Şark Ahvali Teşrin-i Evvelin yirmi sekizinde bir ve Teşrin-i Saninin ikisinde iki ki cem'an üç İngiliz piyade alayı Batum'a gelmiş ve bir alay da gelmek üzeredir. Alayların mevcudu beş altı yüz neferdir; içlerinde üç yüz Müslüman ve Mecusi Hindli vardır. Bir tabur topçu ile istihkam ve telefon müfrezeleri de gelmiştir. Umum kuvvet iki bin beş yüz tahmin edilmektedir. Topçu efradı arasında Rus neferleri de vardır. Batum'a çıkarılan bu kuvvetlerin henüz nereye sevk idileceği malum değilse de Bolşeviklere karşı ihtiyat bir alay Tiflis'de, bir alay İran'da, bir alay Batum'da bulundurulacağı istidlal edilmektedir. Gürcistan ve Azerbaycan istikametlerine sevkiyat yapılmamıştır. Yalnız Bakü'de bir yüzbaşı kumandasında birkaç nefer vardır. General Milan Batum'daki alayı teftiş etmiştir. Esna-yi teftişde Batum'daki alay tarafından bunları bir an evvel terhislerini istemişler ve General de bir haftaya kadar Batum'a gelecek fırkanın ilk kafilesi vürud ider itmez hemen terhis idileceklerini va'd etmiş ve mezkur fırkanın ilk alayıyla tebdilleri icra edilmiştir. 1915 ve 16'lı efrad terhis edilip 1 Teşrin-i Evvel 35'de Batum'dan hareket eden alayın bakiyesi de 2 Teşrin-i Sanide diğer vapurla getmişlerdir. Bunların İstanbul'da lağv idileceği ve kumandanları olan miralayın da vali-i askeri sıfatıyla kalacağı anlaşılmıştır. Trabzon İngiliz Mümessili Yüzbaşı Crawford Batum'a bir fırka asker göndermekde olduklarını ve bu askerin Batum'da mevcud ve terhise tabi' efradı tebdil ideceğini, mütebakisinin de Rusya'ya gideceğini söylemiştir. Türkiye Sulhu için de bir müddet intizar-ı lazıme geldiğini ve Türkiye Sulhu'nun büsbütün başka bir tarzda olacağını bi'l münasebe dermeyan eylemiştir. Diğer bir İngiliz zabitinin ifadesinden Batum'a gelen İngiliz askerinin Tiflis, Gümrü ve Kars'a geldikleri ve İngilizlerin vurudundan Ermenilerin evvelce malumatları olduğu ve intizarda bulundukları anlaşılmakdadır. - - - - - - - - - ❖ - - - - - - - - - Batum İslam Cumhuriyeti'nin Karar-ı Kat'isi Batum'da çıkan Sada-yı Millet gazetesi Batum Livası İslam Cemiyeti tarafından 19 Teşrin-i Evvel - 35 Cuma günü daire-i mahsusasında iki yüz ahali vekili ile birçok sami'in muvacehesinde bi'l müzakere mevadd-ı atiyenin karargir olduğunu neşr etmiştir: 1 – İtilaf Devletleriyle Türkiye beyninde mün'akid mütareke mucibince sulh-ı umuminin hitamına kadar kema-fi's-sabık Büyük Britanya Hükumeti tarafından Elviye-i Selase'nin idare ve muhafaza edilmesi ve ahalinin re'y ve arzusu sorulmadıkça sulh konferansı tarafından ittihaz-ı mukarrerata meydan bırakılmamasının te'mini. 2 – Britanya hükumeti Batum'u terk etmek mecburiyetinde kaldığı zaman mütareke ahkamına tevfiken Elviye-i Selase'nin Türkiye'ye i'adesi. 3 – İşbu mevaddın adem-i kabulü halinde Denikin ve Gürcü istilalarına ma'ruz kalmamak için memleketin müdafa'a ve muhafazasının biz İslamlara terki. Cemiyet mukarreratının kuvveden fiile ihracı için ahali vekillerinden dört kişilik bir heyet intihab edilmiştir. Azerbaycan Ahvali Azerbaycan hükumetinin 4 Teşrin-i Sani 1335 tarihinden beri Zengizor Ermenileriyle muharebeye başladığı müstahberat-ı mahsusamızdandır Ermeniler Nahcivan, Aras mıntıkalarındaki İslamlarla da temasda bulunmakda ve her cebheden muharebe devam etmekdedir. § Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan hükumetleri ile Amerika'nın Kafkas'daki murahhasları arasında mün'akid mukavelede sulh konferansının mukarreratı neticesine kadar Nahcivan havalisinin idaresi bir Amerika valisinin taht-ı nezaretine verilmesi tekarrür etmiş idi. Bu karar üzerine Nahcivan'a bir Amerikalı vali getmiş ise de Nahcivanlılar bu kararı kabul