Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bir mecmua e ll .İ Böli | 5 b İi z N Okâfi, Ük Haşim hakkında yazılimış ma- S G[::" sahibi B. Cahit Tanyol da vi | d 'ile, aşk ile bahsediyor. Yazı . İt ! lediş » Şiiri gibi birkaç parçada söy- ,zkiğ, Btn bi , Zih 7 TEMMUZ — 1930 ':"_"“Fi ı= Ka u..ıı-ıın : aytk eC AM b ıM—_———— IZMİRDEN Aramak adlı bir Mecmüua geliyor. “Güzeli, iyi- ler Berçeği , arıyormüş. Belli ki genç tarafn'ıdan çıkarılıyor. Adı da Dize h“âuma gitti. İtiraf edeyim ki katt hakikatler getirenlerden ğamd* içlerindeki sorgulara bulduk- “Wapları kâfi bulmryan, ara . ;k : ta devam edenleri severim, Fa- ’yanlanndan anladığıma göre, Uayı çıkaranlar pek aramı - ğî?ıî bilâkis düşündüklerinin tama - . * doğru olduğundan emin insan- leri ti ki nımızın en iyi Türk şair- tekij imler olduğunu bulmuşlar, ö - "den istihfafla bahsediyoriar. liyori sanatkârm vasıflarını da bi- lar: “her kudretli sanatkâr, çok T t bir zümrenin hayranlığıyla Tdat edecek kadar kemale ermiş,, Idl:n“ iInsanmış... Bu gibi sözler, bun. _allmış yetmiş sene evvel, par - “Sen'lerin ve symbolisi'lerin hü- E;Ul'n Sürdükleri devrede de söylenir- Onları tekrar etmek için aramak âz"“ değil, öğrenmek, ezberlemek, Dip ezberlediğimize uyabilmek “Aramak,, da, bir ıztırap de - ilse de bir ruh endişesi, adeta bir a vardır; o mecmuanın mu- 3rrirlerinde ise bahtiyarlığı andı - 3N bir ruh sükünu seziyorum. Ya- dı &tında da bol bol sıfatlar, bir e *biyat,, kokusu olduğu için pek o- ı"a'll'u:,oruııı Iaz.m, sayısı “Ahmet Haşim i - K l Çıkarılmış; içinde başka yazı - İ " $iirler de var ama mecmua, Âh- - hakkında , Çl şur'l*rle açılıyor. Ahmet Haşim'in v Mi ben de severim; gençlerin o- da; h'-lrmot hayranlık göstermesine sevinirim. Aramak mecmua- Süatleri ve Piyale şairinden andrı blrçok yerlerini anlıyamadım, i Tar Yok, Hele biraz yaşlansın, yı- k“nlıığm kelimelerden vazgeçer, sü- Sür. Ve daha berrak bir dille konu- dü y * Kendisine küçük bir itirazım g Var, Diyor ki: "“Nurullah Ataç'a Te (Ahmet Haşim), yalnız “Yarı 'Sine uygun örnekler (yani sym- *i şiirler) vermeğe muvaffak ol- İ ö tür. Halbuki Haşim estetiğine riley Vafık bir nümune olarak göste - ddi h bu şiir, okuyucuya zoraki ya. ğ'm ihsas eden en zayıf parça- &n birini teşkil etmektedir.,, Ha- n şimdiye kadar böyle bir şey e'ü'negjım “Yarı Yol,, manzu- İhin niçin yazıdığını, nasıl ya- zil İar Yır dd Meağj Ni bilirim; o, Ahmet Haşi - Şıırınde bir oyundan, bir o - Caktan başka bir şey değildir. sbütün başka bir şey söyle - Âhmet Haşim'in şiirinin va. Olduğunu anlatırken ancak iki “Bir inin, o “Yarı Yol,, ile %leâünun sonunda arzu,, manzu- in, belki hemen anlaşılamı - söyledim. Her karanlık şi- dim; İtin nltek SYmbolist olması lâzım gelmez; M symbolist şiirler çinde de m”'“lle vazih olanları çoktur. hit Tan &VW ayrı ayrı şeylerdir. B. Ca - Sinin Yol, “Yarı Yol,, manzüme- İYİ bilm he olduğunu zannederim pek Booge MYOrt o, Kipling'in Jungle Tn e Undaki maymunlar şarkısı - duğı:b“t bir tercümesidir. Böyle bilinince de o manzumenin evinde ölü temmuzun ikinci günü evinde ölü bulunmuş - dığından 'otopsi yapılacaktır. Zen - gin bir adamın kızt olan