HAYATTAN PARCALAR: ar m AYNAS KARŞIS 4 nın ka evlerin bir balmumiyle aydınlar dığı bu gece erkenden odama ç3 kiliyor ve kör isik altında yorg gözlerimle bir sey okuya: bir sedire w rak düştün İdcfe yapmaya o baslıyorum. anda sabahın erken ( dem'erinden gecenin sakin anlarma kadar ge inim muhtelif ba yati tecellileri, mesleki icapları Gestluk mearefeleri ve bir sürü mifkâlemeler ve münakaşalariyle imin önlinde bir sinema fil mi canlanmaktadır. Bu ksa gün gerçi Şu ane ka dar geçen ömrümün ufserk bir va hidikıyasisidir; fakat ne de o'sa “hayatımdan bir garça, mukadder yasayışımm bir yaprağılır, Bazan © nasıl ki bir kitabın bir tek yapra ğını okumakla o hitap hakkımda kabataslak bir fikir almak müm kinse, bir günümüzü incelemek ve içlimsi ve ahlâki plâncosunu göz. den geçirmek suretiyle de çok de fa kendimizi Yumak kabildir, İşte hen bu gece İdare kandil le yarı aydınlanan oduma bir di, yojen gibi şüphe felsefesi yapıp da mumla çarsılarda insan arayn cağima, o mumu kendi hayatıma Ve hattâ hayatımın bir tek gününe gevirmiyor ve onun akisleriyie de ymea ,şryorum, Şu anda gerçi diyojen gi * hi fıçısmda oturan bir filosofum; #lâkin insanı ve insanlığı mamla “disarili âlemde deği! kendilç dünyamda yani benliğimd, ara maktayım, İç âlemim binbir deh Tizti ve intihemiz bir enginlik, elli. tunun karanlık mağazası gihi seyir ve'mammalarla dolu bir mekin olmalıla beraber mumun erir işi ğiyle kapısını buluyor ve eşiğine syak atarak gavrina girebiliye rum, “Şimdi ba Benlik mağarası için de bir elinde mum ve bir elinde kazma bulunan bir ocak İşçisi gi, biyim ve kendi ruhumu kendi elle- rimle döverek kazıyorum, Nasil ki “bir altan madeni ocağında isçi dış dönyasmı unutarak o fasılasız bir tarrla bir altın Siilçesi aramakta ise Ve ben de ruhumda bakfkati, beni © INDA hislerimle deği n doyurucu vevulu ariyorum, Düzlndim: Sabahtan bir çok iyi vo Tay nn gitmiyem ve hattâ üzüntü taraftan fakir Ve muztarip İnsan yene edip onlara şifalı vermiş ve bir ilim kitabı, rkaç sayfasını yazmışken bir ın da şimdi vicdanım isyan #p ile karşılaştığı hareketler bulunmusum.,. Sokakta vic, dana kadar uzanan bir dilenci elini ittiğimi, oğusumda © enfüsi şeklindeki iç ıztırabının gözyaşını belli edemiyen bir delikanlının şi" | kâyetlerini canla başla dinleme, miş olduğumu, bir muhavere es nasında çok balk ve kibar bir | dostumu imalı Melezi kalben kırdığımı, baska bir lan söylediğimi hatırlıyorum, Bütün bunlar ve bunun gibileri bir günlük hayatımın güzel ve me ra! tecellileri arasndâ bir sürü boşeri halalırma, kusurlarıma ih mallerime ve belki de hâdiseye göre de glinahlarımdır, Ya bir kaç günümün, birkaç ayımın veyn bir çeyrek ömrümün içtimai ve ahlâki hayat plânçosunu gözönlinr Keti «ip halıra defterimi | şeniyet ade” sesinden gecirebilirim!,. Su anda bütün kasurları ve günahleriyle de memnun ve müteselliyim; rita bu gece kedi mi ylrmüzü olduğu gibi ruhumu rü da sekil ve mana itiharile bozan dev ayansndan deği, hakikat aynasından geçirmiş oluyor Ve ken di kendimi tenkit ediyorum. İnsan olduğum için fanifiğim