Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
nedir : Kadına dair bir çok şey yazıldı ve çok şey söylendi. Acaba yazılmadık tarafı var mıdır? Kadının beyni erkeğin den daha küçük müdür? Hayir, vasatl olarak kadım beyni erkek beyninden birkaç gram daha hafiftir. Fakat boy ve vücut ağır. lığiyle nisbet yapılırsa kadın be's nininerkek beyninden daha büyük olduğu anlaşılır. Kadının elleri erkek — ellerinden daha becerikli midir? Evet, kadın parmaklarının ha « Feketlerine erkekten daha fazla hâ. kimdir. Parmak kenarlarının şekli, dikiş dikmeye, işleme — işlemeye, makine ile yazı yazmaya daha müsş saittir. Fakat bu şekil yüzünden makina parçalarını birbirine bağe lamakta Mmuvaffak olamaz. Kadın — hafızası erkeğinkinden üstün müdür? Evet, psikoloji lâboratuvarların « da testler üzerinde yapılan tecrühee ler bunu açıkça isbat etmiştir.. Bu farkın psikolojik sebebi henüz keşe folunmamısş olmakla beraber kedın dimağının daha büyük — oluşunda : ileri geldiği tahmin —edilmekted!'r. Kadınlar bilhassa tarih ezberle. meklte erkeklerden çok üstündürea ler. Erkek kadından daha iyi mi yas Jan söyler? beynin- Evet, işte size iki nesli mu kayese eden ve pek de erkek lerin lehinde — görünmeyen bir anket, Bu anket gençlik" lerinde maceralariyle şöhret almış tecrübeli erkekler ara" sında yapılmıştır. rin miktarına iki cinste müsavidir. Kadın kalbi erkeğinkinden faz'a mı çarpar? Evet, Hattâ doğmadan evvel ana rahminde bir kız çocuğunun — kalp vuruşunun sayısı erkek çocuğun »« gelince bunlar lre kinden 20 tane fazladır. —Normul bir hayatta kadının kalbi 300 mil. yon defa fazla vurur. Hayvanlare daki nisbet de böyledir. Boğanın kalbi dakikada 46, ineğinki 56 dü- fa vürur. Kadin kalbi daha küçük olduğu halde erkek kalbinden dahs fazla çalışır. Kadın mı fikrini daha çabuk değiştirir erkek mi?. Erkek, Fikir değiştirmek rekor; Ha yır, kadın çok Becerikli bir yalancıdır. Yakınlarının saffelin. den istifade etmeyi çok iyi bilir ve beceriksizce uydurulmuş yalara lara —İnanmaz. Erkekler yalanda mübalâğacıdırlar, fakat — yalan söyleyen kadınlar bütün zekâlarını yalanlarının icine korlar. Binnens. leyh kadın yalanına kolay İnanılır fakat erkek yalanına inanmak Bgüc tür. Kadın iyi patron oölabilir mi? Hayır, kadınlar otoritelerini dat ma fena kullanırlar. Kadımn işçilere; den yüzde doksan dokuzu hattâ yüzde yüzü erkek âmirler tarafır dan iİdare edilmeyi tercih ederle- Kadım işçiler kadın âmirlerden şi-| kâyet ederken onların ehemmiye! kiz teferrüat özerinde durduklarını ve iİşçilere — yaptıkları işle — değil. pafrona gösterdikleri — riyakürlıkla mütemasip şekilde muamele etliğin. 'den şikâyet ederler. Demek oluyor ki kadın zekâsımnı başkalarını idarc ederken kullanamamaktadır!'e. Kadın acıya örkekten — fazla mi dayanır? Evet, vakıa kadın erkekten da'ıa hassastır, fakat maddi acıya er- kekten daha çok dayanır. Kııdın erkekten daha mı kıskanc' tır? Evef, kadın nesli kısknııclık nes” Hdir, Kadını birçok ahvalde mahe veden kıskançlıfıdtr. Kadınlar &ıcafa we soğuğn Kkarşı l erketler kadar tahammüllü deği! midirler w Hayır, Tahammüllü —değildir!e-, Kutup ve hatlüstuva kâşifleri ara. sında bir tek kadın bulunmaması bunun delilidir. y Budalalar kadınlar arasında m: çoktur, erkekler arasında mı? Kadınlar