Mis Frank lin babasının haberi olmaksızın gü- zellik müsabakasrmna girmiş ve inti, hap edilmişti. “Mis England,, unvanını kazan - masına pek az kalmıştı. Esrarengiz bir cinayet Aynı yerde ve aynı tarihte ikinci bir facia daha olmuştur. Eski zabi- tandan zengin Edmond Butler is - minde biri silâhla öldürülmüştür. , 69 yaşında olan yüzbaşr Edmond Butler 34 sene harbiye nezareti da:- mi müsteşarlığında hususi kâtiplik yapmıştı. İki ay evvel Dorothy Sheldon adında bir kadınla evlen - Bir güzellik kraliçesi 1934 senesinde “Mis Olimpiya;,, * unvanını kazanan güzellik kraliçesi « 'Mis Maricia Franklin tur, Ölümünün sebebi malüm olma- j iyi kadını diye anılmaktadır. 17 yaşında evlenen bu'kadın 1937 senesinde ilk kocasından talâkla ay- bulundu ! refikası vefat etti Devlet Denizyolları umum müdü- rü ve İstanbul halk partisi idare heyeti âzâsından İbrahim —Kemal Bayburanm refikası Bayan Huri- yenin vefat ettiğini teessürle ha - ber aldık, Merhumenin — cenazesi bu sabah saat ll de Nişantaşında Muradiye mahallesindeki evinden kaldırılmış ve Beşiktaş Sinanpasşa camiinde na- mazı kılındıktan sonra Yahyaefen. dideki aile kabristanına datnedıl - miştir. Değerli idarecimiz İbrahim Ke - mâlin büyük keöderine iştirak eder, kendisine sabır dileriz, manası derhal anlaşılır. Fakat zan- nederim üzerinde durmağa pek değ. mez; deminden de söylediğim gibi sadece bir oyundur. Aramak'ta birtakım da şiirler var. Doğrusu onlardan hiç hoşlanma - dım. Mecmuanın sonunda bir de heyeskârlar sayfası var: yani öteki yazılar yaşını başını almış, üstad olmuş muharrirlerin; o sayfalarda - kiler de daha yeni yetişenlerin. Ço- cukların: “Biz çocukken...,, diye sö- ze başlamaları kabilinden bir şey. O sayfada -gençlere nasihatler de e- diliyor. O nasihatlerden bir tanesi: “Güzel yazmanın ilk ve son şartı, okumak, daima okumaktır.,, Bu söz, çok okuyanların kendilerini gü- zel şeyler yazdıklarıma inandırmak için uydurdukları bir vecizedir. Ü . mid ederim ki, buna, Aramak mec- muasını çıkaranlar da inanmazlar. Nurullah ATAÇ Harp olmıyacak m mişti. Bu kadın bütün dünyanın enl|rılmıştı. Devlet Denizyolları Annam - Uumum müdürü k ibrahim Kemal'in imparatforu ..t ef * Tayyarecilik öğreniyor Bir müddettenberi Pariste bulu- nan ÂAnnam imparatoru Sa Majeste Bao Dai tayyarecilik öğrenmekte - dir. Fransanm en büyük piolt mekteb lerinden birinde ders gören impa. ratora, mektebin baş pilotu Mösyö Storm ders vermektedir. Bir gün Villakublay tayyare mey danında, Storm: — Ders vereceğim, bana bir tay- yare hazırlayın, diye bnğ'ırm.ış ve biraz sonra, onu yanımda başma tayyareci şapkası giymiş olan An- nam imparatorile tayyareye biner- ken görmüşlerdir. İlk ders böyle sessiz sedasız geç- miş ama, ikinci derste birçok me - raklı ve bilhassa gazeteciler impa- ratoru görebilmek için. meydana gelmişlerdir. Sa Majeste Bao Dai, çok sevdiği tayyareciliğe karşı büyük bir isti - dad göstermiş ve ikinci derste ku- mandayı eline almağa —muvaffak olmuştur. Yanımndaki müallimin na- sihatlerini dinliyerek de tayyaresi. ni epey uzaklara kadar götürüp ge- tirmiştir. İmparatora tayyarecilik öğreten muallim şunları söylemiştir: — Talebem