j İraat bakanının Rad- yoda bir söylevi pManlı imparatorluğu memleket meğini bile dışardan alıyordu ,, |» 15 (AA) — Ulusal | pe yine müna- irani Muh - ; m ie şu TN Uttaşlar, vi olmakla illerin Nomi ve artır. Kğ Kldim, İ, vom üzerinde bil - “ Yİev yapacak değilim. tin dışındadır. Ben yal - e (Osmanlı, Cumhuri- ü onomisi arasında ırma yapacağım. Kar - dedim, bu, tüm yerinde X olmadı. karşılaştırma Arasında olur, 3 yu devresinde ulusal diye ortaya çıkarılacak, , İm bir nesne bir var- nca o devrede an - mış, değeri anlaşıl- niz yabancı dillerden rak bir iki bitik de tek “lan kuru bir terimlik - i, | p E buyruğuyla, esdi Yı e bir İmre eökmüş, çökmüş İl pr konuşmasında Ni Kendilerini Os - ğunun iyeleri nü, torlu e ee olan- | sayanlard. an di m kopararak gecici iğreti diyen - i Türkiyenin de er - tik sıkıntılar karşısın - ip, aldıklarını geri ver- “İM eyeceğini söyliyenler önel “e kanığdaydı: ş savaşmı ka - kardır Ancak ci - N savaştan öbürün N, bitkin düştüler. Sim l , en güzel yerle- İnal birçok yeri ço- i bir ülkede kendi baş - k Pulsuz, nitiksiz, ke- iy babilirler, nasıl barı - çok daha zengin yer - » daha çokluk, daha N Yapabilmişlerdi?.. terluk ülkesinde e ne gösterebilir- 1. bir iki iki iş yapılmışsa Ve kendilerinindi? Selip de şurada bu- , Südük dem'r yolu ya- it dı İstanbuldan iy özeklerine kaç gün- ie her türlü ge- “gi yn kim ei ia orrakım, “larda kendilerini orlar mıydı? Acun P biten, gelip ge - NE : , önlerin - .urumunun, yapısmın lınca | ri bir örnek yoktu. Başında Ata - türk ve yeniden daha yeni doğuy: yıl içinde yapılan, Kibarli işleri sayacak değilim. Ben yalnız sizlere iki devre mini ökonomisinde tarım bakımından -| bir iki sağış okuyacağım: Osmanlı imparatorluğunda (bu ekilirken şimdi 65-70 milyon dö - nüm ekilmektedir. 909 yılında 24 milyon dönüme karsı 931 de 38 milyon dönüm buğday. 909 yılında 13 milyon dönüme karşı 931 de 1515 milyon dönüm a, arpa. 909 yılında 0,7 milyon dönüme karşı 931 de 78 milyon dönüm yu- laf. 909 yılında 2,5 milyon dönüme karşı 931 de 3,6 milyon dönüm çavdar ekilmiştir. 909 ekilişi 100 sayılırsa 931 de buğday 160, arpa 117, yulaf 163, çavdar 142 ye çıkmş demektir. Bir de Cumhuriyetin ilk yılla - rile son yı'ları ekişlerini karşılaş - laştıralırn, Görülür ki: yıldan yıla » İbüyüle bir artış, ilerileyis vardır: arpa 1 1.540.809, 71931 de 15.593.659, ri 1924 de 1.245. ie 1931'de 3 Patates, keten, ii ng büyük bir artış var - 5 gm 1909 da 148.631, 1931 444.645, keten kendir 1909 da 127.608, 1931 de 30.043, uk 1909 da 1.636.374, 1931 de2 ei yon 162.688, tütün 10909 da bin 55, 1931 de 689,497 Bunlarda da 1909 ekilişini yüz sayarken 1931 ' ekilişi patateste 300, keten, kendirde 237, pamuk- ta 132, tütünde 165 e cıkmıştır. Cumurluk şekerini kendi yap - makla Türk köylüsüne de çok ve- rr gelirli, yeni bir bitki, şeker ı da kazandırmış oldu. © Osmanlılık devresinde sıfır o - lan şeker pancarı ekimi 1926 da 50.000 dönümden başlamış, bugün 250.000 dönüme çıkmıştır. Bak'a 1909 da 366.659, 1931 de 473,328, nohut 1909 da 405.835 1931 de 575.939, fasulya 1909 da 468.146, 1931 de 644.095, merci - mek 1909da 202.387, 193ide 259.374 Hayvanlarda da artış vardır: 1933 de 1923 koyun sayımına göre 1. bi. fazlalık görünü - yor 1928 a 4,5 milyonu m keş sığır 1933 de 5 milyonu geçmiştir. leket ekmeğinin - bile büyük bir parçasını dışarıdan alıyordu. Genel savaştan evvel yabancı ellerden bir yılda 80 milyon kilo buğday, 165 milyon kilo un sokul- muştur, Bugün ise bunları biz çı - karıyoruz. Yedi ay icinde dısarıya yaptığımız buğday satışı 