i ABERİN TARİHİ ROMANI: 37 Yazan: İümüehör Muhittin Mumların ışığı Afroditinin | saklandığı yere vurmuştu Büyük bir tehlikeye göğüs ger. iş oluyordu, 'Tafin ona bir tavaşi Hirmesi Yüzumunu ihtar” kıyafetine etmişti. boyıyan ir hasret ve (“yakla bakarak: <2 Nasıl, deği, Eğer böyle Arab laydım, yine beni sever in Mi kuranı öptü ve dudakları » oldu. Gülüştüler, O gece saraya girecek olan Af- biti, her ihtimale karşı çok sev- İĞ kocası Mirayla vedalaştı, Bu © tehlikeliydi ve belki de ölümle İlecekti. Nihayot bu kadarına var Maları pek vazifeleri de değildi, a- da, defa karar vermişlerdi. ike nekadar büyük olursa ol. Ns Miray ve Afroditi o kadar zevk Yorlardı. Tafin, henüz karanlık çökerken! yani güzel Afroditiyi sa. m birkaç saat sonra sarayda fl ayak kesilecek ve kimsecikler arısından sonra An| sma odasına gire - ekti, Saatler iler Beliyordu. Tafin her ihtimale karşı sarayı * defa gezerek kimseciklerin ör - olmadığını gözlerile gördü ve #oditiye: > Haydi, dedi, Vakittir artık! Afroditi parmak uçlarma basa k odaya girdi. Evrakı araştırdı. | bühansa verilmiş karara bakıyor. Ni Zaten dil de kendisine yabancı r ve vazife zama- Pi verdiği oOkarar şuydu. kumandanı Osmana müraca- “ #derek halkın Gemliğe inmeleri- pi e istiyecek ve bir meb- i harbsiz bi, | Afroditi bilhassa Bizansm çok İsta bir şekilde kalelerini ve “ müdafaa yerlerini gösteren ha in gikardı ve bir kopyasını çi. Mi koynuna soktu, Bu, tezkere- de bir suretini aldı. 1 “$$ on kâğıdı da büyük impara- | v2 mübrü ile mühürledi ve ih- ten bunları da yanına alâ. A. s İşte kader başma bir iş çikar. verdi, Tam odadan Çikarken u- Tafin, âsâbını geren, şuurunu kaybettirecek kadar kendisini şaş. kınlığa uğratan bu hâdisöye rağ. men Afroditinin billördan i gibi vücudunu hayranlık ve he canla seyretmiş ve bu hareketini iza ödememişti, — Afroditi, dedi. Ne yapıyorsun? Tafinin kapısı vuruldu. Afroditi yavaşça: — Budala, deği. İşte senin met- resin gibi bir hal aldım. Nihayet katilin Arab olduğunu biliyorsun, Bu cürüm belki saraydan kovulma- nı icab ettirir, ama, hayatımız mü, emmendir. Zaten fazla görüşmeğe imkân yoktu, Tafin de süratle soyundu. arı çıplak bir halde arkasına kür. /kürü alarak kapıya koştu, Saçları- açmca saray | n: karışlırdı, Kapıyı hassa çavuşlarindan birkaç kişi el lerinde şumdanlarla şaşkın ve pe- rişan bir haldeydiler. — Aman, diye cinayet oldu. Nazır öldü. 'Tafin sahte bir heyecanla hay - kırdı: — Ne, öldü mü? Kim vurmuş” — Son sözlerini söylemeye mu - vaffak olabildi. Bir Arabanış, — Bütün Arabları tevkif edinir. Haşmetlü imparatora haber verdi. niz mi? — Evet, seni bekliyor, — Geliyorum, peki, — İrdeleri var, odanızı arıyâ. cağız. 