a di BE . SE 16 MAYIS — 1942 EE w “ HABER — Akğam n Postası iliM TARIHI TARİIHDEN YAPRAKLAR: Hırka yüz değiştirir mi ? Halil paşayı - kurtaran koramet diye göçen el bir halet var, Bu ha. İnananlara göre Suya Seccs- Betip onun üzerinde bir kotra Sürmek, dalgaları okşıya YA gezip dolaşmak mümkün. Yine o gibilere göre keri- #hli adamlar için zaman mev- Yoktur, Onlar sabah kahvaltı. v Peğdafta alırlar, öğle yemeği. aşamada yerler, akşam sofrasını Yi, Pilerinde kurarlar ve gece 9 yine Bağdatta kestirir. lere keramette ve keramete İgmik eden hikâyelerde mutlaka ie *” bulunur, Çünkü deniz. Key pam omuzlayıp gezenleri Rap Yoktur, işden var, Göz yu- incaya kadar bir krtadan X, SUaya uçanların şu motör Ve pervanesi? uçuslarmı sey. etler de görülmemiştir. Fakat çoktar! da, 288 kerameti en iyi tarif €- shilete “keskin zekâ” diyen X. Aynı haletleniyi tez. İlyen de bir bektaşi dervi- Pek meşhur olduğu Üzere inmiyen derviş, bir köye Bet va besletmek isti- kaçırmak için çare «- Ve ondan ya bir keramet , yahut köyden uzak. pe istemiye karar verir - Pektaş dervişi, kös dinlemiş ir: Köylülerin yaptıkları —N ünetle dinler ve sorar: 'aXİ bir keramet istiyorsu- “atlar, Söyleyin de göstere * N kühyası şöyle bir etrefma €lli metre kadar wzaktaki ie dervişe gösterir: Tig, Ta ağacı yürütün, yanımıza “gö vi lg tavrı bozmaz İ sareti varir, ağala de çe derviş Ye tam ağacm dibine hır. Kyle, YAYA, köylülere gu sözü Vaz 9 gelmen biz gideriz. Der. 4 ir şartı ds alçak gönüllü İnak) ş arte Ketametin temsili ve tecsi- Hayek cn güzel tarifi budur. üz, Seki devirlerde | köramete Rd birçok: adamların böyle kudret ismat olunmak dileri, ayakları öpülür. Ye insa ruhunu okumu. Mükbe diy, bir takım entrikacı. halkım gu batıl itkadmdan tanımış damla. muhtelif şekiiler- ederlerdi. tarihinde filân Şeyhin #yüksek O memuriyetlere Sayısı pek geniştir. Yi- tavsiyelerle malikâneler düzmüş kimse. kilmedir. Fakat ke damm gölgesi ai- kurtulmakla be» da bizzat ken. hamlolunan tek e hikâyesi de cid "Ahmet devrinde Halil Paşadan e leğneğe Bir mevkii ele geşirmek başka, ,9 mevkie lâyık olmak yine baş / kadır, Hahi Paşa, ikinci defa iş- gal ettiği sadaret osandalyasma Uyakatini bu sefer de isbat ede. medi, işleri yürünç gözüne bulag- i tırdı ve.. tekrar azlolundu. Saray, şimdi işi ciddi tutuyordu, Becerik- &iz veziri mutlaka öldürtmek isti- yordu, | Halil Paşa, ari haberini sinir İ boyunda aldı ve yine eski çareye başvurdu, kimseye haber Verme den yolu çikte, sapa yollardan İstanbula geldi, doğruca Üsküdar. daki tekkeye, Seyhinin yanma git- ti, Fakat dediğimiz gibi Saray bu meselede çok sinirliydi, sabık Sad râzamı nerede olursa olsun bulk durmak ve bulunur bulunmaz da öldürmek özmindeydi. Bu sebeple dört tarafa arayıcılar dağitmışlar. dı, gözcüler koymuşlardı. Netekim oz bir zaman içinde onun Üskü darda ve Şeyh Mahmut Efendi tekkesinde bulunduğu dâ anlaşıldı. Bu tekke, kapktülüsyonlarm ya- rattığı sefmrothane Ve konsolosluk kaleleri gibi taarrosu müşkül yer. lerdendi, Buna rağmen hünkür, üç beş çavuş gönderdi, tekkenin aranıp taranmasını ve Halil Paşa, orada ise hemen kalasınm kesik mesini ensretti, Bu çevuşların ba. sı, hem Şeyh Mahmudun müritle. rinden, hem de Halil Paşanm lüt. funu görmüşlerdendi. Tekkeye gi- rerken Şeyhine — efendisine de bir iyilik yapmak istiyordu, Önür oavuşlar, Hali Paşayı