30 Kasım 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

30 Kasım 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NN * diri illıyet i b srin umdesi “Milliyet” tir 30 TEŞRİNİSANİ 1930 © IDAREHANE — Ankara caddesi > 100 Telgraf adresi: Milliyet, İ- Telefon numaraları: ü İstanbul 3911, 3912, 3913 © ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç işin 400 kuruş 800 kuruş 1400 ,, 27100 ,, aylığı Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen müshalar 10 kuruş we. Gazete ve matbaaya sit işler “gin niüdiriyete müracaat edilir. © Gazetemiz ilânlarin mes'uliyetimi İş : : Doktorlar ve biz! sında doktor . Mazhar “Beyin * Fakülte (hocaları il ikmda söylediği sözler ten- it edilirken hekim * beylerden iri açmış ağzını yummuş gözü rü gazeteciler hakkında bir söy i koymamış. Maale- izü söylenen hekim -Be- ismi yazılı değil ki bu satır rr ona ithaf edeyim. Maama- “ih ben hani “meçhul asker,, gi bu meçhul hekime hitap ede- Sene Se AE LE © Azizim doktor X Bey! -Size “meşhur Şeyh Sadinin bir hikâ- isini nakledeyim. Şeyh Sadi “#ocadan döndüğü zaman kendi i tehmiyete-yani tebrik ziya ine “igelen. bir doktoru ka- ii etmiş. Doktor kendisini Sa iye taktim ederken hekim fi- diye taktim etmiş.. Halbuki Şeyh Sadi hacca gitmeden ev- 1 bu adam ressamlık edermiş. yh bu san'at tebdiline hayret, iş ve sormuş: © — Lâkin aziz, sen evvelce res Şam değil miydin? — — Evet ressamdım amma şimdi hekimlik ediyorum. — Mesleğini neden değiştir- lin? Para kazanmıyor mıydın? in ressamlıkta hatalarım i- 'ebet tablolarımda kalıyor- « Hekimlikte ise hatamı top rak örtüyor. “ İşte Doktor X Beyefendi. zazeteciler tıpkı Şeyh Sadinin İostu ressam gibiyiz.. Hataları- iz dikili taş gibi ilelebet ya- ve sizlere bile tariz vesilesi ir. Lâkin Hemen ve bizim dilimize düşür- nesin ?.. İki mektup götüren pul Size garip bir şey anlatayım.. V | falınlarımdan biri bir yabancı iemlekete bir mektup gönder- Miş, ve mektuba 12,5 kuruşluk pul yapıştırmış. Mektup yerine ritmiş, fakat pula kimse damga | Ni, > > 2 — Sen yüz verip başına çı- tmasaydın o kendi istediği ne değil, bizim istediğimize va ti. — Gördün ya, ayağına kadar in de adam yerine koyup ka bul bile etmedi! “En son, birz daha bağırıyor, daha serteliyor: Karı karı, bu işi halletmez ri sana ekmek yok. “ Seni de ben kapı dışarı ata-|mün önüne getiriyor, yoksa ha- ye tekmesini kaldırıp kö- ; sinmiş, İki gözü iki çeşme gızım üzerine atılıyor, inem titrek, hasta, cılız sesi- Fikir “Döktorların bilmem hangi iç- Os Yook! Pek kazanıyordum. | Benim kaba Ulviveve saatlerce » Mizahı, Siyapst işleri Serbest Fırka neden feshedildi ? Serbest Fırkanın, kendi ken- dini feshetmesi, efkârı umumi- yemizi epeyce İşgal etti. ve et- mektedir, Firkanın bu akibeti- ne, memleketin siyasi hayatı he sabına (o müteessir oOolmamak mümkün değildir. “Nezih bir mühalefet,, vaadi-! le efkârı umumiye önüne çıkan! ve bu simasından dolayı Cüm- huriyetin takviyesi ve - inkişafı namına çok büyük bir inçle karşılanan bu fırka, ilk vaadine sadık,“ ve “nezih muhalefet, çerçevesi dahilinde kalsaydı, yaşamaması mümkün - olamaz- dr. Çünkü dünyada, hiç