“ veşerelişim , Tandan son emri al- “anın başını koparacak br- i kinmdan çıkarılmı daki bağırışmalar kalan i duvarlarma çarpan batı ay dğçgyelkdi vurarak De asilzadelerin se Yan tek bir kulak yoktu. N biri: p ç Siğiniz | kadını getirdik! Ve kalenin mazgalları a Semran nım ei hazin sesi Phi nereye götürüyorsu » Tu in boynunu kurbanlık vi yere uzatmışlardı. inün ucuyla Semranın İk ünü gördü... Miw-aTaca karanlığında Meri üzerinde geçen ürpertecek kadar a- kalenin üstüne neden og va bilmiyordu. Şair Hu- “dı itlar önünde uzandı- “ce korkudan dizleri am N ade inanmazdın, değil ç İk önce uzun sacları kadına bir kaç sa- İ ölüm, azabı çektirdik - z ye söylendi. sim- arınm kesilmesi İN trek, bir sesle sordu: gi m alimız bu emri?. ha al mdardan, Sü onam fa lüzum * cellâtlara işaret et- 1 İ N vel re de saçı kesmeğe Memurlara emir ver» a in >? ça palas'yle bir vu- Ram, ? Kime etmek isti - isg budur. *mraya dönerek: urlu. orum, ba ne vapacağı- | dünyaya gelmiştir. 2669 — Oyman: Münhat. deye Öğrünç: Hoşnut, mem- ali 1 receksin! Genç ana babayı kutlular, yav- Kadm, müstehzi bir. eendi ; adım ileriye | rvys uzun ömür ve muvaffakiy-t- ye — Öğüslü: Medhe lâ- baktı, adl başmı salladı: leş iz. ir ' yık. (Devamı var) E ei NE i vik ii inde vi anamda ie iti A ren VA el EN YAZAN: İSHAK FERDİ A yn Tisan bir milletin namus di kurtarıldı! Huma) nın kesik başını (Semra)nın saçlarına sapanla düşman karargâhına fırlatmış'ardı Mazgalların arkasmda sw muş büyük bir sapanın rumuş b'r kurd derisi Çk dı. Şairin başmı Semranın uzun saçlariyle sardılar ve derinin içi - ne koyup sapana yerleştirdiler. Semra, bu korkunç ve insafsız adamların elinden nasıl ve ne va- kit kurtulabileceğini düşünürken, gerilmiş sapanı birdenbire boşalt- tılar.. Şairin başı, uzakta, gözle gö- rülen ve karargâhmın tam ortasma düşmüştü. mra ra Makedon- le koşuşuyorlardı. o Acaba düşman kalesinden sapanla atılan bu kurt derisinin içinde ne vardı? Makedonya cengâverleri şairin başını hiç şüphe yok ki doğruca İskendere götüreceklerdi. Make- donya imparatoru Semranm uzun saçlarımı görünce elbette bu başm kim olduğunu da anlıyacaktı. Sapan boşaldıktan sonra Tan | nöbetçilere seslendi: — Götürün bu kadını evine.. Semrayı ba; bir halde ka- leden dışarı çıkarmışlardı. Sokaklara dökülen asilzadeler Semrayı birdenbire tanıyamamış- lardır. Hükümdarın gözdesi b'r kel oğlan kadar çirkinleşmişti. Semrayı bu halde görenler, par- maklarmı ısırarak sağa sola kaçış- mağa başlamışlardı. Artık herkes öğrenmişti ki sair Humanm bası kesilm'ş ve düsman kararmâhma fırlatılmıştı. Bu ha- dise dehşet va heyecan icinde bı- yakmıştı. Hültmdar, Tana bu n“'uz ve salâhiyeti niçin vermiş- v2. Bunu tahk'ka vakit ve imkân oktu. 5 Kale burrlerından o vüksslen borr sesleri halka şunu ilân edi - yordu, “İsan ordusu, di'smanla son neferine kadar çarnısmağa İsrar verdi, Askere erzak ve okçulara ok