N , KSAM BOSTASI ni *» Nejrişet Müdürü ba, San Rasim Us nidiğı ver Vakıt matbaası â |/ dJiseler Netan adamlar... det harp var. Bu memleek. ei imparatorluğundan ayırdılar; sonra istik- b. ver, Söylediklerine gö. da n de ettiler. Hattâ'ordu” < İngiliz sisteminde ku. » Etçen gün gazetelerin bi- i çıkan Irak askerinin I ayrı tarafı sadece nisinden ihr Bugün inen müşkül zamanla. “binra karşi ayaklandılar. e âtasındaki dava bizi alâka" İ *Ünez. Fakat İyi te Irakta askeri reis et darbeleri moda helir Son altr senede on bir ka, değişmiş, bir müddet evvel Mi bir generel da silâh kuv- j başa, geçmiş; sonra Mu- ni bir seker tarafından öl in #lü, Irakın nüfusundan Bi 8 bir kısmı aşiret halinde ie * bunların üzerinde hükü, kl değil şeyhlerin otoritesi Kumandanlar ve yüksek Rl bir yekün tutardı ve fsal ? öynarlardı. Irak ordusu b, “cüktür, hem de barp tec Mi 1* görmemiştir. Hee mo. Ve zırhlı birlikleri, tayyare 7 A Üz Ri, 81 pek güc, adeti imkân, kı Ajans telgraflarma göre Eb Ülevekili imdat istemek İcin “ele Berline gitmiş; bir İk Yefanperi muvaffak olma" i Dir ihtilâl sonunda yabanci <etette yaşarken demişti ki: Vatanıma, bir yabancı or İğ De önünde ne de arkasın. iy, ek isterim! iL en herkes böyle düşünmez; #la yabancılarm yardımı gelenler tarihte ek- dir; son nümune gene hkodur. Eskiden d: var *ek coğrafi v gerek siyasi MN dolayısiyle (o bugünkü Si, , benzeyen eski Mısırda Mt bir prens gelip geçmiştir. Mi, tan altı yüz sene evvel On iki müttefik prens ida- , Kâhinlerden biri | ic |. Verdi: Sy, Mibud Ptah'a kim tunç a ibadet ederse Misir onun Btçecektir. İ Nb a Utdan çıkardılar; “leri vok gibidir; bu vazi" Hüsında. İngilizlere üstün, karşı ingilterede ikinci müdafaa hattının Muhafızları da tamamen yetiştirilmiş bulunuyor ondra, 12 (A.A) — İstilğ te İ şöbbüsü olduğu takdirde ikinel müdafaa hattını teşkil edecek o. | Jan anavatan muhafızları bir se- İ nelik hararetli bir talim devre, İ si geçirmişler ve bugün İzmami, | le hazır bir vaziyete gelmişler- İdir. Anavatan muhafızları ku- İ ruluşlarının yıldönümünü çarşan İ ba günü tes'id edecekler ve bu | münasebetle bir muhafız miifre- msi Buckingham sarayında nö- et bekliyecektir, Bidayette mahâili bir gönüllü teşkilâtı olan anavatan muhafız ları şimdi ordudan tefrik edile, bilir ve techizatlı bir teşekkül fızlarına mensup bazı cüzütam- lar ordu ile müşterek manevra, lar da yapmışlardır. Anavatan muhafız teşkiiğti olmıyan tek bir köv yok gibidir. Bu itibarla, istilâ teşebbüsü ya” pılırsa her nokta bir kale olacak ve her sokak, her ev müdafaa edilecektir. Her köyle anavatan muhafızları tanklara ve hücum rmı biliyorlar. Yunan ordusu ©“ Giride geçti ondrd, I2 (A4.A.) — Yunan or- dusunun iki tam tümeni Giride vasıl olmuştur. İnanıldığına gö re bu nihai bir rakam değildir. Birçok askerlerin daha geleceği umulmaktadır. Diğer taraftan şu cihet yeni. den kaydedilmektedir ki beş ay” dan daha az bir zaman içinde ge- neral OVavel Afrikada 200,000 den fazla esir almıştır. Afrikada esir, ölü, yaralı veya kacak ola" rek umum İtalyan &gayiatı 880,000 İrâlvan ve yerli asker. den ibarettir, Daha doğrusu Hovek, dünyanın hemen her tarafında gerirlik ba, yatında mümtaz bir kabiliyet gös- rasmâa casusluğa elverişli gördük lerini derhal satmalmak suretiyle, herbiri birer gerir zekâ olan müt- hiş bir sabeke meydana getirmiş- tir. O derecede Ki, bir aralık Avru ht ön sona kaldığı için | panin mühtelif yerelrindeki yük - se» miğmerini kap yerine | sek sosyetelerde fevkalâde cazip mecbur oldu. Prens, e Zi 7 ööeletini hatırladı bir kadın görüldüğü zaman: tzliinden ayırmak için — rek beşinel kolundan! Denilmesi ndetâ bir moda hali- nun iki tümeni baml termiş, sivrilmiş olan insanlar 8. ya ğinderdile. Prens Psame- | ni almıştı. dd kâhine sordu. Şu ce Garibi şuradadır ki şöbökode ça İn ij şan bu kadınların çoğu korkunç ilen, Denizden gelecek olan | geferi Hövekin yüzünü görmedik. “öy, damlar tarafmdan inti- leri gibi ismini dahi bilmezler. mack mi i Hovek avenesinden gedikli ve bundan Kl ilya itimadını kazanmış olan elebaşls. * ve Karya yani Gidi" | smdan maada hiçbirisiyle doğru » m a yn İENİZE Ar | dan doğruya temas etmez, Şebeke ina yüzünden : pi efradı, hususi emirleri ve ücret « e, Shillerine düştüler; bun. metan sırlılar giymislerdi; | lârini nereden aldıklarmı çok xa İl suş böyle adamlar hiç gö” |man ket! olarak bilmezler, öd Slime koşarak | Hansen Hovek beşinel koluna ; tan elbise giy- m gm Şi | e ra ni amda iğ; gitti; beter harp çalışmaktadır. Tanmaya da çok if etti; bu teklif ka, | zaman imkân yoktur. du: diğer Prensler Çünkü bunlarm çoğu kıyafetle. ? &dildi ve Psemetih bu | yint ve büviyetlerini gayet büyük iL ile oldu; sırı bir meharetle değiştirmeye mu - 43 temizledi: memleke- | yatta olmaktadırlar. e, Tu e yp. Fukat Hovek'in gedikli şebeke Kedim KALI, İm mn ven amuhtei kontr » espiyen Sovyetlerin | Üç memleketi tanıma - maları kararı hakkında | i Berlinde yarı resmi İ. kaynak nediyor? Berlin, iZ (A.A.) — Yarı resmi bir menhadsn bildiriliyor: Berlin siyasi mahfillerinde, Sovyet, ler Birliğinin Belçika, Norveç ve bi bassa Yugoslavya ciçiliklerini tanı mamak hakkındaki Kararı san zaman lar hüğlmelerinin mantıki bir neticesi İ olarak telfikki edilmektedir. Buşün Alman hariciye nezaretinde Moskoradaki Yuzosiav ciçisinin sa İ Mihiyetlerinin kaldırılması hakkındu çu beyanatt. Bulunlmuştur: Vaktiyle Yugoslavya haklarda al. danmış elan yalnız Sovyetler Birliği değildir, fakat, bu memleketin üğü paktı imzaya kadar vasıl olabileceği. »i sanmış olan bizsat Almanya da mi danmıştır. Binnetler, #ovyetler Börlü gin'm sidığı bu tedbir, sun'l surette teşkil eğlimiş olan bu devlet hakkım da mağiğe işlediği bir hatanm kabu . ilinden başka bir gey değildir. | Bingazi Imgilz harp gemileri tarafından Kısa hir mesafeden | bombardıman edildi Londra, 12 (4.A.) — Amirallık | dairesinin tebliği: 10 mayıs cumartesi getesi, hafif kuvvetlerimizin okudretli | cüzütamları, kısa mesafede Bin, İ gaziyi şiddele bombardıman et- | miştir. Gemilere ve askeri hedef- | lere hasar yapılmıştır. Gerek düşman bataryalarının ateşi ge. rek düşman pike bombardıman- hücümlarr ne- m İngiliz gemile lerine hiçbir hasar olmamış ve milrettebattan hiç kimse ne öl müştür ne yaralanmıştır. Fransada İşgal altında bulunmı- yan tarlalardaki ekinin yarısı mahvoldu Vişi 12 (A.A.) — Eftort ga- zetesine göre, bu kış Fransanın isgal altında bulunmıyan kıs mmdg tarlalardaki ekinin en az yarısı soğuktan mahvolmuştur. Yeni Harbin Lil pyar Casus ya erk İsveçli 4. Mengham Hitlerle Musolini Yakında yeniden görü. şeceklermiş! Musoliniyi endişeye sevkeden meseleler nelerdir ! Lonüra, 13 (A.A) — Of: Bitaraf siyasi mahtillerin Berlinde aldıkları bazı baberlere göre, Hitler. Ie Mnsoiininin yakında yeniden bir mülâki yapmaları ihtimali wardır. Epi: ardusu teslim olmadan evvel Italyanların hiçhir zaman Yunan bu. duduna geçememiş ve Balkanlar mi, vaffaxiyetinin yalnız Alman kıtaları tarafından kazanılmış olmasına rağ. men, bu muvaffakiyetler neticesinde Almanyanm Süveyş kanalını karşı ve umum'yet itibarile bugün yakınşark. ta yapılacak harekât için Kendinine kıymetli Üzler temin etmiş bulunma. sı Museliniyi Hitlerin o temayülileri hakkında bazı endişelere sevkeylemiğe tir. Fübakika avutucu bazı tatlı söz. Wer bir tarafa bırakılırsa bü temayile )er İlalyaya, İspanya ve Fransaya verilen cheznmiyetten fazla bir ehem- müyet verilmediğini o göstermektedir. Böylendiğine göre Musolini, Hitlerin Selâniği aynı zamanda (Üç devlete, İtalyaya, Yugolavyaya ve Bulgarls. tana teklif ettiğine dair sarih deliller «ğa ettikten sonra bu kanaste Vara mıştır, Yugoslavya bertaraf edildik. ten soora Musotininin korkunu Hile. rin, Slovenyanm İtaiyaytı fihakmı kü. ü görmesidir. Musolininin — diğer bir korkum ds Nişin İlalyaya ilhakı ie. hinde Almanyada başlayan neşriyatm Viş! hükümetini tazyik maksadile Yüz pıtmakta olması ve #ransa ba bumu. , ta yumuşaklık o gösterdiği takdirde Hitlerin Fransaya karşı o bimayekâr bir vazayet alması ihtimalidir. Bu haberleri alası diplomatik mab- Hillerdn söylandiğine göre Munotini İ. talyayı üçüncü plinin birakacak G lan bir Sovyet , Alman yakınlığından da korkmaktadır. Mülâkattan maksa. dın, Amerikanın gittikçe daha (açık bir tarzöa vaziyet almasmdan doğan vaziyetin de tetkiki olabilir. Herhalde Hitlerin Floransa ve Bren ber mülâkatları gibi bir mülâkat ya. pılmasının münasip olacağına karar verdiği henüz teeyyüt (etmemiştir. Binaenaleyh, Hierin bu Omülkatı strf mihverin demokrasilere o karğı mütesanit olduklarını ilân