27 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü S Emir var, kuş bile uçamaz, S Ben çıkarım, S Nasıl? S Onu bana bırak! Yalnız unüt- ki ben Bursalıyım ve adım An- " Seninle seviştik, Biribirimizi BN çdanl vi Seviyoruz. di ŞPeki, ' : Allaharsmarladık! Uğurlar olsun Afroditi, yolun vi Ş *lsun, Hünkâr seninle övün - H Hayatımda senin gibi bir er . n El:örmecum. Kaldı ki kadınsın, g _&Dditi saray mührüyle mühür. S1 kâğıtların birine “serbesttir,, Ü yazdı ve kapıya ilerledi. “*tci önliyerek: S Yasak! diye haykırdı. Toditi kâğıdı gösterdi. Nöbet- Slâm verdi ve çıkıp gitti. fimus ve Balaban Bursa civa- © (A insa edilen kalelerinden mü- ğW Üüdiyen akmnlar yaparak tazyik. tef |“evam ediyorlar. Muhasara altın alan Bursalılar yavaş yavaş l l Zyikin tesiri altında gıda müş. e _t;"'la düşüyorlar. Memlekette | lik ve açlık başladı. L;;» Ursa kumandanı Andronikosa x Bönderip ne yapacağını sor- tF- Fakat çok evvel Miray, An- ün; , *08 huzurunda aktedilen mec. f.l harbde verilen kararı hakan ü | *Sa arzetmişti. Bu itibarla ha. tazyikini —büsbütün — arttırdı, " *Onuna kadar götürebilmek için tek , ” Afroditiye sarayda kalmağa ya Vermiş ve fakat: Bi <u M li eline dokunmıyacak, de - Ii“buki Afroditi Miraydan daha O, Sü, Nihayet bu iş kendi iffeti l'—“aix 'di. O Gazan gibi, Olcayto ““nıaxa hükmeden hanların den tereyağından kil çeker gibi i Çekmiş ve iffetine el uzat - k"mlşu Andronikos da kimdi? Tay buna emindi. Afroditiden Te €tmeğe hakkı yoktu. İş ica, Hun da böyle bir yolla Bizans h“& intisabında isabet — vardı. ÖSi olan biteni hakana arza » Afroditi de Saraya dönerek ? ı":'Ilikı)a:s. muvafakat cevabı ver y İi Iullıîl!'at.or ne Bursayla meşgül - jt orduyla, O yeni düşen bu a- Bece istismar edecekti. İrade h. Hazırlık yapılıyordu. İçe - h. * Söyliyecekler, çalımacak, oy. | “Cak ve sanki bu zevk ve sefa- ç TUsamış kudüz. imparator bu hzlfafs girecek. Üronikos hiç şüphesiz Bizans torları arasında zekâsı ve İc ”e en korkuncu sayılırdı a- İ Vroditi için henüz toy gibiydi. lıw“-l onu da parmağında çevire- | Buna bizim de hn. x'a*îham Afroditi gece yaklaştık t"“’ı'yüı; duyuyor, ve bu işi na. edeceğini henüz kestire - için telâş içinde üzülüyor- d AA &&âğ AĞ şüphemiz kiq'llîrlaınd:, süslendi, Güzeldi za- f Ş* büsbütün güzelleşti. Yüzüne hale geldi, Beceki eğlenceye bütün ka . bi **, memleketin büyüklerinin ka- , kızları da davetliydi. Afro- Jf he *psini çileden çıkaracak bu tesem haliyle cidden bir impa- Çe gibiydi. Belki güzellik kı. e l'l::f da bir imparatoriçeydi,. h Afrleri Afroditiyi karşılıya - L Teker teker gelenler, güzel M karşısımda hayret ve hay- b“lla mihlanıp kalıyorlardı. âaseler, saz ve her şey en | - A Tmel şekilde — hazırlanmıştı. N Pcak değil, Bizans imparatoru İ iynrl' tğıe“l'lc:e başladı. h İ y Herkes içı) ör, FNU bütün gözler yarı çıplak Af. u—'fü takılmış bir halde. Yezidin ©tutmuş sanki. O kadar güzel- ı' ki, © kadar tatlılaşmış ki An- ös bu gece kendi kendine çe- '%ERİN TARİHİ ROMANI. 