vetistiriniz!., P-bilde bulunan Yunan'stanlı mianfi»ler bu haberi işitince: — İste, yere dü bir miletin nr ns ve seref! şimd! İrurtarrldr! Diverek Tan ve Dârâvı takdir- Te s1kıslamısşlardı. amva 6 secevi psn İor- Carleris g- “pi kasma ” Wwla rüvrler'n serirdi.. ni acamar İrtemivorin,, Frtesi avm ve »-raylılarm yanma nasil ri---1.? (Devamı var ) DOĞUM Tramvav, Tünel ve Flektrik Şirketleri Mzlive isleri mütehas - sısı SAMİ KAZIM'm ' biroğlu Her gün yüz ad I Kemalettin Şükrü Orbay 2601 — Oksak: Muadil, na- zır. bp — Okşak: Muadil, na- 28 Okşaş: Manend, mi- iy Okuklu: Alim. 2505 — Okuşluğ: Fatin. 2606 — Okuşluk: im. 2697 — Okutan:: Muallim, mürebbi. 2608 — Okuv: ıraat. 2609 — Olam: Debdebe, tan- na, 2610 — Olca: Ganimet. 2611 — Olcar: Haber, harb emri. 2612 — Olcaş: Resmi tazim. 2613 — Olcay: Baht, bahti- yar. 2614 — Olça: Ganimet. 2615 — Olçarı Haber, 2619 — Olpak: Miğfer, zırh. 2620 — Omaç: Hedef. 2621 — Omak: Akraba, ai- le, ırk. 2622 — Kem Güzide. eo — Maşuka, — Gk lal, dik- m feyzli. 2625 — Onatça: Hatırşinas, makbul, 2626 — Onay: Âsan, makul. 2627 — Onaylı: Münasip. 2628 — Onaylırak: Enseb. 2629 — Ongan: Bahtiyar. 2631 — On i 2 — Ongun: Arma, Be- reketli, feyizli. 2633 — Ongur: şe , 2634 — Onuk: Azii 2635 — Onur: Hena iti - bar, izzeti nefis. — Onuş: Bereket. 2637 — Opan: Mağara. 2638 — Opşin: Silâh. — Or: Burç, istihkâm, kale. 2640 — Oran: Adet, derece, — Orbeyi: Muhafız. 2647 — Orak: Menşe, ne- seb. 2648 — Ort: Nâr. 2649 — Ortaç: Cezire. 2650 — Ortaş: Münasefeten. 2651 — Oruk: Adetullah, im- rargâh. 2633 — Oruncak: Emanet, velia, 2654 — Orunçak: Depozito. 2635 — Orundaş: Meslekdaş. 2656 — Oruz: Mal 2637 —“Osanç: Melâl, me 2666 — Oybak: Vadi. 2667 — Oygak: Müteyakkız. gur: Hafızalı, şu- 2652 — Orun: Cibillet, ka- N Ee he AŞ rl 5 — KURUN 16 Birinci kânun 1934 samamaz, KURUN isim babası Kurun'un edebi romanı: 4 GUL ÜSTUNE Gül Koklıyanlar Yazan: Selâmi İzzet Kayacan Üstün, bir s'gara yakmış, loko- motif gibi duman tüttürüyordu. A- rada bir pencereden bakıyor, ara- da bir eşyalara göz atıyor, kayan- ları yerleştiriyordu.. Aygen bir aralık İseimdi Te- kin, köprü geçeceklerini söyleme- m'şti. o Demirlerden fazla gürül - tü çıkınca birdenbire korktu. — Ödüm patladı Tekin.... Neye haber vermedin?, Usulca dizlerinin, Tekinin diz - lerine pek yakın anlamak ist'yormı Hayır, dizler biribirine dokun - miyordu. Tekin: — Aklıma gelmedi, dedi, eğer korkacağımızı bilseydim haber ve- rirdim.. Darılmadınız ya?. Bu suale ne cevap o vereceğini biraz düşündü.. Tekinin gözlerine we Dudaklarmı buruşturup şi mai — si erim Hem çok darıl dım!., Şurdan burdan konuştular.. U - zun yolculuklardan o bahsettiler. Tekin bir aralık kalktı, Üstünle bi- raz koridora çıktı, sonra gelip ka - een ma Ondan sonra, dört kişi arasında semsinlik Ge Fakat rinden Aygen ordu. hiç oralı değil miş gibi re başımı arka tahtaya dayamış, dışa- rısını seyrediyordu. Sanki sigara dumaniyle, tekerlek sesleri, tre - nin hıziyle sarhoş olmuştu. Yaklaşıyorlardı Maia girdiler, Tren durdu . İndiler.... Ee rülderki — yeri bize, sen karneleri Te Eşyaları o Yola ko- yuldular.. Üstün gene en önde gi- diyordu... » Tekin, Aygenin koluna girerek: — Hay, hay, dedi Aygen bir kahkaha attı: — Bugün erkek değiştirdim. Kis de Zeynebin kolunu tut- — Ben de kadım!.. İlimiz de bu şakaya güldü. 