Nor “Cani bir hakl.. Yazan: m. DALKILIÇ j NGİLTERE ve Fransa yalnız Hitlere karşı harb açtıkları, nı ân etöler, Yani tek bir adam, dünyanm en büyük ki milletile çarpışıyor. © Böyle bir çarpışma ve böyle bir cüret Napolyondanberi ta, görülmüş şey değildir. © Bu tek adam, bütün dünyanın beşeri kaygılarına ve bir ek harbinin teknik İmkânsuzliğma karşı yürüdü. Bir «innet ve cinayet krizi gibi görünen harbi, n sporu. bir maç gibi kabul ve takdim etti: Çocuklara ve kadınlara harb açılmıyacağı, sivil şehirlerin acağı taahbüdleri dünyanm yanan zekâsı ve yüreği © Miami: kavga, hiç olmazsa ve hiç şüphesiz, inin Kan daha asil ve daha masumda, “Ne oldu? © — Düşmanın mukavemetini kırmak için! © Bugün, birdenbire, açık şehirlerin i görüyoruz. Harb kudurur. Yarm ayni sebeble zehirli gar kullanılmıyacağını edemez. — Evet. bir barbde düşmanın mukavemetini kırmak en mukad. v bir haktır. — Felâket de buruladır. © Zira bu en mukaddes hak, cani bir baktır. © Velşte bu en mukaddes haktır ki weleniyetin katili olacak, Ee e 3 dj CÜZ 2 idi MHURİYET nus Nadi Rus-Japon mütare ünasebetile yazdığı yazıda anlaşmaların karmakarışık meydana getireceğini söy” Rusyanın siyasetini anla. ve yeni anlaşmalar ve yeni izlerle O karşılaşmamızın çok olduğuna işaret ederek prizlerin daha büyüklerini sonra göreceğimizi sanıyo Maamafih olup biten şeyle- azin tarafları çok galip oldu- kabul ve teslim etmemek el- <gldir.., SABAH seyin Cahit Yalçın “Alman ağlüp olacaktır, başlıklı ya- da Almanyanın mağlübiyeti ü dünyanın temenni eti üçük ve büyük bütün devlet imanyadan şüpbelendikleri- hattâ dostu İtalyanm © bile anya yanında ikinci derecede kalmâsından duyduğu anlatarak: Dünyaya te emelinde olan Nasyonal - nin ve dolayısile Almam vermez bir hale soku söylemektedir... riya Sertel Almanyanın pa ve Balkanlar İçin bir olduğunu (anlatarak Bal deçletlerinin Macaristan da ne alarak bir blok kurmanın im olduğunu, bu devletlerin Hâl ve hürriyetleri için bu- lüzumlu bir şey olduğunu evvelâ, bir bombardımanma geçildi hiçbir şey Ze €© 74 VAKİT Asım Us son vaziyetleri izah et* tikten sönra diyor ki: “Herhalde Lehistanın mukâve meti kırıldıktan sonra İngiltere ve Fransanın devam etmek azminde ısrar edeceği veyahut Almanya ile anlaşma yoluna gireceği henüz bel Hi değildir. Dünya ( hâdiselerinin yarin alacağı istikamet bu nokta- nın anlaşılmasına bağlıdır. Acaba ! şimdiye kadar İngiltere ve Fransa tarafından garp cephesinde oldu” / Zu gibi denizlerde dahi esaslı bir ! hareket görülmemesi. bu: devletle” * rin bazı mülâhazalarla (ihtiyatlı | hareket etmeğe lüzum görmelerin- | den midir?,, Mahallelere yangın tu- | lumbaları alınacak Alâiksdarlar passif korunma iş- lerinde kullanılmak ve mahallele- | re tevzi edilmek üzere 50 bin li- ralık tulumba almağa karar ver, miştir. ——- Almanyadan dönen tacirler Almanyadan ecnehilerin muba- cereti devam (ediyor. Bügünkü Konvansiyonelle de 12 İranlı ta ' dir Berlinden gelmiştir. Buradan İ Irana döneceklerdir. | —— i Süt fabrikası için hazırlıklar | İ İ j i ! | İ HABER — Akşam Postası ZEZE Sükirden selemlekellen. Kepek tiyatları (Suistimal suçlu- düştü Bu sebeble un fiyatları da yükseldi Kepek ihracatmın menedilme, alnden sonra fiatlar çok düşmüş- tür. Ağustos ayı sonlarında 180 - 210 kuruş olan bir çuval bugün 90 - 120 kuruştur,. Bu va, dyet un fiatlarının pahalılaşma - sin! intaç etmiştir. Bu pahalılaş - ma bir çuval una 45 kuruş tesir etmektedir. Buna göre ekmek fi. atlarma da 20 para zammedilme- si lâzmgeldiği iddin edilmekte - dir. Alâkadarlar bu vaziyetin ö- nüne geçmek üzere ihracata mü, saade edilmesini istemişlerdir. kepek .——— Zelzele hasar yapmadı Evvelki gebeki zelzele. gelen haberlere göre, İstanbuldan baş” ka İzmir, Kocaeli, Kütahya, Şile, Akhisar, Çanakkale, Bilecik, Ba- hkesir, Eskişehir, İnegöl ve Uşak ta da hissedilmiştir. Hiçbir yer- de basar yoktur. ihtikârla mücadele komiteleri su muftemefler Mahkemede tahkikatın | iyi yapılmadığını iddia | ettiler Muhtelif senelerde zimmetleri.. ne 33 bin lira geçirdikleri iddia. | siyle ağırcezada muhakeme edi. | len adliye mutemedlerinden Tevfik ve arkadaşlarının duruş, ! masinadevam edilmiştir. Tevfik (aleyhindeki (suçları reddetmiş, tahkikat; yapan müd. delumumi muavini Sabri ile sor, gu hâkimi salâhaddinin vaziyeti kavrayamadıklarını iddia etmis. tir. Bundan sonra üç kişilik bir eh. li vukuf tayini kararlaşmış, mu , bakeme başka bir güne bırakıl . muştur. —— Artist Şevkiyenin bin lirası kayıb... Şehir Tiyatrosu artiştlerinden Şevkiyenin misafir olarak gitti , £i bir evde çantasmda bulunan 1000 lirası kaybolmuştur. Tahki, kat yapılmaktadır. muhtekir dükkânları kapatabilecekler Meciise verilen ihtikârla mücadele projesine göre, bütün vüâyet- | lerde vali, ticaret, Iktısat, belediye iktisat müdürleriyle ticaret ve sa, nayi oinları umumi kâtiblerinden mürekkeb fevkalâde salâhiyetli bi- rer komite teşkil olunacaktır, Piyaan vaziyetlerini mmntaka ticaret müdürleri adım adım takip edecek ve her gün komiteye rapor verecektir. Komitelerin dükkünları kapatmak sslâhiyetleri olacaktır. —— İstanbulda süt fabrikası acmak ! Sıhhat vekili şehrimizde için bütün hazırlıklar o bitmiştir. Sıhhat vekili (o Hulüsl Alataş Fabrikayı belediye kuracaktır. Zi | Azkaradan şehrimize (o gelmiştir. taat işletmeleri kurumu da be - lediyeye ortak olacaktır. Bugün veya yarın tekrar Anka - raya dönecektir. Adliye vekilinin ©“ tetkikleri a | Adliye veklii Fethi Okyar, dün adliyede yeri teşkil edilen mah . kemeler hakkında tetkikler yap - mıştır. ——— Halı ihracı serbest İhracı yasak maddeler arasma konulan Türk ve şark halslarının ihmacma tekrar müsaade edildi - ği gümrüklere bildirilmiştir. — e. Mısırlı