bir mü arız fırkanm, muvafık fırkaya mensup liderler, derhal ve mat buat tarafından bu derece teş- vik ve teşci edildiği vaki değil-| dir. İ Bu da, sırf cümhuriyetin ve siyasi terbiye seviyemizin inki-| şafı namına “nezih mühalefet,, fırkasının doğması, büyümesi, samimi bir surette arzu edildi- için yapılmıştı. Fakat Serbest Fırka, neden- $e, ilk vaadinin çerçevesi iç de kalamadı:Daha emeklemeğe bile başlamadan, en kisa yoldan en âz bir zamanda iktidâr mev- kiine gelmek istediğini ilân et-| ti.. ki bizce bu, birinci ve başlır ca hatayı teşkil eder.. ! Bundan sonra Fethi Bey, Baş vekilin Sivas nutkuna cevap) vermek için, (İzmir) e gitti ki, bu da ikinci bir hata idi. Sonra İzmire gidip o elim, a- cı hâdiselere şahit olduktan son ra, bu hâdiselerden çıkan mâna- yı, herkesten evvel doğrudan doğruya onlara şahit olan Fet- hi B.in kendisinin anlaması lâ| zım gelirdi; böyle iken, fırka henüz emekleme devrini bile! atlatmadan, belediye intihapla- rına iştirak edildi ki, bu da hata üstüne hata oldu. Kanaatimizce, Serbest Firka- nın feshine sebep olan âmiller, buraya kadar saydığımız hâdi-| selerde mcündemiçtir. Yoksa, memleketi iyi anla-| mış, bir lider ve bir idare hey'e- ti sıfatile, sabur, hamul! ve müte İenni hareket edilse, fırka, evve- Jâ Millet Meclisi muhitinde “ne; zih bir muhalefet,, havası için- de beslenerek (o büyütülseydi, merkezden muhite doğru çok İdikkatli, çok itinalı ve çok titiz bir inkişafa mazhar kılınsaydı,! | Serbest Fırka şüphesiz nezih! bir muhalefet fırkası olarak u-) zun ömürlü olurdu; ve cümhu- riyetin daha ziyade serpilmesi- ne yardım da ederdi. | Fırkasını, bu tarzda sevk ve| e e mara | vurmayı akıl etmemiş. Mektu- “İba muhatap olan adam da pulu| sökmüş ve mektubu gönderene bir garibe olarak göndarmiş...O da ne yapmış biliyor musunuz, İkinci bir mektup yazmış ve o pulu üstüne yapıştırmış aynı adama göndermiş., Siz bu satır ları okuduğunuz zaman O pul i- kinci mektubu götürüyor, Ne dersiniz bu gayretli puli FELEK © (Milüiyetjin edebi romanı: 38 l ye MM Beş hasta var! İlm Dek hatim ne?. Diye haykırıyor, tekmeden kendisini korumak için biraz daha çırpınıyor... Gerileyip'bü- zülüyor! İşte, bu anda uyandım, ken- dimi orada, o sahnenin içinde, & hailenin yanı başmda san mt , Acaba, benim tcessürümün şiddeti mi bu sahneleri gözü- kikat mi gözlerime aksediyor?.. Hele Cahit ne oldu, hiç, bil miyorum?. Yalıya geliyor, kı- yametleri koparıyor da bana mı haber vermiyorlar, ne olu-! yor, ne bitiyor?.. Bügün yine idare etmeği Fethi Beyefendi- den beklemek te hakkımızdı.. Fakat heyhat iki böyle olmüdı.. O sabır ve tahammül gösterile- medi.. İktidar mevkiine gelmek için lâzım olan uzun seneler gö- ze kestirilemedi; Fırka, işte sevk ve idaredeki bu hatalarının kurbanı oldu... eş Fırkanın fesih kararının isti- nat ettirildiği temel de esasın- dan çürüktür.. İzah edelim: 1 — Cümhuriyet Halk Fırkâ- Sı nizamnamesinin tabir caiz ise yedi uknumundan 6'mcısı diyor ki “Cümhuriyet Halk Fırka retleridir,, , 7 :ncisi de diyor ki “işbu umumi esaslar, hiç bir veçhile tebdil edilemez.,, Acaba, üç ay evveline kadar Cümhuriyet Halk