Define Peşinde fillerden ve başka ancak ve bir iki insanım yerli ile da görmüş olan »bihâyer iki zenci ile daha i, hayvanlardan © çarpış : > kadar bıkmış o usumuşt NA çıkan bu iki adam en hı, emyam < cinsinden ol- a, “Aber, neredeyse onların ta lp sarılacaktı. , vabşilerin dik dik Mağ Ve âdeta uzaktan yiye > fil gibi yutacaklarmış Mürdanmeltrı ba yapacağını, zihnimde tasarlama.| karşısında |dan önce yamyamlarla çarpışmak rdu Fakat, p.lâ"| zehninde kurduktan sonra der. yal karar verdi ve düşündüğünü “ İyapmıya ge: Evvelâ, yavaş yavaş, yamyam. ara doğru bir iki adım attı, Yam Ve korkun; canavarl yamlar, eller iler. Kendilerini gö- hiç telrüp de korkmadan yanlarına ka- e görüyordu; laşan bu adam onları âdeta fim, erin elinde uzun | Tak) iy ları vardı. Tarzan vah- o rınd a di zan vah-| fazlarından bo. 0 Mmuzrakları 1 büyük |; ğuk çıkan bir takım sesler larmı bi. | halini aldı. Gözleri dehşetle da kulla: x vahşilerin bu İha fazla açılmış ve ağızları sulana* İrak dudakları müthiş bir | “a e ,#kseriya zehirli açılıp kapanmıya başlamıştı. aya Tarzan, yarıyamlara karşı da, * eş, <9 zehrine benzerdi, | kaplanlara, aslanlara, karşı tatbik N NAnei b k , Mângi b öl ir i * Seyyahların anlattığına | İnsanı | ettiği usulü tatbik ediyordu. Karşımızdak mahlük, bizden ne kadar dürürdü ne kadar berâzer, işin tehlikesi Yıldırmıyordu kor. kunç b ii e Esasen kuvvetli bir hayvan olursa olsun, | € yapabilirdi? Yam |ona doğru korkmadan ve cesur #- ta t irmlarla o yürürsek onu şaşırtırız. | tij, ,, Sarpışmak ve mağlüp | Çünkü bu hayvan dalma kendin - mi «5, yamyamlarla an-İden küçüklerin, önünden kaçma- R Sy, kün değildi. Çünkü, İsa alışmıştır. | ki, Basret kaldıkları anla İ Ormanda bütün küçük hayvan rk, A eri gözleri ateş EN |lar dalma onu görünce kaçmıya| » baldır fıldır dör başlarlar. Halbuki, ona doğru yü. Kin. İrüyenler daima kendisinden daha ii vermişti: İsüyük ve daha kuvvetli hayvan » Ve ga:ip şekilli, €6-| lardır. di korkunç canav z de ona doğru izi de kendinden kuvvetli zanne- i ile de çarpr | derler ve derhal atılmakta tered - bu şarpışmada en|düt ederler enden kurtulmanın ça- eza, v0 rlarla, ilerleyince, a ile çarpıştığı gibi, Yam vaj Pöka, ; urtarmak, hem yâm | maddelerinden * yı Tarzan pekâlâ biliyordu ve simdiye kadar tatbikide bir çok pacağımız | nuvaffakıyetli neticeler almıştı on nu yamva'nlara karşı (Arkası var) olan bu nokta. ; a cehenneme yolla- 1“ | Şimdi de şey | tatbik ediyordu. AS z İ keng, Kestirme yolu bulmak! o Vahşi ormanlar kanununun ilk! iki ŞenSözler Aferin | Arkadaşlarına yordu: — Bizim bahçen'n tahta perde- sine “Orhan delidir. diye kim yazdı?. Demir derhal atıldı; — Ben! dedi, — Aferin! Hakikati ne memnun oldum.. O zaman Demli — Demek, dedi, “Orhan deli Gir,, diye yazarken hakikati söy- İlemiş oldum ha?, kırmış, bağır söylediği, — Nasıl, yaptığım binayı be ğendin mi?. — Güzel ,pİmuş ama, galiba ya” parken eliniiiki plânı başaşağı tut- muşsun?l. Para İki arkadaş yolda karşılaşmış- ardı: W — Nâsilsin bakalım? Paran var mı?, — Ne gezer? Cebimde bir on kuruşluğum yok. tek — Nereye gidiyorsun?. — Dondurma yemeye — Hani on kuruşun bile yok” tu?. — On kuruşluğum yok ama, AMERİKANIN GARİP ADETLERİ şehirlerden birinin belediye nizamnamesinde bir madde vardır; abahm saat yejisiyle akşam, saat dokuza kadar (o berberlerin sarmısak yemeleri yasaktır... , söyle Tenbel Dere kenarında oturuyorlardı. İçlerinden biri; — Şu dereye bak, dedi. Ne tembel tembel akıyor !. Bir tanesi cevap verdi: — Evet, dedi. Hiç yatağından gemiyi — mi mar HABEP ŞOCUK SAYFASI Bilmece kaponu pa . 