arasında, Vakıa timar- hanelerde vapıları — İstalistikler er. kek budalaların daha fazla oldüğ 1« nu göstermektedir, fakat — şurasını unutmamak İTâzımdır ki erkek bu. Palaya cemiyet fahammül edeme- diği için 'derhal tedavfve haşlar. fakat budala kadın evinde raha' rtahat yaşayabilir. Kadın mı efrafındakilerle daha İvi geçinir, erkek mi? Hiç şüphesiz kadın. Kadınlar ya- kındakilerini — kendilerine çekmek ve onlarla ahenkli bir halde ya sşamak sanatını daha iyi bilirler Kadının daha gecimsiz — olduğuna dalr tEmumt bir kanaat vardır. Fü- kat Bu tmum? kanaati şu kelimec. lerle Hade etmek daha doğru oluür: “Kadın geçimsiz değildir, faka' istediği vakit getimsiz görünür. Kadın mı hcyecanlıdu' erke!- mi? l Kadın. Bu © kadar belli blr Şey. dir ki, söylemeye hacet yoktur. Radının kanı erkek kanının tı-. kısı tmdiır? Havır, kadının erFek kadar yor- cunluğa tahammül edememesi'de kadının erkek kanına nazaran da. ha fazla sulu olmasından ileri ge Ür. Kadım kanında kırmızi kür-. rikler dahâa azdır, binaenaleyh k dın vücudundaki demir ve öksijer miktarı zayıflır. Geçici hastalıklar erkeklerdedir. Kadın karar vermie den evvel çok mütereddittir. Dü's kâneılar bunu gayet İyi bildikleri için kadın müşteriler önüne çok eşya yığarlar. Fakat kadın bir de, fa kararını verdikten sonra dedi- ğini yapar. Kadınlar kumanda altmda yaşas | mayı severler mi? Ekserisi evet. Fakat bir kısmı şiddetle mukavemet eder ve hir tahakküm kabol etmez. Kadın hem uysallıkta hem — inatçılıkta rekor kırar. Evlenmeye karar verdiğli va. kit itaatfı ve —iradesiz bir adam arar .Bu kendi iradesine güvene 4 mediği içindir. Kadın erkektet daha — müktesit midir? Evet. Tsrarla pazarlık edişi bu- non delilidir. Kadın ileriyi erkek den daha iyi görür, iktısat yapmak kadında bir sevkitabiidir. Kadın mı daha çabuk sağırlaşır, erkek mi? İ Erkek. İhtiyar erkek sağırlaştığı vakit — ânce sesleri daha iyi işitir, kadın sağırlaştığı vakit kalın sesleri. Elâ gözler kadında mı çolktur. erkekte mi? Kadında. Âlimler böyle diyorlar. İnanmayanlar toarllıosmi yapabl lirler. 1080 öylülündenberi dünyanımnm her yerini ateşlemekte devam eden harp, Avrupa krtasında spor harekejlerini tam manasile balyaladı. Zaman za. man, falan memleketin futbol maç. ları, atletizm müsabakaları veyahut herhangi bir spor hareketi hakkımda aAldığımız malümat, hareketlerin cılız lığı- nisbetinde zayıf ve sönük kalı . yor. Bu harpten sonra — muhakkak kj s&porda birçok büyük değisşiklikler o. Jacak, Vaktile futbolde pek kuvvetli olarak — ianıdığımız bir. memleket, belki harpten —sonra eski varlığile boy ölçüşemiyecek ve vaktile kuvve- ti önünde boyun eğdirdiği kuvvetlerin önünde şimdi kendisi boyun eğecek. Sulh, muhakkak ki ortaya yepyeni şekilde bir spör faaliyeti ve kuvteti doğuracak, Şüphesiz bazı — milletler gekilde onlarımn milli sporu olmuştur. Bu milletler gene bu sporlarında te. mayüz etmek için zorluk çekmeye - ceklerdir, Fakat, gene bazı sporlar da vardır ki onlar da nisbi bir müsava; Ssezi . lir, Bu sporların başında futbollü sa- yabiliriz. İngiltereyi bir kenara — bırakacak olursak, futbölde hemen bir Şterakki yapabilecek memdeket buğün Avru . pada yoktur, Bütün teşekküller ta, mamen veya kısmen bozulmuş, yıldızlar yerlerine yenilerini yetiştir. meğe