bilmeyo- rirken büyük bir kaza geçirdi. | ram. Fakat 1850 devrinin kos Düştü ve her tarafı kan içinde | tümleri ve âdetleri içinde bir kaldı. Hemen kendisini hasta- | macera olacak, Çok memnu haneye kaldırdılar ve dikkatle | num. Ben eski kostümlere ba. tedavisine koyuldular. Bir an | yılıyorum. “Kongre öğleniyor” menenjite ( yakalanacağından | filmi bana bu zevki verdi, Bu korkuldu. Hayatı tehlikede idi. | benim ilk “tarihi” filmimdir. O zayıf, nahif vücutta sağlam | O zamana kadar Küğ'defa tari. bir bünye varmış Lilian kısa | he filmler çevirmek istemiştim bir zamanda yakayı sıyırdı. Pa | Kimse ehemmiyet Vermemiş. risten geçerken gazetecilere | çi Elhamdülillâh maksadıma şöyle arilatıyor; nail oldum. Bir ay sonra ikinci — Şimdi nekahet devresinde | sine başlayorum. Bu film bittik Oradaki istirahatimle ge- | ten sonra Amerikaya | gidece- gitiğim kazanın hatırasını bile | ğim. Fransız art silerinden Blanche Montel plâj'da eğleniyor Atina mı, Hollyoood mu? Janet Chandler ile bir mufhanese Lilian Harvey bir ay sonra ta. | Türkçe sesli filimler : * Heliyvood, olimpiyat oyun ları devam ettiği müddet zar- fnda adeta sinemayı unuttu. Herkes spor yıldızlarını seyret lığın içinde mazarı dikkati cel- bedip te hücumlara maruz kel maktan korkan ve olimpiyatla- ra gitmeğe evvelden karar ve- ren maruf yıldızlar bile niha- yet dayanamadılar ve gittiler. O suretle ki her millet ekipinin bulunduğu £ yerde, o millete mensup yıldızlar “Haydi ço- cuklar göreyim seni!” diye teş- vikatta bulunuyorlardı. | # görmek isteyorlardı. Fa- adetleri rakama sığmadığı için, bunların stüdyoları ziya- retini temin edecek eğlenceli bir usul bulundu. Her gün, mu ayyen saatte çevrilen filmler durduruluyor ve ziyaretçilere yol açlıyordu. Bunlar stüdyoya gelince, artistler sırf onların şe ğini kat refine filmin bir kaç sabnesini şey.. Bir çeyrek saatlik stüdyo sahipleri hesabına hem zaman kaybetmek, hem de ar- tistlere oldukça kabarık yekün- mucip olmuştur. Fakat ilâncı- lık her şeyden kuvvetlidir. Çün kü bu #oporcuların her biri gör düklerini ötekilere anlatacak- lar ve bu macerayı dinleyenler çevrilen filmi merakla görmeğe gidecekler, * Yıldızların ları.. Amerikanın geçirdi İ sadi buhran, pek “tabii ol sinema sanayini de müteessir etti, Bunun üzerine bütün bü- yük firmalar yalnız müstademi nin değil, yıldızların da fabta- lıklarını kesmeğe karar Bu tenzilât yüzde on beşten, otuz beşe kadar yapılmıştır. U zun vadeli konturatlarda vazi- yet başkadır. Eğer yıldız ten- zilâtı kabul etmezse ve firma kendisini muhafaza etmek iste yorsa, kendisine ayni mikdar- da, fakat muayyen vadeli yeni bir konturat teklif edilmekte- dir. Bu yeni konturatta altı ay veya bir sene sonra haftalığı tezyit etmek igibi eskiden beri mutat taahhüt yoktur. Richard Barthelmess tenzi lâtı kabul etmemiştir. Fakat ay ni ücretle senede üç film çevir meği kabul etmiştir. haftalık- ikti Norma Shearer kocası