Fırkasının en mühim. erkânından bulunan Fethi Beyefendi ve arkadaşları bu “hiç bir veçhile tebdil edile- mez,, olan düsturu bilmiyorlar mi idi? ğ Biliyorlardı da, değişebilece- gini tahmin ediyorlar idi ise, af larına sığınarak arzedelim ki, bu, Gazi Hazretlerinin hiç bir veçhile değişmez karakterlerini anlıyamamak demektir.. Halbu ki, Gaziyi en iyi anlamış olan- lardan birisini de Fethi Beye- fendi ve arkadaşları olması lâ- zım gelirdi.. Yok, bu düsturun değişemi- yeceğini biliyorlar idise o halde nasıl olur da, fesih beyanname- lerinde: Feshine sebep olarak “Ati- iyen Gazi Hazretlerile siyasi sa hada karşrlaşacaklarını,, anla- dıklarından dolayı, sahneden çe kildiklerini iddia edebilirler? 2 — Bundan başka, Gazi Haz retleri, Fethi Beyefendiye yaz dıkları cevabi mektuplarında “sarahaten kendilerinin Cüm- huriyet Halk Firkasının umu- mi reisi olduklarını söylemiş- lerdi.,, ” Hattâ kendisi Reisicümhur olmayıp ta firkasının başmda bilfiil bulunsaydı bile yine Fet- hi Beyin teşkil edecekleri mir arız fırkayı samimi olarak, ve cümhuriyetin takviye ve inkişa fı nama, hüsnü telâkki edecek lerini, ve bu mücadeleden zevk duyacaklarını ilâve buyurmuş- lardı., Bunlar, Serbest Fırkanin ati- yen Gazi Hazretlerile —Halk Fırkasını umumi reisi sıfatile— siyasi sahada karşılaşacağını, sarahaten ifade etmiyor mu idi? , nasıl oluyordu da, Serbest Cümhuriyet Fırkası Ga zinin fırkasıdır diye zihinler teş viş ediliyordu? 3 — Bundan başka zihinlerde ki bu teşevvüşü izale için “Cim huriyet,, gazetesinin Gazi Haz retlerine yazdıkları açık mek- tuplarma, verdikleri cevapta, resmi vazifelerinin hitamında, yani bir sene sonra Cümhuriyet Halk Fırkasının bilfiil başma geçmeleri tabii olduğunu ve bu nu Fethi Beyefendiye yazdıkla- | — Bir mektup yazayım, Cahil de götür... i — Cahitten bana bir haber ge tirl.. dar çok Yalvarıyorum ki, benim yerimde bir başkası olsa, bu kadarını “izzeti nefis,, meselesi 'yapar, susar, bir daha ağzını açip tek kelime söyle- mez. Hizmetçi kızın ayaklarına bile kapandım! Bakalım, ! — Her halde bir çare bulma-| ya çalışacağım... Dedi, ne yapacak?.. .. . İşler galiba yoluna girmeye başlıyor. İnat para etmeyecek. Biraz zekâyı işletmek lâzım, Ben de inat yelkenlerini suya im dum. O da benden kurnaz am-| tup yazayım. ma, bakalım: Dedi: — Kadının fendi erkeği yen- di... Dedikleri gibi oalcak mı?.. Gece, Ulviyeye: | —Hâlâ düşünemedin mi Ulvi; 30 EŞ Kendine malik değildi. Ne is- tediğini, ne düşündüğünü bilmi yordu. Şu anda bütün emeli onu görmek, bir an evvel görmekti. Sevdiği kadını görmek için Hissettiği bu şiddetli arzunun sebebi yok değildi. Aradan uzun bir zaman geç- miş, biribirlerinden ayrılmışlar. dı. Şimdi tekrar gidip onu bul- mak imkânma malik olduğu i- çin bu arzusunu bir an evvel tat imin etmek istiyordu. Gitti. Kadın eskidenberi otur duğu yerde bulünüyordu. Onun için kendisini bulmak- ta müşkülât yoktu. — Onun bulunduğu yere geldi. Kadın kapımın açıldığını duy- mamıştı. Kadın birdenbire Şa- — ———— rı mektupta da tasrih buyurduk. larmı beyan buyurmamışlardı.. Atiyen si da, Cümhu riyet Halk “umumi reisi Gazi Hazretlerile