vakit bulamadan silâha sarıl - mışlardır. Zaten Tutbolom olabilmek çağa gelenlerde de spor değil, evvelâ yaşabilmek kayguüsu vardır,. Doğru dürüst karnmı bile doyuramıyan bir kimsenin fujbol gibi ağır bir sporu, hem de bugünkü gayri müsalt vazi . yette yapmağa uğraşması da pek ök. süz bir teşebbüstür. İşte bu vaziyette sulha kavuşmuş, yaşayışımı njzama sokabilmiş bir Av. rupada spor kalkınması uzun sürmi- yecektir. Fakat acaba — kuyvetlerin srralanışında Avrupa eski — vaziyeti muhafaza edebllecek midir? Geçen umümi harpten önce, Fran. Ba ve İtalya füfbolü müsayvi, — hattâ biraz da Fransa lehine bir. manzâra arzederken, unmmi harpten sonra İ. tâlya bu sporda da, dev — admmlarile eski | ARPTEN SONRA Avrupa futbolu. ne hâle gelecek | Adliye salonunda muhâkemeye başlanmıştır. Zanlı mevkiinde, ih« tilâs ve sahtekârlıktan — suçlu orta yaşlı, sarhoş suratlı bir bay otur. maktadır. Zayıf bünyeli, dar göğüte lü zabıt kâtibi, hafif tenor bir ses. le ithamnameyi okuyor. Ö, noktne lara da, virgüllere de aldırış etmi. yor, ve bu monolon okuyuş, arılas rin vızıltısın. — yabut bir derenin şırıltısını andırıyor, Birisi böyle okuürken hayal kurmak, hatıraları yadetmek, şekerleme kestirmek pek ! tatlı olur... Hâkimler, jüri ânlırı[ ve dinleyiciler, can — sıkıntısından esniyorlar. Salonu ölü bir sessizlik sarmış. Arada sırada koridorlardan muntazam ayak sesleri duyuluyor, yahut esniyen bir füri âzası, yume ruğunu ağzına götürerek usulca Öke sÜrüyor.., Müdafaa vekili, kıvırcık başını yumruğuna — dayamış, — şekerleme yapıyor. Onun fikirleri kâtibin v'e zıltısının tesirine kapılarak, intizâaa ma giremeden — dağınık bir halde dolaşıyor. Vekil, ağırlaşan oynatarak: “Lâkin bu mübaşirin Bürnu ne * kadar uzun, diye düşünüyor. Ta- biatın, bu zeki yüzü bt — şekilde berbat etmesindeki tikmet ne? EFe ğer bütün insanların burunları şöy-. le iki, üç kulaç uzunluğunda olsave dı,. yer yüzü dar gelirdi, evleri de daha geniş yapmak icabederdi...» Vekil, sinek tarafından ısırılan bir beygir gibi, başım sallıyor ve düşünecelerine devam ediyor! “Simdi bizim evdekiler acaba ne âlemdeler? Bu saatte, bermutat, Kü« rim da, kayınvalide de, — çocuklar da hepsi evdedir... Çocuklar, Kol ka ve Zinka, şu dakikada herhalde benim çalışma odama — girmişler. dir.. Kolka, koltuğa çıkar, göğsüy. le masanın kenarına — dayanır, bee nim kâğıtlarıma resim yapar. Göz verinde noktalar bulunan sivri küs falı bir at, kolları İki yana açılmış bir adam ve eğri bir ev resmi “'- zer. Zinka da orada, masanın Yya. nında durür, başını kâğıda döğrü uzatır. ve kardeşinin mnrircunl görmeye çalışır . — -- - Kolkaya: - — Bahamın resmini yapsınnf diye yalvarır. * Kolka beni ele alır. Adam resmi Hasıl olsa yapılmış, şimdi ona *İ. vah bir sakal ilâve ettin mi, baba hazırdır, Bu İş bitince Kolka, ka” nun kitabinı karıştırarak orada Te- sim' aramaya başlar Zinka da mü« sanın üstünde ne varsa karıştırır. Bir aralık gözlerine zil ilişir — hemen çalarlar; mürekkep hole kasını görürler, içine parmaklarını sokmadan duramazlar; eğer masa. vtm çekmeceleri kilitli değilse Orte ları da altüst etmeden geçmezler. Bu işler de bittikten sonra her ikisi de kızıl derili insanların k'- lığına girerler ve benim masamın allını düşmanlardan saklanmak İcir n emin ver