kadar ku. surlarla du doluyum ve ruhumu semalarm melekler katmda gören bir lâyuhti değilim, Ancak bu çe <e bir günümün sapık ye fenaa raflarım yine kendi tenkit ayna, mun İçinde okluğu gibi ve bülün pürüzlerile görebilmekle mite. rihim ve lâyehtitiğimle değil, ha- talarmı görüp bir gün sonra tas hih va tamir etmeğe çahsan Vic danımla övtinebilirim, Her yete o günlük jersat plân çosunu hakikaiş aramak oaskiyle görden geçirebilmek — büyük kül, m , fetlere ve gayretlere mütevakkıf 10 SENE EVVEL - BUGÜN 16 MAYIS 1932 * Hindistanda Bombayda müs ç Bimanlarfa Hindiiler arasında a, rin çikmistir. Bir & »k “tedbirler almıştır. Şehre bir alay asker ve tanklar gevkedilmiştir. Şinmiiye kadar 24 insan ölmüş ve 50 si ağır olmak ç Kişi yaralanmıştır. ; * Mesajeri Moritim kumpanya “İsmin Jorj Filyar vapuru Uzak fik seferinden dö, İ denizinde Kolomb yim batmıştır. tidise yerine gelen İngiliz ve Sovyet vapurları tayfaları ve kurtarmıştır. Vapurda ve 600 yolcu varı, gemi limana girerken w bilen bir “kilavuz çi Ge ve ayaş fönerlerden “der, #mkat. 65 yizünden gecelâri limana girme ni ve #poçeyi açıkta geçirerel i Medybetbikleri sık sik e; hâdiselerdendir. Bu ma İran önüne geçmek Üzere Radyo e. denilen bir âlet icat edil li Er”; i Barin ç Sneriken ie “ pis ir Giri bir alici üzere 400 | | Birsey değildir; uykuya takaddüm İ eden . dakikalarda bir nn içinde düşünmek ve günün bütün sahne İ erimi bir sinema şeridi gibi can | landlırmak kâfidir, İnsan yapar ve İ söylerken daha ziyade hislerinin | ve heyecanlarmm zebunudur, Hat | buke bütün - yaptıklarım hatıralar şeklinde canlandırıMcen osuuruna ve mantığına hâkimdir, Faki Atina beldesinin o meshur Delfi mâbedinim mermer kapısı üs tünde vaktiyle okunan ve büy Sokrata atfedilen “kendinibi vecir düsturu bü alişamki hayat felsefemin iki kelimelik hülüsası- ur, Şu anda kendimi tanıyorum, demek ki kendime moral insan demek hakkımı taştyorum, Desrartes'in “düşünliyorum, de mek ki varmı!..” verizesi bite var hığrmızı sibat etse dahi ahlâki vee, bemizi aydınlatamaz, Ahlâk için düşünmek ve duymak kadar dir şündüğünü ve duyduğunu kontrol ve tenkit etmek de şarttır, Ken dini bilmiyen ve tanmiayan Insan nefsinin olduğu kadar baskıları nm da köriletidir. Yunus Emre nin beyti bü hususta çok ifadeli" dir: “Fendi nefsini bilmiyen Allahı bilmez kandedir., | ACI BIR KAYIP Gaybubetlir bizleri derin elemlere gürkeden eşim ve kiymetli babamız Fatihte fabrikutör AVNI PARS i dün gece Allahın rahmetine kavuş İ müytür. Cenaşe merasimi yari pa. m esinden husule gelen zararları hakkında hafta, 1 m tb mecmuas h değer bir mak © Meri yağlar ol. e Kat daha arttırmak adi bilhassa sara hasts — bep olmaktadır. zar günü evinden kuldırılarak Fatih İ Camisinde öğle namazı eda edileceği kendisini tanıyan ve sevenlere maldm olmak üzere bildiririz. Ailesi Tevilde Püre, Evldtları Werbinde Para, Namık Para, Ayten Pam, işler arasında şu onda | sinama da ya | Rİ ithalât maddeleri 60 LİRALIK BiR KADIN ÇANTASI) Biri kapmış ötekine vermiş, öteki haş- nin tevzil Gi Stoklar dağıtma kadar