itmemişler, Azerbaycan'a iltihakları baki kalmak şartıyla Amerika'nın konsolos namı altında bir memurunu kabul idebileceklerini söylemişler ve Amerikalılar bu ısrar üzerine Nahcivanlıların hakkını teslim ve taleplerini is'af etmişlerdir. ----------------- Adana Ahvali Suriye ve Filistin'deki Ermenilerin kamilen Adana'ya sevk edilmekde olduğu haber alınmakdadır. Ermeni rüesa-yı ruhaniyesi bu nakil meselesinden şikayet itmeyi, Ermenilerin oradan oraya süründürülerek perişan ve mutazarrır edilmekde olmasından dolayı pek ziyade müteessir olduklarını bildirmekdedirler. Hatta istihbarat-ı mahsusamıza nazaran Haleb Ermeni Cema'ati tarafından Ermenilerin Suriye ve Filistin'den ihrac idilerek Adana havalisine nakilleri protesto edilmiş ve Avrupalıların hiçbir milletin hukukunu tanımayarak sırf kendi menfa'atlerini takip etmekde olduklarından şikayet olunmuştur. Adana'ya Haleb'den tehcir suretiyle celbedilen Ermenilere mukabil Adana'da birleşmiş olan Kürd muhacirleri dahi Fransızlar tarafından Mardin'e sevk edilmişlerdir. Adana vilayetinde cereyan eden bu ahval pek ziyade nazar-ı dikkati celbedecek bir mahiyettedir. Cebren teksif idilen gayrimüslim unsurlara istinad ettirilecek nufuz-u siyasileri memleketin sahib-i hakikisi olan Müslümanların ne nazarla telakki ideceklerini medeniyet alemi düşünmelidir. Dini ihtilafattan mütevellid ta'assubları barbarlık telakki eden insaniyet-i mütemeddine, bu ihtilafatı hasis bir menfa'at emeliyle ve en korkunç neticeler verecek şekillerde ihdas eden kendi alemlerini hoş görecek midir? Bilmek isteriz. Zahiran Protestan mezhebi namına propaganda yapmak üzere Ayıntab'a gelen murahhas ve va'izler Kilikya İncil İttihadı namına Ayıntab'da ictima'lar akd iderek müzakeratda bulunmuşlar, ba'dehu Maraş'a getmişlerdir. Murahhaslar meyanında yüzbaşı rütbesini haiz ve Protestan kilisesine mensub bir Fransız misyoneri de vardır. Bu yüzbaşı tarafından Protestan mezhebinin ulviyeti ve Kilikyalıların ittihadı lüzumuna dair irad idilen hitabeye Ermeni papazları cevab vermemişlerdir. Gelen murahhaslar otuz kadar olub Urfa, Maraş, Haleb, İskenderun, Adana Haçın taraflarından gelmişlerdir. Ayıntab'da münteşir Zehebi gazetesi İncil İttihadı ictima'ından bahs iderken Yüzbaşı Kurtuan'ın Fransız kumandanı Miralay Bremon tarafından gönderildiğini ve bu yüzbaşının muharebede yaralanmış olduğunu, şimdi de Ermeni işlerine nezaret etmek üzere Fransa Hükumeti tarafından i'zam olunduğunu yazıyor. Ermeni Millet Meclisi ile mülakatında bir yüzbaşı, Bağdad ve Port Said'de bulunan Ermeni muhacirlerinin pek yakın zamanda Kilikya'da iskan ettirilmek üzere avdet ideceklerini ve bunlara muvakkat meslekler tedariki için kırk bin lira tahsisat verildiğini söylemiştir. § Ayıntab'da bulunan Fransız kumandanı Adana Kuvve-i İşgaliye Kumandanlığından Ayıntab ve Maraş livaları için birer alay kuvvet taleb etmiştir. § Haleb mıntıkasından Diyarbekir'deki Ermenilere gelen mektublardan bütün Ermenilerin intikamcuyane ve mütecavizane lisan kullanmakda oldukları ve Adana'da birleşmek üzere davetler yapıldığı, Adana'ya getmek üzere yola çıkacak Ermenilerin Adanalıyız deyince hiçbir mümana'ata uğramayacakları te'min idilerek Adana'da tekasüf etmek üzere teşvikat icra idildiği anlaşılmakdadır. - - - - - - - - ❖ - - - - - - - - Protesto Telgrafları Viranşehir'den: 1 – İngilizler ile Fransızların mukaddema akd etmiş oldukları mu'ahedeyi esas ittihaz iderek sene-i haliya eylülünün on beşinci günü Suriye İtilafnamesi namıyla Alem-i İslam'ın mahv ü izmihlalini ve dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun inkırazı ihzarını mutazammın yeni bir sahife-i felaket daha ilave eylemişlerdir. 