Niyazi Amed Okan ve Vlâherna Yazan: Tefrika No. -—-103— kilisesi Onse Diğer semtlere geçmeden, bah- si geçen İplikhane hakkında biraz ha malümat verelim. şi İplikhane (1243 — 1827) de ku » rulmuştu. Burada günde on beş bu çarhlar katır ile çevrilirdi. likhanenin o vakit büyük bir di oynadığı şüphesizdir. Bu ihtiyaç daha önce hissedilmiş, fakat yap- mağa kimse cesaret edememişti. Yeniçerilerin önce pim tersane emini iken Si - ir ermeni, di wn yeni bir İplikhanenin ini me akat MİNELİ Gla Karabet nin yapı bir camii Yeniçeriler — Sen bu camii Selimi 4 zetiyörsünei siye tehdit elitler 1 “ ptikkianenini bir in sonra - ları baytar mektebi bir kısmı da Eyübün en büyü ik mektebi olan Kalenderhane mektebi olmuştu. Yeri gelmişken burada geçen kı ; sa bir vak'ayı anlatalım. Eyüp semti vaktile "külhanbeylerinin en çok gezdiği yerlerden biri idi. Meşhur m en azılılarından atil Kavanoz Meh: gün hâlâ yaşamakta olan t bir zate o vaktin, Eyüp . kü beyleri musallat olmuğlar. m ta. lebe, bir gün arkadaşile giderken, külhanbeyi gene önlerine çıkmış. İki spa biri, güçlü kuvvet li olduğu iç külhanbeyini yere yatırıp kulağımı kesmişler. Öbür - gün, zaptiye nazırı Arap fik Paşanın tanıdığı olan külhanbeyi yanma gittim, İskaraya yerleştir - diği Barbunyaları evire çevire kı- zartıyordu, — Kısmetiniz varmış, dedi, gündür eri, çıkmıyordu. sabah K — Ya mağ ya Barbunya. Bulmazsak yazık olur, dedi. A - gıldık. eşli kadar gittik. O kadar mevsimi değil amma ne lez- zetlidir mübarek. Halbuki bizim komşu, yalmın önünde iki kiloluk bir Levrek tutmuş. — Hangi komşu? Çenesini kaldırdı: — Nah, işte, Bizim komsu. Izgaranın altını, üstüne çevire - .ek devam etti: — Kısmeti de açık. Onunla ne dört Bu şikâyet etmiş, Şefik im i lağı kesen eN çağırtı — Ulan ne diye kulağını kesin. Diye bağı Genç Selikak, hemen cebin - den kesik kulağı çıkarıp: run.. demiş. Kestim ye" bu em — Buyı İ medim ya. Bu kısa vak'ayı semt tarihle - rinde anlatmaktan ma adımız, Eyüp semtinin, uzun mi a et İs - tanbulun hemen her mti gibi külhanbeyi ta alda bu lunduğunu gösterme! ““. Eyübü, yüz yıllarca, her ri büyük tehlikeler karşısında sellerden ds bahsetmek “icap eder, Lütfi tarihi 1827 vukuatı a- rasında buna li ederek şunla- rı el ezküre civarında Karlık ve ime bayırlarmdan senini vefiredenberu tecemmü € - den molozlar dereyi imlâ ederek azıcık yağmur zuhurunda kasaba ya sellerden hasarı külli vukua gel. mekte olduğu 'beyanile tathirini ahali belde mahkemeye gelip bil- istida kadı belde Kâmil Bey vu - neden mahbuslar, iplikhaneden ephaneden :sebet V ii İN Eyü - icabı icra olun 329 v: aten bir fa - bü basan eri çe (0) Tarih Lötfi cilt 1 Sayıfa 271 İlesine dört beş dakika kizinci yüz yılda Istanbul a ku- | cia idi. 29 yrlı selinde Eyüp iske mesafede bulunan Kızıl cemçit mahallesi a- halisi sal ile dolaşmış, bu büyük selin bir hatırası hâlâ Eyüplüler hea söylenmektedir. e Şimdi AAğacamii müezzini olan Saim kalfa a o vakit Eyüplüler: m kalfa dün gece yatsı e- zanı dalar için minareye kayık- la çıktı e # VLÂHERNA KİLİSESİ Ayvansarayda, Loncadaki V herna kilisesi, Bizans