oldüğünü Hntire göz kapaklarını r ; A — ederek: İKAYE İ A d ae Uyku sersemliği Yazan: A, ÇEHOV İhıydan çeviren: larlar. hhtıfde masatmın altına gi. rerler, avazları çıktığı kadar ba « fırırlar, haykırışırlar ve orada o Of misafir odasında Kerhalfle sütnine kucağında üçüncü “eser” lâ ağır ağır dolaşır... “Eser” cıyak cıyak bağırır.. Durmadan, dinlenmeden bağırır!” Zabıt kâtihi yızıldamaya devam el — Köpelev, Ackasov, Zimakovs" kiy ve Çikina'nın besabı cari foe izleri, ceman 1425 rüble 41 kapik ııhipla'lne d diye oku. yor, 1883 yılı blânçosumun bakiyei zimmet hanesine geçirilirmiştlir...w Vekilin döşünceleri su gibi akıp gidiyor: “Belki şimdi evde yamek yemiye oturmuşlardır! Masanın yanında sırayla kayınvalide, karım Ya, kayınbirader Vasya, çocuklar ott«s rurlar,.. Kayınvalidenin yüzünde her zamanki üzüntü ve azamet ifae desi vardır Zayıf, artık sonbahar'a nı yaşıyan, fakat Jlâtif beyaz, Şo'e faf yüzlü Nadya masanın yanında öyle bir vaziyette oturur ki gören kendisini buraya zorla olurttukle. rını zanneder; hiç bir şey yemez ve hasta görünmeye çalışır. Önun yüzünde de kayınvalidesindeki Ü züntü vardır. Nasıl olmasın! Ço «a; cuklar, mutfak, kocasının çamaşır. ları, misafirler, kürklere — musallat olan güve, misafir kabulü, piyance da çalmak bütün bunlar onun üze- rinde! Ne kadar çok vazife ve ne kadar az iş! Nadya ve annesi hiç bir iş yapmazlar. Eğer can sıkınl'a sından kurtulmak için çiçekleri sular yahut aşçı kadınla alışırlarca ondan sonra iki gün yorgunluktan şikâyet ederler ve pıranga haya, tından bahsetmeye başlarlar,.. Kayınbirader vasya, sessizce Yt« meğini çiğner ve somurtarak Sü«s sar, çünkü bugün lâtineceeden — bir numara almıştır. Sessiz, halim se“ lim bir çocuktur, fakat o kadar çok miktarda kundura, pantalon ve k'e tap eskitir ki felâket... Kolka ile Zinka, tabili. her za. manki gibi, huysuzluk ederler, Sirke ve biber isterler. birbirlerini şikâyet ederler, mütemadiyon Kü« şıklarını vere düşürürler. Hatırlar. ken bile insan'» haşı dönüyor! SERVET LUNEL Karım ve kayınvalide, etikete son derece riayet ederler... Birisi dir « seğini masaya dayar, bıçağı bülün ıvıım'lı kavrar, yahut bıçak ucuy. la yemek yemeğe kalkışırsa, yahut hizmetçi yemeği sol taraftan vete meyip sağdan verirse kızılca kıya a. met kopar, Bütün yemekler, hatlâ bezelyeli jambon bite, pudra ve karâamelâ kokar. Yemeklerin hepsi lezzetsiz, tiksindirici şeylerdir.. Bekârken .yediğim nefis pilâv ve çorbadan e» ser bile yok, Kayınvalide ve Na”a ya, dalinta fransızca hoMr, fa. kat benden bahis açılınca kayınva" lide rusça konuşmaya başlar, çün. kü benim gibi hissiz, kalpsiz, 1« tanmaz, kaba bir adam nazik frane sızcaya lâyık değildir... Nadya: — Zavallı Mişel herhalde acık « mıştır, diye söyler. Sabahleyin eka meksiz bir bardak çay içti, öylece mahkemeye koöşlü.» Kayınvalide lursini rek: | — Hiç, üzülme, yavrum! der. Böy lesi acıkmaz! Her halde şimdiye "a dar beş defa büleye koşmuştur.. Mahkemede büfe yapmışlar ve her beş dakikada bir celseye ara ver- mesiyçin reisten müsade istiyorlar Yemeklen sonra kayınvalide ve karım masrafların azallılması mese lesini müzakere ederler. Hesap ya- parlar ve nihayet masrafların rezas- let derecesinde fazla olduğu kana« atine varırlar. Aşçı kadını çağırır- lar, onun