2 - Vatanımızın asla tecezzüvü kabul itmez bir kül olduğu ve külle vaki' olacak herhangi bir müdahaleye kat'iyen meydan vermeyeceğini Erzurum ve Sivas kongreleriyle cihana ilan edilmişti. Hala mukadderatımız ile oynanmakdadır. 3 – İtilaf düvel-i mu'azzama-i hazırasından bu derece haksız ve bu derece mugayyir-i insaniyet ve milliyet zulüm ve i'tisafı ümit ve intizar eylediğimizden naşi mevcudiyetimizin imhasını ve memlekete daimi adem-i emniyet ve iğtişaş ve ihtilali intac ve sevgili Anadolu'muzu şark ve garb namlarıyla iki mıntıkaya tefrik eden i'tilaf ve i'tilafnameyi asla ve kat'iyen adem-i kabul ile bütün mevcudiyetimiz ile protesto iyleriz. Sürmene'den: 1916 Senesi İ'tilafnamesi'ne isnaden mukaddes vatanımız üzerinde başlayan ve başlayacak olan işgallere dair protestoname ile İzmir Fecayi'i hakkında Hükumet-i Merkeziye ve Düvel-i Muazzama-i İ'tilafiye mümessillerine telgraflar keşide idildiğini arz eylerim. Becar'dan: C 14 Teşrin-i Sani 335 sene Künc ü Mülhakat-ı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ebediyen Makam-ı Mukaddes-i Hilafete merbutiyetlerini ve harekat-ı milliyelerini de kalbi feryatları mümessiller ve icab eden makama telgrafiyen bildirmekde oldukları ma'ruzdur. Mahall-i İçtima' Etrafında Son posta ile gelen sabah gazetelerinden birinde Meclis-i Meb'usanın mahall-i ictima'ı hakkında deveran eden şayi'atdan bahis ve Lütfi Fikri Bey'in imzasıyla bir başmakale gördüm. İntihabat gürültüleri kısmen sükunetyab olarak her meb'us için birçok mahallerde artık ictima'a hazırlanmak lüzumu baş gösterdiği bir zamanda sevk-i tabi'i ile varid-i hatır olan mahall-i ictima meselesi filhakika haiz-i ehemmiyettir. Vatanın mukadderatı hakkında en son ve en kat'i kararlar vermek mes'uliyet-i maddiye ve ma'neviyesini göze alarak namzedliğini vaz' ve intihabda te'min-i muvaffakiyet etmiş olan bir milletvekilinin yegane nokta-i nazarı, altına girdiği bar-ı mes'uliyetden vicdanını rahnedar itmeyerek çıkabilmek, der'uhde ettiği yüksek vazifeyi hakkıyla ifa idebilüb idemeyeceğini düşünerek ona göre bir hatt-ı hareket ittihaz etmekdir. Binaenaleyh ilk evvel, hürriyet-i vicdanının, serbesti-i efkarının ve bunlarla beraber olan masuniyet-i şahsiyesinin mukayyed olub olmadığını düşünmek mecburiyetindedir. İşte, Meclis-i Meb'usanın mahall-i içitma'ı hakkında Lütfi Fikri Bey'in bahs ettiği şayi'at mevcud ise, pek tabi'i olarak bu mecburiyetden tevellüd etmiştir. Meclis-i Meb'usanın İstanbul'dan başka mahalde ictima' imkanı olub olmadığını hiç düşünmemiş bir meb'us, Lütfi Fikri Bey'in makalesini okudukdan sonra bunun cidden mucib-i münakaşa bir mahiyetde olduğuna ve İstanbul'da akd-i ictima idecek milletvekillerinin oldukça mühim tehlikeler altında kalacağına hükmediyor. Hatta garibdir, bana öyle bir his geldi ki, Lütfi Fikri Bey İstanbul'dan başka bir mahalde Meclis-i Millinin ictima'ı mümkün olmadığını iddi'a ve isbat zemini üzerinde yürürken belki bi'l ihtiyar, İstanbul'a gelecek meb'usların bazı mehaliki hamiyet-i vataniyeleri icabatından olarak göze aldırmaları lazım geldiğini ima etmek istiyor. Bana bu hissi veren satırları aynen nakl ideyim : “Olabilir ki Meclis-i Meb'usanda bulunmak isteyen bir takım zatlar vardır ki şahısları için İstanbul'da lüzumu kadar emniyet görmüyorlar ve bunun için Meclis-i Meb'usanın ahar bir yerde ictima'ını arzu idiyorlar. Böyle bir arzu ma'zur olabilir fakat bu zevatın hamiyetlerinden kat'iyen eminim ki Meclis-i Meb'usanın nakli halinde husulünden korkduğumuz fenalıkları şöyle ciddiyetle düşünürlerse bize hak vermekde bir an tereddüd itmeyecek ve icabında şahıslarını millet uğruna feda ideceklerdir.”