fevkalâde istidatlı, Ben tayyareciliği onun kadar ça - buk kavrıyan birisine daha hiç te- sadüf et.medım ZAYİ 929 senesinde kız ameli hayat or- ta mektebinden daktilo kursundan aldığım şehadetnamemi zayi ettim. Yenisini — alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Adile Uludağ ı ü SD a n ya ve Fransırlara atıp tuttular, cak, değil biz, dünya yüzünde tek tün dünya bilmektedir: huti darbeden ileri gelmektedir. Fakat bu adamların bizi hiç duklarının farkında değillerdir. Deniz teslihatımızı birinci plâna almalıyız ! Yazan: M. DALKILIÇ TALYAN gazeteleri, bu asırda hiçbir memlekette görülemi- ı yecek, yapılamıyacak müteaffin bir şekilde başladılar, Bu adamlar asalet, necabet ve şeref icablarında o ka- dar fiyasko olduklarmı kabul etmişler ki, politika nam'ma en şeref. li milletlere bir apaş gibi sövmekten perva etmiyorlar. Bir xaman İngiltere ve İngilizlere de sövdüler. bütün iddialarından yüz geri ettiler,. Şimdi de bize söğüyorlar. Evet! Onlar daima şerefe, necabete, kahramanlığa ve erkekli- ğe söğeceklerdir, bu yeni bir şey değil. — * Garibdir ki bu herifler İngiltere gibi bir devlete ve İngiliz gi- bi bir millete mütereddi diye küfrediyorlardı. Önüne gelene müte. reddi, mütefessih gibi küfürler fırlatan bu herifler, anlaşılıyor ki, herkese kendi çirkeflerini sıçratıp durmaktadırlar ve tehdide kalkı- şıyorlar. Fakat buna Arnavutluğa bile hücum etmek için 20 sene bu zavallı milleti ordudan, silâhtan ve hazineden soyup mahrum et- tikten sonra cesaret edebiliyorlar. Böyle İtalyan gazetecisi ağzı apaşça palavralara pabuç bıraka, Bu gazetecilerin neden kudurduklarındaki hakikati ise yine bü. Hegemonya iddia ettikleri Akdenizde, sulh cephesinin son mü- şaşa doğuşundan sonra, birdenbire hiçe inmişler, bütün tantanalı palavraları birdenbire suya düşüvermiştir. İtalyan gazetelerinin ahmakcça tehevvürleri, şirretlikleri bu lâ- istiklâlimiz, şerefimiz üzerine bütün dünya milletlerinden çok da- ha hassas olduğumuzu bile bilmiyorlar, Bizi Akdenizde beyhude yere bir can dhşmıını yapmakta ol- can düşmanı yıpmıktı olduklarmım farkında değillerdir. : Bütün bunlardan bir hakikat daha anlaşılıyor ki o da bizim, artık, deniz teslihatımızı birinci plâna almamız lüzumudur. Vakıâ süratle onlar kadar donanma belki vücuda getiremeyiz, Fakat bizim elimizde onların kuvvetlerinin daima beşte birinin bu- lanması lüzumundan fazla kâfi olduğunu da unutmamalıyız. bayağılıklara Sonra, Fransa- Fakat, bütün dünya karşısında, bir kişi yoktur!.. tanımadıkları anlaşılryor. Bizim wwwi , İki ineğe yıldırım düştü Sahibi hayvanları keserek Cetlerini - sattı Evvelki günkü' fırtiınada — garib bir vaka olmuş, ve Kızıltoprak ci- varında bir ahıra düşen iki yıldı - rım, burada duran iki ineğe tesa- düf etmiştir. Kızıltoprak, — Kuyubaşı sokağın- da oturan Mustafa isminde «bir a. dam sütlerini sağmak üzere iki i- nek beslemektedir. Mustafa bu i- nekleri satınalalı henüz pek kısa bir zaman olmuştur. “Yıldırım düşünce hemen ahıra koşan Mustafa ineklerinin can çe- kiştiğini görmüş, hemer — bıçağını çekerek hayvanları ölmeden kes - miqtii'. 