Aşk, Istırap ve hisromanı -26- ki eliyle tutarak doğru çekti, yanakla muhabbetle öptü. Sonra yanak yanağa bir müd- A baret durarak mırıldan e Hâyır Tarıkçığım! Yarın ig, letmiyeceksin. Şimdi ak- i İ görmeme ai aa. annesine O Anne böyle söyleme! ni ye oğlum, gitir Mağa e gideceğimi, ne ya- Üy herkese ne söyliy: a . Vorum, bildiğim git- » iradan uzaklaşmam lâ idir. Çünkü bundan » , na bakmağa, seni öpme Tay edemiyeceğim. da ânnesinin kulağına m lâ Hayır anne, kalacaksın, May bon kalmanı istiyorum. < Sana mubtacım, ve şimüi ai, ak edeceğine yemin ede- a Bayar örmek bu wrum! Bu, İkimizi âzabma mahküm olucaktır. Ben bir âzebın ne olduğunu tecribe ederek anla a Maniyorum şimdi bana ac Mi Fakat iu hissin sükünet bana tıpkı Farukun gibi bakacak ve biraz derimi hatırlaya- Tarıkçığım, düşün ki annenim, nazarında her gün görmek ta- haricinde ir işken- a ayrılma anne, Be- ska kimsem yok. sonra biribirimize ırmadan bakamıya gördükçe utan- dibine geçeceğimi - Zavallı kardeşi- gibi çarpıyor, bayılacak gibi oluyor Onu İcayibetmiştim, İkat sen vardın. Şimdi . Tarıkçığım, Arasında yaşamama im- edebiliyor musun? 8eni o kadar çok sö AA li her geyi unutacak- z “yg! Unutmak mümkün at, — Niçin olmasın, müm; — Kaxdeşinle Senin aranda yaşadıkça urutmam nasıl kabil olabilir? Sanki siz unutacak mi- #nE — Ben unulacağım! — Beni dinle anne: dersen kendimi öldürürüm! - Bu safiyane tehditle mütw- vie olan Tarıka sarıldı, Onu şefkatle öç ü. Tarık devam etti — Seni, tahmin edebileceğin- Eğer gir cessis ve mütehe: den çok fazla seviyorum anne... | Maktil ol. Bir haftalık olsun tec rübe yap, aramızda kalı pe, Bir hafta için bana vaat et- mez misin? â, oğlunun pe bakarak konuştu: — Sakin olmağa ve heyecana kapılmamağa çalısalım. Evvelâ bırak da ben konuşayım. Kande- ginin, öteki oğlumun benden şüphelendiğini ve dakikadan da- kikaya hakilenti keşfettiğini an ladığım andan #töbaren hayatım benim için sana ifade edemiye- ceğim bir işkence oldu. O kadar kederli du ki bu Tarıkın gözleri yaşla doldu. Ar» nesini kucaklamak istedi. Fakat Leyiâ onu yavaşça itti: — Bırak... Beni'dinle... Anl» man için sana daha çok söyliye- ceklerim var. Fakat anlamıya- caksin. Çünkü kalabilmem için sana her şeyi anlatmalıyım. Fa kat hayır, anlatamam! Söyle anne, seni dinliyo- — Pekülâ, Anlatsam hiç ol mamsa seni aldatmamış olurum. | Seninle kalmamı istiyorsun de- ği mi? Bunun için beni affetmen kâfi değildir. Vaktiyle yaptığım için bana kızmaman, gücenme men de lâzım... Kocamın olmadığın için utanmayacak ve benden nefret etmiyecök derece de herkesten farklı ve kuvvetli olmalısın. Ben çok ıztırap çektim. Fakat artık tahammülüm kalmadı. Be- | nimle beraber kalmak istiyorsan öğren: Ben bübanm metresi ol- maktan ziyade karısı, hakiki zevcesiydim. Burdan dolayı 2s- la utanmıyorum. Etiemi ölmüş olmasına rağmen el'an seviyo-| rum ve ölünceye kadar da sevo- | ceğim (vevamı var) İ polis | Fakat Recai könüşüyore | mtırabın sirayetiyle İ oğlu | Nakleder: MUZAFFER ESEN Bu fikir, delikanlının aklima rereden gelmişti. Belki okuduğu romanlarmın tesiriyle, bel sik sik seyrine gittiği brta filmlerinin yüzünden. Fakat muhakkak olan nokla supfası: Recai Tezsezer her gün kendisi- nis çok İyi bir polis hafiyesi o- | lacağına kuvvetle inanıyordu ! Recaj kendini ber yokladığı va» kit bunu daha iyi seizyor. Ker disinde hakiki, metin, en karısık ri çözebilecek, tekbaşına on ki haydıdu birden enseleyebile- | cek bir polis hafiyesi ruhu görü- or. Reca 