“Fikir, . Milliyet! Asrin umdesi “Milliyet” tir 16 TEŞRİNİSANİ 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- “ Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3912, 3913 Sütlü kahve rengindeki çocuk ABONE ÜCRETLERİ ler besliyordu. Öyle, fikirler ki MİLLİYET Mizah, Edebi —İngilizceden— OR Türkiye için Bariş iin) İngilterenin eski ailelerine| Zonci san'atkkârın sevdiği kadın Ne yay ve bre Ba mensup bir gençti. Yüksek tah-| kendisini terkedip beyaz bir mu Me © ”. 2700”, İsilimi bitirmiş, yeni yeni fikdir-| sikişinasla başka bir tarafa git- miş, zenci ressam da tabancası- Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş, tur. Gazete ve matbanya ait işler için müdiriyete mürmenat edilir. Gazetemiz ilânların mesuliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün baratei en çok 15 enaz 6 derece idi. Bugün rüzgâr mütehavvil esecek hava açık olacaktır. Külâh satışı Nedense insanlar arasında! hiç değilse bizim memlekette. külâh giymek pek hoş bir mâ- ma iade ötmez ve kimse de kü- lâh giydiğini ikrar etmez... Giy “diren de: — Ben külâh giydiririm! di- ye övünmez.. albuki iki gün ev vel bir gazetenin ilân kısmında “Bacalara mahsus külâh,, ilânı| gördüm. Her giydiğimiz külâh m, şu baca külâhında olduğu gibi hiç olmazsa markasını bil- sek, eskidik, veya değişt çe ayni markadan alır, ted olmazdık.. Bence külâh giyme hususunda bacalara gıpta edi- yorum!. Bir hesap süali! İktisadi bir istatistiğe göre bu sene memleketten 6000 kilo; afyon çıkarılacakmış. 6000 ki- io afyondan acaba kaç kişi ü- Er. İki yakamız! İ Fırkalardan bahsediyorduk..| sis fırkalardan bahsediyor- edi ki: zim iki benzetilebilir?1 w ve ilâve etti: — Bizini iki yakamıza!, FELEK fırka neye Reşat Enis Kılıcımı larımız artık İeski İngiliz telâkkilerine hiç uy muyordu.Onun için bu asil gen cin muhitindekiler kendisini ga! rabetle itham ediyorlardı. İngi- liz gencinin, akrabasına ve dost larına garip gelen fikirleri ara- sında en mühimi ırk farkı hak- kındaki düşünceleridi : — İnsanlar arasında ırk farkı diye niçin bir ayrılık olsun?.. Artık bu eski fikirlere veda et- mek zamanı geldi. Bizim beyaz kendini tüketi- yor. Onun için siyah insanların yardımına muhtacız. Ya dünya yüzünden kallkacağız, yahut da siyahlarla izdivaç münasebeti tesis edeceğiz. Büyük Britanya daki beyaz İngilizle, Afrika or- tasndaki siyah arasında bir fark görmiyorum. Bu felsefeyi kabul etmeyen dostlirmm cevapları, itirazları genç İngiliz asılzadesini kanaa tinden vazgeçirmeğe kâfi gel- medi. Hayatın bir tesadüfü, hiç beklenmedik bir tecrübe karşı- sında kaldı. Kendisine: — Sen bu fkirde oduğunu söy lüyorsun, fakat İngilberedek! güzel kızları bırakıp da syah bir kızla evlenmeğe razı olacak) mısın?.. Diye soranlara hiç tereddüt etmeden; — Evet cevabını veriyordu. İngiliz genci gezmek için Pa- rise gitti, Orada bir tesadüf kar- şısma bir Fransız dilberi çıkar- dr. Bu tesadüften memnun olan İngiliz delikanlısı yalnız bir şe ye müteessifti: Bu kadın beyaz dı! Bir gün genç kadma aşkından bahsederken oda kendisinin genç