kurununun en eski bir kilsesidir. Bu kilise ve ayazmaya verilen ehemmiyet, di- ğerlerine nisbetle çok üstündü. lâherna'nın kimin tarafmdan yapılmış olduğu hakkındaki riva- yetler muhteliftir. ve rivayete gö- re imparator 0s'un ml Polkeriya eba 451 de yap tırılmıştır. Diğer bir rivayete göre Bi rinci Jüstinyanos'dan önce impa, rator olan Birinci Vee tara - fından m i yüz yle İstanbulu ziyaret piri bir İspanyol, kilise « nin sütunları yeşil akik, kaideleri Yaz mermer olduğunu yazmış- tır. Vlâherna'nın, uzun yıllar, hiç bir kiliseye kıyas o edilemiyecek dercede güzelliğini muhafaza et miş olduğunu kaydeden kitaplar < gs > ir, Bu kilise hakkında uzun tetkik: ler yapan tarihçiler, kilisenin im - paratoriçe Polkeriya tarafından kurulduğunu, diğer impartorların yalnız tamir ettiklerini kaydet . e EEE Kültür işleri imemnnasmanlanazli Hukuk talebesi mümessilleri Hukuk fakültesi son &ınıf ta - lebesinin üniversite rektörlüğüne müracaat ederek imtihan talimat: nâmesinin bazı maddelerinin de giştirilmesini istediklerini yazmış- tık, Evvelki gün toplanan hukuk fakültesi profesörler meclisi tale. benin bu dileklerini kültür bakan- lığına bildirmiştir. Talebe de aralarında Teri üç kişilik bir heyeti seçtik- kültür Ankaraya göndermişlerdir. Bursa lisesinden yetişen- ler kurumunda Bursa lisesinden yetişenler ku- rumu dün öğleden sonra Halkevi salonunda ( yıllık toplantılarını yi kongreyi kurum başkanı Kongre başkanlığına hu - bak fakültesinden Bay Şahin se - çildi. Evvelâ yıllık idare heyeti ça- lışma raporu okundu 've kabul e- dildi. Nizamnamenin bazı maddeleri nin e işi konuşulma - a başlan: ursa vi Hisesindeh yetişen ba: yanların da bu kuruma iştirak ede- bilmeleri için bir madde ilâve e dilmesi istendi. Bu isteğin yeni seçilecek idare heyetinin yapacağı genel bir kongrede konuşulmasına karar verildi. Yeni idare heyeti seçimine ge. io. & k. Lütfi, Cevat Ülkü, Avni, Ad - nan, Selâhattin, Sadık idare, Gün- düz Zeki, Hüseyin mürakabe he- yetlerine seçildiler. Yüksek tahsil talebe birliği kooperatifinde Yüksek tahsil talebe biliği ko: operatifi yıllık kongresini dün sa- at onda Halkevi salonunda y Faruk ağ başkanlığ: altında yapmı; mii evvelâ idare heyetinin bir yıllık çalışma raporu oku tur. Kooperatif binasının : iyi * bir binada olmaması ve bu hususta icap eden tertibatın a inmamış bu- lunması kooperatifin iyi çalışma. sebepleri arasında işa- iştir. Rapor üzerinde birlik üye lerin- muş” mektedirler, * Polkeriya, 450 — 457 de kilise. Yi yaptırarak içinde Hazreti Mer- yemin gömleği bulunan sandığı lamış, (Sonu varın) İSAN 1985 Polis haberleri : Çocukların yaptığı işe ba Fatihte İskenderpaşa mahal» lesinin ağaç sokağında on beş nu- maralı evde oturan Kâmil oğlu sekiz yaşlarında Salim ayni yaşta karpit koyup yakmışlardır, Bu sı- rada alev alan karpit şiddetle pat- lamış Salim alnından ve muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Çocuk hastaneye kaldırılmıştır. Verilen parayı az bulan fakir ! Hasköyde Arabacılarda eskici Mordonun evinde oturan hamal Avram evelki gün kendisine:mu - avenet kabilinden musevi