pi ık K 21 İr EE ERO “PERJEPOLİS 54 üe > © Mİ Ni RI A 5 — m YAZAN: AZAN: ISHAK FERDİ h wn Tişel bir mein namus “4 ve şerefi şimdi kurtarıldı! Zİ Huma) nın kesik başını (Semra)nın saçlarına ur £ sapanla düşman karargâhına fırlatmış'ardı > li , Tandan son emri al- i k nn başını ve br- i 4, “mımdan çıkarılmı pe bağırışmalar dale uvarlarına çarpan batı pir N ş ie tâştantaşa vurarak iy yi tünde, asilzadelerin ses pa #İ, Yan tek bir kulak yoktu. İL. ih , kara çarşaflara sa" kadının iki İran aske - ları arasında sürüklene - diği görüldü. “ar Tanı, Tan da Semra- yordu. İzilerden biri: p diğiniz kadını getirdik! İ Ve kalenin mazgalları a- €mranın ince hazin sesi id Ml hereye götürüyorsu » i ve boynunu kurbanlirk iş yere uzatmışlardı. Zinün bil Semranm İnii gördi em ENE "karanlığında! ge Ny gleri üzerinde geçen bu “vd. * ürpertecek kadar a- b kalenin üstüne neden ” bilmiyordu. Sair Hu- ti Itlar linda uzandı - sen inanmazdın, değil Ge ilk önce uzun saclarmı sene kadma bir kaç sa” ölüm azabı çektirdik - a d'ye söylendi, sim- A) öm May kesilmesi Tİ i : Ne bir sesle sordu: en re bu emri?. fi İn : ii 1 Nal iL, lüzum “y, cellâtlara işaret et- A“ ey iy, öYle de sacı kesmeğe Memurlara emir ver» kin palasiyle hir vu- i İm vere düşürdü. h a da br hamlede as saçlarını kökün * ) “il umanın kesik ba ard duz ite o ma ihanet etmek isti - Mazgalların arkasında Barr muş büyük bir sapanın içine rumuş b'r kurd derisi lr dı. Şairin başını Semranın uzun saçlariyle sardılar ve derinin içi * ne koyup sapana yerleştirdiler. Semra, bu korkunç ve ğe a adamların el'nden nasıl ve kit kurtulabileceğini ça ei gerilmiş sapanı birdenbire boşalt- tılar.. Şairin başı, uzakta, gözle gö- rülen düşman karargâhmın tam ortasma düşmüştü. Semra görüyordu. yalılar koşuşüyorlardı. düşman kalesinden sapanla atılan bu kurt derisinin içinde ne vardı? Hele cengâverleri şairin başmı hiç şüphe yok ık 'ki doğruca İskendere £ alacaklar, Make- emranm uzun Makedon- Acaba saçlarını e olduğunu da anlıy: pan boşaldıktan sonra Tan aşevi —— Götürün bu kadını evine.. Semrayı leden dışarı çıkarmışlardı. Sokaklara döküleri müm Semrayı birdenbire tanıyam: i lardr. Hülümdarın gözdesi Di e oğlan kadar çirkinleşmişti. emrayı bu halde görenler, par - imç 2s ısırarak sağa sola kaçış- .mağa başlamışlardı. Artık herkes öğrenmişti ki şair nuz ve © salâhiyeti niçin vermiş" Bunu tahk'ka vakit ve imkân yoktu. Kale burrlermdan wiikselen de sesleri halka şunu ilân edi - düsmanla son ei errlusu, yorsmağa karar nefesine kadar c? verdi, Askere erzak ve okçulara ok vetistiriniz!,, P-hilde bulunan Vinnan'stanlı misnfi-ler bu haberi işitince: .