da iştirakiyle yeniden hesaplamaya başlarlar, sitem eder- ler, beş kapik yüzünden ağır kavı gasına tutuşurlar.. Göz yaşları, ancı sözler.. Sonra odaların temizliğine girişirler,, eşyalarınyer lerini değiş tirirler, ve bülün bunlar iş kıtlığı neticesidir.! Kâtip: — Kollej kâtibt Cerepkoy, kendi İfadesinde diye vızıldıyor. Sİİ. No u makbuzun kendisine gönü -ilmiş olmasına rağmen, istihkakı 46 rube le 2 kapiği almadığını ve bunu daha ö zaman hildirmiş olduğunu söylemiş. Vekil kendi düşüncelerine devam ediyor,.« “Bunların hepsini şöyle bir düşü. nür, tefkik eder ve bütün âmilleri tartarsan her şeye elini sallar ve hensini cehenneme — yollarsın Bi gizlemiye, can sıkıntısı ve bayağılık cehenne- minde bülün gün yorulup hiç 0'a mazsa bir dakika “stirahat temin edecek bir yer ararsın. Soluğu Nataşya, yüe hut para olduğu zaman, çingeneler- de alırsın ve her şeyi unutursun. Vallahi, her şeyi tnutursun! Şehir kışında, şeytanın bile arayıp bulua miyacağı bir yarde., — ayrı bir oda kanapeye uzanırsın, çingeneler şar kı söyler, zıplar, bağrışır.. Şu 1lâtif korkunç, kudurmuş çingene kızı IGlaşenka'nın sesi ruhunu altüst c« der. Glaşa sevgili 1âtif, enfes Glts şa! Nedişler, ne gözler,, Ne omüz- lâr!'4 Kâtip — vizildiyor. vızıldıyor.. Müdafaa vekilinin gözlerinde her Şd Silimmeye ve zıplamaya başlı- yor. Hâkimler ve jüri âzaları ki's çüldükçe küçülüyorlar, dinleyiciler siyetler gibi — uçuşuyorlar, tavan, '&âh #Hiyor, gâh yükseliyor. Fikiz. lerda Şıplaşıyor ve nihayet kopuyor Nadye #üyınvalide mübaşirin bur« niş Maznun Glaşa, bülün bunları yiplıyor, dönüyor ve git gide uzak« Taşıyor a. Vekil. uykuya dnl.ı ken * “Güzel — diye mırıldanıyor. Güs zel. Kanepeye uzanırsın, — etrafını saran her şeyde bir konfor,, Cıcak« lık.. Glaşa şarkı söyler., Sert bir ses: — Bay Ayukat! Diye hitabediyor. “Güzel,. Sıcak.. Ne kayınvalide, ne sütnine. Ne de podra kokan çor« ba var... Glaşa, iyi kâlpli, güzel Glaşa,.” Âynı sert ses tekrar ediyor: — Bay Avukat! Vekil titriyor ve gözlerini açıyor. Karşısında Glaşankanın iri siyah gözlerini ta nmlcrınîn içine bakı- yör nemli kalın dudakları gülümsü« Yyor, ösmer güzel yüzü işık saçıyor. Şaşıran ve henüz kendine gelmiyen vekil, bunu bir rüya yahut hayalet sanarak yavaş yavaş verinden kal- kiyor ve açık ağızla çingene kızına bakıyor.. Reis: — Bay avukat, şahide bir sualiniz . var mı? diye soruyor.. — Ha., Evet! Bu şahif. Hayır yok Hiç bir süalim yok. Vekil başını sallıyor ve tamamile uyanıyor, Karşısında duran hakika ten çingene kızı Galaşenka olduğu- nu, buraya şehit sılatile celbedildi- Bini anlıyor... Yüksek sesle,, — Mamafih af buyurun, bazı şey- ler sormak islerim diyor Sonra Glaşenkaya hitab ediyor. — Şühit siz Kuzmiçovun çingene korusunda çalışıyorsunuz, değilmi? söyleyiniz, maznun sizin lokantada sık sık eğlenir miydi? Peki,, Hatiır- lar mısınız,, hesabını her defa ken- disimi öderdi, yoksa başkalarının | ödedikleri de ölüyor muydu? Teşek kür ederim.. Bu kadar,, Vekil arka arkaya — ©e İciyor, ve uyku sersemliği tamamile Heçiyör. ilerlemeğe başlıyarak Fransayı ıIIL gede bırakmıştı, 1914 deu 1938 senesine kadar bu I ikj milletin yaptığı milli temaslara — ( bir göz gezdirecek olürsak, —8 milli — temastan yedisini İtalyanm kazandı. ğmr iklsinde de berabere k&hhtmı görürüz. — Bu beraberliklerdön biri 1927 de 8.8 berabere bitmişfir. Diğe. — 4 ri de 1985 da yapklan ve Fransızlerin $ büyük sitayişle bahsettikleri 0.0 lık _| karşılaşmaıdır, Demek olüyor ki tam 25 gene !'rın- sa milli takrmı İtalyanlar önünde an. — cak beraberliğe yükselebilmiştir. Halbuk! karpten önce, 1912 sene Ş lerinde, Fransa milli — çakımı, İtal, yanları Üstüsge ikj kere — ve 3.4 1ük — bir netice jle mağlüp etmişti. 1980 dan sonra Fransa futbolün 4 de yeni bir kalkınma kaydedilmeğe — başlar. Fakat İtalyanlar da o nisbet, — te Herlemiş bulunuyorlardı, 1988 de yapılan dünya kupası maç, — larında Fransa Belçikayı 8.1 yene , rek İtalyanın karşısma çıktı. Fakat — 8.1 mağiübiyetten yakasını kurtara, — madr, Fransadan #onra dömi finalde — | Brezilyayı da yönerek İtalya, dünya dı, K kupasında Macaristanla başbaşa kal, __ Okuyucularrmız, hâlâ dedikodula. " '; ğ rınr unutamıyacakları bu karşılaş . — mada, İtalyanın rakibini 4.2 yenerek dünya kupasımı kazandığını hatırlar. in i Holanda, Fransa,, Macarjstan, İsveç, '; Norveç, İsviçre, Polonya gibi fatbol. de kuvyetli takrmların girdiği bir — dünya kupasında birinciliğin ne de . Brezilya, Çekoslovakya, — Norveç, ,* mek olduğu herhside takdir edilir. — || Fakat acaba İtalya kuvveti muhafaza.edeblliyor mu? Buna verilecek cevabın menfi ola . eağı muühakkaktır, y Demek harpten sonra futbölde B üstünlük te, bügün ayni —| P oluyor ki Avrupada, lııı y min edebilmek ve sivrilebilmek gene — uzuün ve hummalı bir faaljyetin neti- 3- cesinde mümkün olabllecek, Bu arada — belkj, harpten önce tanıdığımız kuv - L vetler, yerlerini yenilerine terkede . — cekler. -' k Bir zamanların yenilmez kuvveti | olan Çekoslovakya bakalım ne yapa, cak, yi Fakat muhakkak ki büu işten en nz zararlı çıkacak ve gene futboölde a. nanevi şöhretini — yakşuyacak olan — İngilteredir. (Futbolün #ütadları) Tâa. kabı münakaşasız kendilerine teslim — edilen İngilizler, buğün spor sahasın. — dan en az uzaklaşmış milletfir. Buna, Avrupada hafırı sayılır bir kuvvet, o. D lan İsviçreyi de ilâve edersek, harp . sonunda ilk hamlede bu İki ml].lemı.*, futbolde başa geçeceklerini ıımmıık yanlış olmaz, ş Asıl merak edilecek — gey, MMI:.'__ sarsımtılardan sonra, İtalyan, Fran - — Biz, Macar, Çek, İsveç, Polonya fut. —— bolünden hangisinin önce pivrlleoeği. dir, ka Bunu da bize ancak zaman göste - -4'_ rebilecek,. Şimdilik temenni — edelim — kı dünya, harp yarışından yorulııp“ spor yarışına başlayabilsin! Sacit Tuğrul ÖĞET l Bi iş Kadınlar hakkınd şşıklarını maırıldanırlar, de, aşka hasret çekerler; olımımdıı üzerlerinden aşk ihtirasları akar;. _ - İ A bir hüküm — — Fransızların, Hanri Bütay îsmîr:ı._ i de, şiirleriyle ve dramalik eserle. — riyle meşhur bir muharriri vandı. 1922 senesinde öldü. Büu muharıi-..— Denis Amyel isminde bir cdin, rin, Fransada, hayranları coh.ııır. Hanri Batay'la r!.mlaşlıık e—mmş olan muharrirlere müracaat ederek halıralarını topladı. ve bunlm'dnn bir eser vücuda getirdi. Bu halıralar arasında, Hanri B-.ı-[ ç tay'ın, kadınlar hakkında, şöyle bır : hükmü vardır: “Kadınlar, on beş yaşında lken vırmısın" otuz beşinde aşk arszusiyle kıvra- narak feryad ve fığan M&L hayet, kırk vaşıııım n — günlere hasretle, Wioşam gi vip dururlar.» i * NE —— a) A