Yazan: Niyazi Ahmed Okan Peygamber, Eyübü çadırının önünde görünce... Hayber gazasında Kale beyinin güzel kızı Safiye Hatun esir edil - mişti. Yalın kılıç, saatlerce çarpı - şan arap delikanlıları, muvaffaki- kesin gözü Safiye Hatunda idi. Her Arap, hayatını istihkar ede - rek çarpışmış, bir kaç düşman ka - fası parçalamış, ar muhte lif yerlerinden ağır denecek yara - lar Mei Fakat en çokkim yararlık yap - mıştı? Beli “eğildi, Yalnı miz hepsi bir “hak,, iddia ederek bakıyor - du. Zaferden sonra iç karışıklığın de sanki b leri fışkırıyordu. İçlerinden biri Safiye Hatuna yaklaşsa yüz el, yüz hançer ve yumruk ona kan < burada akac: Hazreti Muhammet, ağır adım- larla re Hatuna doğru yaklaş- tı. Ürkek bir ceylân gibi titriyerek etrafa bakınan genç kızın kolun - Eyüpten Boğaziçine bir bakış dan yakaladı. Ve çadırına götür - dü. j Peygamber, sabahleyin uyandı - ğı vakit çadırının tempo ile dolaşan bir ayak sesi duydu. Çekingen, duyulmasından yerin çadırına yaklaşacak kadar cesaret gösteren bir ai başkası olami pi Hazreti Muhammet şiddetle y: rinden yayık çadırı li, Gördüğü manzara bir an için yü - reğini hoplattı. Hip e Eyyubu en sari eleyhisselâm Ya Eyüp.. Bu slatii burada t, bu sözleri ani ola- ten hiç bir husustan şüphe e di. Eyüp: a eee dedi sizi bek - e Peygamber Safiye Hatu- etmeleri ihtimalini Mez sa - baha kadar beklemi ii # İşte Mn 2 Milâdın 675 yı- ay — YARİM — Teirika No. -97— harebede hastalanarak ölmüş, ya- hut şehit edilmiş.. . > karanlık noktaları göz tutanlar şunları ileri sür - alak? Yalnız, semte armağan birakan Eyübün Hizarı la harbi sırasında geçen bazı va - kaları vardır ki, bunlar bugün bile aydınlanmış değildir. Eyüp hak - kında bilinenlerin çoğu vesikala - ra dayanmıyan rivayetler halinde kalmakatdır Hakikaten bugün, Eyüp türbe i o E. için Akşemsettinin rüyasına inan- mamız lâzımdır? Evet, Eyüp bura- gelmiş, çar; Map ölmüştür. Fa- kat çul bize re göre m€zarının yeri tamamile uydurmadır. » Eyüp, eski kitaplarda şöyle tarif edilirdi: “Vilâyeti rumda arzı mukaddes ve ravzai akdestir,, (Sonu yarın) 7 — KURUN 31 MART 1935 Fransız meclisinde Franklen Buyyonun sözleri m 120 milyona karşı 400 milyon var! “Fransa, Fransaya iman etmemekle bir cinayet işlemiştir. Memleketi kurtarmak için Me vaktidir,, Roma Andlaşmasının Fransız müzakeresi sımlarını Fransız gazetelerinden alıyoruz Franklen Buyyon, Fransız — İtalyan anlaşması hoşuna gitmek - le beraber bunu siyasal adım olma sı itibarile tasdik edeceğini söyle - miş ve demiştir ki: — “Hareket ederek, on beş zl - türlü gidecekti. (şiddetli e ie Buyyon, Yugoslavy: gösterdiği dostluk amli - etlerinden dolayı Mussoliniyi me. tettikte ra Almanların mua - e ei bii kik hürmetsiz- likler karşısında Fransanın vaziye tine geçerek “Bu fena hareketle - rin sebebi p edilen metotla- rda iş demiştir, Hatibin seg Londra id son yapılan hareki A A daha kötü rel böyleci ve İngiltere arasında bir mi hüm husule gelmiştir. Bunun çare- si, İngiltere ile korkak hareket et - sonra sulh milletlerin - Ma av arıyan milletlere karşı as- keri gruplar vücude getirmektir. Franklen Baki basi izah eder- ken şunları söylemiştir:. “Bazılarının cesaretsizlik veren lerini işittim, Diyorlar ki, biz milyona karşı ancak 40 milyonuz ve harap olmağa mahkümuz. B lik hareketle vatanın nasıl kurul- duğunu gören bir neslin adamların ir - Mimar Sinan ihtifali 9 Nisanda ISTANBUL: HALKEVİNDEN: lacak ere de bu tarihe bırakıl - &ığı ilân olun! Franklen Buyon da, bu hayret verici