İngilizi sevdiğini söyledi. İngiliz genci zenci hakkındaki fikrini ona da söylediği içn ka- dın gülerek; — Beni nasıl oluyor da sevi- yorsun?.. Ben siyah değilim, Dediği zaman genç İngiliz İ daha ileri gitti: — Zyanr yok.. O kadar sevi- yorum ki seninle evlenmek isti yorum. nı beynine sikmıştı. Bunun üzerine İngiliz genci sevdiği Fransız kadınına sordu: — Artık evlenmemize bir mâ ni kaldı mı?... Seni alamaz- sam öleceğim... — Sen bir İngilizsin.. Ailen senin için kimbilir nasri bir kız intihap edecek.. Ben ise mazi- si sence meçhul bir kadınım. Be ni alırsan ailen benden nefret edecektir, Ben buna tahammül edemem, Kadın genç İngilizin izdivaç teklifini hep böyle reddetti. F: kat genç İngiliz o kadar sevi- yodu ki aldığı ret. cevaplarma rağmen bunda ısrar ediyordu. I Nihayet kadın bir gün dedi ki; — Seninle izdivacımıza im- kân yok.. Çünkü ber bir müddet İsonra ana olacağım. Zenci ko- camm bıraktığı sütlü kahve ren cek... Düşün bir kere: Seninle benim aramda bir süt| lü kahve renginde çocukt... | Genç İngiliz tekrar gelmek| üzere Londraya gitmişti. Fakat| bir daha genç kadın kendisin- den bir haber alamadı. Kadm kendi kendine: — Bu sütlü kahve rengindeki gocuk masalını uydurmasaydım genç delikanlı beni alacak ben e mazisi meçhul bir kadın o- larak İngiliz ailesi arasında da- ima istihfafla & görülecektim. Hem delikanlı, hem ben kurtul duk. PERTEV Müstahzaratı fabrikası Pek NEFİS oli ve TÜRK es san'atı mamulâ- tını muhterem ehaliye takdim eder: KREM PERTEV PAZAR 16 TEŞRİN ŞANI 1980 Mektepliler müsabakası : İstizah takriri 79 uncu' hafta birinciliğini Vefa orta mektebinden birinci sınıftan 492 Enver B. kazanmış, yazısı şudur; Haftanın er mühim haberini Fethi Beyin M. Meclisine verdi gi istizah takririnin müzakeresi ve bu arada€.H. F.ileS, F. er- kânı arasında yapılan münakaşa lar teşkil etmektedir. Halk Fır- kası hükürneti, meşrutiyet tari- hinde bir misli daha görülme- miş şekilde kendi sinesinde doğ masına müsaade ettiği Serbest Cümhuriyet Fırkasınm Meclis- te kendisine muhasım bir vazi- yete geçmesini de hoş görmüş olduğunu istizah takririni bul etmekle bir kere daha ispat etmiş oldu. Demokrasi ile idare olunan memleketlerde bu kabil münakaşalar sık sık olur ve ikti dar mevkiinde bulunan -ekseri- İyet fırkâsr hükümeti akalliyet | fırkası mebuslarının açacağı isti İzahlara her defasmda cevap ver mek mecburiyetini hisseder. İli fırkah Meclisimizin bu günkü manzarası, yarın için parlaman- tarizm noktasmdan verici bir mahiyet arzetmekte- dir, Temenni ettiğimiz şey, fır- ka milnazaalarında işin şahsiya ta döktilmemesidir. gindeki çocuk dünyaya gele-|- çok ümi Bir zıyaı müessif Askeri baytar tatbikat mektebi Imtant hastalıklar muallimi Miralay 'ahsin bey bir senedenberi et kan- serinden rehayap olamayarak irtihal etmigdir. Öcnazesi vazife arkadaşla nın ve “talebelerinin Haydarpağndaki Askeri baytar tatbi- e “nakledilmiş ve orada ini ihtiramiyeyi müte- akip Karaca Abmette Şehirlikde met- fun İlim arkadaşı Şehiti fen Ahmet beyin yanıma. defnedilmişdir. Miri