ihalât (birlikleri yapılmakta bula. ibesap bir mik Yarın piyasaya ve nesinden sonra mütebaki kısımlar dağıtma ofisi em rise verilmeğe başlanmıştır. İthnldt diye kadar 16, seke, çivi, halay mum demirler, guval ve kanavi mukav. ve; bilömüm pamuklu, yünlü ve ipek 8 mensucat deri ve kösele ile vi tev ziat durdurnl valatın yeni © sasinr Eri i latılmştı. cins ithalat ayyasmdan #tohlar ila bundan sonra geleceklerin. yerli #stihent maddelerinden © olduğu gibi » tevzi ya . p'inesktır. İstanbul viüyetine ait yiyecek, içe | ek, giyecek vessir ihtiyaç maddeleri tevzinti İse bölge İaşe müdürlüğü t8- rafından yapılacaktır, El konan kauçuklar Parti parti fabrika. lara verilecek Ankaradan gelen haberlere © göre bundan bir müddet evvel el komulmuş olan hain Kalçuklardan devlet bes 4 seselerinin muayyen tir o müddetiik | Bhtiyaes gikarildrktan sotra imtitebaki kalanı kısmın teste ceste fabrikalara verilmesi takarrir etmiştir. Hükümetçe el konülmuş olan kau- guğun miktarı 120 ton kadardır. Diğer taraftar evvelce Türk ka - uçuk #nbrika ve ithalât tacirlerinin Mei etüilör! ve Mumrda kalan 100 kauçuğun da memle . hemen in editmiş bulunmaktadır, B kau- çüllür esasen Musırda iy bankası ar. diysierinde bulunmaktadır. KL şi Vali bu akşam bir ziyafet veriyor Vali ve belediye reisi Lolf Kırdar bu akşam Talim belediye o güzine, İ sanda nânı dün yapan şehir | weclimi azası şerefine büyük Dir zi yâfet verectlitir. Bu ziyafete mülki ve askeri erkân da davet olunmuştur. —— yıka Vilâyet umumi mecli: toplantıları sona erdi Vilâyet umumi meclisi toplan. | ları dün sona ermiştir. Meclis, © vali va belediye relahiri bir mutiru ile ka , parmıştır. Umumi meclisin dünkü toplantısında vilâyet ve — balediyenin | âdi ve fevkalâde bütçelerile, belediye ye bağlı müesseselerin bütçeleri mü , zakere ve kabul ed dağıtma ofisi #8 — ik gifreler geldi, İşlerinin başma gelmiyenler, yüzde itibari» le, pek gülünç bir rakam gösteri yor, Grev tutmadı... Birar evvel Tarsa taraflarından bir dostum telefonla haber verdi, Herkes bü. yük bir intiramla işinin basmda çalışıyormuş... Neşeli neşeli güldü, sonra de vam etti: — Korkaklar © dinlemediğime ne İyi etmişim, Düşününüz ki, Jul İkomen yalnız dün öğleden sonra İ uazırlarımdan dördü, evet dört nazır bu odaya Komünist hareke. * tinin elebaşlarile müzakere etine, TEREKE ZEN ARENA mi yalvarmaya geldiler... Görü » yorsunuz ya, hiç kimseyi dinleme. dim, Bir an durdu, sonra kelimelere basarak: -— Şimdi, dedi, artık ülicenap davranabilirim, Kiden geldiği ka, dar kimseyi ekmeğinden etmeme. ğe çalışacağım... Patronlardan 20” farimi sul'stimal etmemelerini is tiyeceğim, hatta İkabelerse ağır basarak... İtiraf etmeliyim ki o anda, ka. sandığı muvaffalayetle sarhos ol € altnda kaf, vtec beki sek olan bu nda yduğu âicenaplık hissi ende gerçek bir büyüklük, hay” İoiisize devrediliyor! daha | l hi yapmakta kasına bir başkası çıktığını biz madam Heri! şivesile başladı: — Benim çantada (860) kuruş da çıkar, hin tira dn çıkar, Fakat ben korkarım, Wim, Ben paraya (o yanmıyorum | hâlim bey, ben