fakirleri cemiyeti tarafından verilen para" yı azımsıyarak sağ elini cama hid- — | detle vurmuş, bu esnada bileğin - j > np nmıştır. ! at hastanesine kaldırılmış- z tır. BİR ÇOCUK PENCEREDEN | DÜŞTÜ — Fenerde Abdi Subaşı mahallesinde İncebel sokağında | 23 numaralı evde oturan — Cibali polis memurlarından Bay Mehmet Alinin 2 yaşında Mitat ismindeki © | ralanmış, hastaneye gönderilmiş - g n Konya — Hayva nlarda Ruam hast lil görülmü: öldürülerek bedelleri ödenmiştir. yvan sahiplerine ! Bir esrar suçlusu sekizinci ihtisas mahkemesi & rilmiş, duruşması yapılmı r. a- kir kendisinin esrar ei nı ve bulunan bu esrarın o giydiği pantalonu aldığı vakit cebinde bul luğunu söylemiştir. Duruşma, şahitleri dinlemek i» çin başka bir güne bırakılmış ve suçlu tevkif edilerek duruşmasının mevkufen yapılmasına karar ve- imei ek ! ARAN us Ni den bazıları söz imi ve bisi 3 münakaşalardan sonra idare heye* | tinin raporu çoklukla kabul b miştir. j N rakal heyetinin raporu | tenkitlere yol açmış, kooperatifin a yeni çalışma işi görüşülmüşüür. Bu 1 işde çalışmak istiyenlerden bi i a yeliklere Muhlis, İbrahim getiril mişlerdir. Mürakabe heyetine Reva z Vasfi seşilmiştir. el «ii zaman balığa çıksak boş dönme - TE aıkahaları bize indie selirori| Hasan Reis başi salladı: Öyle de a kız ki! İstanbula inmiş - Gey di Tuzlada bir dos - tuna davetliydi. Bizim köpekler - den biri çözülmüş. Köpekleri gör- ediniz galiba. Gündüz kaparız. Gece açarız. Belili şeylerdir. Azı: Ir çoban köpekleri. Komşu ış ki köpek çözülmüş. Duvardan Nk Belki birini haklıyacak. Hemen bizim tarafa geçmiş, nasıl yapmış yapmış yakalayıp bağla - miş, Omuz silktim: — Bunda cesaret yok. Köpek - ler alışkındır, Komşu tabii. — Hayır, hayır. Köpekler Kap' m benden başkasını tanımaz - r. İstersen, git biraz yanlarına. | — Nerede göpekler. | İleride Lal gibi sık ağaçlı kö- şede küçük bir çatı gösterdi. — Bak seni ayak sesinden bile | yabancı olduğunu tanırlar. Amma balıklar oldu. İstersen yemekten sonra git, Bunu taze taze yemeli. Kadından korkan O köpekleri görmek istemedim. — Sen tabağı bana ver Hasan Reis, Götüreyim. Onlar hâlâ gülüşüyorlar. “Nilüfer” in zoraki gibi yükse- aptanın gevşek, | akalın bastırıyordu. eski Elimdeki balık tabağını hırsım- dan atmamak için gayret ediyo * rum. Hikmet Kaptan beni gördü: — Bravo, diye bağırıyordu. Ha» san Reise muavinlik ha! — Öyle, dedim. Sizin yardım « cınız olur da Hasan Reisin olmaz mı Kaptan masanın üstünde yer a çıyordu. — Amma buradaki muavin us: tadan daha maharetli. Güldüm: — Tabağı kırmadan buraya ka- ————— Nilüfer bu bahse nihayet ver * mek ister gibi Kaptana baktı: — Yerlerimizi gösterir misiniz? g Kaptan lüzumsuz bir yazik : eğildi: ; — Ev sahibi siz sayılırsınız. o ç vazife sizindir. i i Nilüfer ciddi bir hareketle Kap- - koltuğu işaret ettiz — Buyurmaz mısınız. Sonra bana döndü. Onun özler mesine fırsat vermeden soluna dü” şen koltuğu çektim. Birdenbire: tana sağındaki dar getirebildim ya.. Her halde Hasan Reisin muavini de pek ham gil yamak det — Hayır, dedi, Lütfen karşıl” koltuğa! v (onu yarını), Ş N i |