Mi - | - el |e i- “keti geçerek — gidebilir. Ze DEĞT RG ZHWNCI.L ” — İ HABER—- Alışam Poılııı aa a —e _J'İ 5Sovyet Rusya Avrupadan niçin korkuyor Almanyanın Finlândiyaya asker /| çıkarıp Leningrad üzerine yürümesi mümkün mü ? İngiliz - Sovyet müzakereleri başladığınldanberi, itiraf edelim ki Rusya, kendileri istemediği hal- de;"şu Baltık devletlerine garanti Vetmek hususundaki israrı ile bi- Zi biraz hayrete sevkediyor. Veçle Finlândiyanın — Alond ada. larında yapmak istedikleri tahki- Mata itiraz etmesi de bir çoklarma daha az garip gelmedi. Rusyanm Baltık sahillerine dair karanlık Bayeler beslediği ve — bunların hepsinin pek te Almanya aley- hinde olmadığını düşünenler oi n Diğer taraftan, Japon ordusu- hun Çini işgaline karşı Rusyanın Aldığı vaziyeti de matbuat tama. Miyle izahtan Aaciz kaldı. Rusya hakkında verilen hükümler biri- birini nakzediyordu. Bir iki ay evvel Amür nehrinde Ruslarla Japonlar arasında va - him bir hâdise oldu. Tam mânasi- le bir harp başlamış ve sekiz gün Sürdükten sonra, bir anlaşma ile halledilmişti. Bir iki haftadan'seri de Japon- Yanın kontrolü altınıda olan iç Mo- Bolistan ve Mançurya ile, Sovyet- lere dahil bir Sovyet cumhuriye- ti olan Dış Mogolistan hududuz- da hâdiseler oluyo:. Hava muha- Tebelerinden bahsediyorlar. — Bu Muharebelerde tayyareler yirmi - Şer, otuzar, ellişer ellişer düşü- Yorlarmış .Halbuki ne Sovyet Mo- Bollarının»böyle bol bol düşmele- Te gmüsait tayyaresi vardır, ne de Japonlaşmış Mögolların.. için, bunların bir tarafta Rus, bir tarafta da Japon tayyareleri oldu- ğu muhakkak. Binaenaleyh, Sovyetler Rusya. sı hem Avrupa ile, hem de Uzak Şarkla meşgul bulunuyor. Belki biraz evvel bahsettiğimiz — israra Onu sevkeden de bunlardır. Sovyet Rusya Avrupadan neden korkuyor ? *Rusyanın Avrupada korktuğu hedir?, Hem bir çok şey, hem hiçbir Şey, Esas itibariyle Rusyanın Al- Manya ile hüdudu yok.. Binaena- leyh, Almanya, Rusyayaya ancak denizden veya başka bir memle- Meselâ, Lehistandan geçerek. Fakat Le - histan kuvyetlidir. ve kendisini Müdafaaya karar vermiş bulunu. Yor. Romanyadan geçerek.. Fakat Omanya Lehistanın müttefiki; #Yyni zamanda Türkiye ile anlaş - âsı var,. Nihayet ve en fazla ihtimal ©- ları: Finlândiyadan veya Baltık Memleketlerinden ayni zamanda Stçerek . Memel Almanyaya geçtikten Sonra mümkün olmıyacak bir şey d’âll bu.. Şarki Prusya takviye e- Oıh-m& bir yer. Oradan kuvvetli "' ordu çıkıp Rigaya doğru yü- Tüyebilir, - Yâlnız Lehistanın bu yürüyüşü. #n di Ç menfatine muşgayir ıaYmıyac:agı şüpheli.. Almanya - ln Finlândiyaya asker çıkarıp lngrad üzerine yürümesi müm kü“'lîı.n' Zira, böyle bir yürüyüş, m'reşal Manhnerheim'e yardım gö k üzere Alman gönüllüleri ile Yola çıkan general Von Goltz “Yafından yapılmıştı. Mareşal o .' denberi ve halen Finlândiya '*Tkânharbiye şefidir. ,, Tabit, bir taraftan Finlândiya €zine, bir taraftan Kronstadta *hizden bir hücumla beraber ha- âta geçilmesi daha muhtemel- & İs- | Onun” P. Yazan Pierre Dominigue Görüyorsunuz ki, Sovyetler Rusyasının körkmakta ve belki bu küçük devletler Almanyayı davet ederler diye düşünmekte hakkı var. Zira, evvelâ, bu devletler Sov yet