çantaya “aeiyo. | tum, Bu zamanda öyle bir kadm Hradır bilir misiniz? siz deyin 90, Kro , krokodil, bay hâ- mez olur mu? İ — Ben Beyoğlunda Doğru yel İn dükkünların esyasmı seyrede ede geriyordum, Ortalık çok pa , kah olmus, hiçbir yey alınacak gibi değil, Dalmışım, Birdenbire ça tamı elimden kaptılar, efendim. Birisi ötekine, öteki başkasına verdi, Ben arkalarından o koştum, Kumpaşaya doğru indiler, Ben de urkalarmdan indim, Üc #işiy - diler efendim! Çalanı asl çantayı benden çalanı görsem tanırım, Fa kat burada o yok, Bunu doğrusu. | nu söyliyeyim, görmedim, İyice görmedim, Elimden kapanı gör düm, Ötelçş arlındaşma verdi, O- mu görsem belki tanırım, Sonra bir üçüncü de koştu. Fakat bu mıydı bilmiyorum ?. Suçla yerinde bir kişi var, Öte. kiler başla bir suçtan ötürü mey, kufmuşlar. Bugün getirilememiş ler, Suçlu yerindeki bir kişi, on beş yaşında, Yaşar isminde bir m cocuk, Ama ne kadar esmer, Saçları duman gibi kara, daman gibi tütüyor, İli kas biribirine değiyor. Dudakları sipeivri, öne doğru adetâ fırlamış, Keskin, sert bir burnu var, Gözlerinden ateş çı | kıyor. Küçücük ellerinde, yıkan » mış olmasına rağmen hâlâ fotin | boyaların İskeleri belli, Sarı ke. tenden yırtık değil amma bambu ruşak bir o'bise, Belinde mavi Kirli Bir önlük, Yaşar: — Ben pazarlarda öte beri sa. tarım... Diyor summa fotin boyacı- lağı yaptığını elleri söylüyor, Es, maflığı fotin boyacılığma tereih et tiği besbelli, Yaşar fotin boyner. | ğını sevmiyor, Hakka du var, Hâkim : — Bak Yâşar, neler yapınşam ? Nasıl olda bu “ anlat bakalım” Diye sordu, Yaşar: — Görüm kör olsan hikim bey, dedi, benim bu işten haberim var sa, Ben çenafım, Pazar pazar do. Hasır, öteberi satarım, Ben ne bu madamı tanırım, he de onun çan. tasını kapan Mustafayı, Mustafa komsumuzdur, amma 6 betden çöl büyük, onunla Kohusmam ki, E fendim, hem bu madam benj gör. müş mü? Görmemiş, Ben nanm - sumla geçinirim, Böyle bir işten haberim varsa İki © gözlüm önüme aksın. — Pon âlâ, karakolda ne ifade AVRUPANIN! YAAR Yazan; JUL ROMEN ranlık duymıya değer bir büyük, lük tesiri yahni, O şünden iibaren Daladyö ile olan münssebetlerim çok daha sa mimi ve kardeşçe bir mahiyet ak dı, Çalışan rahatsız ct memek hususundaki daimi prensi pime sadık kalarak — çünkü ken dim de çok çalışan bir adamım — oan ancak icabettikçe, fakat dalma z6vkle, ve sanırsam kendisinin de paylaştığı bir zevki, O görmeğe gidiyordum. Meseii 17 birineikânun 938 de yemeğe, bize, Fauboürg Saint Monorö'deki evimize gelmisti, Ka; rımla ban ona bu ziyafeti biz ter tp etmiştik, Ona Fransanın eh gü, öde entellektüe'lerinin kendisiie olduklarını, kendisini tuttukları, kendisine cesaret vermek ktodik lerini göstermek İstiyordak, Hakikaten 6 #lisam #oframızde, Pau) Valöry, Paul Morand gibi adamlar ve eşleri, Entetiektiel Binik Festitiki müdürü Oİaori Bennet Ve eşi dizel Heli& Bonnet, Yanıma para al, | da bir başkasına... — Böyle söyledim efendim, — Tıpkı böyle mi? — Elbette efendim, tıpkı tp . kasına, Hâkim karakoldaki ifadesini 0 kudu, Burada madamm çantasını stafanın