34 Yazan: Mzaffer Muhlittin Bütün gözler yarı çıplak l4 froditiye takılmış bir halde keceği bu mükellef ziyafetin ateşi ile daha şimdiden epeyce içmiş ve epeyce sarhoş olmuştu, Afroditi sağında oturuyor ve mü. | temadiyen — İiçiriyordu. Davetlil hükümdarın bu kadar içmesini bel- ki ilk defa görüyorlar, Afroditinin uzattığı kadeh geri dönmüyordu. Rakkaseler çırılçıplak dans ettiler, Meclis coştu, Haykırışmalar arttı,. Artık ne hükümdar, ne nazır, ne şu ve ne bu kalmıştı. Anna ismi telâffuz edilince bü - ün kadehler kalkıyor ve mütemadi. yen içiliyordu. Afroditi zeki kızdı, Bir aralık ka- dehini kaldırarak: — Bursa kumandanmın şerefi. ne! ! Diye haykırdı. Bu #öz ortada bir bomba gibi te. sir bıraktı, Kafalar hep imparatora döndü, Afroditi sanki pot kırmış ve bunu bilmeksizin yapmış gibi dura- ladı, kadehi elinde kalktı, İmpara. tor kalktı ve o da kadehini aldı ve şunları söyledi: — Arkadaşlar, filhakika Bursa kumandanı şerefine içilmek lâzım- dır. Bu şehri canile başile müdafaa etti. Evvelâ Annanm arzusu veçhi- le kumandan şerefine içelim, İçtiler, Ağzını silen imparator devam et- ti, — Fakat bizim için Bursayı mü- dafaanın manası yoktur. Bugünkü vaziyetimizde Bursada yapılacak i. şimiz de yoktur. Zevkimize bakalım! w Bu söz sanki kızgın bir alev gibi bütün davetlileri sardı, kavurdu ve hepsinin vaziyetini birdenbire de - ğiştirdi. Bursa elden giderken on. larım burada zevk ve safalarımna bak mak vaziyetinde bulunmaları çok a- ğırdı. Bunu hazmedemiyenler çok- tu. Maahaza görülüyordu ki artık Bizans saltanatı ve kudreti tereddi | ediyor, Afroditi bu hareketile meclisi &o ğutmuş ve eski neşe yerine şimdi imparatora karşı derin bir itimat- |tarmış hem de memleketin - karığ! masına #ebeb olmustu, Süratle gi 4| sızlık ve düşmanlık alıp yürümüştü. Bu hareketi mütemadiyen tahrik etmek istiyen Afroditinin ne yap . mak istediğini Tafin de takdir ede- miyordu. Ama, beklenen şey - oldu, Kumandanlardan biri kalkarak karı sını kolundan tutup sürükler gibi imparatorun yanınma geldi ve: — Haşmetlü Andronikos, dedi, Bizanslıların kanr dökülüyor. Biz Bursa hakkında müdafaa hazırladı. ğmıza kanidik. Sen burada zevkin-. le ve birtakım fahişelerle meşgul - sün, Senin yanında çalışmak bu -. gün şerefsiz bir iş oldu. Ben çekili. yorum, Andronikos yerinden fırladı, Af- röditi de güya ağlar gibi Andrini- kosa dönerek: — Senin yanımnda şerefli bir mev. kim vardı sanırdım, Bak bana. fa- hişe diyorlar! Diye haykırdı, Andronikos, kumandanının tevki. fini emretti, ortalık karıştı. Kılıçlar çekildi. Hassa askeri koşuştular, Andronikos ve Afroditi içeriye dar kaçtılar, Afroditi: — Aman şevketlüm, dedi, Beni bir müddet için azad et. Bu hare- ket artacak ve belki bir isyana se- beb olacaktır. Şimdi iş başma geç. mek ve büu küstahların cezasmı ver- mek lâzım. Ben daima seninim! Sarhoş hükümdar böylece Afro . r ditinin hazırladığı tuzağa düşmüş ve istediğini yaptırmış, bir taşla İ- ki kuş vurmuş, hem kendini kur - yindi ve çıkarken: — Haşmetlü Andronikos, — dedi. Sizi gafil avlamalarından korkarım, Vaziyet cidden vahimdir. Fakat sa. yende bastırılacaktır. Fakat şu sı- rada Bursayla uğraşmak da kârı a- kıl değildir. Diş