aleyhtarıdır; sonra, eskiden Rusyaya dahil bulunuyorlardı. O. nun için, Moskovadan iki cihet- ten korkmaktadırlar. Rusyanın onları kendi çerçeve- si içine alması için nasıl iki sebep varsa, Almanyanın da onları kendi çerçevesi içinde bulundur- mak istemesinde iki sebep vardır, Rusya Uzak Şarkta neden korkuyor ? Bu suretle, cenup hududuüundan, |Türkiye ve İngiltere tarafından emniyette bulunan Sovyetler Bir- liği, garp hududunda ve bilhassa Baltık hududunda, yani şimali garbi hududunda endişede bulu. nuyor . edebiliriz. Zira Kronştadt ve Le- ningrad gibi Arkangel de, Berlin- le Moöskova arasında bir harp ol- duğu takdirde, Almanya tarafın- dan taarruüz edilmek tehlikesinden uzak değildir. Fakat hepsi bu kadar değil, Rusya, imparatorluğunun — öbür ucundan da, yani , Uzak Şark tarafından- de €ndişe ediyot. - | Garp taralından, dünyaya hâ- kim olmak istiyen bir arzu ile kar- şı karşıya bulunüyor. - Bu arzu, İngiltere ve Fransa aleyhine ol- duğunu iddia ediyor. Fakat, ayni zamanda Rusyanın aleyhine (Uk. ranya ile Balkanlar). Şark tarafından, Sovyet Rusya diğer bir dünyaya hâkim olmak arzusu karşısında, bu 'da Çinin, İngiliz imparatorluğunun, Ameri- kanın, Holandanın ve Fransanın aleyhinde olduğuu iddia ediyor . Buna şimal hududunu da ilâve | yese | Fakat asıl gayesi Rusyayı Çin- den uzaklaştırmak ve ikisini A- müur nehrinden Rus Türkistanı hudutlarına kadar ayırmak, yani Sovyetler Birliğini Baykal'ın ar. kasına ve Asyanın buzlu şimali şarki kısmına atmaktır. Bu şerait altında, Sovyetler bir. liğinin başında bulunanlar çok müşkül bir mesele ile karşı karşı- yalar : “Bu cepheden mi müdafaya geç sek, öbür cepheden mi?, Daha doğrusu: “Şarka doğru mu> çekilelim, garbe doğru mu? Burdan mı çe“ kilmemiz mümkiün, ordan mı?.,, Ayni zamanda, Sovyetler Bir- liği hükümet erkânı kendi kendi- lerine şu suali de soruyorlar: “Acaba Almanya ile Japonya anlaşmış mı bulunuyorlar?.,, Sonra, onların zihinlerini işgal eden bir sual daba var: “Biz müttefiksiz edebilir yiz?.;. — Almanya ile Japonya anlaştılar mı ? Aydınlatılması lâzımgelen ilk nokta şu: : Alma_nya ile Japonya anlaşmış mr bulunuyorlar?. İlk bakışta evet diyeceğimiz ge- liyor. Fakat, harbin başlangıcından beri Almanyanın Çinde aldığı va” ziyet, daha ziyade Japon aleyhta- gzN Alman_ya uzün müddet Şafig - mi. MKY ! Çek'in yanımıda bir Almdü askeri heyeti bulundurdu ve bu |heyetin Çin generalinin kazandığı muvaffakıyetlerde veya hiç ol- mazsa bulunduğu uzun ve muvaf- fakt müdafaalarda rolü yok değil- dir. Diğer taraftan, gerek 'Tonkin- den, gerek Birmanyadan, gerek denizdeki kaçakçılıkla, hattâ belki de Siberya ve Türkistandan gelen yollarla Almanya Çine silâh satan memleketlerin başında — gelmiyor (Devamı 10 uncuda) Ürman insanları arasında: 49 YAZAN L.: Busch 36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bi.r'AIman seyyahı )9 Yaşındaki adam: <Ben az karısı olacak kadar fakir bir reis değilim! > dedi Bu adamların bu derece şehvetpe rest olmalarını ben kendi hesabıma önce o kadar gayritabit buldum ki| bu adamların bilmeden insanda cin 31 kuvvet ve iştihayı arttıran bir ne yi kökler kullandıkları — şüphesini duydum