etmek için kabul edeceği ve bunun ise İtalysya herhangi bir tavizde bulunacağı ma. Dasını ifade etmiyeceği söylenmekte. dir. 4 İş Br VRDU Çeviren RH. D. 18. emniyet teşkilâtmda büyük bir alâka, uzun uzadıya takip mecbis riyetleri uyandırmaışlar, bu saye » de bir kısmınm Müviyetlerini haki- ki olarak tesbite muvaffakiyet el vermiştir. Bunun için bühassa A vusturyalı Kari Brehm, Sting, ve aslen Holanda muhacirterinden olan eenubi Amerikalı Ulham Van Hort Avrupanm tehlikeli casusla - ri olarak tanmmışlardır. Kari Brehm Avrupanm muhte - Hf şehirlerinde ve muhtelif tarih lerde on iki defa tevkif ve hapse düniş, on iki defasmda da son de- rece cüret ve meharetle kaçma - ya muvaffak olmuş bir hapiaksne- ler firarisi şampiyonudur. Bu a» dam, çocukluğunda bir Bohenyalı at canbazhanesinde atletik can - baz olarak hemen bütün Avrupe- yı serseriyane dolaşmış gayet ç© vik, vücudu her tarafa kıvrılır, bir yaban kedisi gibi dar deliklere kolayca girip çıkabilir, yükseklere tırmanır, yüksek irtifalardan yere kedi gibi meharetle atlar, ele a « vuca sığmaz bir adamdır, Atlet vücutlu, ayni zamanda yas kışıklı zarif bir adam olduğu için Ğ ölü mubitine İstisnasız çok kibar bir adam tesiri o barakarak fevkalâde bir emniyet uyandırmaya muvaf- fak olur, Bu kibar ve zarif insa. nm maskesi altında tehlikeli bir şerir gizli olduğundan hiç kimse Ka Hâtıraları yazan : Aşçı Dede Ibrahim Zey Kurt ile aslan hikâyesi - Şamdan İstanbula - Te- kaütlük arzusu - Eski bir hatıra, eski bir âşina... 1507 yılı,, Hâlâ Şamdayım,. Va. zifeme gayretle devam etmekte yim,. Maaşamız artmış, Rahatınız yerinde, Ordu muhasebecisi de Cemal bey, Yüzü güzel, içi şej- tan, firavun bir adam, İkide bir canımıza hücumla mücadele eder, Bir gün yanma çağırdı. Vazifem olan tayinat icmellerinin tetkika- tndan ve henüz gelmiyenlerin eo. bi hakkmda müzekkere olunma. ması sebebinden baz: severi ves sile ederek bir takım yersiz söz ler söyledi, “Yalnız başımayım. Arkadaşım, muavinim yok, Bir e'. den bu kadar çıkıyor. Bundan lerisine gidemem!,, dedim, “Bu sz muvafıkı bikmet değildir!, dedi, “Hikmet bilmem, Ademi ik- tidarımı beyan #diyorum,, dedim. O yine “Muvafıkı hikmet değik dir?,, dedi, Çok sıkıldan. Artik za ruri: “Efendim, sinnim kemale er- di, Yalnızlığım cihetile böyle ağır bir yükü çekemiyeceğim. Fakiri. niz8 bayram ertesine kadar mü- saade edin, bayramdan sonra te. kalit olmak Üzere İstanbula gide- ceğim, © vakit bu vazifeyi yalnız başma tamamiyir ifaya muktedir bir efendiye (verirsiniz, dedim, “Bu da muvafıkı hikmet değil. dir!,, dedi, “Olsun, olmasın bun- dan baska sözüm yoktur!,, diye. rek yanmdan çıktım Artuk bir #öz ki söyledim, görelim Mevlâ n6 eder, ne ederse güzel eder deyip odama geldim. Burada bir hikâye hatırmma geldi. Bir gün arslan sah» rada bir ufak tepenin üzerinde ka rulmuş otururken, karşdan onu