115 mil yon kiloyu bulmuştur. Bu yalnız buğ/ayda unda değil, öbür ürün- | lerde de böyledir. Yediğimiz pi - Ki “a j ia yy le SL 924 da rincin üçte ikisi düşardan geliyor- | li Vİ Bay Tevfik Rüştü Aras Atinada Yaş dostluğunu daha ziyade kuvvet - lendireceğini yazmaktadır. : Bay Tevfik Rüştü Aras, Selâ - nik istasyonunda kendisini karşı- layi Yunan gazetecilerine şu sözleri söylemiştir: “Atinayı ziyaretten maksadım dostum Yunan hükümet adamla - rını görmek ve hariçte edindiğim intibalarr kendilerine anlatmak - tır, (Baş tarafı inci sayıfuda) Paris Yunan elçisi Bay Politis ile beraber (o Milletler Cemiyeti konseyinde Balkan antantmı tem- sil ettik, Cenevrede görüşülen mesele - lerin ehemmiyetinden dolayı va - ziyet ciddiyet kesbetmişti. Veri - len kararlar, Uluslar birl'ğini kur- tarmış, sulhü kuvvetlendirmiştir.,, Bay Tevfik Rüştü İm mü - im sözleri arasınd. smi top - lantılar ile Yunan ki fikirleri - ni şaşırtan dini giyim kanunun - dan söz açılmca demiştir ki: “ Kestirilen kanın o Türkiye Iâikliğiyle o uluslaşmasınm ta - bii o neticesidir. — Uluslaşmak demek, Türkiyenin kuvvetlenme- si demektir. Dostlarmın kuvvetli bulunması Yunanistanın da işine yarar. Çünkü bir gün sırası gelir. se iki ulus bir savaşta birlikte bu- Tunacaktır. Bu kanun için yapılan gürültü- şünmeli ki, — ne e ne de kili: r. Bunun amacı (Hedefi) Hans Bütün medeni acunda böyledir, Soy adı kanununa gelince; bu azlıklar için mecburi değildir. Yalnız kimin soy adı yoksa bir ta- ne edinecektir., Ankara, 15 (Kurun) — Türki. ye ile Yunanistan arasında imza- lanan takas anlaşmasını, e) ticaret, seyrisefain mukaveleleri - ni Bakanlar heyeti tasdik etti. Yüksek (ühendis mektebi nin tadiline karar yeni idare hı seçilmişti Methi azalığa seçilmişlerdir. Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Babıâli, Ankara caddesi No. 60 Telefon: Salı günleri meccanendir.. m mi u. Şimdi dışarıya gönderebilmek rn Unut di gerektir ki, karşı- laştırmada örnek olarak aldığımız 909 yılından sonra Türkiye bir « çok savaşlar geçirmiş, birçok ye - rini yağı basmış, son yıllarda acu- kalmamış hep ileriye doğru yürü- müştür, Tarım işleri verimini çabucak göstermez. Ondan ötürü yukarda- ki örneklerde görülen artışlar, i - lerleyişlerin değeri büyüktür. ulusal ökenemiyi berkleş- direcek bir ilerleyişin çok umdu- rucu başlangıcıdır. ie İngillereyi Körkidak silâh Bombardıman tayyare- leri karşısında devletler Almanlar ellerindeki tayyareleri, harb tayyaresine çevirirlerse bir savaşta nerelere kadar yetişebilirler? Son yıllarda harp tayyareleriy- le air tecrübelerle alâkadar olan m assıslar şu neticelere Emer 1 — Bombardıman tayyareleri, insan kafasının şimdiye kadar ya- rattığı en kuvvetli, en tesirli, en hızlı harp silâhlarıdır. — Bunların masrafı, diğer her hangi silâhm masrafından da- ha çok hafiftir. Bombadırman tayyareleri bir tarruz silâhıdır. Bu tayyareler en uzak mesafelere adar Harbi, düşmanm kalbine kadir düşmaı sma Mei va bombaları, mermiler gi - bi, e rerdmi sarsmaz Onları ağır bir kılıf içinde mu- hafazaya lüzum yoktur. Tayyare bombalarının ri patlama maddeleri, nisbet dairesinde, mermilerin taşıdığı patlama mad- delerinden Eğ çoktur. Tayyarenin bulunuşundan ve bir harp silühe olarak kullanılma- smdan sonra denizaltı (o gem'leri geride kalmıştır. Denizaltı gemi - si, bir gemiyi beklemek, torpille - k mecburiyetindedir. o Onun bir işe yaraması çok az bir bombarduman tayyaresi, en hızlı (giden sekiz misli hızla hareket eden deniz muhriplerinden altı kere süratli - di düşmana zarar vermesi için