Fiki Asrın ümdesi “Milliyet” tir 1 AĞUSTOS 1930 İDAREHANE — Ankarâ caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- Telefon numaralı: Istanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 1400 1400 “ 2700 Gelen evrak geri verilmez mü , Gazetemiz ilânların mesuliyetini kabul - etmez. Bugünkü hava © Dün bereret en çok 96 enaz Je rece âid. Bugün hava açık olacak ve rüzgâr mütchavvil eseçektir. Sulânmak! Bir şeyin bir kimsenin, tatli- nin, şekerin sulanması, hatta “monden,, yerlerde ağzm Sulan © ması, erkekler arasında gözlerin © sulanması pek makbul değildir * amma sokakların sulanması bu- ” olan nokta şudur ki, devletlerin! oldükları “malümdur. Fakat bu Emanet, bu sene her seneden fazla sokak sulatıyor. Bunu iti- raf etmek hakşmaslığında bu- tunmalıyız. Lâkin son günlerde bu işe de şeytan karıştı. Sokak- © ları deniz suyu ile suluyorlardı. © Deniz suyundaki tuz kuruyup gözlere kaçıyor ve gözlere zarar > veriyormuş. İşte bu endişedir ki zaliba sokakların - sulanmasına mâni olacak. Bara sorarlarsa bunda hiç 3ir mahzur görmem, Sokaktaki 5in türlü pistikler toz olup gö- #ilmiize, ağzımıza, burnumuza caşacağıma varsın gözümüzetuz saçsm. Zaten hayat okadar tuz .u olduki gözümüzün bu tuzlu- © Cuktan nasıbedar olmaması ga- © oyrıtabii oluyor, p Sıcaklık!. e bir gazete yazdı. Urfada hararet gölgede 40 dere seyi güneşte 72 yi bulmuş. Gü- eşte yumurta pişiyormuş. İran “ibir dostum bunu görmüş bana “dedi ki: ©” — Bizde ıssicah daha çoh o- ar... Eyleki tavuklar yumur- ayı pişmiş yumurtlarlar. Mesleki hasbihal. . . ii ı sim Adalı avukatlar geçen gün © İZakacığa gitmiş eylenmişler ve “ir gazetenin ifadesine nazaran “ıralarında “mesleki” hasbihal- k Ter ile hoş vakit geçirmişler © Ben bu haberi okuyunca gül © Olm. Gezmeğe, eylenmeğe gi- © © len avükât hiç mesleki hasbi- sal eder mi?.. Bir arkadaş cevap erdi: *. — Birâder “mesleki” yalnız | N | İt 3) — Eserlerini okumüşsunuz. Bu ezeli; ebedi bir meslek zâfı! | I ilrüktü yapılmış Ir, Politika aa Briand'ın Avrupa birliği hak- kındaki notâsınalşviçreden ma- da, bütün devletler cevaplarını vermişlerdir. Gelen * cevapların bir bilânçosunu yapmak faydalı dır, Briand 26 devleti davet et- 25 devlet cevaplarını vermiştir. | Briand'ın projesini hiç bir kay- de tâbi tutmaksızın kabul eden i ancak üç devlettir: Yugoslavya Çekoslovakya, ve © Lehista: Küçük itilâfın âzası olduğu için İ Fransaya yakın olması lâzımge- İlen Romanya bile projeyi ; an- cak mühim kaydi ihtirazi ile ka bul edebileceğini - bildirmiştir. Belçika da kuyut dermeyan et- miştir. 17 devletin verdikleri cevap ret mahiy de telâkki edile- bilir. -Bu devletler | şunlardır; İngiltere, Almanya, İtalya, A- vusturya, Belçika, Danimarka, landiya, Yum. nk, irlanda, Latvi Norveç, Romanya, İspan ve İsveç, Macaristan, Portekiz, Arna- vutluk, ve Luksemburg'un çe- vapları da ema iktisadi te: yirine yacağı mer. |kezindedir ki, bu ihtirazi kayıt / Fransız noktai nazarının €sası - na taallük eder Bizim için en şâyanı dikkat on. biri bizim de birliğe