2673 — Ozağı: Kadı 2674 — Ozgan: Mukaddem. 2675 — Ozıl: Esas 2676 — Ozman: Kelime 2677 — Ozu etgâh. 2678 — Öbge: Ced. 2679 — Öcek: Burç, sath, 2680 — Öcüt: intikam, sâr. 2681 — Öden: Mükâfat. 2682 — Ödük: Rica. 2683 — Ödül: İkramiye. 2684 — Ödüm: sap 2685 — Özg: 2686 — Üzât: ei 2687 — Özge: Akıllı, dâhi, un- sur. 2688 — Özel: Burç. 2689 — Öget: Hup. 2690 —Öğ: Akıl. 2691 — Öğdüm: Evvel 2692 — Öğe: Akıllı, nazır, reis, 2693 — Öğlü: Hâkim, zeki. Öğ Yolda Tekin, küçük bir mey « hanenin önünde durdu — İştah açar, dedi. deh şarab yuvarlıya Üstünle birer kadeh attılar. Kadınlar birer şişe bira içti. Te- kin gene Aygenin koluna girdi — Şimdi deniz kenarına gide- lim.. İyi bir kei ke oturur, kar- nımızı doyu ani de lerğik koluna gir- Birer ka- e — Dört taraf ta gelincik, pa- yi dolu.. Ben bir demet yapa Ön va — Haydi toplayalım. ekin, denize doğru oşar gibi ilerliyorlardı. Üstünle Zeyneb yavaş yavaş yürüyorlar, gittikçe geri kalıyorlardı. Yerler nemliydi. Yüksek çi- menler eteklerin u tıyor, güzel bir toprak kokusu ie doluyordu. Deniz Mi Hulaşialar Aşağıya, dar ve sarp, dönemeçli bir yoldan inilecekti.. Üstün uçu- rumu şö Geriledi. Karl koluna yapıştı: — Sakm Üstün lamak ısrar etmedi. Sade: — Mektebte iken budan daha güç verlerden atlardım, dedi. Biribirlerine yardım ederek 'kollarmdan, ellerinden, bazan bellerinden tutarak şen cığlılMar, kahkahalarla aşağıya indiler, Kü- çük, çakıllı bir plâjdı. Oraya bu- lal 1d SE t.. Kayadan kayaya sektiler, su- baya taş kaydırdılar. Sonra tek- yamaçtan tırmandılar. i Tİ Tekinle Aygen bir solukta yu karı çıkmışlar, gene barbi koşmağa baslamışlardı. stünle Zeyneb ağır ağır yü - rüyorlardı. Üstün kadınm beline avucuyla dayanarak kolay ve — gunluksuz çıkmasına yardım ed yordu. Bir aralık uçurumun sarp re et sarı bir çiçek e — Ne güzel, dedi. koparı!'maz, cok uza! — Neden koparılmasın? Fmekliyerek çiceğe kadar sü“ ründü. Konardı, geldi. Kadınm her dediğini vanmağa ahd etmisti sanki... Kadm bir şevler ey İstesin, o da yap çekleri çok mu e Yazık ki zakta.. Zeyneh sevindi... Güneş altın- da yan»Tları al al olmustu.. — Çok severim, dedi, bayılır TEM. z Yamactan Kurtulduktan sonra huğday bhasaklarınm a dal» dı Kadın ilâve etti: i Tekin beni üzdü müvdü, «rlirken hir demet çiçek getirir. ' Hemen Karrsırım. a — Tekin » agi mi? İyi a dam de#'l midir — idir, iy yi ama, arada. srada mirarız. — Demek van vana Wald#mız zaman sadera önisin; “Seni se- demekle vakit geçir.