karşılaşabile- cekleri, keyfiyeti, bunlardan da ha sarih ne ile ifade olunabilir- di? Gazinin by son beyanatları hakkında fikrini soran gazete- cilere Fethi Beyefendi: “Vazi- yette değişmiş bir şey yoktur.,, Diyerek, bu'şartlar altında be- İediye intihabatına da iştirake karar vermişler idi. Acaba bunu söylemek ve yap isiyasi sahada karşılaşabilecek- lerini, fesih kararını vermeden aylarca evvel anlamiş ve kav- rak, siyasi faaliyetlerine devam. ettiklerini gösterihiş olmuyor- lar mı? Bunun aksici iddia “etmek biliyetinden şüphe etmek de- mek olur. ki büngihiç bir zaman gönlümüz katl Oolâmaz.. O halde fesih beyannamesin- deki atiyen Gazi Hazretleri ile siyasi sahada karşılaşacakları- ni anladıklarından dolayı, sah- neden çekildiklerini nasıl olur da, fesihe sebep olarak göste- rebilirler?.. Doğrusu, bunu anlamak çok güçtür. Kanaatimizce, Serbest Fırka feshine karar verince, bunun se bebini hiç başka yerlerde ara- madan, samimi olarak: “Biz nezih bir muhalefet ya- ratmak gayesile ortaya çıktık. Fakat sonra iş değişti. En kı- sa yoldan, en az bir zamanda ik tidar mevkiine gelmek sevdası na düştük., Fakat bu yolünda hakikaten çok uzun, çok dolam- baçlı, ve çok dikenli olduğunu gördük.. Bu uzun ve arızalı yo- İun yorucu, üzücü, sabır ve ta- bammül isteyenyolculuğunu gö zc alamadık. Sahneden çekil meği tercih ettik.,, deseydi. Da ha merdane ve daha faziletkâra ne bir itiraf olurdu. Yeşilköy; A. RIZA ye?.. Dedim. — Düşündüm... Dedi. — Cahidi bana getirecek mi- sin?.. — Hayır, mektubunuzu gön- dereceğim... — Ne zaman?.. — Ne vakit isterseniz. Fakat, o kadar çok korkuyorum ki. E- ğer paşa haber alırsa beni mah- veder. — Nereden haber alacak ki... —Olabilir ya?, O garip adam dır. İhtimal burada bile bizi kontrol altnda bulunduruyor- dur... Sevindim, — Sen meraklanma, hiç bir dirdim. İşi diplomatlığa vur- şey olmaz, Ben hemen bir mek-İmez.. : — Ulviye, çabucak seni bunu) fena! koynuna sok.. Belki'bir gelen|sö; im. — Peki... Dedi. O kadar çok memnun- dum ki, sanki birdenbire dünya! benim olmuş gibi idi. Sanki, bu İSÂNİ Edebiyat, Saıvat makla, atiyeh Gazi Hazretlerile! ramış olarak ve bümu göze ala-| Unutamamak felâketi karşısında... — .Ftansızcadan — şırmıştı, Aradan cpi zaman £eç tiği halde eski kocasını tekrar kendi evine gelmiş görmek ka dını çök şaşırttı. Eski kocasına hayretle bakıyordu. Erkek te az heyecanlı bir hal de değildi. O kadar ki içeri gi- rerken şapkasını başmdan Çı- karmayı bile unutmuştu. Niha- yet kadın ona bir yer gösterdi, oturmasını söyledi. Bu hiç bek Jenmiyen ziyaretin sebebini an- lamak istiyordu. Erkek anlattı.. İkisinin de ta- nığığı bir kadına rast gelmişti. Bu kadin uzun zamandanberi başka bir memlekette olduğu için şimdi tekrar avdet edince ona sormuş, zevcesi hakkmda malümat istemişti, Bunun üze- rine o da bir zamandanbe : ay- rıldıklarını söylemek mocburi- yetinde kalmıştı. Anlatıyordü: — Buna hayret etti. Bizim ayrılmamızın sebebine olabi-! leceğini sordu. Bende zevce- min sadakatinden şüphe etti: ğim cihetle aramızda geçimsiz- lik olduğunu, bu yüzden ayrıl- dığımızı söyledim. O benim ne büyük bir kabahatta