vaziyeti süküna sok mak için Bursanın teslimini emret. sen isabet edersin. Yalnız memle - ketin içindeki hâdiselerle uğraş - mak daha kolaydır. (Devamı var) Kapana tutuldu ! — Bir perdelik piyes — Nakleden: İLHAN TANAR Şahıslar: Necmi, Feride, (Necminin karr sı); Güzin, Nihat. Sahne: Küçük bir apartımanın yemek odası, Mutfak kapısı açık. tır, Perde açıldığı zaman Feride- nin ipekli bir akşam elbisesinin üs tüne önlük bağlayarak mutfakta yemek hazırlamakta olduğu — gö- rülür. Sıksık saatine bakar. Tencere- yi havagazi ocağının üstüne ko. yup yemek odasına geçerken, birden sıçrar ve eteklerini topla- yarak bir köşeye büzülür. Fare tekrar tıkırdayınca — iskemlenin üstüne çıkar.) Feride — Ay, bir fare daha 1, Dün bunu yakaladık zannettikti .. (İskemlelerin üzerinden yürüye- rek kapıya yaklaşır.) Necminin sesi — Alo, alo, bura- sı Necmi radyosu! (gülerek içeri girer.) Feride — Necmi, bu apartıman da bir saat bile durmam artık... Hani dün bu fareyi yakaladındı?. Necmi — Yakaladımdı ya!, Feride — Şimdi büfenin altına kaçtı. Necmi — Eşidir. Feride - Onların da mı eşleri! var?, Necmi — (Ferideyi kucağına alarak iskemleden indirir.) Terbi. yeli hayvandır. Misafirlerimiz var 'ken ortaya çıkmaz. Feride — Sen yanımda iken o Kkadar körkmuyörüm amia.. Necmi — Korkak kızım be- nim! (Öper.) Feride — Necmi, Güzinle, Ni- hat ta bizim biribirimizi buldu- ğümuz gibi biribirlerini keşfedi- verseler ne iyi olurdu!. Necmi — (Gazetesini açarak), Güzine ne oluyor? Koca bulamı- yor mur, Feride — (Sofrayı hazırlaya- rak) —Aramasını bilmiyor. Pen- ceresinin Öönünde oturup, gözle. rini yıldızlara dikiyor. Sanki a - damcağız gökten zembille inecek miş gibi!.. Necmi — Benim senin önüne indiğim gibi!. Feride — Herkesin gözü sen- deydi.. “Yazık şu Necmiye,, di- yorlardı. “Hâlâ evlenmedi. Be. kârlığını da pek belli ediyor.,, Necmi — Bekârlığı nasıl belli o- lur insanın? (Aynaya bakar.) Feride — Sen hiç aynaya bak- mal. AÂrtık yok tabii, canım... Çünkü evlisin. (kapı çalınır), Bak kala kapan — ısmarlamıştım. Mu- hakkak odur. (Kapıyı açar, elinde kapanla döner.) Peynir ziyafetini nerede vereceğiz? Mutfağa, rafın altına kuralım.. Allahaşkmma bu fareli apartımandan çıkalım, Nec. mi, olmaz mı? Güzin burasını be- ğeniyor. Nihadı evlenmeğe Trazı edebilirsen hemen burasını onlara devreder, biz başka yere taşını - rız, Necmi — Demek plânlar kuruyorsun?. Feride — Ben şöyle açıklık bir yerde, biraz — kıyısı köşesi olan bir ev istiyorum.. Pabuçlarını şap. ka kutumun üÜüstüne koymuşsun bu sabah, en yeni şapkamın çiçek- leri ezilmiş. Necmi — Vah, vah. Ama ne yapayım, iskarbinlerimi — yatağın altında istemiyorsun.. Feride — Bak, bir hamam bö- ceği, çabuk öldür.. Necmi — Daha dün her tarafı ilâçladık, bu da 'nereden çıktı ?.. (Öldürür.). Feride — öer çabuk nreyor. lar ki!.. Necmi — Misafirlerimiz nere- deyse gelirler. (Ayağıyla bir şey ezer.) Feride — Neydi o0?. Necmi — Birşey yok.. Feride — Bir şey ezdin!, Necmi — Cıgaramdan kül dö- küldü de!.. Feride — Kül ezilmez, üflenir. Gözüme bak bakayım, şimdi ya. sen böyle lan söyleyemezsin.. Güve değil