'Tezsezer, orta boylu tombul bir gençtir. Birkaç tel saç, başının bembeyaz olmuş te- pesini bir parçacık olsun gizle- memektedir. Bıyıkları burun de- | bir masa başında otur rarak güler yüzle karşılayan ak müşterileri bilet ye niyibir biletçi olabilir. hayatta kendisin ekmek parası getiren mesleğ'im #mtiyen ehemmiyet vermemeli tedir. Gündüz çalıştığı bankada dosyalarıyla göyl bir yalanerktan meşgul olur, paydos olur olmaz, derhal kitapçı dükkünma koşar, bir gün evvel geceliği yüz parar dan aldığı polis romanlarını ge- ri evrir, yenilerini alr ve bu kitaplarla başbaşa kalmak için derhal koşardı. Recai, yalnız polisin zaferiyle nihayet bulan romanları okumaktan hoe- Iamurdı.. Polise karşı hareket © den kötü bir insanın muvaffak oluşuna Racainin temiz ruhu ta- hammlll edemiyordu. Recai, sis nema ilânlarını da takip eder ve hiç bir polis filmini kaçırmazâı. Sakin delikanlmım o romun okur imaktan ve sinemaya gitmekten başka tek bir eğlencesi daha vardı, Ayda bir iki defs Çenber- litaş civarındaki bir kahveye uğ- ramak, iki arkadaşıyla beraber bir iki parti prafe oyugnak Bir enmartesi Oakşamı Recai Tesezer çök neşeliydi. Alaş on buçukta prafe partileri defa olarak Recainin galebesiy evine İle bitmişti. O, bu akşam kenâi- İ sinin ve arkadaşlarınm kahve paraların ödemeden arkadaşla” rıyla beraber kahveden çıktı. Çenberlitaşın önünde biribirie- rinden ayrıldılar. Herkes evine doğru yollandı. Recai Çenberii. taşm önürde yalnız kalınca şöy» le bir durakladı. Kendisini her akşamdan daha keyfli buluyor- du. Belki bu sevinç zafer sar hoşluğundan ileri geliyordu, fs» kat ne olursa olsun, bu #kşam ruhunda uyanan bir hareket arzusu, bir faaliyet ihtiyacı duyuyordu. Recai oğarasını yak tı ve mırıldandı: “Bu aksam ne den kendimi şöyle bir tecrübe etmiyevim7?” Bu çok ağır, fkat Recai tezsezer, amatör çok yerinde bir karardı, deli- kanlı şimdi Nat Pilkerton'u tek it ediyordu, Son okuduğu sil sandığın €sreri” romanında genir polis hafiyesinin Milis Hmpton'u öldüren on iki katili birden yakalayışma (hakiksten wıyran olmuştu. Recai, polisi rin karışık işleri çözmek için kullandıkları tekniği tamamiyle biliyordu, Polis romanlarından öğrendiği usul basit, fakat hiç saşmayan bir usuldür. Etrafı. na dikkatle bakmak Bürafma dikkatle bakan bir insan eğer görmeği biliyorsa, bir çok sev- ler öğrenir. Polis işleri m isı genç bu gece kat'i bir tec rübeye girişmek isterken Yesi! sandığın esrarı o DOMAİN dördüncü sayfasını dı. Mühim bir hâdisö; mak için #okakta söyle bir bakmak, ve bir tanesmi seçerek düşmek bu romanda polis haf'- yesine kâfi gelmişti. Recai Tezsezer semsiyesini baston gibi kullanarak Sulta- nahmede doğru inerken bir ta- raftan da geçenler arasından ta- kip edeseği adamı srtyordu. Va» kın caddede geçenler az değildi Fakat haniysinin arkasına dis meli, Acaba şu kısa boylu ihti. yarm mi? Yoksa bu yanık yüz Tü dev gibi adamın mı? Delikanlı düşünürken birdenbire titredi, Yanıbaşında yürüyen birisi vare dı. Duvarlara Sürünerek geçen bir adam... Yakasmı kaldırmış Şapkasımı burnuns kadar indir. mişti. Bü Sddamin vicdani herhal de müsterih olmasa gerekti. Yeşil sandığın esrarı romani- nın İkinci fasimdaki usul dai resimde hareket etmiş olmak çin delikanlı bu adamın kim e isbileceğini wzun uzadıya dü- gündü Rocai Tezsezer bir taraftan çenesini oOvuşturarak (bunları düşünüyor, bir taraftan da ya tancıyı takip ediyordu. Bu, yir- mi sekiz, otuz yaşlarında bir adamdı, halinden muayyen bir mesleği