görmiyen bir kurt geçmiş, Aslan kurda bağırıp çağırmış, Kurt asla nı görünce vücuduna yahudi srt. ması gelmiş. Komali huzur vee. İan kurda: “Karım aç, Gİt gura. dan bir koyun yakala getiri, diye emretmiş, Kurt baş üstüne diye- rek bemen gitmiş bir koyun yaka- layıp getirmiş, Aslan bir pençe vurup koyunu tuz gibi dağıtmış ve yemeğe başlamış, Biçare kurt, korkusundan bir yere gidemeyip aslanın karşımmda k*m:li edeple dururmuş. Aslan: “Gel, Sen de ye!,.., demiş, Kurt uzaktan uza - Bp koyunun pislikle dolu işkem- besini çekip bir köşede büzülüp o işkembeyi yemeğe başlamış, Ağzı casusluk hususunda gayet büyük menfaatler temin edebilmiş, bir çok zengin ve kibar kadmların ba yatlarmı söndürmeye sebep ol muştur. 28 nece olmuş. i görüp: “Niçin gü- zel etlerinden yemeyip de böyle pis İşkembeyi yiyorsun”! diye sormuş, Biçare kurt: “Efendim... Malümu âlinizdir ki bu koyun dağ. larda, sabralsrda (o otladığından kimyevi otlar yer, Bu İşkembe kimyevi otlarla doludur. Bunda hir başka hsssiyot varâr!,, demiş, Aslan gülmeğe başlıyarak! "Şu ağzımın burnunun pisiiğine bekmi- Yarak hikmetten dem vuruyor. Sun!,, demiş. Bu misal küstahire. sa, nifak buhdan büyük küstah. Tiktır, Her ne halse, bayram ertesi o)- du, me yapacağımı bilmiyorum, Cemal bey azledildi. Benim de w- tarabım defoldu, Yine o aylar için- de hemen her gece bizim evde ih- vanla toplanarâk zikir ve ibadetle meşgul oluyorda, ders yapıyorduk. Kalemdeki islerim pek çoktu, Masamm üzerindeki evmk torba. ları küçük bir dağ şeklini göste - rirdi. Ben de onların arasında de- veler gibi iki tarafa orsapuçala » narak icmalleri çikarırken, her nasisa kudret ve dormansızlıktan torbalarm üzerine boylu boyunca düştüm. Kalktığım zaman bir ma. sa ilerde oturan efendilerden biri acıyıp yardım etmeğe geldi: “Ha- yır oğlum, Bu bize Cenabı Haktan ve erenlerden bir çiledir, taham. mül etmek Kizım!,, dedim. Fakst bir de arzuhal yazarak tebdiliha. yü etmek üzere isin İstedim, 19 Ağustos 308 de, yani çarşamba günü ki, cülüsu hümayun penliği oluyordu, dört aylık izin tezke- rem geldi, Hemen yol hazırlığı yaptım, Hırkacı Hüseyin efendi « den hediyelik Şem hırkaları sl. Istanbulda velinirittimiz DEP paşanın Ortaköydeki sahilhanesi- »6 indim, Mahdumları Ahmet bey Fehmi efendi merhumun duası be. rekâtı ile mirmiran, paşa olmuş « tu. Ben geldiğimde büyük paşa efendimiz sarayı hümayunda İdi. Küçük paşa efendimizin etekleri- Bİ öpmüştüm, Akşam üzeri seray. dan avdet ottiler, Küçük paşa mızla beraber istikbal ettik, Ara- basmdan indiler, Eteklerine ka. panıp öptüm. Yüzüme bakarak oğluna: “Bizim İbrahim efendi!,, buyurdular. İşte bu iltifattan yüz bulup derdimi açtım, Küçük paşa efendimiz de: "“Pfendi deinizin eikârı artık tekaüt olmaktır,, de- diler, Derviş paşa: “Maaşmmiz tekaüt olursunuz!,, dediler, Derviş paşanm oturdukları s6- Kari Brehm son