'Tafin karyolaya baktı, telâşi: gö- | rTündü. Çavuşlar da vaziyeti takdir eder gibi oldular, Giremediler. Fa- kat keskin bir boru öltü, Ve bir karışıklık oldu. İmparator Andro - nikos Paleologos bizzat çok müte, heyyiş bir halde Tafinin odasma doğru geliyordu. Tafin süratle pantalonunu ve ce. ketini giyip yerlere kadar eğildi. İmprator kapı önünde donmuş bir balmumundan heykel gibi durarak | odaya bakıyordu, İşaret etti, Ça - vüylar çekildiler. Karyola dolu gibi | görünüyordu, Andronikos sordu: haykırdılar. Bir |dü f0r man insanları arasında: 39) İYAZAN: L. Busch 36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Gorillerle münasebette bulunularak yeni bir insan nesli üretmiye mi teşebbüs edilmişti ? Tafin cevab vermedi. İmparatoı | daha şiddetle haykırdı: — Söyle, yoksa katili sen mi sak dın Hayır haşmetlüm. O halde karyolanda ne var? Hiç kaşmetlüm! yürüdü. Karyolaya başına itriyordu. İmparator yaklaştı. Afroditi yorganı çekmiş, heyecsnmdan Andronikos haykırdı: — Burada cani! biri var, Çavuş. lar! Çavuşlar içeriye koşuştular. Ta- fin imparatora yaklaşarak: — Haşmetlüm, halvet irade et. Andronikos tekrar çavuşlara hay kırdı: — Dışarda bekleyin! Çavuşlar çıktılar. Tafin kâpiyi kapadı ve yavaşça yorganı ellerile tutup kaldırdı. Afroditi karanlık bir bulut altından ay çıkıyormuş gibi bembeyaz ve çırılçıplak görün- , büzüldü. Ellerile yüzünü kapa. dı, İmparator, bir Afroditiye hir Ta- | Cine bakarak sordu; — Kim bu kz? — Çok seviyorum ve sevişiyoruz haşmetlim, — Saraya nasıl girdi? — Sabahtanberi yanımdadır haş, metlüm., — Kimin kız? — Babası ve annesi yoktur haş- metltm, . Imparator Afroditinin. “ellerini yüzünden çekti. İmparatorun göz - lerinde muhteris bir fikrin şimşek gibi geçtiği seziliyordu. Bunu Af. i de anladı ve en müşkülpesent bile yere serecek bir lezzet- ie gülümsedi, yorganı göğsüne doğ. ru çekti, Imparator bir defn deha Afro- ditiyi seyrettikten sonra sert adım- larla çikti. O gün bütün şehri aradılar. Bü. tün Arabaları isticvab ettiler. Sa- ray, bassa, bütün İnxibat kuvvetle, ri tahkikatı bırakmadı. Katilin izi- ne tesadüf edemediler. Bu Bantu veya Mantular bir ta- raftan Hindista: ları gibi bir taraftan da Avustral yadaki Mara'Mangl Mara.Manglar Avu: &üm ortalarındaki çöllerde yaşıyan! |, en iptidai ve en vahşi insanlarıdır. Bunlar (Obungüa) isminde efsane- vi bir vrlana taparlar. İşte bu O lungua Orta Asyadaki Mançu Türk; İeri'arasında (Ulang) yani (yılzı kelimesini meydana getirmiştir. Türklerdeki (Yılang » yılan) ke - limesi de yine bir Türk Kabilesi o - Tari ve Türklerin “Daçir dedikleri Dağların dilinde (y)ilerin (9) lerin tahviliyle (Slanga) kelimesine dön. müştüd ki bugünkü almancada işelange) kelimesinin (yılan) de - mek olduğu malümdur, Zira Türklerin Daçig dedikle sarı 'u da daçlar olarak Avrup: gın şimal ırklarının sarı soyunu teş kil etmişler ve bugünkü Almany nın esmer olan (Deuç) İar ismini vedmişler; Binaenaleyh Almanların isimleri olan (Allmand) , (German) ve (De. uç) isimleri kâmilen Mançuların Daçığlardan ibaret bulunuyor, Yani biz (Deuç : Doyç) Jarm ve Almandlurın ilk cedlerimiz sırasile »İ German Mainliranalı Sakulav dansı... Afdikada Mandular, Hindistanda Mandalar, Orta Asyada Mançular Küçük Asyada Kara ve ni mandlar bulu Almandlar da (şa amlar) ma nasına geliy: araştırmala” Ja biz Almanlar rini ve ilk cetlerinin ını da derinden di tetkik etmekte olduğunt için bu bü- ecdat ve nesil irimiz arasın idaAlrikâda tetlefimizi teşkil etme. si lâzimgelen. Bantu unda bur dan dolayı fevkal merak etmek teydim. Bantular, arzm