bulunduğu mu söyledi. Dünyada en sadık bir kadma malik olduğum halde bunu tak dir etmiyerek kendisinden ayrıl makla büyük bir cinayet işledi- diğimi söyledi. Evet.. Ben şimdi anlıyorum ki biribirimizden ayrılmak yü- zünden hiss gim bedbahtlı- ğın ıstırabınuan mes'ul olan be- nim. Hep unutmak için uzak yer- lere gittim, Fakat ıstırabımı u- nutmak kabil olmadı. Onun için | Fetih Beyefaliğihin anlayış ka- hemen bu uzun seyahate bir ni-| hayet vererek buraya geldim. İstiyo- İşte tekrar buradayım; İ Çünkü rum ki beni afiedesin.. "ben seni bıraktım.. Kadın karşısındaki erkeğin sesinde derin bir samimiyet bu lunduğunu hissetti. |. — Fakat, dedi, ben seni niçin affetmiyeyim?.. Çoktan affettim. Müsterih şok. Ben müsterihim, Sen de müs- terih ol.... — Bu kâfi değildir. Hayatı- mızt tekrar birleştirmek... Kadın gayet sade ve tabii su- rette elini uzattı. Bu tavru ile mak istemişti. Dedi ki: — Mümkün değil .. Şim- diki zevcim beni kâfi derecede mes'ut ediyor... Bütün ümidi yıkılmış bir hal- de başı dönerken, bastığı yeri bilmiyerek kapıya doğru ilerle- di, çıktı. Her şey bitmiş, nedametten beklediği son ümüt te yıkılmış- tt. Fakat en elim şey şu idi: U- nutamıyordu. radan çıkıp gidiyordum, İçimde hapsini ikmal edenlerin hür- riyeti, prangaları çözülenlerin #erahlığr, gurbetten dönenlerin tez canlılığı vardı. Ulviyeye: — Bir dakika dur... ., Dedim, İki satırcık bir mek- tup yazdım: —Cahit. Ben hâlâ yalıdayım. Uyuşukluğuna. hayret ediyo- rüm. Nişanlın sahte bir nikâh- sen meydanda “yoksun. Ne yap men beni götür... Gözlerinden öperim. filân olur... bilse hemen gönder mektubu yazmaklı hemen kur- : ; 1 Sanki, benim de ağzımda İ- artık aralarında konuşulacak; hiç bir şey kalmadığını anlat- la buraya kapatılmış dururken! yap beni kurtar ve mümkün o-|mek tabildir. Bizimkisi kaba- lan tedbirlere baş vurarak he-| hat değil amma,ne olsa yine Bu bir kaç satırı bitirir bitir- ka Ele geçersek, benim için hiç Bilmecemiz 123 45 6789101! 1? 34 EE, Bugünkü bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan sağa: 1.— Yapmak (4). Aletler (4) 2 — Uyanıklık (4). 3 — Leke (3). Valide (3). bü yük (3). 4 — Zaman (2) Başına bir (k) gelince ateş kesilir (2). 5—Cet (3) Dem (3). yap- mak (3). 6 — Yuva (2). Değnek (3). Nota (2). 7 — Kalın kumaş (3). Cilve (3) Ansızın (3). 8 — Nota (2). Uzak nidası(2) 9 — Bir nevi kuş (3). Yükselt mek (3). Beyaz yağmur (3) 10 — Yemek dükkânı (7). 11 — Piyanko (4) göstermek (8. Kömürciyan B. asarından Ameli hesabı ticari 120 Ameli usulü defteri 4 kısım“ 150 Ameli ve tatkiki kambiyo s0 usulü: Yeym. 1. Kebir 75 i Yeni muhasebe usulü 173 Ticari malümat ve bankacılık — 150 İktisat ilmi ı Ametiki ipr.HORHORUN Frengi Belsoğukluğu Tedavikanesi Beyoğir Tokatlıyan yanında Mektep sokak No. 35 Tel 3152 mvzyene ber gün sabahun akşama Kadar Mektepliler müsabakası : Dayinlere son cevap 81. inci haftanın .birinciliğini “ Haftanın en mühim haberi: Maliye vekâletinin o dayinlere verdiği son cevaptır. Malüm- dur ki Türkiye cümuhriyetinin büyük bir dürüstlükle peyder pey vermeği kabul ettiği Os manlı borçlarının teşrinsani tak siti yüzünden, dayinlerle