mumsileyh mesleki Baytariyenin u- mnmış güzida ve kiymetli bir şabak yeti idi. Gehç yaşında ölân merhu- m ve kadaşlarıni beyanı teziyet ederi; Liseler mubayaat komisyonu riyasetindet: Istanbul erkek lisesi pansiyo- nunda yapılâcak İnşaatın kânu- nuevyelin 7'nci pazar günü saat dörtte kapalı zarf usulile iha lesi tekarrür etmiştir. Talip olan- ların tekliflerini Galatasarayda komisyonumuza vermeleri, şe- rait ve keşilleri görmek için İstanbul erkek lisesine müraca- atları, a2) | vat, Sarrat ii GLORYA SİNEMASINDA ( Henry Butaille ) in şaheserinden müktebes tamamen Fransızca sözlü AŞK COCUĞU Filmi j JEAN ANGELO, EMMY LYNN ve JAGUE CATELAINE tarafından tem: Bilmecemiz 128 45 6 7 891011 1 Meşhur Viyolonist JACOUES THİBAUD tarafından verilecek konserlerin biletleri yarından itibaren bilmecemizin halledilmiş gekli ka- arzusu İle | an dilerken Kederdide valdesi | 12345 6 7 891011 y iğ | l ! Bugünkü bilmecemiz Soldan sağa ve yukardan aşa 1 — Köpek (2). Beygir (2). 2 — Havadan haber veren yer (9). 4 — Duman izi (2). El (5). Uzak nidası (2). 5 — Nida (2). Erkek (2). İ 6— Adet (4). Aşk ilâhr (4) 7 — Teessüf nidası (2). Ayı) yuvası (2). 8 — Başına bir (A) gelirse (cet) mânasma gelir (2). | 10 — Ferda (9). 11 — Hicap (2). Başına bir! — (A)gelirse valide olur(2) İ li B. Darülbedayi temesiileri Ba akrm ranga BELEDİYESİ, vr rn ÖĞESİ Bir karak İl devrildi TN tarihi piyes 3 perde 3 table a 7 bey Bu akşam Millet tiyatrosünda Şeytan 5 perde 1 tablo eee .—.... Istanbul belediyesi l t işi iz Ma aş Celi gişelerinde Ne ve tülebi akşam Meşhur tenor büyük gala Bilecler sabah saat MADAME GABRİELLE DOJ İLE GİL ROLAND “Turn Yarın akşam MELEK En güsel bir dyairo piyesi ile kıyas edilebilen SEVGİNİN ZEVKİ muazzam Kransız sinemasında | ilânları ; <2 vee ve ae a“... em.) FRANSIZ TİYATROSU 10 dan edilebili: | b*444440 44449, Önümüzdeki 19 teşrinisani perşembe akşamı saat 21,30 da Fransız Tiyatrosunda Berştavnin şaheseri U v 4) ı i satılacaktır. | 009100000006000 umumi üzerine saat 940 da Majik Sinemasında i RİCHARD TAUBER'in DETGİLINN SON $Ei filminin ene edileceği 2 nal haftanın başlaması münadebetile temsili müsameresi A itibaren “tedarik ri RİAT VE PİERREM AGNİER Gala müsnmereleri. Fİ y mesinin | Ni ” 4 p , ” ISRAEL | 20 Teşrinisuni Perşembe akşamı M LE PROCES DE MARY DUGAN ” OZ EE EEE EĞİ New - York'ta opara'nın meşhur tenoru DENİS KİNG * AŞK RESMİ GEçioi , Mİ | minde dinlenen büyük muganniş” İl JEANNETTE MAC DONALD Ne birlikte l (SERSERİ KIRALİ| renkli olarak gevrilen büyük ops İl ra Bilminde çarkı söyleyecektir. İİ Ç Rudolt rim ) in mustlelg Metropolitan TUAL SINEMASIND En güzel sineme yıldızı J0LORES OĞLAN sesli bir dram olan EVANJELİN filminde pırlak muvafinkıyot Ke zanıyor. İlavateni 2 kısımlık sesli komedi sürüyorum mevsiminin ilk ve Cevabını vermişti. Fakat buna! bir mani vardı: Genç kadın sim| | siyah bir zenci ressamın zevce- Briyantin PERTEV Neşriyat MN GL a a a ig ey ei en kuvvetli olacaktır. AHMET HALİT Kütüphanesi Yarın çıkıyor DARLinZ MEKTEBİNDE 30 derslik bir kurs Ecnebi memlekeşe bir müddet Bulunmağa muadildir. Ve fi daha ehvenc HAN, İstanbu eseri | Diyerek elini sıkıp çıkaca- © Zum. Halbuki, o hiç kendisini © bozmadı. Neticeyi bıraktı, on © başa döndü: diye bir arzumu arzetmiştim... Hemen kestim. — Evet paşam. Fakat, kabil — olamıyacağımı arzediyorum. Nişanlıyım. Paşaya bu da yetmedi. Sözü- » nü ne kadar kessem, ne kadar: — Beyhude konuşuyorsunuz © paşam... © Demeye çalışsam, o yine bi- — — Size perestiş ediyorum... İsiydi. Nasıl ayrılacaktı?.. — Ben, diyordu, bü zenci san İatkârı sevdim, ona vardım. Na- sıl ayrılayıma Beyaz kadın bir zenciyi sev- miş, ona varmıştı, İngiliz genci ise siyah kadın almakta hiç bir beis görmemekle beraber bu'be | yaz kadının aşkını tercih ediyor | du. Hayatın akıl ermiyen tesa- İdüfleri vardır ki hâdiseleri tesri eder, Bir gün bütün Paris şu ha ber karşısında kaldı; zenci res-| sam birtiyatro dilberile kaçmış, zevcesini bırakmıştı.. Çok geç- meden şu haber de duyuldu Etem Bum Dedi, — Size bütün kalbimi veriyo- rum. Dedi. Ve. Aklında, dilinde — Efendim, Rüştü Beyefen-| ne varsa sıraladı: — Bütün servetimi size terke deceğim. — Sissiz olamıyacağımı anla- yor. hep seni tahayyül ediyo- dım.. — Hayatımda ilk defa e e ma çıkan ve gönlüml hemen yüliyen kadm siz oldunuz. ... — Burada oturmazsanız, köş ke, konağa çıkarız. — İsterseniz İstanbulda, is- tururuz. ... li kiys.. iyerden kalktı, yere diz çöktü, ni yerden başlıyor, anlatı-| terseniz Mısırda, isterseniz Pa- topuklarımdan tuttu, dudakları riste, nereyi isterseniz orada o- nı ayaklarıma götürüp: Pertev diş ma- cunu, Pertev ko- lonyaları, Pertev PÜDRALARI mes'ut etmek için elim den gelebilen her fedakârlığı ben istiyebilirsiniz!. . Hele bir an; bi bütün de- Zişti, biraz da lâübali, erkeğe hiç yakışmıyan pozlarla ayak- larıma kapanır gibi oldu, yal- varmaya başladı: — Seni çok sevdim Belkiys!. — Sen benim canım, kanım, kalbim oldun Belkiys!, . — Sensiz yaşayamıyacağımı anladım. İM gündenberi senin Aşıkı nim? — Hayatımda huzur kalma- dı Belkiys. Hep seni düşünü- — 2 ülkümme kabul et Bek — Yalvarıyorum Belkiys!. . — Ağlıyorum Belkiys!, . Ve... Yine biran oturduğu — Bana acıymız Belkiys Ha nım | Himayei Ezfal Cemiyeti Bakırköy | şubesi tarafından Bakırköyünde inçe edilecek Doğum evinin katiyyesi teşrinisaninin 21 incel cüma günü Bakırköy Halk fırkasında cemiyetin daire sinde öyleden evvel san 10 buçukta icra kılınacaktır. Münal edecek olanların bu baptı me ve torofyaları 100 kuruş bilinde olmak üzere 17 gününden it 2 buçuk şarta. muke: teğrinisani ber gün 5 buçuğa pazar . yldem sönrü kadar Divanyolunda Eski Şark mah- filinde Niğniye Mütebassısı Doktor Ravf beye müracaut eylemeleri ldzu- mu ilân olunur. İstanbul Belediyesinden: İstan. | bol tebhirhanesi kapısı haricin. | de bulunan etüv, mahallinde pa- | Va is Yar ve alan Dr.HORHORUNİ gayet çık ve lüke tamamen Fran- masusa- | zarlıkla sutlacaktır.. Taliplerin | 18-11-9030 salı günü saat İ4de mezkör mahalde bulunacak mö- müru ma suna müracaatları, “Btenbul tidiret müdürlüğünden Türk debbağlar cemiyeti nin idare heyeti 16. (1. 