daha mu haceret yol n vahşi milletle tında müşlerek; kalmış ola zelzeleler ve k hâdisesinden so Ura - Ms ilerden neleri teyarüs etmişler, neleri flardı? Mandlâr. ve | gil jmerak ettiğim için Oyambo nane ve itikatla” u?.. Han unla iler. bu üç kıta, yani Avustural- e Adrika kı n Üre lan ne Bunlar gorillerle de münasebette bulunarak san pesli üret. mi teşebbüs etmişlerdi? Bütün cihetleri son derece reisi bu nin a özü çıkar çıkmaz bü Guymuştumu xian görmek, bütün bu merak ettiğim cihetleri oyakım kik etmek fırsatmı oeldeet- Ayni zamanda bun” a münasebet. ı da anlamak imkâ- blerden dolayı O. teklifini derhal ka- nin yanımıza verdiği kılavuzla beraber cenuba Odöğrü kal DİN İmama m Aİ MİD, a a ni İk reket ettik, İ Bizim zenci tayfa Buba has İmiş olmasına rağmen hiç hoşlanma İdığı ve hiç emniyet etmediği Ovam- İboların yanında İzu etmediği için ebraber yola ki, i b ai elinde şamdanla yaklaşan Aralarında müşterek bağlar İşi #ürür gibi oldu. Derhal bir iy“ sinerek nefes almadan bek- k Bu gelen başmabeyinci Kiyas- — 'Tafin, karyolada biri mi var? Miki i$ ald LUTFEN PARAYI YOLLARIM! irsi (Devamı var) (Avustralyada (Karamunga; lar,| AN ve ÇİZEN "ll ramen Biraz daha ilerledi. Allah kah - , ka” Mumlarım ışığı oAfrodii andığı yere vurmuş ve bir göl. koridorun üzerine çizlimişti. Ki- hafif bir çığlık kopararak dur- İş, Fakat artık terdddüd edecek pe kalmmaıştı. Vakit L Bu çığlık sarayda akisler İl, Taştı, Şimdi herkes toplanacak, an Altodiri bir dakikada verdiği bir | hp yerinden fırladı, ve herifn he SEMR MUMENB p 9 mw Su VorLARINI v on galımız VONTES.. va Ani Ti YAN? Bv Güztu e Jİ | saromum sükyrumu Nİ YATIMDA ŞEMESEK İŞLER YAPTIM ar Dpızım? i FAKAT Bu ADA pi ) ; ii R ” z : i mM ağa mk inin söylediği Bantu" metinde bir gün. oturuyorlardı, iel ik için mukaddes yılanla | ve son derece tehlikeli ol” İdüğemiz söyledikleri bir ormandan geçmek mecburiyetindeydik. Bu yılanlar ormanına öğleden zl amli sat sonra girdik. Orman - çok 8 vin Ünel; bm e İ VELA Vöni SomüLa BAKSANA U5TAİ. a İbir orman oldi n gayet serin- ç | Sv GuPÜLTU di “ö” SUN e Fakat vaktin gündüz (olmasına > men her birimiz dalları birer me. şale gibi yaktık, ormandan (Öyle SARI Konrt SARAYINDA yilvoditi koşarak Tafini ç VE vaziyeti kişaca izah etti, N de telâş içindeydiler, Çünkü , Yda deri uğultu başlamış, İk lorlrda koşuşmalar olmuştu. ii katil de biraz sonra arana- İy, ”8 sarayda görülen tavaşi kı- hey, "ndeki Afroditi yakayı ele ve. atı, n odasına TamiRar, a “an like bunların ansızın üzerimize atlamalarıydı. ıktığımız çıra ne armı elimizde taşr- yılanların havadan an ize atlamalarna mani Jağaçlarda Meşaleler yoktu, Muhak 4 bi Hi saray sarılmıştı. Tehlike * Afroditi için değil, Tafin i- | iye “E biddetle variddi. Bir, çare e Lüzimdi. May oradaki suyla yüzünü “ Ve Tafinin şaşkın o vaziyeli * mn ddüd göstermeksi - Kilpiak » w ve karyola i. Saçlarını dağıttı. lemağa imkân suretile oluyorduk. Filhakika yılanlar ateşten korka. rak geçtiğimiz yerde, biraz evvel geçtiğimiz ağaç dallarından farksız bir halde sarkıp dururken, birden- bire kıvrılıp kaçıyorlardı (Devamı var)