— İste, yere düsen bis miletin nsns ve serefi şimel! kurtarıldı! Diverek Tanr ve Dârâvı takdir- le aTerslamışlardı. Semra 5 secevi elaşına ker- Wu rüvrler'a seri irdi.. Gözleri 4, Yi haaa GAHtre- gi1Miğini Fetesi günü hili” Savm ve soraylılar yanma nasıl ©" elen satı? ge var ) DOĞUM Tramvay, Tünel ve Elektrik Şirketleri Maliye isleri mütehas - sısı SAMİ KÂZIM'n bir oğlu dünyaya gelmiştir. mi 5 Sabzer katlular; yay” Her gün yüz ad Toplıyan: Kemalettin Şükrü Orbay 2601 — Oksak: Muadil, na- zır, 2602 — Okşak: Muadil, na- 2603 — Okşaş: Manend, mi- “2604 — Okuklu: Alim. 2505 — Okuşluğ: Fatin. 2606 — Okuşluk: Alim. 2697 — Okutan: o Muallim, mürebbi. 2608 — Okuv: ( Kıraa 2609 — Olam: SE tan- na, 2610 — Olca; Ganimet Di — Olcar: Haber, NK emi 2812 — Olcaş: Resmi tazim. 2613 — Olcay: Baht, bahti- yar. 2614 — Olça: Ganimet. 2615 — Olçar ber. 2616 — Olçum: Marifet. 2617 — e Kâmil. 2618 — Olgu il, Kâmil 2619 — Olpak: Miğfer, zırh. 2620 — Omaç: Hedef. 2621 — Omak: Akraba, ai- le, ırk. 2622 — Omay: Güzide. 2623 — Omral a. 2624 — Onat: "ahlâklı, dik- katli, feyzli. 2625 — Onatça: Hatırşinas, makbul. 2626 — aim Asan, makul. 2627 — Onaylı nasip. 2628 — — Onayla Enseb. 2629 Bahtiyar. 2630 — di Bereketli. 2631 — Ongu: Kâr. 2 — Ongun: Arme, Be- reketli, feyizli. z geti — ; Salâh. 2634 — Onuk: Aziz. 2635 — Onur Haysiyet, iti- bar, izzeti nefis. — Onuş: Bereket. 2637 — Opan: Ma 2638 — Opşin: Silâh. 2639 — Or: Burç, istihkâm, kale. -— Oran: Adet, derece. Muhafız. 2645 — Orgun: rami 2646 — Ornag: Teh 2647 — Orpak: Bileği ne- 2651 kân. 2657 — Orun: Cibillet, rargâb. Oruncak: Emanet, m — el 2654 — Orunçak: Depozito. Orundaş: Mes lekdaş. 2661 — Otsup: 2662 — a ba 2663 — minen Oy: RH ii ei — Oyan: inan. > — Oybak: Vadi. 2667 — Oygak: M 2668 — Oygur: Hafızalı, şu- urlu. 2669 — Oyman: Münhat. 2670 — Oypan: Münhat. m a nimel ka | Üstün, bir s'gara yakmış, loko- motif gibi duman tüttürüyordu. A- rada bir pencereden bakıyor, ara- da bir eşyalara göz atıyor, kayan- ları yerleştiriyordu. Aygen bir aralık eni Te- kin, köprü geçece ceklerini söyleme- m'şti. Demirlerden fazla gürül - tü m birdenbire korktu, öm patladı Tekin... Neye haber verme ed n?. Usulca dizlerinin, Tekinin diz lerine pek yakın olup aki anlamak ist yormuş gibi baktı.. Hayır, Se biribirine dokun - miyordu. Tek — Aklıma pa dedi, eğer a bilseydim haber ve- .. Darılmadınız ya?. “Bu suale ne cevap vereceğini biraz düşündü. Tekinin gözlerine ve Dudaklarımı buruşturup p $i- mari — Dar. Hem çok darık ğ ii burdan konuştular. zun yolculuklardan bahsettiler. Tekin bir aralık kalktı. Üstünle bi- raz koridora çıktı, sonra gelip ka - mın yanına Ondan sonra, pi kişi arasında . Fakat (gözlerini hiç oralı değil miş gibi duruyor, başmı arka tahtaya dayamış, dışa- yordu. Sanki