dahil olmamızı cevaplarında saraha- İten istemişlerdir. Bu onbirin dokuzu Rusyanın da girmesini talep etmiştir. Hem Rusya, hem de Türkiyenin girmesini istiyen İller şunlardır: Almanya, İtalya Danımarka İ Binlândıya Felemenk, Latviya, Litvanya, Lüksemburg Norveç. Yalnız bizim girmemizi isti- iyen Yunanistan ve Bulgaristan Idır. Yunanistan, Türkiyenin girmesini istemiş, fakat Rus- yadan bahsetmemiştir. Bulgar- istan ise Rusyanın" girmesinde işimdilik mahzur olduğunu kâ- ibul ettiğini, fakat bu mahzu- rün Türkiye hakkında asla va- rit olmadığını bildirmiştir. İşte Briand'ın notasına veri- len cevapların bilânçosu bun- dan ibarettir. Bu hülâsadan anlaşılacağı üzere, proje, ümu- miyet itibarile, hiç te müsait bir kabul görmemiştir. *. Amerikan Ayan Meclisi Lon- İdrada © imzalanan bahri tahdi- İdi teslihat mukavelesini 9 re- ye karşı 57 reyle tastik etmiş- tir. İmzalandığı günderiberi bu İmukavele etrafında o kadar gü ve ayet ! Mecliste öyle İ hukuki mı demektir?! dedi, sus- J tum. Üsküdardan mektup Yazan zata Taksimdeki ağaçlar münase İbetile rüfekamızdan biri hakkın İda yazdığımız satırları dercede- memekteki mazeretimi siz de İ teslim edersiniz efendim. FELEK Mühmüt Yeğöri — Fakat bunların mn bi rini tercih ediyorsunuzdur. — Diğerlerini beğenmiyo- - Mizah, Haftalık icmal mişti. Bunlardan bügüne kadar! MİLLİYET o CUMA I vee $) ra hedef olmüştu ki, bu kadar büyük bir ekseriyete iktiran e- deceğine kimse ihtimal. vermi- yordu. Bu netice her - halde | Reisicümhur Hoover - için bir muzafferiyet telâkki edilmek lâ zımdar, Dörede yi Köy kizlârı : yikaniyorlardı. | Vakit akşamdı.. Gökte ay var- | dı. ve derede binlerce söğüt göl gelöri.. Bu gölgelerin kararttığı gü-| müş su,genç kızlarıngölgelerini halka halka sıkıyordu... Kahka halâr suyun sathina © çarparak saz dehlizde inliyord Ne sicak bir günün akşamıy?| bu akşam... Güneşin battı-| Diğer taraftan tahdidi tesli hat meselesi İngiliz Avam ka- marasında şiddetli o münakaşa lâra sebep olmaktadır. Hükü- met bu yüzden iki cepheli hü ıcumlar karşismda kalıyor. Bir İtaraftan muhafazakâr İrrkânın isâğ ccnahı, diğer (taraftanda İkendi mesai fırkasınn sol'ce- mahı. Churchill tarafında tem- sil edilen birinci zümre, her nevi tahdidi teslihat (Fikrine Bı dağın sarkası bile hâlâ kızıl muhalif görünüyor. İngiltere |bir çember içinde bunalıyordu nin. asırlardanberi müdafaasmı| Köy korularında ne kadar kuş |bu kadar ihmal ettiği görülme!varsa derenin serinliğine i| İdiğini iddia ediyor, Sosyalist şişmüşlerdi... Kurbağalar su 1 lere gelince 3 bunlar namına söz| 4 dı ân baş çıkarmiyorlardı. ve sö-| il 21 gütler. inçe &ilarile durgun su yun yü lıyordu. , Genç kızlar hâlâ sudan. çıkmıyorlar ve mütemadiyen kahkahalarla etrafı çınlatıyorlardı... Civatda| hiç bir erkek yoktu. Zaten bi tün köyün erkekleri de bu s atte kızların dere boyunda ol duklarını bildikleri için bu ta- rafa hiç uğramaz görünürler- - nin' teslihat için fazla fettiğini! Bildiriyor. Bu; biribi- rine zit iki fikir arasında mu xavel aftar büyük €t vardır inü olan gelince, 'burada da mukave tastikine emri vaki nazarile. “bakılmaktadır. Gerçi başta Amiral Togo. ol İmal üzere, bazı nüfuzlu Ja- ponların mukaveleye aaleyhtar itirazların, .mukavelenin taşti- | gürtlenlerin arasında dolaşsa, kini “tehirden başka bir tesiri|gizli gizli onları seyreden nice olmıyacağı tahmin edilmekte-| uçarı çapkınlara tesadüf eder- dir, . İste derenin içinde yıka— ) *.. | ei nan kızların er güzeli olan Fat İngilizler Hint lideri Gandhi “ile anlaşmak için neticesiz kal |kibi olarak belirmektedir. mağa mahküm olduğu anlaşı- “a. ilan bir teşebbüsyapmışlardır.. . Rusya ile Amerika arasında Hint umumi valisi, Gandinin| siyasi münasebat yoktur. Fakat zindanma bir heyet göndererek | buna rağmen - tiçari - münase hükümete (— karşı mukavemet!bat teessüs etıpiş ve devam €- | bareketinden © vazgeçilmesi | degelmişti. Son-hafta zarfında şartile şimdiye kadar alınan fev| bu münasebatın da inkıtaa uğ- kalâde tedbirlerin refedilmesini | adığı anlaşılıyor. .Bu neticeye teklif etmiştir. Gandinin bu- | müncer hâdisç gariptir. na muvafakat cevabı vermedi- e enkei Pimi As ği anlaşılıyor. İngiliz gazete-|'Uer<aya üçüz Kereste yollu- leri umumi valiyi bu harekete | Yördü. Rus kerestesile rekabet sevkeden sebepleri izah — eder-) edemiyeceğini anlıyan Ameri- - İken, sonbaharda (Londrada |X9 Kereste tüccarları, bu Rus İaktedilecek olan kongre için da. | kerestesinin Amerikaya girme- ha sakin: ve dah müsait bir |Sİ7İ MOM İhava hazırlanması maksadının şüymüşler ve Amerikalıların amil olduğunu Yazıyorlarsa da ei syade me erdal hakiki sebep, İngiliz ziliz — ihracat diklerinden, “ kerestenin kürek! tüccarlarmın tazyikleri olmalı- | mahkümları* tarafından kesil- | dır. Filhakika son zamanlarda! diğini, bu. zavallıların mesaile- | Hindistana İngiliz ihracatı pek! çinin mahsulü “olan kereste | azalmıştır. O kadar ki umumi; yin Amerikaya giremiyeceğini lihracat rakkamları üzerinde iddia etmişlerdir. Hükümet te, mühim tesiri .görülmiye başla| kereste taşıyan Rus gemilerini mıştır, Bü senenin ilk alti ayr geri çevirmeğe başlamıştır. Bu zarfmda İngilterenin umumi ih vaziyette Rusyanın da Amerika racatı, Almanyanın ihracatın» yasına karşı mukabelebilmi- - dan aşağı düşmüştür. İngiltere! silde bülünması ve iki memle- Haziran sonuna kadar 305.mil-İket arasındaki ticari münase « yon İngiliz liralık ihracat yap- batın irikitaa uğraması bekle- | mıştır, Diğer taraftan, Alman! nebilir., Hâdise, Rus-Amerikan yanm ayni müddet zarfındaki| münasebatı hoktai nazarında ihracatı 310 milyona baliğ ol- -| ne kadar ehemmiyetli ise, Ame muştur. Bu vaziyet karşısında! rikalılarnm garip zihniyetini Almanya, harpten evvel oldu-| göstermesi dolayısile o derece gu gibi, gene İngilterenin kar| şayanı dikkatti sısında müthiş bir ticaret ra-| A.Ş. ları birleştirmiş, biraz evvelki jrek ediyordum. Fakat görüyo. sinsi kavgayı unutmuşlardı, — 'rum ki... Nevres Vacit, Belmaya “sor. | Birden durdu Gu — Pardon. İşitiyorum ki, — Ya siz Belma Hanum!; “| kabil değilmiş! “Belki de unüt-! — Tamamlle Ferhündenin | tunüz, bir hütirlasanız. . | fikeindeyim. Belma ile Ferhunde, Rasih ler. Rasih Nevres omuzlarını! kaldrıdı, boynunu büktü — İdare edin. Benden-bir ha yi yok, size. 5 Nevres vacit, âğir ağır düşü timal veremem, — Niçin Beyefendi! / -— Çünkü bazı Tomanlarım- da sizin nefret edeceğiniz tipler! var. Onları sevmenize © imkân yok, nür gibi söylendi Belma süratlecevap verdi: — Romanlarımın isimlerini — Evet. . Çok doğru Beyefen!| söyleyiniz. Beraberce hatırlarız! AĞUSTOS kanan #— Hayır. . Buna imkân, ih- | Nevresç baktilar, imdat istedi- | ba di.. Fakat onlarda tasvir sahı'- ati, insanın nefretini gideriyor. | — Mersi, Belma» Hanım "Yalnız, size çok imi olarak soruyor ve fikri: lmak isti-! yordum. : Ben, eserlerimin hep sini ayni derecede sevmem. Ön olmaz mi2... Rasih Nevres, elile ağzmı ka! dı, başmı eğdi, Tehlike artık İkaçmılmıyacak hale gelmişti. İki genç kız, şaşkın - şaşkın bakınıyorlardı. - Nevres Vacit devam etti 1930 Edebiyat, kızlar manın nişanlısı da. dikenli bir böğürtlenin arkâsma sinmiş su- da mehtaba meydan okuyan sev gilisine bakıyordu... Mehmet Fatmayı ne kadar çok seviyordu. Onu Zaten ilk defa geçen sene böyle sicak bir günün akşamı “derede görmüş ve derhal vurulmuştu. Ne dol- gun vücudü, .ne parlak saçları vardı. Koyu siyah gözleri üze- rindeki buğusu silinmiş mür- düm eriği “gibiydi. Ne “yu: mu rak arkadaşlarımı :slatıyordu.. İşte o günden sonra Meh- met, onun arkasma takılmış ve birgün sabah serinliğinde Fatma çeşmede © bakraçlarinı doldururken ona ilk sevgi keli melerini söylemişti. Fatma bu müne bakarak dinlemi yüzüne sözler ti, Sonra Mehmedin bakarak ta gü Mehmet Fatmacığını ne ki dar çok seviyordu.. Ne kadar ni vermişti. Artık gece gündüz hep onu düşünüyor ' ve istikbale ait bir gok tatlı hayaller kuruyordu... Bu akşam da gene Fatma: uzun uzun görebilmek için burâya gelmiş ve saklanmıştı. Vakit hayli ilerlemişti.Gök te ay yükseliyordu. arkasındaki kızıl çember ge- cenin serinliği içinde erimişti. Söğütlerin gölgeleri uzamış ve suyun üstünü kafes kafes sar- muştı, Genç kızlar hâlâ suyun için- idiler.. Birdenbire dere kenarından bir çığlık bir feryat işidildi — Aman1... Koşun yeti — Yetişiiilin!, . Boğuluyort.... — Yetşin çocuklâr. . Sonra bir hırıltı bir inleme işidildi,. Mehmet derhal oldu- gu yerden fırladı koğtu.. Üstile başile dereye “atladı. Dimağı dehşetli bir yangınla tutuşu- yordu. Suyur içinde bile alnm- dan terler damlıyordu. Fakat nafile!.. Natilet.. Çok geç kalmıştı.. Ve zavallı Fatmacık bir az açılayım der. ken batak bir yere gömülmü; Ölmüştü... Mehmet pembe ağ zından su kusan biçare ölüyü kucakladı, Ve hınçkırıklar için- de, sahile çıktı. Etrafta çit yöktu.. Bütün kız lar korku ve heyecanla dişa- ri uğramışlardı.. Herkes zaval nı de ne tutunarak ayağa kalktı — Bana müsaade çocukler.. İki genç'kızın elini sıkmadı, başile selâm vererek yürüdü. O, ağır ağır uzaklaşırken, Belma i le Ferhunde: — Canı bir şeye sıkıldı gali- dediler, iler, Rasih Nevres,. kollarını ka- vuşturmuştu : — Zannederim. — Neden?.. — Ve haklıda,,. — Niçin canim? — Çünkü saydığı romanların biri babamin değildir! —ı17— — Sizin” erkeniniz bu mu, Hürrem Beyefendi? Hürrem Hakkı, gizli bir neşe içinde idi. Dans mezürü gibi a- yaklarmiı oynatıyor, yerinde du Tamıyordu: ik ellerle suyu dalgalandıra:! Yamacın| pt lk EU ei bilmecemiz. Soldan sağa. 1 Löz kayığı (4) “Felâket i 7 — İstikbal (5) Dem (3) 3. — Bakire (3) $ — Silâhlı sinek (3) Sevda (3) $ — Erkek (2) Nota (2) 8 — Mür (3) Köse (3) Emvali metrüke Satılık Köşk ve Yeşilköyde Şevketiye mah mara: Bodrum katında : Çamaşır! fak, odunluk, körürlük ve kiler. Sarrat | REMARİ ae ATİN ONAN. ! İLİ Dünkü bilmecemizin #alledilmiş sekli Yukardan 1 Uzak cak (3) 2— Cet (3) Nota (2) 3 «— Rabrt edat (2) $ — Fena gülmek (8) 7 — Yama (2) İştah açar (© 8 — Trabzonlu (3) Yaşa (2) 0 — Zaman (2) Beyaz (2) edeni (3) müdürlüğünde Bahçe Hisse ilesinde Aslân sokağında 8 tek, helâ, koridor, bir oda, Mi Birinci katı; Yemek odası (2) Nota Gİ İ salon ve koridor, İkinci katı: Dört oda ve bir banyo odası, ko balkoör ve helâ. Üçüncü katı: Üç mürlük. İkinci katında: iki oda, müteharrik büyük su kuyusu hammen ile 5/8,/930 tarihine mü: İlik suretile icrayı müzayedesi mu “İminat makbuzlarile İstanbul Mili syonuna müracaat eylemeleri. İli Fatmacığa acıyor ve tenaze- İsi başında ağlıyordu. Mehmet... Mehmet deli gibi idi.. Ne ya pacağını ne diyeceğini şaşırmış İt. Göğsü mütemadiyen inip kal kıyor, belinin ortasina bir kur şun yemiş vahşibir hayva gibi hırlıyordu.... Bütün ümidi hayali bir anda mahvolmuştu., Yerde kuru çalılar ve ıslak toprak üzerinde taş bir heykel gibi yatan Fatma artık onun sevisi arkasından © köşacak kuvveti kaybetmişti... Mehmet mütemadiyen inli- yor ve koyu toprak rengindeki çehresini uzun gözyaşları * yol yol oyuyordü::: —zavallı Fatmat., Gençli- gine doyamıyan Fatmat!.. ge O gece gözüne bir katre uy- kü girmedi.. Tezek kulübesinin içinde mütemadiyen toprağa ba kan gözleri, yerde ayaklarının dibinde uzanan sevgilisinin kı- zil dudaklı, pembe tenli haya- linden renk alarak kızarıyor, ve gözyaşları bir rahmet gibi bu hayalin üzerine dökülüyor- du... Artık dünya ona © haram ol —Sesinden kıpırdanışından...! — Rühların her anını keşfe- debili yorsun. — Lâkırdıyı karıştıra, söy- le. Hürrem - Hakkı, * pantalonu: hun dizlerini çekerek otürmuş- tu: — Sipariş ettiğim . kumaşlar gelmiş.” Nevres Vacit'in kolları yanı» na sarkıverdi: — Yine mi esvap yaptırıyor- İsun? Ah, bu senin şifa bulmaz illetin!, Bir gardrop dolusu kostümün, var. Bir çoğunu giy- meğe vakit bulamıyorsün. — Rica ederimi, devam etme, Sen, bu hususta konpetan de- | Hilsin her seyi ghline bırak. | — Ah, nc de büyük ihtisasla- rm var, Sinir vallahi, Hürrem.! Senin bir. kostüm yaptırıman,' i , sandık odası ve ayrıca işbu a“ kün bahçesi dahilinde bulunup birinci katında: kiler mutfak, koridoru havi 6 numaralı di. Fakat biri çıkıp ta eğer bö, onundu. . Ne kadar ora kendisi-) ile 10-14, 19 numaralı hanelere su isal edecek hava ve elekti 40 metre murabba bahçeyi temil köşkün 36 hissede Hazineye ait 25 hissesinin bedeli senede müsavi tekasit ile ödenmek üzre 15,000 lira bedeli sadif şalı günü saat 14 te p carrerdir. Taliplerin 2p 7,50 li Emlâk müdiriyeti satış ko muştu, .. Fatmanın aşkı ile lan kalbi, onun ölümü ile biri rut fıçısı gibi patlamış ve b mişti.... Mehmet perişandı.. B ... Aradan günler aylar geçri ti. Yazı sonbahar (karşı! sonbaharı kış kemirmiş ve # hayet gene baharın renkli gülümsemişti. Mehmet hâlâ müthiş sevginin acısını yi nı çekiyordu. Nihayet yaz geldi.. Güneşi ne ctrafr kavurmağa başif Dere kenarı gene akşamları # labalık oluyor " ve köy kızlaf hk südâ yıkanıyorlardı... Bir akşamdı.. Gökte ay dı; ve derede binlerce söğüt Bi geleri d Bu gölgelerin kararttığı £ müş“ sü genç kızların gölg rini halka halka sarıyordu. $ kahalar suyun sathına çarp saz dehlizde inliyordu. Eğer biri çıkıp ta bu es böğürtlenlerin arkasını dol muhakak bir Köşeye sinen M medi görürdü... Mehmet'defi de yıkanan kızlarm en gü Ayşeyi'seyrediyordu.. MÜMTAZ FAP — Fakat ben, senin anl manı kabul edebiliyorum, — Mersi! vi Hürrem Hakkı, saatinin “5 cirini parmağında çeviriyof yık altmdan gülerek kard bakıyordü. Nevres Vacit, tekrar , b# kaldırdı: — Sonra? le yorsun” Anlat, canım. Sende başka Şeyler de var. — Nereden anladın? — Nevres Vacit, gerili baktı? 5 2 — Gözlerim, iyi seçmiy0' kat havasım o kadar uyanik, duyduklarımı ayni « z0n gözlerimle de görür gibi Ol rum. Senin, ta çocuklukta”. herkese benzemiyor ki... Kos-' sinsi, muazzep bir gülüşü! ğ tüme uyacak iskarpin, boyunba dır, Duruşundan, kıvranış” e ğu, bin türlü aksesuvar da mais derhal, hatta görmeden bit & yetinde. :- sederdim. Yine öyle göl — Elbette... Asorti olacak... sun! Nevres Vacit, omuz silkti: İ « — Katiyven nevmit,, — Ben, anlamıyorum BİTME ların da kendilerine mahsus bi) o — Ohalde, ben söyliyeyim! rer hatırası var, Kimi tatlı, ki: “Son macera,, «Güllerin güna- ini act İhm, «Aşktan aşka»? İçini çekti Belma ile Ferhunde, başını — Siz, acaba, hangi romanı-! salladılar mı seviyorsunuz?.. Bunu anla-| o— Evet:.-Evet... mak istiyordum. Bunun çok mc! (Nevres Vacit, durdu. dizleti- — Pek geç te denmez. Nevres Vacit, tebessümle sor du: — Peki, nerelefe gittin? Ne yaptın? Sende, esrârengiz bir hal var. — Nereden anladın? “lir. Ewet; yegöne tesellimiz: okunmak, okünmüş “olmak. . .İrum, mandsma gelir, diye söy- © &vvelâ Ferhunde; Hanım, Size |lemediğimi Zannetmeyiniz, Be #oruyorum. Hangisini'dahâ çök! yefendi. Cidden hepsini dyrr ay Seğeniyorsunu? rı seviyorüm; takdir ediyorum ii Ferhunde; Belmaya göz kirp:| — Siz, çok müşfik ruhlu bir “ii, kekeledi: Hanim kızsınız, Ferhunde Ha- - © G— Hepsini! dim, — Kabil değil. . Ferhunde, tehlikeyi atlat- - © — Neden “kebil. olmasın, ç-|mıştı, Rasih Nevres, genç kıza:| © fendim?. — Bravo! İyi idare ettin! — Birini daha fazla beğene| Der gibi baktı, Belmaya'da! zeksiniz!. gözlerile: © — Hepsi ayrı ayı güzel... — Haydi; sen de göster ken Ayrı ayrı çeşnide güzel, oriü-|dini!. | Dive işaret etti. Tehlike, on) i