Ramon Novarro Eski lokanta garsonu şimdi dünyanın en mes'ut adamı.. Ramon Novarro en son çevirdiği “Mihracenin oğlu,, | filminde.. Rümen Novarro bir kaç see içinde kadın kalplerinde Rudolph Valentino'nun yerini tuttu, Vakıa iki artist arasında bazı fark- lar yok degil. Rudolph tam ma- nasile bir erkek tipini temsil edi- Yordu. Ateşli, hı Yan hazin bakışlı Halbaki Ramon Novarro daha neş'eli bir gençlik tipidir. Çetin hayat mücadelesinin henüz yo- İurmadığı bir genç! Ramon No- Varro rollerinde samimi bir artist olduğu kadar ayni zamanda mu- #ikişinastır ve mugannidir. Bütün bu vasıflarile bir çok rollerde Zençliği bütün taşkınlığı ile teba- Tüz ettirmiştir. e Çocukluğunda Mekalkanın bütün şarkılarını söy ler, bütün danslarını oynardı. Ve günün birinde ailesinin servetini kaybedip te, bu dansları ve şarkı ları sayesinde hayata atılı hiç te hesap etmezdi. Filvaki meş” um gün gelince, Ramon Novarro Nevyorka geldi, şarkı söylemek ve dansetmek içim bir çok müzik hollere baş vurdu. Kimse kendi- sini angaje etmedi. Nihayet oto- matik bir barda garsonlağa başla- di. Günün birinde seyyar bir ke- mediyen trupuna dahil oldu, bu- rada hem dansörlük yapıyor, hem keman çalıyordu. Kurtulmuştu. Nevyorkta, San Fransiskoda, Bos- | tonda, Pitesburgda damsetti. Men- | sup olduğu trup Kaliforniyada bi- raz daha farla kalmağa karar vermişti. Buranm memaliki harreye mah sas nebatatı Ramon Novarro'ya kendi memleketini hatırlatıyordu. Fakat servet ve şöhretin kendisi- ni Los Angeles'te beklediğini hiç hatırıma getirmemitşi. Filhakika bir gün sahneden çıkarken, Ame- rikanm iş adamlarma hâs tipte birisi yanına geldi, bu adam Ho- liyvood'daki büyük dansingin sa- bibi idi. Halkın hoşuna giden afitstler arasında Ramon Samaniezos'dan başka oryantal gözü Rodolfo Gublielni isminde bir İtalyan da- ha vardı. Anladmız ki bunlardan birincisi müstakbel Ramon No- varro, ikincisi de Rudolph Va tne idi, iki artist bu suretle ta- nıştılar. Artık biribirlerinden ay- rılmaz olmuşlardı. Bir akşam her ikisi de dansederlerken, sahne vâ- zılarından biri tali derecede rol- ler için her ikisini de angaje etti. Bu suretle Rex lngram'ın idaresi altında Rudolph Valentino ve Ra. mon Novarro sinemaya dahil ol- muş bulunuyorlardı. ».. Ramon Novarro iyi bir spor cudur. Mükemmel yüzer, mükem her şey- Sayfi- inema salonu sancı mel tenis oynar. Fakat den evvel sinemay yesinde sesli bi | i Ramon Nörarroya her elbise gakışıyor maktan hoşlanmaz. Fiziyonomist- isimlerini maz. Her istediğini kendi bildiği gibi yapar, ve bir bahiste aşağı yukarı da inatçıdır. Hoşun: myen şeylerden bir ikisi de di ye ve berber” gitmektir. traş olur: Tanmmamak için yolda siyah gözlük takar. Hazır bağlı kravatlı, yahudi hikâyelerini, kol saatlerini, pipoyu ve kartpostal ları sevmez. * * : Ramon Novarro bekâr olmak- « beraber, izdivaç hakkında sa rih bir fileri yoktur: —— Elbet bir gün idealime rast gelince, evleneceğim, der, İdealinin ne olduğu sorulunca da şu cevabı verir £ — Benim idealim de bir tane imi ya? Alacağım kadın esmer mi olac sarışın wa, uzun boylu mu, kısa boylu mu, ne bileyim. Er kek intihap ettiği kadmı hemen ideal yapmakta geçikmez. Fakat ben şimdilik izdivacı düşünecek , Stüdyodaki iş- la meşgul ediyor. bile ertesi günkü çolüme çalışıyorum.” Ramon kendisini mes'ut adde- den insanlardandır. Düşününüz ki, on sene evvel Nevyorkta bir kahve veya lokantada tabak taşi vaziyette d ! * Bu yaz Fransada meşhur “Üç silâhşorlar,, romanı filme almacaktır. * Norma Talmadge Berlin de bir sayfiye satın almıştır. * Olimpiyatları mak üzere Avrupadan da ope- ratorlar gitmektedir. * Greta Garbo ile Marlöne Dietrich'in Amerikadan çıkarı- lacakları söylenmektedir. * Jeannette Mac (Donald film çevirirken düşmüş ve to- puğu kırılmıştır. * Alman yıldızı Charlotte Suza Amerika'ya angaje edil- miştir, * Charlie Chaplin Holly. vooda avdetinden sonra “Hile- kir, isminde bir film çevire | cektir İ Film sesli © olacak, fakat Şarlo yine pandomima oyna- yacaktır. * Londradaki o Dominyon tiyatrosu da sinemaya kalbe- dilecektir. * İktısadi buhran © yüzüm- den Şilide üç yüz elli sinema | kapılarını kapatacaktır. | * Budapeşte'de. üçüncü| bir stüdyo daha inşa edilmek- İ tedir. * Rusya'da Rus — Leh harbini tasvir eden “Varşo- minde bir film çevrilmiş- filme al- va,, tir, * Komünist tezahüratı gös. terdiği için “Mavi ekspres” is mindeki filmin Yunanistanda gösterilmesi menedilmi * Yunan hükümeti lardan alman resmi yüz de on indirmiştir. * Hindistanda müslüman bir artistin Hintli rolünü oynadığı bir filmin gösterilmesi üzerine Brahmanilerden birisi protes- to makamında bıçakla perdeyi parçalamıştır. * Sovyet hükümeti sinema- ya 25,000 ruble tahsisat ver. miştir. * Moskova civarmda hali ha zırda yirmi beş seyya dolaşmaktadır. sinema- tisttir, servete, refaha ve şöhrete kavuşmuştur. Ramon Novaro diri diri gömüldü Ramon Novarro “Mihracenin oğlu” isminde son defa çevirdiği filmin bir sahnesinde diri diri gö- mülmektedir. Kerim rolünde aşi yete hücum eden düşmanların eline düşmemek için bir fakirin si üzerine yarım metre de- de bir çukura diri diri def nediliyör. Ancak nefes alabilme- si için bir ucu toprağım dışında ve bir ucu da ağzında bu- İ lunan bir tüp kullanıyor. Düşman, | Kabilesi hücum ediyorlar. Her ta- | rafta Kerimi arayorlar, bittabi | bulamıyorlar. Fakir Kerimin me- | zarı üzerinde güya dün ile meş- İ guldür, fakat haddi zatinde eli ile tüpün dışarıda kalan kısmını İ saklamaktadir. İ © Ramon Novarro diyor ki: — Ömrümde “en korkulu ge- gen günlerimden biri de bu ol- du. Ben gömüldüğüm zaman, dı. #arıda film. çevriliyordu. Fakat film çevrilirken ya tüp her han- | gi bir sebepten tıkanır da nefes İamazsam, diye ter döküyor dum. Maazallah tüp hakikaten tıkansaydı, kim farkına varacak t. Film çevrilip bittikten sonra mezardan cesedimi cıkaracaklar- dı. Tarif Adolphe Menjou'ya kadın hak- kında ne düşündüğünü sormuşlar. Şu cevabı vermiş: — Ayyaş için kadeh ne ise, gü- zel bir kadının gözü de erkek | Edirne'de Ti Güzel Edirnenin şark EDİRNEDEN: (Milliyet) Tür- kün yüksek sevgilerini taşıyan güzel Edirne, bir defa düşman istlâsma uğramış ve bu yüzden azim z görmüş bir o memlekettir. 1829 senesinde, birinci 1870 senesinde d fa olürak Rusya çarlığınn ne geçmiş ve her ikisinde de E- dirne'nin muhteşem abidatı mü- him tecavüzlere maruz kalmış tr. Bu tahribat ve | tecavüzat meyanmda bilhassa Epikgrafik kıymeti olan birçok © mermer- ler sökülerek Rusya'ya maklo- lunmuştur. Hattâ o Selimiye ca- müi şerifinin ser mahfelinin di varındaki 45 — 50 kadar çini den mürekkep (nefis bir (P: no) da sökülüp götürülmüştür! Edirne şehri o (1913) te Bu garlar ve (1920) de de Yunan- Ilar o tarafından istilâ görmüş ve şu hesaba göre bu şerefli ve kahraman Türk diyarı o (105) sene zarfında beş defn düsman oline © geçmiş ve her defasında da hasardan kurtulamamıştır! Galibiyet ve mağlübiyet mil letler içim mukadder (olan