da pek tanmmıyorlardı, & girlerinn tighisine bel bağlamış bulunuy Saray adamları, “hu, destur!” tekerlemesile tekkeye dalmışlardı ve âyin zamanına Testgeldiği için bütün dervişleri hir arada bul. mwuşlardı. Çavuşlarin başı, âyin sa, Ienuna girer girmez bir hırkaya bürünerek ve Eki tarafa sellarin rek edebi, erkânı dajresinde zik. ve dalnm; olan Halil Paşayı tanıdı, hemen bir işaret verdi, Paga bu işaret üzerine yüzünü ekşitti, gö. sürü çarptı, salak bir vaziyet aldı, Çavuşların başı her dervişi ayrı ayrı gözden ve Sonra ar. kadaslarma döndü: — Hali) Paşa yok, Şeyin elini pip dönelim, Bütün dervişler, aranılan ada min aralarında bulunduğunu bili. yorlardı, Fakat kendisinin tanm. madığı görerek şaşırmıslar ve İmu seyhin kerametine hamlçt- #eişlerdi, Bizzat şeyh #e Halil Pa. saya, yarım sast sonra, şu sözleri söylüyordu: — Hırka yüz değiştirmez azi- #im, Seni tanıtmıyan benim hati- rımdır. Bununla bersber daha sağ sm bir köşe ara. Olur ki yarın hatrrımız saynıyşnların eline dl. şersin, A Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünden: 1 — Vilâyet, kaza ve müsaseseler gençlik kulüplerinde"beden terbiyesi mikelleflerini çalıştırmak üzere aşağıdaki şartlar dairesinde've müsabaka imtihanile 50 eğitmek namzedi slnacaktır, Bu ramzatler 1942 temmuz veya ağustos ayında Ankârads'yalılı-ve al. ti ay devreli bir kursa tabi tutulacaklardır. Ti — Aranılan vasıf ve şartlar: A) Memurin kanununda bir memur için tesbit edilmiş bolunan. şartla, rı haiz olmak, B), 5 yaşmı aştısmiş bulunmak, C), Askerlik vazifesini yapmiş olmak. D) En az ortamektep veya muadili mektepte dan sonra erbaş okulundan 4 E) Nümunesine göre bir taahblitname'vermek, G) Müsabaka imtihanı (yalnız Jimnastik ve alletizmden ameli olarak; yaptırılacaktır, Iri — 'Tslip olanlar vilâyet merkezlerinde valilere, kaza ve nahiye mer.” kazlerinde kaymakamlara İatida ile müracaat edeceklerdir. Müracaat samanı nihayet 4 haziran 1942 günü akşami bitmiş olacaktır. İ'nr ve AV — Verilecek ücret ve masraf: ika A) 2656 sayılı teadül kanununa göre aylık Ücret ile beraber kursta Duhundukları müddet zarfında güööe"150 kuruşu geçmemek tlnere harcirâE | Yevmiyeleri, Telsiz telgrafın icadın- dan elli yıl geçti İR kilisenin saat! onu vuruyor, mevsim sonba" hardır, Paris sokakları kuru yapraklarla dolu, Gökyüzü ka- ranlık, O vakit Karm manastırm" da bulunan Paris katolik üniver- Sitesinin pencereleriden ölü gö, züne benzeyen ışıklar dökülüyor, Üniversitenin fizik salonunda ta lebeler profesörün izahatını din, Hyorlar, age vurduğunu işiten prof& ir; — On oldu, artık çıkabilirsi niz, diyor, Otuz kadar talebe şimdi; dar dersancde harletali Sari yoru, Şimdi birdenbire canlanı- yor. eler açılıp kapanı, yor Aıralar çıtırdıyor, biribirinin çağıran talebenin sesleri işitili- Yor, İlim adamı dudaklarında bir tebessüm bu başlayan, büyüyen sonra uzaklaşan sesleri dinliyor, şimdi salonda yalnızdır, Elini al nma koyuyor, dudaklarmdaki tel i siliniyor, alnı buruşu, leş ğü e garip bir mâna r, wa doğru birki Adım atıyor sonra koridora ig leniyor: — Jandron Jandron, Buraya, fizik lâboratuarma çkltörü se" tipinin, 8 eklâtörü ge- Jandron fizik odersânesinin yardımcı asistanıdır. Biraz son ra bir Vişmart makinesiyle bera, ber içeriye £ ,, Hocasmm işaretiyle makineyi lâboratuarın bir köğesine, büyük haçla Mer ,| yem Ana heykelinin arasına ko- iyor. — i * Şimdi profesör son emirlerini İ vermektedir: w,> Siz, burada kalınız, ben «Kârşiki binadaki oyatakhaneye gidiyorum, İşaretimi görür gör mez makineyi hareket ettirir, © eşi istihsal edersi” da lborakunrın itiyar heme el olduğu'halde üstat yatak oda. sma gidiyor, Bu odada bir gal vanometreye iş bir sürü ve karmakarışık elektrik telleri vardır, Yatakhane yari karanlık. tır, Branli — şimdiye kadar adı" Ke anime yan 'Branli'dir — odada fazla SE yakmaya lüzum görmüyor, Hal İstmek istediği meseleyi aydın B) Kazaların bölgelerinden Ankaraya kadar yol masrafları ve yolda |'latmıya, aekâsmın ışığı kâfi ge. #ogecik günler için harcırah yeymiyeleri. i V — Kuru esnasında çalışma için giyilecek elbisi ve ayakkabı umum | müdürlükçe verilecek, VE ği — Fazin tafsilât için vilâyetierde beden terbiyesi bölge başkarlıki. | derek rma kazalarda ve nahiyelerde kaza kaymakamlıklarma müracad; Jâzımdır. Mm—C>> >> <a Akşamın alacâ karanl, lapa yağan sulu kar, bir re kılan havagazı fenerlerinin ctoa fmda tenbel tenbel dönüyor ve ines, yumuşak bir tabaka halin, de damları, atlarm sini, in sanların omuz ve sapkalarını ör tüyor, Arabacı İona N beyalet gibi bembeyaz, Canlı bir vücudun eğilebileceği kadar eğil: mia, hiç kımıldamadan arabacı yerinde oturuyor. Üzerine büyük bir kar yığını düşse o saman da iarı gökip atmıya belki lü, ğ k,., Atı da kendi. mbeyaz ve hareketsiz, ie Baki 3 birer gli ayaklarının birer ri gekilleri Bire işiyle yakından . İbile ağaçtan yapılmış oyuncak Kk Kydan, alıştığı atları andırıyor.. Galiba Ge ü l dalmış... düşüncelere Ya rebkli manza, bu korkung 7gık- ve koşuşan ki dr mah” lük, dilişilnmeden yapamaz... form ve atı, çoktanberi yerle rinden kımıldamadan duruyor. iar, Öğleden evvel handan çık- “İltrkları halde henüz siftah bile et De dünya devletlerin ta) çirlik debdebesinden ei iaşyekorkusu ile idi. gey. © © İehijkeyi savuştur. mta yine siyaset entrikn. a a Sti, uzun bir uğraşma. tn rakinlerini yendi, : sadrüzam oldu. memişlerdi, Fakat işte akşam karanlığı şehrin üzerine çökü yor. i “ ışıkları, yerlerini canlı boyalara terkedi. yor, ve sokak gürültüsü, git gide şiddetini arttırıyor.” İona, bir in dye) — Arabacı, Viborğeliy'e, Hey, arabacı! dediğini işitiyor, 43104.5128). ilecektir, Branli Galvanometreye şöyle bir bukiyor; sonra pencereye gi" başiyle fizik lâboratua. rında kalmış olan Jandrona bir işaret veriyor. Sonra ealvano. KADER Yazan: A. ÇEHOV Rasçadan çeviren: «Titriyor ve kar yapışmış kir- nin arasından kukuletalı bir zahit: Zabit, tekrar ediyor: — Viborğskiy'e! Uyuyor mu ve adam? Viborğekiy'e! İona, daha ilk adımlarda et ralında kaynaşan karanlık kit- ieden yükselen karşıla. iyor: SAR pa — Nereye gidiyorsun. öküz! nereye götürüyor? Sağ: SERVET LUNEL , Araba kullanmasını bilmiyorsun! Sağ tarafı takibet! Kupa arabasınm seyisi küfre, diyor, yolu geçerken atın burmu- na omuzunu çarpan yolcu, hid detle vor ve kolundan karları silkiyor, İona, iğnelere oturmuş gibi durmadan umuldanıyor, dir gekleriyle sağa solâ dürtüyor ve kendisinin nerede Olduğunu ve nigin burada bulunduğunu anlı, yamıyormuş gibi büyümüş göz İerle etrafına bakmıyor. Zahit, lâtife ederek; — Ne alçak insanlar! diyor, Seninle çarpışmak, yahut atın ayakları altmda kalmak için fir sat kolluyorlar, Onlar, sözbirliği etmişler, .. İona, başını