olmadığı, meyhaneler dolduran ayaşlardan birisi oldu- gu anlaşılıyordu Gecenin oldukça ilerlemiş bu saatinde, serseri kılıklı bu adam Reraiyi iyice dolaştırdı, Divane yolundan tekrar yukarıya çıktı, Tavukpazırmdaki o meyhanelere doğru yollandı. Fakat Recai bu takipten hiç yorgunluk hisset miyordu, bilâkis çok memnundu Zira arkasına düştüğü iş her- halde değeri çok büyük bir işe benziyordu. Retaj pek de ay- dınlık olmayan bu yollarda ar- Yi hafiye kasına düştüğü adamı gözde kaybetmem için yirmi ad kadar gerisinden yürüyordu. Y bancı içerisinden çalğı sesleri gelen, perdeleri çekilm bir meyhanenin önünde ve bir lâhza durdu. - Perdelerin aralığındar içerisini dikizledir sonra #radığı adamı içeride göreme- miş olmalı ki tekrar yola ko- yuldu. Meçhul serserinin yürü işü sırasında Recai biraz ile; Amatör polis bu aralık * ve çok yaklaştığı- adam dikktini çekeceğini işiindü, birez durmak istedi Fakat Recai kafasında 'bu fikr geçirirken o yabaner birdenbire durmuş, geri dönmüş ve delis kanlmın karşısına dikilmişti: — Ensemde ne dolaşıp duru- yorsun, yoksa aynasız msm” Recai gözlerini dört açtı. Hiç bir zaman böyle bir kitapla karşılaşacağını sanmamıştı. — Haydi canım aval, aval karşımda durma... Aynasız öle duğunu çakmadım mi Sanırsın... Eğer bizim ortakları da ensele- mek niyetinde isen yüf sana! Recai sevinçen me gaşa'mışlı iyi öt adamın arkasma düşmüştü. Fi kat bu dakiicada işler birdenbire sarpa sarmağa başlamıştı. Recai düşünürken sağ ihtiyari bir hareketle Bunu gören adam yukarıya kak cehine gitti. derhal kollarımı dırdı: — Pıştiva saldırmağa lüzum yok... Görüyorsun ya, teslimim işte, Yalnız beni merkeze götür meden evvel çuracığa girivere lim bir kere... Sana anlatacak- larma var. Recai ne yaptığını düşünme den meyhaneye doğru yürüdü. Herifte arkasından, Demek bu adam hakiki bir hayduttu, kim bilir, belki de bir kdtil.. Zeki, faziletli Recai Tezsezer bu akşam mağrurdu. İlk tecrübesinde hiç yanılmamıştı. Polis zekfsı diye buna derlerdi işte. Yarın muhaâk- kak resmi gezetelerin birinci sayfasında çıkacak, bankadaki arkadaşları bu büyük muvaffe- kıyeti yüzünden kendi tebrik edecekler. Belki polis müdürü de kkür v decek. Hattâ iyi bir maaşla po- Bs mesleğine girmesini rica vakit cebinde bir buluna mez Müti yere ser ek, bindiği vakitler etrafların. re grura bekarık bileteiy seni Teze: n kahr afiyeler kadar mw r bir po- oluveriyordu. O, bu daki ınduğu bu vaziyeti rlukla değişmezdi. n meyhanenin kâpısin: ”- çeriye girmişti. Bir köge- yir kemancı ile def çalar çok boyalı bir kadın otur; , Recai Tezsezer çalgı Kadın dik ma çe» çör disine ıirane bir sesle y ia “Çök bakalım şuraya, ded n krmıldanayım deme ımdaki adam canım- biri olacaktı bi bir iskemleye mırıldandı: snlatacaksar 1 bezmigir mdi ne ilat bakalım Değ y in bereber o İşl bir yaptık Fakat gacoya osustalıyı o dı. Ben yalnız mangizieri arakladım ; Recai Tezsezer kendisini bir- denbire kendisini çok yükselmiş buluyordu. Şimdi bir sorgu hâö kimi vakariyle karşısındaki adas mı sörguya çekmeğe başlamıştı? — Paraları ne yaptım? i Karşısındaki adam her şeye razı olduğumu gösteren bir tas yırla sözüne devam etti — Ne olacak, hepsini Çolak Tahire kaptırdım. Elimde yal- mw gümlüş bir sofra takımı kal dı. Recai sorgusumu daha götüremedi. Zi sızm on iki kadar ada Bunlara kumanda oder gibi gö- rünen biris meyhanecinn a yakta durduğu tarafa, tezgâha doğru yürüyordu. Çalgı derhal susmuştu. i İki iri yarı adam kör kemancı ile boyalı