bir prenses Paristen geldi Misir kralı Majeste OFarukun akrabasından Prenses Nimet Ke- malettin bugünkü ekspresle Paris- ten gelmiştir. Açık mavi saçlarile nazarı dik- kati celbeden prenses kısaca de" miştir ki: — Burada birkaç gün kaldıktan sorra Mısıra gideceğim. Seyaha- tim normal şekilde geçti. Ne Fran sada, ne yollarda hiçbir fevkalâ” delik görmedim. Her taraf sakin- dir. Hattâ gaz maskesi almak ih- tiyacı bile duymadım... 7 KR NC AN A dan ışık akan, büyük bir ev gör ! rile içeriyi göstererek: bi; ye © Yazan: CAHİT UÇUK Me RAK li imep, bütün derdine rağmen, linde bir ferahlık duydu. - dü, Kapmun iç taralında geniş, çi- çekli bir bahçe vardı. Orada, be - yaz entarili, bey - “aşörtülü ka - dınlar dolaşıyordu. Zeynep, kapının eşiğinde dura. rak içeriye bakarken; sol taraftaki * küçük kulübeden bir adam çıka . ir, korkularının karanlığına | or, yalnızlığını azaltıyordu. eye gittiğini bilmiyordu. kaçlar, aydınlık penoereler. çin üstünde cam dolucuklar e kerxli kendine yanan lâmba içek kokan ik O hava, onu, | düşüncelerden uzaklaştırır “yüksek beyaz bir dıvarın » sola dönmüştü. ii kapısının iki yanında, iza benziyen beyaz (toplar EMİL İ a $ Gn dan a yi İ u. Gözleri derin'e-den bakıyor g rak, ona yaklaştı: — Hemşire bir şey mi istiyor - sun? Zeynep, duraladı. Adama bak - biydi. pos bıyıklarmın ört | — İki hemşerin burada yatıyor. Zeynebin soluğu kesilmiş gibi, nefessiz durdu. — Vurmuşlar! Bir kabbe yü. zünden... Hasanın yarası ağır.. Sertabip bu geceyi çıkarmaz de « miş, Aslan gibi babayiğit ölüyor da, sıskası yaşıyor, hem de yaşı - yacak... Tanrınm işi bu. Yaşıya- cağı varsa, göreceği de var! Zeynep, bütün vücudundaki kanm göğsüne biriktiğini, kal . birin zonklar gibi ağır ağır vur. duğunu hissediyordu, Sönük fakat dudaklarında, ucu ateşli bir ciga. | korkulu bir sesle: ra vardı. — Bir şey istemiyorum... — Bir yerden mi geliyorsun? Zeyneb, başmı salladı: — “Uçan Su” dani. Adam, “Uçan Su” ismini du - yurca sevinmiş gibi güldü. Gözie, — Ne görecek? Diye sordu. — Daha ne görsün? Hapisba - nenin duvarlarını. Demir parmak lıklardan gökü sevredecek.. Birden a''ıma gelmis gibi: — Sen onları tartr mıydır? Dedi. Zeynep, başımı geriye doğru at- ti: — Yok, tanımam. — Nasıl olur be kadın? o Avuç içi kadar köyde, kahpe yüzünden iki berif vuruşur da, sen nasıl duy mazsın?.. Zeynep, yalan söyliyen sesini tanımıyordu: — O aralık başka köydeydim.. Adam, daha fazla ısrar etmedi, Işıklı pencerelerden birini göster di; -— Nah şurada yatıyorlar. Zeynep, kapının eşiğine mıhlan- mış gibiydi. Gözleri ışıklı pencere de, kıpırdamad..n duruyordu, Bir kendi , den, büyük bir istek, gönlünü dol- durdu: — Erkekleri tanımam ama, on Yarım hısımlarınt tanıtım... gösterir mi ki? Bana | Mekteplerde ders saatleri Sekizden on üçe kadar olarak tesbit edildi Mekteplerin ders saatleri tes, bit