'Ondan sonra da veterinere gitmiş ve ineklerinin muayenesini istemiştir. Veteriner — hayvanları muayene ettikten sonra, etlerinin satılmasıma müsaade etmiştir. Mustafa da zararının bir kısmı. ni böylece kurtarmıştır. KERARR AĞA Re PPPWT DA LT UDU Kiralık askerler... Amerika Radyolarında Nevyork sergisi pavyo- numuz hakkında müsahabe yapılacak Amerikanm Nevyork — şehrinde kâin (W3XL) ve Pittsburg şeh- rinde kân (W8X X) işaretli rad- yo istasyonları, Nevyork Dünya sergisinde Türk pavyonu hakkında Fransızca bir musahabe “ hazırla- mışlardır. Bu musahabe, 8 temmuz 1939 cumartesi günü her iki istas- yondan da ayni saatte, yani Türki. ye saatile saat 22,45 de aşağıda yazılı metrelerden neşredilecektir. W3XL (Nevyork): 16.87 metre, Wex xX (Pittsburg): 25.27 metre ——— Konvansiyone| treni gene gecikti Bu sabahki Avrupa konvansiyo- nel treni iki saat teahhürle gel - miştir. Bu gecikmeye, tren makine sindeki bir arıza dolayısiyle mu- ayyen sür'ati yapamaması sebep olmuştur. ANZİĞ meselesi dünyayı tekrar telâşa verdi. Ortalık yine telâş ve heyecan içinde... Hemen istisnasız herkes ayni birleşiyor: — Harb olacak mı? Garibdir ki cevabmı. verecek dünya yüzünde hiç kimse yok!.. Hattâ İngiliz ga- zetelerinin Almanyadaki muhabirleri Bay Hitlerin dahi harb olup olmıyacağını bil- mediğini yazıyorlar!.. Şık değil mi?,. Harb hazırlığı var. Harb havası var. Harb telâşı var. Hattâ, belki de harb ar- zusu da var... 'Fakat harb olup olmiyacağını bilen yok!... Peki ama, hiç kimsenin bilmemesi, hiç kimsenin harbe niyetli olmadığını göster. ııeı mi?.. Bu harb kendi kendine mi öla- sualde Bizce, yani, bugünkü dünyada hâlâ bulunması lâzımgelen mantıkça, harb an- cak şu zaman olabilir: İtalya Almanyadan ayrılabilirse... Ya- Rasgele hut İngiltere bütün müttefiklerinden ayrı- — labilirse!,. Neden mi, buyrulacak?.. Çünkü: Harbi durduran küyvvetler muvazene. . sidir!.. Anlaşıldı ki akıl muvazenesi değil!!.... * * * Dünya nüfusunun müstakbel istatistiği! İR gazete yazıyor: Dünyada otomaobil kullananların sa- yısı d0 milyonmuş!.. Dünyada cen son sağ kalacak olanla- rın sayısmı anlıyor musunuz”",. * * A Kömür depolarına yer ! İNE gazeteler ayni şeyi yazıyor. lar: kömür depolarma yine yer n- ranıyormuş?.. Kömür depolarma yer? Köprüden — vapurlarım fayrab zama- nında gecenlerin beyaz ceketleri!!... JANSLAR Romadan garib bir haber veriyorlar: Japon hüküme- ti, İspanya harbinden henüz dönmüş olan İtalyan askerlerini kiralamak üzere Roma hükümetiyle multabık — kalmış!... Japonya tarafından kiralanan bu askerler Çin harbinde kullanılacaklarmış!,.. Acalib şey değil mi? Acaba İtalyan dostlarımız bu askerlerin kendilerinin işi- ne yaramıyacağını nihayet anladılar da şimdi kiraya mı veriyorlar, dersiniz*!,. * * * Haltetmiş | MOlZ isminde açık göz bir tüccar Mudanyadan — Alman — bandıralı Donna vapuru ile harice sevkedilmek üze- re 200 balya koza kırıntısı yükletmiş. Fa- kat vapur Haydarpaşaya gelince kaptan liman idaresine: — Bu mallar kokmuştur! Götüre. mem! diye şikâyet etmiş. Mahkeme heyeti gelmiş, bu iddianm hakikat olduğunu gör- müş ve kokmuş mal vapurdan çıkartıl- mış... Doğru değil mi?.. , Yerif kokmuş malı ne diye harlee çı- karıyor? Dahilde satsm