430 pazar günü Ye dikule'de Kazlı çeşmede eski es naf Jokuncasında saat (0 dan 12 ye kadar yaılncağı dlâkadır cana İlâr olunur. seren sözlü Vodvil operet. İlâveten: Sözlü ve sesli FOX ve şarkılı avadisleri Harik, hayat, kaza ve seviyorum Dedi. Ayaklarımı zor çektim, utandım, şaşırdım. Bu yalvarış, bu tazallüm, bu ayaklara kapanış insanı hakika- ten şaşırtıyor, mukavemetini za yıflatıyor, diline tutukluk veri- yor. Fakat, ben yine bir taraf- tan şaşkın şaşkın bu sahneler içinde çırpınırken, bir taraftan da kendimi tutmaya çalışiyor, — Rica ederim... — Sizinle evlenemem... — Nişanlımı çok seviyorum!. Ayrılmak mümkün değil. — O da beni çok seviyor. — Biz karı koca ancak onün- la olabiliriz. .. — Sözlerinizi kabul edemedi. ime çok mütcessifim. .. — Rica ederim, beni üzüyor. u kadar kâfi efendim... — Size bir dost olarak kala: cağım paşam. ... Diye, bir şeyler söylüyordum. Fakat, o bunları hic dinlemiyor. . ee hep kendi bildikle, ,| Tüyordu. Öyle de komik ki.. Bütün bu biribirine zıt heyecan sahneleri içinde adamcağızm Mısır şive-! side insanm kulağını durmadan | gıdıklıyor. Herhalde Mısırlı di-| linde Türkçe çok tuhaflaşıyor, insanı çok güldüren bir hal alı- yor!.. Bizim Böyle karşı karşıya ge- sip, — Olurdu.;. — Olamazdı... Diye biribirimizle çekiştiği- miz sıralarda yine o siyah kız, kapıyı vurdu. Paşa bu defa, Arapça değil, Türkçe: —Gel., Dedi. Kız geldi, her vakitki kul hahile: — Geldiler efendimiz. ır. .. Dedi, bekledi. Paşa kısaca ce- vap verdi: — Pek âlâ.... Söyleyiniz baş- lasınlar?.. Ha- Şimdi nikâhımız kıyılacak Belkiys Hanımetendi?. Dedi. Durup dururken bir kur Şun insanın beynine sıkılınca ne yapar, ne olursa ben de öyle ol- dum, beyninden vurulmuşa dön düm, Kafam sancılandı. Dehşet le yerimden fırladım: — Net, — Nikâhımız mı kıyrlacak?. , Onun yalnız: — Evet. Diyişini işitiyordum. Ne ya- pacağımı bilmiyordum. Oda, eş ya, insanlar yavaş yavaş gözle- rimden siliniyor, bakışlarımın önüne kara bir duman tabaka- 8x çöküyordu. âh, aklımdan geçiyordu. — Boyuna atılayım, Bütün gücümle sıkayım.. Sıkayım ve... Boğayım!, . — Elime ne geçerse kaldıra- yım, şu adamın başına atayım... Diyordum. Fakat, bunun iki- Galatada Ünyon hanında kin ÜNYON SİGORTASINA Yaplırımız. Türkiyede bilâ fasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON | Frengi Belsoğukluğu Tedavihanesi Beyoğle Tokatlj#* yanında Mektap sokık No. 38 T& 4159 wwsyene her gün sabahi ama kadar lom bi ranır ağa | vaz, avaz bağırdım: — Ne nikâhı?.. — Nikâh ne demek?,. — Beni ikâb m” İsil kıyrlabi — İstemiyorum. ., — Evlenmiyorum!,. Daha sonra, ağızıma en ağır kelimeleri söy! hakarete başladım: — Sizi sevmiyorum. yorum... ji — Ben satılık cariye deği limf, — Sizden nefret ediyorun”., — Siz fena bir adammışsın!*" — Beni bırakınız!, — Sizin bütün servetiniz Pİ nim için beş santimlik bir met ifade etmez!.. — Beni satın alamazsın!” . Üzerine koştum: — Çabuk beni bırakınız. — e diyorum! . Salondan dışarıya K ai istedim, Arkamdan vee ti, gel sini de vabamadım. edece a (Bitmedi)