defa, Fransa. | hilihane, merhum Serasker Ali Süs pm seferberlik ilinmin ikinci gü- | İp pasanm sahilhanesiydi. İçinde. nil Pariste tevkif olundu, Belki de bu sefer kursuna dizilmesi mu hakkaktı, Fakat, oradan da bü» yük hir cüret ve meharet sayesin. de kaçmaya muvaffak oldu, Kari Brehm bir müddet sonra N başvekili Guşminge hu- sus! kâl etmiştir, Fakat ora » ğa da bir kumarhane rezaleti ü- süphe bile etmez, Karl Brohm bu tesirinden son derce istifade ederek gayet bü yük muvaffakıyetler elde etmiş, harpten evvel Nis ve Montekarla da kendisine büyük bir şöhret tes min etmiştir, Karl Brehm'in en büyük kusuru sifa bulmaz bir kumarbaz olma » sıdır, Bu adam, s:rf bu yüzden, bir - çok sahtekârirklar irtikâp ederek birçok defalar ele geçmiştir. Fakat, Karl Brehm'in bü kusu. ru âyni zamandı muvaffakıyetle » rinin de en büyük âmillerinden ç birini teşkil etmiştir. Zira Âdi bir — Haliykci askerlerden ziyade dip Bohemyalı canbaz kumpanyasın - * lomatların çoğu kumar oynadıkları dan Avrupanm en yüksek kumar için Brehm gerek Hoveke ve ge - sesyetelorine giren ve Simliği yer rek onun hizmetinde çalıştığı ca- de büyük perestişkârlar edinmeye sus teşkilâtlarına bu yüzden, son muvaffak olan bu Avusturyalı ki. derece büyük ve mükemmel hiz. bar serseri, pençesine geçirdiği metler temin edöbilmistir. insanlardan, bilhasen, kadınlardan (Devams var) uzaklaştırıldı. Kari Brehm hemen bütün Av. Tupanm büyük ve yüksek kumar yerlerinde muhtelif uwvan vel. simler altmda tanmır. Bu Avusturyalı şeririn bü vazi. yetten temin ettiği istifade, Av - rapanm bütün (yüksek ve kibar muhitlerini elinde bulundurması « dır, Herhangi bir memleketin ku. mara zanft olan yüksek bir diple- mat veya yüksek bir askerinin bu muhitlerde Karl Brohm'in ağından kurtulabilmesi hemen hemen im. kânsızdır. ki eşyasile beraber iradei seniye ile Derviş paşaya ihsan olunmuş- tu, Vakıf bir sahihane hükmünde idi, İstanbula geldiğimin ilk günler rindeydi, seraskerlik kapısma gi derek, evvelce bu hatıralarda ken- disinden bahsettiğim canımız ru. humuz Osman Waiz beyefendiyi zerine bu mükemmel vazifesinden | sordum. Odasını gösterdiler, 1w- İ vazmatı umumiye dördüncü şube mümeyyizi olmuş. Odasma girdim, Gördüm ki bir kögede oturmuş, ö- Bünde büyük masa, elinde bir kâ. ğıt, yazı yaniyor. Nazar ettim, Gönlüme geldi ki bizim Osman boy değildir, başkadır. Saç saksi ak pak beyaz olmuştur. Siması dahi değişmiştir. O da uzaktan be. ni görüp göyle hayretle ve dik- kutle baktı. Ne yapayım? İlerle. dim: “Bendenizin bir istidam var. dı, Mfendimize geldi mi?, diye sordum. Gülümsedi: “Nasıl istids efendim?,, dedi, Yüz değişmişti ama, ses değişmemisti. O da be Mİ tanmıştı, Hal ve hatır sora, rak yanma oturttu. Burada Ruhi Bağdadinin bir baytini hatırladım: Geise Hatti bizi kurtarsa bu belir dan der idik Kahiyâ geldi Hati oldu belâ üzre beli...