efendim!,.. |rası birinci daire başkanı; İskenderun Liman teşkilâtı kura'me s: hazırlıklarına başlandı Topraklarımıza katılan Hatay mınakasındaki limanlarda da yeni teşkilât yapılması için hazırlıklara başlanmıştır. İskenderunda Münakalâ Ve kâletine bağlı bir merkez liman teşkilâtı. vücuda getirilecek, di- ğer Hatay limanlarında da birer liman reisi bulunacaktır. Buradaki teşkilâtta çalışmak —üzere müte- hassıs memurlar gönderilecektir. Ayrıca İskenderun limanında tahmil tahliye işleriyle uğraşmak üzere devlet limanlar işletmesi u- JJmum müdürlüğüne bağlı olarak bir de liman işletmeleri müdürlü- ğü kurulcaktır. 80 Bin lirası olan ihtiyar Hastahanede sefalet içinde öldü İrahdan gsenelerce evvel — İs- tanbula gelen 60 yaşlarında eski bir 'tacir geçenlerde Bulgar has- tahanesinde ölmüştü. Burada manifaturacılıkla — işe başlayan Hüseyin bir müddet mu- müuş, iflâs etmiştir. Bunun üzerine ticaretten çeki- len Hüseyin, tanıdıklarının yar- drmiyle hayatını uzun müddet tez min etmiştir. Son zamanlarda sefalet şen bu eski tacir nihayet hasta- lanmış ve parasız olarak hastaha- neye yatırılmıştır. Hüseyin ölünce, evvelce yattı- ğı handa bulunan bir çekmecesi vaki ihbar üzerine polis memurla- ti huzurunda açılmış, içinde 6009 tur. Paralar, sfaletten ölen tacı rin mirasçıları arasında taksim : dilecektir . — Pamuk ipliği hakkınc: _ bir tebliğ Ankara, 6 (A.A.) — İktis. Vekâletinden bildirilmiştir. Memleketimizde tesis edile - |cek pamuk ipliği ve mensucal | sanayiinin tabi olacağı şartlar İhakkındaki 2/8903 sayılı karar- name hükmü 2/11171 sayıli ka- rarname ile kaldırılmış olduğun- dan eski kararnamelerin meri- yette olduğu sırada müracaatta bulunupta talepleri reddedilmiş olanlar, yeniden müracaat ede- bilirler. —— Türk Maarif Cemiyeti Umumi Heyet toplantısı Türk Maarif Cemiyeli umumi he- yeli 3 - 7 - 1939 tarihinde fevkalâde toplanarak (3512) numaralı cemiyet- ler kanununa göre esas nizamname- sinde yapılması zaruri değişiklikleri müzakere ve kabul etmiştir. Yeni nizamname hükmüne göre merkez idare heyetine ve hesap mü- da yazılmıştır: MERKEZ İDARE HEYETİ : Kemal Gedeleç Cumhur Başkanlı- ği umümi kâtibi; Vehbi Demirel Baş. bakanlık müsteşarı; Nevzat Tandoğan Ankara Valisi. Refet Ülgen Urfa say- layı; Rahmi Köken İzmir - saylavı; Fakihe Öymen İstanbul saylavı; Ha- lit Bayrak Beyazıt saylavı; Sungu Maarif vekâleli talim ve lerbi- ye başkanı; Şelik Yürekli Devlet Şü- Günver Başvekâlet müsteşar muuavi- ni; Avni Çubukgil Riyaziye meni, HESAP MÜRAKİPLERİ : | Muhittin Baha Pars Bursa saylua.' vi; Hilmiye Dener Riyaziye öğret- meni, Topkapı klubünün kongresi 'Topkapı Spor klübü başkanlı, da 9—7—0939 pazar günü saat 14 mukarrerdir. Üyelerin teşrifleri rica olunur. RUZNAME Yeni Cemiyetler Kanunumu göre nizamnamede yapılacak (ndi'âftır. vaffak olduktan sonra işleri bozul- . ve aç . lık yüzünden elim bir vaziyete dü- altın, 25.000 kâğıt lira bulunmus — rakipliğine seçilenlerin adları aşağı- İhsan Haydar * öğrel- * de fevkalâde koöngrenin toplanma ı Hra D PAAYE t &K O ü | k.k M ( n n K b n 'i ııw hi F» .JV di 1',_ Kd Tı & Ü - “İ;' K ; #E İ £ ! ! | , * | / 'l&' ! A' JW' ) «i 'L.'—: ":- S