re ör İrving Talberg oldu yüzde otuz beş tenzi meğe koştu. Bu kadar kalaba- | İ temsil,, Fakat bu temsillerde İf; lu para vermek bigi bir masrafı | verdi: | | Roultabille | Amerikada İ Rolend Toutain de Arnerikaya gidiyor | Fransz artistlerinden Ro- land Toutain'e akrobatlığın- | dan dolayı “Yeni Douglas” de- | yenler çok. Sinemada Roult. bille'in maceralarını hakkile temsil eden bu artist geçenler- de Peştede “Roultabille tayya- i” isminde yeni bir film da- ha çevirdi . Roland kahkahayı çok seven Yeni Douglas bir gençtir. Yani neş'eyi, haya- ti. Diyor kit Budapeştede bir hatayı adlinin kurbanı oldum. Kâti- bimin yerine beni cinayet mah- kemesine sevkettiler — Cinayet mahkemesine mi? Ne diyorsunu? — Vallahi Macar gazeteleri üç gün hep bununla meşgul ol- ! dular, Nihayet geçirdiğim kor- ku ile kaldım, Bereket versin, İ Macar hapisanelerimin ratıp | höcrelerine sokmadılar.. — Şimdi ne yapacaksınız? J mara ihzar edilmişti. Greta kim (|, Bametinden ii aliyi Gazi Hz.nin nutuklarından alınan ve bir çok kahramanlık sahnelerini gösteren bu filim Çanakkalede Akbaş mevkiinde çevrilmeğe başlanmıştır. Resim cepha- neliği muhafaza eden bir düşman neferinin teslim olduğunu göstermektedir. i Greta Garbo Tekrar * Dönecek Greta Garbo nihayet sessiz. ce memlek, döndü. Nev- İ yorktan bildiri göre İs | veçli artist kendisini gazetecile rin ve meraklıların tacizlerin- den kurtarmak için, bütün ted- birleri ihmal etmemiştir. İsveç- bandıralı “Gripoholm” vapu- runda kendisine mükellef bir ka senin aklına gelmeyeceği yol- lardan vapura binmiştir. Rh tımda kendisini son defa gi mek isteyen yüzlerce insan bey 5 yere bekleyip durmuşlar» lr, Daily Telegraph'ın Stok- holmdeki muhabiri de, Greta. nın birkaç zamandan beri hasta olan valdesini görmek üzere Sthokholme © geldiğini haber İ vermektedir. Greta İyecdii i ifade ederek, di- ğer akrabası da ziyaret ede- cektir. İngiltere veya Almanya da film çevireceği hakkındaki şayialar teyit edilmemektedir. Hakikat başkadır: Greta Gar bo eylülde Hollyvood'a döne- j cektir. Metro Goldwin Mayer şirketi ile üç senelik yeni bir mukavele akdetmiştir. Senede kırk hafta çalışacaktır. ve har İ hafta 12,500 dolar alacaktır. e eğme * Daily Mail gazetesinin a yor: Birkaç gün evvel Dani. markalı Prens Axel kendi ile tertip edilen yarışlara ii rak etmişti. Bir ande denizde bir kadının çırpındığını gördü. Bu kadın İsveçli sinema artist. lerinden Margit Manı Bindiği küçük yelkeni miş, kendisini denize düşürmüş tü, Prehs vaziyeti görünce he- men denize atılmış ve genç ar- | tisti suların arasında kaybola cağı sırada kurtararak sahile çı karmıştır. Çok iyi yüzmek bilen Prens 44 yaşındadır. m—ğ—ğ— —ğ—ğ—ğ—ğ— dan beri görmediğim o kadar İ çok arkadaşım var ki... Bilhas. —Buda birfilm olabilir, “Roultabille gangsterler ara. - — Evet, bu güzel bir fikir. Fakat bu işi hayatımda yapmak istemem, Çünkü bu adamların tabancaları hemen riyor. Hay