bir gemiye isabet et- mesi lâzımdır. Bir hava bombası- nım zarar vermesi için isabet şart değildir. Çünkü bu bombalar*b'r gemi - den elli kadem ötede de- patlasa o gemiyi batırabilir. Gemi, deniz- altımdan ziyade, atyyare için mü- kemmel bi n bombardı - man di deniz devletleri için, denizaltılardan daha çok tehlikeli bir silâhtır.. : # : *# Tayyare silâhının (kuvvet ve tesir bakımından bu vaziyette ol- duğunu göz önüne getirince bu - gün Avrupa devletlerini derinden ğine yapan sebepler kendiliğin - den aydınlanır İngiltere korkuyor; çünkü bom bardrman tayvareleri, denizaltıla- rmdan fazla İngiliz münakalâtını tehdit ediyor. Bu münakalât İngil- tereye gıda maddeleri taşıdığı için İngiltere, (bu silâh yüzünden aç kalabilir. »g'liz donanması, İng'lterevi müdafaaya yetezek bir kuvvet ol- maktan çıkmış bulunuyor. Cünkü bu kuvvet enğinlerde, sahillerde tayyare hiicumuna maruzdur. O- nun için İngilizler, öz yurtlarını tayyare ile müdafaa etmeyi, dü - şünüyorlar. Çünkü bombardıman orduları bunlara karşı çaresiz ka- iyor. Bunları hazırlamadan sivil im - İng'ltere havadan hücuma açık olduğuna onun her tarafı, ona er- i 5 h İn sü zak getiren vasıtalar, onun şehir- leri, müesseseleri, tersaneleri, tay- yare (okarargâhları, sözün kısası onun her şeyi tehlikeye maruzdur. ngilterenin maruz olduğu bu tehlikeyi her devlet duyuyor. Her devlet düşünüyor, onun için her devlet ona göre tedbir alıyor. Bugün İngiltere, Fransa, Al ? manya, Amerika ve diğer devlet- ler hep bu yolda hazırlanıyorlar. Hep bu yolda hazırlıklarını tek - milliyorlar. Gerçi bu devletlerin hep bom- bardıman o tayyaresi yapmağa, yaptırmağa koyulmaları, ökono - mi kaygusuna da dayanıyor, fa »- kat ökonom! fikri bu işte en son - raya kalıyor. Asıl blade şudur: Bugün münakale yapmak için yaresine çevrilebilecek bir şekil - yor. O haldebu biçim tayyareler ne kadar cok yanılırsa, m kuvvezleri için en müke olmalarına da dikkat edilirse ile- risi namma tasa çekmeğe yer kal- maz. Deyistlürii bu yolda nasıl ha- zırla; y gösteren bir örn Almanyanın halidir. Beş yıl önce Almanların hava ku vveti yoktu. Fransa, hava kuy- akımından en ileri devletti. Çok geçmeden Almanlar en sür - atli münakale tayyarelerini yaptı- lar. Bu tayyareler, harp tayyare - lerinin en hızlısmdan daha hızlı gidiyor. Bu tayyareler münakale işlerinde denenmiş ve hız bakı - mından eşsiz oldukları anlaşılmış- tır. Almanyanm komşuları ise bu volda galiba geri kaldıkları için hep telâş gösteriyor ve hep korku içinde bulunuyorlar. Almanyanın bu tayyarelerle ne ei KAN anlamak için umuz haritaya bir göz at- mak kâfidir. Şayet Almanlar, el - lerindeki tayyareleri harp tayya - relerine © çevirecek olurlarsa bu tayyareler çizgi içine alınan bü - tün sahalara yetişebilir, ve bu sa- halar içinde isted'kleri işi görebi- lirler. Almanya için hareket ede- cek her hangi bir m tayyare kolu bütün bu mi arp sahnesi sayar, bu sahneyi pi lak bullak eder. Avrupa devletle- ri içinde bu sahnenin kalan devletler (sayılır. Türkiye, Yunanistan ve Portekiz- dir. Diğer bütün Avrupa devletle- ri bu tehlikeye maruzdur. > » # iş Almanya hakkında böyle ol duğu gibi diğer devletler için de böyledir. Onlar da ayni vasıtalar» la cihazlandıkları takdirde benzer bir saha dairesinde son de- rece tehlikeli bir mahyiet alırlar. Bugünkü harp korkularının en esaslı sebebi budur er devlet ai devletlerin mesi ni (o bilmediği için onıardan korkuyor o Her devlet, kendini tehlike mıntakasında gör- Aöğü icin hazırlanmak ihtiyacım duyuyor. i Ö.R. — KURUN 16 Birinci kânun 1934 sammmmaş