ve bü ciheti hayli araştır- dım. Filhakika bunlarda Bantular- dan Bantu birast yapmasını öğren- mişlerdi. Fakat bu biraya — ayrıca birtakım kökler de katıp kaynatı- yorlardı. Ben evvelâ bu köklerde cinsi kuv- veti şiddetle arttıran bir hassa bu: lunduğuna hükmettim ve bu kök- lerden tedarik ederek kaynattırdım. Tecrübe için bizim Hans ve Buba- ya içirdim. Her iki ırk üzerindeki tesirini de görmek için! Vakia gerek Hans, ve gerek bizim zenci Bubaya bu köklerden bol mik tarda içirdimse de beklediğimiz şe- kilde hiçbir tesir göstermedi. — Yal- nız, bu köklerin hafif bir keyif ve neşe verdikleri muhakkaktır, — Zira her ikisi de bu esrarengiz — kökleri içtikten sonra son derece neşelendi- ler. Hattâ Ulungaların öğle yeme- ğginden sonra yaptıkları dini bir dan sa bile iştirak ettiler! Fakat bilâkis dans esnasında Ulunga kadınları bermutat gayet şehvi hareketler yap tıkları halde kadına karşı bir nef- ret hissettiklerini söylediler. Burâ- dan anlayabildim ki — Ulungaların Bantu birasına ilâve ettikleri bu kökler, hakikatte,cinsi duyguyu art tırmak için değil, bilâkis azaltmak ve bu suretle neşelerini — arttırmak içindir.! Zira şiddetli cinsi duygunun gerek insanlara ve gerek hayvanlara de- rin bir hüzün ve , keder yerdiği ,ma- lümdur. . Demek ki Ulungalar .bil- meksizin sırf tecrübelerile bu kök- lerin cinst duyguyu azaltıcı tesirini, anlamışlar ve bu duygunun vücuda getirdiği sıkıntıdan kurtulmak için bunu biralarma karıştırmayı âdet etmişlerdi. Maamafih, bu mesele, Ulungala- rın kendilerini dahi rahatsiz ettiği anlaşılan bu Şşiddetli ve taşkın cinsi kızgınlıklarının sebebi meselesi, şüp hesiz ki, pek dikkate şayan bir hâ- disedir. Onun için bu hâdise üzerin- de pek fazla bir merakla ısrar ettim. Ulungaiaiin reisini ve bir de ihtiyar sihirbazı bu mesele hakkında açıkça istintak ettim, 50-55 yaşlarında tahmin edilebil- diği halde hâlâ son derece- dinç ve kuvvetli olan Ulungaların — reisile geçen bu enteresan muhavereyi nak- lediyorum. Reise sordum: — Senin kaç karın yvar? Reis evvelâ düşündü. Sanki ken- disi sayısını pek birden kestireme- miş gibi!.. — Hangi karılarım? dedi. — Senin kaç türlü karın var ki? — Benim mi?.. Bir sağ olan ken:- di karılarım var. Bunlar bir eldeki parmaklar kadardır. Ve daima ek- sildikçe gene o miktara tamamla- maya mecburum!.. — -Bunlardan - başka karın var mı? — Var!.. — Onlar nasıl karıların ki? — Bir defa karilarımın kız kar- deşleri de benim tabii karılarımdır! — Onlar kaç. tane? — Evlenmemiş olanları 3 tane- dir!.. — Evlenmiş olanları karıların de- ğil midir? — Hayır!.. Evlenince kocalarının olurlar! Fakat evlenmeden — evvel kendilerine ben erkeklik ederim! — Peki, başka türlü de karıların var mı? — Var! — Ne diyorsun? - — Evet! Ben az karısı olacak ka- dar fakir bir reis değilim ki! — Peki, bu karıların da nasıi kadınlar? SBunlar dul akrabalarımın kar rılarıdır!.. — Her dul akrabanın kansı da senin mi oluyor? — Benim! — Bunlar şimdi kaç tanedir? — İki tane! — Pekâlâ.. Bundan başka da ka- rın var mıdır? Reis âdeta başka karısı olduğunu söyliyemediği için sıkılmış gibiydi! Düşündü, taşındı. Nihayet — başını sallıyarak: — Var! başka karılarım da var! dedi. - — .