çevirerek zabite bakıyor ve dudaklarını kımılda, tayor,.. Galiba bir gey söylemek istiyor, fakat boğazından hirilte. metresinin başına geçerek bütün dikkatiyleibreye bakıyor, İbre titremiş ve tam hesap ettiği za viyeyi çizmiştir, Bu suretle ara, larmda talebenin oynayıp koş tuğu bir avlu bulunan iki bina dan birisinde husule gelen bir e, lektrik kıvılermi, bir telle bağlı bulunmadığı halde öteki binada bulunan galvanometrenin ibresi- ni harekete getirmiştir, Branli ertesi gün bu keşfini ilim akademisine bir raporla bil Giriyor, Bu birkaç satıriık rapor 15 yilık bir emeğin omahsulüdür, Fakat netice çok mühim olmuş, telsiz telgraf keşfedilmiştir. ... Branlinin bütün hayatı bu an, lattığımız güne çok benzer. O hayatta hiçbir gün vazifesinden başka bir şeyle uğraşmamıştır, En mühim keşfini yaptığı gön sevincinden haykırmış değildir. Kafasında yaşattığı fikri tahak- kuk ettiremediği zaman ümitsiz Jiğinden ağlamadığı gibi Branli çok mütevazıdı Üniversitelerde her dersanenin üzerine örün ismini yaz, mak âdettir, Halbuki Branli tam 65 sene çalıştığı lâboratuarın kapısının üzerine sadece “burada fizik tecrübeleri yapılır, cümle. sinden başka bir gey yazılmasına müsaade etmemiştir. Edvar Branli çocukluğundan beri çalışkan ve sessizdir, Sen Kentien lisesinde daima sınıf bi rincisi olurdu, Babası aynı !is€, de edebiyat hoçasıydı, Branli lise tahsilinden sonra parlak bir bakalorya Oimtihanı verdi, Ondan sonru yüksek mu- âllim mektebine girmiye hasır- lanmıya başladı, Fakat Sen Ken en lisesi mezunları, birinci de olsalar yüksek muallim mektebi, nin müsabakalarında kazana» “mazlar, Branli de kazanamadı, Tekrar liseye döndü ve kendisini edebiyatçı yapmak istiyen baba” #mın bütün ısrarlarma rağmen Paristeki Napolyon lisesinin fen şubesine gird, Ve ancak buradan çıktıktan sonra muallim mekte, bine almabildi, Branli yalnız üç senede yük- sek muallim mektebini bitirdi, O tarihe kadar hiçbir talebe buna muvaffak olamamıştır, Branli mektepten birincilikle ve profe sör agreje olarak çıktı. O mek. tepten ayrıldığına müteessiftir, imtihanlarnm bittiği gün Kendi sini tebrik eden arkadaşlarına; “ÖZ başladığımı öğren diğim gün tahsilden ayrılmak be kadar acı,, demiştir, Branli Burj lisesine fi l isik öğ. | dan başka bir sey çıkmıyor. Zabit: — Ne? diye soruyor, fona, gülümsemiye çalışarak ağzımı çarpıtıyor, boğağını taz yik ediyor ve kısık birininlertsb;s yik ediliyor ve kısık bir senle; — Benimse, bayım, şey... Bu hafta oğlum öldü, diyor, — Hım!,, Neden öldü? İona, bütün vücudiyle yolcusu, na dönerek: — Kimbilir? diyor, Tifodan ga. liba,.. Hastahanede üç gün yat tı ve öldü,., Tanrının emri, Karanlıklardan bir ses: — Sağa çek, iblis! diye bağırı yor, Gözlerin mi çıktı, kart kö, ? pek? Gözünü aç! — Sür atını, sür... diyor, Bu gekilde gidecek olursuk sababs kadar erişemeyiz, Haydi, Sür! Arabacı, yine boynunu uzat. yor, yerinden kalkıyor ve ağir c reketle kumçısını şaklatı yor, Sanra birkaç defa dönüp yolcusuna (bakıyor, fakat öteki gözlerini kapamış ve galiba din İemek istemiyor, Onu Viborğs, kiyde indirdikten sonra kwağ meyhanenin önüne çekiyor, O. turduğu yerde iki büklüm oluyor Ye yine kımıldamadan duruyor,. Sulu kar, yine onu ve atımı be yazt boğuyor. Böylece bir. iki Saat geçiyor... retmeni oldu, Burada her türlü Aâletten mahrum bir lâboratuar. da talebe okutmak