kaptığını, Recebe ver« ini, Mecebin'de kendisine ver- diğini, madamın çantasından 850 kuraş çıktığım, sonra Unkapanı köprüsünde parayı paylastıklarmı, çantayı da deniz» attıklarmı yazı yorda, — Gördün mü? Karakolda böy- le söylemişsin. — Etendim, Benim okumam yazmam yok &i, Ne ettiler ben bilir miyim — Burada imzan ver. — O imza ni efendim? Şura ya baş parmağmı bas, dediler, Ben de bastım. — Ne diye bastın? İ — Olumam yazmam yok, Ne İ yazilıklarını ne bileyim. Baş par İ mağımı kâğıdın o üstüne basmak, ne demek me bileyim ben, Bas İ derlerse baş parmağını şu kâğıda, ben de basarım, — Pek âlâ, sahitleri dimliye « / lim, it bekçi gelmemişti, Öteki sahit sahlepçi Müslim ağn geldi. Kaytan bıyıklı, sert yüzlü, belin. de bir siyah kuşak: — Namusun viodanm Üzerine,. Müsllm ağa: — Vallah namusum üstüne mo re, vicdanma da dedi, Müslim ağa: — Güğümleri toprakin parlatı yordum, Vakit akşamdı, Birde baktım na öteki Mustafa iki bos ina arasmdan hızh hezlı geçer. — Nereye be Mustafa, dedim, | hazı harlı? Fiiyle bir tarafı gösterdi, Git ti, Ben başladım göğümü parıl pa İni parlatmağa, Geceleyin sahlep, Iç çikmak lâzım, Ekmek parası re is bey! Bir de baktım, bu sefer bekci kaya kopan geliyor. |. — Buradan adam gep mi? dedi, — Geçti, Muharrem ağn, de - dim, — Kimdi o geçen? dedi. — Mustafa, Şu hani bizim Mus. tufa be, dedim, Koşa koşa gitti. Sonra efendi- me söyliyeyim bu madam geldi, | Bon madamı tanırım, ara sıra be »im salebimden içmiştir. - Na o hayırola madam? de — Bırak Allahını severson, de- idi, bizim çantayı iulefte ettiler, — Yok be madam; dedim, Çok üzüldüm, vah vah! Sahiden d. ©. zülmüstüm, Beraber kahveleri do. lastık. Kimseleri bulamadık röis bey, Ben yalar Mustafayı gördüm Bu Yaşarı görmedim. Yasar ferahlamıstı. Mahkeme öleki sehid Rekçinin ve diğer suçluların tevkifhaneden getirilmesi için bir baska gine kal dı, SAİD FAİK ANMAYA UAMMA Çeviren: LUTFİ AY Jacgües, Françols Potchö ve Ma” dam Simone gibi Yar, dı, Andr8 Maurols'ler de davetli idiler fakat Pariste bulunmadık ları için lerdi, Polis mü dürü Langeron da davetliler ara, sindaydı, ve aramızda bulunmuıya layıktı, çünkü bu fevkalâde iyi a dam muhazrrirlerin ve sanotkârla” rın hakiki dostuydu, Nihayet ha, da çok derin ve tatlı bir hatır olmasındandı. bırakmış ir. Evvel yüksek şahsiyetleri bir arada top lanmış görmek gözleri mi bir şeydi. Sonra o gece, Daladye “ o duydukları gibi ifa, de ettikleri, içlerinden koparak söyledikleri | şeylerin büyük bir Kıymeti vardı, Yalnız iki hâdise bu toplantınm biraz o zövkini ka. , Metrdotel birdenbire hnber — Savm Polk wüdürünü tele" tona istiyorlar, Tangeron sofradan kalktı ve bir MADIŞELER PAİR an Uzun boylular aptal mı olurlar? İRİSİ diğerine üçüncü bir s- dam göstererek diyordu ki: — Allahın aptalı! Boyuna ba kan mal sanır, Kafasmda bir tw tam akıl yok, Boy dağıtılırken »- çık gözlük etmiş erken davranmı$ ama bu sırada akı) başka yerde da Zılmış olacak ki geç kalmıs, kırın. tılarmı bile alamamış! Zaten mes- hurdur;: Kısa boylu fitne, uzun İ boylular aptal olurlar; akıllı, dü- rüst