tabi birer hâdisedir. Ve ( galiplerin zapteyledikleri £ şehirlerde otur- maları da muzafferiyetin kendi. lerine bahşeylediği muvakkat ve | ya ebedi bir | haktır. Fakat; bu tahribat © kendilerine bir şeref veremediği gibi insaniyet ve me meri e mahalif- tir. Eğer bur şehirlerde | ikamet muvakkat ise abidat ve imaratın tabribinde bir mana yoktur've €- ğer ki bu işgal ebedi olacaksa yine tahribatın bir mana ve mef- ma, ur ki uz iatilâsında bir yor tu gecesi üç şörefeli sürefeli minaresi mış ve bu hâdise Bulgarlar ta- rafından tekrar edilerek Edirne ye sürme! i müteakip ayni ca- miin (o üç şürefeli (O minaresinin İunmuşt görülüyor deni bir şekilde yapılmayıp mu- kaddesatlara © taarruz ve gayri muharip rın harimlerine tekavüz edilerek intikam hisle- olunmuştur ki bu kesi olarak kalmıştır! MEŞHUR CAMİLER VE INŞALARINDAKI SANAT. Edirnede Türkler tarafından | yapılan ilk büyük eser (Eski! cami) dir; bunun birinci bânisi Emir Musa bin Yıldırım ve ikin- bânisi de Çelebi Sultan Meh-| mettir, iki Sultan Murat 3 şörefeli yaptırmıştır. İlk defn olarak Türk mima- risinde (Harem avlusu) denilen ve ortamda şadırvan bulunan avlu bu camide yapılmıştır. Bu | camiin dört o minaresinden biri 3 şürefeli olmakla beraber şüre felerin yolları da ayrı ayrıdı Bütün İslâm © öleminde bundan | yük ve yüksek minare yok- ifas 68 metredir. cami | iki no Bayezitin yaptırdığı bir cami vardır. Bu- nun mimarı malüm değilsede İstanbuldaki Bayezit ve Yavuz Sultan Selim © camilerini yapan mimar Hayrettinin olması muhtemeldir. Bu cami milâtmdan olan Medresi Tıbbiye ve civarındaki hastanesi zikre | şayandır! İ SELİMİYE CAMİİŞERİFİ | Bunlardan sonra İkinci Sul tan Selim tarafından — (982) de yaptırılmış olan meşhur Selimi- ye camüiserifi herkesin — nazarı | dikkatini celbeylemektedir. Bu | camiin inşası yodi sene sürmüş ve 9B2 senesi şabanın İZ sin, ve milâdın (1574) tarihinde bi mü açılma resmi yapıl. | o cephesinden görünüşü dar bilen yoktur! Çok hasta o- lan Sultan Selim camiin o resmi küşadına iştirak edememiş ve 27 şaban 982 cumartesi vefat eyle- miştir. Ba camiden sonra Edirnede artık o cami yapılmamıştır. Mi- mar Sinan bu camiin inşasında bütün mimar arzularının muhas salasmı Ayasofya kubbesinden büyük bir kubbe inşası suretinde tecelli ettirmiş ve buna o da mu- vaffak olmuştur. Bu kubbe tap n örme sekiz büyük (| sütuna itunların o konter- Minarelerinden cümle kapısı- nın sağ ve solunda bulunanlar üçer felidir ve her şürefenin de yolları ayrıdır ve minareleri BURSA, (Milliyet) — Bur- san, hattâ bütün Türkiyenin en enteresan yeri muhakkak ki Uludağıdır. Bursaya gelmişken Uludağı görmemek hiç bir şe- ye yaramazdı. Otelciler cemi- yetinin tertip ettiği proğram mucibince İstanbul gezetecile- ül Uludağa çıkacak aliyet var, bizim misafir kaldı- ğımız Adapalas otelinde bir telâştır ken, henüz şafak sökmüş, et- eserlerinelerdir leket Mektupları | e Serhadlerde Türk san'atının şaheserleri ürk mimarisinin şah de diğerlerinden daha zarif ve daha narindir. BIR HATA VE GAZİNİN TASHİHİ tatbik edilen bir hata bu - cami de de tekrar edilerek güzel be- yaz taşlardan o yapılmış duvar ve direkler kireçle mış ve Üzerine de gayri © milli yet çirkin nakışlar yapıl. ! Bu çirkinlik ve gayri mil- hatalar son © ziyaretlerinde | Gazi Hazretlerine arz ve izah olunmuş ve bizzat camii ziya. ret eden müşarünileyh Hazret leri o bunların © temizlenmesini | emir buyurmuşlardır. Şimdi bu muazzam mabedi islâm (haki katen aslındaki mehabet ve za- rafetini iktisap eylemiş ve mi marelerin külâhları da Gar bet şöhretin — emirlerile tecdit olunmuştur. l Ben bu mektubumu Türkün metahirini serhatlerde göklere | yükselten ( eslâfın © abidelerine | hasreyledim. Bunlar hakikaten | hayret. ve taaccüplerle temaşa | edilmeğe seza çok san'atkârane | yapılmış birer muhteşem © eser. | dirler. Bunları gören her Türk | mensup olduğu milletin azame- tini anlar ve © bunların zametinde iftiharla eğili Ragıp KEMAL 'Temiz hava, iyi su, gü- zellik hep burada! Bursadan Uludağa doğru bir akisi YERİ egaraı Yaz ortasında ve karlar içinde Hüsnügüzelden Hamdi E- fendiyi ben alırım, Çekirge pa- İastan da kimse gelmedi. Dışarıda bir motör horuldu- | yor, Bu ihzaratın tamamlan. | ması için daha yarım saat bek: | lemek lâzım geldi. Artık Uludağa tırmanıyo- | ruz. Güzel bir yol, otomobili- miz zahcetsizce ilerliyor... Git cileri arasında hümmaelı bir fa- | Bursa yetsiz bir yeşillik, saf bir ha- va; uzakta bir deniz ve bol su daha insan ne ister. Çangra- 7” 2000 metredeki otelin taraçasında gazeteciler raf yeni aydınlamağa başlamış tı, Buna rağmen aşağıdan A- dapalasın sevimli © müsteciri Raif Beyin sesi geliyor: — Yahut... Saffet Bey. Hay- darpaşa oteline bir haber ulaş- Yı geçiyoruz, Bursada köy zen- ginlerinden Ali ağanın vücude İ getirdiği meşe ormanı tabiatin | bu bulunmaz güzelliğini ikmal | ediyor. Kp KENE ği KARADENİZ POSTASI ERZURUM Vapuru 25 Temmuz Pazartesi gilnü akşamı Sirkeciden hareket le (Zonguldak, © İnebolu, Samsun, Ordu, Gireson, Trabzon, Sürmene ve Rize'ye gidecektir Fazla tafsilât için Sirkeci Yel 'kensi hanındaki acentalığına mü racaat, Tel; 21515 Gam emek İZMİR - PİRE - İSKENDE- RİYE POSTASI (İZMİR 3.26 Temmuz Salı İlde Galata rıhtımındar mm imei TRABZON POSTASI (ANKARA ) 27 temmuz çarşamba 18 de Galata rıhtımından. mohamed. iğ eği İZMİR -MERSİN POSTASI ( KONYA )27- temmuz çarşamba 10 da İdare'rıh- tımından kalkarlar. —————— İZMİR EKSPRES POS- TALARINDA İstanbul - İzmir - ücretleri 1 nci kamara MERSİN POSTALARINDA İstanbul - İzmir ücretleri Kr. 1000 800 300 1. nci kamara 2. nci Güverte ELBİSE 1 tane kostüm, 35 tane elbise, 36 tane kasket mü- nakasa ile satın alınacak” tır. Teminat *ç 10 dur. İhale 15-7-932 saat 16. BONO ar kârlı alır satar,Balıkpazaı Maksudiye Han No 35 Uğurlu zade M. Derviş amma farkında değil... Herkes tabiatin bu nefaşeti içinde gaşyolmuş.. Dünyanm iki cenneti: Do- lubaba ve Kirezli yayla çam a gaçlarile bezenmiş iki cennet . Otomobilimiz 2000 metrede ki otelin önünde durdu. Burası âsri bir otel, fakat insan temiz- liğine ve sessizliğine bakıyor da kendini bir sanatoryomda gibi hissediyor. Cesim çam a- Façlarınn gölgelendirdiği bu sessiz yuvada asrın bütün vesa iti var: Telefon, elektrik, ban- YO Otomobil buraya kadar çı iliyor, buradan zirveye doğ rü yayan yürümek lâzım... Kar mıntakası da biraz yukarıdan başlıyo: Halkınsesi yazı işle. ri müdürü Musa Bey anlatı yor: — Yukarıda göller (vardır. İçinde büyük bengizler yüzü- yor. Grupla dağdan hareket et- tik. Otomobilimiz düz şosede motörü işletmeden aşağı kayi. yor. Aşağıda Bursa daha uzak. ta bir çok köylerin ışıkları ateş böceleri gibi ışıldayor. Otomo. bilde ses yok.. herkes bu doyul maz manzaraya dalmış, Ben de hoca merhumun bakkala söylediği gibi kendi kendime soruyorum: pe Hava var, su var, güzel- lik var... O halde niçin her za- man buralara gelmiyoruz, ne den hastalarımız hâlâ İsviçre idiyor?.