edilmiştir. Orta mektep veli, selerde dersler sabah 8 de başla, | nacak, 13 de bitiriletektir. Cu. martesi günü ise ders bitimi saat 12 dir. Çifte tedrisat yapacak mek , teplerde öğleden evvelki grup #2. bah 7,40 da, öğleden sonraki 12.30 da başlayacaktır. Sabah ted risatı yapılan mekteplerde talebe, ler öğlerlen sonra da mektebe gel meğs mecburdur Yalnız dışarıda çalıştıkları is, bat edilenlere öğleden sonra mü. saade verilecektir. Müzeler tekrar açılıyor Vahdettinin kitapları müzeye verilecek Müze ve kütüphanelerimizdeki kıymetli eserler için alınmakta o, lan ihtiyati tedbirler tamamlan . dığından buraları vakında tekrar halka açılacaktır. Defterdarlık son Osmanl hü, kümdarı Vahdettine ait kitapla, rm satılmıyarak müzeler idaresi, ne verilmesini kararlaştırmıştır. Yalnız Dolmabahçe (sarayında bulunan bazı evrak kontrolden geçtikten sonra satılacaktır. —ğ—.. Muallim muavin- liği imtihanında i Kazananların * isimleri" Ankarayâ bildirildi Üniversite Edebiyat Fakültesin- de yapılan < ortamektep maallim muavinliği imübanlarında muvaf. fak olanların isimleri Maarif Ve- kâletine bildirilmiştir. Türkçe imtibanlarında muvaffak olanlar şunlardır: Ldtfi Güngör, Adnan Günesin, Melâbat Aysel, Yusut Mercan, Abi- din Kısakürek, Vahdet Gür, Hakkı Talas, Muallâ Özdamar, Mithat Sert oğlu, Salih Zeki Sözer, * Tevhide Zaim, Zeki Soyer, Cahide Tümer, Necmettin Öznişbol, Kadri Kiper, Raci Keten, Nihal Dikmen, Cihat Gökçek, Oğuz Tansel, Fahri Bay. kal, Tarih ve coğrafyadan: o Kârim Özbalin, Ali Bostanoğlu, © Cahide Arcan, Şevket Özgür, Neriman Alis- bah muvaffak olmuşlardır. Bunlar bu ay içinde muhtelif vilâyetlerde- ki münhal muallimliklere tayin e- dileceklerdir. Fransızcadan muvaffak olanlar: İsmail Edip, Safiyüddin — Erserin, Hiristaki M. Selver, Avni kömürcü oğlu, Salih Özarak, Melek İnsel, Bü- lent Köprülü, Selman, Nail, Jozef, Adile Arsal, Şabuh, Reştan, Mönev- — ... .. ... pağ ABÖNE SARFLARI i Tire “e Berr is 1440 Kr. 2100 Ke, ' “arık 7 dana duayaa da: Düşünceler e harbin yani istikbalinden 2i- yade belini düşünmekten kendimi zi alamıyoruz, Altı ay, yabut on yıl sonra sulh masası başına olururken hangi taraf gelip Sayılacak? yarın. ki muharebe dünkönden ark ları olacak? bunlar (o şöphesiz son derece ehemmiyetli şeyler; © böyle olduğı a biliyoruz. Fakul gene de işin bu tarafı bize bugün cephe- deki ateş kadar b, onun kadar bizi alâkadar edecek bir şey diye gözükmüyor. Birdenbire alnından, göğtünden vurulup yere © düşen, belki bir: “Ah?!, bile diyemeden ölen, ye günlerce aç kaldıktan sonra türlü ıştırabler o içinde can veren sdamın hali gözlerimizin ö- nünden ayrılmıyor. Bu realitedir, gerçeklen olandır; mılb masasının neticesim. den, başı ise âdela insani aşan, metafi- sik diyebileceğimiz bir şeydir. 6- nun kendi mukadderatımıza bağlı sayamıyoruz. “Sulh masası başında ben de bu- lunsaydım... O işe memur olan kim- selere şöyle (derdim, böyle der- dim, #ibi düşüncelerde bir oyun hali vardır. Fakat; “Ben şimdi Vis» tül boyunda olsaydım, orada ölen Leh veya Alman nelerine (bir söz süyliyebilseydim, ona bir yudum su verebilşeydim!,, düşüncesi hiç« bir zaman oyuna benzemez. Böyle diyen adama gülemezsiniz; bilâkis, onun sözleri sizi de kavrar, onun ihtiyacımı siz de duyarsınız. ..* ÇIK şehirler bombardıman (edilecek, siviMlerin, “kadın- “ları, çocukların başına da aleş yağ dırılacakmış... Şüphesiz çok feci bie hal, Fakat © cephedeki © insanlar, arkalarında üniforma var diye, ö- Yürken daha mi az Oo mazlimdur? Cephe gerisindeki bir / sivilin, bir kadının, bir çocuğun ölümü ne ka« dar Bazinse siperdeki neferin, za- bitin ölümü de o derece hazindir. Ölüm karşısında kadın, erkek sivil, asker, çocuk herkes müsavidir. Eski harpler yalnız cephede ok duğu için gerideki (o şehirlere pek zararı dokunmazmış. Biz hâlâ barbi öyle düşünmek istediğimiz için s- çık şehirlere gülle, bomba atılma- sına sinirleniyoruz. Faket bir gün buna da nlışılacak. Harbe girmiş merileketin silâhlı evlâtlarının ök mesi gibi silâhsızların da (o ölmesi tabil görülecek, Yahut © insanlık, her ikisine de bir derecede sinirler necek. İkinci ihtimal elbette daha çök temenni edilir. Nurullah ATAÇ a a Vide Turhan, İsmail Duygu, Münev» ver Anasal, Adile Arsa), İngilizceden: İbrahim Ersen, Fat ma Feride, Sabri Feşel, : Sübeylâ Berker, Mihrizafer Köstem, Berde Zavll, Rifat Atamer, Feridun Özgör, ver, Kadri, Melek, Talha Selmadır. | Selma (o Topçubaşı, Ömer (Hilmi Almancadan Necip Gençoğlu, Ha | Mart. HABER'İN EDEBİJİROMANI Can çekişen Hasanla, bir oda" da yatan Aliyi, karşılıklı görmek” ten ürkerek birdenbire söylediğin- deni caydı: » Görüp de ne olacak? Düşünceleri yavaş yâvaş uya niyor, bu ışıklı, büyük şehir için- de, herede yalacağını, kara tosun la akkızı nasıl barındıracağını, ak- Imdan geçiriyordu. Adam'a konuşmak, Zeynebi © na yakınlaştırmış, ne yapacağımı danışabilirdi: — Yabancılar burada nasıl ba- “murlar? Adam, Zeynebin yüzüne şüpley- :€ baktı: « Şehre iş görmeğe mi geldin? Zeynep, bunu (bilmiyordu ki; adama cevap vermek için, yulkun j du: — Bilmem! yapabilirsen, seni, sertabibin evi- | ne götüreyim. Karısı, bir hizmetçi İ arıyordu... Zeynep: — Sertabib de kim ? Diye sordu, Adam, onun anla” yışsızlığma güldü: — Hekim, hekim. başhekimi! Zeynebin, başmda uyuşuk fikir” ler dolaşıyordu. kahpe olduğunu, hekimin karısı duyarsa, onu kapı Mışarı ederdi. Adam, cevap bekliyor, bu kadı” nı settabibin karısma gönderirse, onu memnun edeceğini, böylelikle yerini sağlamlaştıracağını > umu" yordu. Zeynep, tanımadığı bitine iş zörmekten, birdenbire korktu: « Sen bana, bu gece (o yatacak r. Ben işe alışık Hastanenin | ver bucak gü: — Nasıl bilmezsin? Hizmetçilik değilim!