sigara rısını $: tee» seyre e tekerlek sesleri, in hıziyle sarhoş olmuştu. ” Yaklağıyorlardı.. a girdiler. Tren durdu » 1 ileri. Üstün ii isindeydiz KM iyi yeri bize, sen göstereceksin Ta Eşyaları ssl Yola ko- yuldular.. Üstün gene en önde gi- iie Tekin, lak 1 girerek: — Hay, hay, det Aygen bir kahkal İli attı — Bugün erkek Ülgisürüiir Ka de Zeynebin kolunu tut- Ben de kadın!.. ” 2673 — Ozağı: Kadim. 2674 — Ozgan: Mukaddem. 2677 — Ozut: 2678 — Öbge: Ced. 2679 — Öcek: Burç, sath, — Özel: Burç. 2689 — e Hup. 2690 — 2691 — ön Er N 2692 — Öğe: Akıli, nazır, İS. 2693 — Öğlü: Hâkim, zeki. en nun. 2700 — Öğüslüz Medhe lâ yi SURURİ ev b biz > KURUN isim babası Kurun'un edebi romanı: 4 GUL ÜSTUNE Gül Koklıyanlar Yazan: Selâmi İzzet Kayacan Zeyneb de bu üre güldü. mayeseonanı” Yolda Tekin, küçük bir me hanenin önünde durdu — İştah açar, dedi. deh şarab yuvarlıyalım. Üstünle birer kadeh attıla Kadınlar b'rer şişe bira içti. 1 kin gene Aygenin koluna girdi. — Şimdi deniz kenarma git lim.. İyi bir seske bulur, oturur, kı nımızı doyu Üstün ii Zeytebin koluna g Birer | B — Dört taraf ta gelincik, ç patya dolu.. Ben bir demet yar cağım Üstün “e. — Haydi toplayalım z Aygenle ve len doğ koşar gibi ilerliyorlardı. Üstü Zeyneb yavaş yavaş yürüyorl söiğin geri kalıyorlardı. erler nemliydi. Yüksek « ia eteklerin uçlarını ıslatıy güzel bir toprak kokusu ciğerli doluyordu. Deniz eMeEİp buluştule Aşağıya, dar ve sarp, döneme bir seldin inilecekti.. Üstün 1 rumu şöyle bir gözüne kestir; Geriledi. Aşağıya atlıyacaktı. Aygen ni yapıştı: — Sakm ha! Üni ilani ısrar etme Eş — Melitebte iken budan da güç verlerden atlardım, dedi. Biribirlerine yardım eder kollarından, bazi bellerinden tutarak şen ağlı kahkahalarla aşağıya indi iler. F çük, çakıllı bir plâjdı. Ora lu kayacıklar serpilm raya yosun #.. Kayadan kayaya sektiler, ! larda taş kaydırdılar. Sonra tı rar yamaçtan tırmandılar. Tekinle Aygen bir solukta | karı çıkmışlar, gene tarlalar koşmağa baslamışla! ardı. Üstünle Zeyneb ağır ağır Y rüyorlardı. Üstün kadınm beli avucuyla dayanarak kolay ve Yı e çıkmasına yardım € pil k uçurumun sarp j yere he sarı bir çiçek il — Ne güzel, dedi. Yazık koparılmaz, cok u — Neden ane İstesin, o da yapsı ekleri çok mu seviyor! eye sevindi... Güneş alt da yanları al al olmustu.. — Çok severim, dedi, bay rim, Yamactan kurtulduktan se huğday hasallarınm arasına d Aslar. Kadın ilâve etti: — Tekin beni üzdü mü «nNrken bir in giçek getiri Hemen Karısı — Tekin siri peri mi?. İyi dam de*il midir — İwidir, iy'dir ama, ara srradla rirermz. — Darek van vana el yaman sadena önüeün? vorum.,, emekle şi ge edin? Kadın, müstehzi bir gö! baktr, sonra başımı salladı: