MAL HATUN BARAN HABERİN TARİHİ ROMAN ll 43 Yaza : Muzaffer Muhittin Verilen parola ile kale kapısı açıldı; süratle iznik .hâkiminin sarayına vardılar Selçuk emirinin Umealıyan mesele bilhamsr ik tekfuru gönderdiğ Zundan dolayı g Tillediği bikâresiydi! Halbuki E- İP bu adamının ağzıma Tünce bir damal içki koymadığını iş a uydurma Olduğu aşikârdı. Binaemleyh vazi Yet, adetâ şuydu: Içuk emirinin a ğa bir tuzağa düşmeyi 20 almasını istiyordu! Bu tihdaf ettiği ga) kendisinin suretle ç süphesiz, böyle eşebbüsten şka ne olabil Emir üş buçuk ki İznik kalesini muhasara vi? vazgeçmesinden nihayet, edemezdi Fakat Selçuk em! zerinde beslediği el *r mâni ve te Ye döne yoktu, Onün için Selçuk emiri bu garib karşısında bir an düşündük- onra Gregorlusla bizzat bir te-| like karşısmda mesine imkân i mas yapabilmek u gözüne alarak, avakta emrini bek-| ekte olan adama , dedi, Şimdi adam- rondan Üçünün bana refakat et, runda her şeyi runuzla müstacelen için arzusuna inkiyad Ve emir hakikaten sildi rına son derece güvendiği üç ada- mını derhal yanma çağırttı ve « damlarının tuttukları meşaleler Ay. k kalesi yolunu tuttu. ile kale kapısı a- ara binerek sü- n sarayina Var- elçuk emiri gayet müteheyvigti olda etrafındak hiç muyor, anının bı konu; sesinden © heye olmi nn “korkuyordu. Maamafih emirin bütün endişe lerini durduran, teskin eden ş: al bir nokta vardı ki kalbine o ra- man Caralındı Adam olması geldiğini iblis bir gelen Gregorius güzel kestirebileceğiydi. O de hünkârla bir mesele çikarma- | almadan kendisini bir tuza. | ğa düşürmek ezdi, ma rağmen emir ve Gregori adamla un sarayına elleri kıl: larında gayet tetik üzerinde girdi. er. Hirmetkârlar yollarını meşalel ie aydınlatıyor, bu meşslelerin ınlığında bütün yü ün gözler kanlı gibi görünüyordu saatte sarayda hemen her . anık olduğuna göre demek ki düğün ziyafeti olduğu doğruydu. | Selçuk emirini büyük merasim sa olnuna aldıl Büyük şamdanla: yanan merasim salonunda yüksek içki kupaları duran gayet sıska, çirkin ve gözleri şaşı bir a-| dam oturuyordu. Selçuk emiri, bir işareti da getirdiği dört adammı kapıda, ırdu. Kendisi hiç tereddid et çeri girdi. O vakit şaşı adam ayağa kalkıp | onu kar; adam ol r kırmızı, bi| önünde c, yanım Gregorius'un bu | Adam ayakta mekteydi, Solçuk emirinin önünde baş eğdi| Ve gayet mütebessim bir halde, e- miri oraya getiren ve türkçe konu şan adamm tereümanlığıyla hemer ce konuşmağa başladılar Gregoriye — Devletlü emir!, Xabule mecbur oldu Sizi bu saatt m için mffe “srsiniz, dedi. Zira, pek sevdiğim benli | bir kız kardeşimin düğünü Onlar saray rma kadar t vardı, terkeder etmez sizi ya kletmek İstemedim Hemen teşrifinizi rica ettim!. Fakat bu şaşı ve çirkin herif bu | özlerini o kadar riyakâr bir yüzle İve aşikâr Bir istihza We söylüyordu ki çuk emirinin tüyleri ürper < Ancak hiç renk vermemeye çalıştı ve gayet tok, hakimane bir sesle dedi ki — Pilvaki sele pek mühim olduğu için bu Jistiemlinize teşekkür ederim, Bahu, sus şevketli Osmanm da selâm ve müsaadelerini hâmil bulunuyorum! Onun için beni derhal kabul ediş nize son derece meninunum! Gregorlus hakan Osman işitince şaşı gözleriyle Selçuk emi- rini korkunç bir şekilde süzdü, fa- i zamanda yerlere kadar €- İni sözünü ve gevketlü bir dostumu, isine başımız yardır!.. dedi, Buy edin, oturunuz.. Ayakta konuşmu - üzerinde yer nuz, kerem hiçbir cevab vermeden, as- kerce vakur adımlarla yürüyerek görüşmek İstediğim| | — Ancak benim içme buyurursunuz değil mi? Dedi. Zira akşamdanberi bir defa mesut bir vesile ile başlamış bulun. duk.., ket cağım e müsaade Sarayımıza tenezzülün, sev - bünkâr dostumuz ve konuşa meselenin mesut bir mesele olması şerefine içiyorum!.. Bunu söyliyerek kupayı ikti, Se İ lerinin ağıma çuk Emirinin göz- içine müthiş bir kinle ba. karak, fakat dudaklarında o yır - tıcı gülüşle Sonra Ş emirleriniz6 muntazı - rım!., dedi, Selçuk Emiri, daima eli kılı kanin X söze başladı: — Muhterem Gregorlus, dedi, Hiç bir mukaddem& yapmadan doğru - dan doğruyr beni buraya min ında ol getiren a ken- dimi mecbur saydığım meseleye gi - reteğim. en son hal şeklini sorm: — Buyurunu; O vakıt Selçuk etıheden söyledi: — Sizi, şu Bitinya krallığının de- ri meselesi için rahatsiz edi - um), , sizi dinliyorum!,, Emiri tereddüt Emirin gayet sakin bir sesle söy tekfurun gösterdiği yere oturdu. Gregorius da geniş biir sedire otur. muştu. Oturur oturmaz elini önün- deki yüksek şarab kupalarına uzat- tı, fakat sonra derhal çekti. Tblis- çe bir gülüşle ve yan yan gözlerile bağışlayın!,. dedi, mle $ rü etti, fakat sonra düşündüm ki bem diz vitslüman "olduğunuz İçte, | sarap içmezsiniz, hem de.. Her! hangi bir ihtimal ile hittabi bir şey) içmeyi arzu buyurmasamız!. Selçuk Emiri kuru sesiyle: — Teşekkür oğerim, hiçbir gey çin zahmet buyurmayınız! Dedi Fakat Gregorlüs kaldırdı ve o fk rak ndeki kupa - isçe gülüşile sı -| YATAK lediği bu süz birdenbire İznik hâki- mi Üzerinde yıldırım tesiri yapmış tu, Herif sendeledi ve şaşı birdenbire büsbütün gözleri şaşılaşmıştı. Hâkim olmağa çalıştığı belli olan | bir sesle ancak: p Ikrammı ar, | İl üyeyim &İ, bri meselenin tarıfmızdan görüşü. mesi caiz olmıyacak hiçbi eti de bizce meçhul değildi Bursa daki ayazmadan emrinizle sarayı - Bize aldırttığınız. tabloyu bir görmek arzusundayım! Gregorius, hayli sarhoş olmasina rağmen derhal kendini toplamıştı. Birdenbire baykuş haykırışına ben. en bir kahkaha attr (Devamı var) ODASI PI di herkes: Bu küçük amarı getirdiği gündenberi ona Anne,. diye hitap etmeği âdet edinmişti. Mari oğluna çılgıncası- na düşkündü. Ondan geri kalmı yan kocası da memnuniyetini iyice örtemiyen sahte bir öfkeyle: — Artık Mari için ben mevcut değilim! Diyordu. Bu küçük çap kın benim yerimi de aldı, yı Küçük Jan yaramaz bir şeydi! Onu beş yaşında mektebe koymak mecburiyetinde kakdılar. Bu, aile için müthiş bir hâdise oldu. Jânım mektebe gittiği ilk gün, akşama kadar “Anne, mektebin önünde dolaştı durdu. Ve sanki bir tesadüf imiş gibi kocan den yarım saat İ kapısında idi. nce hayretl — Nel, dedi, Sen de geldin mi?