bir muhake - edir. 66 milyon Alman var. Macarla- rı da hesaba koyalım. Hattâ son defa bile kendini gösteren Bulga - ristan da var. Bunların hepsi sek- sen milyonu tutuyor. Hakikati söy emek lâzımsa kendisine bir haka- ret olacaktır amma, İtalyayıda araya katalım; muahedeleri boz - mak ve harbetmek için 120 milyon oluyor demektir. âlâ, bunun karşısında sul- hü ve muahedelerin muhafazasını istiyen 400 milyon vardır. Bu dört yüz ondan yüz elli milyonu Rus, on beş milyonu şarkta mü - vazene sikletini temin eden Türk - ii z Lehistanı ayırınız, is- terseniz < ipte! bitaraf bırakı- hız. Yine elinizde 350 milyon bu- lacaksınız. Böyle olunca bu müda- aa siyasasının, olabilecek bir $i - yasa bulunduğunu zannetmek ce- Dee undan sonra, “oyunda kaybet- ii, Şa sözlerini protesto tmiştir: — “ Bizim mensup olduğumuz ve yükselen neslin gözlerine ba - kan nesil, şu serzinişi erir tir: “Fransa, Fransaya iman mekle bir cinayet işlemiştir,, Mem leketi kurtarmak için değişmeni vaktidir. Evi- Bu sözler, sol taraf sıralarma kadar uzanıp giden yeni alkışlara sebep olmuştur.,, — Tabii s'z de. Ap bil - mezseniz kozam size anlatsı Kocası: — Cab desinde. Diye başlamıştı Fazıl atıldı: — Biz beraber geliriz, öyle de - gil e Feridun: ayhay pi çaltığımız. vakit serin, derin bir.nefes aldı — Ne güzel! t Bu yaz gecesi sıcak, sigara koku lu apartman odasından sonra s0 - kak bir cennet. sime gitmek için Teşvikiye - deki dört yol ağzında müsaadele - Cavidan: — Neyi, dedi, Şiz şimdi Taksi- yi hş yürüyeceksiniz değil — Zannederim. Belki bir şeyler daha söyliyecek t. Belkis: — Perşembe akşamını unutma- n! y edi: üçük kafile karşı caddeyi ta- kip ederken ben e rağ doğ ru tramvay yolun: u benim iler yeni can- lanan âile toplantılarına ilk giri - şim oldu. Bekâr hayatında o kadar geniş, serbest alışmıştım ki, böyle aileler hele yeni evliler arasında âdeta sıkılıyordum. Başkasına ait kadın- lara karşı samimi olmaktan uzak 1 iğreti hareketler, ısmarlama fikir- lerle rol yem pek keyifli bir eğil, uki bu gece bak - tım. Herkes, bei karı koca ara - sında bile ME uzak hareket ler fikirler Kendi evimde devamlı bir aile terbiyesi almadım. Liseye yatılı gi- di kadını ederim ki, öyle pek sz ye başlı ailelerin içine karışmı Belçikada iken kü e in sım yalnız bir gece, bir yılbaşı ge- cesi beni evine ğer mi ii sb mile tu, Beni annesine, iie kız kardeşine tanıttı. Güldük, eğlen - dik, dansettik. Oradaki birçok ai - lelerle de tanıştık, Fakat bu kadar la kaldı. Ondan sonra bir kere ev - lerine gidip kart bıraktım. O ka - dar. Bu bir gece içinde tanıştığım in- sanlar halis yerli ve ağır başlı in - sanlardı. Fakat bütün münasebe - tim bu bir kaç saate bağlandığı i- çin bir şey anlamadım. Yalnız on- ların şakaları, eğlenceleri, konuş- maları bizm bekâr hayatında gö - rüp işittiklerimizden bir kaç kali - te yu un için kendimi böyle aile ea biraz yabancı külüyetnzar: Bu yabancılık beni Yalnız ivrupada iyi her seyi ka pacak, mam beni zannederim Li Ma başka bir forma bin Görüy sistemim arkadaşlarımdan farklı. e bu ece anladım ki, konuşma ve an - laşma, eğlenme tarzım da tanıdık- larımla bir em değil... Hele bu gece tanıştığım kadın - lar bende beli garip tesirler bırak - tılar. Taksime doğru, tenha caddede en hep bu geceyi düşünüyo - u yeni evliler bana o hissi ver- öle ki, yalnız kalmamak, boş sa- atlerini bir kaç ahbabın dedikodu. su ile geçirmek için âdeta evlerin sa ime ve Mn Paş- setimi hârekete getirmeğe can atıyorlar. (Sonü yarın) i eği