1939 ar m BİLMECEMİZ 15 inci Sayfada otu-k ARTASI YAZISI ZHİKÂYE Miki yelken açmış, enginlere a. gılmıştır. Giderken giderken deniz kıyısında yüzen çocuklara rastgel çocukların çok sevdikleri bir ahpabı idi. Çocuklar hep bir ağızdan: Bir, ki, bir ki, diye bağrışmıya, | alkışlamıya başladılar. Miki, yelkenleri elinden bıraka, rak onları selâmladı veş Çocuklar, çocuklar! Sevimli yavrucuklar|, Suya batıp çıkarak, Islanan sucuklar! diye cevap verdi. Çocuklar bunun Üzerne mep bir ağızdan gülmiye başladılar. Fakat, yalnız içlerinden biri Mikiye kaşlarını çatmış bakıyor * du, Bu, Ayglin isminde çok zeki bir çocuktu. Onun için, arkadaş * Harı, Aygünün bu halini görünce merakla sordular: — Ne var Aygün? Mikiye..ni. çin kızdın?. Aygün, şimdi sanki onlara da kızmıştı: İ — Görmüyor musunuz? Miki bizimle alay ediyor. birde üstelik gülüyorsunuz, — Peki, ne dedi Miki? Biz duy- madık?. — Nasıl duymadınız! Bu fındık | faresi bizi sucuğa benzetti! , O zaman çocuklar işi anladılar: dedi. Siz de Çocuklar, çocuklar, Sevimli yavrucuklar; Suya batıp çıkarak, Islanan sucuklar!. O zaman Aygün keniminrtu. tamadı. Mikinin üzerine atıldığı gibi: Hakikaten, Miki: Suya batıp çıkarak, Islanan sucuklar! — Seni fmdık faresi, seni! de- di. Bize, sucuk demeye utanmıyor musun ? Bizim sucuğa benzeyen neremiz var? Şimdi sopayı alarak seni bir güzel rslatırsam o zaman asıl sen sucuğa dönersin! Miki onun kızdığını anlamıştı. Derken onları sucuğa benzet - mişti, Çocuklardan biri Aygüne; — Canım, dedi, bunda üzeri.| mize almacak bir şey yok; Adettir ıslanan insanlara sucuk derler, Me- yağmurda ıslanan bir adam için: — Sucuk gibi ıslanmış dendi- gini hiç işitmediniz mi?. Bu sirada Miki yelkeni kırmış, sahile doğru gelmiye başlamıştı. İ Gene, Aygün müstesna olmak ü. İzere, çocukların hepsi bağrışarak i selâmla'irlar; MESLEK ALIŞKANLIĞI NA | Berber, bahçesindeki çiçekleri | buduyor.... Bir, ki, bir hi, Yaşa Miki! Bir, ki, bir &i, Yaşa Miki! Miki de kayığını sahile yanaş- İtrıp karaya atlayınca onlara ce vap verdi: İki Yumurcak... 1 — Ala! Sen misin Demir? Yalmız gelirken Evet benim, Çelik. Bize gelse me, oturalım. köpeği İye bir şey yapmaz. komşunun | ine dikkat et. O yalmz sülçü, | fıkır filder etrafa çe t delik aradı . ço. cukların hepsi onun üzerine yürü” düler, Mikinin ğunu görünce Miki kendini kayığına dar attı ve yelkenlerini açarak (sahilden uzaklaştı. e Çocukların yetişemi. yeceği kadar uzaklaşınca onlara uzaktan bağırmağa hasladı: Suda yüzen, Beni süzen, Küçük küçük Çocuklarsınız. Neye ber Demindenberi, Bucak bucak Kovala ?. O zaman, Aygün de dahil ol mak üzere, çocuklar hep bir ağır- dan Mikiye cevap verdiler; Miki, Miki, Şunu i Biz seni Çok severiz. . Fakat, Miki, Ne yapalım iri Elimize geçersen Bir güzele döveriz!, İhtiyatlı ! 14, ben de işte böyle süt şişe e giderim...