ve namuslu adamlar hep or ta boylulardan çıkar, Merhüm Ce- nab Şahabeddin'in bir sözü ver dır; Uzun boyla adamlar yüksek aparlımanlara benzerler, üst kat, ları çok zaman boş olur.” Çoğumuzun beğenmediğimiz kimseler bize benzemiyenlerdir; beğendiklerimiz de bize bendyon- lerdir, Bumun için bükümlerimizde mantıktan ziyade hislerimire kı pılırız. Ka boyluların fitneci oldukla rı hakkımdaki sözü bazıları küçük bir hece farkı ile söyle sörlerler: İ “kısa boylnlar frtna olurlar” fit İ menin madrabask ve alilâksızlık anlattığını frina'nın manası İse 26- kâ olduğunu bilmem tekrara hi. zam var mı? Fakat, muhakkak olan bir şey varsa, o da zekânm boyla alâkasi olmadığıdır, Parak zekâ eserleri göstermiş uzun boylulara tesadüf asla güç değildir, Vakın Napolyon bacaksız denecek kadar kısa boy- hı ve ufak tefekti; hattâ yirmi ye- di yaşmda iken Fransızların İtal ya ordusu baş kumandanlığına £ tiği zaman ozun boylu ve pişkin generallerin İstihzalarma hedef olmuştu; Hikin çok geçmeden bu is tihzanm yerini bayranlık hisleri aldı, “İsmail Hakkı DBaltacoğlu”na aptal demeye kimin dili varır? Te- rihin uzan boylu dâhilerinden biri de Rus çarı Büyük Petrodur, Bo, yu tam iki metre dört santimdir. Bizde ortalama insan boyu (160 170) santim arasmdadır. Aşağ' yukarı bir bas farkı demektir, Tarihin büyük adamlarınm lis- tesini yapsak yahnd bunlari me- zarlarmdan kaldırıp bir “dâhiler taburu” halinde geçid resmi yap tırsak kısa boylularm azlık olduk: larını görürüz, Kacircan KAFLI Deri sanayicileri raporlarını hazırladılar Deri ve kösele fabrikatörleri, #nt vekdletinden istenen bam inald mat Üzerine bir haftadamberi devami olarak yaptıkları içtimaları dün Wi tirmişlerdir. Dün biri öğleden evvel ve diğeri öğleden sonra İki toplar | yapılmıştır. Deri ve kösele sanayiimi” İ sn veriminin arttırması ve bütün İ ibtijaçlarına tanllök eden bir rapof | Mezirlanmıştır. Rapor bu akşam AB - karaya gidecektir —— high eğziğiği Hindistan ile Çin arasında yeni yol Çanking, 16 (A.A) — Hindister le Çin rasında yapılmakta olan 59 ni yolun inşasma hararetle devam © İ dilmektedir. İ kaç dakika sonra gelerek, © het zamanki sakin, değişmez tebessü, müyle: — İnvalides'de yangın çikmis, dedi, Olup bitenlere gidip bir bak- malıyım, Beni mazur görünüz, Sonra iive etti: ,—— Şimdi de başvekli hazretleri" ni telefondan 'stiyorlar, Tse Dahdye'ye gelmişti, o ö* kalktı ve biraz sonra yemek sale, e pie krala ve SE — Aziz Madam, pek mütogssi" fim, fakat Langeron İnvalides'de yanzın çıktığını söylemişti değil mi? Şimdi 46 İvsusi kalem müdü, rü bana Palak . mii w yangın çikmıya başladığını habef veriyor... Sahici yangın değil am; ona benzer bir şey... Çek Hi bir içtima oluyormuş... müracaat edilmesini isti; Daha bu sabah ancak 7 reyle ck seriyet kazanabildim, Koşup 07” ya zitmezsem bu sefer devrilmek tehlikesi var, Daha sonra, 989 nisanmda, dün ya muharrirleri kongresinin dav“ tl Üzerine, Amerikaya bana bir söyllyeceği var mi, 39“ mu diye kendisin) görmeğe Kit miştim: (Devam var) (1) Pariste mebuslar meclisini? toplandığı bina,