— MIKİ iş ARAYOR._ PBUNLARI BİIR. ! TUZAĞA ousuemEK BALM eeT | w ŞU ) Hu şsnxnu BU KAPIDAN G REBİLİRSİNİZ g HAYIR Fas KaT Bık PI.A ae — — —aige M EŞE , BENİM VAZiYE- TİM MÜUKit * y ÇÜNK1 ONUN / EKMEGINI_, ARTIK ŞÜP' KALMADI -- Bizim USTANIN HER HAâr” ıi ORTAĞI OlA: DE cıîm DiYE POŞÜN, Dİ|rRetrtişin Pae. YAZAN ve Ça İZEN WALT DİSNEYE — ——— eet E BU iİŞDE %nm:mıru MÜL MAKLARI VÂRİ DİNLE Miki EVVELEMİRDE. H Mı DmsuNMEı.ıSıN LER BURADA Mev uBAuSoLAMAz ĞRADAN BİR KAÇ ĞÜN GEÇ. » MIŞ Esre HIR. SIZLIKLAR UNU TUL- MUŞPU... Diz Kh YA ,ı.ınıu HAZIRLA, - AKŞAM MUHİM BiR < n GŞİM V AR SENDEN ÂKIL Mi DANIŞACA- GİM .. KARŞIM DA Duııun— — Bunlar nasıl?.. Hangileri ?, — Bunlar ölmüş kadınlarımdır! — Ölmüş mü? — Evet! Benim şimdiye kadar 4 tane de karım ölmüştür!.. — Onları da hesap et! — Ölmüş kadınlarını, ne diye he- sap ediyorsun? — Hesap ederim ya! Çünkü onlar — | bazı geceler rüyamda tekrar bana gelirler!.. Ulunga reisinin bu cevabı karşı- sında kahkahalarla gülmekten artık kendimi alamadım..! Herif bu sek- sen türlü kadınla doy: mamış gibi bir de genç bir bekâr gibi rüyada da eş- ki karılarını görüyordu!.. Ulunga reisi hefhalde niçin güldü ğümü anlamaksızın kendisi de be- raber gülüyordu, — Peki, dedim, ben ÂAfrikada, si- zin bu taraflarda da pek çok dolaş- tım, Birçok kabileler gördüm. Hiç birinde bu kadar çok kadınları olan erkekler görmedim!.,, Siz nasıl olu- yor da bu kadar kadına bakabiliyor sunüz? Reis gülerek başını salladı ve şu cevabı verdi: — Kim bakar? — Bilâkis onlar bize bakar! — Ya? — Elbette!.. Onlar — çalışırlar, iş görürler.. Yediğimiz kökleri ve kaf- fer buğdayını onlar yetiştirirler; On lar toplarlar, onlar pişirirler!,.., O- nun için bizim kabilede bir adamın ne kadar tarlası olursa o adamın o kadar da karısı olür!” — Pekil.. karnını doyurmak meselesini, anla- şılıyor ki, bu suretle halletmişsiniz! Fakat bir mesele daha var. Reis, merakla yüzüme bakarak: — Nedir? , Diye sordu. — Bir erkeğin bu kadar — kadını olması erkeği zayıf — düşürmez mi? Siz kocalığı kuvvetlendiren ilâç kul lanır mısınız? t — Hayır! — Acaba içtiğiniz biranın da bür da faydası oluyor mu? — Bilmem! — Efkeklere hayatlarında — hiç böyle —bir ilâç — yapmaz mısırız? Yahut sihir gibi şeyler? — Ha., erkeklere mi?.. — Nedir o? ne yaparsınız? — Küçükken kanına (kuvvet ba- n karıştırırız? — Kanma kuyvvet balı mı karıştt rırsınız? < — Evet! — Nasıl? — Erkeklik yaşına — yaklaş- miış olan çocuklar ormanın mukad- — Biz kadınlarımıza bakmayız Bu kadar çok— Kârmım; — ğ xapanz?' des yerine götürülür, orada üçay — doğumu müddet kalırlar. O vakit o- rada birkaç defa kanına kuvvet ba- ir karıştırılır! 7 — Bu kuvyet balı nedir? —. Bunu bizim sihirbazlar yapar- lar! — Neden )aparlar bilmiyor mu“- sun? — Hayır! Bilmiyorum, Fakat bir çok karışık, türlü türlü — köklerdir bunlar! Bazı ağaçların göğdelerin- den sızan ballarla bu kökleri kafış- tırıp kaynatırlar!.. Bunları galiba birçok da kuşların, böceklerin vü- cutlarından çıkardıkları kısımları. katarlar.. Toprağa gömerler!,, Bur nu her sihirbaz bilmez ha!. İhti- yarlar bilirler!.. (GCevarm veri ÜN ği 8 n MRAARR T — TRE,”