kadını bir kenâra çek- mişler, konuşuyorlardı. Diğer ikl adam (Recsinin konuştuğu meçhul şahısa (O vaklaşmışlar; bileklerme gelepçe takmağa be zırlanıyorlardı.. Bir mamur da Recaiye sordu: Recai cevap vermedi, zira w lup bitenlerden hiç bir şey anla Delik birine Çolak Nazırm suç ortağı kabka hayta gülerek cevap verdi: Bu da kepazelik, Neredeyse arkadaşlarını enseleyecekler, Bi- miyor musunuz? Bu da sizin gibi ıynasızın biri... Bu sözlerden ra memurlardan birisi Reca üzerine atılarak sordu: — Hüviyetinizi gösterir misi- niz? Kimsiniz siz? Recai 'Tezsezer utana etkela cevap verdi: — Adım Recai Tezsezer'dir. Gedikpaşada otururum bankada memurum anlının sözünü bitirmesi. ne meydan vermediler. Bir daki- ka içerisinde eline kelepçeleri (atjen seyfayı çeviriniz) ieriye bu vaziyeti hergün görü felâket, tahminimiz- büyüktür. Açılan yara, derinleşiyor. İyileşmek Yok. Muhasara biraz da- İnsanlar biribirini yi- diye koruyorum. 5 ları geçti Doğan döndü: Yürekli delikanlı: pi kim sızladı, ami, AN ta. ©ve döndüğü . Mari N Main VAR, aslanım? Gene dr kağan çatılı? zamar niyen atının sesini duyunca yüre- ği hopladı: Yerliler açlıktan biribirini yi yecek dereceye gelmişler, Mar- ta! biz evimizde, muhafızlar da het şeyi bulup © yiyoruz. ki çocuklar n, sokak- larda kemik toplayıp kemiriyor» lar, * Ambariardan erzak dağıtsa- etecek kadardı; amcamdan benim atımın & tini İstediler. Amcam da vaadet- ti. — Ne diyorsun, Rüstem? Seni ölümden kurtaran (Sarı Ceylân)ı i elinle kesecek misin — Hayır, Ben onu kendi elimle kesemem, Açlara teslim edeceğim. K j tar iSarı Cove m edecekler, Rüstem içini çekerek bir ye Oturdu, — Bu felâketin sonu yök mu, Allahım? Bizi o muhasaradan ne zaman kurtaracaksın? Çilemiz da ha dolmadı mı? Türk ordusu bizi ne zaman hürriyete kavuşturacak? diye söyleniyordu. Marta: — Ne olursa olsun, dedi, (Sarı Ceylân) gibi, insandan daha duy- gulu olan bir hayvanı kesmek de- liliktir, Rüstem! Yarın muhasara dan sonra, Onün gibi havvan nasıl bulacaksı 12 ihtiyacın vardır. Açlara, (Sarı Ceylân) yerine bir , guval un dağıtamaz msn? , —Unu nerede bulayım, Mar- ta? Kaledeki muhariplere bile ar- daf unu vermeğe başladık ra ambarlar — buğdayla doluydu... ne oldu onlar? — Amcam yanılmış. oönların altradan saman çuvalları oç Halbuki biz hepsini buğday sanı yorduk. — Eyvah! şimdi ne yapacıksı” nız? — Elimizde kalan erzakı idareli kullanmağa mecburuz. «— (Sarı Ceylân)ı onlara bedi ye edeceğim. Son yardımım bu o lacak — Amcan kendi atımı neden ver miyor? — Ona bir a: lâzımdır. Marta! sık sık teftiş edebilmel na ihtiyaç vardr kale içinde ikin Ben (Sarı Ce rum, İcim $ BCI evlât acısından beter olacak yorum, Fi ne yapabilirim? bir takım kimseler açlıktan kuru kemik kemirirken, benim at üstün de germem doğru mudur? Mata bir elini Rüstemin boy- nuna doladı: — İyi ama, hele bir kere o hay» vanm sana yaptığı fedakârlığı düsün: Bir gece samanlıkta uyure ke hançerle yürürken, hayvapcık bu sezmiş, seni uyandırmış 1, öbür dünyayı em! Bu kadar duygulu bir hayvan, urban eti gibi, setillerin midesine atlır mi hiç..? Surlardan bir kartal ler.. Çaylakleri avla. 7 paylaşsınlar. Fakat, sarı cey- azıktır.. dokunmasın- lar, Rüstem! ona Ertesi sabah yertiler halde Rüstemin evine Kapının önlinde: — Kurbanımızı isteriz. diye bağrışmaln başladılar , toplu Dir geldiler, O gün kalede ilk defa açlıktan »ir kişi ölmüştü. Bu hâdise yerlilerin maneviyö» tini bozmuştu. Rüstera (sarı ceylân)ı saklevordu ahırda (Devam wa,