| — Neden gelmiyeyim sanki? | Küçük şimdi çıkacak! . — Şimdi değil canım. Daha| çok erken! o Neden böyle erken geldin, | — Ya sen? | Ve biribirlerine bakarak gü-| lüştüler.. evvel Mari kocasını gö - mektebin | ... Bu mühim günü daha başka mühim günler de takip etti. Me! selâ Jan birinci komünyonu! O gün bütün aile efradı toplandılar. | Neşe'eli bir ziyafet verildi. | Sonra da “Anne, için belki en) mühim gün geldi, Küçük Jan izci olmuştu! Bir gece, arkadaşlariyle İlan annesinden bu müsaadeyi pek güçlükle alabildi. “Ann önce kendisi gibi küçük izcil annelerini ziyaret etti, Onların fi- kirlerini aldı. Sonra tabii, hususi doktoruna çocuğu muayene ettir-| di. Doktor muayeneden sonra gü- lümsiyerek:: — Bu delikanlının çadırda gece geçirmesine hiçbir mâni yok-! rl Aşık hava ciğerler için pek iyidir! dedi Nihayet küçük Jan arkasında İ çantası, bir sabah erkenden yola ânş 31 rı La chambre â& coucher İ: The Bedroom MADENİ PERDE NİŞİ (gu . Fs la trin, AE F F: ERDE ISTOR ( . Fs le stor : the sin draw-curtain) 3. A: die Gardine (der Vor- hang, Zu; 4. BALKON KAPISI (camlı kapı) pori porte - fi 4.1: the b 4. Ade Bu FAM DÖ ŞAMBR (hir. metsi kadın, oda hizmetçi Lİ i 201 le rideai the curtain A: die Übergardine KOR. 5. F: la femm rnisi) gle â ridentx > die Zofe the curtain rod A: die Gardinensinige le divan 6. 6. 6 stor) r YUVARLA, gie curtain (the feoll, le po. 1k the neck) As die ıgvorhang, Store) || te de balcon (la | enâtre) &. F: Ja eouve leony door | the rug ikontüre 9. AYAK MA 9. F ik la dese the bedel; e de chambre 5. 1: the Indy's maid DİVAN (sedir) (Yottomane /.) the eoweh (the divan) 6, A: das Ruhesofa (Liereso, fa, Ruhebett, der Divan, die Chaiselongue) K YASTIK (boru yastık) 7. F: le coussin - roulenu lochon) the bolster coshlon (for ehiummerrolle (das Nakkenkliasen) 8. BATTANİYE rture (the blanket Sehlafdccke LIsı nte de de rug jleri şeyler Çeviren: “A — Ne kadar insafsız Sırtına yi hemen hemen kendi a gırlığında.. Ya dım edecek!. “Anne, ve üzücü geçti. Kerili di lmeden bi için; çekerek: şeyler dive mırıldandı kledik” için pek Yumuşak tağına girip yorganına sarılınca Janı düşündü O rahatsiz yerlerde çadır içinde zavalıcık kimbi halde idi?. laka soğuk alacaktı! Yarab müsaade ne kadardı? ne diye böy ir şeye i! Acaba soğu yavaşça yatağından çıktı. Eline küçük elektrik fene- rini alarak pencereye yaklaştı. Ca- mı açıp derec — Aman yarabbi! Sekiz dere ce! Ne de kâra Ben ömrümde bu kadar karanlık bir gece görmemiştim.. Bari mehtap-| bir gece olsaydı! , , | Acaba neden mehtâpir bir gece- yi tercih ediyordu! Bunu kendisi de bilmiyordu. | Birdenbire kocası aks r gece . Son — Ne yapıyorsun canım! dedi. Kapa şu pencereyi! Üşüyorum. | abii üşürsün! Hava öyle soğuk ki,. Düşün bir kere bu s0 altında, şimdi Jan ne Aman Allâhım kukta çad haldedi ola cağım!, Senelerce vada yatmış olan kocası umumi harpte açık ha n bu a. gülümsüy vermiyor". (Anne) nin gitgide artıyor. Saat kaç acaba? Ah daha gece yarısı bile olmamış! | Vakit ama da ağır geçiyor!,, Şim- di de bir gecekuşu ötmeğe başla h.. Bir bu eksikti. ».. l | “Anne,, uyuyamıyordu! Fakat gece yarısından sonra sinirleri biraz daha rahat etti, İkiye doğru! bulutlar sıyrılmış ve ayışıkları 0 PLANŞ 20 - 80 : die Laute BİR MUSİKİ TÜ (Bah'ın bir büstü) , F: un buste de musiclen | (uh buste de Bach) . İz the bust of a musician (a bust of Bach) te (eine Bach”) METRONOM 1, Fi Je mâtronome the metronome A: der Tuktmesser (das Metronom) DİYAPAZON F: .İ le dlapason the tuning.fork FARBALI ISTOR (perde) (Italyan usulü istor) 21. File sorte bowillenn& (le stor â Yİlalienne) rn (ruffled) window blind A: der Wolkenst, 21.1 12, İma (öğrt kolin şamdan) İ uykumu kaç SUAD DERVİŞ yaya | çıkmıştı. Onun arkasından bakan| daya dolmüştu.. Bunu gören Ma. ris — Ah işte ay! Bu ykırdı. Ki diye akla: Benim de ası sabırsı, — Canım sus biraz. 1, Dedi. “Ann saat uyuyabil mişti, Şafakla beraber yatağından kalkıp pe ye koştu. Şimdi de- receye altiya düşmüştü.. — Aman Allahım mümkün mü? Altı derece hat. lar! Sen böyle devam edersen — Doğru Fakat soğul imde değil an muhafaza için kı yorganın örterdim. şimdi tıpkr b toprak üstü — Daha iyi ya! Askerliğe şimdi den alışıyor, — Gülme ca: — Sende demektir. çılgın gibi kendini İüzüp durma, Bugün çabucak ge. çecek. .. Gündelikçi kalınm — geldiğini öten “Anne, biraz memnun muştu. Hiç olmazsa o. na' İçini dökebilecekti, Hizmetçi kadın konuş ci nâsını seven bir ka 1 hava çok sıcaktı! Adeta rdu. “Anne,, endişe — Karolin acaba bütün “gün güneş böyle yakıcı mı olâcak?. — Bilmem ki. Her halde şimdi- lik oluşu çamaşırlarının kolayca kurumasına yardım ede. ceki, Saat on böyle bire doğru gök bular “Anne,, yi şt. Bu şeyde sinirlendirdi. — Aman yarabbi. Yağmur ya (Lütfen sayfayi çeviriniz) lan: vn . P: Je candölabre (un © delier â guatre branche) b: pi candelabras) or candelab. rum (»/. candelabra), 8 fourbranched candi . A: der Ârmleuehter Cein vierarmizer leuchter) the candelabra (4 ek Kerzen. NOTA RAHLESİ , Fs le pup Lâ musigue he music - rest A: das Notenpult PİYANİST (refakat eden akonpanye eden) , F: e planiste (İ'aceom- guateur the man (the m ano playing the pi, ompanist, the 1a vitrine) cipbonrd (a csbinet with girse doors) A: der Feksehrank (elm Glasschrank) röt the corn