Mali- ve vekâletimiz arasında muha- berat cereyan etmektedir. Bune sebepte bu defaki taksitin an- İcak üçte birini hazırlıyabildiği mizi bildirmemizdir. Hâmiller, bu vaziyet karşısında bizi 1928 muahedesi ahkâmma tamamii riyate davet ediyorlar ve mir tehassıs M. Ristin raporuna nf zaran Türkiyede tediye kabili: yeti mevcut olduğundan teşri; Sani takistini tamamen : tediye etmezsek, taahhüdatımiza ria- yetkâr olmadığımızı ilân ede ceklerini yazıyorlar. Maliye ve: kâlei bu telgrafa verdiği cevap ta mevzuu bahs meselenin bir kambiyo buhranından mütevel Tt ihtiyati bir tedbir olmadığı" nı, ancak iktısadi vaziyetin icaf ettirdiği tedabiri esasiyeden o! duğunu ve esasen M, Ristin ra porunda, Türkiyenin mali vazi- yetindeki müşkülât nazarı itibe ra alınarak, Osmanlı borçlar! tediyatında bazı müsaadat der pis edilmesini kabul ettiği zili olunmaktadır. Vaziyete bakılıf sa Türkiye, vazifesini oyapmı oluyor.. Ve yapacaktır. Fakat pek tabiidir ki, bu key - fiyet şu şartlarla mukayyettir İktısadi vaziyetimizle mütenâ' sip tediye kabiliyetimiz ve ma li istiklâlimizle, Halâ nizam getirilmesinden maf onu Yenikapı yirmi dokuzu Çat ladıkapı ve S1 i Samatya iekelele- rinde olmak üzere mtsedere edilen cem'an 74 çeki meşe ve 16 çeki gürgen odunu 7-12-930 pazar günü ihale - edilmek O Gzere çıkarılmıştır. Taliplerin yevmi mere kürda suat üçte Defterdarlık bilme sındaki ihale komisyonuna müra- enatları, Dr. Taşciyan Zührevi hastalıklar tedaviha” nesi İlminönü Minasyan ecze- nesi karşı sokağında No 4 doveranını Il | tuluyordum, hemen Cahidi ya: | miş. Kızcağız, daha mektubu a|ruhiyemi, yeni düşünüş tarzon nımda buluyordum, hemen bu-| İrp ta koynuna götürürken paşa | mul kapıdan içeriye girdi. Ulviye hemen iki kat oldu: — Buyursunlar efendimiz... Paşa bir ona, bir bana baktı, Bilmem bir şeyin farkına vat dı mı, varmadı mı, Ulviyeye: — Haydi sen çık!.. Dedi. Nede olsa ikimizin de içimiz titriyordu. Kabahat işli- yenler için yüzlenmeseler bile bir ürperme geçirmek, Aman farkına varıldı mı?.. Diye bir lâhze tereddüde düş bir başkasından korkarak, çeki nerek, sakımarak yaptığımız bir şey yok Ulviye için Bu yüzünden paşanm ne iyleyeceğini merakla bekliyor dum, Fakat her halde hiç bir şe yin farkında olmamalı ki, İlk sözü: — Nasılsınız Hanımefendi?.. Oldu. Bir an evvelki halet Takiltlerinden mağ» Harik, hayat, kaza ve otomobil sigortalarınızı Galatsda Ünyon hınında kâin ÜNYON SİGORTASINA Yaptırınız. p Türkiyede bilâ fasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır; Telefon: Be) iztirap çekiyor musunuz? Ağrı hissettiğiniz yerde hemen ol0AN8 UNIMEAT koyumuz; hemen ağrınızı teskin eder, Kanıt ihya, iltehabı tenkis ve ağrıyı © izale eder kınınızl ölü - 2002 hafaza ediyordum. Cevâ! verdim: — Teşekkür ederim... 3 Bunu, benim ağzımdan İl defa işitiyordu. Hayret eder £ bi oldu, dudaklarında toplansi neşeli tebessümü saklıyamadi — Çok memaun oldum... Dedi, yanıma geldi. Bu ba” ret ediş, tebesilim beni de rar düşündürdü, ve, Kararı çiy rik — İnattan bir şey çıkmay” cak. İki taraf ta ayni halde z dıkça sonu gelmiyecek, ber 4 j

Bu sayıdan diğer sayfalar: