ETER İİİ) Yazan; M. Yavuz Türk ordusu Bizans sularını aştığı zaman “Ben İstanbul'dan çok uzak bir memlekete kaçıyorum ,, Fatih deyrindeyiz. İstanbul yeniden imar edi- liyer.. Saraylar yapılıyor... Yıkılan binalarm «kazı lanarak köşkler, konaklar in- şa ediliyor... Yeniçeri ağası, Su başı, Kap tan paşa ve saray erkânı faa- liyette.. Katalanlar Cinevizli- ler hükümete malen, bedenen yardım ediyorlar, Tarihte karışan (Bizans) £ İmperatorluğunun enkazı üs- , Vinde, Türkler tarafından ku- rulan yeni, kuvvetli bir hükü- met, hattâ yeni bir medeniyet var. Ecnebiler sinmiş.. Siyasi entrikalara kıymet ve ehem- miyet veren yok. Halk mes'ut.. (Trabzon) havalisinde, he- nüz Türklere inkiyat etmiyen Rumlardan bir kısmı yavaş ya vaş ticaret maksadile (İstan- bul)a gelerek, bir daha memle | ketlerine dönmüyorlar ve şe hir dahilinde Türklerin satvet © ve kudretine şahit olarak Trab zondaki maccraperestlere de & silâhlarını kınma koymalarını yazıyorlar... Şehir dahilind; Trabzonlu- ların sengüzeştlerinden başka, halkın dedikodu yapacağı hiç | bir mevzu yek. Bu esnada, Sultan Mehme- ı din gözünden düşmüş olan Hüsrev Bey, Haliç sahilinde ufak bir evde oturuyordu. Hüs rev Bey, (Bizans)m muhasa- - rasında büyük yararlık göster miş, Türk ordusunun bilekleri en kuvvetli kahramanlarından iriydi. Her devirde olduğu gi ! bi, İstanbulun fethi esnasında "da kumandanlar ve içeri a- ğaları arasında biribirini çeke “ memezlik yüzündendir çok İşte, Hüsrev de bu esnada © kendisini çekemiyenlerden bi- rinin sillesine uğramıştı, Türk ordusu (Bizans) sur- larmı aştığı zaman, Hüsrevin de kollarını bağlayıp Yediku- İle zindana atmışlardı . Hüsreve casusluk isnat edil mişti. Sultan Mehmet, Hüsre- vi çak sevdiği ve zaten bu ha- | bere de tamamile itimat etme- diği için (Hüsrev) in boynunu vurdurmağa kıyamamıştı. Aradan seneler geçince, Hüsrev Yedikule gi ; dan firara muvaffak olmuş ve sarayda bir arkadaşına kısaca şu haberi gö: işti: “Ben İstanbuldan çok u- zak bir memlekete kaçıyorum, ip Artık beni unutunuz!,, Bu ha- , ber padişahın kulağına gidin- © ce müteessir oldu! — Hüsrevin bu millete bü- yük hizmeti vardır. Ben onun bir cezaya mahküm olmasını övzu etmezdim. Memleketin .den kaçtığına çok müteessir ez Yeni meb'uslar arasında al- tı muharririmiz daha bulunu- yör. Bunlar Ahmet İhsan, Ha- lil Etem, Sadri Maksudi Bey- ler, Übeydullah Efendi, Vasfi Rasit ve Yusuf Ziya Beyler- dir. #fatbuat âlemine ta ağ ğirde intisap eden Ahmet san Bey en faal muharrirleri- mizden biridir, fakat en maruf > olanlarından biri değil O se- aelerdenberi bir çök kitaplar yazmış ve Jules Verne ile Paul Bourget gibi bir çok hikâyeci- — lerden bir çok romanlar tercü- ine etmiştir. Edebiyatı cedide gük evvelki nesilden beri kaç karileri onu okudular! gere idi 5 Ga "5 Yeni meb'us muharrirler “disine para kazandır | hatırlayacak” dar niçin hatırlatmadınız?. Demiştit lekleri altında ezilmekten kur tulduk... diye seviniyorlardı. Hüsrevin en merhametsiz ve gaddar rakiplerinden biri de Mustafa Reis idi, Hüsrev, | muhasara esnasında, padişah- tan, yanına cesur bir arkadaş istemişti ; bu mesele görüşüldü | Büsırada Hisar mühafızı (Fi- ruz) Ağa da Fatihin yanında bulunuyordu. Padişah, Hüs- | revin yanına kendi gibi cesur bir adam vermeği düşünürken, Sultan Mehmetle çok lâubali görüşen Firuz Ağa lâfa karı- şarak: : — Şevketlim, demişti, bi- zim Hisarda Mustafa isminde iri yarı bir muhafız var.. ölüm den ve ateşten yılmaz. İrade buyurursanız Hüsrevin yanma onu verelim. Fatih, Firuz Ağanın tekli- fini kabul etmiş ve Mustafa bu suretle Hüsrev Beyin mad yetine verilmişti. Muharebe esnasında daima Hüsrevin mevkiini istirkap et mek istiyen Mustafa reis, Hüs | revin firarını haber aldığı ge- ce, Edirnekapısındaki kona- ğında yeniçeri ocağına ziyafet ler vermiş eğlenceler tertip et mişti, Halbuki, Hüsrev, üç sene- denberi Haliçte saklandığı ev den sokağa bile çıkmıyor, €- vin ufacık bahçesinde, vakıt geçiriyordu. Hüsrevin evsahi- bi Hiristodan başka bir ii ile teması yokta, Be ma yet Hüsreve Yedikule zir aundaki esaret hayatı kadar 1s tırap vermeğe başlamıştı. üsrev birgün ev sahibi Hiristoyu çağırdı. .— Bana bak dedi. Ben artık bu hayata tahammül edemeye ceğim. Uzun zamandan beri evinde oturuyorum, Bana kar $ı yaptığın iyilikleri, ömrüm ol dukça unutmayacağım. Sana bir iş tevdi etsem yapar mısın? Hiristo Hüsrevden korktu- ğu için reddetmedi: -- Yaparım arslanım, de- di. Hüsrev sarayla minasebat tesisine çalışacaktı. — Sarayda hatırı sayılır ca- riyelerden Zerefşan isminde bir kıza göndereceğim, mektu bu kendi eline verebilir misin? Hiristo söz verdi: — Elimle vetirim arslanım! Hüsref Zerefşana hitaben şu mektubu yazdı: (Devam edecek) »———— EL iranda ecnebiler TAHRAN 10 A.A.) — Par-| #ii lamento İrandaki ecnebilerin ikametlerini bir takım usul ve kavaide rapteden kanun lâ- anış olan bu kitaplar bir muhar rir şöhreti temin etinemiştir. Ona hatıratımı yazmayı israr- la tavsiye etmiş olduğuma memnunum, Zira bu eseri bel- ki en canlı ve mümtet hatıra- sını taşıyacak ve yaşadığı se- neler hakkında kıymetli bir hi tiva edecektir, Zeki) “rüzar ve gayyur olan bu ihtiyarda biz Ebüzziya Tev | fik gibi, emsali nadir olan bir | edci tâbi simasmı | göreceğiz ve neslimden olanlar Ahmet İhsan ismi etrafında edebiyatı cedidenin hâvasmı bulacaklar ve edebiyatı cedide kütüphane | sinin vaktile bizi o kadar mec- | Tup etmiş olan on beş kitabım. “Serveti tü | MİLLİYET SALI 12 MAYIS 1031 HARİCİ HABERLER.. Iraktaki Kürtlerle mücadele Kral Faysal İrakın şimalinde Irak kuv. vetlerile Kürtler arasında mü- sademeler oluyor. İngiltere ile Irak hükümeti arasında geçen sene aktedilen omuahedeye Kral Feysalin hükümetine tabi olan Kürtlere dair ve bunların lehine bir madde konmadığını ileri sürerek Kürtlerin hoşnut- suzluğundan bahsediyordu. Ira kın şimdiden Kürt akalliyeti- ne evvelce bir takım müsaade- ler verdiği halde sonradan bun ları geri aldığı söylenmekte- Yühehin 16v biseközi bir idare u- 8-6:981 tarihine yek Kürt ekal- etue'tâzla bir takım müsa- adatta bulunulmaması istenili- yor. Geçen sene İngiliz - Irak muahedesinin akdinden sonra baş gösteren bazı vukuat dola- yısile Irakın salâhittar adam- Tarı memleketin vahdeti ne ba hasına olursa olsun muhafaza ve müdafaa edeceğini tekrar e diyorlardı. Şimdi Şeyh Mahmudun ge- ne İrak hükümetini meşgul et tiğine dair haber geliyor. Şeyh Mahmut ismi meçhul olmayan bir adamdır. Senelerden beri Şeyh Mehmırt kendinden bah settirmektedir. Kendine “Kürt Kralı, ünvanını veten Şeyh Malımut Şimali Irakia mühim bir küvveti ve icabında kendini. muhafaza edecek yeri olan bir adamdır. Şeyh Mahmut 919 da İngiliz lerin eline geçmiş, hattâ idama bile mahküm olmuştur. Lâkin Şeyhin idamından vazgeçile- rek kendisi Hindistana götü- | rülmüştür. Şeyh Mahmudun hayatı hep bu yolda maceralarla geçmiş- Mahmut Hindistana sürül ikten sonre çok geçmeden o radan savaşarak Küveyt'e gel miş, bittabi sonra da memleke edebiyatımız en çk devam etmiş, yer tut- muş ve rol oynamış bir mec muadır. “Uyanış, Ünvanile şimdi hâlâ çıkıyor. Tdebiyatı cedideyi yaşatmış olan bu mec mua, meşrutiyetin başlangıcın- da “Fecri âti,, neslinin de en toplu ve canlı neşriyat vasıta- sıydı. Bu ehemmiyetini kay- betmemek için son zamanların da er #aymetli genç san'atkâr larımızın “grüpu olan “Yedi meş'ale,, yi obarındırmalı ve böylece yeni edebiyatımızda gene ön safhada bulunmalı de gil miydi? Mademki sahibi bu mecrmiay'ı bir şeref, bir hizmet ve eski bir varlığı temdit için surette devam etmiş ve başka bir mevki sahibi olmuş olurdu. Çünkü eski “Serveti fünunun yeri boş kalıyor. Onun vaktin de olduğu gibi haftalık bir ede ME vik € süt Viz Şeyh Mahmut Irak hükümetine karşı nasıl bir gaile teşkil ediyor ? Nerede ? Emin bir yere çekil- miş görünüyor Gümrük Birliği ve : Macaristan PARİS 10 (A.A.) — Macar Başvekili Kont Bethlen Matin gazetesinin bir muhabirine va ki beyanatmda, gümrük birli- ğine asla iltihak etmediğini ve bu birliğe iştirak etmesi için kendisinden bir iltimasta da bu lunulmadığını temin etmiştir. Kont Bethlen beyanatma de vamla demiştir ki: Macaristan için gümrük bir- liği hakkında müzakereye gi- rişmek ihtimal ve imkânr an- cak Avusturyanın iktisadi siya ( seti galebe çaldığı takdirde va rit olabilir. M. Briant tarafın dan tertip edilen plânda Maca- tistanın merkezi ve şarki Avru padaki ziraat memleketlerile i birlikte dermeyan ettiği teklif | ve kararların ayni münderiç bu lunmaktadır. Cenevrede yapılacak mükâ- lemeler çok büyük bir ehemmi yeti haiz olacaktır. Her halde gümrük birliği hem bhayre, hem de şerre masruf olabile- cek müthiş bir kuvvet teşkil e- decekti eyi eyi ele ge çirmiş, sonra İngiliz tayyarele ri kendisini oradan çıkmağa ic bar etmişlerdir. Şeyh Mahmut bunun üzerine İraka kaçmış- tur. İngiliz tayyareleri artık gö rünmez olduktan sonra tekrar İ yerine avdet cden Şeyh Mah- mut nihayet 923 mayısında ya pılan bir hareket neticesi Sü- leymaniyeyi terke mecbur ol- muştur, İngilizler bir müddet sonra oradan çikmrşlar, Şeyh Mahmut gene gelmiştir. 924 te Irak kuvvetleri Süleymaniye- ye girmiş, Şeyh Mahmut ta tekrar Iraka çekilmiştir. 926 da bazı kayıt ve şartlar- la kendisi attedilmiştir. Irakta ki arazisinden gelecek varida- tı * kendine ait olacak, fakat bu na mukabil Şeyh Mahmut Irak hariçine çıkmış bülunacaktı. Şeyh Mahmut memleketinden | harice çıkmağı kabul etmemiş | tir. Aradan bir seneye yakın | bir zaman geçtikten sonra| Şeyh bunu kabul eder gibi gö- rünmüştür. Üç sene kadar böy le geçmiştir. Geçen sene Şeyh İngiliz - Irak muahedesinde Kürtlere dair bit madde kon- madığından dolayı baş göste rön harekete karışmıştır. Şey- hi nirak işlerine katışmayarak hariçte oturarak kendisine gön derilecek paraları almakla ikti #a edeceğini düşünen Irak hü- kümeti hu vaziyet Karşısında İ Şeyhi tekip için kuvvet gönder meğe mecbur olmuş, İngiliz i tayyareleri de üzerine bomba i yağdırmağa; başlamıştır. An- İcak Irak ve İran arasındaki dağlardan, boğazlardan istila- de etmeği pek iyi bilen Şeyh Mahmut saklandığı yerden 1- rak kuvvetlerini meşgul etmek yat ve sa! mecmuamız. yoktur. Bu itibarla bu teessüfü İkaydetmekten kendimi alama- dım. Halil Beyin yazılmış eseri azdır ve yazıları hep müze ve â i Müzeyi sıyanet için . Onların ya- bekleye bekle- ye geçirdiği ömürle bu ihtiyar biraz o eski eşyaya çekmiş, o (kibar âsara dönmüş ve onlar rmanâ al müzede uzun müddet bulunmasından tevel- lüt etmiş bir hal bilmem nasıl dlemeli?'Bir âsarı atika hali du yulur, Halil Beyi müze yetiş- tirmiş, o müzeden olmuş ve kendisi de müzeyi. büyütmüş- tür, Asil, ince ve titiz bu şah- | ha evvelce Amerika Beynelmilel Ticaret odası kongresi VAŞİNGTON 10 (A.A.) — Beynelmilel Ticaret odası kon da beynelmilel bir konferans toplanmasma dair olarak tek- Hif edilen karar suretini kabul etmiştir. Kongre, harp borçları mese- esinin -iktisadi vaziyetteki de gişiklikler bu yolda bir tedbi- ri muhik ve mazur gösterdiği takdirde- yeniden tetkik edile- bilmesi lâzım geldiği, teshilâ- tın azalması icap ettiği, güm- rük manialarının ortadan kaldı rılması elzem olduğu, ticaret muamelelerinde hususi teşeb- büs sahiplerine serbesti veril- mesi ve hükümetlerin yaptık- ları masraflardantenzilât icrası iktiza ettiği kanaatinde bulun- duğunu kat'i surette kaydet- miştir, Bundan başka kongre en zi- yade müsaadeye mazhar mil- let muamelesinin tatbikını mu tazammın kayit ve şartın bah- şettiği teminatın -müzakere neticesinde © kararlaştırılmış müşterek hareketler- zafa uğ- ramasma yardım etmekten do gacak tehlikelere de dikkati celbetmiştir. Bu mütalea ve işaret Avusturya - Alman güm rük birliği projesine dair bir ima suretile telâkki edilmekte dir, Şimali Amerika hükümeti, Avusturya - Alman o gümrük birliği projesinin Amerika - Al man ticaret muahedesinde mü sarrah en ziyade müsaadeye mazhar millet muamelesine da ir olan maddenin hükmünü ih dâl edeceğini beyan etmekte- dir. Harp borçlarına müteallik 0- lan ve kongre tarafından ka- bul edilen takrirde girişilen ta ahhütlerin tamamile ifası hu- susunun beynelmilel itibarın muhafazası ve ticaretin inkişa fr noktai nazarından esaslı bir ehemmiyeti haiz olduğu, bu- nunla beraber bu prensibin, mevzuu bahis taahhütlerin bey nelmilel ticaret üzerinde yaptı ği tesirleri -iktısadi vaziyette- ki değişiklik ve yolda bir hare- keti hakir ve mazur gösterdiği takdirde- bitarafane bir suret- | te tetkik kararile telif edilme- yecek bir esas o'madığı beyani edilmektedir. Gene, bu karar suretinde tas- rih edildiğine nazaran ha: borçlarınm yeni şeraite göre tanzim ve tesviyesi için en mü- nasip âmil, şimdiki ve ilerideki kazanç kudreti alınmak şartile tesbit edil tediye şeraiti olmalıdır. 'Teslihatın tahdidi hakkın- daki karar suretinde, hükümet- lerin bu sahada gösterdikleri gayret ve sarfettikleri emekler kaydedilmekte, bütün milletle- rin vergi yükünü hafifletecek en iyi ma İstanbul gibi eski bir hars ğinm milli hazinelerin mi deher bulunduğu bir yerin da öğrenmiş olduğu bir ilmi talim etmek vazifesi vardır. Halil Beyin bilhassa İstanbuldan intihap edilmiş ol- ması muvafık olduğu gibi mec- İ liste bulunması da bin nimet © a işlerin mühim bir nlerde ve komis- örülür. O ihtisasına z ği encümenlerde el- bette memleketimizdeki sarı nefisenin nasıl bakımsızlığa ma | ruz kalarak inleye inleye can İ çekişmekte olduklarını söyli- | | yecek, izahat ve malümat ve- İrecek ve salâhiyetile sözünü dinletebilecektir. Düşünün ki Avrupanm bir İ çok müzelerini dolduran eser- Meclis encümenleri bugün toplanıyor Adliye encümeni hafta sonunda icra ve iflâs kanunu etrafında müzakeratta bulunacak ANKARA, 11 (Telefon) — Meclis encümenleri yarından i Şalışmağa başlayacak. rın azalarmı içtimaa davet et- miştir, Bu içtimada devlet şu- rasında, deavi dairesinin tevsi- ine dair olan lâyihanm müza- keresine başlanacaktır. Geçen €clisten kalan ve hükümsüz ad dedilen bu lâyihanın müzake- reye vaz'mı hükümet bir tezke re ile Meclis riyasetinden te- menni etmiştir, Maliye encümenide yarın toplanarak Maliye vekilmin huzurile inhisara tabi kaçak maddelerin | ihbariyelerinden bir kısınmın peşin verilmesi hakkmdaki lâyihayi görüşe- cektir. Adliye encümeni hafta sonunda icra ve iflâs kanunu tadilâtına dair olan lâyihanın müzâkcresine (o başlayacaktır. Encüen içtimalarına o temyiz mahkemesi reislerinden Fuat Hulüsi Bey de iştirak edecek- tir, ANKARA, 11 (Telefon) — Mecliste müdafaa, hariciye ve kütüphane © encümenlerinden mada bitin encümenlerin reis ve mazbata muharrirleri ile kâ tipleri seçilmiştir. İntihaplarm. neticelerini bildiriyorum: z Bütçe encüeni riyasetine, Hasan Fehmi (Gümüşhane), «cis vekilliğine Râna (İstan- bul), Mazbata muharrirliğine Kemal Zaim (Konya), kâtipli ğine Muhlis (Kütahya) Beylee Adliye encümeni reisliğine, Mustafa Fevzi, Mazbata mu- harrirliğine Salâhaddin (Koca eli), kâtipliğine Ahmet Hamdi (Yozgat) Beyler; Meclis hesapları tetkik encü meni reisliğine Hakkı (Van) mazbata muharrirliğine Rıfat (Ankara), kâtipliğine Mazhar Müfit (Denizli) Beyler Maarif encümeni reisliğine Nafi Atuf (Erzurum), mazba- ta muharrirliğine İbrahim Alâ eddin (Sinop) kâtipliğine İz- zet Ulvi (Afyon) Beyle: Maliye encüeni reisliğine İs met (Çorum, mazbata muhar- rirliğine İhsan (Beyazıt), kâ- tipliğine Kemal Turan (İspat ta) Beyler; Sıhhiye encümeni reisliğine Dr. Şükrü (Erzurum) Reşit Ga tip (Aydın,HüseyinAvni (Muğ la) Beyler seçilmişlerdir. Hükümet dairelerinde mesai saatları Memurlarda 8 saat çalışacaklar ANKARA, 11 (Telefon) — Hükümet merkezinde bugün daireler yeni saati mesai karar namesini tatbik etmeğe başla muşlardır. Kararname aynen şöyledir. S mart 1927 tarihli ve 4835 numaralı kararmmameye zeyil- dir, 10 mayıs 1931 tarihinden itibaren yaz mevsimi için mer kadar fındık satıldı TRABZON, 11 A.A.— Mev sim iptidasından Nisan nihaye- tine kadar Trabzon © borsasın- dan I milyon 231 bin kilo iç fındık ve 7 milyon 782 bin kilo kabuklu fındık satılmıştır. 930 senesi mahsulünden 9 İ ayda Trabzondan 5 milyon 670 | bin kilo iç ve 2 milyon 125 bin kilo kabuklu fındık, 11 bin san- dık yumurta, 2700 çuval fasul- ya ihraç edilmiştir.Fındak alım Satımı borsada hararetle de- vam etmektedir. Stok 25 o bin kantardır, Fiat, 44, temayül is- teklidir. Sahasına o çıkarabilmesi için bu mesainin bir kat daha arttı- rılması tavsiye olunmaktadır. Bu takdirde gümrük mani. larmdan bahseden kısmında anbargo vaz'ı tetbirinin ancak domping yapıldığı takdirde yapılması lüzumu bilhassa kay dedilmişti goğunu » gözlerimiz açıknadan evvel, senelerce kendi topraklarımız İdan kopardılar, çıkardılar, ta- ' şıdılar ve o muhteşem binala- rınr bunlarla doldurdular, Da- ha dün idaremizden yahut ida resizliğimizden çıkan yerler- de toprak altında kalmış olan larını (bile yeni taharrilerle meydana #oymağa devam edi yerlar. Bari biz şimdi gözleri- mizi açarak bize kalan yerler- de doğrudan doğruya kendi ze mevrus olan eserlerin kıy- metini anlıyalım ve bu eserle- İri muhafaza edelim! Bu asarı nefise vatanm üstünde her gün çatırdaya çatırdaya parça lamıp kırılıp dökülmekte, toz- lara karışmakta ve mazinin mükaddes kanı bu Türk eser- lerinin üstünden damla damla kezdeki resmi daireler memur larma 9 dan 12 ye ve 13 buçuk tan 18 buçuğa kadar B saat ça lışmaları tasvip edilmiş ve vilâ yetler memurlarma ait sekiz saatlik çalışmanın da memle- ket icabma ve memuürin kanu- nu ahkâmma göre valiler tara fından tayin edilmesi icra ve- killeri heyetinin? mayıs tarihli içtimaında kararlaştırılmıştır. Trabzon borsasında ne| Meclise gönderilen a.i lâyihalar ANKARA, 11 (Telefon) — Meclise gelen lâyihalar arasm- da bazı münakalelere ve Prais- te imzalanan otomobil seyrüse ferine müteallik (o beynelmilel Mmukavelenin tasdikine dair de bir lâyiha vardır. Tezkereler arasında Karsın Horoz mahallesinden İsmail oğ Iu Nevruzun ölüm cezasına çar pılıması hakkında da bir tezke- re vardır. Türk tarihini tetkik ANKARA, 11 (Telefon) — Türk tarihini tetkik cemiyet adlı bir cemiyet tesis edilmiş tir. Cemiyetin mes'ul murahha st Aydın meb'usu Reşit Galip Beydir. C. H. Fırkaşı encümen- leri toplandı * ANKARA, 11 A.A. — Fir- codadımız eski Türklerden bi- | t ka encülmenleri bugün toplana- rak mesailerine devam'etmişler dir. | sızmakta, - Hal Bey Türk topraklarında Türk j medeniyetinin bu hâlâ ayakta duran canlı ve kutsi abideleri ni elbette korumaya çalışa- cak, bunların nasıl sıyanet o- Tunabilecekleri hakkında tec- İ cübesinden istifade ettirecek kıymetli bir uzuv olacaktır. İİ / Halil 3 Büyük Millet mec- Jisinde | İst kendisi için ne şereftir! f asaari atikanm ve müzelerin mümessil ve meb'usu olacak- ar! | o Sadri Maksudi Bey yavaş İ ve müteenni tavırları, gözlük- lü gözleri, hususi şivesi ve te- | lâffuzu, bütün mevcudiyetile / başka bir muhitin mahsulü ol- “| duğunu hissettirir, ve Rusyalı İİ tanbulun ama -bu İş