Branliye çok ağır gelmişti, Fakat bu acı ha yat çok sürmedi, Ertesi sene Sör, bon üniversitesi fizik lâboratu arma tecrübe hazırlayıcısı ola rak tayin edildi, Boş saatlerinde Sen Luj lisesinde, Kolej dö Ps iste yardrmer öğretmen olarak fizik dersleri aldı, zira Branli zengin bir adam değildi, 1573 de pillerde sakin elektrik tatbikatı üzerine bir tez vererek doktor unvanını kazandı, Bur dan soradır ki katolik üniversite" si fizik profesörlüğüne getirildi, Ve ömrünün sonuna kadar bu, tada çalıştı, Branli her sene derse başlar- ken babasmın kendisine hasiha” ti olan şu cümleleri tahtaya yazdırırdı: “Yorulduğuuz vakit sakın bun. dan bahsetmeviniz hastalarn, veremlilerin yorgunluktan bah” setmiye hakları vardır, Fakat sağlam İnsan'ar sabahtan akşa- ma kadr çlışırlar ve bundan gi kâyet etmezler.., Otelsiz ve gazinosuz Londra Londraya yeni gelen bit 8€y. yah, pek müşkül bir vaziyette kalır: Bir oda bulmak için ote den otele dolaşır durur ve hep “yok!,, karşılaşır, Vaktiyle Bukingam sarayı İle Hayd Park arasında, biribirini takip eden otellerin birinde şim” âi yeller esmektedir, “Palğa,, ve “Viktorya,, otelleri, birer hasta, hane,,, "Ritz, oteli kapılarını kapamış, (Vindsor), (Glucaster) ile (Mazestik) otelleri de kapa't Geriye, (Grasvenorj; oteli ile (Strand; kalıyor, Bunlarda du bir yâtak bulmanın inin yok, Hele, yemek “ocfkları, çoktan söndürülmüş Rejant Siret caddes (tanılmı. yasak halde: Bn kadar mağım Kapalı duruyor, Lordlarla mih ragelerin buluştukları meşhur lo kantalar, (Kafe dö Pari), (Frans kati), ile Savoya) kahvehanele- ri a indirmiz, 'eymis -kenarmda yeni âçü muş lokantalar, eski İhtişamm gölgesi: Yemekler pek az ve gar, sonlar da altmıslık ibtiyarlarla on beş yasinda çocuklardan mi. Evet, Londrada, (Marfayr) var, (Kit kat) var, Bunlar, bu günün büyük müe eri, Bü, tün kibar müşteriler buraya Si ğınmış, Halk, bunlara karar dol" gun, ama hissini izhar etmiyor, Bu müesseselerde (telefoncular, tercümanlar, daktilolar, hatta golörler şık mı şik, Haetâ, bura, da askeri üniformalı kadınlar da var, Bunlar, burada vakit geçi- ren Kibarların dostları, (Kit Kat) otel ve gazinosu" nun öyle gen müsamereleri olu, yor ki, birkaç nazır, bu hali t bih etmişlerse de, âlem, yine 6 m; çünkü Londra, (hürriyet) İstanbul asliye 9 uncu hukuk bü. kimliğinden: 942/200 Davacı: Abdurrabman, Davasi; Hatma Eeşiktaş Şenliköeü Bilâhhane sokak No, 20, Karar: Davet Abdurrahman tata tmdan açan müddaleyba Matmanı: İkametgâhinin meçhüliyetine bimer gıyabmda lere Kıtman boşanma de vasının cari muhakemesi neticesind taraflar ârüsındaki şiddeti geçimsiz Hkde mütğuleyha kabahatli — olduğu vE kocasınıy (izzeti nefsimi ven vide #deöel sözler sarf ile (o tahkiı #İĞBİ ve uzun samandanberi birliğ İerkedip semiti veçhüle gittiği dinle nen şahitlerin gehadetliden unlağıl pasına mebal Kahucu medeminin 104 üncü imddesi mucibince davacı Ab durralimanın müddaleyha Fatınadar boşanmasına ve müddaleybanın © bir sene milddetle yeniden evleremem, ne ve Hafaka hakltında tetkikat #ıha mahal olmadığına ve masarlf Muhhkemenin müdüaleyhaya aldiye. ine dnir sadır ölün 6.5OM3 tarihli İ türer müddeti divanhaneye talik edil. miş olduğundan kanuni müddet için. de müddaleyha temyizi dava eyisme- diği takdirde işbi Orme Wüsabe ka. tiyet eytiyeceği tebliğ makamına Ke, im olmak üzere flân olunur, (16670