miydi o?. Necmi — Küçük bir güve, e- hemmiyetsiz! (Çıkar.) Feride — Avaz avaz bağıraca - ğıim geliyor.. Haşarat yuvasına düştük. (Kapı çalınır.) Geldiler.. (Kapıyı açar, Güzin girer) Oo, Güzin, yalnız mısın? Nihat nere. de?. Güzin — Bılmem Feride — Seni almağa gelmedi mi?, Güzin — Nihadın rahatını feda edemiyeceğini bilmez misin?. Feride — Ona âşık olduğun için dayak istiyorsun doğrusu.. . Neden sana daha kolaylıkla izdi - vaç teklif edecek birini bulamadın, Güzin — (Bir cıgara yakar) Bir zaman, benim bir atım vardı.. Elimdeki şekeri almak için yanı- ma kadar gelirdi de tamam yaka, layacağım zaman kaçıverirdi. A- rabası, şekersiz filân — kolaylıkla yakalardı.. İşte onun gibi, —usul, metod meselesi! , Feride — Ben nihadı hesabına yakalasam, evlenmeğe hemen razı olur musun?. Güzin — Tabift değil mi, be- nim istediğim de ol. Feride — Böyle küçük bir a- partıman tutarsınız. Ne şirin de ğil mi? Derli toplu.. Hem kirası da ucuz! Mutfaktaki tencereleri - me, tavalarıma bak, ayna gibi pr. rıl pıril! İşi kolay, temizliği dakl- kada oluyor. Hem de bakkal, . ka- sap herşey ayağına gelir. Güzin — Kıskanç diyeceğinden korkmasam, Nihatla evlenince a- apartımanını elinden almağı ister. dim, Feride — Yok, bak doğrusu biz' rahat, sevimli yuvamızı kimseye vermeyiz.. Necmi — (Dışarıdan seslenir) Feride, tereyağ paketini açtın mı? Feride — Vakit olmadı, kapı çalınınca perdenin arkasına sakla* (Lütfen sayfayı çeviriniz) —— © PLANS 25 Stürzen, Deckeln) 16. MUTFAK FIRINI (kömür ocağı) F: la cuisiniğre (le four- neau de culsine, une cul- | siniğre â charbon) 16. İ: the kitehen range (the cooking range; a sStove, a coal stove) der Küchenherd (Herd, | Kochhred; ein Ofen, Koh. 16, 16. A: lenherd) 17. OCAK KAFPAĞI a hava deliği (menfez!) ! 17, F: la porte de chargement | a le clapet d'entrâe d'air 17. İ: the fire - box (the grate) n the vantilator 17. A: die Feuerung a die Luftklappe 18. KÜL ÇEKMECESİ 18. F: le tiroir aux cendres (le cendrier) | 78. İ: the ash - pan | 18, A: der Aschenkasten | 19. 164 KÖMÜR KÜREĞİ 19, F: la pelle â eharbon 19, İ: the coal shoövel 19. A: die Koöhlenschaufel (Kohlensechippe) | 20. | (tenelıesl) | | 20. İ the coal - 20. O21, FIRIN |kıza | 81., F: lefour (â ven, the roa re) 22. flet) serkocher) 285. TAVA | 28. F: la poğle ne) DT KÖMÜR — SANDIĞI 20. F: le bac â charbon box A: der Kohlenkasten rtmalar iİçin | rötir) 21, İ: the öven (the baking ©- sting öven) 21 A: der Bratnfen_ (Backa-: fen, die Bratröhre, Röh- DÜDÜKLÜ TENCERE a haber düdüğü 29, F: la buoilloire a le sifflet d'alarme (â la boullloire â sif , |22. İ: fhe tea - kettle a the whistle (on the whistling kettle) 22. A: der Wasserkessel (Was- n die Signalpfeife (am Pfeiftopf, -kessel) Üa poğdle â frire, le poğlon) 28. İ: the frying - 28. A: die Pfanne (Bratpfan. pan Plânş 25 3 b F- ö R ıîâr S || £ e © * 8 5 ı b & s a? R —'-— > ga: ” AY vaaatllk * T — | Mi f * YA 4 Di * i B Zi e KA “np ı-'= a ı'!.;' | GU_I Did [ğı"= gi Ba _J ol (zie AM y - A ' . İ— . lli ;ğ] v eT A NK — e — Di ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: